Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Müzik > Müzik Kültürü ve Tarihi

Müzik Kültürü ve Tarihi Müzik evrenseldir


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 18.05.2010, 20:20   #1
Çevrimdışı
saya35
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Çözüldü Ney’in Tarihçesi





Yel degil atestir bu 'ney' in sesi
Kimde o ates yoksa vahh ona...
ASKin atesidir ki NEYe dustu
ASKin cosmasidir ki NEYe dustu
Yardan ayrilanin Ney gonul sesi
Perdemizi yirtti onun perdesi
Ney gibi panzehir varmidir bole
Hem uygun , hem duskun kim gordu sole
Ney hanlarla dolu yollari soyler
Ney mecnun askini hikaye eyler

Sümerce’ den Farsça’ ya geçen “ nâ ” veya “ nay ”, kamış, kargı anlamlarına da gelen bu çalgının en eski adıdır. Arap toplumunda üflemeli çalgıların hemen tümü için kullanılan “ mizmâr ” sözcüğü, (nefes borusu, ses organı anlamında) ney için de kullanılmıştır. Türkçe’ de ise hemen her zaman “ ney ” olarak anılmıştır. Çeşitli Avrupa ülkelerinde de benzer adlarla (örneğin Romanya’da “ naiu ” adıyla) adlandırılmıştır.

Farsça çalan, icrâ eden anlamına gelen “ zeden ” sözcüğünden takılanarak oluşturulan “ neyzeden ” bozularak, ney icrâcısı anlamında günümüzde de kullanılan “ neyzen ” e dönüşmüştür. Aynı anlamda Arapça kurallarına göre oluşturulan “ nâyî ” sözcüğü de kullanılmıştır.

Sümer toplumunda MÖ 5000 yıllarından itibaren kullanıldığı sanılan bu çalgıya ait elimizdeki en eski bulgu, MÖ 2800-3000 yıllarından kalan bugün Amerika’da Phledelphia Üniversitesi Müzesi’ nde sergilenen neydir. Çalgının o dönemlerde de dinsel törenlerde kullanıldığı sanılmaktadır. Assomption rahiplerinden Thibaut’ un “esrârengiz, cezbedici, tatlı ve âhenkli bir ses” diye tanımladığı ve şu şekilde şiirleştirdiği ney sadâsı, her dönemde insanları derinden etkilemiş, özellikle dinsel duyguları çağrıştırmıştır:

“ Kamışların üzerinden geçerken, Kuşları uyandırmaya korkan tatlı bir meltemin kanat çırpınışları”. Sadâsından gelen bu özellik neyi, ilişkide bulunduğu her toplumda önemli bir çalgı haline getirmiştir. Türklerin İslâmiyeti kabûl ile birlikte kullanmaya başladıkları ney, Xlll. yüzyıldan itibaren İslâm tasavvufunun sembolü haline gelmiştir. Bunda bu yüzyılda yaşamış büyük mutasavvıf, filozof , şâir ve velî Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî ’nin rolü büyüktür.





XV. yüzyılda yaşamış bir gezgin olan Hoca Gıyaseddin Nakkaş’ ın seyahatnâmesinde kendilerine mahsus bir nota yazısı geliştirip kullandıklarını da bildiğimiz Hıtay Türkleri’ nin hâkanlık sarayında gördükleri oldukça ilginçtir:
“ Sadinfu şehrindeki hâkanlık sarayının önünde üçyüzbin kadar kadın ve erkek toplanmıştı. İkibin kadar sâzende sazlarını aynı sese düzenleyip (akord edip), hep bir ağızdan hâkana duâ ettiler. Köslerin iki yanlarında kemençe, ney, mûsikâr ve diğer sazlarla hânendeler oturmuşlardı. Neyzenlerin bazıları neyi bilindiği üzere çalıp, bazıları ortasındaki deliklerden üflüyorlardı.”

