Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Müzik > Müzik Kültürü ve Tarihi

Müzik Kültürü ve Tarihi Müzik evrenseldir


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 09.04.2015, 00:49   #1
Çevrimdışı
Suzim
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Kemençe Nedir? Özellikleri Nelerdir? Tarihi Ne Zamana Dayanır?

Kemençe Nedir? Özellikleri Nelerdir? Tarihi Ne Zamana Dayanır?




* Rebab-Afganistan Kemençesi


  • Kemençenin Tarihçesi
Farsça kökenli bir kelime olan "kemençe" aynı dildeki "keman (=yay,kavis)" kelimesi ile "-çe (=küçültme eki)" ekinin bir araya gelmesinden oluşur ve "yayla çalınan küçük saz" anlamını taşır.

Orta Asya’da şekil olarak bugünkü kemençeye tam benzemeyen, fakat onun atası sayılabilecek birçok saz görülür. Orta ve Uzak Asya Müslüman ve Moğol saz takımlarındaki yaylı sazlar incelendiğinde farklı isimlere de rastlanmakla birlikte (örneğin Kırgızistan ve Özbekistanda Kıyak) çoğunlukla "Kemençe veya Kemançe" adının verildiğine ve "Iklığ - Iklık" adıyla beraber kullanıldığına rastlıyoruz.

Benzer şekilde Fransa'da "Pochette (poşet) " İngiltere'de ise "Kit" olarak adlandırılan ve kemençe ile benzerliklere sahip yaylı çalgı türü olduğu bilinmektedir. Kemençenin -çe ekindeki küçültme anlamı pochette kelimesinde de vardır. Çünkü Fransızca da bu kelimenin cep, kese yada cepte taşının şey gibi anlamları vardır.

Kemençe kelimesi bugün Türkiye dışında İran, Ermenistan, Yunanistan, Gürcistan, Azerbaycan gibi pek çok ülkede kullanılmaktadır. Günümüz Türkiye'sinde biri klasik türk müziğinin Armudi kemençesi, diğeri ise Doğu Karadeniz halk müziğinin Karadeniz kemençesi olmak üzere iki tür kemençe kullanılmaktadır.

Ayrıca kabak kemani de bazen kemençe olarak isimlendirilmektedir. Armudi kemençe ve kemaninin benzerlerine rastlanmakla birlikte (Macarlar benzer türde çalgıya HEGEDÜ, Yunanlılar LİRA, Bulgarlar GADULGA, Araplar REBAP adını vermişlerdir) Karadeniz kemençesinin şekil ve çalınış tarzı bakımından benzeri bulunmamaktadır. 18. yy. sonlarına kadar Türk müziğinin tek yaylı sazı olan Kemençe'nin yerini, Batının önce Viola d'amore'si (sinekemanı adıyla), sonra da Violino'su (keman) aldı. Ama Karadeniz kemençesi horonlar sayesinde, armudi kemençe ise 19. yy. ortalarına doğru girdiği fasıl topluluğu içinde günümüze kadar gelebildi.


Bu sitenin konusu olan Karadeniz kemençesi Doğu Karadeniz Bölgesi dışında Yunanistan ve diğer ülkelere göç etmiş olan Karadeniz kökenli mübadil Rumlar tarafından da halen yaşatılmaktadır. Ayrıca Trabzon ve çevresinden göç eden Ermenilerinde bu sazı kullandıkları bilinmektedir.
Türk müziğinin bu en küçük yaylı sazı, boy-bosundan umulmayacak güçte bir ses yüksekliğine ve tınısına sahiptir.





* Ermenistan Kemençesi




Armudi kemençe - Lira - Gadulga




Gürcü Kemençesi


  • Kemençe Çeşitleri
Kemençe için fiziksel görünümü ve boyutlarına, ses özelliklerine veya kullanılan ağaca göre yada kullanıldığı coğrafyaya göre sınıflandırmalar yapılabilmektedir.
Kullanıldığı coğrafya dikkate alındığında ise Türkiyedeki şekli Karadeniz kemençesi, Rumların kullanığı ise Rum kemençesi olarak bilinir.

Boyutlarına göre sınıflandırmak gerektiğinde kemençe ve cura olarak adlandırma yapılmaktadır. Cura standart kemençenin bir miktar daha kısa olarak imal edilenidir.
Ses özellikleri bakımından ise verdiği sesin ince veya kalın oluşuna göre ZİL veya SAĞIR olarak bilinen yöresel bir sınıflandırma vardır. Bunun yanısıra SOL veya LA kemençe gibi notasal sınıflandırma da yapılmaktadır.
Kemençe yapımında genellikle kullanılan ardıç ve erik ağaçları kemençenin sınıflandırılmasında bu ağaçların adları kemençeyi niteleyen birer sıfatta olabilmektedir. Erik kemençe Ardıç kemençe gibi...

