Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Teknoloji | Bilgisayar > Oyun Dünyası


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 16.01.2010, 13:47   #1
Outlaws
Ziyaretçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Final Fantasy Hikayesi

Final Fantasy I

"Dünya karanlığa gömülmüştü. Rüzgar durur, denizde fırtınalar kopar ve yeryüzü çürümeye başlar. İnsanlar tek umutları olan kehaneti bekler.... 'Dünya karanlığa gömüldüğünde Dört Savaşçı gelecek....' Uzun bir seyahatten sonra, dört genç savaşçı ellerine birer KÜRE alarak yetişir."
"İki bin yıl önce küreler bir ışıkla parladı. Şimdi ise, karanlık içindeler. Siz, dünyanın tek umudu olan Aydınlık Savaşçısı'larısınız. Bunun için büyük adalarda, bulutlarda, dağlarda, denizin derinliklerinde, karanlık mağaralarda seyahat edeceksiniz... Dünyayı amansız bir tükenişten kurtarmak için..."
Final Fantasy 2
Dünyayı ele geçirmek isteyen Palamecia imparatoru Fynn’e saldırır. Firio, Maria, Gus ve Leon kaçmaya çalışırken saldırıya uğrar ve kendilerinden geçerler.
Firio kendine geldiğinde arkadaşlarını bulur. Altair’de asilerin gizli üssündedirler. Kaçmayı başarabilmiş Fynn prensesi Hilda ile konuştuktan sonra direnişe katılmaya karar verirler.
Hilda direnişte daha güçlü silahlar kullanabilmek için mitril bulmamızı ister. Güçlü büyücü Mindu yardım için gruba katılır. Salamand’dan Joseph’in de yardımıyla mitril bulurlar.
İmparatorun savaş gemisi, grubu bizzat tebrik etmek için Cid’in gemisiyle onlara doğru gelen Hilda’yı ve Cid’i kaçırır. Grubun sıradaki görevi gemiyi sabote edip yok etmektir. Gemiyi bulduklarında Kara Şövalye gemiyi götürür. Kara Şövalye ayrıldıktan sonra Bafsk’ı Borghen yönetmeye başlar. Halk ve askerler Kara Şövalyenin yönetiminden sonra Borghen’inkinden pek memnun değildir.
Gemiyi sadece Güneş Ateşi (Sun Fire) ile yok edebileceklerini öğrenen grup Kas’ion Krallığından Güneş Ateşi’ni alır.
Gemiyi bulup içine sızarlar ve Güneş Ateşi’yle patlatırlar. Tam bu sırada Maria Kara Şövalye’nin sesini abisininkine benzetir ama emin olamadan patlamadan kaçarlar.
Altair’e döndüklerinde Kral ölür ve yerine Gordon’u ve Hilda’yı bırakır. Mindu ise son savaşta kullanmak üzere Ultima Parşömeninin mührünü açmak için gruptan ayrılır.
Deist Dragonlarının ve Wind Drake’lerinin direnişte onlara yardım edebileceğini öğrenen grup Deist’e yola çıkar. Onları Deist’e götüreceğini söyleyen Leila aslında bir korsandır ve yolda gruba saldırır. Yenilen Leila gruba gemisini verir.
Deist’e gittiklerinde bütün Dragoon’ların Palamecia ile olan savaşta öldüğünü, son Wind Drake’in de acıyla kıvrandığını görürler. Kalenin içinde kalan son Wind Drake’in yumurtasını bulur ve onu yumurtanın büyümesini sağlayacak havuza atarlar. Ayrılmadan son Wind Drake’in ölümüne şahit olurlar.
Altair’e döndüklerinde Hilda’nın gerçek prenses olmadığı ortaya çıkar. Gerçek Hilda’nın Palamecia Kolezyumu’nda olabileceğini öğrenen grup oraya gider ve prensesi kurtarır.
Mindu’nun Ultima mührünü kırması için Kristal bir asaya ihtiyacı vardır.
Asaya giden yolu açmak için Fynn’in yeraltındaki dehlizlerinde ve Tropik Ada’da zorlu mücadeleler yaparlar. Asayı aldıktan sonra Mindu’ya götürürken gemileri yolda Leviathan tarafından yutulur. Burada Dragoon’ların sonuncusu Gareth’la karşılaşırlar. Oradan kurtulduktan sonra Mysidia Kulesine çıkarlar ve asayı Mindu’ya verirler. Mindu Ultima’nın mührünü kırmak için çok güçlü bir büyü yapar. Mühür kırılır ama Mindu bu güce dayanamaz ve ölür.
Kuleden ayrılan grup her yerin İmparatorun sihirli fırtınasıyla yok edildiğini görür.
Doğmasına yardım ettikleri son Wind Drake ve son Dragoon Gareth ile fırtınanın içine İmparator’la yüzleşmek için uçarlar.
Fırtınanın içindeki uçan kalesinde İmparatorla savaşırlar ve güçlü büyülerine rağmen onu yenerler.
Eve döndüklerinde Kara Şövalyenin kendini yeni İmparator ilan ettiği haberi gelir. Palamecia Kalesine gitmeleri için Cid onlara gemilerini verir. Fırtınada ağır yaralanmıştır ve ölür.
Kaleye gittiklerinde Maria Kara Şövalyenin kardeşi olduğunu anlar ve onu ikna etmeye çalışır. Tam bu sırada İmparator belirir. Ölümden dönmek için Şeytanla anlaşmıştır ve dünyayı yok etmek için içi yaratıklarla kaynayan Kargaşa Kalesi’ni (Pandemonium) çağırır.
Grup Kargaşa Kalesinin tek girişi olan Yeşim Yoluna (Jade Passage) girer.
Kargaşa Kalesi’ndeki zorlu savaşlardan sonra İmparator’a ulaşırlar ve onu ikinci defa öldürerek dünyaya sonunda barışı getirirler.
  Alıntı ile Cevapla
'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 16.01.2010, 13:47   #2
Outlaws
Ziyaretçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Final Fantasy Hikayesi

Final Fantasy 3

Kahramanlarımız depremden sonra düştükleri Ur’daki mağarada gezinirler. Büyük bir kristal bulurlar ve kristal onları yaklaşan tehlike konusunda uyarır. Onlar, kötü Zande’yi durdurması gereken efsanevi savaşçılardır.

Kasabaya geri döndüklerinde onlara bakıp, onları büyüten üvey anneleri ve babaları Nina ve Topapa’ya veda ederler ve düzeni geri getirmek üzere yola çıkarlar.

Ur’dan Kazus’a gelirler. Buradaki herkesin gölgeye dönüşmüş olduğunu görürler. Orada karşılaştıkları Cid onlara güneydeki çölde gizlediği hava gemisini ödünç verir (?).

Şehirdeki lanetin sorumlusu olan Jinn yakınlardaki Mühürler Mağarasındadır ve insanları eski haline döndürmek için oraya giderler. Mağarada Sassoon Prensesi Sara ile karşılaşırlar. Sara sahip olduğu sihirli Mitril Yüzük sayesinde Jinn’in lanetinde etkilenmemiştir. Sara’dan yüzük ile Jinn’in mühürlenebileceğini öğrenirler. Hep beraber mağarada ilerler ve Jinn’i bulurlar. Onu altettiklerinde Jinn’i yüzüğe hapsederler ve Sara ile Sassoon Kalesi’ne giderek kalenin altındaki havuza yüzüğü atarak büyüsünü kırarlar. Yardımları için Sassoon Kralı onlara bir kano verir (Ne ödül ama!).

Kasabanın çıkışı büyük bir kayayla kapatılmıştır. Şehrin demircisi Taca’nın da yardımıyla Cid’in gemisine bir koçbaşı yaptırırlar ve gemiyle kayaya çarparak onu patlatırlar. Ama gemi de yok olmuştur.

Kazus’dan ayrılıp Cid’in evinin olduğu Canaan’a gelirler. Cid’in evine gittiklerinde karısının hasta olduğunu görürler. Ona bir eliksir vererek iyileştirirler.

Şehrin yakınındaki dağa çıkmaya kalktıklarında yuvası dağın üstünde bulunan Bahamut onları yakalar ve yuvasına atar. Yuvada onlarla aynı kaderi paylaşan Desh ile karşılaşırlar. Desh hafızasını kaybetmiştir. Onları Bahamut’tan kaçmaya ikna eder ve hep birlikte yuvadan atlarlar. Düştükleri yer İyileşme Ormanı’dır. Orada Desh kahramanlarımıza insanları küçülten Mini büyüsünü verir ve hafızasını kazanmak umuduyla onlarla yola devam eder.

Desh’in verdiği büyüyü deneyerek küçülen kahramanlarımız bu halde midget cücelerinin Tozas isimli kasabasına girerler. Oradaki hasta bir midgete antidot vererek iyileştirmeleri üzerine midget de onlara kasaba dışına çıkabilmeleri için bir geçit açar.

Gizli yoldan geçerek bir Viking üssüne ulaşırlar. Vikingler Nepto isimli deniz ejderhası yüzünden denize açılamamaktan şikâyetçidir. Canavarı yok ederler umuduyla kahramanlarımıza bir gemi ödünç verirler. Grup Nepto’nun Türbesi(!)’ne gider ve Nepto’nun heykelinin elmas gözlerinden birinin dev bir fare tarafından çalındığını öğrenirler. Gözü ele geçirip yerine koyduklarında Nepto denizleri sakinleştirir ve onlara Su Dişi’ni verir.

Buradan ayrılan kahramanlarımız Gurgan Vadisine giderler. Burada geleceği görebilen kâhinler yaşamaktadır. Oradan onları kurbağaya dönüştürebilen Toad büyüsünü alırlar çünkü kâhinlerden biri Owen kulesine bu büyüyü kullanarak girmelerini, Desh’in kaderinin orada yattığını söylemiştir.

Kuleye girdiklerinde Desh, Owen’ın oğlu olduğunu hatırlar ve görevi kuleyi korumaktır. Bu sırada bir yaratığın saldırısına uğrarlar. Onu yenerler ama kuleyi çalıştıran mekanizma arızalanmıştır ve bir yangın çıkar. Desh yangını dindirmek için kendini ateşlerin içine atar.

Buradan ayrılan grup Cüce Mağarasına girer. Cücelerin değerli boynuzlarından biri Guzco tarafından çalınmıştır. Peşine düşüp boynuzu geri alırlar. Fakat yenilgisinin ardından onları gizlice takip eden Guzco bu sefer iki boynuzu da çalıp Ateş Mağarası’na kaçar. Orada bulunan Ateş Kristali ve boynuzların gücüyle kendini bir salamandere dönüştürür. Onu yenen kahramanlarımız Ateş Kristali’ni tekrar canlandırırlar.

Yolculukları onları Tokkle isimli bir kasabaya getiren kahramanlarımız, buranın bomboş olduğunu görürler. Esir alınıp Hyne’nin kalesine götürülürler ki Hyne burada Argass Kalesi insanlarını ve Tokkle halkını da esir tutmaktadır. Hyne’nin kalesi de aslında perilerin Yaşayan Ormanı’nın yöneticisi olan yaşlı ağaç Yggdrasil’dir. Hyne onu kaçırıp büyüyle uçan bir kaleye dönüştürmüştür. Kahramanlarımız esirleri kurtarır ve Hyne’yi yenerler. Yggdrasil’i de kurtardıkları için periler onlara Rüzgâr Dişi’ni verirler.

Argass Kralı onlara zaman aracını verir. Bunu Cid’e götüren gruba Cid uçan bir gemi yapar. Gemiyle açıldıklarında grup uçan bir kıtada olduklarını görür! Bu “Süzülen Kıta”yı Owen icat etmiştir ve havada kalmasını da Owen’ın Kulesi sağlamaktadır. Desh kendini ateşe atıp ateşi dindirdiğinde aslında koca kıtayı kurtarmıştır!

Süzülen Kıta’dan ayrıldıklarında bütün dünyanın sular altında olduğunu görürler. Bir ada bulurlar, orada da bir gemi enkazı. Enkazın içinde bir kadın yatmaktadır. Ona bir iksir vererek kendine gelmesini sağlarlar. Kadın isminin Elia olduğunu söyler, Suyun Bakiresi. Üzerinde Su Tapınağı bulunan başka bir adaya giderler. Elia orada Su Kristali’nin parçalarını bulur ve kristali birleştirmek için Su Mağarası’na giderler. Elia kristali birleştirmeyi başarır ama harcadığı güç onun için çok fazladır, bunu kaldıramaz ve ölür.

Artık Su Kristali de yenilenmiş ve dünya üzerindeki sular çekilmiştir.

Kahramanlarımız Amur isimli bir kasabaya gelirler. Burada gemileri Goldor isimli biri tarafından zincire vurulur. Goldor’un her şeyi altına dönüştürebilen altın bir kristali vardır ve Kristal Savaşçıları’nın onu elinden alacaklarından korkmaktadır. Goldor’un bataklıklarla çevrili malikânesine sadece uçan ayakkabılarla ulaşılabilmektedir ve onlar da Amur’un lağımında yaşayan Delilah isimli bir kadındadır. Oraya giren kahramanlarımın kendilerini Işığın Savaşçıları sanan dört yaşlı adamla karşılaşırlar ve onları bir grup goblinin elinden kurtarırlar. Delilah’yı bulduklarında ayakkabıları vermek istemez ama dört yaşlı adamın da yardımıyla ayakkabıları alırlar.

