Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Müzik > Müzik Kültürü ve Tarihi

Müzik Kültürü ve Tarihi Müzik evrenseldir


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 30.04.2013, 23:27   #1
Çevrimdışı
Heliosaga
Cehennem Yolcusu

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Exclamation Asi Ruhların Müziği- Heavy Metal ve Tarihi - Dalları









Bir müzik akımı düşünün.. Memleketi olan İngiltere'den çıkan bir akım.. Dünyaya hemen hemen her turnede, her konserde milyonları oynayan, Çeşitli ırk,dil ve kültüre sahip insanların bir arada olduğu buluştuğu kucaklaştığı bir akım düşünün... İnsanların dilinde "Barış"ın, "Barış için Savaş"ın, Dostluğun, Ölümün, Aşkın, İsyanın olduğu bir akım düşünün..

Heavymetal budur işte.. Kimilerine göre sadece müziktir. Kimilerine göre bariz bir felsefedir, hatta dindir,yaşam biçimidir. Diğer müzik akımlarına göre oldukça farklı olan bu akım kesinlikle piyasaya oynamaz. Her eline gitar alan kişi bu sanatı icra edemez.. Büyük emek gerektirir.. Diğer Müzik türlerine karşın en büyük farkıda burdadır kesinlikle bilgisayar ortamında efekt yada herhangi bir düzenleme aracı kullanılamaz. İçinde birden fazla insanın büyük emekleri bulunur.. O gitara dokunan ellerden bulunur.. Duyulan baterinin sesinden anlarsınız kalitesini.. Bestesini ve sözlerini yazanlardan duyarsınız mesajlarını..

Dinleyen bir kişide kesinlikle bıkmışlık uyandırmaz.. Nazlı bir sevgiliye hitap etmez..Yıllar yıllar önce yapılan albümlerin değeri asla ama asla yitip gitmez. Bu yüzden bu akımın temsilcilerin yaptıkları albümler kuşaktan kuşağa, nesilden nesile aktarılacaktır işte bu nedenle heavymetal hiçbir zaman ölmeyecektir.. Evrenseldir.. Yok edilemez..





HeavyMetal Rivayete Göre İngiliz metal işçilerin Hükümetin Kendilerine Yaptıkları Haksız Mesai Ve Ücretlerinin düşürülmesi yüzünden Büyük Bir Eyleme Giriştikleri ve içlerinden bir grubun hükümeti eleştirerek şarkılar yapmaları başlamasıyla bu mükemmel akımın öncüleri oldular sonraki yyllarda Rock'n Roll Avrupayı Kasıp Kavururken HeavyMetal'ı daha hiç kimse bilmiyor ve duymammıştı nitekim 70 li yyllarda Kurulan Grup Black Sabbath HeavyMetalin ilk grubu olarak ilan edildi ve ilk başta Amerika olmak üzere sonra avrupa olmak üzere gençliğe bu müziği sevdirmeyi başardı. Bu akıma sonradan "Kral" olarak anılan Judas Priest girdi. Judas Priest'in Black Sabbath'dan tek farkı müziği git gide sert bir sounda dönüştürmesiydi. Sonralardan çıkan Iron Maiden, ve Metallica, Megadeth, Motörhead gruplarıda HeavyMetalin tek ve ana grupları olmaya başardılar...





Birçok kişi Heavy Metal dinliyor, hatta bunların önemli bir kyşmy bu müziği icra etmeye de çalışıyor. Peki acaba bunların kaçı Heavy Metal'ın ne olduğu hakkında bir düşünceye sahip Bu insanlar için Heavy Metal'ın ne gibi bir anlamı var?

Bu soruları cevaplayabilmek için önce sanırım Heavy Metal'ın nasıl ve hangi şartlar altında ortaya çıktığını incelemek gerek. Heavy Metal'ın tarihini inceleyenlerin birçoğuna göre ilk ateş Black Sabbath ile yanmıştır. Sabbath'in ilk albümünün 1970'te çıktığını hesaba katarsak ateşi yakan kıvılcımların 60'lı yılların sonunda parlamaya başladığını söylemek sanırım doğru olur.

60'li yılların sonunda dünya büyük değişimlere gebeydi. Özellikle ABD'nin Vietnam Savaşına karşı gençlerin oluşturduğu büyük kitlesel tepkiler, 68 hareketinin ortaya çıkması, ABD ve SSCB arasyndaki rekabetin sahasının dünyayıda aşarak uzaya taşıması ve daha onlarca neden. Ortalıkta dolaşan nükleer savaş söylentileri... Dünyadaki, özellikle de üçüncü dünyadaki, gelir adaletsizliğinin, suç oranının, insan hakları ihlallerinin dayanılamaz hale gelmesi... Hepsi çeşitli patlamaların habercisiydi sanki.

Ve mevzu bahis patlamalar da oldu. Birçok değişik alanda cereyan eden bu patlamalar müzik alanında da kendini göstermişti. Müziğin de yardımıyla varolan düzendeki bozukluklardan tutun da yaşamı oluşturan öğelerden hemen hemen hepsi sorgulanmaya başlanmıştı ve sorgulama sonucu bulunan yanlışlıklar da tüm çıplaklığıyla gözler önüne serilmeye başlanmıştı.

Heavy Metal kavramı bu şekilde ortaya çıktı. Ve ortaya çıkış şekline bir daha bakacak olursak HeavyMetal'ın sadece bir müzik türü olmaktan çok daha öte vasıflar taşıdığını da görebiliriz. Diğer müzik türlerinde olmayan türden bir protest ruh, diğer türlerdeki kokuşmuş romantizmin yerine yalın ve sert bir realizm ve tüm bu tepkileri de aynı yalınlık ve sertlik çerçevesinde ifade edebilecek türden bir RAW ve HEAVY sound... Heavymetal'ın özü bariz bu şekilde oluştu. Black Sabbath War Pigs'i(Savaş Domuzu) neden yaptı? Gerçek anlamda ilk Heavymetal parçalaryndan biri olarak War Pigs'i göstermek sanırım yanlış olmaz. Şu ana kadar bahsetmiş olduğumuz bütün nitelikleri içinde barındıran eşsiz bir eserdir çünkü o.

Black Sabbath'i takiben birçok önemli grup daha çıktı 70'lerde. Ama HeavyMetal adına asıl patlama 79 yılının sonlarında ve 1980 yılında yaşanacaktı ki ortaya cıkan bu dalga bugün New Wave Of British Heavy Metal olarak adlandırılmakta.

Yine soğuk savaşın yarattığı gerilimin en üst düzeye vurduğu bir zaman. Ayrıca İngiltere de o zamana kadar gelmiş en muhafazakar hükümetlerden biri olan Thatcher hükümeti görev başında. Demokrasinin ve insan haklarynyn beşiklerinden sayılan bir ülkede kelle vergisi alacak kadar dengeleri bozmuş bir hükümet... Dolayısıyla coğu çeşitli yerden tepkiler alacaktı. Yine dünya geneline bakılacak olursa iki süper güç arasında sürekli artan bir ivmeyle büyüyen gerilim, dinmek bilmeyen savaş çığlıkları... İnsanlar buna da tepki verecekti. 60'ların sonundaki şartlar 70'lerin sonuna gelindiğinde sanki daha bunalımlı bir hal almış ve daha büyük bir çıkmaza girmişti. Dolayısıyla verilecek tepki de on yıl öncesindekine göre daha sert ve şiddetli olmalıydı. NWÖBHM(New of british metal) da böylesine şartlar sonucu patlayıverdi zaten.

Tüm NWÖBHM grupları saf bir protest ruha sahipti. Hepsi hemen her şarkısında dünyada olup bitmekte olan ne kadar yanlış varsa, ne kadar çarpıklık varsa, bunların hepsini ellerinden geldiğince anlatmaya çalışıyordu. Kimisi bunu hiçbir şekle sokmadan, gayet açık ve net bir şekilde söyleyerek yaparken kimisi ise şarkılarında doğaustu imgelere yer vererek dolaylı bir anlatma yolunu seçiyordu.

Tabii ki HeavyMetal'ın sahip olduğu protest nitelikler coğu kişiyi ve grubu rahatsız etmekte gecikmedi. Zaaflaryndan yararlandıkları sistemlerin eleştirilmesi, yaptıkları düzenbazlıkları göremeyen insanların uyanmaya çağrılması bu tip kişileri nasıl rahatsız etmesin ki!? Dolayısıyla HeavyMetal'ın, kurmuş oldukları çıkar ilişkileri için bir tehdit oluşturmaya başladığını gören bu kesimler, HeavyMetal aleyhinde yaralayıcı girişimlerde bulunmakta tereddüt etmediler.

Öncelikle işe karalama kampanyalarıyla başladılar. HeavyMetal gruplarının adeta ruh hastası denebilecek kişiler tarafından oluşturulduğu, bunların kan ve vahşet sevdalısı birer zavallı olmaktan öteye gidemediği ve gençliğe çok kötü birer örnek teşkil ettikleri türünden aşağılık ithamlarla HeavyMetal'in üzerine gittiler.

Oysa ki HeavyMetal'ın amacı kana ve vahşete karşı bir sevda beslemek değil tam tersine dünyada zaten var olan kanı ve vahşeti insanların gözü önüne tüm çıplaklığıyla serebilmekti. Çünkü insanların yanlışları düzeltebilmesi için öncelikle hepsini net bir şekilde görmesi gerektiğine inanıyordu HeavyMetal.

Karalama kampanyalarıyla da en fazla bir yere kadar gidilebileceğini ama bunun HeavyMetal oluşumunu temelden sarsamayacağını anlayanlar bu sefer dıştan saldırmaktansa kaleyi içten fethedecek bir yöntem geliştirmeyi tercih ettiler. HeavyMetal pop kültürünün içine çekilecek ve o kültürün bir parçası haline getirilecekti ve bunun yapylmasında da HeavyMetal grubu olarak lanse edilen ama gerçekte HeavyMetal ile pek de bir alakası olmayan birçok grup başrol oynayacaktı. HeavyMetal içindeymiş gibi görünen birçok trend de bilinçli olarak bu grupların üreyebilmesi için yaratıldı zaten.(Bkz System Of A Down, Linkin Park, Korn, Slipknot, Avenged Sevenfold, vb)

Yıllar geçtikçe bu doğrultuda birçok alt tur çıktı. Değişim maskesi altında sayısız grup türetildi. Hepsi protest ruhtan arındırılmış, imaj düşkünü gençlerin ilgisini çekebilmek için tonla zırva ve özenti şeklin içine sokulmuş, HeavyMetal'in özünden uzaklaştırılmış ama düzenin uşağı plakçılık firmaları istedi diye sırtlarına HeavyMetal etiketi yaptırılmıştı, tonla mantar grup...

Amaç belliydi. HeavyMetal'ı insanlara farklı bir şekilde göstermek ve bu illüzyon sayesinde insanlaryn HeavyMetal'ın aslını unutmalarını sağlamak. Dolayısıyla HeavyMetal'ın o sivri dilinden kurtulmak. Gözleri boyanmaya calışılan kişilerin HeavyMetal'ın yardımıyla gözlerini açmasının önüne geçmek. Koyunların koyunluğunu baki kılıp, onları eskiden olduğu gibi yalan ve dolanlarla gütmeye devam etmek...

HeavyMetal'ın insanlara sunuluş şekli değiştirilse de HeavyMetal'ın özü asla ve asla değişmez. Çünkü HeavyMetal başlıkta da dediğim gibi asla sadece bir müzik değildir. Yapılan albümleri tıpkı pop yada diğer müzik türleri gibi kullan-at tarzında değildir.. Yapılan albümlerin çoğu asırlar geçse bile dinlenecektir.. Sistem bunu yok edemeyecektir. Ayrıca Eline elektro gitarı alan metalci olmaz. Plak firmalarının yaptırdığı sahte etiketlerle de olunmaz bu. HeavyMetal'ın özünde gerçekleri görmek vardır. Peşisıra da bu görülenleri sorgulamak. Sorgulama sonrasında da bir takm sonuçlara varmak ve varılan bu sonuçları da toplumun gözleri önüne sermek... İşte HeavyMetal'ın özü ve bir HeavyMetal grubunun yegane görevi. Melodi bundan sonra gelir. Olayın sadece Melodi de bittiğini zannedenler maalesef HeavyMetal ile doğrü dürüst bir ilişki içinde olmayan kişilerdir. İlk öncelikle şekilde değil düşüncede... En başta düşunceyi oluşturacaksın, daha sonra da bu düşünceyi en iyi şekilde ifade edebilecek Melodiyi yaratacaksın. Zaten iş böyle olursa "Melodi nasıl olmalı?" sorusu da kendiliğinden cevaplanmış olur.
  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz Heliosaga'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.05.2013, 00:23   #2
Çevrimdışı
Heliosaga
Cehennem Yolcusu

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Asi Ruhların Müziği- HeavyMetal Ve Tarihi - Dalları

Heavy metal


Heavy metal (bilinen kısa adıyla metal) 1960'lı yıllarda İngiltere'nin Midlands Bölgesi ve ABD'de gelişmeye başlayan rock müzik türüdür. Blues ve Rock'n Roll türlerini temel alan heavy metal; kalın ve ağır sesi, distortion, solo gitar ve yüksek ses gibi kendine özgü elementlere sahiptir. Heavy metal sözleri ve canlı performansları genelde maçoluk ve kabadayılık ile özdeşleştirilmiştir.




Sadece sanatlarıyla değil, kişilikleri ile zamane gençliğin gönlünde taht kuran efsanelerden Led Zeppelin orjinal kadrosuyla..

Led Zeppelin, Black Sabbath ve Deep Purple gibi ilk heavy metal grupları ağır eleştrilere maruz kalsa da geniş kitlelere hitap edebilmiştir ve bu eleştriler heavy metal tarihi boyunca neredeyse her grubu etkilemiştir. 1970'lerin ortalarında Judas Priest, Heavy metaliBlues türünün etkisinden kurtararak bu türün gelişimini tetiklemişbir başka grup olan Motörhead ise türe sertlik ve hız katarak Heavy metalin gelişmesine katkıda bulunmuştur. Iron Maiden gibi New Wave of British Heavy Metal akımından etkilenen gruplar da bu gelişmeyi devam ettirmiş ve 1970'li yılların sonunda Heavy metal dünya çapında hayran kitlesine ulaşarak headbang, metalhead gibi alt kültürleri oluşturmuştur.

