Doro Pesch

80'lere damgasını vuran en önemli heavy metal kadını ise Doro Pesch'di.Snakebite grubuyla 1982'de metal yolculuğuna başlayan ama esas başarısını Warlock'un 4 albümüyle elde eden Doro,New Wawe of British heavy metal tarzı vokalin altından kalkan ilk kadın solistiydi.Doro isimli grubuyla 90 larda yoluna devam eden kraliçe 95'te yaptığı elektronik altyapılı albümü saymazsak tavissiz bi metal kariyeri inşa etti kendine.Udo ve Lemmy ile muhteşem düetlere imza attı.43 yaşına basmış olsa da alemdeki en taş hatunlardan biri olmayı sürdüren Doro kariyeri boyunca derlemede yer verdiğimiz kadınların tam tersine hiçbir dedikoduya alet olmadı,kimseyle evlenmedi.O nun tek aşkı hep heavy metal oldu.Daha sonra çıkan Gotik kişilere arada bir gözümüz kaysa da bizim tek aşkımız hep o oldu.

Almanya'dan çıkan bir diğer kült figür ise Holy Moses'in solisti Sabina Classen di.Holy Moses'in ilk albümü 'Queen of Slam' çıktığında kimse bu sesin bir kadından çıktığına inanamamıştı.Grubun gitaristi Andy'in kız arkadaşı olduğu için başlangıçta istemeyerek de olsa mikrofonu tutan Sabina zamanla pozisyonunu benimsedi ve Angela Gossow başta olmak üzere birçok extreme metal kadının rol modeli oldu..

80'ler ve Gotic Metal

90'lı yıllarda kadınları hem enstrümanist hem de solist olarak daha sık görmeye başladık.Özellikle 90 ortasından itibaren yükselen,tartışmalı bi tabir olsa da Gothic Metal'in akımı sayesinde kadınların frontwoman olduğu birçok grup kuruldu hatta ''Female voices of metal festival'',''Female fronted bands'',''Hotest Chicks of Metal'' gibi festivallerin ortaya çıkmasına sebep olacak kadar büyüdü bu olayın boyutları.kimilerine göre kadınların metalde bu kadar yer kaplaması gelip geçici bir akım.,kadını cinsel bir meta olarak göstererek ticari kazanç elde etmeye çalışan bir modadan ibaret.Ama kadınların bu müzikte varolmaları Star Wars dilinde güce denge getirmek anlamına geliyor.Heavy Metal müziğinin sadece erkeksi bir yaşam biçimini ifade etmediğinin,bir sanat dalı olduğunun en büyük kanıtı.Metal nüfusumuzda kadınların artışa geçmesine seviniyoruz.En azından artık rock-metal barlar askerlik şubesi gibi olmuyor!

Kadın metalcilerin son kuşağı içinde Anneke çok önemli bir rol üstleniyor.O da şu;daha önce heavy metal dünyasında yer alan kadınlar aslında hep erkeklere öykünen bir tarzda şarkı söylediler.O katılana kadar death metal icra eden The Gathering'e Anneke girdiğinde herşey tepe taklak oldu.Tüm o sert müziğin üzerinde artık bir kadının ipeksi bir sesi vardı.Ve bu formül çalışıyordu!Anneke'nin idolleri Bruce Dickinson,Rob Halford değildi.Ella Fitzgerald ve Prince'di,belki de hiç heavy metal dinlemiyordu,Björk ve Thom Yorke'un takipçisiydi,sahneden haşin bakışlar fırlatmıyordu,tam tersine o sevimli gülümsemesi bi an bile eksik olmuyordu,simsiyah değil rengarenk giyiniyordu.Ama kalbimize dokunmayı başardı ve hepimiz ona hasta olduk!Başta Cristina Scabbia olmak üzere kendisinden sonra gelen birçok kadın şarkıcıya ilham perisi oldu.Geçtiğimiz aylarda The Gathering'den ayrıldı.Şu an Aguade de Annique ile metalle alakasız bir yolculuğa çıkmış görünüyor..

