Kıssadan Hisse

@**Mustafa Akten** · 23.02.2019, 14:08

KISSADAN HİSSE

(DELİLER)

Akıl sağlığı toplumsal düzenin sağlıklı işleyişi açısından bireyler adına çok önemlidir.. Çeşitli nedenlerde travma yaşayarak akıl sağlığı, psikolojik dengesi yerinde olmayanların, seçmen olarak seçecekleri bireyler de her zaman sorgulanır, hele hele idari mekanizmalara gelenlerin uygulama ve eylemleri DELİLİK adına daha çok sorgulanır hale gelir..

Tarihler akıl sağlığı yerinde olmayan yöneticilerin ülkelerine, insanlarına, dünya insanlarına nasıl ve ne kadar zarar verdiklerini yazar ve akıl sağlığı yerinde olmayan gelmiş geçmiş yöneticileri sıralar...

Hayatımda hiç unutamayacağım Deve Kuşu Kabare tiyatrosunda sergilenen deliler oyunlarıdır.

Halk arasında söylenen deliler ile ilgili bazı deyimler;
Delidir ne yapsa yeridir.. (Acaba öyle mi?) Deli ne yaparsa yeridir, akıllı cereme mi çekmelidir?

Deli deli tepeli, kulakları küpeli.. Derken;

(OSMANLI padişahı deli İbrahim adı ile bilinen, tasarrufu ve takdiri ile Şeyhülislamlığa kadar yükselen Cinci Hoca'nın sarayda oyuncağı haline gelir deli İbrahim...

Saray haremine binden fazla çeşitli ırklardan kadın dolduran deli İbrahim, gözdeliğe transfer olmuş Rus asıllı Turhan sultandan olan, ve padişahlığı en uzun süre yapan çelebi Mehmet'in babasıdır deli İbrahim.. Ki deli İbrahim Rus asıllı Turhan sultan ile kıskançlık üzerine tartışırken, Çelebi Mehmet'i Turhan sultanın kuçağından çekip alarak sarayın mermer kaplı havuzuna fırlatan ve bostancıbaşılar denilen saray görevlileri tarafından kurtarılan ve 40 yıl Padişah olan çelebi Mehmet'in babasıdır deli İbrahim.. Sadece kulağına küpe değil sakalına kadar inci dizdiren deli idi, deli İbrahim!

Bir delinin bir kuyuya attığı bir taşı 40 akıllı gelse çıkaramazmış..

Tarihler deli adıyla bilinen nice nice diktatörleri yazıyor...

Delilerin hükmettiği toplumlarda delilere kafa tutup ya hu, bu adam deli bunun idaresinden ne olur denmemiş, denilememiş! Tıpkı günümüz Türkiye'sinde olduğu gibi!

Günümüze kadar gelindiğinde ülkemiz dahil ülkelerin idaresine, ulusun vekilliğine talip olanlardan akıl sağlığı yerindedir, beden sağlığı yerindedir raporu istenmemiş... Sanki günümüz delilerinden istenmiş gibi!

Günümüz Türkiye'sinde meydanlarda böğürerek güya siyasi nutuk atanların, attıkları nutuğa bakıldığında, ipe sapa gelmez, ilmi verilerden yoksun, çoğunun içeriği takiyeye ve aldatmaya dayalı sözler olduğu, akli melekeleri yoksunluk ile malul olanların dillerinin ukala ve küstah olması kaçınılmaz olur, attıkları nutuk nutuk olmaktan çıkıyor, ukala olan diller önüne gelene hakaretler manzumesi diziyor sergiliyor...

Oysa Türkiye'de asgari ücretle basit bir işte çalışacak olandan dahi dört başı mamur sağlık raporu istenirken, ülkeyi yönetecek veya yönetmeye talip insanlardan sağlık raporu istenmemiş istenmiyor... Deli olanlar, zır deli olduğunu inkar ediyor...

Deli İbrahim bile ben deli değilim asıl deli olan benim amcam 1. ci Mustafa'dır diyor, Türkiye’de deliliği tescilli olanlar ben deli değilim diyor, deli olarak başkalarını işaret ediyor...

Hal böyle olunca Tanrı ulusu sadece delilerin idaresinden değil zır deli olanların sultasından korusun.. Rapor istenmeyince kimin deli kimin akıllı olduğunun ölçüsü ne olacaktır?

Geçmiş böyle imiş, günümüz böyle, çözüm bulunmazsa gelecek de böyle olacak gibi..

