Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
|
Gelir dağılımındaki adaletsizliğin toplum üzerindeki etkileri
GELİR DAĞILIMINDAKİ ADALETSİZLİĞİN TOPLUM ÜZERİNDE OLUMSUZ ETKİLERİ.
Modern ve çağdaş medeni devletlerin en büyük görevlerinden başlıcaları, sağlık, savunma, eğitim, demokrasinin tam işleyişi içinde mal ve can emniyetidir. Her şeyden önce insan ise, amaç insan topluluklarının ve bireylerinin sağlıklı ve mutlu yaşaması ise ve her şey insan için ise, köprüler, yollar, barajlar, telekominikasyon, yaşamın vazgeçilmezlerinden olan sağlıklı su, sağlıklı ekolojik ve biyolojik çevre ve bunların korunması, yaşatılması çağdaş, modern, demokrat devletlerin görevleri arasındadır.
Büyük Atatürk ilkeleri yukarda ifade edilen yaşamı;
insanlara sağlamak için devlet idare ve ekonomisinde yaşam felsefesini "Cumhuriyetcilik, Halkcılık, Devletcilik, Laiklik, Milliyetçilik, Devrimcilik" olarak belirlemiş. Ve 1922 yılında: "Ekonomi politikamızın önemli amaçlarından biride; toplumun genel çıkarlarını doğrudan doğruya ilgilendirecek ekonomik kuruluş ve teşebbüsleri mali ve teknik gücümüzün el verdiği ölçüde devletleştirmektir.." Denmiştir.
(Türk İnkılap Tarihi Enstütüsü Yayını s.219-221)
Büyük Atatürk ne vahşi kapitalizmi, nede kominist idarelerin iktisadi yönetim tarzlarını benimsemediğinden devletin yapısının sosyal devlet olduğuna vurgu yapmış, ilkelerinden Devletcilik ve Halkçılık ile daima karma ekonomiden yana olmuştur.
1 Mart 1922 T.B.M.M.' nin 3.toplanma yılını açarken:
"Efendiler,
Mali yöntemimiz halkın baskı altında tutulup ezilmesinden kaçınmakla birlikte, elden geldiğince dışarıya borçlanmadan ve gereğinden çok harcamadan, var olan gelirle yetinmek ilkelerine dayanmaktadır.."
(Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı s.164)
Atatürk'ün vaaz ettiği ilkelerden sapılmış, son 11 yıldır tüm Cumhuriyet dönemi boyunca yapılan toplam tutarın dış borçlanmada 3 katına çıkılmış, sosyal devlet ilkelerinden sapılmış, Cumhuriyet dönemi boyunca kazanılmış ve millete kazandırılmış tüm önemli iktisadi tesisler özelleştirme adı altında özellikle ve çoğunlukla yabancılara yok pahasına satılmıştır.
Sosyal devlet çarkı işletilmediğinden, kayıtdışı ekonomi modeli ve merdiven altı tabiri ile üretim yeğlenmiş, üretim ve tüketim dengesi bozulmuş, vergide adalet sağlanamayınca vergi tahsilatında güçlükler yaşanmaya başlanmış, devlet kurumlarında mirasyedi anlayışı ile savurganlık had safhaya çıkmış, yatırımlar ve yeni tesis kuruluşları yapılamadığından istihdam sağlanamamış ve işsizlik tüm Cumhuriyet tarihinin en üst seviyesine çıkmıştır. Türk sosyal yaşamı açısından vergide adalet, gelir dağılımında adalet sağlanamayınca, çok sayıda olumsuz etkiler ortaya çıkmıştır.
Örneğin;
1-Gelir dağılımı bozulunca yerine sadaka kültürü geliyor, vergi adaletsizliği yaygınlaşıyor.
2-Gelir dağılımındaki adaletsizlikle toplumda ahlaki değerler bozuluyor. (siyasi, ticari, sosyal ve bireysel ahlak badem bıyık ve türbanla tanımlanıyor) 11 yıldır tüm sosyal ahlaksızlığı türban ve badem bıyıkda aramak gerçeğin ta kendisi haline gelmiştir.
3-Gelir dağılımındaki adaletsizlikle, devlet açısından vergide gelir kaybı doğuyor.(Bünyesinde gıda bankacılığı bulunan ve hükümet tarafından yardım parası toplamaya yetkili dernekler devlet adına vergi toplayarak mükellef ile para kırışıyorlar)
4-Gelir dağılımındaki adaletsizlikle haksız rekabete neden olunuyor,
(Merdiven altı üretim yapanlar haksız rekabetin asıl nedenlerinden biri oluyor.)
5-Gelir dağılımındaki adaletsizlikle kamu açıkları ve kamu kesimi borçlanma gereği artıyor.(Kamu da savurganlık had safhada olduğundan kamu kesimi borçlanma gereği bunun için artıyor)
Bakınız! AKP'li Belediyeler, Bakanlıklar ve savurganlıklar, yetmiyor örtülü ödenek harcamaları!
6-Gelir dağılımındaki adaletsizlikle Enflasyon körükleniyor.
7-Gelir dağılımındaki adaletsizlikle çalışanlar, sosyal güvenceden yoksun kalıyor. Sigortasız işçi çalıştırılıyor.(örgütlü kurumlar tarumar ediliyor.)
8-Gelir dağılımındaki adaletsizlikle yabancı kaçak çalışan düşük ücretli işçi akışı artıyor.
9-Gelir dağılımındaki dengesizlikle iş ve işçi sendikacılığı, güç kaybediyor.
10-Gelir dengesindeki adaletsizlikle ekonomi de kurumsallaşma eğilimi zayıflıyor. İlk akla gelen ana başlıklar bunlar ama sosyal, sağlık, güvenlik, toplum refahı, sağlıklı ve bilinçli üretim, hakça bölüşüm olmadığından ülke AKP Hükümeti eliyle her konuda kaos'a ve sadaka kültürüne mahkum ediliyor.
Gelir dağılımındaki adaletsizlikle ülkenin kaymağını 5000 aile paylaşıyor.. Kağıt üzerinde dünyada 17. ci ekonomi olunmuş ama yokluk ve yoksulluk sıralamasında dünyada 84 cü sıradayız. Bumudur? 17 ci ekonomi olma hali.
AKP hükümetleri hiç bir zaman milli olmadığından ve milli politikalar izlemediğinden kurtuluş bu Hükümet yerine AKP ve BDP dışında tüm siyasi partilerin üye vereceği milli bir Hükümet'in oluşumunu sağlama, bunun alt yapısını oluşturma, olası bir milli hükümet tarafından AKP eliyle çok istisnaları hariç özelleştirilmiş ve satılmış milli değerlerin ve tesislerin kamulaştırılması sağlanmalıdır.
Yukarıda ifade edilenler Atatürk ilkelerinden ve Atatürk'ün hedeflediği ve koyduğu ekonomik, sosyal, siyasal politikalardan sapıldığı için AKP tarafından Türk milletine yaşatılmıştır, yaşanmaktadır
04/02/2013
Mustafa AKTEN
|