1980'li yıllarda Glam metal türünü benimseyen Mötley Crüe ve Poison gibi gruplar daha aşırı ve agresif tarzda müzik yaparken, bir yandan da Metallica, Megadeth, Slayer, ve Anthrax gibi gruplar Thrash metal'in yükselişini sağlamışlardır. death metal ve black metal türleri ise bu dönemde karışım alt kültür ögeleridir.


70'leri kasıp kavuran öncülerden Mötley Crüe, imajlarıyla çok eleştiri almışlardı.


Kökeni

Heavy metal geleneksel olarak yüksek distortion, vurgulu nota, yoğun bass ve davul sesi ile birlikte güçlü bir vokal kullanmaktır. Bu tarzın alt türleri genellikle bu unsurların bir veya birkaçını vurgulamaktadır, değiştirmektedir ya da ihmal etmektedir. New York Times eleştirmeni Jon Pareles bu konuda "Popüler müziğin sınıflandırılmasında Heavy metal; hard rock'ın birçok alttürünü daha az ritim değişimi, daha az blues, daha fazla şovmenlik ve kaba kuvvet ile birlikte bulunduruyor." demiştir. Tipik bir Heavy metal grubu davulcu, basçı, ritim gitarist, ana gitarist ve enstrüman çalan veya çalmayan bir şarkıcıdan oluşmaktadır. Bazı gruplarda sesin dolgunluğunu arttırmak için klavye enstrümanı da kullanılmaktadır.



Kadrosundan "Joe Satriani" ve "Ritchie Blackmore" gibi iki önemli isimi çıkaran grup Deep Purple..
Elektro gitarın amplifikatör ile kullanılması Heavy metal tarihinin temelini oluşturmaktadır. Sık sık ana gitarist ile klasik vokalist rolleri birbiri ile çakışmaktadır. Bu durum müzikal bir heyecan yaratmakla birlikte sahne mücadelesi ruhu oluşturmaktadır. Metal müziğin temelini yansıtan 60'ların karşıt kültürü için duyguların açık sözlülükle ifade edilmesi, gerçeğe işaret edildiğinin gösterilebilmesi için gerekli olmuştur. Eleştirmen Simon Frith metal şarkıcılarının ses tonunun sözlerden daha önemli olduğunu söylemiştir. Metal müzik vokalistliği çok çeşitlidir. Judas Priest'dan Rob Halford ve Iron Maiden'den Bruce Dickinson'ın sesi yüksek oktavlı ve tiyatral iken, Motörhead'den Lemmy Kilmister ve Metallica'dan James Hetfield'ın sesi daha serttir.

Metal müzikte bas anahtar unsurlardandır ve gitar ile bas arasındaki ilişki müziğin temel elementidir. Bas gitar düşük-uç sesin "ağır" olmasında kritik rol oynar. Metalin bas aralığı komplekslik açısından geniş aralığa sahiptir. Cliff Burton'ın 1980'lerdeki popülerliğinden etkilenen bazı gruplar bası ana enstrüman olarak da kullanmıştır.
Metalde davulun ana görevi yüksek ses, yüksek hız, güç ve kesinlik ile birlikte değişmeyen ritim sağlamaktır.

Metal davulculuğu yüksek miktarda dayanıklılık gerektirmektedir. Ayrıca davulcular müziğin karmaşık yapısına ayak uydurabilmek için hız, koordinasyon ve ustalık becerilerini geliştirmek zorundadırlar.

Metal davulcularının karakteristik tekniği zil boğmadır. Bu teknikte zile vuran davulcu vurduktan hemen sonra zili eliyle tutarak susturmaktadır.



70'li yılların sonunda Black Sabbath Üyeleri
Canlı performanslarda yüksek ve saldırgan ses tonu sosyolojist Deena Weinstein tarafından öldürücü olarak değerlendirilmiştir. Metalheads adlı kitabında psikolog Jeffrey Arnett metal müzik konserlerinin savaş duygusunu ön plana çıkardığını yazmıştır. Blue Cheer gibi erken dönem heavy metal temsilcileri olan Jimi Hendrix, Cream ve The Who ses konusuna yeni kriterler getirmiştir. Blue Cheer'dan Dick Peterson bu konuda "Tek bildiğimiz daha fazla güç istediğimiz." demiştir. Pop müziğin temelinin melodi, house müziğin temelinin ritim olması gibi tını ve yüksek ses de metalin temelidir. Yüksek ses seyirciyi etki altına almaktadır.


Black Sabbath'ın 1970 yılında yayımlanan ikinci albümü Paranoid'i örnek olarak gösteren bilim adamı David Hatch ve Stephen Millward "Black Sabbath ve birçok metal müzik grubu şarkılarında hiçbir popüler müzik türünde görülmemiş kadar çok karanlık ve depresif konulardan ilham almışlardır." demiştir. Albümde Paranoid şarkısı kişisel travmaları, 'Fairies Wear Boots' şarkısı ise uyuşturucu kullanımının kötü yan etkilerini anlatmaktadır. 'War Pigs' ve 'Hand of Doom" şarkıları ise savaş konusuna değinmektedir. Nükleer savaş konusu da sonraki dönemlerde şarkı sözlerinde yerini almıştır. Iron Maiden'ın "2 Minutes to Midnight", Ozzy Osbourne'un "Killer of Giants", Megadeth'in "Rust In Peace... Polaris" ve Metallica'nın "Fight Fire With Fire" şarkıları bu tema üzerine yazılmıştır. Metal müzikte en ağır basan tema ölümdür. Şarkılarında en çok bu temayı Slayer ve W.A.S.P. kullanmıştır. Death metal ve grindcore ise bu konuyu daha agresif ve ürpertici şekilde kullanmaktadır.



Metallica'nın orjinal kadrosu.. Cliff ölmeden önce çok iyidiler..

Metal müzik, Blues kökenli olduğu için seks konusuna da yer verilmiştir. Glam ile Led Zeppelin'in bazı şarkıları bu konuyu işlemiştir. Heavy metalde gerçek dışı ve hayali konulara da yer verilmiştir. Iron Maiden'ın şarkılarının çoğunluğu mitoloji, kurgu ve şiir konularınsdan ilham almıştır. Iron Maiden'ın "Rime of the Ancient Mariner" şarkısı Samuel Taylor Coleridge'in şiiri temel alınarak yazılmıştır. Led Zeppelin'in "The Battle of Evermore", "Immigrant Song", "Ramble On", "No Quarter" ve "Achilles Last Stand" şarkılarında da Yüzüklerin Efendisi gibi mitolojik ve folklorik eserlerin etkileri görülmektedir. Black Sabbath'ın "The Wizard," Megadeth'in "The Conjuring" ve "Five Magics", Judas Priest'ın "Dreamer Deceiver" şarkılarında da benzer durum mevcuttur. 1980'li yıllarda thrash metalin yükselişiyle sosyo-politik yorumlar Metallica'nın "...And Justice for All" ve Megadeth'in "Peace Sells" şarkılarında yer almıştır.



Dave Mustaine Metallica'dan kovulduğunda kurduğu Megadeth grubunun bu kadar çığır açabileceğini düşünmemişti belkide..


Heavy metalin en çok eleştirilen yönlerinden biri şarkı sözleridir. Müzik eleştirmenleri genellikle şarkı sözlerinde kadın düşmanlığı olduğunu söylemiş ve eleştirmişlerdir. 1980'li yıllarda Parents Music Resource Center ABD Kongre Meclisi'ne sakıncalı olarak değerlendirilen şarkı sözlerin özellikle heavy metalde bulunduğunu bildiren ve popüler müzik endüstrisinin düzenlenmesi gerektiğini anlatan bir dilekçe yazmıştır. 1990'lı yıllarda 5 yıl önce iki gencin Judas Priest şarkısında geçen "yap şunu" subliminal mesajını dinledikten sonra kendini vurduğu gerekçesiyle Judas Priest'a dava açılmıştır. Fas, Mısır, Lübnan ve Malezya'da heavy metal grupları ve hayranları tutuklanmış ve bazıları hapise gönderilmiştir.

Klasik müzik ile ilişkisi

Robert Walser, blues ve R&R’nin yanında klasik müziğin Heavy metale de ilk günlerinden itibaren ilham kaynağı olduğunu savunmaktadır. Walser’a göre türün en etkili gitaristleri klasik müzik eğitimi almış olanlardır. Bu gitaristlerin klasik modelleri benimseyip yeni bir gitar virtüözü geliştirmeleri Heavy metalin harmonik ve melodik yapısını değiştirmiştir. Walser, Grove Online Music için yazdığı bir makalesinde 18. Yüzyıl klasik müzik sanatçılarından Bach, Wilhelm Richard Wagner ve Vivaldi gibi isimlerin akor ilerlemeleri ve virtüöz çalışmaları konusunda Eddie Van Halen, Randy Rhoads ve Yngwie Malmsteen gibi gitaristlere ilham kaynağı olduklarını belirtmiştir.

Believer grubundan Kurt Bachmann “Eğer doğru yapılırsa metal ve klasik müzik birbiriyle uyumlu olur. Metal ve klasik müzik his, doku ve yaratıcılık konusunda her halde en çok ortak yanı bulunan iki türdür.” demiştir. Klasik müziğin sanat müziği kategorisinde, Metal müziğin ise popüler müzik kategorisinde yer almasına rağmen bir çok metal müzisyeni ilham kaynağı olarak klasik müzik bestecilerini göstermiştir. Müzikolojist Nicolas Cook ve Nicola Dibben’a göre “Popüler müziğin analizi zaman zaman ilham kaynağının sanat müziği olduğunu göstermektedir. Walser’ın Heavy metal ile ideolojiler arasındaki bağlantısı ve 19. Yüzyıl romantizmine dayanan gösteri pratikleri buna örnek olarak gösterilebilir. Ancak Blues, Rock, Heavy metal, rap veya dans müziğinin ilk olarak sanat müziğinden ortaya çıktığını iddia etmek yanlış olur.

Moda

Görsellik heavy metalde büyük önem taşımaktadır. Grubun dış görünüşü şarkı sözlerini ve müzik tarzını yansıtması dışında albüm kapağını, logosunu, sahne düzenini, giyimini ve müzik videolarını da etkilemektedir. Alice Cooper, Kiss, Lordi, Slipknot ve Gwar gibi gruplar müzikleri dışında görünüşleri ve sahne performansları ile de ünlüdürler.

Geriye ve aşağıya doğru uzun saçlar, Weinstein'a göre metal müziğin en ayırt edici özelliğidir. Orijinalinde hippi altkültüründe bulunan uzun saç modası, gazteci Nader Rahman'a göre 1980'li ve 1990'lı yıllarda metal müzikte nefret, kızgınlık ve hayal kırıklığının sembolü olmuştur. Uzun saç metal müzik hayranlarına isyankar olma konusunda güç vermiştir.

Metal müzik hayranlarının klasik giyim tarzı blue jean, siyah t-shirt, bot ve siyah deri ya da mavi kot cekettir. T-shirtlerin üzerinde genellikle sevilen grubun logosu ya da resmi bulunur. Zincir, kuru kafa gibi aksesuarlar da yaygın olarak kullanılmaktadır. 1980'li yıllardan punk ve goth müzik dışında korku filmleri de bu modadan etkilenmişlerdir.

1970'li ve 1980'li yıllarda birçok metal müzik grubu sahne görünüşlerini daha etkili kılmak için özel şekilli ve parlak renklere boyanmış enstrümanlar kullanmışlardır. Moda ve tarz özellikle glam metal türünde ön plana çıkmıştır. Sanatçılar sahneye uzun ve boyalı saçlar ile genellikle dudak boyası ve göz kaleminden oluşan makyaj ile çıkmışlardır. Ayrıca parlak elbiseler, tayt, kafa bandı ve mücevherler de sahne gösterisinin birer parçası olmuşlardır. 1980'lerde visual kei adı verilen akımın içinde bulunan X Japan grubu sahnede kostüm, saç ve makyaj kullanımına öncülük etmiştir.

Fiziksel özellikleri


Metal müzikte şarkının ritmine göre kafanın sallanmasıyla yapılan headbang çok popülerdir. Ronnie James Dio tarafından popüler edilen devil horns ise müziğin popüler işaretidir



Ronnie James Dio bu akıma gönül verm duayenlerden biriydi..

Deena Weinstein metal müzik konserlerindeki dans şeklinin fiziksel güç gerektirmesinin dinleyici kitlesinin çoğunluğunun erkek olmasından ve aşırı heteroseksüelist ideolojiden kaynaklandığını söyleyip eleştirmiştir. Weinstein metal müzik konserlerinde yapılan headbang ve itme danslarının teşekkür ve ritmik jest işareti olduğunu ifade etmiştir. Hava gitarı hem konserde bulunan hem de evde müzik dinleyen hayranlar arasında popülerdir.Headbang ve devil horns dışındaki konser aktiviteleri genel olarak sahneden dalış, kalabalık sörfü ve moshingdir.

Hayran altkültürü

Deena Weinstein, heavy metalin yoğun, dışlayıcı, güçlü ve erkeksi alkültürü nedeniyle diğer rock müzik türlerine göre daha uzun süre popüler kaldığını savunmaktadır.Altkültürü sadece konserler ve giyim tarzları güçlendirmedi. Metal dergileri ve daha yakın zamanda ortaya çıkan internet siteleri de alkültürün gelişmesinde yararlı oldu.

Etimoloji

Heavy metal teriminin müzikal anlamda kökeni belirsizdir. Kimya ve metalürji alanında ise yülerce yıldır kullanılan bir terimdir. Modern popüler kültürdeki en erken kullanımı ise karşıt kültür yazarı William S. Burroughs'ın The Soft Machine adlı romanında görülmektedir. 1962 yılında yayımlanan romanda Uranian Willy karakterinden Heavy metal çocuk diye bahsedilmektedir. Bir sonraki romanı olan Nova Express (1964) romanında ise heavy metal teriminden uyuşturucu konusunda mecaz yapmak için yararlanmıştır.