Ayakkabılar sayesinde Goldor’un malikânesine girerler. Kristalini korumak için gözü dönen Goldor ile savaşmak zorunda kalırlar. Yenilen Goldor Altın Kristal’i kırar. Neyse ki gemileri de zincirinden kurtulmuştur.

Gemileriyle Salonia Krallığı üzerinde uçarken bir top mermisi tarafından düşürülürler. Orada ikiye ayrılmış olan Salonia ordusunun kendi kendiyle savaşmakta olduğunu görürler. Askerler bunun Kral’ın danışmanı Gigames’in emri olduğunu söyler. Kral’ı kontrol eden Gigames kralın oğlu Allus’un kaleden sürülmesine sebep olmuştur. Allus kahramanlarımızın yardımını ister. İnsanlar Gigames’in gölgesinin efsanevi kuş Garuda’ya benzediğini söyler. Salonia’da bir Dragoon kulesi vardır ve Garuda’yı sadece Dragoon’lar yenebilir. Oraya girip Dragoon donanımlarını alır ve Dragoon olarak kuşanırlar.

Oğlu Allus ile kaleye geldiklerinde Kral onlara gecelemeleri için bir oda verir. Gece yarısı Kral odaya gelir. Niyeti Gigames’in etkisi altında oğlunu öldürmektir. Ama kral bunu yapamaz ve bıçağı oğlu yerine kendine saplar. Buna kızan Gigames, Garuda’ya dönüşür. Kahramanlarımız Dragoon yetenekleriyle Garuda’yı yenerler. Salonia Kalesi özgürlüğe kavuşunca kahramanlarımıza yeni bir gemi verirler, Nautilus’u.

Yeni gemilerinin hızı sayesinde güçlü rüzgârları olan bir vadiye girerler. İçinde bir sürü Moogle yaşayan bir ev bulurlar. Burası Dorga’nın evidir. Dorga, büyük büyücü Noah’ın ölmeden önce büyü dünyasını emanet ettiği öğrencisidir. Noah ayrıca rüya dünyasını Unne’ye, insanların dünyasını da Zande’ye emanet etmiştir. Ama Zande kendisine verilen bu dünyayı hor görmüştür. Şimdi ise bütün dünyaların gücünü istemektedir.

Dorga onları Büyü Çemberi Mağarası’na götürür. Burada gemilerine yaptığı büyü sayesinde su altında gidebilmesini sağlar. Dorga onlara Su altında bir mağarada uyumakta olan Unne’yi uyandırmalarını söyler. Bunun için Noah’ın Kopuzu’nu bulmalarını söyler.

Sular altındaki Zaman Tapınağı’nda kopuzu bulurlar ve onunla Unne’yi uyandırırlar. Unne onlara Ateş Dişi’ni verir. Antik Harabeler’e giderler ve orada Unne onlara görevlerinde yardımcı olsun diye kadim hava gemisi Invincible’ı verir.

Yeni gemileri sayesinde Karanlık Mağarası’na ulaşırlar ve oradan da Toprak Dişi’ni alırlar.

Bu topladıkları Su, Rüzgâr, Ateş ve Toprak Dişleri, Görevin Heykelleri tarafından korunan bir kıtaya girebilmelerini sağlar. Burada Ataların Labirenti’ni bulurlar ve içeride de Toprak Kristalini bulup tekrar parlamasını sağlarlar.

Yolun sonunda Zande’ye ulaşamazlar ve Dorga’ya geri dönerler. Dorga ve Unne onları Dorga’nın mağarasına götürürler. Burada kahramanlarımızdan onları öldürmelerini isterler! Böylece açığa büyük bir enerji çıkacak ve Yasak Diyar Eureka ve Sylx Kulesi’ne girişler açılacaktır. Yapılmak zorunda olan şey yapılır ve grup Ataların Labirenti’nde açılan geçitten geçer.

Yasak Diyar Eureka’da dünyanın en güçlü silahları ve en güçlü yetenekleri vardır. Kahramanlarımız buradan Ragnarok, Excalibur, Masamune gibi birçok güçlü silahı elde ederek Sylx Kulesi’e çıkarlar.

Kulenin tepesinde Zande’yle karşılaşırlar. Zande onları dondurur ve canlandığında onları yiyecek olan beş ejderhanın karşısında bırakır. Birden Unne ile Dorga belirir ve ejderhaların canlanışını engellemesi için Cid’i, Allus’u, Sara’yı, kulede aleve atlamasına rağmen hala hayatta olan Desh’i ve dört yaşlı adamdan birini yardıma çağırır. Beş dostun varlığı ejderhaları durdurur. Kahramanlarımız kurtulup Zande’yle savaşıp, onu yenerler. Fakat Zande’nin dünyayı yok etmek için çağırdığı Karanlık Bulut onları yener. Bu sefer de beş dostun ruhlarının gücüyle hayata döndürülürler ve Karanlık Bulut’un peşinden Kara Dünya’ya geçerler.

Burada Kara Bulut tarafından dört kara kristale hapsedilmiş olan Karanlık Savaşçılarını kurtarırlar.

Çok eski zamanlarda Işığın Gücü çok artmış ve iki dünyayı da yok etmek üzere tehdit oluşturduğunda dört Karanlık Savaşçısı ortaya çıkmış ve buna engel olmuştu. Şimdi ise Karanlık iki dünyayı da yok etmekle tehdit ettiği için Kahramanlarımız Karanlık Savaşçıları’nın da yardımıyla Karanlık Bulut’u yok etmeliydi. Kurtardıkları savaşçılar
  Alıntı ile Cevapla
'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 16.01.2010, 13:48   #3
Outlaws
Ziyaretçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Final Fantasy Hikayesi

