Bekçi - Polis

@**Mustafa Akten** · 22.07.2018, 14:15

BEKÇİ-POLİS

Türk ulusunun her zaman söylediğimiz gibi 16 yıldan beri sosyal çalkantı ve KAOS içinde olduğu, idari, siyasi ve mali açıdan toplumsal travmalar yaşadığı aşikar, DURUM ülkesini seven her yurttaş tarafından biliniyor...

Demokrasilerde kanun devleti olmaz, Polis devleti olmaz, kişiye endeksli devlet hiç olmaz! Kamu düzeni denilen düzen, mevcut siyasi erk tarafından bozulmuşsa, çaresi 10 bin bekçi 20 bin Polis alımı değildir. Hukukun üstünlüğü, kişiye, polise, bekçiye, siyasi erk'e galip gelir üstünlüğünü korursa kamu düzeni, bekçi-polis artırımı olmadan da düzelir..

Milli bütçenin savurganlığı ortada ve biliniyor... Saray merakları, lüks araçlar, saraylar, uçaklar! Soruluyor bu kadar harcama niye? Temsil de tasarruf olmazmış! Mantığa bakarmısınız?

Toplanan vergiler yol, su, baraj, köprü, istihdama dayalı üretim tesislerine dönüşmüyor, dış ödemeler dengesi bozuk, yatırımlara ayrılan pay az veya hemen hemen yok gibi, sosyal dengeler bozuk, adil gelir düzeyi paylaşımı ihdası henüz gerçekleşmiş değil, sermaye ve yatırım özentileri özel sektör tarafından ürküntü, ve üzüntü ile karşılandığından yeni tesisler açılamıyor, işsizlik artıyor, tesadüfen iş bulmuşların aldığı ücret hayat pahalılığı karşısında yetersiz kalıyor... İşte kamu düzeni denilen düzen bunun için bozuk, bunların telafisi ile kamu düzeni yeniden ihdas edilebilir, çok bekçi-polis, Polis devletini çağrıştırmaktan ve baskıdan öte bir işe yaramaz demokrasi zarar görür, görüyorda hatta kalmadı bile....

Tek adam buyurganlığı ve sultası hangi demokratik anlayış ve çağrışım ile örtüşür. Atatürk ilke ve devrimlerinin yıkılma noktasının son halkasına gelmiş bulunuyoruz..Eğer tek adamlığını ilan eden kişi, kayd-ı hayat şartı ile sarayda kendisinin, ölümü halinde varislerinin oturacağını KHK le zapt-u rap altıan alır, parlamentoyu göstermelik ve yandaşlarından oluşan bir kurul haline getirirse kim ne diyebilir?

Bu güne kadar yaptıklarına dur bakalım sen ne yapıyorsun diyen oldu mu? Halkın ve oydaşların aymazlığı, bilgisizliği, siyasi partilerin benim olsun küçük olsun anlayışı, muhalefetin nasıl yapılacağını bilemeyişleri bizleri bu günlere taşıdı utanç verici bir durum!

22.07.2018
Mustafa AKTEN

@**Rosebud** · 22.07.2018, 15:20

Hep verdiğim bir örnektir; yıllar önce NTV televizyonunda Mehmet Barlas ve Emre Kongar birlikte Yorum Farkı adında bir program yapıyorlardı, o programların birinde Mehmet Barlas halkın diktatörlük isteyebileceğini, bunun demokratik olduğunu savunarak ''demokratik diktatörlük'' diye bir kavram atmıştı ortaya da Emre Kongar'ın sinirden adeta kulaklarından dumanlar çıkmıştı.
Bugünkü yönetimin adını meğer daha o zaman koymuş Barlas: ''Demokratik diktatörlük''
Tabii diktatörlük bugünkü yönetimde gani gani mevcut ama demokrasiyi ararsan hak getire, doğalı da o, diktatörlüğün olduğu yerde demokrasi aranmaz, demokrasinin olduğu yerde diktatörlük bulunmaz.
Hal böyle olunca Türkiye'deki yeni yönetim şekli bu oksimoron kavramın vücut bulmuş hali mi diye kendime sormadan edemiyorum.