Metal müzik tarihçisi Ian Christie “heavy metal” kelimesinin hippi konuşmasındaki kökeni üzerinde durmuştur. Hippiler arasında “heavy” terimi “güçlü” veya “şiddetli anlamına gelmektedir. “Metal” ise ağır bir ruh halini belirtmektedir. Bu anlamda “heavy” terimi 1960’lı yıllarda genel olarak kullanılmaya başlanmıştır. İngiliz psychedelic sanat grubu Hapshash and the Coloured Coat, 1967 yılında Featuring the Human Host and the Heavy Metal Kids adıyla bir parça yayımlamışlardır. 1968 yılında ise Iron Butterfly, Heavy adında bir albüm çıkarmıştır. “Heavy metal” terimi Steppenwolf’un Born to Be Wild şarkısında motorsikleti çağrıştırmak amacıyla kullanılmıştır.”Dumanı ve yıldırımları severim/ Heavy Metal gürlemesini/ Rüzgarla yarışmayı/ Ve dipte olduğumu hissetmeyi.” Jimi Hendrix Experience’in eski menejeri Chas Chandler, PBS’in Rock’n Roll adlı programında heavy metal teriminin kökeninin New York Times’da Jimi Hendrix ile yapılan röportajda geçen “heavy metal” kelimelerine dayandığını iddia etmektedir fakat iddiası kanıtlanamamıştır.

Heavy metal teriminin bir rock müzik türünü belirtir şekilde ilk kullanımı 11 Mayıs 1968’de Rolling Stone’un Barry Gifford ile yaptığı röportajda gerçekleşmiştir. 1970 yılının ocak ayında ise Lucian Truscott, Led Zeppelin’in müziğini, “heavy” olarak tanımlamış, Blue Cheer ve Vanilla Fudge ile kıyaslamıştır. 12 Kasım 1970’de Mike Saunders, Humble Pie grubunu eleştirirlen “heavy metal” teriminden yararlanmıştır. "Saunders, 1971 yılında Creem dergisinde yazdığı Sir Lord Baltimore’un Kingdom Come albümünün eleştirisinde de yine “heavy metal” terimini kullanmıştır. Creem dergisinde eleştirmenlik yapan Lester Bangs terimin popülerliğinin artmasında Led Zeppelin ve Black Sabbath’ın payı olduğunu söylemiştir. 1979 yılında New Yrok Times’da müzik eleştirmenliği yapan John Rockwell, heavy metali “genellikle uyuşturucudan kafası bulanmış kişilerin çaldığı acımasızca agresif müzik” olarak tanımlamıştır."

Black Sabbath’ın davulcusu Bill Ward’ın bulduğu “”downer rock” terimi bu türü tanımlamak için kullanılan ilk terimlerdendir. Classic Rock dergisi “downer rock” kültürünün Quaaludes kullanmak ve içki içmek üzerine olduğunu söylemiştir. . Daha sonra bu terim “heavy metal” ile yer değiştirmiştir. ."

Heavy metal ve hard rock terimleri özellikle 1970’li yıllarda birbirlerinin yerine çok kullanılmıştır. Bu durum Rolling Stone’un o dönemde yayımlanan sayılarında görülebilir."

Ortaya Çıkış Zamanları

Heavy Metal’in gitar tarzının kökeni 1950’li yıllarda Amerikalı Link Wray’e dayanır. Asıl kökeni ise 1960’lı yıllarda blues müziğinden etkilenip, klasik blues şarkılarını tempolarını arttırarak yorumlayan ve blues rock türünü ortaya çıkaran The Rolling Stones ve The Yardbirds gibi İngiliz gruplardır. Blues üzerinde yaptıkları denemeler ile heavy metalin ayırt edici özelliği olan yüksek sesli ve distortion içeren gitar sesini ortaya çıkarmışlardır. .Özellikle The Kinks 1964 yılında yayımladıkları "You Really Got Me" şarkısı ile bu gitar sesinin popüler olmasında büyük rol oynamıştır.

The Kinks grubunun gitaristi Dave Davies’e ek olarak The Who’nun gitaristi Pete Townshend ve The Yardbirds’ün gitaristi Jeff Beck de gitar sesi konusunda denemeler yapmışlardır. Blues rock gruplarının davulcuları ilk başta küçük davul setleri ve basit ritimler kullanırken zamanla daha güçlü ve karmaşık davul setleri kullanmış ve güçlü gitar sesi karşısında davulun sesi de ön plana çıkmıştır. Vokalistler de tarzlarını ve tekniklerini geliştirmiş ve amfilere olan bağımlılıklarını arttırarak daha dramatik olmuşlardır. The Who’nun canlı performanslarında kullandığı Marshall amfi yığınları bir dönüm noktası olmuştur.

Blues rock ile psychedelic rock türünün birleşimi heavy metalin bir çok temel noktasını oluşturmuştur. Bu birleşmede Cream grubundan Eric Clapton’ın gitar tarzı, Jack Bruce’un basçılığı ve Ginger Baker’ın çift bass davulculuğu büyük rol oynamıştır. Cream’in ilk iki uzunçaları olan Fresh Cream (1966) ve Disraeli Gears (1967) gelecekte ortaya çıkacak olan tarzın ilk prototipi olarak kabul edilmiştir. The Jimi Hendrix Experience’ın ilk albümü olan Are You Experienced (1967) da bu konuda etkili olmuştur. Hendrix’in gitar teknikleri pek çok gitarist tarafından taklit edilmeye çalışılmış ve albümün en başarılı teklisi olan "Purple Haze" heavy metalin ilk başarılı şarkısı olarak kabul edilmiştir. 1960’lı yılların sonlarına doğru psychedelic tarzdaki Arthur Brown gibi şarkıcılar egzotik, tiyatral ve çoğunlukla ürkütücü performanslar sergilemeye başladı. Bu tarz daha sonra metal müzik için esin kaynağı olmuştur.

Kökenleri: 60'lı yılların sonu ve 70'li yılların başlangıcı

1968 yılı heavy metal olarak tanınan sesin birleşmeye başladığı yıl olarak bilinir. Ocak ayında San Fracisco’lu grup Blue Cheer, Eddie Cochran’ın klasik şarkısı "Summertime Blues"’u ilk albümleri olan ve ilk heavy metal albüm kaydı olarak kabul edilen Vincebus Eruptum için yorumladılar. Aynı ay içinde Steppenwolf grubu, grubun adını taşıyan ve ‘’heavy metal fırtınası’’ terimini motorsikleti tanımlamak için kullandıkları "Born to Be Wild" şarkısını da içeren ilk albümlerini yayımladılar. Temmuz ayında iki yeni kayıt piyasaya çıktı: Jimmy Page’in gitar performansıyla The Yardbirds’ün "Think About It" şarkısı ve Iron Butterfly’ın 17 dakika süren In-A-Gadda-Da-Vida şarkısının da içinde bulunduğu In-A-Gadda-Da-Vida albümü.

Jeff Beck Group aynı ay içerisinde ilk albümleri olan Truth’u yayımladılar. Ekim ayında Page’in yeni grubu Led Zeppelin ilk canlı performansını sergiledi. The Beatles’ın ‘’Beyaz Albüm’’ olarak da bilinen ve grubun adını taşıyan The Beatles albümü de ekim ayında piyasaya çıktı. Albüm "Birthday" ve "Helter Skelter" gibi heavy unsuru barındıran şarkıları da içeriyordu. The Pretty Things'in rock opera tarzındaki ve "Old Man Going" ile "I See You" gibi "proto heavy metal" şarkılarını da içeren S.F. Sorrow uzunçaları, Aralık ayında yayımlandı. Bu dönemde MC5, "I Wanna Be Your Dog" gibi ezici ve distortionlı ağır gitar riffleri içeren şarkıları ile daha sonraları heavy metali ve punk müziği etkileyen gitar tarzını geliştirmişlerdir.

Pink Floyd yayımladıkları en ağır şarkılardan olan "Ibiza Bar" ve"The Nile Song" şarkılarını bu dönemde piyasaya çıkarmışlardır.

1969’un Ocak ayında Led Zeppelin’in grubun adını taşıyan Led Zeppelin albümü yayımlandı ve Billboard albüm sıralamasında onuncu sıraya yükseldi. Temmuz ayında Zeppelin ve Cream’den etkilenen fakat daha ham bir sese sahip olan Grand Funk Railroad, Atlanta Pop Festivali’nde sahneye çıktılar. Aynı ay Leslie West, ağır blues rock gitar sesi ve gürültülü vokal içeren Mountain albümünü yayımladı. Ağustos ayında Mountain grubu Woodstock Festival’da bir saatlik konser verdi. Grand Funk’ın ilk albümü On Time da aynı ay içerisinde yayımlandı. Sonbaharda Led Zeppelin II bir numaraya ulaştı ve albümün teklisi "Whole Lotta Love", Billboard listesinde dört numaraya kadar yükseldi.

Led Zeppelin, Page’in yüksek miktarda distortion sahibi gitar tarzı ve Robert Plant’in dramatik, hüzünlü vokali ile yeni gelişmeye başlayan türe yön verdi. Ağır ve saf metal ses tarzına sahip olan diğer gruplarda bu türün oluşmasında eşit derecede öneme sahiptirler. 1970 yılında Black Sabbath’ın grubun adını taşıyan (Black Sabbath ve Paranoid) albümleri ile Deep Purple grubunun (In Rock) albümü bu konuda önemli yere sahiptir. Tony Iommi’nin geçirdiği iş kazası Black Sabbath’ın ağır sesini kendine özgü kılmıştır. Sağ elini kullanan Iomi’nin geçirdiği kaza sonucu sol eliyle gitar çalmaya başlaması kendine özgü teknikler geliştirmesine neden olmuştur.

Deep Purple grubu ilk yıllarında da türe damgasını vurmuştur fakat 1969 yılında vokalist Ian Gillan ve gitarist Ritchie Blackmore, gelişen heavy metal türünde grubu daha da yukarılara taşımıştır. 1970 yılında Black Sabbath ve Deep Purple "Paranoid" ve "Black Night" ile İngiltere müzik listelerinde önemli konumlarda yer almışlardır. Aynı yıl Uriah Heep grubu ilk albümü olan Very 'Eavy... Very 'Umble’ı ve UFO grubu ilk albümü olan UFO 1 albümünü yayımladılar. Bloodrock grubu da kendi adlarını taşıyan ve ağır gitar rifflerine, hırçın vokal tarzına ve sadistik, ürkütücü sözlere sahip olan Bloodrock albümünü piyasaya sürdü. Budgie power trio kavramına yeni bir ses kattı. Black Sabbath ve Uriah Heep yazdıkları okült sözlerde 1971 yılında yayımlanan Led Zeppelin’in dördüncü albümü Led Zeppelin IV’den etkilenmişlerdir.




Led Zeppelin 1970'lerin sonunda Montreux'da canlı performans sergilerken..

Atlantik Okyanusu’nun diğer tarafında gidişatı belirleyen grup Grand Funk Railroad’dur. 1970’den 1976’ya kadar aktif olan grup en başarılı Amerikalı heavy metal grubudur. Başarılarını ise sürekli konser turlarında bulunmaya borçludurlar. Amerikada bu dönemde bulunan diğer metal grupları ise Blue Öyster Cult (1972), Aerosmith (1973) ve Kiss (1974)’dir. Almanya’da Scorpions grubu 1972 yılında ilk albümleri olan Lonesome Crow’u yayımlamışlardır. Deep Purple’ın Machine Head (1972) albümünde virtüöz solistlik yapmış olan Blackmore, 1975 yılında Rainbow grubunu oluşturmak için Deep Purple’dan ayrılmıştır. Bu dönemde gruplar sürekli konserler ve ayrıntılı sahne gösterileri ile bir çok hayran kazanmıştır. Erken dönem gruplarının “heavy metal” veya “hard rock” türünde çalışıp çalışmadıklarına dair tartışmalar bulunmaktadır.



AC/DC.. Rock'n Roll kitlesini Heavymetal'e kaydıran gruplardandır..

Müziğin blues köklerini daha yakın olan ve melodiye vurgu yapan tür günümüzde “hard rock”dır. High Voltage albümü ile çıkış yapan AC/DC bu duruma örnektir. 1983 yılında Rolling Stone ansiklopedisinde AC/DC’den “avustralyalı heavy metal grubu” olarak bahsedilmiştir. Rock tarihçisi Clinton Walker bu konuda “ AC/DC’yi 80’li yıllarda heavy metal grubu olarak tanıtmak o günlerde yanlış olduğu kadar bugün de yanlıştır. Onlar metal müzik kadar ağır olan rock 'n' roll grubudur.” demiştir. Tanımların karıştırılması dışında kesin ayrımlar ve seyircinin tanımları da Ian Christie’ye göre bir çok hard rock hayranını heavy metalin içine çekmiştir.

Bazı konularda biraz uzlaşma vardır. Black Sabbath’dan sonra Britanya’da en önemli grup sayılabilecek olan ve 1974 yılında Rocka Rolla ile çıkış yapan Judas Priest grubu hakkında Ian Christie şöyle demiştir:
"1970’li yılların ortalarında heavy metal estetiği anlaşılmazdır, mitolojik bir varlık gibidir. Thin Lizzy’nin karamsar gitarı ve karmaşık ikili gitarlarındadır, Alice Cooper’ın sahne tekniklerindedir, Queen’in cızıtılı gitarı ve gösterişli vokalindedir ve Rainbow’un gürültü ortaçağ sorunlarındadır.... Judas Priest, hard rock’ın çeşitli ses paletini birleştirmek ve genişletmek için gelmiştir. İlk kez heavy metal kendi başına bir müzik türü olmuştur."
1980’li yıllara kadar Judas Priest albümleri listelerde ilk 40’da yer almamıştır. Bir çok kişi için hızlı tempolu ve blues bulunmayan, daha temiz metalik sese sahip Sabbath sonrası heavy metal grubu olmuştur. Heavy metalin yükselişe geçtiği dönemde bir çok eleştirmen bu müzik türüne ilgi duymamıştır. Metalin görsel bir şov ve ticari bir sanat haline gelmesine itirazlar olmuştur ama asıl tepki müzik ve söz tarzına karşı olmuştur. 1970’li yıllarda Black Sabbath’ın albümünü eleştiren Robert Christgau bu tür hakkında “donuk ve yozlaşmış... geri zekalı, ahlaksız sömürü.” demiştir.



Kim demiş sadece 3 üyeyle bu işin olmayacağını? Motörhead bu olguyu yıkan tek gruptur..