Mûsikîde çok ileri gittikleri bilinen Hıtay Türkleri’ nin neyi, Orta Asya’ da eskiden beri kullandıkları ve hatta onu tıpkı bir yan flüt gibi de üfledikleri anlaşılmaktadır.

Tarihte Nây-ı Türkî, Hoş Nây (veya Koş Ney), Kurre Nây gibi adlarla anılan bugün yapısını ve özelliklerini tam olarak bilemediğimiz ney adından türemiş pek çok çalgı bulunmaktadır. Ancak birer meydan sazı olarak kullanılan bu çalgıların bugünkü formundan çok farklı olduğunu sanıyoruz.


Ney'in Türk Tasavvuf Düşüncesindeki Yeri

Türklerin İslâmlaşma süreci X. yüzyılda başlamıştı. İslâmiyet ile birlikte zaten toplumda var olan mistik düşünce ve anlayış islâmî bir kimliğe bürünerek, Türk tasavvuf anlayışının temellerini oluşturdu. Hoca Ahmet Yesevî, Hacı Bektâş-ı Velî ve Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî bu anlayışın Türk toplum hayatına yerleşmesini sağlamışlardı.

Türklerin İslâmiyetten önceki dinleri olan Şamanizm, Animizm ve Totemizmde de mûsikînin çok önemli rolü vardı. Bu dinlerin tümünde törenler müzik eşliğinde yapılırdı. Örneğin çoğunlukla hâkim olan Şamanizmde kam, baksı veya şaman denilen din adamları ellerinde kopuz ile dolaşır, dînî mesajlarını mûsikî yardımıyla iletirlerdi. İslâmiyette de mûsikîye karşı bir cephe mevcut değildir. İslâm Peygâmberi Hz.Muhammed, Kuran’ ın güzel sesle ve kâideye müstenîd âhenkle okunmasını öğütlemiştir. Tecvîd ve Kıraat işte bu rağbetin sonucunda doğmuştur ve mûsikî ile yakın ilişkileri vardır.

Türklerin dînî hayatlarında mûsikî her zaman yer almıştır. Özellikle tekke hayatında, âyin ve diğer dînî törenlerde (cem, zikir, deverân vs.) mûsikînin rolü büyükse de bir çok tarîkatin törenlerinde telli çalgıların yer almasına cevâz verilmemiştir. Ancak hemen hemen bütün tarîkatlerin törenlerinde bendir ile birlikte ney yer almıştır.

Bilhassa Mevlevîlikte neyin önemi çok büyüktür. Hz. Mevlânâ Mesnevî’ sine şu sözlerle başlamıştır:


“ Bişnev ez ney çün hikâyet mî küned
Ez cüdâyîhâ şikâyet mî küned
Gez neyistân tâ merâ bübrîde end
Ez nefîrem merd ü zen nâlîde end
Sîne hâhem şerha şerha ez firâk
Tâ begûyem şerh-i derd-i iştiyâk ”
“ Dinle neyden, zirâ o birşeyler anlatmada
Ayrılıklardan şikâyet etmededir.
Ney der ki: Beni kamışlıktan kopardıklarından beri,
İniltim kadın - erkek herkesi ağlattı.
Ayrılık bağrımı delik deşik eylesin,
Tâ ki aşk derdini anlatabileyim.”






Hz. Mevlânâ’ ya göre mûsikî Allah’ ın lisânıdır. Yüce yaratıcı Bezm-i Elest’ te ruhlara mûsikî ile seslenmiştir. Bu sebepten hangi milletten, hangi dilden olurlarsa olsunlar, insanlar mûsikî ile aynı duyguları paylaşabilirler. Hiçbir sanat insan rûhuna mûsikî kadar doğrudan doğruya ve içinden kavrayacak şekilde nüfûz edemez. Mûsikî, son derece değerli bir mânevî temizlenme, ferahlama ve yücelme vâsıtasıdır. Rûhu kir ve paslardan temizlediği gibi, ona batmış olan dikenleri de ayıklayarak tedâvi eder. Mûsikî ile temizlenmeyen rûh yükselemez, aksine yerdeki bayağı ihtiraslara bulaşarak kirlenir ve körelir. Gerçek mûsikî insana hayvânî hisleri hatırlatmak şöyle dursun, ona “sonsuz varlık” ı hissettirir, sezdirir. Bu sezgiyle onu O’ na yaklaştırır ve nihâyet ulaştırır. Bunda en etkili ses ise ney sadâsıdır.

