Türkiye'de Haklar ve AİHM Kararları

[@Mustafa Akten]

TÜRKİYE'DE HAKLAR ve AİHM KARARLARI.

Türkiye'de, ağır aksak işleyen, ayıplı, özürlü demokrasimiz. yerini 11 yıldır adına ileri demokrasi denilen bir demokrasi anlayışına terk etti, bu demokrasi anlayışında izin verildiği kadar konuşma, izin verildiği kadar yazma, izin verildiği kadar Sendikacılık, izin verildiği kadar Dernek kurma, izin verildiği kadar Anayasal hak, izin verildiği kadar gösteri ve toplantı yürüyüşü düzenleme, izin verildiği kadar işçi haklarını savunma ve izin verildiği kadar Gazetecilik yapma!

İleri demokrasi dedikleri anlayış ile yukarıda ifade edilenler güya hedeflenmektedir.

Yukarıda izin verildiği kadar diyerek bir temenniyide belirmiş oluyoruz ki, saydıklarımızın hangilerine izin verileceği bilinmemektedir.

Türkiye'de Gazetecilik durumu nedir? Denilip irdelendiğinde, Basın kuruluşlarından alınan ve derlenen bilgilere göre, 28 bin kadrolu veya sözleşmeli insan Basın sektöründe çalışmakta, 10 bin kişisi ise çeşitli suçlardan yargılanmaktadır.

Son 4 yıl içinde 200 Gazeteci Cezaevine konmuş, Bu gün 70 Gazetecinin, terör örgütü üyesi olmak savı ile ve bir çokları ise mevcut hükümeti görev yapmaktan alıkoymak ve mevcut hükümeti darbe ile devirmek suçları savı ile haklarında ağırlaştırılmış ömür boyu ceza talepleri var.

Evrensel insan hakları beyannamesi insan haklarını düzenlerken bazı temel hakların verilmesini idarelerin iznine bağlamamış, doğuştan kazanılan özgürlükler olarak görmüştür. İnsan diyoruz, kadın erkek çocuk ayırmadan insan! kaldı ki, kadın hakları, çocuk haklarıda ayrı ayrı düzenlenmiş ve tüm dünya milletlerine deklare edilmiştir.

11 yıl önce AKP siyaseten iktidar olmadan önce Türkiye basın hürriyeti ve özgürlüğü adına dünyada 90.cı sırada yer alırken, bu gün 178 ülke sıralamasında basın hakları ve özgürlüğü adına 154. cü sıraya gerilemiştir.

Daha çok yeni bir gelişme ABD dış işleri bakanı John Kerry tarafından okunan 48 sayfalık insan hakları konusunda ki raporda, Türkiye'nin hukuku ve adaleti katletttiği yazmaktadır.

Yandaş, yanaşma, ve besleme basın denilen basın tek taraflı tek yanlı, halk yararına olacak haberleri görmeden, çok önemli Ulusal konularda milleti aydınlatmadan ve yazmadan, yazmaktan imtina ederek sadece ve sadece hükümete methiyeler dizmekteler, yazanların çizilenlerin ise Gazete patronları tarafından hükümet baskısı ile başlarına neler getirildiği bilinmektedir.

Darbe yönetimlerinde dahi görülmeyen faşist baskılar ve yıldırma politikaları 11 yıldır AKP hükümeti tarafından tam gaz uygulanmaktadır.

"KİTAP OKUMA ALIŞKANLIĞIMIZ YOK!"

Daha yeni haber ajans'ları geçiyor ve en büyük handikap ve açmazlarımızdan olan bir husus vurgulanıyor, irdelenip derlenen verilerden anlaşıldığına göre, Türkiye'de en çok ilgi görenler sıralamasında kitap 235 . ci sırada gelmekte, bir yılda Japonya'da kişi başı 10, İsveçte 7 ülkemizde ise 10 yılda ancak 1 kitap okunmaktadır haberleri geçilmektedir.

En büyük büyük proplemimiz eğitimsizlik, 75 milyon nufuslu Türkiye'de 37.5 milyon kadın! Ve bu kadınların 6 milyonu okuma yazma bilmiyor, 8.5 milyon engelli ve özürlü vatndaşımız var 3 milyonu okuma yazma bilmiyor ve Türkiye genel nufusu içinde okuma yazma bilenlerin eğitim seviyesi % 95 i ilk okul! Bu açmazımız ile "Türkiye'de okuma yazma oranı çok düşük rakamlarda. . .

Türk milleti yukarda ana hatlarını verdiğimiz eğitim seviyesi ile seçimlere gitmekte, feodalite henüz ülkemizi terk etmediğinden, erkek eğemen bireyler oy verme olayında kadınlar üzerinde etkili olmakta, seçimlere giren partilerin seçim bildirgelerinin okunması bir kenara, parti tüzük ve yönetmenlikleri ve proğramlarının, iktidara geldiklerinde halka neler vaat ettiği, nelerin yapılacağı okunmamaktadır. Sadece seçim meydanlarında ve salon toplantılarında popilist parti başkanı veya konuşmacılarının söylemleri ile onlara oy verilmektedir. Sonuç ortada!

Yukarıda ifade ettiklerimiz ile gerçek manada demokrasiye sahip çıkılamamakta, demokratik haklar halk yararına değil zümreler ve küçük kitleler lehine işletilerek bir avuç insan ülkenin kaymağını yer hale getirilmektedir. Bu olay demokrasi özü ve adil paylaşım ile bağdaşmamaktadır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 2012 sonlarında açıklanan yıllık verilerine göre Türkiye, AİHM önünde ifade özgürlüğü ve ‘adil yargılama’ konusunda en çok mahkum olan ülke konumunda bulunuyor. Verilere göre AİHM’e yapılan toplam 128 bin 100 dava başvurusunun 16 bin 900’ü Türkiye’ye ait. Türkiye bu rakamla Rusya’nın ardından ikinci sırada yer alıyor.Türkiye ile ilgili en fazla ‘mahkumiyet’ kararlarının, “adil yargılanma” ve “özgürlük ve güvenlik” ihlallerinden oluştuğu, AKP hükümetinin bu kararların sayısı olarak, 47 ülkenin önünde yer aldığı Ajanslar tarafından dünyaya deklare edilmektedir.

AİHM’nin 2011 yılında ‘adil yargılama’ konusunda verdiği toplam 455 kararın 80’inin, 30 u ‘ifade özgürlüğü’ . mahkumiyetinin 8’inin ise Türkiye ile ilgili olduğu açıklandı.

Türkiye'de Gazeteciler yargılanırken en çok isnat edilen suçlar; şiddeti kışkırtma, devlet büyüklerine hakaret! Anayasal toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde görevli memura hakaret, memuru görev yapmaktan alıkoyma!

2008-2010 yılları arasında 5 civarında internet haber sitesi bloke edilmiş ve susturulmuştur. 2013 yılına gelindiğinde ise susturulan kapatılan site sayısı bilinmemektedir.

Basın hürriyeti ve düşünce hürriyeti adına bırakın yasal suç olmayı bu siteleri kapatmakla insanlık suçu işlenmiştir.

Haber vermek ve haber almak Anyasal bir haktır! Bu dahi faşizan uygulamalar ile AKP hükümeti tarafından engellenmektedir.

Milletim, milletim diyenler, milletinin adını söylemekten imtina edenlere duyurulur yarın bizim milletimizin "ULUSAL EĞEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI" var ve yine duyuralım bizim milletimizin adı TÜRK MİLLETİDİR.

22.04.2013
Mustafa Akten