Final Fantasy 4

Uzun zaman önce…
  • <LI class=MsoNormal>Ay üzerinde yaşayan Lunarian ırkı, Dünya’da hayat süren insanlar hakkında devasa bir tartışmaya tutuştu. Bir tarafta Kluya adında bir adam önderliğinde; Dünya’nın genel olarak iyi bir yer olduğuna inananlar vardı. Diğer taraftaysa Zemus liderliğinde; Dünya’nın yozlaşmış bir yer olduğuna ve yok edilmesi gerektiğine inanmış insanlar… Zemus’un teklifi reddedildi. Yine de gözü dönmüş bir şekilde; kendi başına Dünya’yı yok etmeye kalkıştı… Başarılı olamadı. Bunu ihanet sayan Lunarian’lar; böyle bir şeyin tekrarlanmaması adına ant içtiler, kendilerini derin bir uykuyla mühürlediler. Tek bir Lunarian’ı; Kluya’nın kardeşi olan FuSoya’yı insanları izlemesi için görevlendirdiler. Kendilerini mühürleyen Lunarian’lar, 8 Kristali koruyorlardı.
  • Kluya, nasıl olduysa, uykusundan uyandı… Uyandığında gözünü Dünya’ya dikti. Ve Dünya’lı bir kadına aşık oldu. Irkını terk edip Dünya’da yaşama kararı verdi. Dünyalı kadından iki tane oğlu oldu: Cecil ve Golbez
Günümüz…
· Kluya bir süre sonra öldü ve çocuklarını öksüz bıraktı. Cecil, Kral Baron tarafından alındı ve kral, onu kendi oğlu gibi büyüttü.
· Zemus’un uykuda olan ruhu uyandığında intikam almak istedi. Bunu yapması için dördü yeryüzünde, dördü yeraltında olan Dünya’daki 8 Kristali ele geçirme planlarına başladı.
· Zemus, Golbez’i ele geçirdi ve emellerine ulaşmak için onu şeytani bir kukla olarak büyüttü.
· Golbez “İmparatorlar” olarak bilinen 4 şeytanı kendisine yardım etmeleri için bir araya getirdi: Milon, Cagnazzo, Valvalis ve Rubicant.
· Cagnazzo, dikkate şayan bir gizlilikle Kral Baron’u öldürerek onun kimliğini ele geçirdi. Baigon isimli bir şeytanı da sağ kolu olarak yanına tayin etti.
· Cecil, Dark Sword tekniğinde inanılmaz derecede ustalaştı ve Baron ordusuna katıldı. En iyi arkadaşı Kain’in de Dragon Knight yeteneği çok iyiydi. Kain; kralın aleyhindeki çalışmalarına rağmen Dark Knight olmayı başardı.
· Cecil sonunda Red Wings (Baron’un Cid adında bir mühendise yaptırdığı airship filosu) grubunun başına terfi ettirildi.
· Cecil, Rosa adında bir white mage’e aşık oldu.
· Kral Baron’un emriyle Cagnazzo, Cecil’e büyücüler kasabası Myside’den Su Kristalini çalması görevini verdi. Gerekirse karşısına çıkan her şeyi yok etmesini de söyledi. Cecil savaşa hazırlandı, ancak gittiği kasabada ona kimse karşı çıkmadı. Su kristalini aldı, ama bu sırada kral hakkında şüpheleri de yok değildi.
· Cecil, Baron’a Su kristalini götürdü, ama Baigan onun tereddütünü sezdi ve Cagnazzo’ya bunu bildirdi. Cagnazzo da Cecil’in yollarından çekilmesine karar vererek onu ortadan kaldırmaya çalıştı. Cecil’den Red Wings liderliği rütbesini alarak Kain ile ikisini Mist’e; summonerler kasabasına; yanlarına gizlenmiş bir bomba paketiyle birlikte sürdü. Bununla kasabayı ve kasabadaki herkesi ortadan kaldırmayı planlamıştı. Cecil’in yokluğunda Red Wings’in liderliği görevini de Golbez’e verdi.
· Cecil ve Kain, Mist Mağarası’na doğru yola çıktılar, onları durdurmaya çalışan Ak Ejderha’yı öldürdüler. Kasabaya girdiklerinde bomba patladı. Cecil kendine geldiğinde Kain’i göremedi, annesinin cansız bedeninin başında ağlayan bir kız gözüne çarptı. Onun yanına gitti. Kız, annesinin ejderhasının öldürüldüğünü, aralarındaki bağ yüzünden de annesinin öldüğünü söyledi. Cecil kıza onu yanına almayı önerdi, ama kız bir nevi annesinin katili olarak gördüğü Cecil’i reddetti. Cecil kızı güç kullanarak yanına almaya çalıştıysa da kız, defansif summon büyüsüyle karşı koydu.
· Kain Golbez tarafından ele geçirildi ve beyni yıkanarak köleleştirildi.
· Cecil kızı yanına almayı zor da olsa başarmıştı. Onu da alarak çöl kasabası Kaipo’ya gitti ve baygın kızı hana yatırdı. Beklenmeyen bir şekilde; geceleyin Baron’un askerleri kızı almak için ortaya çıktı. Cecil askerleri ortadan kaldırdı ve böylelikle isminin Rydia olduğunu öğrendiği kızın güvenini kazandı.
· Ertesi gün Cecil kasaba evlerinden birinde Rosa’yı hasta bir halde buldu. Rosa, Cecil’i bulmak için bu kasabaya kadar gelmişti. Rosa’ya bakan yaşlı adam, onu iyileştirebilecek tek ilacın; Çöl Işığı’nı Damcyan’da bulabileceklerini söyledi. Böylece; Cecil ve Rydia ilacı aramak için yola çıktı.
· Damcyan’a ulaşmak için ilerlerken Tellah adında yaşlı bir adama rastladılar. Tellah güçlü bir sage’ydi ama büyülerinin çoğunu hatırlayamıyordu. O da Damcyan’a gidiyordu, kızı Anna, Gilbert adında bir ozanla kaçmıştı. Tellah da onlara katıldı ve üçü Damcyan’a geçtiler.
· Kaleye giremeden Ateş Kristalini ele geçirmiş olan Red Wings ile karşılaştılar. Red Wings’in gitmesine izin verdiler, ilacı ve Anna’yı bulmak için.
· İçeri girdiklerinde yaraları yüzünden ölüm döşeğinde olan Anna’yla karşılaştılar. Tellah Berserk moda geçerek aslında Damcyan’ın prensi olan ozana saldırdı. Cecil onu durdurdu, gerçekleri dinlediler. Duyduklarından sonra Tellah’ın şimdiki asıl amacı Ultimate büyüyü; Meteo’yu araştırarak Golbez’i öldürmek ve ölmüş kızının intikamını almaktı.
· Gilbert Cecil’i Antlion’un İni’ne; Çöl Işığı’nın bulunduğu yere; götürmeyi kabul etti. Ona; yolundaki taşlığını geçebilmesi için kraliyet airship’ini ödünç verdi.
· Antlion’u buldular, onlara karşı koyan Antlion’un işini bitirdiler. İlacı alıp Kaipo’ya; Rosa’ya ilacı götürdüler. Rosa uyandığında Golbez’in 4 Kristal’in peşinde olduğunu söyledi.
· Golbez’in yeni hedefinin Rüzgar Kristali’nin olduğu Fable kasabası olduğuna karar verip yola çıktılar. Rosa da onlara katıldı.
· Hobs Dağı’nı geçtiler. Fobul’a giden yollarında yaratıklar tarafından sıkıştırılmış bir monk’la karşılaştılar. Onu kurtardılar. Adam, kendisinin bir Fobul Monk’u olduğunu söylüyordu, adı Yang’dı. Yang ekibe katıldı.
· Golbez’i engelleyebilmek için Fobul’a koştular. Karşılarına çıkan canavarları öldürdüler, ama beklenmedik bir şekilde Kain ortaya çıkıp Cecil’e saldırdı. Sonunda da rüzgar kristalini alarak Golbez’e götürdü.
· Cecil ve arkadaşları gemiye binerek Baron’a gitmek istedi. Ancak yolda Leviathan denilen dev bir canavarın saldırısına uğradılar. Takım, bu saldırı sonucu dağıldı.
· Rydia Leviathan tarafından alıkonarak Hayalet Canavarlar adasına götürüldü. Rydia, orada bir summoner olarak karşılandı. Hayalet Canavarların Kralı Leviathan onu kanatları altına aldı. Rydia, o büyülü adada süratle büyüdü ve genç bir kadın oldu.
· Yang, Baron’un toprakları yakınlarında Golbez tarafından bulundu. Golbez Yang’ın da beynini yıkadı ve onu saray korumalarından biri yaptı.
· Gilbert, komşu kasabalardan Troia’yada ağır yaralı bir şekilde kendine geldi. Troia halkı onunla ilgilendi.
· Rosa da Golbez tarafından ele geçirildi ve Zot Kulesi’ne kapatıldı, İmparatorlar’dan birisi olan Valvalis’in yaşadığı devasa kuleye…
· Cecil Mysidia yakınlarında karaya çıktı, herkesin ondan korktuğu kasabanın yakınlarında… Bir süre orada kaldı ve zamanla kasabanın bilge kişisinin biraz güvenini kazanabildi.
· Kasabanın bilge kişisi Cecil’e; bir Dark Knight’ın Golbez’i yenmeye yetmeyeceğini, Cecil’in Ordeals Dağları’nda sınava girerek Paladin olması gerektiğini söyledi. Cecil’in yanına çift yumurta ikizleri Palom ve Porom’u ona eşlik etmeleri ve onu gözlemeleri için atadı. Palom erkek bir kara büyücüydü, kız kardeşi Porom ise ak büyücü. İkisi de onar yaşındaydı.
· Cecil, Ordeals Dağları’nda Tellah ile karşılaştı. İkizler Tellah’ın adını duymuşa benziyorlardı. Dağın zirvesine ulaştıklarında Milon ile karşılaştılar. Milon’u ve onun kötü ruhlarını yok ettiler. Cecil, Ordeals Dağı’nın içine doğru ilerlemeye devam etti. Orada kendisinin karanlık tarafıyla karşılaştı ve onu yendi. Babasının sesini duydu, babası ona Paladin’in gücünü bahşediyordu.
· Tellah Ordeals Dağları’nda Meteo’yu öğrendi ve unuttuğu tüm büyüleri de tekrar hatırladı.
· Palom ve Porom da gruba katılmaya karar verdi.
· Mysidia’ya döndüklerinde köyün bilge kişisi onlara; Şeytanın Yolu adında Baron’a ulaşan büyülü bir yol sundu. Bu yolu kullanarak Baron’a doğru hareket ettiler. Önce beyni yıkanmış Yang ile karşılaştılar, Yang onlara saldırdı. Onu çabucak yendiler ve Yang hatıralarını tekrar kazandı. Yang’daki suyoluna giren anahtarı kaleye sızabilmek için kullandılar.
· İçeri girdiklerinde Baigan’la karşılaştılar. Baigan Cecil’i dostu gibi karşıladı. Ancak Palom ve Porom Baigan’ın içini gördü ve dövüşü başlattı. Onu yendikten sonra Cagnazzo’yu yok edecekleri taht odasına geçtiler. Cagnazzo’yu da hakladılar.
· Orada Cid ile karşılaştılar. Cid’in de Braon’u tahttan indirmek için kendi planları vardı. Cid, onları, saklandığı yer olan Enterprise’a götürmek istedi. Ancak ansızın ortaya çıkan bir tuzak onları köşeye kıstırdı. Kendileri ezmeye gelen iki duvar arasında sıkışmışlardı. Palom ve Porom kedilerini taşa çevirerek bu tuzaktan takımı kurtardı.
· Cecil, Yang, Tellah ve Cid gemiye binerek gökyüzüne açıldılar ama, Kain liderliğindeki Red Wings tarafından önleri kesildi. Kain, Rosa’nın Golbez’in esiri olduğunu söyledi ve Rosa karşılığında Troia’daki yer kristalinin kendilerine verilmesini teklif etti. Cecil başka şansının olmadığını düşünerek Troia rahiplerinden yer kristalini istemeyi planladı.
· Troia’ya gittiler ve oradaki yer kristalin Manyetik Mağara’da yaşayan bir Kara Elf tarafından çalındığını öğrendiler. Ayrıca orada Gilbert’i yaralı halde buldular. Gilbert onlara Echo Harp denilen bir item verdi. Bu itemin, Manyetik Mağara’da işlerine yarayacağını söyledi. Manyetik Mağara’ya ulaştıklarında mağaranın güçlü manyetik gücü yüzünden metal giysi ve silahları çıkardılar. Elf’e ulaştıklarında Gilbert’in müziğinin yankısı kalkanı yok etti ve metal giysi ve silahlarını yeniden kullanabildiler. Elf’i haklayıp kristali aldılar.
· Kain, takıma ulaştı ve onları Zot Kulesi’ne götürdü. Rosa’nın hapsedildiği odaya ulaştıklarında Kain ve Golbez tarafından önleri kesildi. Tellah Golbez’le karşılaştığında kontrolden çıkarak mükemmel büyü Meteo’yu Golbez üzerinde kullandı, ama büyünün stresi Tellah’ın yaşlı bedenini öldürdü. Golbez fazla yara almadan kurtuldu, ama Kain üzerindeki gücü kırıldı. Kain, Cecil ve Rosa’ya katıldı. Oradan ayrılırlarken Valvalis’in; rüzgar imparatoriçesinin saldırısına uğradılar. Onu yenip Baron’a hareket ettiler.
· Kain, Cecil’e yeraltındaki Agart kasabasına gidebilmeleri için Magma taşını verdi. Airship ile yeraltına; karanlık dünyaya geçebilecekleri deliğe gittiler.
· Airship magmaları aşamayacağından Dwarf Kale’sine doğru yaya devam ettiler. Dwarf Kale’sine gitmek istiyorlardı çünkü Kral Giott’un kendilerine yardımcı olacağından eminlerdi. Dwarf Kale’sine vardılar. Kral onlara dört kristalin yerini söyledi, hatta kristallerin biri kaledeydi.
· Cecil ve takımı kristali almadan önce Giott’un kızı Luca; bebeklerinin yanında olmadığını fark etti. Bebekler kristal odasındaydı ve Golbez tarafından kontrol ediliyorlardı. Bebekler onlara saldırdı ve ekip bebekleri yendi, ama Golbez’in kolu ortaya çıkıp kristali çaldı.
· Golbez, Cecil ile dövüşmek için kendini gösterdi ve bir ejderha çağırdı. Ejderha, aniden ortaya çıkan Rydia tarafından öldürüldü. Rydia Hayalet Canavarlar Adası’ndan yetişkin bir halde dönmüştü. Golbez’e yöneldiler. Yalnızca Cid, gemilerini upgrade etmek için geride kaldı
· Cecil, Rosa, Yang ve Kain Babel Kalesi’ne baskın yapmayı kararlaştırdı. Bu kale Rubicant’ın yaşadığı ve yeraltı ile yeryüzünü birbirine bağlayan devasa bir kaleydi. Golbez, çaldığı bütün kristalleri orada saklıyordu. Lugae ile, Rubicant’ın kızgın bilim adamı ile karşılaştılar. Onu yendiler ve ondan kalenin silahlarının saklandığı deponun anahtarını aldılar. Yang içeri girerek bütün kontrolleri bozdu ama dışarıdan saldırılmasın diye de kendini de içeri kilitledi. Cecil ve ekibi Golbez tarafından tekrar tuzağa düşürüldüler. Cid zor da olsa Enterprise ile onları kurtardı ve yeryüzüne kaçırdı. Kaçarlarken bir çığa neden oldular ve yeryüzü ile yer altı arasındaki geçit kapandı. Cid de içeri düştü.
· Cid’in asistanları Enterprise ile ilgilenmek için kaldılar, takıma hoverkraft verdiler. Ekip, Babel Kale’sine girebilmek için başka bir yol olan Eblan Mağarası’nı kullandı. Mağarada Rubicant ile savaşan Eblan’ın Ninja prensi ile; Edge ile karşılaştılar. Edge, Rubicant’a yeniliyordu ama Cecil ve takımı ona yardım etti. Edge’in zombileştirilmiş ailesi onlara saldırdı. İstemeyerek de olsa onları yendiler. Ve ardından da Rubicant’ın işini bitirdiler.
· Kristal odasını buldular ama yine bir tuzak ve taban birdenbire açıldı. Tüm ekip karanlığa düştü. Kendilerine geldiklerinde bir düşman gemisi bulup onunla kaçtılar. Dwarf Kale’sine döndüklerinde Eliot onlara son kristalin kalenin kuzeybatısındaki Lanetlenmiş Mağara’da oluğunu söyledi.
· Düşman gemisi, Enterprise’ın ulaşamadığı lavların arasına rahatça indi. Ama Golbez, Kain’i tekrar kontrolü altına aldı. Kain, ekibine ihanet ederek kristali çalarak ustasına götürdü. Bütün kristalleri ele geçiren Golbez, Lunarian’ların aydaki merkezine doğru yola çıktı.
· Cecil, Ay’da FuSoya ile karşılaştı. FuSoya her şeyin meydana gelmesine sebep olan hikayeyi; Kluya’nın ve Zemus’un hikayesini anlattı. Ayrıca onlara Golbez’in planının antik Babel Dev’ini uyandırmak ve bu sayede Yerkürenin yokoluşunu hızlandırmak olduğunu söyledi. Cecil ve ekibi çabucak Yerküreye döndüler ve savaşa hazırlandılar.
· Takım, devin içine girerek kontrol odasına sızmayı planlamıştı. Önce Dört İmparator tekrar ortaya çıktı. Azılı bir dövüşün ardından kazanan Cecil oldu. Kain de Golbez ile birlikte karşılarında belirdi. Ancak FuSoya Zemus’un büyüsünü kırmayı başardı ve bu sayede hem Golbez, hem de Kain bilinçlerini tekrar kazandılar.
· FuSoya ve Golbez, Zemus’u yenmek için harekete geçti. Cecil de onların peşinden gitti.
· Cecil, Kain, Rydia, Rosa ve Edge, Zemus’un uyuduğu Ay Çekirdeği’ne gittiler. Grup oraya ulaştığında FuSoya ve Golbez’i Meteo kullanarak Zemus’a saldırır halde buldular. Onu yenmeyi başardılar, fakat Zemus’un bedeninden Zeromus; ruhunun öfkesi yükseldi. Golbez kristal kullanarak Zeromus’u lanetlemeyi denedi ama Zeromus’un yanında karanlığın gücü olduğundan bunu başaramadı. Kristali Cecil’e verdi. Ve Cecil, kendisine en başından beri güvenenlerin de yardımıyla kristal kullanıldı. Sonucunda Zeromus’u yok etti.
· FuSoya sonsuzluk uykusuna geri dönmek istedi, Golbez de onunla beraber gitmeye karar verdi. Cecil, sonunda bütün günahları için kardeşini bağışladı. Grup yeryüzüne geri döndü. Cecil ve Rosa kral ve baron kraliçesi olarak taçlandırıldılar. Edge de Eblan Kralı oldu… Mutlu son ^
  Alıntı ile Cevapla
Eski 16.01.2010, 13:48   #4
Outlaws
Ziyaretçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Final Fantasy Hikayesi

Final Fantasy 5


Kral Tycoon, kristalle ilgili bir endişeye kapılır. Kristalin yaydığı huzursuzluk dünyayı kaplar ve bir göktaşı dünyaya doğru düşer. Rüzgarın kaynağı olan kristal parçalanır. Rüzgar durur. Baş karakter Bartz, Chocobo'suyla ne olup bittiğine bakmak için meteorun yanına gider. Goblin'lerin saldırısına uğrayan Reina'yı kurtarır ve Reina ile orada tanışır.
Çift meteorun yanında Galuf ile karşılaşır. Galuf hafızasını yitirdiğini söyler. Üçü birlikte, Rüzgar Türbesi (Wind Shrine)'a gitmeye karar verirler. Bunun için bir gemiye ihtiyaçları vardır, gemiyi elde etmeye çalışırken korsan Faris, onları yakalar. Fakat Reina'yı tanıdığı için Faris de bu gruba katılmak ister.
Tüm bu olanların X-Death adlı büyük kötülüğün altından çıktığı anlaşılır. Bu kötülüğün dünyayı tehdit ettiğini anlarlar. Dünyayı kurtarmak için dört tane kristali kurtarmaları gerekmektedir : Rüzgar, Toprak, Ateş ve Su kristalleri.
Son kristale ulaştıklarında Krile ile karşılaşırlar. Galuf'un hafızası yerine gelir ve her şeyi anlatır. Bunun ardından X-Death'in gerçek hedefinin Galuf'ün düyası olduğu anlaşılır. Oraya geçerler ve yaptıkları savaşta Galuf büyük bir mücadele göstererek kendini feda eder. Onun ölümüyle tüm güçleri Krile'a geçer. Yeni dünyaya geçtiklerinde, X-Death kendini gösterir. Uzun süren seyahatin ardından son savaşa çıkılır. Son savaşta X-Death yok edilir ve dünya üzerindeki bütün kötülükler yok olur.
  Alıntı ile Cevapla
'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 16.01.2010, 13:49   #5
Outlaws
Ziyaretçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Final Fantasy Hikayesi