Hz. Mevlânâ’ nın fesefesinde ney, “insan-ı kâmil” in (yani bir takım merhalelerden geçerek olgunlaşmış insanın) sembolüdür ve aşk derdini anlatmadadır. Benzi sararmış, içi boşalmış, bağrı dağlanarak delikler açılmış, ancak Yüce Yaratıcı’ nın üflediği nefesle hayat bulan, tıpkı insan gibi geldiği yere özlem duyan ve delik deşik olmuş sînesinden çıkan feryâd ve iniltileri ile insanlara sırlar fısıldayan bir dosttur. Bu sebeple ney, mevlevîlerce kutsanmış ve “ nây-ı şerîf ” diye anılmıştır.

“ Ney hadîs-i râh-ı pür hûn mîküned
Kıssahâ-yı ışk-ı Mecnûn mîküned ”
“ Ney, kanla dolu bir yoldan bahsetmede,

Mecnûn’ un aşkından hikâyeler anlatmadadır.”

“ Âteş-i ışkest ke’ender ney fütâd
Cûşiş-i ışkest ke’ender mey fütâd ”
“ Aşk âteşi ki neyin içine düşmüştür,
Aşk coşkunluğu ki meyin içine düşmüştür.”
“ Hem çü ney zehrî vü tiryâkî ki dîd
Hem çü ney demsâz ü müştâkî ki dîd ”
“ Ney gibi hem zehir, hem panzehir,
Ney gibi hem hemdem, hem müştâkı kim gördü? ”




Cem Adrian & Mercan Dede | Gel Gör Beni Aşk Neyledi...
[MEDIA]http://www.fileden.com/files/2010/4/25/2839275/saya35-ney.mp3[/MEDIA]
__________________
İnsanlığın haline baktığın zaman, Nuh'un gemiyi kaçırmamış olmasına üzülmemek elde değil.
Mark Twain

  Alıntı ile Cevapla
Eski 18.05.2010, 22:18   #2
Çevrimdışı
OkyanusunKalbi
WoodStock

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: NEY’in tarihçesi

Çok güzel konu Sayacığım, eline sağlık...

Ney sesi ruhumu dinlendiriyor..Akasha arkadaşımız da neyle ilgileniyor, helal olsun diyorum..

Yalnız müziği yine dinleyemedim, sanırım benim şanssızlığım...
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz OkyanusunKalbi'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 18.05.2010, 22:23   #3
Çevrimdışı
saya35
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: NEY’in tarihçesi

Alıntı:
Yalnız müziği yine dinleyemedim, sanırım benim şanssızlığım...

fileden bana oyun mu oynuyo anlamıyorum denemek için rakı erkek midir konusunu açtım sıla'nın şarkısını kurdum oldu...ama bu neden olmadı anlamadım....begendiğinize sevindim....
__________________
İnsanlığın haline baktığın zaman, Nuh'un gemiyi kaçırmamış olmasına üzülmemek elde değil.
Mark Twain

  Alıntı ile Cevapla
6 Üyemiz saya35'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 18.05.2010, 22:36   #4
Çevrimdışı
saya35
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: NEY’in tarihçesi




Teşekkürler okyanusunkalbi
__________________
İnsanlığın haline baktığın zaman, Nuh'un gemiyi kaçırmamış olmasına üzülmemek elde değil.
Mark Twain

  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz saya35'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 18.05.2010, 22:54   #5
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: NEY’in tarihçesi