23/02/2019

Mustafa AKTEN

@**Mustafa Akten** · 13.03.2019, 13:20

MUHALEFETİN YAPAMADIKLARI

İki partili değil, çok partili sistem 1946 yılından beri siyasi hayatımızda var, doktrinsel olarak siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmezleri olarak kabul görmüş, günümüze kadar gelinmiştir. Demokratik parlamenter sistem dediğimiz sistem içinde siyasi partiler var, ancak bildiğimiz kadarı ile sistemi savunmakla birlikte muhalefet partilerine öcü ve hain gibi bakan bir anlayışı 1950 yılından itibaren görmeye başlamışız, vatan cepheleri gibi, adında milliyetçi ünvanı olup, Atatürk milliyetçiliği ile alakası olmayan, kendi düşünce ve yaşam tarzı dışındakileri gomonist sayan güya politikacıları gördük günümüz Türkiye'si son 17 yılına bölünmeler ile höykürmeler ile, aşağılamalar ile, hıyanet içinde olmakla suçlamakla gelmiş bulunuyoruz....

Demokratik parlamenter sistem derken, erkler ayrılığı, doktrinsel olarak Atatürk cumhuriyetinde var, hukukun kişi ve kurumlara endeksli olmadığı hukuk üstünlüğü var, sosyal devlet olma sistemi var, seçme seçilme özgürlüğü var, hatta akli melekeleri yerindedir, akıl sağlığı siyaset yapmaya vatansever olmaya, kamu hizmetlerinin yönetilmesinde akıl sağlığı yerindedir raporu istenmeden seçme seçilme hakkı var...

Siyasi demeyelim ama tüm ülkelerde bir şekilde iktidar var, keza ülkemiz Türkiye'de de var ama demokrasiyi, ve demokratik parlamenter sistemi süsleyen taçlandıran muhalefet, ancak demokrasiyi tam anlamı ve ifade ettikleri şekilde yaşayan ülkelerde var.. Ülkemizde demokrasi, arızalı kişilerin elinde arızalı şekilde ağır aksak işlediğinden muhalefet olsa da tam işliyor denemez.

Kanunlar idarelerin olduğu her ülkede var ancak bizim ülkemiz kuruluş idari doktrininde vurgulandığı hukukun üstünlüğü ilkesi yok, kanunlar hukuk üstünlüğüne endeksli olmazsa kanun olmaktan çıkar, kral, tek adam, otoriter adam faşist adam buyruğuna dönüşür....

Biz yukarıdakilari anımsama adına sıraladık ama MUHALEFETİN YAPAMADIKLARI' nı şimdi yazıyoruz...

Ülkemiz Türkiye, muhalefete nasıl bakıyor, yukarıda azıcık değindik...Muhalefet 17 yıldır neyi yapamıyor? Eğer ülkenin gündemini kendisi belirleyebilmiş olsaydı, 17 yıldır ülkeye her konuda KAOS yaratan hazreti imam Recep Tayyip efendi, bu gün ülkenin başında kral vari olmayacaktı..

Muhalefet sadece imam efendinin belirlediği gündeme yorum yapıp, 17 yıldır suçlanmalara cevap vermekten, Salı toplantılarında militan düzeydeki insanların varlığına hamasi nutuklar atmaktan başka bir şey yapamadı...

Bu gün meydanlarda aynı şeyleri yapıyor, hep savunmada, ülkenin gündemini yine kedi misali hem eden hemde pervasızca bağıranlara savunma yapmakla geçiriyor...

Bu günden tezi yok imam Tayyip efendiyi bu ülkede yok var sayın, tüm yaptıklarını hesap gününe kadar görmezden duymazdan gelin 3 gün sonra imam Tayyip çatlayıp ölmezse ben ne olayım...

13/03/2019

Mustafa AKTEN

@**Banemin** · 13.03.2019, 13:26

Mustafa abi 3 gün dayanırım ben, hadi inşallah.

Teşekkürler güzel kaleminden dökülenleri paylaştığın için...

@**Mustafa Akten** · 13.03.2019, 14:15

Alıntı:

Orjinal Mesaj Sahibi Banemin

Mustafa abi 3 gün dayanırım ben, hadi inşallah.

Teşekkürler güzel kaleminden dökülenleri paylaştığın için...

Rica ederim dilinize sağlık ben teşekkürler ederim, aslında kıssadan hisse yazısı ile biraz bağlantı bir yazı olduğu için, Muhalefetin Yapamadıkları başlıklı yazıyı onun altına almışım sonra değiştirdim
münferit bir yazı halinde değerli forumdaşlarla paylaşıma sundum saygılar sevgiler efendim...

@**Canan** · 14.03.2019, 21:19

Teşekkürler Mustafa Bey.
Kaleminize sağlık.