1970’li yılların ortalarında Punk rock, yaygınlaşan rock müzik türlerine ve o günün sosyal şartlarına bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Punk rock akımı, diğer rock türleri ve disco müzik tarzı nedeniyle 1970’lerin sonlarında heavy metal satışları düşüşe geçmiştir. Aynı dönemde yeni kurulan British heavy metal grupları bu türün agresif ve yüksek enerjili yapısı ile "lo-fi" ve do it yourself fikirlerinden etkilenmişlerdir. Yeraltı olarak tanımlanabilecek metal grupları kendi kayıtlarını yapmaya ve küçük gruplara dağıtmaya bu dönemde başlamışlardır. 1975 yılında kurulan Motörhead metal ve punk ayrımını derinleştiren ilk gruptur. 1977 yılında punk müziğin patlama yapmasıyla NWOBHM akımı da yükselişe geçmiştir. NME ve Sounds dergileri "New Wave of British Heavy Metal" akımını ön plana çıkartmaya çalışmıştır. Iron Maiden, Saxon ve Def Leppard gibi NWOBHM grupları heavy metal türüne yeni bir enerji katmışlardır. Judas Priest ve Motörhead gibi gruplar sesin sertliğini arttırıp blues etkisini azaltmakla birlikte tempoyu da yükseltmişlerdir. 1980 yılına gelindiğinde Iron Maiden, Saxon ve Motörhead albümleri İngiltere listelerinde ilk 10 sırada yer almaya başladılar. Daha az ticari başarı sağlayan Venom ve Diamond Head gibi gruplar da metal müziğin gelişmesine katkıda bulundular. 1981 yılında Motörhead No Sleep 'til Hammersmith ile İngiltere listelerinde ilk konuma gelerek bu pozisyona kendi türünde yükselebilen ilk grup oldu.




Judas Priest.. HeavyMetal'in tanrılarından...

1975 yılında Blackmore’un ayrılışıyla Deep Purple, 1980 yılında John Bonham’ın hayatını kaybetmesiyle de Led Zeppelin dağılmıştır. Aynı dönemde Black Sabbath konserlerinde ön grup olarak yer alan Van Halen grubunun gitaristi Eddie Van Halen’ın grubun adını taşıyan 1978 tarihli albümlerinin "Eruption" şarkısında çaldığı solo bir dönüm noktası olarak adlandırılmaktadır. Yine bu dönemde Randy Rhoads ve Yngwie Malmsteen’in virtüözlüğü daha sonra neo-classical metal olarak adlandırılacak tarzı oluşturmuştur. Metal müziğe klasik müzik elementlerinin karışması Blackmore ve Uli Jon Roth ile gerçekleşmiştir.




Manowar'ın canlı bir konserinden...

Van Halen’in başarısından sonra metal müzik Güney California’da 1970’lerin sonunda gelişmeye başladı. Quiet Riot, Ratt, Mötley Crüe ve W.A.S.P. gibi gruplar bu dönemde klasik heavy metalden ve sahne gösterilerinde glam rock türünden etkilendiler. Glam metal türünün sözleri hedonizmden ve vahşi davranışlardan oluşuyordu. Glam metal hareketi benzer tarzı benimseyen Twisted Sister gibi gruplarla metal müziğin önemli türleri arasında yer almayı başarmıştır.


80'lerin önemli gruplarından.. Def Leppard

New Wave of British Heavy Metal’ın doğumu ve Judas Priest’ın 1980 yılında British Steel albümünü yayımlaması gibi olaylar heavy metalin popüleritesini çok hızlı bir biçimde 1980’lerin sonlarına doğru arttırmıştır. 1981 yılında kurulan MTV, grupların videolarını televizyonda yayımlamış ve satışların artmasını sağlamıştır. Def Leppard’ın Pyromania için çektiği videolarla popüleritesini arttırmış ve Quiet Riot 1983 yılında Metal Health şarkısı ile Billboard listesinde ilk sıraya yükselmiştir. Heavy metalim yükselişini hızlandıran bir başka faktör de 1983 yılında US festival’da Heavy Metal Günü başlığında Ozzy Osbourne, Van Halen, Scorpions, Mötley Crüe ve Judas Priest gruplarının konser vermeleridir. 1983 ile 1984 yılları arasında hevay metal satışları ABD’de tüm müzik türleri arasında %8 paya sahipken %20’lere kadar ulaşmıştır. 1981 yılında Kerrang! dergisi ve 1984 yılında Metal Hammer dergisi yayın hayatına başlamıştır. 1985 yılında Billboard dergisi yaptığı açıklamada “Metal müzik dinleyici kitlesini oldukça genişletti. Artık genç erkeklerin baskınlığı yok. Metal dineyici kitlesi yaşlılardan, gençlerden ve daha çok kadından oluşuyor.” demiştir.



Iron Maiden "New Of British Metal" Akımın öncü gruplarından biridir..
1980’li yılların ortalarında glam metal ABD listelerinde, müzik televizyonlarında ve konserlerde daha çok yer alıyordu. Warrant, Poison ve Cinderella gibi yeni kurulan gruplar Mötley Crüe ve Ratt yanında popülerliklerini arttırmaya başlamıştı. Bu dönemde glam metal ile hard rock arasındaki tarz boşluğunu dolduran Bon Jovi, üçüncü albümü Slippery When Wet ile büyük başarı kazanmıştı. Aynı tarza sahip İsveçli grup Europe aynı yıl yayımladıkları (1986) The Final Countdown albümünün adını taşıyan şarkıları ile 25 ülkenin listelerinde birinci sırada yer aldılar. 1987 yılında MTV sadece metal müziğe özgü olan Headbanger's Ball programını yayımlamaya başladı. Bir yandan ise heavy metal dinleyicisi yeraltı grupları ve popüler grupları dinleyenler olarak gruplaşmaya başladı.



Guns N' Roses.. Sırf isminden bile sevilen gruplardan..


Geniş bir dinleyici kitlesine hitap eden gruplardan biri de Guns N' Roses’dır. Los Angeles’taki diğer glam metal gruplarına göre daha vahşi ve tehlikeli bir tarz benimsemişlerdir. 1987 yılında Appetite for Destruction ‘ı yayımlamalarıyla birlikte Sunset Strip tarzını birkaç yıl tek başlarına devam ettirmişlerdir. Ertesi yıl aynı L.A. hard-rock klüp kültüründen beslenen Jane's Addiction grubu Nothing's Shocking ile çıkış yapmıştır. Albüm eleştirisinde Rolling Stone, Jane's Addiction grubunun Led Zeppelin’in gerçek mirasçısı olduğunu söylemiştir. Grup, gelecek on yıl içerisinde popüler olacak "alternative metal" türünün ilk örneklerinden biri olarak tanımlanmıştır. Bunun yanında Winger ve Skid Row gibi gruplar glam metal türünün popülerliğini devam ettirmişlerdir.

  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz Heliosaga'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.05.2013, 12:37   #3
Çevrimdışı
Heliosaga
Cehennem Yolcusu

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Asi Ruhların Müziği- HeavyMetal Ve Tarihi - Dalları

Thrash metal

Thrash metal, heavy metal'in bir alt türü. Ortaya çıktığı dönemde ekstrem metal şemsiyesi altında tanımlanan tür, günümüzde bu özelliğini yitirmiştir.

Karakteristik olarak hız ve agresiflik ön plandadır. Thrash metalin ortaya çıkışı 70'lerin sonu ve 80'lerin başı olarak tarihlendirelebilir. Bu senelerde NWOBHM (New Wave of British Heavy Metal) türünden ve bazı punk rock etkileşimlerinin birlemişimden meydana gelmiş bir türdür thrash metal.Başlangıcı (ilk temsilcisi) Exodus olarak kabul edilir. Yakın akrabası speed metal ile kıyaslanacak olursa thrash metal'in çok daha agresiftir





Testament, 80'lerin en önemli gruplarından biriydi..

Türün şarkı sözleri genellikle toplumun ve insanın kendisinin bir savaş makinasına dönüştürülmesine, insan düşüncelerinin iç dengesizliğine ya da çelişkilerine, aynı zamanda günümüz dünyasının insanları bu çelişkinin içine sokmasına karşı oldukça agresif öğeler içerir.

Bunun yanı sıra birçok thrash grubu pozitif sosyal konular, çevrecilik gibi hassas konularda da görüşlerini agresif bir biçimde ortaya koyabilmektedir.

Kökenler

İlk örnek olarak Black Sabbath'ın Symptom of the Universe şarkısının giriş riffleri verilebilir. Bu riffler belki de ilk thrash riffleridir. Daha sonrasında 1978 yılında Judas Priest'ın Stained Class isimli albümünde yayınlanmış olan "Exciter" isimli şarkı thrash metalin gelişiminde çok büyük bir yapı taşı olmuştur. Her ne kadar Judas Priest bir thrash metal grubu olmasada ilerde Megadeth, Slayer, Venom, Testament, ve Metallica bu gruptan çok etkileneceklerdir.





Kreator bugün tarzını koruyarak icraatlarına devam etmektedir..

1980'lerin başı


81 yılında Motörhead tarafından yayınlanan ve kısa bir albüm olan Overkill thrash metali biraz daha agresifliği ve hızıyla etkilemeye başlıcaktır. Aynı zamanda belki bu albüm, Overkill isimli amerikan thrash grubunun da isim babası olabilir. Overkill'in 1981'de yazdığı The Beast Within isimli şarkıya ilk thrash metal şarkısı dememizde mümkündür aynı zamanda. İkincisi ise Leather Charm isimli grubun "Hit the Lights" şarkısı diyebiliriz. Bu arada kısa bir not olarak Leather Charm çok kısa ömürlü bir grup olmasına rağmen bünyesinde James Hetfield'ı bulundurmuştur. "Hit the Lights" isimli şarkı ise aynı zamanda Metallica'nın Kill 'Em All albümündede yer almaktadır. Bu senelerde birkaç denemede Metal Church isimli gruptan gelmiştir fakat bu çalışmalara tam anlamıyla thrash demek olası değildir. Venom'un 1981 yılında Welcome to Hell ve 1982 yılında Black Metal yayınladığı albümler ilerde thrash gruplarını yine çok etkileyen yapıtlardan bazıları olucaktır. Bunun ardından 1983 yılında Metallica Kill 'Em All albümünü, hemen ardından Slayer Show No Mercy albümünü ve Artillery We Are the Dead demosunu yayınlamışlardır ve belki de bu albümler ile birlikte thrash metalin emekleme dönemi artık sona ermiştir.



Overkill bugünlerde de thrash metal'i temsil eden gruplardan biridir..

1980'lerin ortası


1984 yılında thrash metalin artık bir adı vardı ve dinleyici kitlesi giderek genişlemekteydi bu sene içinde Metallica - Ride the Lightning, Anthrax - Fistful of Metal, Overkill - Overkill, Slayer - Haunting the Chapel albümleri ile thrash metale daha karanlık ve ağır bir hava katmayı başarmışlardı. 1985 yılında sahneye yeni isimlerde çıkmaya başlamıştı artık. 1985 yılında Kreator - Endless Pain, Sepultra - Bestial Devastation ve Megadeth - Killing Is My Business... And Business Is Good albümlerini yayınladılar. 1986 yılında thrash metal köklerini iyice derinleştirmiş ve gelişimine bütün hızıyla devam etmiştir. 1986 yılında thrash metal için klasik sayılabilicek albümler yayınlandı. Bunların en önemlisi kuşkusuz Metallica - Master of Puppets'tır. Aynı sene içerisinde yayınlanan ve thrash metalin tanımını tam anlamıyla yapan diğer albümler ise Kreator - Pleasure to Kill, Dark Angel - Darkness Descends ve Slayer - Reign in Blood oldu. Bu 3 albümün farklı bir özelliği ise 1986 yılında bu üç albüme Lanetli Üçlü isminin takılmasıydı.



90'ların başında hızlı bir çıkışla başlayan Pantera, tarzını koruyarak Thrash metalin ölmemesini sağlamıştır..

1980'lerin sonu

1987 yılında Testament ilk albümleri The Legacy ile ortaya çıktı ve kazandıkları ivmeyi sonraki albümlerinde de sürdürmeyi başardılar. Hatta ilerde isimleri en büyük 4 thrash grubu (Metallica, Megadeth, Anthrax, Slayer) diye nitelendirilen gruplarla birlikte anılmaya başlandı. 80'lerin sonuna doğru gelinmeye başlandığında thrash metal başlangıcına göre çok daha farklı ama aynı zamanda köklerine bir o kadar bağlı bir gelişme göstermeye devam etti. 1989 yıllında birçok klasikleşen albüm yayınlandı ve 1990 yılına gelindiğinde thrash metal artık evrim geçirmeye ve farklı türlerle etkileşime girmeye başlamıştı.




Eğer özüne sonuna kadar sadık kalan bir grup sorusu sorulsaydı şüphesiz herkesin akıllarına "Slayer" Gelirdi..

1990'lar - 2000'ler


90'larda Nirvana'nın piyasaya girmesiyle Thrash ağır bir darbe aldı 80'lerde birçok Thrash grubu ortaya çıkıp albüm satarken 90'larda sadece bir grup kendini gösterebildi Pantera.90'lara gelindiğinde bazı gruplar klasik thrash rifflerini korurken, bir çok grup farklı etkileşimde olan yapıtlar yayınlamaya başladı. 90'larda Metallica - Metallica (The Black Album), Load ve ReLoad albümleri ile thrash dışı denilebilecek daha yavaş bir kanada kaydılar. Aynı zamanda Anthrax ve Megadeth de farklılaşmaya başlamışlardı. Megadeth - Countdown to Extinction ve Anthrax - Sound of White Noise ile klasik thrashten uzaklaşmaya başladılar. Aynı dönemde Testament - The Ritual ile daha çok Death Metal kanadına kaymaya başladı ve Kreator Endüstriyel Metal kanadına doğru kaymasını 2001 yılına kadar sürdürdü. Aynı zamanda değişmeden kalan bir seri grupta bu seneler arasında saf thrash stillerini korumayı başardı. Bunlara en bilindik örnek olarak Slayer verilebilir. Bu seneler arasında thrash metal tam anlamıyla bir değişim ve etkileşim çağı yaşadı. 90ların sonları ve 2000lerde bir silkinme ve kendine gelme dönemi başladı. Bir çok grup Thrash Metal'e dönüş albümleri diyebileceğimiz albümler yaptı. Metallica - Death Magnetic, Exodus - Tempo of the Damned, Megadeth - The System Has Failed ve Kreator - Violent Revolution gibi albümler bu albümlere örnek olarak verilebilir.



Anthrax, Efsane 4'lüden biri..