Final Fantasy 6

İmparatorluk Askerleri Wiggs ve Vedge yanlarında gizemli bir kadın ve altlarında magi-tek adı verilen , teknoloji ile büyünün sentezi makinelerle Narshe şehrine girerler. Amaçları ''Donmuş Esper''i ele geçirmektir. Şehirde Narshe gardiyanlarının direnişi ile karşılaşırlar. Ama hiçbiri Magi-tek zırhlarının kuvvetine karşı koyamaz. En sonunda Donmuş Espere ulaşırlar. Esper ile gizemli kadının arasında büyülü bir bağ oluşur . Kadın bayılır. Uyandığında bir yatakta bulur kendini . Hafızasını yitirmiştir , adının terra olduğunu anımsar. Evin sahibi Returners adlı direniş grubundan biridir. Terraya imparatorluk askerleri tarafından beyninin yıkandığını söyler. Terra kime güveneceğini bilemez , o sırada Narshe gardiyanları eve gelir , bir imparatorluk askerinin bu evde saklandığını düşünmektedirler. Terra arka kapıdan kaçar ve Narshenin meşhur mağdenlerine girer. Orada imparatorluk askerlerinin saldırısı ile karşı karşıya kalır, Returners grubuna mensup bir hırsız tarafından moogle'ların yardımı ile kurtulur. Hırsızın adı Locke'tur , beraber yardım istemek için Figaro kalesine giderler. Kral Edgar onlara yardım edeceğini söyler. Terra'nın kafası hala karışıktır. Ertesi gün İmparatorluk askerleri Kefkanın komutasında Figaro kalesine gelir ve kadını teslim etmeleri konusunda Edgarı tehdit ederler. Edgar kabul etmez. Locke ve Terra ile chocobolara binip kaçarlar. Kefka Edgarı halkını yüzüstü bırakan bir kral olmakla suçlar, ama Figaro halkı kendini koruyacak teknolojiye sahiptir. Kale kumlara gömülür , Kefka ve askerleri çölün ortasında kalakalırlar. Locke , Edgar ve Terra , Edgarın ikiz kardeşi sabini bulmak için Kolts dağına giderler, orada Sabin'in kıskanç rakibi Vargas ile dövüşürler , Vargas çok kuvvetlidir. Grup son anda gelen Sabin'in yardımı ile kurtulur , Beraber Returnersin sığınağına giderler. Returners sığınağında, direnişçi grubun başkanı Banon Terranın normal bir insan olmadığını, imparatorluk ile savaşta belkide tek umut olduğunu söyler. İmparatorluk askerlerinin saldırısı ile Grup üçe ayrılır ve sığınaktan kaçarlar.
2-NARSHE'YE GİDEN ÜÇ AYRI GRUP
Returners sığınağının basılması ile grup ikiye ayrılıp oradan kaçar...
-Sal: Banon, Edgar, Terra ve Sabin tahta bir sal ile sığınaktan kaçarlar, Lete nehrinde ultros adlı dev bir ahtapotla karşılaşırlar, Sabin suya düşer , 3 kişi olarak Narsheye varırlar. -Güney Figaro: Locke , İmparatorluğun boyundurluğu altına girmiş olan güney Figaro'dan hırsızlık , kılık değiştirme ve gizli geçitler hakkındaki bilgisi ile kaçar, bir zindanda zincirlenmiş olan kadını kurtarır. Kadın imparatorluk askeri Celes Cheredir. Beraber kaçar ve Narsheye dönerler.
-İmparatorluk kampı : Sabin yabancı toprakların sahillerine vurur. Uyandığında ufak bir kulübenin yanına gider, Orada Shadow ile karşılaşır. Shadow esrarengiz bir ninjadır. Beraberce imparatorluk kampına sızarlar. O sırada imp. askerleri Doma kuşatmasını sürdürmektedirler. Cyan adlı şövalye krallığı korumak için cesurca savaşır , Kuşatma az kayıpla atlatılır. Fakat askerler yorgunluklarını atmak dinlenir ve su içerlerken teker teker ölürler. Kefka şehir suyunu zehirlemiştir. Cyan'ın yardımına koştuğu herkes ölür. En son girdiği odasında karısı kollarında hayata gözlerini yumar. Cyan hiddet içinde imparatorluk kampına saldırır. Orada Sabin ve Shadowdan yardım alır ve İmparatorluğa karşı savaşta onlara yardıma karar verir. Kamptan kaçarlar.
-Hayalet orman : Sabin , Cyan ve Shadow hayalet ormana girerler. Orada gizemli bir istasyondan gizemli bir trene binerler. Bu tren hayalet tren olarak adlandırılmaktadır. Hayaletlerin sahdırısı ile karşılaşınca trenden inmeye karar verirler. Ama tren onları indirmez. Yolcularını öbür dünyaya götürmekle yükümlüdür. Trenle savaşırlar. Galibiyetleri üzerine tren onları istasyonda indirir. Cyan karısını ve kızını istasyonda trene binerken görür, arkalarından koşsa bile eline geçen uzaklaşan yalnızca trenin görüntüsü ve biraz daha hüzün olur.
-Veldt : Shadow gruptan ayrılır. Sabin ve Cyan Veldtte yalnız kalırlar. Hayvanların saldırısı sırasında Gau adında bir çocukla karşılaşırlar. Çocuk aç olduğunu ve hayvanları incitmemelerini söyler. Onu doyururlar. Gau onlara katılmaya karar verir. Sabin ve Cyan narsheye gitmenin yolunu aramaktadırlar. Gau onlara ''parlak hazinesi''ni gösterir , bu bir dalgıç setidir. Beraber deniz yolu ile narshe şehrine giderler.

BİR ARADA SAVUNMA
Narshe şehrinde Returners büyükleri Terra'ın savaşta tek umut olduğunu söylerler, çünkü Terra yarı insan , yarı esperdir. Planları üzerinde uğraşırlarken İmparatorluk donmuş esperi almak için askerleri ile Narsheye gelir. Tüm ekip beraberce çalışır ve saldırıyı püskürtür. En sonunda Kefka ile karşılaşırlar. Kefka kaçar. Grup Donmuş esperin yanına gider. Terra bayılır , ardından şekil değiştirir ve esper formuna geçer. Uçarak uzaklaşır.
TERRA'YI ARARKEN
Terra'nın uçtuğu yöne doğru yola çıkarlar. Figaro kalesini kumların içinden batı topraklarına götürürler. Oradan güneye ilerler ve serserilerin şehri Zozo'ya varırlar. Zozo pek çok yönden tehlikeli bir şehirdir. Serseriler , hırsızlar katiller ve daha fazlası... En sonunda terra'yı bulurlar, Yanında yşı bir adam vardır. Adam adının ramuh olduğunu ve kendisinin bir esper olduğunu söyler, o sırada baygın olan terra anılar ile yüzleşmektedir...
TERRA'NIN ANILARI : MADUİN VE MADONNA
Madonna izinsiz esperlerin yaşadığı yere giden bir kadındır. Bir esper olan maduin onunla gizli bir aşk yaşar ve aşklarının meyvesi olarak bir çocukları olur. Adını Terra koyarlar. İmparator esper şehrinin yerini bulur ve tüm esperleri yakalar. Madonna imparatora terraya bakması için yalvarır . İmparator Terra'yı alır, Madonna'yı ölüme terkeder. Terra uyandığında nereye gitmeleri gerektiğini bilmektedir. Esperler fiziksel yaşamlarına son verir ve güçlerini muhafaza eden megicite taşlarına dönüşürler.
  Alıntı ile Cevapla
'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 16.01.2010, 13:50   #6
Outlaws
Ziyaretçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Final Fantasy Hikayesi