Tapatalk ile gönderildi.

23.02.2019, 14:08	#1
Çevrimdışı @Mustafa Akten Abdülmelik Hankendi Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. @Mustafa Akten	Kıssadan Hisse KISSADAN HİSSE (DELİLER) Akıl sağlığı toplumsal düzenin sağlıklı işleyişi açısından bireyler adına çok önemlidir.. Çeşitli nedenlerde travma yaşayarak akıl sağlığı, psikolojik dengesi yerinde olmayanların, seçmen olarak seçecekleri bireyler de her zaman sorgulanır, hele hele idari mekanizmalara gelenlerin uygulama ve eylemleri DELİLİK adına daha çok sorgulanır hale gelir.. Tarihler akıl sağlığı yerinde olmayan yöneticilerin ülkelerine, insanlarına, dünya insanlarına nasıl ve ne kadar zarar verdiklerini yazar ve akıl sağlığı yerinde olmayan gelmiş geçmiş yöneticileri sıralar... Hayatımda hiç unutamayacağım Deve Kuşu Kabare tiyatrosunda sergilenen deliler oyunlarıdır. Halk arasında söylenen deliler ile ilgili bazı deyimler; Delidir ne yapsa yeridir.. (Acaba öyle mi?) Deli ne yaparsa yeridir, akıllı cereme mi çekmelidir? Deli deli tepeli, kulakları küpeli.. Derken; (OSMANLI padişahı deli İbrahim adı ile bilinen, tasarrufu ve takdiri ile Şeyhülislamlığa kadar yükselen Cinci Hoca'nın sarayda oyuncağı haline gelir deli İbrahim... Saray haremine binden fazla çeşitli ırklardan kadın dolduran deli İbrahim, gözdeliğe transfer olmuş Rus asıllı Turhan sultandan olan, ve padişahlığı en uzun süre yapan çelebi Mehmet'in babasıdır deli İbrahim.. Ki deli İbrahim Rus asıllı Turhan sultan ile kıskançlık üzerine tartışırken, Çelebi Mehmet'i Turhan sultanın kuçağından çekip alarak sarayın mermer kaplı havuzuna fırlatan ve bostancıbaşılar denilen saray görevlileri tarafından kurtarılan ve 40 yıl Padişah olan çelebi Mehmet'in babasıdır deli İbrahim.. Sadece kulağına küpe değil sakalına kadar inci dizdiren deli idi, deli İbrahim! Bir delinin bir kuyuya attığı bir taşı 40 akıllı gelse çıkaramazmış.. Tarihler deli adıyla bilinen nice nice diktatörleri yazıyor... Delilerin hükmettiği toplumlarda delilere kafa tutup ya hu, bu adam deli bunun idaresinden ne olur denmemiş, denilememiş! Tıpkı günümüz Türkiye'sinde olduğu gibi! Günümüze kadar gelindiğinde ülkemiz dahil ülkelerin idaresine, ulusun vekilliğine talip olanlardan akıl sağlığı yerindedir, beden sağlığı yerindedir raporu istenmemiş... Sanki günümüz delilerinden istenmiş gibi! Günümüz Türkiye'sinde meydanlarda böğürerek güya siyasi nutuk atanların, attıkları nutuğa bakıldığında, ipe sapa gelmez, ilmi verilerden yoksun, çoğunun içeriği takiyeye ve aldatmaya dayalı sözler olduğu, akli melekeleri yoksunluk ile malul olanların dillerinin ukala ve küstah olması kaçınılmaz olur, attıkları nutuk nutuk olmaktan çıkıyor, ukala olan diller önüne gelene hakaretler manzumesi diziyor sergiliyor... Oysa Türkiye'de asgari ücretle basit bir işte çalışacak olandan dahi dört başı mamur sağlık raporu istenirken, ülkeyi yönetecek veya yönetmeye talip insanlardan sağlık raporu istenmemiş istenmiyor... Deli olanlar, zır deli olduğunu inkar ediyor... Deli İbrahim bile ben deli değilim asıl deli olan benim amcam 1. ci Mustafa'dır diyor, Türkiye’de deliliği tescilli olanlar ben deli değilim diyor, deli olarak başkalarını işaret ediyor... Hal böyle olunca Tanrı ulusu sadece delilerin idaresinden değil zır deli olanların sultasından korusun.. Rapor istenmeyince kimin deli kimin akıllı olduğunun ölçüsü ne olacaktır? Geçmiş böyle imiş, günümüz böyle, çözüm bulunmazsa gelecek de böyle olacak gibi.. 23/02/2019 Mustafa AKTEN __________________