Günümüz


Günümüzde thrash metal 90'ların sonunda ve 2000'lerin başlarında yakaladığı enerjiyi korumayı ve geliştirmeyi başarmıştır.Eski thrash metal gruplarının geri dönüş albümleri yanı sıra, 2000'lerde thrash metal sahnesine katılan başarılı gruplar da çıkmaya başlamıştır. Bunlardan en önemlileri Bonded by Blood, Evile, Gama Bomb, Municipal Waste, Warbringer, Violator olarak söylenebilir.
Sonuçta unutulmaması gereken bir şey de thrash metal de heavy metal'in alt dallarından biridir ve mutlaka diğer dallarla etkileşim içinde olmaya devam edecektir. Sonuçta thrash metal diğer bir çok ekstrem metal dalları gibi öldüğü söylense bile daha güçlenerek ve gelişerek yoluna devam etmektedir.


  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Heliosaga'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.05.2013, 13:21   #4
Çevrimdışı
Heliosaga
Cehennem Yolcusu

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Asi Ruhların Müziği- Heavy Metal ve Tarihi - Dalları

Power metal


Power metal, ortaçağ efsanelerini, çoğunlukla da Yunan ve İskandinav mitolojilerini tema olarak alan geleneksel heavy metal ile thrash metal ya da speed metal özelliklerini birleştiren, bazen de senfonik öğeler içeren bir heavy metal tarzıdır. En önemli özelliği diğer metal türlerine göre cok daha melodik çok daha hızlı olmalarıdır.
Power metal müziği Almanya ve İskandinavya öncülüğünde doğmuş ve yoluna devam etmiştir. Bilinen en eski power metal şarkısı Rainbow'un 1976 yılında çıkardığı "Stargazer" şarkısıdır. Power metal tam manasi ile 1980'li yılların başında Alman grubu Helloween ile başladı.



Elvenking yeni nesil power gruplarından biridir..

Iron Maiden ve Judas Priest'ten etkilenen grup özellikle Keeper of the Seven Keys Part 1 albümü ile zirveye ulaştı. Power metal aslında 1970'li yılların rock gruplarından kalma bir mirastır. Değişen müzikalite içinde 70'li yılların rock gruplarının müziklerine biraz daha tempo ve melodi eklenmiştir. 70`li yılların gruplarının kullandıkları kişisel yaşam hikâyeleri, tarihsel olaylar, sosyal yorumlar ve yaşamın gerçeklerini konu alan şarkı sözlerine ek olarak yeni gelişen power grupları şarkı sözlerinde kozmolojik veta metafiziksel konular eklenmiş . Ayrıca bilim kurgu, mitoloji ve fantezide şarkı sözlerinde yer almıştır.



Hallowen Power metal'in babasıdır..

Özellikle Tolkien ekolünden gelen gruplar ön plana çıkmışlardır. (Blind Guardian, Iced Earth ve son zamanlarda Elvenking) Power metalde vokaller genellikle normaldir. Yani bir death metal vokali gibi brutal değildir. Bununla beraber iyi bir power metal vokalisti olmak için gerçekten güçlü bir sese ihtiyaç vardır. Vokal oyunları yapabilecek, sözlerdeki duyguyu vokali ile verebilecek iniş ve çıkışları yapabilecek, ses eğitimli kişiler tercih edilir. Genelde konservatvuar eğitimi almış kişiler ön plandadır.



Iced Earth en önemli gruplardan biridir.. Tarzlarını bozmdan yollarına devam etmektedirler..


Power metal grupları klasik metal grupları düzenindedir, iki gitar, bir bas gitar, bateri, vokal ve çoğunlukla klavyeden oluşur. Nightwish, Rhapsody of Fire, Kamelot gibi gruplar ise senfonik enstrümanlar (keman, flüt, viyola vb.) kullanarak müziklerini zenginleştirmiştir. Bu da en alt türü olan Senfonik Power Metal'in çıkışına sebeb olmuştur.


Ayrıca yerli grubumuz "Pentagram" da Power metal tarzını icra etmektedir..



Gururumuz...


  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Heliosaga'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.05.2013, 14:17   #5
Çevrimdışı
Heliosaga
Cehennem Yolcusu

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Asi Ruhların Müziği- Heavy Metal ve Tarihi - Dalları

Gotik Metal.

Gotik metal (gothic metal ve goth metal olarak da bilinir), bir heavy metal alt türüdür. Heavy metalin agresifliği ile gotik rock'ın karanlık ve melankolik atmosferini kombine eder. 1990'ların başında death/doom çıkışlı bir tür olarak ortaya çıkmıştır. Heavy metalin farklı türlerine gotik tarzın yedirilmesiyle müzikal açıdan kollara ayrılmıştır. Gotik romanlara dayanan şarkı sözlerinde de melodram ve kederden kişisel deneyimlere kadar birçok temaya rastlamak mümkündür.


Gotik Metalin öncü gruplarından -- Paradise Lost


Türün öncüleri Paradise Lost, My Dying Bride ve Anathema adlı İngiliz gruplardır. Diğer başlıca gruplar; ABD'li Type O Negative, İsveçli Tiamat ve Hollandalı The Gathering olarak gösterilebilir. Norveçli topluluk Theatre Of Tragedy, bugün gotik metalde pek çok grup tarafından benimsenen erkek brutal vokal ile bayan vokalin bir arada kullanıldığı "beauty and the beast" tarzını geliştirdi. 1990'ların ortalarında Moonspell, Theatres des Vampires ve Cradle Of Filth gibi türe black metal açısından bakan gruplar ortaya çıktı. Sonlarında ise Tristania ve Within Temptation'ın öncülük ettiği senfonik metale yakın çeşit oluşmuştu.

21. yüzyılda The 69 Eyes, Entwine, HIM, Lullacry, Poisonblack, Sentenced gibi grupların yetiştiği Finlandiya başta olmak üzere Avrupa'da gotik metal popüler bir türdür; ABD'de ise aralarında Lacuna Coil'ın da bulunduğu çok az sayıda grup ticari başarı elde etmiştir



Gotik türünün 3'lüsünden Anathema..

Gotik metalin müziği karanlık olmasıyla tanınır. "Karanlık" sözcüğü burada "derin, depresif, romantik, tutkulu ve yoğun" anlamı taşımaktadır. Gotik metal, "gotik rock'ın karanlıklığı ve karamsarlığının heavy metal ile karışımı" olarak da tanımlanır.Gotik metali "gotik rock'ın soğuk ve kasvetli atmosferi ile heavy metal'in agresifliği ve gürültülü gitarlarının birleşimi" şeklinde tanımlayan All Music Guide, "gerçek gotik metal her zaman direkt gotik rock'tan etkilenmiştir - hafif ve ince sintisayzırlar ve ürkütücü temalar gitar rifleri kadar önemlidir" demiştir.



My Dying Bride gotik türünde ilk kez bayan vokal kullanan gruplardan biridir..


Gotik metal, icra eden grupların "yavaş ve aşk temalı"dan "orkestral ve abartmalı"ya kadar farklı yerlere taşıdığı bir türdür. Türün mimarları Paradise Lost ve My Dying Bride'ın doom metal yaklaşımı; Artrosis ve Draconian tarafından devam ettirilmiştir. Moonspell'in ilk çalışmalarının ve Cradle of Filth'in black metale yakın olan müziği; Graveworm, Drastique ve Samsas Traum tarafınca takip edildi. Tristania ve Within Temptation'ın öncülük ettiği senfonik metal çıkışlı olan hali ise Epica'nın da yaptığı çeşitlemedir. Onun dışında gotik metali; death metal (Trail of Tears), folk metal (Midnattsol) ve alternatif metal (Katatonia) ile birlikte görmek de mümkündür.

Vokaller

Gotik metalde vokaller de çeşit çeşittir. Erkek vokaller; Dani Filth ve Morten Veland gibi brutal tarzı vokalistlerden, Østen Bergøy gibi kontrtenorler ve Peter Steele gibi bas vokallere kadar uzanan çeşitlerdedir. Bayan vokalistlerdeki çeşitler ise Cadaveria'nın scream ve brutal tarzı, Tanja Lainio'nun (Lullacry) "pop-vari" vokalleri ve Vibeke Stene'in operatik sopranosuyla örneklendirilebilir. Bayan vokaller gotik metalde diğer metal müzik türlerinden daha sık kullanılmaktadır; ancak tarzın "zorunlu" ögelrinde birisi de değildir. Theatre Of Tragedy ve Leaves' Eyes'ın vokalisti Liv Kristine, "gotik" etiketinin sıklıkla yanlış yorumlandığını ve "her bayan vokali olan grubun gotik olmadığını" düşünmektedir. Gotik metal aynı zamanda diğer metal müzik türlerine göre daha fazla bayan hayranı olmasıyla da bilinmektedir.



Lacuna Coil İtalya'dan çıkan ve şimdi popüler olan en bilindik gotik gruplardandır..

Şarkı sözleri

Gotik metal şarkı sözleri "epik ve melodramatik" olarak tanımlanmaktadır. Türün öncüleri olan üç İngiliz gruba göre, hüzünlü ve depresif şarkı sözleri onların doom metal geçmişini yansıtmaktaydı. My Dying Bride'ın müziği "aldatma ve çeşitli günahlardan oluşan lirik büyüleciliği"ni "acı ve hainlikler"lerle dolu şarkı sözlerinden alıyordu. Anathema, hayatın anlamsızlığı ve intihar konularına yoğunlaşırken Paradise Lost da depresif tarafını hiçbir zaman kaybetmemişti.

Korku ve romatizmden beslenen gotik edebiyat; Cadaveria, Cradle Of Filth, Moonspell, Theatres des Vampires ve Xandria gibi gotik metal grupları için büyük esin kaynağı olmuştur. Eleştirmen Eduardo Rivadavia (Allmusic), drama ve acınaklı güzelliğin bu tarzın vazgeçilmezleri arasında olduğunu söyler. My Dying Bride'a göre, "ölüm, sefalet, kayıp aşk ve romatizm" hemen sürekli başka açılarda görülmeye başlanmıştır. Özellikle kayıp aşk temasının Leaves' Eyes ve Theatre Of Tragedy gibi pek çok grup tarafından benimsendiği görülebilir.



Kadife sesli "Liv Kristine"in grubu "Leaves Eyes"..

Kişisel deneyimlere dayanan şarkı sözleri de Anathema, Elis, Tiamat, Midnattsol ve The Old Dead Tree gibi pek çok gotik metal grubunda görebileceğimiz özelliklerendir. Önceleri fantastik öyküler üzerine düşen Graveworm, sonraları müzik tarzlarına daha uygun buldukları kişisel şarkı sözlerine geçiş yapmıştır. İtalyan grup Lacuna Coil'ın şarkı sözlerinde de "fantastik ve gerçeküstü ögelere" yer verilmemektedir; çünkü vokalist ve söz yazarı Cristina Scabbia öbür şekilde, grubu dinleyenlerin kendilerini grupla daha kolay ilişkilendirebileceğini düşünmektedir. Aynı şekilde, "insan ilişkileri" ile alakalı şarkılara birinin "daha kolay bağlanabileceğini" düşünen Lullacry de şarkı sözlerini "aşk, nefret, tutku ve acı" üzeirne kurmaktadır.


Türün ataları

Heavy metal

Heavy metal, gotik alt kültürün bir parçası olanlar tarafından "gotik rock'ın kaba, ilkel, maço antitezi" olarak algılanmaktadır. Gotik müziğin "hafif" ve "feminen" karakterinin aksine heavy metal; agresiflik, cinsiyet ayrımı ve erkeksilik ile ilişkilendirilir. Bu farklılığa rağmen, "Black Sabbath'ın kendi adlarını taşıyan ilk albümleri bazı cesur bünyeler tarafından ilk gotik rock kaydı olarak nitelendirilmişti". Gavin Baddeley adlı yazar, "albüme adını veren şarkının satanik bir ayini anlattığını ve şiddetli yağmur ve çan efektleriyle tamamlandığını, kapağın ise siyah pelerinli hayalet görünümlü bir kıza odaklandığını" belirtmiştir.



Moonspell..

Rainbow, Dio ve Judas Priest'ın "belirsiz ve az sayıda klavye tonları", gotik rock'ın bir post-punk türü olarak ortaya çıkmasından önce "gotik" olarak algılanmıştır. Blue Öyster Cult ve Iron Maiden'ın da "(Don't Fear) The Reaper" ve "Phantom Of The Opera" gibi şarkılarında olduğu gibi gotik şarkı sözleri kullandığı görülebilir. Danimarkalı metal grubu Mercyful Fate, "Gotik saplantılarını şeytan ve gizemle göstermiştir". Vokalist King Diamond, gotik hikâye anlatıcılığına olan ilgisini solo kariyerinde de "ses efektleri ve şarkılarla Gotik korku hikâyeleri anlatan konsept albümler" yayınlayarak devam ettirmiştir. Eski Misfits vokali Glenn Danzig, ikinci grubu Samhain'in 1988'lerde dağılması ve solo kariyerinin kurulmasıyla kendine heavy metal rifleri ile "yüksek derecede romatik, düşündürücü, gotik bir duygusallıktan" beslenen bir tarz yaratmıştır.

Bauhaus ve Siouxsie & The Banshees gibi gotik rock gruplardan esinlenen İsviçreli grup Celtic Frost da gotik metalin atalarındandır. Grubun "vahşi black metal ve klasik müzikten parçaları" birleştiren ve "avantgard" olarak tanımlanan tarzı "Avrupa heavy metalinin patlamasında büyük etki sahibi olmuştu". Senfonik metal grubu Therion'dan Christofer Johnsson, Celtic Frost'un "Into The Pandemonium" (1987) albümünün 1990'lardaki "gotik ve senfonik gruplar dalgasında" önemli bir rol olmadığını belirtir.