Final Fantasy 8

Uzun yıllar önce;
* Bir "Sorcerer/Tanrı" olan "Hyne" bütün insanlığın efendisi oldu. Güçlerinin bir kısmını "Sorceress"lara verdi. Sorceressların güçleri nesilden nesile aktarıldı. Birisi öldüğünde yerine yenisi geçmeliydi. Sadece bazı belirli kişiler Sorceress olma potansiyeline sahipti.
4000 yıl önce;
* "Centra Uygarlığı" dönemi… Centra iki imparatorluktan oluşuyordu. Batıda "Dollet" ve doğuda "Esthar". Dollet, askeri kuvvet konusunda kendisini geliştirirken, Esthar bilimsel açıdan gelişmekteydi.
80 yıl önce;
* Ayın yaratıklarla dolup taşması sonucu, yaratıkların bir patlamayla Dünya'ya doğru savrulması olayı yani "The Lunar Cry" Centra Uygarlığı'nı vurdu. Neredeyse yok olacaktı (ve ortasında kocaman bir krater meydana getirmişti.) Centra'nın mobil sığınakları (bilim ve/veya büyü gücü yardımıyla hareket edebilen dev binalar) çoğunlukla yıkılmıştı. Sadece iki tane kaldı. Onlar da Dollet İmparatorluğundaydı.
* Esthar halkı bilimsel toplumlarını yeniden kurmaya başladılar. Fakat Dollet, "Dollet", "Galbadia" ve "Timber" olmak üzere ülkelere (daha çok şehir konumunda) ayrıldı.
19 yıl önce;
* "Ellone" adında bir kız "Winhill" de dünyaya geldi. Kendi bilincini zamanda geri gönderme gibi bir güce sahipti.
18 yıl önce;
* "Sorceress Adel", Esthar ülkesi etrafını demir borularla çevirdi. Bunları Galbadia'ya karşı savaşırken kullandı. Galbadia ordusunu bir diktatör olan "Başkan Deling" yönetiyordu. Galbadia, Esthar ile pek çok çetin savaşa girdi. Galbadia, Esthar kadar, barışçıl bir topluluk olan Timber ile de savaşıyordu. Galbadia, Timber'ı ele geçirdi ve elinde tuttu. "Forest Owls" adlı direnişçi örgütün başları olan ve "Zone" ve "Watts" adındaki iki adamın babaları olan kişiler Timber'ın ele geçirilmesinin ardından öldürüldü. Yakın zamanda pek çok direnişçi örgüt ortaya çıkmaya başladı. Fakat hiçbirinin tek bir başarılı sayılabilecek eylemi yoktu. Zone ve Watts Forest Owls'u babalarından devraldılar.
* Galbadia'nın yaptıklarından ötürü umutsuzluğa düşen pek çok bilim adamı ve araştırmacı ayrılarak kendi şehirlerini kurdular. Adı "Fishermans Horizon"dı (FH). Bu şehir barışseverliğe adanmıştı.
* Adel, "Crystal Pillar"ın varlığını keşfetti. Bu taş dünyanın belirli yerlerinden (Esthar kıtası bölümünden) tepki vererek Lunar Cry'a neden olmaktaydı. Adel, onun "Lunatic Pandora" adı verilen özel bir duvar ile kuşatılmasını emretti. Pandora, Lunar Cry'ın etkilerini durdurmakla birlikte, istenildiği anda Lunar Cry'a yol açabilmekteydi.
* Hafifçe deli olan "Dr. Odine", "Guardian Forces" (GFler) olarak bilinen büyülü varlıklar üzerinde çalışmalarına başladı. İnsan zihninin onları kullanabileceğini (Junction edebileceğini) keşfetti. Bu sayede insanlar büyü kullanabilmekteydi. Odine, ayrıca Sorceressların güçleri üzerine de çeşitli çalışmalar yaptı ve kendi tasarımı olan mücevherleri oluşturdu. Bunlar Sorceressların güçlerini engellemekteydi.
* Üç Galbadialı asker olan "Laguna", "Kiros" ve "Ward" bir görevden Deling şehrine geri dönmekteydi. Galbadia Hotel'indeki bara uğradılar. Orada piyanist olan "Julia" nın performansını dinlediler. Julia, Laguna'yı odasına davet etti. Orada, zaten heyecanlı olan Laguna Julia'ya arzusunun bir gazeteci olmak olduğunu söyledi. Julia da bir şarkı yazmak istediğini söyledi, fakat sözler o geceye kadar aklına gelmemişti.
* Julia, Laguna hakkındaki şarkısı "Eyes on Me" yi yazdı. Daha sonra da Galbadialı "General Caraway" ile evlendi. "Rinoa" adında bir kızları oldu.
* Laguna, Kiros ve Ward devriye amacıyla Centra Kazı Bölgesine gönderildi. Yollarını kaybettiler ve bir tabur Esthar askeri ile karşılaştılar. Kapana kısıldılar ve tek kurtuluşları büyük bir yamaçtan atlamaktı. Laguna yaralanmadan kurtulmayı başardı. Fakat Kiros ve Ward kötü bir şeklide yaralandı. Ward sesini kalıcı olarak kaybetti.
17 yıl önce;
* Sorceress Adel, Esthar birliklerine gözetim altında tutacağı olası bir varis için arama emri çıkardı. Pek çok kız götürüldü. Winhill kasabasından Ellone adında bir kızı da götürmeye çalıştılar ama başaramadılar. Fakat bu sırada Ellone'nin ailesi öldürüldü. Daha sonra "Raine" adlı bir kadının himayesine girdi ve onun tarafından büyütüldü.
* Ward, politik bir hapishane olan D-District Hapishanesinde hademe olarak işe başladı. Kiros, başıboş bir halde etrafta dolanmaya başladı. Laguna ise daha önce Esthar'a bağlı olan küçük Galbadia kasabası Winhill'e yerleşti. Orada Raine adında bir kadınla tanıştı ve kasabanın etrafında dolanan yaratıkları öldürme işini kabul etti. Sonunda Raine'e aşık oldu ve onunla evlendi.
* Kiros, Laguna'yı Winhill'de buldu ve ona yaratık temizleme görevinde yardım etti. Sonunda Laguna hayalinin peşinden giderek dev bir dergi olan Timber Maniacs'da gazeteci olarak işe başladı.
* Laguna Winhill'e geri döndü. Hemen sonra Ellone Laguna'nın bütün çabalarına rağmen Esthar askerleri tarafından ele geçirildi. (Ellone Sorceress'in güçlerini alacak adaylardandı.) Laguna, Ellone'yi Esthar'a kadar takip etti. Fakat yolculuk çok uzundu. Biraz para kazanmak için o ve Kiros Trabia Canyon'da çekim yapan bir film şirketinde ekstra oyuncu olarak çalıştılar. Fakat film için kullanılacak ejderha yerine gerçeği ile karşılaştılar.
* Esthar yolunda Laguna bir yamaçtan aşağı yuvarlandı. "Shumi Kabilesi" tarafından bulundu. Kabile ona 6 ay boyunca baktı ve sağlığına kavuşmasında yardımcı oldu. Bu süre boyunca kabilede derin bir etki bıraktı ve "Moomba"lara konuşmayı (onun adını söylemeyi başarmışlardı.) öğretmeye çalıştı.
* Laguna, Ellone'yi ararken; Raine, "Squall" adında bir bebek dünyaya getirdi.
* Laguna, Esthar'daki Lunatic Pandora Laboratuarı'na ulaştı. Orada yakalanarak Dr. Odine'nin deneyleri için zorlandı. Burada daha fazla Moomba ile karşılaştı. Kiros ve Ward onu kurtardı. Birlikte Dr. Odine'nin odasına girdiler ve Ellone'yi kurtardılar. Onu kurtarmadan önce Odine, Ellone'nin beyin dalgaları örneğini bilgisayarına aktarmayı başardı. Bu sayede Ellone'nin zaman değiştirici güçlerini oluşturabilen bir makine oluşturmayı başardı. Makineye "Ellone Junction Makinesi" adını verdi.
* Laguna, Sorceress Adel'den kurtulmak için asi bir grupla birleşti ve zekice bir plan yaptı. Ona fiziksel olarak zarar veremeyecekleri için, onu kandırıp özel bir konteynırın içine hapsettiler. Konteynırı uzay araçlarıyla uzaya gönderdiler ve "Esthar Uzay İstasyonu"ndan devamlı izlemeye aldılar. Konteynırın anti yayın yapıcı dalgaları bu andan itibaren bütün dünyayı etkileyerek bütün radyo yayınlarını engelledi. Planın bir parçası olarak, Crystal Pillar'ı Lunatic Pandora'dan çıkarıp okyanusun derinliklerine gönderdi. Böylece Lunar Cry'ın gerçekleşmesi tamamen ortadan kalkmış olacaktı.
* Laguna, Esthar başkanı olarak aday gösterildi. Esthar'ı dünyanın geri kalanına kapatma kararı aldı. Bunun nedeni bir yönden savaşlara son vermek, bir yönden de dünyanın daha Esthar'ın teknolojisi ve bilimine hazır olmadığını düşünmesiydi. Kiros ve Ward onun yanında asistanları olarak kaldılar.
* Laguna, Ellone'yi Winhill'e geri gönderdi. Fakat Raine bilinmeyen nedenlerden ölünce gidecek hiçbir yeri kalmamıştı. Cid Kramer ve Edea'nın yetimhanesine gönderildi. Squall da onunla beraber oraya gitti.
13 yıl önce;
* Gelecekteki bir Sorceress olan Ultimecia, "Time Compression" (İleri bakınız) dan döndü ve kayboldu. Güçleri Edea Cramer tarafından alınmıştı. Cid ve Edea onun şeytani olduğunu fark ettiler. Bunun üzerine Sorceressların güçlerine karşı savaşacak askerler yetiştiren bir okul kurma fikrini buldular. Okula "Garden", oradan mezun olanlara da "SeeD" adını verdiler. Cid gerekli yatırımı sağlamak için Shumi Kabilesi'nden "NORG" ile anlaştı. Üç Garden kuruldu; Balamb Garden, Trabia Garden ve Galbadia Garden. Balamb ve Galbadia eski Centra sığınakları üzerine kuruldu. NORG kendisini Garden Master ilan etti ve Balamb Garden'ın en dip köşesine yerleşti. Onun adamları da ayrıca oraya yerleşerek Cid'in işini yapıp yapmadığını kontrol ediyorlardı.
* Yetimhanedeki bütün çocuklar sonradan Gardenlara yerleştirildi. Squall, Zell, Seifer ve Quistis, Balamb Garden'a (Cid'in müdürü olduğu okula); Selphie, Trabia Garden'a ve Irvine, Galbadia Garden'a gönderildi.
* Edea da kendi SeeD topluluğunu yetiştirdi ve onlara "White SeeD" adını verdi. Ellone'nin Sorceress olma potansiyelini ve zaman ile ilgili gücünü keşfetti. White SeeDlere görevlerini verdi: Ellone'yi ne pahasına olursa olsun korumak. Onlara ayrı bir gemi verildi ve diğer SeeDlerden ayrı tutuldular.
* Julia Heartilly (Caraway) bir trafik kazasında yaşamını kaybetti.
Günümüz;
* Ultimecia'nın aklı zaman içinden geçerek sonunda Edea'yı kontrol etmeye başladı. Amacı zamanı belirli bir anda (sadece Ultimecia'nın hayatta kalabileceği bir anda) sıkıştırmaktı. Bu arada Garden az veya çok asker yetiştirme merkezine dönüşmeye başlamıştı ve esas amaçları unutulmuştu. Üzücü bir şekilde Cid karısına savaş açmak için hazırlanmaktaydı fakat karısının içindeki Sorceress'tan daha güçlü olup ona karşı koyacağını umarak bunu hep erteliyordu.
* Edea, Galbadia'yı yönetme planları kuruyordu. Bunu da Galbadia'nın diktatör başkanı Vinzer Deling'in gözüne girerek yapacaktı. Yeni dostluğunu 18 yıldır kullanılmamış olan uydu yayın teknolojisi ile anons etme kararı almıştı. Fakat kalan tek uydu alıcısı Dollet şehrindeydi. Dollet, ordusuna orayı zorla ele geçirmeleri ve alıcıyı tamir etmelerini emretti.
* Rinoa, Deling şehrindeki babasından kaçıp Timber'a gitti ve orada Galbadia'dan kurtulup bağımsızlığa ulaşmayı uman pek çok asi gruptan biri olan Forest Owls'a katıldı.
* Devamlı olarak yapılan GF Junctionlarının hafızada etkilere yol açtığı belirlendi. Belirli bir süre sonra Squall ve diğerleri yetimhanedeki çocukluklarını tamamen unutmuşlardı.
* Selphie, Trabia Garden'dan Balamb Garden'a transfer oldu.
* Ellone de bilinmeyen nedenlerden ötürü Balamb Garden'a geldi.
* Balamb Garden'da Seifer sonuçta küstah ve ne yapacağı belli olmayan bir öğrenci haline geldi. SeeD saha testinde emirlere uymadığından iki kere başarısız oldu. İlginç bir şekilde öğrenci disiplin komitesinin başına getirilmişti. "Fujin" ve "Raijin" adında iki dostu ona yardımda bulunuyordu. Squall (yetimhanedeki en küçük çocuk) Seifer'a rakip olan, inanılmaz gunblade yeteneklerine sahip fakat aksi, huysuz ve içine kapanık bir öğrenciydi. Quistis ise bir dahiydi. 17 yaşında SeeD, bir yıl sonra da eğitmen olmuştu.
* Squall ve Seifer (her ikisi de Quistis'in öğrencisiydi) bir dövüşte birbirlerini gerçek gunbladelerle yaraladılar. Her ikisi de alınlarında ömürleri boyunca taşıyacakları yara izleri açtılar. Ertesi gün Squall'ın SeeD saha testi vardı. Fakat ondan önce belirli bir süre içinde Fire Cavern'a gidip oradaki GF'i yani Ifrit'i alması gerekiyordu. Quistis onunla birlikte oraya giderek ona destek oldu.
* Ertesi gün SeeD saha testi için son sınıf bir SeeD olan Xu senaryoyu gösterdi. Dollet şehri Galbadia tarafından kuşatma altına alınmıştı ve onları durdurmak için SeeD kiralanmıştı. Squall'ın timinin (ki buna Zell de dâhildi) başkanı Seifer'dı. Hiç mutlu olmasa da Squall ondan bekleneni yaptı. Yakındaki Balamb şehrine gittiler ve oradan da suda hazır durumdaki ulaşım araçlarına geçtiler.
* Takım, yollarındaki engelleri aşma ve merkez meydanda bekleme görevi almıştı. Öyle yaptılar ama Seifer sabırsızlanarak yoluna tek başına devam etti. Squall ve Zell onu takip ettiler (ne de olsa o hala liderdi). Komünikasyon kulesine ulaştılar. Seifer yine tek başına yukarı devam etti. Selphie bir mesajı ulaştırmak için ortaya çıkmıştı. Mesaj 30 dakika içinde geri çekilme emri içeriyordu. Seifer'ı takip ettiler ve Galbadia ordusundan Binbaşı Biggs ve Teğmen Wedge'in komünikasyon kulesini aktif hale getirmesini engellemeye çalıştılar fakat başarısız oldular.
* Yenilen Wedge ve Biggs dev bir örümcek robot olan X-ATM092'yi SeeDlerin üzerine saldı. Dollet şehri sokaklarında robot tarafından kovalandılar ve en sonunda kıyıya vardılar. Quistis en sonunda ulaştırma aracı üzerine monte edilmiş makineli ile ateş ederek birkaç yüz mermide robotu yok etmeyi başardı.