Kemençe severler bazen sade ve gösterişsiz bir görünümü kendilerine uygun görürken, bazen de süsleme sanatıı kemençe imalatı ile birleştirilerek imal edilmiş baş, sap, yay, klavye, eşikleri veya gövdesi değişik nakışlarla bezenmiş kemençeleri tercih etmektedirler.

  • Kemençenin Özellikleri:
Baş: Kemençenin saptan sonra gelen en üst kısmıdır. Üzerinde akort burgularını yani kulakları taşır. Tellerin takılabilmesi ve saklanması amacıyla arka taraftan içi boşaltılmış olan bu parça çalma sırasında sapı tutan ele mesnet olacak şekilde tasarlanmıştır. Kemençenin bu kısmına Rumlar tepe veya kifal demektedir.


Sap: Elin kemençeyi kavradığı kısımdır. Aşağıdan yukarı doğru incelerek gelir. Bunda amaç sapın avuç içine tamamen oturmasıdır. Bazen ayakta çalınması zorunluluk olan bu sazın yorulmadan çalınabilmesi için sapın şekli ve ölçüleri çok önemlidir. Rumlarca goula olarakadlandırılır.


Gövde: Adından da anlaşılacağı gibi kemençenin ana bölümüdür. İçinin oyulmuş olması nedeniyle tekne olarak ta adlandırılır. Aşağıdan yukarıya doğru hafif daralır. Rumca adı Soma'dır.


Kulaklar: Genellikle üç adettir. Teller kulakların çubuğuna sarılarak akort yapılır. Akordun rahat yapılabilmesi için kulakların burgu kısmı hafif oval yapılır. Burgunun altındaki çubuk kısmının ucu tellerin kolayca bağlanabilmesi için yarıktır. Teller kulaklara gelmeden önce baş ile sapın birleştiği yerdeki (üs eşiğin üstü) deliklerden geçer. Karadeniz kemençesinde en üst kulağın boyu baş kısmın şekli nedeniyle diğer ikisinden biraz uzundur. Rum kemençesinde ise boyları aynıdır ve otia olarak isimlendirilir.


Alt Eşik: Tellerin kemençenin dip tarafında sabitlendiği kısımdır. Orta eşik gibi seyyardır. Dip tarafına geçirilen bir bağ ile gövdenin dip kısmındaki çıkıntıya monte edilir. Rumca'da Palikar olarak bilinir.


Orta Eşik: Gergin telleri kapak üzerinde belirli mesafede tutan alt ve üst eşikler arasındaki bu seyyar mesnet halk arasında köprü (Rumca Gaidaron) olarak ta bilinir. Yerleştirilirken ses delikleri ortalanır. Tellerin üzerine oturduğu kısmı yani üst yüzeyi hafif kamburdur.


Üst Eşik: Gövdenin üst kısmında tellerin kulaklara geçtiği yerde kapağa değmelerini engelleyecek şekilde yerleştirilen sabit destektir. Hal arasında yastık olarak ta bilinir.


Direk: Can direği olarakta adlandırılır. İki ses deliği arasında kapağa destek olacak şekilde yerleştirilir. Üst ucu orta eşiğin bir ayağının tam altına denk getirilir. Görevi titreşimi arttırark sesi gürleştirmek ve kapağın içeri göçmesini engellemektir. Rumcası Stoular dır.


Kapak: Gövdenin oyulmuş olan üst yüzeyini tamamen kaplayacak şekilde hafif dışa bombeli diğer sazların göğüs olarak adlandırılan kısmıdır. Rumca'da da kapak denmektedir ancak Rum kemençesinin kapağı bombeli değil düzdür.


Ses Delikleri: Kapağın üzerindeki dikine iki yarıktır. Bu yarıklar sesin dışarı çıkmasına yardımcı olurlar. Rum kemençesinde genellikle bu yarıkların alt ve üst kısmında ikişer ve gövdenin iki yanında iki olmak üzere altı delik daha bulunur ve Rothounia olarak adlandırılır .


Yay: Rumların Doksar dediği ve kemençenin boyundan biraz kısa bir çubuğa at kıllarının bağlamnası ile elde edilen bu parça reçinelenmiş at kılı demetinin tellere sürtülmesi ile ses çıkarır. Kıllar Keman yayınki kadar gergin değil hafif sarkıktır.


Klavye: Sap üzerinden başlayan ve aşağıya doğru genişleyen uç tarafı bazen yuvarlak ama genellikle sivri olan ve parmakların notaları bulmak için üzerinde gezindiği parçadır. Şekli nedeniyle kravat olarak ta adlandırılan bu parçanın Rumca ismi spaler'dir.