Gotik rock

Gotik rock, 1980’lerde bir post-punk alt janrı olarak ortaya çıkan bir türdü ancak onyılın sonunda farklı yönlere çekilmiş; The Cure, Mission U.K. ve Siouxsie & The Banshees gibi gruplar "pop ve alternatif ögelerine" daha fazla yer verirken The Sisters Of Mercy, Fields Of The Nephilim ve Christian Death "daha sert ve metale daha yakın" bir yaklaşımı benimsediler. “Yavaş, kasvetli, ağır ve dans beatleri sunan” tarzıyla The Sisters Of Mercy, 1980’lerin öncü gotik rock gruplarındandı. Sadece üç stüdyo albümü yayınlayan grubun ilk albümü “First And Last And Always” 1985’te satışa sunuldu. Son albümleri Vision Thing (1990) gotik müzik ile heavy metali birleştiren ilk albümlerdendi. Fields Of The Nephilim da 1991’de ilk kez dağılmadan önce sadece üç albüm piyasaya sürmüştü. Daha sona yeniden bir araya gelip başka albümler kaydeden ve neticede “birçok metal grubunu etkileyen” grup, "gotik ögelerin belli bir şekilde arttığı bir tarz yaratmıştı – özellikle takdire değer senfonik klavye tonlarıyla".

Noise rock ve endüstriyel müziği birleştiren bir grup olarak başlayıp “Children Of God” (1987) ile minimal ve deneysel bir gotik rock tarzına yelken açan Swans, gotik metalin diğer öncülerindendi; nitekim grubun Type O Negative gibi yeni ufuklar açan gruplara ilham kaynağı olduğu görülebilir.

Allmusic’e göre, "gotik metal 80’lerin başlarında Christian Death tarafından başı çekilen Los Angeles’ın sözde 'death-rock' sahnesinin etrafında dönmekteydi"."Amerikan gotik rock’ının babaları" Christian Death, 1985’te lider ve kurucu Rozz Williams’ı bünyesinden kopararak büyük bir kadro değişikliğine gitti. Gitarist Valor Kand’ın ipleri eline almasıyla Christian Death daha metal-vari bir yöne dümen kırdı. Özellikle 1988 tarihli albümleri “Sex And Drugs And Jesus Christ” eleştirmen Steve Huey tarafından "metal eğilimi olan ağır gotik rock” şeklinde tanımlandı.



Type O Negative..


Kökenler

Peaceville Üçlüsü

Müzikal tarz olarak gotik metal gerçek anlamda 1990’larda hareketin merkezi Kuzey İngiltere’de kurulan Paradise Lost, My Dying Bride ve Anathema ile ortaya çıkmıştı". 1990’ların başında üç grup da Peaceville Records ile anlaştığından Peaceville Üçlüsü olarak anılmaktadır. Abrasif death metal kökenlerine sahip olsalar da Paradise Lost vokali Nick Holmes’un ‘oldukça karanlık ve kasvetli’ olarak tanımladığı tarzıyla Dead Can Dance de grupların esin kaynakları arasındadır". İlk olarak Paradise Lost, 1988’de Halifax, İngiltere’de kuruldu. İlk albümleri “Lost Paradise” (1990), "death/doom metalin kurallarını kesin olarak koymuştu". “Hızlı bir kliple gittikçe büyüyen” grubun bir sonraki yıl yayınlanan albümü “Gothic, grubun ilk fanlarını hayal kırıklığına uğratacaktı. “Daha ölçüsüz ve enerjik düzenlemeleriyle albüm “grubun oldukça depresif power chordlarına farklı atmosferle katan klavye ve bayan vokalleriye" de dikkat çekmekteydi. Almanya başta olmak üzere Avrupa’daki listelerde büyük başarılar yakalayan “Gothic” albümü gotik metal tarzını yaratan albüm olarak heavy metalin en önemli çalışmalarından biri olarak tarihte yerini aldı. Grup, 1992 tarihli “Shades Of God” ile değişimini devam ettirirken 1993 tarihli albüm “Icon”; sentezlenen yaylıları, timpanisi, piyanoları ve meleksi bayan vokalleriyle grup için bir dönüm noktasıydı. “Draconian Times” albümü ve sonrasında Paradise Lost’un tarzı "saf, ağır gotik rock ile gürültücü heavy metal arasında duran" şeklini tamamen almıştı. Bu beş albümle grup "Metallica’nın karanlık döneminin The Sisters Of Mercy seven bir grup tarafından çalınan halini yansıtan bir koleksiyon oluşturdu”. Kimilerine göre ise "yakın yıllarda diğer grupların biçeceği tarzın tohumunu atmışlardı".

Yine bir Halifax çıkışlı bir grup olan My Dying Bride, 1990’da kuruldı. “Symphonaire Infernus Et Spera Empyrium” adını taşıyan EP’leri ile ilgileri üzerine çeken grup, ilk uzunçalar kayıtları “As The Flower Withers” aynı yıl içerisinde piyasaya sürdü. 1993’te kadrosuna bir kemancı ekleyip “Turn Loose The Swans”ı yayınlayan grup, bu çığır açan albümünde doom tarzlarında daha fazla romatik ögelere yer verdi. Vokalist Aaron Stainthorpe grubun bu yöne dönüşünü şu şekil açıklar:

"Paradise Lost bu tür şeylerle uğraşıyordu; ama romantik tarafı bu derecede yansıttıklarını sanmıyorum. Bu gotik çekicilik üzerine kesinlikle çalıştık ve nedenini gerçekten bilmiyorum."

1990'da kurulan Liverpool asıllı grup Anathema, oldukça olumlu tepliker alan EP'si "The Crestfallen"ı 1992'de yayınladı. Bu albümdeki "gürültülü duygusal doom/death" tarzını "Serenades" adlı ilk albümünde de sürdüren grup, 1993 yılında satışa çıkarılan bu albümüyle geleneksel doom tarzına en çok bağlı kaldığı çalışmaya imza attı. 1995 yılında Darren White'ı kadrosundan çıkaran grup aynı yıl 1994'te kaydettiği "Pentecost III" EP'sini de yayınladı. Ardından gitarist Vincent Cavanagh'ın vokalleri üstlendiği grup aynı yıl "The Silent Enigma"yı piyasaya sürdü. Grubun tarzı adına önemli bir dönüm noktası haline gelen ve birtakım eleştirilerde grubun Pink Floyd ile de karşılaştırılmasına neden olan albüm, piyasa tarzıyla ilgilenenlerin beğenisini kazanmakla beraber koyu doom hayranlarını da hayal kırıklığına uğrattı.

  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Heliosaga'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.05.2013, 15:26   #6
Çevrimdışı
Heliosaga
Cehennem Yolcusu

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Asi Ruhların Müziği- Heavy Metal ve Tarihi - Dalları

Senfonik Metal

Senfonik metal ya da opera metal, metal müziğin klasik batı müziğindeki senfonik öğeler ile birlikte opera öğeleri içeren türüne denilir. Senfonik metal başlı başına bir tarz olabildiği gibi metalin diğer alt türleriyle karışım olarak da karşımıza çıkabilir. Diğer türlerle karışımına göre oldukça çeşitlilik gösterse de temel olarak klasik müzik melodilerinin ve enstrümanlarının metal müzik ile uyumunun sağlanması, kadın vokaller kullanılması ve bir opera veya senfoni dinlermiş havası uyandırmasıyla kendini ayırır.




Senfonik türünün en önemli temsilcilerinden "Epica" ve gönüllerimizi fetheden genç soprano " Simone Simmons" kendisi şu an hamile ve programlarına ara verdi..

Ana Müzikal Öğeleri


Kamelot ve Nightwish gibi diğer metal türlerinde de kısıtlı olarak senfonik enstrümanları ve melodileri kullanan gruplar bazen türün altında gösterilseler de bu senfonik çizgiyi devam ettirmedikleri için senfonik metal grubu sayılmazlar. Sayılsalar da senfonik metalin alt türlerinden (senfonik power metal, senfonik black metal) sayılırlar.



Kamelot, Tenör vokal olan Roy Khan ile şu an yollarını ayırmış ve ona benzer başka bir sanatçıyla yollarına devam etmektedirler..

Senfonik metalin kökleri öncül gotik metale, power metale ve klasik batı müziğine dayanmaktadır. 1990'lı yılların başında gotik metalden ayrılan akım daha çok bas ve ritm gitarlarda türün atası olarak kabul edilen gotik metale sıkı sıkıya bağlıdır. Fakat daha sonraları black metal, death metal, power metal ve progresif metalin gitar melodileri adapte edilmiş ve türün kendi sentezleri yaratılmıştır. Tür, klasik batı müziği melodileri ve tarzını heavy metal'e adapte ederek güclü bir senfoni havası hakim kılmaya çalışır. Klasik müziği çok kullanamayan gruplar ise heavy metal'e ağırlık verip basit ve akılda kalıcı melodilerle genele hitap etmeye gayret ederler. Bir diğer önemli unsur ise power metal'dekine benzer gitar melodileri kullanarak müziğe daha aydınlık, olumlu ve pozitif bir atmosfer vererek gotik metaldeki karanlık ve kasvetli havayı dağıtmaktır.




Tarja Turunen'li Nightwish, en iyi zamanlarını yaşadığını söyleyebiliriz.. Bugün Nightwish, dağılan After Forever'in Sopranosu Floor Jansen ile yollarına devam etmekteler..


Gotik metalde olduğu gibi klavye müziğin belkemiğini oluşturan yapıtaşıdır. Müziğin merkezinde klavye bulunmaktadır. Arka plan müziği en kolay melodileri çalarken en zor ve teknik melodiler klavye tarafından çalınır. Hatta birçok klasik müzik enstrümanı da klavye sayesinde seslendirilerek konserlerde bir çok enstrüman kullanılmadan da senfonik metal üretilir. Fakat albüm kayıtlarında gerçek klasik müzik enstrümanları kullanılır. Bazı gruplar konserlerinde piyanist, kemanist, harpist veya flütist kullanırlar. Hatta senfonik metalin öncülerinden sayılan Haggard gibi bazı grupların tam zamanlı flütist veya kemanistleri bile vardır.




Haggard gelmiş geçmiş senfonik metalin en önemli öncülerinden biridir..

Müziğin atmosferi şarkıda işlenen konuya uyum gösterir. Neşeli ve mutlu şarkılar hızlı ve canlı tonlarla işlenirken, karanlık ve melankolik şarkılar yine uygun şekilde eşlik edilirler. Power metal neşeli şarkılara; black metal, gotik metal veya death metal de karanlık konulu şarkılara ilham kaynağı olur. Müziğin atmosferi klavye tarafından sağlanırken diğer enstrümanlar ona uyum sağlarlar.

Senfonik metal şarkıları birçok değişik konuyu işleyebilir. Genelde şarkılarda power metalde olduğu gibi fantastik hikâyeler veya opera konuları işlenir. Bunun yanında efsaneler, tarihi özgün hikâyeler ve destanlar da senfonik metal şarkılarının konusu olabilir. Gotik metalde olduğu gibi tek bir hikâyeyi anlatan albümler de vardır

(Dragonforce, Epica ve Rhapsody of Fire bu biçimde güzel çalışmalar ortaya koymuşlardır; senfonik power metal grubu Kamelot'un "Epica" albümü en akılda kalan örneklerindendir).



Within temptaion gotik öğelerini senfonik türle birleştiren bir gruptur.. Vokalistleri olan "Sharon Den Adel"in en önemli farkı ise diğer bayan vokallere göre herhangi bir ses eğitimi almamış olmasıdır..


Senfonik metal gruplarının bir diğer önemli özelliği kadın vokaller kullanmalarıdır. Ön vokal her zaman kadındır, soprano ve mezzo-soprano tarzında eserler icra ederler. Çoğu zaman hiç erkek vokal kullanılmaz veya kullanılsa dahi arka vokallerde ya da Epica gibi gruplarda brutal vokal olarak duyulur. Çoğunlukla gotik metaldeki erkek vokalleri andırırlar.

Temelleri

İlk olarak ortaya çıkmasında death metal ve gotik metal türlerinde klasik müzik enstrüman ve öğelerinin kullanılmaya başlanması etkili olmuştur. Özellikle ilk olarak death metal grubu olarak kurulmuş Therion, müziğini daha çok klasik ögelerle pekiştirmiş ve nihayet konserlerinde tam orkestra kullanmaya başlamış ve yeni yarattıkları senfonik metal ile anılmaya başlamışlardır. 1991'de kurulan, her ne kadar başlarda teknik death metal grubu olsa da 1995 yılından itibaren senfonik metale yönelen Haggard da bu türün önemli temsilcilerindendir.




After Forever zamanında "popüler" bir ünvana kavuşamadığı için dağılmıştı.. Grubun Sopranosu "Floor Jansen" şu an Nightwish grubunda "geçici" olarak başa geldi..


1997 yılında Nightwish ve Within Temptation ilk albümlerini piyasaya sürmüş ve Therion'un tarzından oldukça etkilenmişlerdir. Within Temptation gotik metalin ögelerini uyarlayarak klavyeyi müziğe yerleştirmiş, vokalistleri Sharon den Adel'in mezzo-soprano vokallerini arttırırken erkek vokalleri tamamen kaldırarak türe katkıda bulunmuştur. Nightwish ise daha çok power metal tarzına yakın melodiler seçmiş, opera tarzı full lirik soprano vokalleri Tarja Turunen ve klasik batı müziği etkileşimli besteci-klavyecileri Tuomas Holopainen ile bugünün en çok tercih edilen senfonik metal türü olan senfonik power metalin öncüsü olmuştur.





Therion'da bu işin hakkını veren gruplardan..

Günümüzde ise daha önceleri death metal, doom metal, gotik metal, power metal veya black metal olarak başlayan gruplar dahi senfonik metal grubu olarak bilinmeye başlamışlardır. Bazıları senfonik metalin, metal müziğin alt türü oluğunu savunurken bazıları herhangi bir metal türünde kullanılabilecek bir stil olduğunu düşünmektedirler.



  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Heliosaga'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.05.2013, 16:15   #7
Çevrimdışı
Heliosaga
Cehennem Yolcusu

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Asi Ruhların Müziği- Heavy Metal ve Tarihi - Dalları

Death metal

Death metal, 1980'lerin sonunda thrash metal'in teknik yetkinliğini ve bir punk alttürevi olan hardcore'un dolaysızlığını sentezleyen grupların ortaya çıkardığı metal müzik türüdür.

Türün en çok satan albümü, Morbid Angel'ın Covenant isimli albümüdür



Morbid Angel bu dalda öncü gruptur..

Özellikler


Death Metal tınısını belirleyen ve onu diğer metal türlerinden ayıran başlıca öğeler brutal vokal, distorsiyon doygunu elektro gitar, yapısökümcü tabir edilebilecek bir kompozisyon tarzı, sürat ve nihilist/dışavurumcu imgelemdir.




Dark Tranquillity, death metal türünün bilinen isimlerindendir..