* Wedge ve Biggs'in (Dollet komünikasyon kulesinde olanlardan dolayı) rütbeleri düşürüldü.
* Sadece Squall, Zell, Selphie ve Nida adında başka bir öğrenci SeeD saha testini geçebildi. Seifer emirlere itaatsizliğinden dolayı yine başarısız oldu. Selphie, Squall'a okul festivali komitesine katılıp katılmayacağını sordu. Squall çekimser kaldı. Büyük SeeD dansı o gece gerçekleşmekteydi.
* Rinoa, Cid'den Forest Owls'a ücretsiz yardım edip edemeyeceğini sormak için Balamb Garden'a geldi. Cid öneriyi kabul etti. Squall onunla orada karşılaştı ve her ne kadar karşı çıksa ve dans kabiliyeti olmasa da Rinoa ile unutulmaz bir dans sergilediler. Quistis, Squall'a yaklaştı ve ondan kendisiyle Training Center'da buluşmasını istedi.
* Orada, Quistis ona öğrencilerin saatlerce takıldığı yeri gösterdi. Ona, Seifer'ın asiliğinden dolayı eğitmenliğinin geri alındığını ve artık normal bir SeeD olduğunu söyledi. Açıkçası bu Squall'ın pek de umurunda değildi. Çıkışa giderken Ellone'nin Training Center'da tutulan bazı yaratıkların saldırısına uğradığını gördüler (tabii ki Squall hafıza kaybından dolayı onu hatırlamadı). Savaştan sonra Ellone, White SeeD korumaları tarafından götürüldü.
* Squall'ın ilk SeeD görevi Timber'a gidip (Selphie ve Zell de onunlaydı), Rinoa'ya destek olmaktı. (Cid onlara Magical Lamp adında bir eşya da vermişti. Bu eşyayı kullanmak GF "Diablos" ile savaşmanıza ve eğer yenerseniz onu Junction edebilmenize yaramaktaydı.) Fakat yolda Ellone'nin güçleri nedeniyle sersemleyerek uykuya daldılar. Ellone'nin insanların zihinlerini geçmişe gönderme gibi bir yeteneği vardı. Squall ve diğerleri olayları Laguna, Kiros ve Ward'ın gözlerinden görmekteydi (Julia'yı içeren sahne.) Şaşırmış bir halde uyandılar ve Timber'a doğru devam ettiler.
* Rinoa, Squall, Zell ve Selphie çok tehlikeli bir kaçırma operasyonu düzenleyeceklerdi. Başkan Deling'i trenle Deling Şehri'ne giderken kaçıracaklardı. Önceden kaydedilmiş sesiyle başkanın ve vagonun ayrıntılı bir kopyasını hazırlamışlardı. Bu kopya vagonu gerçeğiyle karışık bir metotla değiştireceklerdi. Başkana yaklaştılar fakat onun sadece bir kopya olduğunu anladılar. Gerçek olan çoktan Timber'a varmıştı ve yeniden çalıştırılan Dollet Komünikasyon sistemi sayesinde bir anons yapmaya hazırlanıyordu.
* Deling, anonsu yapmıştı fakat ardından Garden'dan tek başına kaçmış olan Seifer'ın saldırısına uğradı. Quistis oraya ulaştı ve SeeDleri Seifer'ı durdurmaları için teşvik etti. Onunla yüzleşirken Zell yanlışlıkla onun SeeD'in bir parçası olduğu gerçeğini ağzından kaçırdı. Seifer rehin aldığı başkan oradan uzaklaştılar. Seifer, Sorceress Edea ile karşılaştı ve onunla giderek onun şövalyesi (yani dalkavuğu) olmayı kabul etti.
* Cid ve NORG daha fazla bekleyemediler ve Edea'nın suikastı planını Galbadia Garden müdürü Martine'ye ulaştırdılar. Deling Şehri'ndeki bağlantı Rinoa'nın babası General Caraway olacaktı. Plan Galbadia Garden'dan gelen bir keskin nişancıyı da içermekteydi. Fakat Martine planda değişiklikler yaparak Balamb'dan gelen SeeDleri de plana kattı. Böylece plan başarısız olursa bütün suç onlara atılabilecekti.
* Squall, SeeD arkadaşları ve Forest Owls aranmaktaydı. Galbadia Garden yolundaki Doğu Akademi İstasyonu'na kaçtılar. Rinoa'nın iki yardımcısı Zone ve Watts biletleri olmamasına rağmen bir şekilde kaçmayı başardılar. Daha sonradan da Edea'nın White SeeD gemisine geçtiler.
* Galbadia Garden yolunda ormandan geçerken yine sersemleyerek başka bir Laguna rüya sekansına daldılar (Bu seferki Centra Kazı Bölgesi ile ilgili olandı).
* Quistis onları resepsiyon odasına çağıran Martine'yi buldu. Orada suikast mesajını iletmekle görevli Raijin ve Fujin ile karşılaştılar. Ayrıca Seifer'ı arıyorlardı.
* Irvine, Galbadia'nın keskin nişancısı, Squall ve ekibine katıldı. Deling Şehri'ne giden trene bindiler. General Caraway'in Malikanesine girmeye çalıştılar ama kapıdaki koruma tarafından durduruldular. Malikaneye girip suikast görevine devam edebilmek için ufak bir testten geçmeleri gerekiyordu. Unknown King'in mezarına girip oraya girmeyi deneyen son SeeD'in kimlik numarasını almaları gerekiyordu. Oraya gittiler ve numaranın yanında ikiz GF "Minotaur" ve "Sacred" ile karşılaştılar. Onunla savaşıp yenince GFler kendilerini Junction etmelerine izin verdi.
* Deling Şehri'ne geri döndüler ve Rinoa'nın babası General Caraway ile görüştüler. Caraway, Rinoa'nın göreve gitmesini yasakladı ve görevi diğer beş SeeD'e anlattı. O gece Edea'nın şerefine yapılan bir geçiş töreni vardı. Sniper ekibi olan Squall ve Irvine Başkanlık Binası'nın çatısında bekleyecekti. Geçit takımı ise (Quistis, Zell, Selphie) Edea "Arch of Triumph" geçidinden geçerken orada bulunan mekanizma ile onu kapana kıstıracaktı. Tuzağa düştüğü zaman Irvine ataş edecek, ıskalarsa Squall birebir dövüşle ona arka çıkacaktı.
* Squall, Irvine ve Caraway yerlerine geçmek üzere oradan ayrıldılar. Rinoa, Dr. Odine patentli Sorceress engelleyici mücevherleri kullanmayı önerdi fakat Quistis onunla dalga geçti. Bu nedenle Rinoa bu işi kendi yapma kararı aldı ve Caraway Malikanesi'nden Başkanlık Binası'na giderek oranın en üst katına tırmandı. Bu sırada Quistis söylediklerinin biraz zalimce olduğunu düşünerek Zell ve Selphie ile Caraway Malikanesine geri döndü. Fakat oraya ulaştıklarında Caraway'in paranoyak davranışları nedeniyle Rinoa yerine kendileri kapalı kaldılar.
* Rinoa, Edea'ya madalyonla yaklaştı ama Edea onu bir büyü akımıyla vurdu. Edea halka konuşmasını yaparken Rinoa sersemlemiş bir halde orada durdu. Edea halka yeni bir terör hükümdarlığının başladığını ilan etti. Bunları söyledikten sonra pençe gibi elleriyle Başkan Deling'i öldürdü. Edea taştan iki ejderhayı canlandırdı. Ejderhalar Rinoa'ya saldırdı. Squall ve Irvine yaratıkları ortadan kaldırmak için çabucak Başkanlık Binası'nın en üst katına tırmandılar. Rinoa'yı kurtardıktan sonra çatıya doğru devam ettiler.
* Quistis ve diğerleri Deling Şehri lağımlarına açılan gizli bir geçit buldular. Lağımlarda ilerleyerek Arch of Triumph'a ulaşıp Edea'yı hapsetmeyi başardılar. Irvine cesaretini kaybetti ve neredeyse ateş edemeyecek duruma geldi. Ama Squall onu ikna ederek bunun suikast mermisi değil bir sinyal olduğunu söyledi. Irvine isabetli bir şekilde ateş etti ama mermi Edea tarafından durduruldu. Squall çatıdan aşağıya atladı ve en yakındaki arabaya atlayarak geçide doğru ilerledi. Edea'nın olduğu yere çıktı ve onunla yüzleşti. Fakat artık Edea'nın sağ kolu olan Seifer tarafından durduruldu.
* Squall, Seifer'ı yenmeyi başardı ve Edea ile dövüşmeye başladı (Rinoa ve Irvine ona yardım etmeye geldiler). Fakat Edea bir buz saldırısı ile karşılık verdi. Gönderdiği buzlardan biri Squall'a saplandı. Edea onu iyileştirdi. Seifer onu (ve Quistis, Zell, Selphie, Rinoa) D-District Hapishanesi'ne götürdü. Amacı onu sorguya çekmekti. Baygınken o ve Quistis Winhill'de geçen başka bir Laguna rüya sekansı geçirdiler. Bu sırada Zell de Ward olarak, uyandığında bulunduğu hapishanede temizlikçi olduğu bir sekans geçirdi.
* Başkan Deling'in ölümüyle Galbadia'nın kontrolü Edea'ya geçmişti. İlk yapılması gereken iş olarak da Gardenlara füze yollanması gerektiğini düşünüyordu. Bunu yapmak için de oldukça geçerli bir nedeni vardı: Seifer'ın Timber'da başkana saldırısı. Füzeler Trabia Garden ve Balamb Garden'ı hedef almıştı.
* Irvine, General Caraway tarafından Rinoa'yı (SADECE Rinoa'yı) hapishaneden kurtarması için görevlendirilmişti. Rinoa onunla beraber gitti fakat bunu öğrenince çok öfkelendi ve Irvine'ı geri dönmeye zorladı.
* Moombalar da hapishanede görevli olarak çalıştırılmaktaydı. Bir tanesi Zell, Selphie ve Quistis'in oldukları hücreye yiyecek götürüyordu. Yakındaki bir muhafız ona vurdu. Zell de muhafıza saldırdı. Zell hücreden kaçıp herkesin silahlarını geri getirme kararı aldı ve öyle yaptı. Teğmen Biggs ve Er Wedge hücreye girip muhafızları dövdükleri için onlara birer ders vermeyi planlıyordu. Fakat karşılarında tamamen silahlanmış mahkumlar buldular. Takım onları yenip hapishanede ilerlemeye başladı.
* Squall'a Seifer tarafından işkence ediliyordu. Seifer, SeeD'in gerçek anlamını öğrenmek istiyordu. (Squall bir SeeD olduğuna göre onun bunu bildiğini düsünüyordu) Squall ise paralı asker olarak çalışmaları dışında SeeD hakkında başka bir şey bilmiyordu. Boş bir şekilde işkencesine devam edildi. Zell ve diğerleri tarafından silahlarına yeniden kavuşmuş bir şekilde kurtarıldı. Bazı Moombalar da onlara yardım etmişti. Squall, Moombaların söyleyebildiği tek sözcük olan "Laguna" karşısında hayrete düşmüştü.
* Zell onlara yardım ederek hapishanenin en alt katındaki araca ulaşmalarını sağladı. Fakat yazık ki bir çıkmaza yönelmişlerdi. Hapishane kumlar altına gömülüydü. Tam o sırada Irvine (ve yanında Rinoa) onları muhafızlardan korumak için oraya varmıştı. O, hapishanenin en alt katındaki aracı bulmaya giderken, Squall da en üst kata çıktı.
* Orada dışarı açılan bir kapı bulmayı başarmıştı. Ama bunun aslında hapishanenin diğer bölümlerine açıldığını fark etti. Hapishane kendisini kumlara gömmeye başladı. Squall bir kirişe tutunarak (daha önce bir köprüydü) gömülmekten kurtuldu. Herkes bir şekilde kurtulduktan sonra bir çöl buggysine atlayarak oradan uzaklaştılar.
* İlk füzeler Trabia Garden'a ateşlenmişti ve oraya çok büyük hasar verdi. Balamb Garden'a gerçekleştirilecek olan füze saldırısını önlemek amacıyla parti ikiye ayrıldı. Selphie'nin grubu Missle Base'e giderek füzelerin ateşlenmesini engellemeye çalışacaktı. Squall'ın grubu ise Balamb Garden'a gidip oradakileri yaklaşan tehlikeye karşı uyaracaktı. Garden'a gidebilmek için bir tren kaçırdılar.
* Selphie ve diğerleri çalıntı buggyde Missle Base'e girmelerini sağlayacak olan üniformaları (ve iç kısımlara ulaşmaları için kimlik kartı) buldular. İçeride birkaç ayak işi yaparak çalışanları şaşırtmaya çalıştılar. Böylece güç odasına girdiler ve gücü kesmeyi denediler (işe yaramamıştı), bir füzenin yerine oturmasına yardımcı oldular ve sonunda füze sistemine giriş yaptılar. Hata payını olabilecek en yüksek değere getirdiler (bir önlem olarak) daha sonra da merkez üsse giderek birkaç muhafız ile dövüştüler. Orada bulunan mekanizmaları kurcalayarak üssün kendi kendini imha sekansını harekete geçirdiler. Fakat ne yazık ki füzelerin ateşlenmesini engelleyememişlerdi ve füzeler Balamb Garden'a doğru ilerlemeye başladı. SeeDlerin kaçmasından önce dev bir robot onlara saldırdı. Ona çok ağır bir biçimde hasar vermeyi ve üssün patlamasından önce içine girmeyi başardılar. Fakat robot tamamen kontrolden çıkmıştı ve onun içine kapalı kalmış bir biçimde okyanusta sürüklenmeye başladılar.
* Squall, Garden'a ulaştığında orasının tam bir kargaşa içinde olduğunu gördü. NORG, Cid'i arıyordu. Eğer onu Edea'ya teslim ederse Edea'nın Garden'ı yok etmesini engelleyebileceğini düşünüyordu. Cid ofisinde saklanmaktaydı. Öğrenciler, Garden Master ve Cid yandaşları olmak üzere ikiye ayrılmıştı. Squall Xu'yu bulmayı başardı ve onu füze saldırısına karşı bilgilendirdi. Xu onları Cid'in yanına götürdü. Cid onlara Garden'ın eskiden Centra Sığınağı olarak kullanıldığını söyledi. Fakat sığınağın güçleri tam olarak bilinmemekteydi. Füze saldırısına karşı koyup koyamayacağını anlaması için onların Garden'ın MD seviyesine inmesine izin verdi. Squall ana kontrolleri bularak Garden'ı hareket edebilen bir bina haline gelmesini sağladı. Önceki pozisyonundan ayrılarak füzelerden kıl payı kurtuldu.
* Öğrenciler Garden'ı nasıl yönlendireceklerini düşünürken Squall NORG'un yaşadığı B1 seviyesine çağırıldı. NORG onları planlarını bozmakla suçladı ve onlara saldırdı. Squall NORG'u yenmeyi başardı. (Daha sonra Shumi Kabilesi'nden Balamb Garden'a NORG'un davranışları adına özür dilemek için geldiler.)