Ellerine sağlık, teşekkürler Saya35
__________________



Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız..
* * *
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 18.05.2010, 23:10   #6
Çevrimdışı
Nazlı
Süper Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: NEY’in tarihçesi

Keşke hep birazcıkta olsa ritim kulağım olsaydı. Gerçekten ilgilenirdim bende. Teşekkürler Saya.
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Nazlı'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 19.05.2010, 16:57   #7
Çevrimdışı
OkyanusunKalbi
WoodStock

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: NEY’in tarihçesi

Harikasın kız..Ney sesini de, Cem Adrian'ın sesini de, çok severim.. ikisi birarada olunca kulaklarım bayram etti...
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz OkyanusunKalbi'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 19.05.2010, 16:58   #8
Çevrimdışı
SuLTaN
Fosforlu

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: NEY’in tarihçesi

Vazgeçilmezimdir ney. Bunaldığım zamanlarda üç dostum vardır: ney, keman ve TSM.

Ney hakkında çok fazla rivayet var; hepsi birbirinden güzel...

Konu da çok güzel hazırlanmış, ellerine sağlık Sayacığım



__________________
"Dostlar bizi hatırlasın..."
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz SuLTaN'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 19.05.2010, 17:07   #9
Çevrimdışı
Smashmouth
Süper Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: NEY’in tarihçesi

Ney çalarım neler söylersin
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz Smashmouth'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 19.05.2010, 17:17   #10
Çevrimdışı
Akashaa
Gerçek Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: NEY’in tarihçesi

Teşekkürler Saya Benim konum bu işte

Bende kısa bi öykü sunmak isterim ;


NEY İN ÖYKÜSÜ
Bir gün, Rasulullah Efendimiz (s.a.v) Hz. Ali (r.a) ile sohbet ederken, kimseye anlatmaması şartıyla ona ilahi aşkın sırlarından bahseder. Hz. Ali, Efendimiz’den öğrendiği sırların ağırlığı altında adeta ezilir. Taşıyamaz olduğu bu hal onu alır, Medine şehrinin dışına kadar götürür. Ne kadar zamandır yürüdüğünü bilmediği çölde, yolu suyu çekilmiş bir kuyuya varır. Gönül dünyasına akmaya devam eden ilahi sırlar benliğine sığmaz olduğunda Hz. Ali dayanamaz artık, feyiz ve muhabbetle bezenmiş duygularını kupkuru kör kuyuya döker. Hz. Ali’nin dilinden dökülen sırların güzellikleriyle dolan kuyu da coşarak deruni bir heyecanla sel olur taşar. Taşan suların bereketi ile kuyunun etrafında bir bir kamışlar boy verir.

Aradan günler geçer ve kuyunun başına bir çoban gelir. Kamışlardan birini keser. Kestiği kamışın gövdesine çeşitli yerlerinden delikler açar. Sonra dudaklarına götürüp üfler. Çoban nefesini verir vermez kamıştan aşıkane inleme ve feryat sesleri yükselmeye başlar. Kamış her işiteni hayran bırakan seslerle birlikte ününü de yaymaktadır.

Efendimiz, kalbe vecd ve heyecan veren bu sesleri duyunca işin aslını anlar. Hemen Hz. Ali’yi çağırıp “Sana anlattığım sırrı açıkladın mı?” diye sorar. Hz. Ali “Evet, ya Rasulallah! O yüce sırrı kalbime sığdıramadım. Suyu çekilmiş bir kuyuya söylemeye mecbur kaldım” diye cevap verir. Mevlana’nın aktardığı bu hikayeye göre o kuyunun etrafında boy veren kamışlar “ney” diye bilinir.


__________________
Hâsılım yoh ser-i kûyunda belâdan gayrı
Garazım yoh reh-i aşkında fenâdan gayrı
Ney-i bezm-i gamem ey âh ne bulsan yele ver
Oda yanmış kuru cismimde hevâdan gayrı
  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz Akashaa'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
müziğinin, ney’in, sazıney, tarihçesi, tasavvuf


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 12:38.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.