Death Metal'in arkaik örnekleri arasında, Speed Metal ile karıştırılan Thrash Metal tarzına yakın bir çizgide müzik yapan Death Strike'ın 1985 tarihli "Fuckin' Death" albümü sayılabilir. Ancak türün ilk yapılaşmış örneği,Chuck Schuldiner önderliğindeki Death imzasını taşıyan "Scream Bloody Gore" albümüdür. 1980'li yılların ortalarında belirişini takiben 90'lı yılların sonlarına kadar oldukça üretken bir janr olan Death Metal kanonunun en önemli örneklerinin altında Possessed, Obituary, Morbid Angel, Death, Six Feet Under, Cannibal Corpse, Incantation, Krabathor, Acheron,Arch Enemy, Sinister, At the Gates, Deicide, Autopsy, Carcass, Atheist, Napalm Death, Gorefest, Bolt Thrower, Asphyx, Pestilence, Unleashed, Immolation, Monstrosity, Morta Skuld, Sextrash, Entombed, Dismember, Grave, Toxodeth, Mortuary, Headhunter D.C., Krisiun, Nunslaughter, Demigod, Abhorrence, Interment, Aggressor, Malevolent Creation, Massacre, Nocturnus, Acid Death, Comecon, Terrorizer gibi öncü toplulukların isimleri vardır.



Terrorizer 3 albüm ile ortalığı dağıtan bir gruptur..

Bir alt kültürel enerji olarak 90'lı yılların başlarında Grunge akımının ve temsil ettiği değerlerin denge ağırlığını teşkil eden Death Metal, 90ların sonlarında, Metal anajanrından doğan alttürevlerin, cross-over'ların ve farklı janrların gramerlerini Metal'e sentezleyen yenilikçi yaklaşımların karşısında ortodoks damarını bütünüyle yer altına çekmiş ve doğası doğrultusunda, popülerliğin süzgecinden geçmiş diğer Metal janrlarının aksine, ifade tarzını daha da sertleştirmiştir. Ne var ki Metal arenasında dinleyiciler ve gruplar arasında yoğunlukla tartışılan ticaret - etik ikiliği ekseninde, Death Metal de, geniş kitlelere ulaştığı 90'lı yılların ortalarında piyasalaşmakla suçlanmıştır.
Death Metal'in doğuşundan bugününe Türkiye'de gelmiş gelmiş en önemli temsilcileri arasında Death Project, Deathroom, Suicide, Asafated, Cenotaph, False In Truth, Hecatomb




Arch Enemy diğer death metal gruplarından vokaliyle sıyrılır. "Angela Gossow" bayan vokallerin brutal'i yapamayacağı önyargısını yıkmıştır.

Brutal vokal

Brutal vokal, diğer metal türlerinde ve popüler müziğin genelinde doğalcı biçimiyle kullanılan vokalin, enstrümantan enformasyonun distorsiyonuna paralel bir şekilde, performans veya kayıt sırasında dışsal bir müdahale olmaksızın, vokalist tarafından distorte edilmesiyle elde edilen, konvansiyonel vokalin ifade yelpazesini tek bir kalıp içinde hayata geçirmeye çalışan vokalizasyon türüne metal icracıları ve dinleyicileri tarafından verilen isimdir.





Bir kaç lise öğrencisinin kurduğu "Napalm Death" bugün dünya turnelerinde sahne alan en önemli temsilcilerden biri olmuşlardır..

Death Metal Disiplini


Death Metal tınısı tok, distorsiyon doygunu gitar tonlarına, brutal vokallere yaslanır. Bunların yanı sıra dışavurumcu, kinik, nihilist bir tavrı yansıtan veya gore gibi şok öğeleri üzerinde duran şarkı sözleri ve görseller Death Metal alamet-i farikası sayılır. Death Metal gitar jargonu çalış tekniği açısından Thrash Metal'in doygunlaştırdığı 'palm mute' (gitar tellerinin avuç kenarı ile kapatılarak sesin boğulması) tekniği ve strumming (vuruş) çeşitliliğiyle biçimlenen, kompozisyonel yönelim açısından ise yüksek tempolu, fragmanlı veya nakarat yapılı parçalar üreten, vokal dışavurumun belirginleştiren bir anlayışla yapılanır. Death Metal gruplarının bir bölümü [Deicide, Suffocation] melodizmi dışlayarak keskin bir ritmofoniyi sahiplenir. Bu ritmofoni ağırlıklı yaklaşım, bir Death Metal altjanrı sayılan ancak bu janrla aynı yıllarda şekillenen Grindcore'un da merkezinde yer alır. Davulda yüksek hızlarda twin, ride ve trampet üçlüsü kullanılmaktadır. Ataklar tuşeli ve çok hızlıdır. Ziller yoğun olarak kullanılmaktadır. Davul setlerinde 3 alto ve 2 floor tom tercih edilmektedir.


Amon Amarth, albümlerinde Viking mitelojilerini en iyi işleyen "Melodik Death Metal" grubudur..

Yeni Akım İsveç Death Metal'i (NWOSDM) adı verilen İsveç okulu ise İngiliz Klasik Metalinin melodizmini Death Metal'in yoğunluğuyla birleştirir. Ancak istisnalar hariç birçok İsveç Death Metal grubu zamanla tarzın köklerinden dışarı çıkmaya başladığı halde hala Death metal olarak anıldıkları için tepki görmüşlerdir. Bu türün gerçek örnekleri olarak Unleashed, Entombed, Nihilist, Paganizer, Grave, Dismember, Comecon, Repugnant verilebilir.



Trivium, parçalarında bazen Metalcore elementlerini gördüğümüz gibi bazende Thrash metal tarafınada kaydığı görülür..

2000'li yıllarla birlikte yükselen Metalcore türü Death Metal'in sofistike enerjisini yumuşatarak benzer bir dışavurumcu teknik lügatı sahiplenmiştir.


Alt Türler

Melodik Death Metal

Melodik death metal, (Melodeath ve MDM olarak da bilinir) genel olarak death metal türündeki distortion riffleri yerine alt solo gitar riffleri kullanılan ve bu yolla öne çıkan melodik özellikten dolayı bu adı alan death metal alt türüdür.




In Flames We Trust... diyorum başka birşey demiyorum..

Amon Amarth ve In Flames önemli temsilcileridir. Türkiye'de de başta In Spite, Antagonist, Nettlethrone, Affliction olmak üzere bu türde müzik yapan çok sayıda grup vardır. Türün yaratıcısı In Flames'tir. Melodik death metal, bir başka tür olan hardcore türüyle bir sentez haline gelip melodik metalcore türünü ortaya çıkarmıştır. As I Lay Dying, Trivium,Unearth, Killswitch Engage, Children Of Bodom türün bilinen gruplarındandır. Dünya genelinde melodik death metal türüne hakim olan en büyük bölge İskandinavya'dır. Türün en büyük eserleri At The Gates'in Slaughter of the Soul, In Flames'in The Jester Race ve Dark Tranquillity'nin The Gallery albümleriyle birlikte melodik death metal'in en önemli üç albümünden biridir. Bu üç albüm melodik death metal severlere göre bir daha ulaşılması çok zor olan bir mertebededir.




Killswitch Engage Metalcore gruplarının en önde gidenidir.. Bugüne kadar yaptıkları albümler hep zirveye oynamıştır..







  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Heliosaga'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.05.2013, 17:51   #8
Çevrimdışı
Heliosaga
Cehennem Yolcusu

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Asi Ruhların Müziği- Heavy Metal ve Tarihi - Dalları

Black metal

Black metal
1980'lerde ayrı bir tür olarak gelişmeye başlamış heavy metal'in ekstrem alttürü. Black metal'e öncülük eden gruplar türe ismini veren Black Metal adlı albümü çıkaran Venom'un yanı sıra Bathory, Celtic Frost ve Hellhammer'dır. Black metal'in günümüzdeki müzikal özelliklerini ve duruşunu belirleyen gruplar ise Beherit, Mayhem, Emperor, Darkthrone, Burzum, Satyricon ve Immortal gibi türün ilk örneği olan black metal gruplarıdır.




Blackmetal'in önemli gruplarından Beherit..



Müzikal özellikleri


Standart müzik elementleri elektro gitar, bas gitar, davul ve scream vokaldir. Melodik black metal gruplarında klavye de kullanılır. Minimalist bir müzik türüdür. Kendi içinde özgünlük amacı gütmez. Temel amaç agresif ve karanlık bir atmosfer yaratmak, kötücül bir simge sunmaktır. Gitarlar genellikle standart akorddadır. Gitar çalınırken alternate veya tremolo vuruşları kullanılır. Sık kullanılan gamlar majör ve minör armoniktir. Davullar blast beat ile tekdüze olarak çalınır. Vokal olarak, scream vocal olarak adlandırlan, gırtlaktan çıkartılan,yüksek perdelerden çığlıklar kullanılır. Albümler, kirli ses kaydı denilen, düşük kalitelide kaydedilir. Bu, türün amaçladığı atmosferi sağlamak için bir yoldur. Ama zamanla bu kayıt türünden vazgeçilmiştir.



Darkthrone Norveç topraklarından çıkan ünlü bir blackmetal grubudur..


Bütün dinlere ve geleneklere karşı bir karşı çıkış, nefret ve sövgü söz konusudur (Black metalin ortaya çıktığı ülkelerdeki dinden dolayı küfür konusu din Hıristiyanlıktır) Geleneksel kötülük ve şeytan simgesi övülür. Soğuk, karanlık, orman gibi kuzey Avrupa doğasına ait özelliker, kullanılan diğer şarkı sözü kavramlarıdır. Savaşın ve insanlara/insanlığa karşı nefretin de övülerek bahsi geçirilmesine sıkça rastlanır.‎ Black metal müzisyenleri, albüm dönemi fotoğraf çekimlerinde ve konserler sırasında yüzlerinin tamamına veya büyük bir kısmına siyah ve beyaz renklerden oluşan makyajlar yaparlar. Bu makyajlar müzisyenin bir cesede benzemesini sağlamak için yapılır ve adı corpse painttir. Black metal müzisyenleri kendi adlarını kullanmazlar, bunun yerine bir rumuz kullanırlar.



Eğer Melodik Black Metal türü ilginizi çekiyorsa Emperor bu işin kralı..



Black metalin tarihsel gelişimi

Proto-black metal

1980li yılların başındaki proto-black metal grupları, yaptıkları tür [black metal] olarak adlandırılmaktan biraz uzak olsa da, black metalin ayrı bir tür olarak ortaya çıkmasına öncülük etmiş gruplardır. Proto-black, thrash metalden farklı bir türün doğacağının sinyallerini veren, thrash metal ve black metal arasında bir ara geçiş biçimidir. İlk proto-black grubu Venom’dur. Venom’un yaptığı müzikle şu anki black metal arasındaki temel benzerlikler; rahatsız edici vokaller ile hızlı ve agresif müziktir. Venom’un 1982 çıkışlı Black Metal adlı albümü türe ismini veren albümdür.



Yine Norveç'ten çıkan "Sons Of Northern Darkness" Albumunden sonra dağılmış bir gruptur Immortal..

İsveçli Quorthon (Thomas Forsberg)’un tek kişilik hareketi Bathory, Venom’un müziğini hızlandırıp daha sert bir vokal kullanıp karanlık bir atmosfer kullanarak black metalin hemen hemen ayrı bir tür olarak ortaya çıkmasını sağlamıştır. Diğer proto-black grupları; Hellhammer, Celtic Frost ve Mercyful Fate’dir. Sonraki black metal müzisyenlerince taklit edilecek olan corpse painti ilk kez Mercyful Fate’in vokalisti ve beyni King Diamond kullanmıştır.

Black metal'in ikinci akımı


Black metal şu anki şeklini, 1990lı yıllarda İskandinav ülkelerinden (özellikle Norveç) gruplar sayesinde almıştır. Yaklaşık olarak aynı zamanlarda ortaya çıkan bu ilk black metal grupları Mayhem, Burzum, Emperor, Marduk, Dissection, Darkthrone, Immortal ve Gorgoroth’tur. Bu gruplardan Mayhem kurulduktan kısa bir süre sonra grup üyelerini kaybetti (Dead intihar etmiş, Øystein Aarseth ise Burzum’dan Varg Vikernes tarafından öldürülmüştür). Burzum, Varg Vikernes tarafından kurulan tek kişilik bir müzik hareketidir. Black metalin daha az agresiflik taşıyan ve hüzne daha çok yönelen bir şeklini yapmıştır. Bu tür şu anda pagan black metal olarak bilinir. Marduk, 1996 çıkışlı Heaven Shall Burn… When We Are Gathered albümüyle birlikte daha da agresif ve duygudan uzak bir tarz olan, black metalin en sert şekli norsecore yapmaya başladı. Dissection zamanının en melodik black metal gruplarındandır. Grubun beyni Jon Nödtvedt, 2006 yılında intihar etti ve grup dağıldı. Emperor’un sadece ilk iki standart albümleri black metal türü içinde değerlendirilebilir. Müzikleri gittikçe daha çok progresifleşmiştir. Son albümleri, scream vokale benzeyen vokal dışında hiçbir black metal özelliği taşımaz. Black metalin bu ilk oluşumu sırasında Deathlike Silence Productions adlı müzik şirketi, türün önemli bir destekleyicisi oldu.



"De Mysteriis Dom Sathanas" albümüyle tam bir blackmetal sanatı icra etmiş olan Mayhem şu an piyasa grubu olmuş ve tamamen özünden uzaklaşmıştır..

Şu anda black metal

Black metal, 1990lardan itibaren kendine ait bir dinleyici kitlesi oluşturdu. İlk black metal gruplarından itibaren birçok black metal grubu kuruldu. Bunların büyük bir kısmının demo albümler kaydetmek dışında etkinlikleri olmaması ve her müzisyenin birkaç yan gruba daha dâhil olduğu gerçekleri göz önüne alınsa bile, bu sayının çokluğu, black metalin aslında bilindiğinden daha popüler olduğunun bir göstergesidir. Günümüzde, dinlere ve geleneklere ve popüler kültüre başkaldırı, black metalin en temel özellikleri geçerliliğini sürdürüyor. Müziğinde teknik de kullanan 1349, folk müzikten öğeler taşıyan Burzum, black metal öğelerini çok karmaşık bir şekilde yeniden sunan Emperor bu gruplara örneklerdir. Türkiye'de birkaç melodik ve pure black metal grubu isimlerini duyurmayı ve albüm kaydı yapmayı başarmıştır. Başlıca gruplar; Ehrimen, Witchtrap, Pagan, Infected, Ebonsight, Sarcophagus, Secropiagor, Episode 13, Sagaris yurtiçinde ve yurtdışında bir çok festivalde yer almıştır ve konser vermiştir.