Angela Nathalie Gossow.5 Nisan 1974'de Köln'de dünyaya geldi.Jeff Walker(Carcass),David Vincent(morbid Angel),Chuck Billy(Testament),John Tardy(Obituary)ve Chuck Schuldiner(Death)gibi ilham 'şeytan'ları sayesinde bir metal mutantına evrildi.Angela'nın metal geçmişi 90'ların başına dayanıyor.1991'de Asmodina ile vokalistliğe başlayan Angela yola Mistress ile devam eder.Müzik gazeteciliği de yapan Angela,Arch Enemy'nin beyni Michael Amott ile röportaj yaparken bir demosunu verir,demodan etkilenen Amott Angela'ya mikrofonu teslim eder.Angela,bu konuda bir ilk olmasa da brutal vokalin erkeklere özgü olmadığını bir dışavurum şekli olmadığını kanıtlaması açısından önemli bir figür.Birçok kadına death metal vokalistliği konusunda cesaret verdiği kesin.Angela,bu misyoner rolünü 'metal dünyasındaki kadınlar' temalı kitap projesiyle ve kendi sitesinden vokal tekniklerini öğreterek pekiştiriyor.Angela taş fiziğini spora borçlu,yüzme,koşma ve vücut geliştirme sevdiği sporlar arasında.

Finlandiya'nın küçük bi kasabasında 17 ağustos 1977 de doğan Tarja Solie Susanna Turunen'in hayatı aynı sınıfta okudukları Tuomas Holopainen'in onu kurmakta olduğu grubaiyani Nightwish'e davet etmesiyle değişti.Bir mezzosoprano olarak kendine operada kariyer çizmeyi düşünen Tarja,Nightwish'in artan popülaritesiyle birlikte Avrupa'nın en ünlü metal solistlerinden biri oldu.Bir yandan opera eğitimine devam eden Tarja opera dünyasının da kabul ettiği bir primadonna olma yolunda ilerledi.Tarja opera vokallerinin metalle olan kimyasını güçlendirerek önemli bir etki bıraktı.Şaşalı kostümleri ve makyajıyla birçok genç kızın rol modeli oldu ve metalin çehresinde Gotik metamorfozun sebeplerinden biri oldu.Tarja'nın en sevdiği metal solisti Liv Kristine,en sevdiği soprano ise Anne Sofie von Otter.Martin Kesici,Waltari,Beto Vazquez Infinity ve Nuclear Blast derlemesinde Rage gitaristi Victor Smolski ile çalışmalara imza atan Tarja şimdilerde ikinci solo albümü 'My Winter Storm'u yayınladı..

Konservatif metalcilerin ''hiii Amy Lee'nin ne işi var burada'' dediğini duyar gibiyim.Ama objektif bakalım..Amy Lee'nin çocukluk arkadaşı Ben Moody ile kurduğu Evanescence ''kadın vokal-heavy rifler-piyano-kilise müziği'' kalıbını ilk kullanan grup değildi ama bu tarzı popüler arenaya kanalize edecek hit şarkılar yazan ilk gruptu.Evanescence'nin popülaritesi sayesinde onlardan daha eski olan Avrupa lı gruplara Amerika nın kapıları açıldı.Amy Lee'nin esas önemi saydığımız çoğu şarkıcıdan farklı olarak grubunda esas yaratıcı ve söz sahibi kişinin kendi olması.(Arkadaşlar bence burada Ben Moody'ye biraz haksızlık yapmışlar..)Grubun kurucusu,isim hakkının sahibi,şarkı sözü yazarı ve bestecisiydi.Moody ayrıldıktan ve iki as elemanına yol verdikten sonra Evanescence'ı ayakta tutmasını bildi.Hatta Moody'nin tersine daha sert ve anti ticari bir yön çizerek takdirimizi kazandı.İmajıyla ve tavırlarıyla Avrupalı şarkıcılardan daha doğal davrandığını ,bu yüzden de genç kızların onunla çok daha rahat özdeşleştiğini de iddia edebiliriz.