13.03.2019, 13:20	#2
Çevrimdışı @Mustafa Akten Abdülmelik Hankendi Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. @Mustafa Akten	Cevap: MUHALEFETİN YAPAMADIKLARI! MUHALEFETİN YAPAMADIKLARI İki partili değil, çok partili sistem 1946 yılından beri siyasi hayatımızda var, doktrinsel olarak siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmezleri olarak kabul görmüş, günümüze kadar gelinmiştir. Demokratik parlamenter sistem dediğimiz sistem içinde siyasi partiler var, ancak bildiğimiz kadarı ile sistemi savunmakla birlikte muhalefet partilerine öcü ve hain gibi bakan bir anlayışı 1950 yılından itibaren görmeye başlamışız, vatan cepheleri gibi, adında milliyetçi ünvanı olup, Atatürk milliyetçiliği ile alakası olmayan, kendi düşünce ve yaşam tarzı dışındakileri gomonist sayan güya politikacıları gördük günümüz Türkiye'si son 17 yılına bölünmeler ile höykürmeler ile, aşağılamalar ile, hıyanet içinde olmakla suçlamakla gelmiş bulunuyoruz.... Demokratik parlamenter sistem derken, erkler ayrılığı, doktrinsel olarak Atatürk cumhuriyetinde var, hukukun kişi ve kurumlara endeksli olmadığı hukuk üstünlüğü var, sosyal devlet olma sistemi var, seçme seçilme özgürlüğü var, hatta akli melekeleri yerindedir, akıl sağlığı siyaset yapmaya vatansever olmaya, kamu hizmetlerinin yönetilmesinde akıl sağlığı yerindedir raporu istenmeden seçme seçilme hakkı var... Siyasi demeyelim ama tüm ülkelerde bir şekilde iktidar var, keza ülkemiz Türkiye'de de var ama demokrasiyi, ve demokratik parlamenter sistemi süsleyen taçlandıran muhalefet, ancak demokrasiyi tam anlamı ve ifade ettikleri şekilde yaşayan ülkelerde var.. Ülkemizde demokrasi, arızalı kişilerin elinde arızalı şekilde ağır aksak işlediğinden muhalefet olsa da tam işliyor denemez. Kanunlar idarelerin olduğu her ülkede var ancak bizim ülkemiz kuruluş idari doktrininde vurgulandığı hukukun üstünlüğü ilkesi yok, kanunlar hukuk üstünlüğüne endeksli olmazsa kanun olmaktan çıkar, kral, tek adam, otoriter adam faşist adam buyruğuna dönüşür.... Biz yukarıdakilari anımsama adına sıraladık ama MUHALEFETİN YAPAMADIKLARI' nı şimdi yazıyoruz... Ülkemiz Türkiye, muhalefete nasıl bakıyor, yukarıda azıcık değindik...Muhalefet 17 yıldır neyi yapamıyor? Eğer ülkenin gündemini kendisi belirleyebilmiş olsaydı, 17 yıldır ülkeye her konuda KAOS yaratan hazreti imam Recep Tayyip efendi, bu gün ülkenin başında kral vari olmayacaktı.. Muhalefet sadece imam efendinin belirlediği gündeme yorum yapıp, 17 yıldır suçlanmalara cevap vermekten, Salı toplantılarında militan düzeydeki insanların varlığına hamasi nutuklar atmaktan başka bir şey yapamadı... Bu gün meydanlarda aynı şeyleri yapıyor, hep savunmada, ülkenin gündemini yine kedi misali hem eden hemde pervasızca bağıranlara savunma yapmakla geçiriyor... Bu günden tezi yok imam Tayyip efendiyi bu ülkede yok var sayın, tüm yaptıklarını hesap gününe kadar görmezden duymazdan gelin 3 gün sonra imam Tayyip çatlayıp ölmezse ben ne olayım... 13/03/2019 Mustafa AKTEN __________________

13.03.2019, 13:26	#3
Çevrimiçi @Banemin » » » Çapulcu « « « Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. @Banemin	Cevap: Kıssadan hisse Mustafa abi 3 gün dayanırım ben, hadi inşallah. Teşekkürler güzel kaleminden dökülenleri paylaştığın için... __________________ Ben hiç insan kaybetmedim... Sadece zamanı geldiğinde, vazgeçmeyi bildim...

14.03.2019, 21:19	#5
Çevrimdışı @Canan Çiçekci kız Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. @Canan	Cevap: Kıssadan Hisse Teşekkürler Mustafa Bey. Kaleminize sağlık. Tapatalk ile gönderildi. __________________

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)