Satyricon Blackmetal'in öncü gruplarından biriydi.. Zamanla özünden uzaklaşmış olup şimdi tamamen "Endüstriyel Metal" kısmına kaymışlardır..

Müzik dışında bir hareket olarak black metal


Black metal, müziği ve şarkı sözleri dışında, camiasında yaşanan olaylar da dikkat çekmiş ve popüler kültür tarafından yoğun tepki toplamıştır. 1990lı yılların başında black metalin öncü gruplarından bazı üyeler kilise kundaklama olaylarından sorumlu tutulmuşlardır. Kundaklama amacında en başarılı girişim Norveç’teki Fantoft Kilisesi yangınıdır. Bu yangın sonunda kilise tamamen kullanılmaz hale geldi. Burzum’dan Varg Vikernes olaydan sorumlu olarak gözaltına alınsa da, delil yetersizliğinden dolayı serbest bırakıldı. Burzum’un albümü Aske’de Fantoft Kilisesi’nin harap olduktan sonra çekilmiş resmi albüm kapağı olarak kullanılmıştır. Varg Vikernes, bu resmi kendisinin çekmediğini iddia eder. Kilise kundaklama, şu anki black metalcilerce gerekliliği ve doğruluğu tartışılan bir konudur. Gorgoroth’dan Gaahl kendisiyle yapılan bir röportajda kilise kundaklama olaylarını desteklediğini söylemiş ve “daha fazla olmalı ve daha fazla olacak” demiştir. Mayhem grubundan Nerobutcher ise bu kundakalama olaylarını “saçma” olarak tanımlamıştır. Black metal camiasında intihar ve cinayet olayları sık yaşanır.



Dissection özüne sadık kalan blackmetal gruplarından efsane olandır.. Grubun beyni ve söz yazarı olan "Jon Nödtveidt" Blackmetal camiasına iki tane muhteşem albüm kazandırdı. Grubun en parlak dönemlerinde herkesi şaşırtan bir karar alarak intihar etti.

Mayhem grubunun beyni Dead (dead ingilizce “ölü” anlamına gelir, bu kendisinin seçtiği bir rumuzdur) 1991 yılında kafasına silah sıkarak intihar etti. Tek notu “tüm bu kanları mazur görün”dü. Dead’in ölü hali resmedilerek Mayhem’ın Dawn of the Black Hearts’ın albüm kapağı olarak kullanıldı. Yine Mayhem grubunun başka bir üyesi Euronymous (rumuzunun anlamı “kafatası”, gerçek adı Qystein Aarseth’tir) Burzum grubundan Varg Vikernes tarafından 1993 yılında öldürüldü. Vikernes 21 yıl hapse mahkûm edildi. Vikernes müzik çalışmalarına hapishanede de devam ediyor, yalnız, 1997 ve 1999’da çıkardığı iki albüm black metal değil, ambient-electronic türdedir. 1992 yılında ise Emperor grubundan Faust başka bir cinayete karıştı. Kurban bu kez black metal camiası dışındaydı. Faust Lillehammer’daki Olimpik parkı dolaşırken homoseksüel bir adam, Rhys Adamec, Faust’a yaklaşarak birlikte yakındaki ormana gitmeyi önerdi. Faust öneriyi kabul etti ve ormana girdiklerinde Adamec’i öldürdü. Olay, polis Qystein Aarseth cinayeti soruşturmasını yürütürken ortaya çıktı. Dissection’ın beyni Jon Nödtveidt ise 1997 yılında Cezayir asıllı bir eşcinseli öldürmek suçundan hapse girmiş, 2004 yılında cezasını tamamlamıştır. Fakat çıktıktan 2 yıl sonra 2006 yılında Stockholm'deki apartman dairesinde intihar etmiştir.



Lucifugum Ukrayna'lı bir blackmetal grubudur.. Üyeleri arasında yakın ilişki vardır. Karı,koca ve abi,kardeşlerden oluşmaktadır..


Black metal'in alt ve melez türleri

Atmospheric black metal

Pagan black metal olarak da bilinir. Black metalin yavaşlamış ve agresifliğini büyük oranda kaybetmiş türüdür. Hüzünlü bir havası vardır. Kullanılan melodiler, grubun bulunduğu kültürün folk müziğini yansıtır. Davullar tipik black metal özelliği olan blast beati yapmaz, oldukça yavaş çalınır, tempo düşüktür. Yine scream vokaller agresifliğini yitirir, acı çeken bir insanın feryatlarına benzer. Türün ilk grubu Burzum, önemli takipçileri ise Drudkh, Summoning, Negură Bunget'dir.

Blackened death metal

Black metalin death metal ile melez türüdür. Hem death metaldeki teknik gitar riflerine hem de black metalin basit/minimalist gitar çalımına rastlanır. Death metal karakteristikleri daha ağır basar. Vokalin perdesi black metaldekine benzerken vokalin kullanım şekli death metaldeki gibidir (black metalde vokal süreklidir, death metalde ise gitar riflerine bağlı olarak kesik kesik ilerler). Davul, genellikle black metalin minimalist ve kendini tekrar eden şeklinden uzaktır. Blast beat sıkça kullanılsa da, parçalar boyunca kendini tekrar etmez, black metaldeki blast beate teknik öğeler eklenmiştir. Bu melez türün en tipik örneğine, Behemoth'unSatanica albümünde rastlanır. Zira bu albüm, önceleri black metal yapan grubun death metale geçerken çıkarıdığı bir ara geçiş albümüdür. Belphegor, Sarcophagus, Zyklon dikkate değer blackened death metal gruplarıdır.

Depresif black metal

Depresif black Metal, depresif eğilimleri işleyen ve şarkı sözleri intihar temalı bir müzik türüdür. Umutsuzluk, sıkıntı, üzüntü gibi olumsuz ruhsal sorunları ele alır. Müzik yine agresif ve serttir. Silencer, Hypothermia, Trist ve Forgotten Tomb türün öncü gruplarından birkaçıdır.

Melodik black metal

Melodik black metal, bir alt tür olmaktan çok melodiyi öne çıkaran black metal gruplarının müziklerini tanımlayan genel bir kavramdır. Senfonik black metal grupları bu tanımın içinde yer alır. Dikkate değer temsilcileri Emperor, Dimmu Borgir ve Old Man’s Child’dır.

Norsecore

Black metalin agresif özelliğinin ileriye taşınmış şeklidir. Vokaller daha yırtıcıdır. Aynı vuruşa sahip notalardan oluşan ince perdelerden çalınan gitarlar, tremolo ile çalınan alt gitarın önündedir. Albümlerin mikslenme biçimleri de parçaların daha sert ve rahatsız verici olmasını amaçlar. Doğa konusu bu türde işlenmez. Savaş, kan, şeytan, kötülük, nefret temel şarkı sözleridir. Türün en önemli temsilcisi Marduk’tur. Marduk, Heaven Shall Burn… When We Are Gathered albümüyle birlikte müziğini sertleştirerek bu alt türü ortaya çıkarmış, Panzer Division Marduk ile de black metal camiasındaki saygınlığını arttırmıştır. Diğer önemli gruplar Dark Funeral ve 1349’dur.

True black metal

(“pure” veya “raw” veya “saf” black metal) Black metalin en işlenmemiş, gerçek, minimalist ve teknikten uzak şeklini tanımlar. Kullanılan öğeler üzerinde hemen hemen hiç oynanmadığından, türe aşina olmayan kulaklar dışında parçalar birbirinden ayrılamaz. Saf black metal, müziğe bu türü yaparak başlayan grupların çoğunun başka türlere kaymasıyla ünlüdür. Darkthrone, gorgoroth , malfeitor,taake,morbosidad tür için örneklerdir. Günümüzden ise bu tarz Black Metal'i sürdüren önemli gruplar olarak Morbosidad, Carpathian Forest, Nattefrost, Tsjuder, Goat Semen, Infernal War, Blasphemophagher, Anal Vomit, Impaled Nazarene, Teitanblood, Gospel Of The Horns, Bestial Mockery, Ampütator, Black Torment, Necroplasma, Bestial Holocaust, Diocletian, Armagedda, Teratism, Witchmaster, Temple Of Baal, Necromessiah, Katharsis, Urgehal, Watain, Funeral Winds, Ayat, Masturbacion Cristiana, Necroslaughter, Vorkreist, Vulture Lord örnek verilebilir.



Dimmu Borgir, Senfonik Black Metal türünün öncülerinden...

Senfonik black metal


Senfonik black metal, türün melodik şeklidir. Tipik enstrümanlara orkestra eklenmiştir. Türün diğer karakteristikleri aynıdır. Senfonik black metalde tremolo ile çalınan gitarlar ve blast beat davul, klavye için bir zemindir. Vokallerde melodiye uyum yoktur, yine gitar akorlarının değişme noktaları esas alınır ve vokal bu boğumlarda daha alçak veya daha yüksek perdelere çekilir. Emperor türün en saygıngruplarından biridir. Türün diğer önemli temsilcisi Dimmu Borgir'dir. Senfonik black metal en yaygın black metal türüdür.


  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Heliosaga'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.05.2013, 18:41   #9
Çevrimdışı
Heliosaga
Cehennem Yolcusu

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Asi Ruhların Müziği- Heavy Metal ve Tarihi - Dalları

Folk metal

Folk metal, 1990'lı yıllarda Avrupa'da gelişmeye başlayan bir heavy metal alttarzıdır. Halk anlamına gelen "folk" sözcüğünden de anlaşılacağı gibi bu tarz, heavy metal ile halk müziği ezgilerinin bir sentezidir. Yöresel çalgıların kullanıldığı bu türde, fazla olmasa da yöresel şarkı söyleme tarzları da kullanılır.



Skyclad çıkışına öncü olmuş gruptur..

Folk metal tarzında müzik yapan ilk grup, The Wayward Sons of Mother Earth adlı albümleri 1990 yılında yayınlanan Skyclad adında bir İngiliz gruptur. Türün ilk örnekleri İsrail de dahil olmak üzere Avrupa'nın değişik bölgelerinde 1994-1995 yıllarına kadar pek sergilenmedi. Bu ilk grupların arasındaki İrlandalı grup Cruachan, zamanla Celtic metal olarak adlandırılacak yeni bölgesel türe öncülük ederken Alman grup Subway to Sally, medieval metal olarak bilinen türün oluşmasına öncülük etti. Bu grupların katkılarına rağmen bu müzik türü 1990'lar boyunca fazla tanınma başarısı gösteremedi. 2000'li yılların başından itibaren Finlandiyalı gruplar Finntroll, Ensiferum, Korpiklaani, Turisas ve Moonsorrow da katkılarıyla kısmen ön plana çıktı.


Folk türünün öncülerinden Turisas..

Folk metal, hem heavy metal hem de halk müziği sergileyen grupların farklı türlerde performans sergileyerek oluşturdukları çeşitlilikle ayırt edilmektedir. Çok çeşitli yöresel çalgıların kullanılmasından dolayı grupların düzenli kadrosunda altı veya daha fazla müzisyen bulunabilir. Ayrıca bazı gruplar yöresel çalgıların seslerini elde etmek için klavye kullanmaktadır. Bu tarz içindeki şarkı sözleri genellikle paganlık, doğa, fantezi, mitoloji ve tarih ile ilgilidir.



Ensiferum Folk türünde en iyi tanınan gruplardan biridir..


Kökenleri

"Metal müziğin enerjisinin geleneksel tarzlarla daha fazla kaynaşmış olmasını görmek benim en çok istediğim şeylerden bir tanesiydi." —Martin Walkyier, Skyclad grubunun eski vokalisti





Rus kökenli yeni nesil folk grubu Arkona gittiği festivallerde büyük ilgi görüyor..

Bir İngiliz grubu olan Skyclad, 1990 yılında, Martin Walkyier'in eski grubu Sabbat'ten ayrılmasından sonra kuruldu.Thrash metal grubu olarak başlayan ekibin The Wayward Sons of Mother Earth adlı ilk albümlerinde birkaç şarkıda geçici müzisyen Mike Evans'ın keman ezgileri kullanıldı. Allmusic'ten Eduardo Rivadavia bu albümü "iddialı" ve "çığır açan" şeklinde ifadelerle tanımladı.İlk albümde yer alan "The Widdershins Jig" adlı şarkı, "bilhassa çok önemli" ve "metal dünyasında kuşkusuz bir ilk" gibi ifadelerle alkışları topladı.Gruba yeni dahil olan keman müzisyeniyle birlikte ikinci albümleri "destansı yöresel eğlendirici stil" ve "normalde rock gruplarının solo gitarla yaptıkları melodi ve ana hatların kemanla daha belirgin gerçekleştirildiği bir içerik" taşıyordu.Skyclad o günden beri, Cruachan grubundan Keith Fay'in de bu grubu "folk metalin yaratıcıları" olarak tanımasının yanında bu tarzın öncüleri olarak kabul görmektedir.



Eluvetie yeni nesilin öncü gruplarından..

Ayrıca bir alt türü olan "New Of Folk Metal" de
"Arkona, Fferyllt, Ensiferum, Falkenbach" grupları ilgi görmektedirr..



Fferyllt'de Eluveitie ile aynı hedefi paylaşan gruplardan biri..


Ayrıca Türkiye sınırları içersinde doğan ve 2-3 başarılı albüm sonrası dağılan "Almora" da bu kategoriye girmektedir.





Almora zamanın en başarılı Türk folk metal grubuydu.. Camiaya 3 albüm hediye ettiler ve dağıldılar..







  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Heliosaga'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 11.10.2013, 10:59   #10
Çevrimdışı
Işıl
« viva la vida »
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Asi Ruhların Müziği- Heavy Metal ve Tarihi - Dalları

Müthiş bir konu. Senfonik ve Power Metal dinleyebildiğim ve hiç bıkmayacağım metal türleri.

Teşekkürler SerseriGezgin.
__________________
"Bir düşün içinde bir düş mü ?
Bütün gördüğümüz ve göründüğümüz .."
  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz Işıl'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
daha, dalları, heavy, heavymetal, heavymetalın, metal, müziği, müziği-, ruhların, tarihi


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 03:32.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.