Liv Kristine,1995-2000 yılları arasında Theatre of Tragedy ile yayınladığı 5 albümde Raymond Istvan Rohonyi ile şarkıları dönüşümlü bi şekilde söyleyerek ''beauty and the beast'' konseptinin heavy metal'e taşınmasında yardımcı oldu ve bu dönem içinde ''Velvet Darkness They Fear'' ve ''Aegis'' gibi türün kilometre taşı albümlere imza attı.14 Şubat 1976'da Norveç'te doğan Liv Kristine Espenaes baabsının sayesinde Black Sabbath ve Ozzy Osbourne ile tanıştı ve gönlünü heavy metale kaptırdı.Büyük başarılara imza attığı ToT'den kovulduğunu internetten öğrenen Liv,Tot'nin elektroniğe kayan çizgisinden de memnun olmadığından bunu kabullendi.Atrocity solisti Alex Krull ile evlenen Liv,Atrocity elemanlarının takviyesiyle Leaves'Eyes'i hayata geçirdi.Diğer yandan ''Deus Ex Machina''isimli solo albümünde müzikalitesi yüksek pop müzik yaptı.Cradle of Filth'den WeltenBrand'a kadar biçok gruba konuk oldu.Liv'in kardeşi Carmen Elise'nin Midnattsol'da söylediğini ekleyelim..

Anneke'yi fazla sevimli,Tarja'yı fazla Gotik,Angela'yı fazla delikanlı buluyorsanız Cristina Scabbia hayranı olmalısınız.Hem görüntü olarak,hem de ses olarak 90 sonrası kadınların özelliklerini belli bir denge noktasında birleştiren İtalyan güzel Cristina 6 haziran 1972 doğumlu.Şarkıcı küçük yaştan itibaren AC/DC,Genesis,Led Zeppelin gibi gruplara ilgi gösterse de müzik çalışmaları 20'li yaşlarına doğru başlıyor.Arkadaşlarının kurduğu Lacuna Coil'in stüdyosuna gittiği bir gün back vokallere yardımcı oluyor ve gerisi geliyor.Gruptan Marco Coti Zelati ile nişanlanan daha sonra ondan ayrılan Cristina,Slipknot'tan James Root ile beraber olarak metal dünyasının en ilgi çekici çiftlerinden birini oluşturdu.Apocalyptica'nın ''SOS-Anything but love'',Megadeth'in ise ' A Tout Le Monde'(2007 versiyonu)şarkılarında konuk şarkıcı olarak yer aldı.İtalya'nın en büyük şarkı yazarlarından Franco Battiato ile 'I Am That' şarkısında düet yapması ise kariyerinin en saygı değer anlarından biri oldu.

Güney Hollanda'nın küçük bir kasabası olan Waddinxveen'de 12 haziran 1974'de doğan Sharon'ın tanrı vergisi bir sesi var çünkü diğer rakipleri gibi bir konservatuar geçmişi yok.Küçüklüğünden itibaren evde bağıra çağıra sevdiği şarkılara eşlik ederek sesini geliştirmiş,ilkokuldan itibaren ufak tefek performanslara çıkmış ve 12 yaşında ilk grubuna girmiş.Sharon,Robert Westerholt ile Within Temptaion'ı kuran isim.Daha öncesinde Robert ile Voyage isimli bir toplulukta yer aldı.Robert ile birlikte olan(not:evli değiller)Sharon 2005 yılında Eva Luna ismini koyduğu bir kız çocuk dünyaya getirdi.En son Rock'n coke da izleme şansına ulaştığımız Sharon sempatik hareketleriyle kendini bize hayran bırakmıştı.Ama onun daha büyük fan'ları da var,mesela Foo Fighters'tan Dave Grohl ve Nightwish'ten Anette Olzon gibi.Onun hayranlık duyduğu isimler ise şöyle;Muse,HIM,Preisner,Tori Amos,Heather Nova,Type of Negative,Paradise Lost,Björk,Nirvana ve Kate Bush..