__________________
''Türkiye, Atatürk'ü Allah'a borçlusun, geriye kalan her şeyi de Atatürk'e...''
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Suzim'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 09.04.2015, 00:52   #2
Çevrimdışı
Suzim
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kemençe Nedir? Özellikleri Nelerdir? Tarihi Ne Zamana Dayanır?

Kemençenin İmalat Aşamaları

İyi bir kemençe yapımında kullanılacak ağaç cinsi oldukça önemlidir. Kemençenin aslında yekpare olan Baş, Sap ve gövde kısımları için en fazla tercih edilen ağaç türü erik ve porsuk (Karadeniz bölgesinde halk arasında ardıç diye bilinir) ağacıdır. Kemençenin klavye, alt ve orta eşikleri ile kulaklar da bu gövde ile aynı ağaçtan yapılır.

Standart bir kemençenin boyu 57 cm, genişliği yaklaşık 10cm, baş ile birlikte yüksekliği ise 8.5cm olmalıdır. Bu nihai ölçülere ulaşılabilecek boyutlarda ağaçlardan, taslak hazırlanacak kütükler öncelikle prizmatik olarak kesilir.





Kesilen bu kütüklere kemençenin formu kabaca çizilir ve çizilen şekle göre kesim yapılır.






Daha sonra ölçülerine uygun olarak kesilen kütüğün içi bir seri işlemle oyulur ve boşaltılır.



Kapak ise ladin ağacından yapılır. Kemençe üst yüzeyini tamamen kapatacak şekilde ince dilimler halinde kabaca kesildikten sonra uygun kalınlığa indirilir ve bombe verilir. Hazırlanan kapak kemençe üzerine yerleştirilir ve ses delikleri açılır.


Daha sonra diğer parçalar (kulaklar, klavye, eşikler) yerleştirilir. Ses bakımından kontroller yapıldıktan sonra kemençeye boya ve vernik uygulanır. Bu işlemden sonra teller takılır ve kemençe çalmaya hazır hale gelmiş olur.

Yay yapımında ise at kılları kullanılır. Yeterli uzunlukta kesilmiş at kılları bir araya getirilerek demet oluşturulur ve daha önce hazırlanmış yayın çubuğuna bağlanır.






  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Suzim'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 09.04.2015, 00:57   #3
Çevrimdışı
Suzim
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kemençe Nedir? Özellikleri Nelerdir? Tarihi Ne Zamana Dayanır?

Klasik Kemençe





T.Cemil Bey tarafındanda kullanılan Baron yapımı üç telli kemençe - önden görünüş




T.Cemil Bey tarafındanda kullanılan Baron yapımı üç telli kemençe - arkadan görünüş
Klasik kemençe, Klasik Türk Müziğinde kullanılan, tırnak ile çalınan, yaylı çalgılardan biridir.

  • Kemençenin Diğer İsimleri
  • Osmanlı kemençesi
  • İstanbul kemençesi (Yunanistan'da kullanılır)
  • Tırnak kemençesi (Tırnak ile çalındığı için)
  • Armudî kemençe (Yarım armut şeklinde olduğu için)
Karadeniz kemençesiyle karıştırılmamalıdır. Karadeniz kemençesi ile hem kullanıldığı yer olarak hem de ses tonu olarak çok farklıdır.
  • Kemençenin Fiziksel Özellikleri:
Boyu 40-41 cm. kadardır. Tekne, sap, göğüs, klavye, burgu, yay gibi parçalardan oluşur.
Üç telli bir enstrumandır. kemençede sırası ile tizden peste doğru neva, rast ve yegah perdelerine akordlu olan üç tel bulunur. Bu tellerden neva ve yegah tellerinin boyları eşit olup rast teli bunlara göre daha uzuncadır ve daha yüksekte bulunmaktadır.kemençenin ilk iki teli (rast ve neva) genellikle bağırsak teldir.

Üçüncü tel (yegah teli) ise kemanın sol-G telidir. Bu telde genellikle, içi bağırsak, dışı gümüş kaplama olanı tercih edilir. kemençede burguya yaklaştıkça klavye ile tel arasındaki mesafe azalır, eşiğe doğru yaklaştıkça artar. Ses sahası yaklaşık olarak iki - iki buçuk oktav kadardır. Genellikle iki oktav aşağısındaki tiz seslere çıkabilmek için çok çalışmak gerekmektedir. Perde yerleri asimetriktir.






Cüneyd Orhon'a ait olan bu kemençe, Baron yapımı kemençeye 4. tel eklenmiştir. Görüldüğü üzere tellere ulaşılması için klavye değiştirilmiş ve genişletilmiştir. Bu da kemençeye has güzel sesin bozulmasına sebep olmuştur.