* Squall Cid ile görüştü. Cid ona sonunda SeeD'in gerçek anlamını söyledi: Sorceress'i yenmek. Daha sonra esrarengiz bir gemiyle karşılaştılar: White SeeD gemisi. Amaçları yerine getirmek için Ellone'yi Garden'dan aldılar. Squall oldukça şaşırmıştı ve Laguna ile ilgili rüyaları hakkında daha çok şey öğrenmek istiyordu. Fakat Ellone anlatmayı reddetti, sadece bu olayların geçmişte yaşandığını ve onun bunları değiştirmeye çalıştığını söyledi.
* Gemi daha sonra onlarla savaşan Galbadia gemilerine rastladı. Fakat savaşın ortasında Laguna tarafından gönderilen Estharlı Kurtarma Operasyon Timi devreye girdi. Ellone onlarla birlikte Esthar'a gitti.
* Balamb Garden kontrolsüz bir şekilde ilerlerken Fishermans Horizon'a çarptı. Belediye Başkanı Dobe, SeeDlerin burada olmasından dolayı çok öfkelendi (dövüşmekten nefret ederdi.) Galbadia FH'ye saldırdığında korkuları gerçek oldu. Ellone'yi arıyorlardı. Başkan, askerlerle uzlaşmak için yanlarına gitti ama neredeyse öldürülecekti. Squall tarafından kurtarıldı. Bu sırada Selphie ve diğerlerinin içinde olduğu büyük bir makine Squall'a saldırdı. Squall onu yok etmeyi başardı ve Selphie ile diğerleri nihayet ortaya çıktılar.
* FH'li teknisyenler Garden üzerinde tamirat yaparken Selphie de bir konser sahnesi kurmuştu. O, Quistis, Zell ve Irvine enstrümanları çalıp bir konser verirken; Rinoa, Squall'a yaklaşıp onu oraya götürdü. Ona her zaman sadece kendisine güvenmemesi dostlarının o ihtiyacı olduğunda daima yanında olacaklarını söyledi.
* Garden'a geri döndüklerinde Nida'ya (dördüncü yeni SeeD üyesi ve Garden'ın pilotu) Balamb Şehri'ne gitmesi emri verildi. Eğer Galbadia Ellone'yi kıyı şehirlerinde arıyorsa gidecekleri en mantıklı yer orası olurdu. Oraya vardıklarında Galbadia'nın kontrolünde olduğunu gördüler.
* Squall, Ellone hakkında bilgiye sahip olduğunu iddia etti. Böylece Galbadialı askerler onun içeri girmesine izin verdiler. "Yüzbaşı" diye çağırdıkları adamı aramaya koyuldu ki o adamın Raijin olduğu ortaya çıktı. Raijin, Seifer'ın emirleri üzerine onlara saldırdı. Daha sonra "Komutan" Fujin'in yardımını istedi. Squall onları yendi. Onlar kaçarken Balamb da Galbadia'nın geçici tutsaklığından kurtulmuş oldu.
* Selphie, Cid'e şimdi de Trabia Garden'a gidip gidemeyeceklerini sordu. Cid kabul etti. Oraya gittiklerinde tam bir enkaz buldular. Yıkılmış bir basketbol sahasında buluştular. Irvine çocukluğu hakkında konuşmaya başladı. Diğer SeeDlerin de hafızaları yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Yetimhaneyi anımsadılar, Ellone ve "Matron" olarak çağırdıkları Edea'yı. Ama yine de dünyanın iyiliği için Edea'yı yenmeleri gerekiyordu.
* Eski yetimhaneye gitme kararı aldılar fakat oraya ulaştıklarında Galbadia'nın da harekete geçmiş olduğunu gördüler. Cid çıkabilecek savaşın olası sonuçlarından dolayı (SeeDlerini ya da karısını kaybetmek) yetimhanenin yıkıntılarına kaçtı. Galbadia, Balamb'a saldırıda bulundu. Son teknoloji hava birimleri kullanıyordu. Zell avluya giderek düşmanı püskürtmeye çalışıyordu. Fakat bir çarpışmadan dolayı avlu yıkıldı ve beraberinde Rinoa da oradan aşağıya kaydı. Bulabildiği bir çıkıntıya tutunarak orada asılı kaldı. Zell hemen Squall'ın yanına giderek onu durumdan haberdar etti ve bir yardım bulmasını söyledi. Squall bunu yapmadan önce kayıp bir çocuğu bulması istendi. Onu üçüncü katta buldu fakat başka bir hava birimi onu duvara yapıştırdı.
* Çaresizlik içinde, Squall arkasındaki acil durum kapısını açtı ve ikisi birlikte oradan dışarı uçtular. Squall düşmanı yendi ve jetpackini aldı. Aşağı inerken Rinoa'yı da kurtardı. O ve Rinoa (ve diğer SeeDlerin de katılımıyla) Galbadia Garden'a girdiler. Raijin ve Fujin ile karşılaştılar. Fakat onlar bile Seifer'ın bu defa fazla ileri gittiğini düşünerek gitmelerine izin verdiler. Seifer ile karşılaştılar ve onu yendiler. Nihayet Edea ile yüz yüze geldiler ve onu son bir kez daha yendiler.
* Edea savaştan bütün Sorceress güçlerini kaybetti. Fakat güçleri Rinoa tarafından alındı ve yeni Sorceress, Rinoa oldu. Ultimecia onu kontrol etmek için hiç vakit kaybetmedi. (Rinoa daha hazır olmadığı için bu kontrol Edea'nınki kadar kuvvetli değildi.) Rinoa, Seifer'ın kulağına artık yönetimin onda olduğunu fısıldadı. Ayrıca Lunatic Pandora'yı okyanustan çıkarmasını söyledi. Ultimecia, Lunatic Pandora'yı Lunar Cry'ı gerçekleştirmek için istiyordu. Böylece Adel'in vücudunu tutulduğu yerden dünyaya geri getirebilecekti. Rinoa bunlardan sonra derin bir komaya girdi.
* Edea yetimhaneye dönüp kocası Cid ile yeniden birleşti. Davranışlarından ötürü SeeDlerden özür diledi ama ne yazık ki Rinoa'yı nasıl iyileştirebileceği konusunda bir fikri yoktu. Squall revire Rinoa'nın yanına giderek orada onunla biraz zaman geçirdi. Tam bu sırada başka bir Laguna rüya sekansına daldı. (Trabia Canyon ile ilgili olan) ama bu seferkinde Ellone onunla konuştu. Uyandığında Ellone'nin Rinoa'yı iyileştirmek için yardımcı olabileceğini düşündü. Edea'nın yanına gitti. Edea ona bir mektup verdi. Mektup sayesinde White SeeDler Ellone'yi ona emanet edebileceklerdi.
* White SeeDler Ellone'nin Esthar'a götürüldüğünü söyledi. Squall oraya gitme kararı aldı. Oraya gitmenin tek yolu FH'den geçen bir köprüydü. Squall oraya yöneldi. Diğer SeeDler ve Edea ile karşılaştı. Edea da Esthar'a gitmek istiyordu. Rinoa hakkında Dr. Odine'ye danışmasını söyledi. O belki bir şeyler biliyor olabilirdi.
* Sonunda Esthar kıtasına vardılar ama hiç şehir göremediler. Artık tamamen kurumuş olan Great Salt Lake'e girdiler ve ilerlemeye devam ettiler. En sonunda gizli bir geçit buldular. Bu geçit büyük Esthar'ı dünyanın geri kalanından saklayan dev kalkanın girişiydi. Fütüristik bir asansör ile şehrin içlerine doğru hareket ederken son Laguna rüya sekansına girdiler (Lunatic Pandora ve Odine'nin Laboratuarı)
* Dr. Odine'nin yanına ulaştılar. Fakat Dr. onlara Ellone'nin şu anda uzayda olduğunu ve Squall'ın onunla görüşmek için oraya gitmesi gerektiğini söyledi. Bunun üzerine Squall Esthar yakınlarında bulunan Lunar Launch Pod'a gitti. O, Rinoa ve gruptan bir başkası Lunar Base'e ateşlendi. Squall dünyadaki kontrolü Zell'e bıraktı. Laguna da uzaydaydı. Adel'in konteynırını kontrol etmekteydi.
* Zell, Odine'nin yanına döndü. Lunatic Pandora'nın saklı olduğu yerden çıkartılıp Galbadialılar tarafından Lunar Cry'ın gerçekleşeceği Tears Point'a götürülmekte olduğunu öğrendi. Zell ve arkadaşları Lunatic Pandora, Esthar Şehri'nden geçerken ona binmeyi denediler. Girmeyi başardılar fakat hemen dışarı atıldılar.
* Squall, Ellone'yi buldu fakat Rinoa'yı kurtarmasını isteyemeden Rinoa yeniden Ultimecia'nın kontrolüne girdi. Adel'i tutan kilitlerden ilkini uzay istasyonunda açtı. Daha sonra ikinci kilidi fiziksel olarak açmak için bir uzay elbisesi alarak dışarı çıktı. Tam o sırada Lunatic Pandora Tears Point'a ulaşarak Lunar Cry'a neden oldu. Adel, dünyaya inen yaratıkların etkisiyle dünyaya ilerlemeye başladı ve Lunatic Pandora'ya indi. Ultimecia bunun ardından Rinoa'yı ölüme terk etti.
* Lunar Base yaratıklar yüzünden yıkılmaya başlamıştı. Squall ve diğerleri (Ellone, Lunar Base'in başı Piet ve Laguna da dahil olmak üzere) bir podun içinde kaçtılar. Squall, Ellone'den Rinoa'nın hatıralarını göstermesini istedi. Ellone bunu yapınca Rinoa'nın Sorceress adaylarından biri olduğunu ve Ultimecia tarafından kontrol edildiğini fark etti. Fakat Squall, Rinoa'nın uzayda ölmesini reddetti ve kendi uzay giysisini giyerek onu bulmaya çıktı.
* Squall ona ulaştı ama ne yazık ki oksijen seviyesi onunla birlikte poda dönmek için yeterli değildi. Şans eseri Adel'i uzaya taşıyan ejder-gemilerden biri olan Ragnarok'a ulaşmayı başardı. Atmosferik kontrolleri hala çalışıyordu. Böylece o ve Rinoa yeniden nefes alabilmeyi başardılar. Geminin içindeki yaratıkları temizledikten sonra kokpite giderek rotalarını dünyaya çevirdiler ve uzayda romantik bir an paylaştılar.
* Dünyaya vardıklarında Rinoa Estharlılar tarafından ele geçirildi ve Sorceress Memorial'a götürüldü (daha doğrusu kendi isteğiyle gitti). Burası Adel'e yapıldı gibi Rinoa'nın kapatılacağı bir yerdi (ama uzaya gönderilme zorunluluğu taşımıyordu. Sonuçta Rinoa, Adel gibi tam güce ulaşmış bir Sorceress değildi.). Squall, dünyanın geleceği için en iyisinin bu olduğunu bilerek Rinoa'nın gitmesine izin verdi. Fakat Quistis onun yanına gelerek bu yaptığından dolayı onu azarlardı. Squall, Sorceress Memorial'a giderek Rinoa kriyojenik bölüme konulmadan onu kurtardı.
* Edea'nın yetimhanesinin yıkıntılarına gittiler. Squall, Ultimecia'yı yeneceğine dair söz verdi böylece Rinoa yeniden onun kontrolüne girmeyecekti. Oradayken Squall, Esthar Şehri'nden bir ileti aldı: Başkanın Ultimecia'yı yenmek için bir planı vardı ve bu işi SeeDlerin yapmasını istiyordu. Başkanla buluşmak üzere Esthar Şehri'ne doğru yola çıktılar. Squall başkanın Laguna olduğunu görmesi onu çok şaşırtmıştı. Laguna ve Dr. Odine çok karışık bir plan kurmuşlardı. Ultimecia'yı yenmek için aslında geleceğe gitmeleri ve onunla orada savaşmaları gerekiyordu. Ancak zaman yolculuğu teknik olarak imkansızdı.
* Onların düşüncesine göre Ultimecia zamanda geriye gidebilmek için Ellone'nin güçlerine (kullandığı makine, yani Ellone Junction Makinesi ile olabilecek en geniş sınırlar dahilinde geriye gidebilme gücüne sahipti) ve yönetebileceği bir Sorceress'a ihtiyaç duymaktaydı. Şu anda Adel hayattaki iki Sorceress'tan en güçlü olandı. Ki Ultimecia da onu yönetimi altına almak isteyecekti. Fakat bu birleşim inanılmaz derecede kötü sonuçlara neden olacağı için Squall'ın Adel'i yenmesi gerekmekteydi, böylelikle Ultimecia'nın Adel yerine Rinoa'yı kontrolüne alması zorunluluğu olacaktı. Daha sonra Ellone güçlerini kullanarak hem Rinoa'nın hem de Ultimecia'nın zihinlerini zamanda geri döndürecek böylece Ultimecia'nın zamanı sıkıştırması (Time Compression) sağlanacaktı. Ellone bundan sonra Rinoa ve Ultimecia'yı normal zamana geri döndürecekti. Zaman sıkıştırıldığı zaman SeeDler zamanda istediklere yere gidebileceklerdi. Buna Ultimecia'nın geleceği de dahildi.
* Ragnarok'u alarak Lunatic Pandora'ya gittiler ve orada bir delik açarak içeri girdiler. Raijin ve Fujin'i yine Seifer'ı korurken buldular. Squall onları yendi ve Seifer'ı bulmak amacıyla içeriye ilerlediler. Onu bulup yendiler. Raijin ve Fujin son anda gelerek Seifer'ı hayali görevinden vazgeçirmeye çalıştılar. Onları dinlemeyen Seifer Rinoa'yı kaçırarak beraberinde Adel'in odasına götürdü.
* Adel, Rinoa'yı rehin aldı ama Squall Rinoa'ya zarar vermeden Adel'i yenmeyi başardı. Daha sonra Ellone gelerek Laguna'nın planını devreye soktu ve Time Compression meydana geldi. Ultimecia'nın kalesi ortaya çıktı. Squall içeride yolunu bularak Ultimecia'nın olduğu yere ulaştı ve onunla yüzleşti. Ultimecia kendisini "Griever"a ("en mükemmel GF") Junction etti. Ama Squall ve diğerleri nihayet Griever ve Ultimecia'yı yenmeyi başardı.
* Squall kendini bir zaman akıntısı içinde buldu. 13 yıl öncesine döndü ve Ultimecia'yı ölmek üzereyken güçlerini Edea'ya aktardığını gördü. Daha sonra kendisini başka bir zaman akıntısı içinde buldu. Rinoa'yı yeniden görme, onunla yeniden birlikte olma isteği ona evine dönmesinde yardımcı oldu. Balamb Garden'da büyük bir parti verilmekteydi. Edea ve Cid Garden'ın başları olarak geri dönmüşlerdi. Sonuçta herkes mutlu olmuştu.
Uzak Gelecek;
* Zamanın Sorceress'ı Ultimecia, Dr. Odine adlı bir araştırmacının aletlerinden birini kullanarak zihnini geçmişe yolladı. Başka zamanların Sorceresslarını kontrol etme ve kendi isteklerini yaptırma gücüne sahipti. Amacı; Time Compression oluşturmak ve zamanı sadece kendisinin var olabileceği bir konumda yapılandırmaktı. Öncelikle Sorceress Edea adındaki Sorceress'ın aklını kontrol etmeye başladı…
  Alıntı ile Cevapla
'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 16.01.2010, 13:52   #7
Outlaws
Ziyaretçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Final Fantasy Hikayesi