Saydığımız isimlerin en genci Simone 17 ocak 1985'te adeta toprağından kadın metalci fışkıran Hollanda topraklarında doğdu.Simone,10 yaşından beri müzikle yakından ilgilendi,bir yıl kadar flüt eğitimi aldı.Daha sonra jazz-pop vokal dersleri aldı.15 yaşında Nightwish'in ''Oceanborn'unu dinledi ve klasik müzik eğitimi almaya karar verdi..Bunun üzerine şan derslerine başladı ve korolara iştirak etti.2002 yılında After Forever'dan ayrılan Mark Jansen'in grubu Epica'ya girdi.Mark Jansen'le uzun süre birlikte oldu.Daha sonra eski Blaze,yeni Kamelot keyboardcısı Oliver Palotai ile nişanlandı.Epica'nın sözlerini Jansen'le birlikte yazıyor.Simone kariyeri boyunca sesini birçok gruba armağan etti.Kamelot'un ''The Haunting'i bunlardan en meşhuru.Primal Fear ve Ayreon'un yeni albümlerinde de onunla yeniden karşılacağız..Türkiye'ye daha önce 2 kez gelen Simone'nin hayranlarıyla Türkiye fan kulübü(http://www.epicaturkiye.net)vasıtasıyla tanışabilirsiniz..

Saydığımız isimler kadar piyasa da etkin olmasa da kesinlikle en iyi fotoğraf veren kadın şarkıcılardan biri..17 ağustos 1978'de Norveç'te doğan Vibeke 13 yaşında şan dersleri başladı.birkaç sene ders aldıktan bi süre sonra kendi kendine eğitimlere devam etti,daha sonra da konservatuarda şan okudu.Tristania ile önce bi kız arkadaşı sayesinde tanışan,daha sonra katıldığı bir müzik yarışmasında denk gelen Vibeke ilk Tristania demosundan önce gruba misafir sanatçı olarak katıldı ama demo daki performanstan sonra gruba resmen girdi.Aynı zamanda ilkokul öğretmeni olan Vibeke,Tristania ile beş albüm kaydetti,grupta brutal vokalleri ve düz vokalleri üstlenen ikili solist daha olduğu için kendini yeterince gösteremedi.2007 tarihli ''Illumination''ın kayıtlarına katıldı ama albüm çıkmadan önce gruptan kişisel sebeplerden dolayı ayrıldığını açıkladı.Aynı tarihlerde Nightwish'e gireceğine dair dedikodular çıktı,bunları ''Nightwish'te söylemek istemem''diyerek yalanladı.Şu an boşta.Vibeke,daha önce Green Carnation'ın ''Journey to the End of the Night'' albümünde konuk şarkıcı olarak yer aldı.

21 Şubat 1981'de Hollanda'da doğan Floor müziğe erken yaşta başladı.After Forever'da daha henüz 16 yaşında şarkı söylemeye başlayan Floor,rock ve pop müzisyenleri için tasarlanan müzik okulu Rock Acedemy'de okudu.Bu sırada After Forever'a girdi ve üçüncü albüm ''Invisible Circles''ün sunumu onun aynı zamanda mezuniyet performansı oldu ve hem çok yüksek bir notla mezun oldu,hem de her yıl sadece 10 kişinin alındığı konservatuara girme şansını elde etti.Music Theatre'da iki sene daha eğitim gören Floor şu anda özel şan dersleri ve workshop'lar veriyor.Geniş oktavlı ve farklı tarzların altından rahatlıla kalkabilen sesiyle camiadaki en iddialı isimlerden biri olan Floor prensip olarak her hafta Tilburg'daki konservatuarda şan dersleri almaya devam ediyor..Fiziğiyle de dibinizi düşürebilme gücüne sahip olan Floor'un özellikle Arjen Lucassen'in Ayreon ve Star One projelerindeki performansı ağzınızı açık bırakabilir.Kendisi ata binmeyi çok seviyor,bir de Obi diye bir köpeği var.Gruptan herhangi biriyle çıkmadığı için hemen sevinmeyin,Sander isminde bir sevgilisi olduğunu her fırsatta belirtmekten çekinmiyor...!

Martina Astner

(Hornbacher)Therion'un 'Vovin' ve 'Crowning of Atlantis' albümlerinde Martina 2001 yılında Morbid Angel gitaristi Erik Rutan ile Alas isimli bir projeye girişti ama sadece bi albüm çıkardılar..

Kari Rueslaatten

The Third and the Mortal'ın unutulmaz solisti Kari şu an metal öğeleri içeröeyen deneysel/Gotik/pop yapıyor.

Otep Shamaya

Alternatif metal akımında saygın bi yere sahip Otep'in solisti ve beyni..

Wendy O. Williams

Şok rock grubu Plasmatics'in solisti Wendy O.Williams,KISS ve Lemmy ile ortak projeler geliştirmiş kült bi kişi..