@**Mustafa Akten** · 23.07.2018, 08:49

Alıntı:

Orjinal Mesaj Sahibi Rosebud

Hep verdiğim bir örnektir; yıllar önce NTV televizyonunda Mehmet Barlas ve Emre Kongar birlikte Yorum Farkı adında bir program yapıyorlardı, o programların birinde Mehmet Barlas halkın diktatörlük isteyebileceğini, bunun demokratik olduğunu savunarak ''demokratik diktatörlük'' diye bir kavram atmıştı ortaya da Emre Kongar'ın sinirden adeta kulaklarından dumanlar çıkmıştı.
Bugünkü yönetimin adını meğer daha o zaman koymuş Barlas: ''Demokratik diktatörlük''
Tabii diktatörlük bugünkü yönetimde gani gani mevcut ama demokrasiyi ararsan hak getire, doğalı da o, diktatörlüğün olduğu yerde demokrasi aranmaz, demokrasinin olduğu yerde diktatörlük bulunmaz.
Hal böyle olunca Türkiye'deki yeni yönetim şekli bu oksimoron kavramın vücut bulmuş hali mi diye kendime sormadan edemiyorum.

Mehmet Barlas benim hemşehrim olan birisi...Her zaman kendisinden fikirlerinden tiksinti duymuşum ve aynı şehrin insanı olmaktan utanmışımdır.

Mehmet Barlas çıkarları için yağmur nereye yağarsa tarlayı oraya taşıyacak cinsten, önemli bir yanar döner ve her devrin adamıdır..Yaşı ve mesleği ile ilgili hiç bir zaman tutarlı, savunduğu ilkeleri ve ideali olmamıştır..Benim için Gazeteci bile değildir. Özür dilerim Mehmet Barlas ismini görünce ayranım kabardı.. Kusura bakmayınız lütfen.

@**Mustafa Akten** · 23.07.2018, 23:18

Alıntı:

Orjinal Mesaj Sahibi Aristo

Bir ülkede kişi başına düşen polis (ya da bekçi) sayısı giderek artıyorsa bu sadece suç oranının artmasına bağlı değildir. Onun da ötesinde suç kavramının bir iktidar tarafından nasıl değiştirildiğinin göstergesidir.

Bugün Cumhuriyet yazmış:

Bu da Sputnik' in geçen sene 31 Temmuz tarihli haberi:

Yani 500 bin küsür insandan bahsediyoruz.

Bu da yine bugünün Cumhuriyet gazetesi:

Bu sayılar aslında rejimin nasıl diktatörlüğe dönüştüğünün istatiksel delilidir.

...

Muhaleif olanları cezalandırmaya odaklanmış bir rejim, doğal olarak güvenlik güçlerinin sayısını artıracaktır.

Diktatörler, kendilerinin ve kurdukları baskı rejimlerinin güvenliği için ilk önce güvenlik güçlerinin sayısını artırır; ardından da hapishaneler muhaliflerle dolar.

Sn. Aristo,

Değerli tespit ve vurgularınız için teşekkür ediyorum ve işte budur! Ülkenin hal-i pür melâli..

@**Mustafa Akten** · 29.07.2018, 13:10

Alıntı:

Orjinal Mesaj Sahibi Aristo

Değerli abim...

Ben hep bir çok konuda o konuyu ilk gündeme getiren ve ilk yorumu yapan olmayı isterim. Bunu yapmaya çalışıyorum ama sen devreye girince benim denemelerim zayıf kalıyor. Ve gerçek bu!..

Abi; sen gündemi izleyip ve o gündemi kendi süzgecinden geçirip bizlerle paylaşıyorsun ve sazın bam teline vuruyorsun.

Ben bazen çok atılgan ve serseri (!) ataklar yapan biriyim.

Şimdi itiraf ediyorum: Ben de artık biraz senin gibi ölçüp-biçen ve taşı tam gediğine koyan yorumlar yapabilmeyi öğrenmeliyim.

Ama emin ol ki abim; öğreniyorum...

Nasıl mı?

Şöyle: Çünkü bu forumda @Mustafa Akten gibi bir abimiz var.

Sn. Aristo,

Övücü ve beni utandırıcı sözleriniz için teşekkür ederim...Ben öteden beri burada bu forumda her konuda düşüncelerimi, bilgi dağarcıgımdan gelen bilgileri değerli forumdaş kardeşlerle paylaşmaya gayret ettim...

Takdirlerimi sunduğum kardeşlerimden birisiniz... Sizinde çok çarpıcı, konulara vurgu yapan yorumlarınız ve yazılarınız var...Keyifle takip ettiğimi biliniz lütfen.. Çok sık foruma giremiyor yazılar yazamıyorum.. Eşimin rahatsız oluşu, benim kafamın sürekli meşgul olması yazmama engel oluyor...