Dördüncü tel denemelerinde ise teller, tizden peste doğru muhayyer, neva, rast ve kaba çargah perdelerine akordludur. Genelde bütün teller için keman teli kullanılmaktadır. Bu tür kemençeyi ilk tasarlayan Saadettin Arel olduğu için Arel denemesi de denilir. Tel boyları, kemençe gibi olmayıp boyları eşittir. Ayrıca klavye ile tel arasındaki mesafe sabittir ve değişmez. Ses sahası üç buçuk oktavdır. Perde yerleri simetriktir. Fakat sesi kemençe tınısından uzaktır.

Tamburi Cemil Bey'in de dördüncü tel denemesi olmuştur. Fakat dördüncü teli ahenk teli olarak kullandığı bilinmemektedir. Akademik anlamda dördüncü tel denemesini ilk tasarlayan Saadettin Arel'dir.

  • Kemençenin İcrası
Perdesiz ve tırnak ile çalınan bir çalgıdır. Tırnaklar, tellere soldan değdirilerek notalara ulaşılabilir. Perdeler sol el ile basılır, yay sağ el ile tutulur. Diz üstünde ya da iki diz arasına alınarak çalınır. Diz üstünde çalındığında yay tellere göre inip kalkmaz, aksine yayın açısı değişmeden kemençe yaya döndürülerek tel ile temas sağlanır. Diz arasında çalındığında ise kemençe sabit kalıp, yay açısını değiştirerek teller ile teması sağlanır. İcrası çok zordur ve uzun yıllar çalışmayı gerektirir.

  • Kemençe İcracıları
En tanınmış kemençeviler arasında Tamburi Cemil Bey, Vasilaki, Ruşen Ferid Kam, Tanburi Refik Fersan, Fahire Fersan, Cüneyd Orhon, Kamuran Erdoğru, İhsan Özgen yer alır, bu sanatkarlar kemençenin virtüözleridir. Selim Güler, Hasan Esen, Derya Türkan (İncesaz), Ahmed Kadri Rizeli, Furkan Bilgi (Yeni Türkü), Neva Özgen, de en tanınmış yeni nesil kemençeviler arasındadır.
Tavır olarak Vasilaki ve Cemil Bey'in tavırları ön plana çıkmıştır. Cemil Bey'den sonra, ondan ders almadığı halde onun tavrını sürdüren ve manevi talebesi sayılan Rûşen Ferid Kam gelmektedir.

  • Kemençenin Tarihi
Eskiden Türklerin kullandığı ıklığ denilen çalgının bir çeşidi sayılsa da esasında bu çalgı ile bir ilgisi yoktur. Klasik kemençe, Bizans İmparatorluğu'nda iki telli olarak çalınmaktaydı. Sonraları üçüncü tel takılsa da bu tel ahenk amaçlı ve süsleme için kullanılıyordu. Bugünkü manada üçüncü telin yegah perdesine akortlanışı, sazın bu günki haline gelişi Osmanlı'da Sultan Mecid dönemine rastlamaktadır.

Bu yüzden üç telli olan günümüzdeki çalgıya Osmanlı kemençesi de denilmektedir. Önemli icracıları ve yapımcıları ise Osmanlı'da ve özellikle İstanbul'da yaşamış olan Türkler ve Rumlardır. Bundan dolayı Yunanistan'da bu çalgı,İstanbul kemençesi olarak da anılmaktadır. Ve son yıllara kadar da Yunanistan'da bu çalgı unutulmuş durumda idi. Son yıllarda İhsan Özgen ve Derya Türkan'nın Yunanistan'da verdiği konserler ile burada da bu çalgı yeniden tanınmaya başlanmıştır.

Kemençenin icrasının zorluğu, tel boylarının ve yüksekliklerinin eşit olmayışı ve oktav aralığının sınırlı olmasının verdiği sıkıntılardan dolayı 1933 yılında Saadettin Arel dördüncü bir tel eklemeyi denemiştir. Bu tel muhayyer perdesine akortlanıyordu ve tel boyları eşit olmakla birlikte tel yükseklikleri de eşitti. Fakat bu tel ekleme denemeleri tını açısından sonuç vermediği için kemençe virtiözleri tarafından kabul görmemiştir.

  • Klasik Kemençe Metodları
Tanburi Cemil Bey bir kemençe metodu yazmaya başlamış ancak yarım bırakmıştır. Yılmaz Öztuna'nın verdiği bilgiye göre, Dr. Zühdü Rıza’nın yazdığı basılmamış kemençe metodu (1926) Arel kütüphanesindedir.
Yayınlanmış klasik kemençe metodları şunlardır:
Beril Çakmakoğlu & Mehmet Yalgın, Kemençe Metodu 1. Kendi yayını. İzmir 2006. 148 sayfa
Hasan Esen, Klasi Kemençe Metodu. Eyüp Mûsıki Vakfı yayını. İstanbul 2006. 301 sayfa.
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Suzim'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
dayanır, kemençe, nedir, nelerdir, Özellikleri, tarihi, zamana


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 18:16.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.