Francine Boucher

Echoes of Eternity'nin taş vokalisti,geleceğine umutla baktığımız bir grubun sağlam vokalisti..

Kimberly Goss

Sinergy'nin kurucusu,aynı zamanda Alexi Laiho'nun (Children of Bodom) eski eşi..

Sarah Jezebel Deva

Cradle of Filth'in kadrolu solisti ve Therion'la çalışmalara imza atan ağır abla.Kendi grubu Angtoria'da devam ediyor..

Nell Sigland

Theatre of Tragedy'nin Liv'den sonraki vokalisti.Daha önce kurucusu olduğu The Crest'deydi.

Rachel Heyzer Klooster Waard

Eski Sinister, yeni Infinited Hate solisti, sert insan..

Dana Duffey Clayton

Eski Mythic,yeni Demonic Christ yaratıcısı,extreme metal'in önde gelen hatunlarından biri..

Monika Pedersen

Tristania'dan ayrılan Morte'nin grubu Sirenia'ya son albümünde katılan Danimarka'lı sarışın..

Maria Brink

Metalcore vokali yapan sarışın,İn This Moment'de şakıyor...

Demoness İpek

Florida'lı extreme metal grubu Wykked Wytch'in Türk lideri.

Dawn Crosby

Fear of god ve Detente solisti,1996'da akciğer kanserinden vefat etti..

Sabine Dunser

İsviçreli grup Elis'in 2006 yılında beyin kanamasından ölen solisti..

Helen Vogt =Flowing Tears grubunda..
Manda Ophius = Nemessa
Elizabeth Shall = Manslaughter
Paulina Maslanka = Delight
Johanna De Pierre = Amaran
Elisa C.Martin = Dreamaker&Dark Moor
Tanja Lainio = Lullacry
Weronika Zbieg = Sceptic
Morena = Macbeth
Nienke de jong = Autumn
Veronica Freeman = Benedictum
Amanda Sommerville = Aina ve tonla grubun back vokalisti..

Kadın Gruplar

Show Ya
80'lerde özellikle memleketleri Japonya'da rüzgar gibi esen beş kadından oluşan bir hard rock/metal grubu.halen aktifler..

Meanstreak

1988 tarihli Roadkill albümünü yayınlayıp tarihe karışan kadınlardan kurulu ilk Thrash grubu.Üyelerinin üçü,Dream Theater'dan Myung,Petrucci ve Portnoy'la evlenip köşeyi döndüler.

L7

Grunge akımından parsayı götürseler de heavy öğeleri ile dikkat çeken,Donita Sparks'ın önderliğindeki Los Angeles'lı dörtlü..

Kittie

Alternatif metalin balık etli grubu..

Enstrüman Çalanlar

Jo Bench

Death Metal'in büyük grubu Bolt Thrower'in tüm albümlerinde bas çalan sıkı hatun..

Rayna Foss-Rose

Coal Chamber'ın ilk iki albümünde çalan,alternatif metal dalında birçok kişiyi etkilemiş bir şahıs.Sevendust'ın davulcusu Morgan Rose ile evlenen Rayna hamileliği sırasında grupla ilişkilerini kesmiş,Dez Fafara'nın epey bir tepkisini çekmişti..

Nadia

Tarihe karışan coal Chamber'in Rayna'dan sonraki bascısı..

Katrina Johansson


Amerikalı gitar virtüözü..

Sarah Stanton

Hamish Glencross'ın manitası olduğundan My Dying Bride'da keyboard çalan torpilli şahsiyet..

The Great Kat

Gerçek ismi Katherine Thomas.Speed-thrash tarzında çaldığı klasik müzik şarkıları,tv kanallarında sarf ettiği küfürlü konuşmaları,kendini Beethoven'la bir tutan megalomanyası ve uçlardaki imajı ile dikkat çeken tam bir sansasyon figürü.Gitar dergileri tarafından en hızlı ''shredder''lardan biri olarak kabul edilir..Ama deli mi yoksa dahi mi olduğu hala anlaşılamamıştır..

Kaynak - Headbang 2007 Ekim sayısından...

Videolar ve resimler tarafımdan eklenmiştir.