Tüm olumsuzluklara rağmen yinede arada yazıyorum.

Sevgiler saygılar sunarım..

Mustafa AKTEN

22.07.2018, 14:15	#1
Çevrimdışı @Mustafa Akten Abdülmelik Hankendi Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. @Mustafa Akten	Bekçi - Polis BEKÇİ-POLİS Türk ulusunun her zaman söylediğimiz gibi 16 yıldan beri sosyal çalkantı ve KAOS içinde olduğu, idari, siyasi ve mali açıdan toplumsal travmalar yaşadığı aşikar, DURUM ülkesini seven her yurttaş tarafından biliniyor... Demokrasilerde kanun devleti olmaz, Polis devleti olmaz, kişiye endeksli devlet hiç olmaz! Kamu düzeni denilen düzen, mevcut siyasi erk tarafından bozulmuşsa, çaresi 10 bin bekçi 20 bin Polis alımı değildir. Hukukun üstünlüğü, kişiye, polise, bekçiye, siyasi erk'e galip gelir üstünlüğünü korursa kamu düzeni, bekçi-polis artırımı olmadan da düzelir.. Milli bütçenin savurganlığı ortada ve biliniyor... Saray merakları, lüks araçlar, saraylar, uçaklar! Soruluyor bu kadar harcama niye? Temsil de tasarruf olmazmış! Mantığa bakarmısınız? Toplanan vergiler yol, su, baraj, köprü, istihdama dayalı üretim tesislerine dönüşmüyor, dış ödemeler dengesi bozuk, yatırımlara ayrılan pay az veya hemen hemen yok gibi, sosyal dengeler bozuk, adil gelir düzeyi paylaşımı ihdası henüz gerçekleşmiş değil, sermaye ve yatırım özentileri özel sektör tarafından ürküntü, ve üzüntü ile karşılandığından yeni tesisler açılamıyor, işsizlik artıyor, tesadüfen iş bulmuşların aldığı ücret hayat pahalılığı karşısında yetersiz kalıyor... İşte kamu düzeni denilen düzen bunun için bozuk, bunların telafisi ile kamu düzeni yeniden ihdas edilebilir, çok bekçi-polis, Polis devletini çağrıştırmaktan ve baskıdan öte bir işe yaramaz demokrasi zarar görür, görüyorda hatta kalmadı bile.... Tek adam buyurganlığı ve sultası hangi demokratik anlayış ve çağrışım ile örtüşür. Atatürk ilke ve devrimlerinin yıkılma noktasının son halkasına gelmiş bulunuyoruz..Eğer tek adamlığını ilan eden kişi, kayd-ı hayat şartı ile sarayda kendisinin, ölümü halinde varislerinin oturacağını KHK le zapt-u rap altıan alır, parlamentoyu göstermelik ve yandaşlarından oluşan bir kurul haline getirirse kim ne diyebilir? Bu güne kadar yaptıklarına dur bakalım sen ne yapıyorsun diyen oldu mu? Halkın ve oydaşların aymazlığı, bilgisizliği, siyasi partilerin benim olsun küçük olsun anlayışı, muhalefetin nasıl yapılacağını bilemeyişleri bizleri bu günlere taşıdı utanç verici bir durum! 22.07.2018 Mustafa AKTEN __________________

22.07.2018, 15:20	#2
Çevrimdışı @Rosebud Müdavim Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. @Rosebud	Cevap: Bekçi-polis Hep verdiğim bir örnektir; yıllar önce NTV televizyonunda Mehmet Barlas ve Emre Kongar birlikte Yorum Farkı adında bir program yapıyorlardı, o programların birinde Mehmet Barlas halkın diktatörlük isteyebileceğini, bunun demokratik olduğunu savunarak ''demokratik diktatörlük'' diye bir kavram atmıştı ortaya da Emre Kongar'ın sinirden adeta kulaklarından dumanlar çıkmıştı. Bugünkü yönetimin adını meğer daha o zaman koymuş Barlas: ''Demokratik diktatörlük'' Tabii diktatörlük bugünkü yönetimde gani gani mevcut ama demokrasiyi ararsan hak getire, doğalı da o, diktatörlüğün olduğu yerde demokrasi aranmaz, demokrasinin olduğu yerde diktatörlük bulunmaz. Hal böyle olunca Türkiye'deki yeni yönetim şekli bu oksimoron kavramın vücut bulmuş hali mi diye kendime sormadan edemiyorum. __________________ TEARS AND SOUVENIRS

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)