Final Fantasy 9

5000 yıl önce; • “Büyük Terra Medeniyeti” çökmeye başlamıştı. Bilim adamları Terra’nın kaçınılmaz yok oluşunun tahminini öne sürmüşlerdi. Kendilerini derin bir uykuyla mühürleyecekler ve ruhlarının gözetilmesi için “Garland” adında bir Terralı görevlendireceklerdi. Garland ayrıca, Terralılar uyandıklarında ruhlarının girecekleri ruhsuz bedenler olan “Genome” ları da korumakla görevliydi (Genome ların bilinmeyen bir nedenden ötürü kuyrukları vardı). Terra yok oldu; Garland, Terra vatandaşlarını destekleyecek yeni bir dünya arayışı içine girdi.
• Gaia adında bu istenilenleri karşılayabilecek bir dünya buldu. Planı Gaia’nın yaşamsal enerjisini yok etmek, böylece Terra’nın onun yerini almasını sağlamaktı. İlk olarak bunu zor kullanarak yapmayı denedi ama başaramadı [FF I Referansı]. Gaia’nın ruhlarının yaşam döngüsünün kontrolünü ele geçirme kararı aldı. Böylece bu ruhlar yavaş yavaş Terralılarınkilerle değiştirileceklerdi. Bunun yapılabilmesi için Gaialıların birbirlerini savaşlar aracılığıyla yok etmeleri gerekmekteydi.
• Gaia’nın ruhsal yaşam döngüsünü ayıran bir yapı olan “Iifa Tree”yi oluşturdu. Bu yapı Gaia ruhlarını bloklayarak onları Terra ruhları ile değiştiriyordu. Durgunlaşan Gaia ruhları Mist adındaki oluşumu meydana getirdi. Bu oluşum zamanla bütün kıtayı kaplar duruma geldi.
• Geçmişte bir zamanda (ne zaman olduğu tam olarak bilinmemekte) “Madain Sari”deki Summonerlar güçlü bir Eidolon olan “Leviathan”ı çağırmaya çalıştı ama başarılı olamadılar. Başarısız olan Eidolon’u başka bir Eidolon olan “Carbuncle” ile mühürlediler. Bu mühür Iifa Tree’nin de içinde olduğu bütün bölgeyi etkisi altına aldı. Bu nedenle Iifa Tree’ye ulaşım imkansız hale geldi.
500 yıl önce;
• Büyük bir avcı kabilesi nihayet yerleşik hayata geçme kararı aldı ve “Lindblum” adındaki şehri kurdular. “Cid Fabool” adında bir adam kökenlerini anmak amacıyla Geleneksel Av Festivali’ni oluşturdu. O ve onun oğulları gelecek nesillerinde Lindblum’un yöneticileri oldular.
Bir nesil önce;
• Bir mühendis olan “Cid VIII” hava gemilerine güç vermesi için Mist’i işlemeyi keşfetti. Yakında Lindblum, hava gemisi ulaşım ve ticaret ağının merkezi olacaktı. Mist’in gerçek kökenlerini kimse öğrenemedi.
24 yıl önce;
• Garland tarafından yaratılan bir Genome, gerçek bir Genome’a göre normalden daha değişken bir yapıya sahip olduğunu gösterdi. Bu yüzden Garland ona bir ruh vererek, onu Gaia’ya tahribata ve kaosa yol açması için gönderdi. Ancak hatalı oluşturulmuştu ve güç için deli oluyordu. İş bittikten sonra kaçma kararı aldı.
24-18 yıl önce;
• “Kuja” Garland’a ve kökenlerine baş kaldırdı. Kuyruğunu sakladı. Garland’ın onu kontrol etme çabasının getirdiği öfke ile Terra’ya dönüp onun yerini alma planı yaptı (bu sırada görevi olan Gaia’yı kaosa sürüklemeye hala devam ediyordu). Varoluşa sadece Summoner lar tarafından çağırılabilen büyülü yaratıklar olan mistik Eidolonlar hakkında araştırmalar yapıyordu. “Alexandria Kalesi” ni koruyan güçlü bir Eidolon olan “Alexander” ın varlığını keşfetti. Onun “Mist Continent”ın soylularına dağılmış olan 4 kristal parçası ile mühürlenmiş olduğunu öğrendi. Garland, Kuja’nın bu araştırmalarını öğrendi ve aradığı Eidolonları yok etmeye yemin etti.
18 yıl önce;
• Garland, “Invincible”ı Madain Sari üzerinde kullanarak Summoner ların Kuja’nın eline geçmelerini engellemeye çalıştı. Köy tamamen yok oldu. Sadece birkaç kurtulan oldu. Bunlardan biri “Sara”ydı. Ölmüş olan ailesi ile bir botta sürüklenmekteydi. Diğer kurtulanlar ise 3 kişilik bir aileydi (bir adam, eşi ve bir baba). Daha sonradan ufak bir “Moogle” nüfusuna sahip olacak olan Madain Sari’de yaşamaya devam ettiler.
18-6 yıl önce;
• Sara, Alexandria Kalesi yakınındaki kıyıya kadar sürüklenmişti. “Kraliçe Brahne” onun, yeni ölmüş kızı “Garnet”e olan inanılmaz benzerliğini fark etti. Tek fark Sara’nın alnında bir boynuz olmasıydı. O ve kocası Sara’yı kızları Prenses Garnet olarak evlatlık edinme kararı aldılar. Brahne’nin kocası kızın alnındaki boynuzu fark etti ve alınmasını emretti.
• Kuja kendi ironik silahları olan özel “Kara Büyücü”ler üzerine araştırmalarına başladı. Bunlar Genome lara oldukça benzeyen fakat inanılmaz yıkıcılıkta büyüler yapabilme yeteneğine sahip varlıklardı. Mist’in özellikleri kullanılarak yaratılmışlardı. Kuja, “Dali Kasabası”nda yerin altında Kara Büyücü üretmek için bir fabrika kurdu ve kasabadaki insanlara çiftçilik işlerini bırakarak orada çalışmaları için yüklüce miktarda para verdi. Neredeyse bütün çiftçiler bu fırsatı değerlendirmeye ikna oldu.
12 yıl önce;
• Garland tarafından başka bir Genome yaratıldı. Bu Genome un güçleri, Kuja’nın güçlerini bile aşmaktaydı ve ona “Zidane” adı verildi. Garland, onu Kuja’nın başlattığı işi bitirmek için kullanma amacındaydı. Bran Bal’a dönmüş olan Kuja, onun inanılmaz güçlerini gördü ve çok kıskandı. Bu nedenle onu yok etmeyi dilediği Gaia’ya yolladı. Zidane tam olarak büyümeden önce işi tamamlarsa varoluşunu kanıtlamış olacağını biliyordu. Zidane’nın yaşamasına izin verdi.
• Zidane, Lindblum’daki “Tantalus” ekibi tarafından alındı. Tantalus, kendilerini sahne aktörü ve oyun yapımcıları olarak maskeleyen gezici bir hırsız ekibiydi. Tantalus’un başı, sakallı olan “Baku”, Zidane’a onun babasıymış gibi davrandı. Güneyli güzel “Ruby”, sivri kulaklı ve uyanık “Marcus”, çekiç aşığı gastronom “Cinna”, dikkatli ve dayanıklı “Blank” ve domuz suratlı “Benero” ile “Zenero” ekibin diğer üyeleriydi.
6 yıl önce;
• Birkaç Kara Büyücü bir hava gemisi aracılığıyla taşınırken “Treno” alanı yakınlarında küçük bir prototip gemiden aşağı düştü. Qu Kabilesi’nin başı olan Quan tarafından tutuldu. (Qu Kabilesi kendisini gastronomi konusunda aydınlanmaya adamış olan garip görünüşlü bir ırktı.) Quan çocuğa “Vivi” adını verdi ve yanına alarak birlikte yaşamaya başladı (Yakınlardaki “Qu Marsh”da bulunan ofisinden uzaklaştı ve yetkiyi öğrencisi “Quale”ye bıraktı.). Vivi’nin ona, yaşam hakkında bilmediği pek çok şey öğrettiğini gördü. Fakat en sonunda öldü ve Vivi yalnız başına kaldı.
• Madain Sari’deki hayatta kalmış olan karı-kocanın “Eiko” adında bir kızları oldu. Eiko, Moogle larla çok sıkı dost olmuştu. Yakın bir zaman içinde Eiko’nun ailesi ve büyük babası öldü. Eiko’nun doğumu sırasında orada bulunan bir Eidolon olan Madeen, ona göz kulak olacağına dair yemin etti ve “Mog” adında bir Moogle görünümüne bürünerek onun koruyucusu oldu.
Birkaç yıl önce;
• Çoğu diğer Kara Büyücü zamanla benlik sahibi oldu ve Kuja’nın elinden kurtulma kararı aldı. “Outer Continent”ın ormanlarının derinlikleri içinde kendilerine bir köy kurdular ve ondan saklandırlar.
• Treno şehrine bir gezi sırasında Zidane, Opera Evi’nde hırsızlık yaptı. Onun önüne çıkan kızıl saçlı “Amarant” onunla dövüşmek istedi. Ancak Zidane ona oyun oynadı ve oradan kaçarak uzaklaştı. Zidane’ın davranışları ve onunla yaptığı ufak konuşma Amarant’ın ilgisini çekti ve onu tekrar bulmak istedi.
• “Burmecia”lı (sıçana benzer bir ırk) “Freya” aşığı olduğu “Sir Fratley”in dünyayı görmek üzere şehirden ayrılması nedeniyle çok üzgündü. Sonunda o da şehirden ayrıldı ve Lindblum’da Tantalus’un karargâhı olan evin yakınlarındaki bir eve yerleşti. Burmecia’dan uzak olduğu yıllar boyunca Fratley’i aramaya devam etti.
• Kuja, son yapım Kara Büyücülerden etkilenmiş olan Alexandria Kraliçesi Brahne ile bir anlaşma imzaladı. Kraliçenin aklını açgözlülükle çeldi ve ona 4 kristal parçasının (Alexander’ın ortaya çıkmasını ve Kuja’nın onu ele geçirmesini sağlayacak olan parçalar) inanılmaz bir gücün anahtarı olduğu konusundan bahsetti. Kraliçe onun büyüsüne kapıldı ve bu parçaları (önüne çıkan Eidolonları da) ele geçirmek için gereken adımları gerçekleştirmeye başladı. Bir parça kızı Garnet tarafından, biri de kayınbiraderi Lindblum’daki “Regent Cid IX” tarafından tutulmaktaydı, bir diğeri Burmecia’daydı. Sonuncu parça ise Madain Sari’deki Eiko’daydı.
• Prenses Garnet’in eğitmeni olan “Doktor Tot” kraliçeden korktuğu için Alexandria’dan ayrıldı. Treno’da araştırmalarına devam etti ve Bishop ailesi tarafından finanse edilmeye başladı.
1 yıl önce;
• Garland, “Mikoto” adındaki üçüncü Genome’u yarattı. Bu Genome, Zidane ve Kuja’dan daha soğuk bir kalbe sahipti. O da, eğer Zidane işi bitiremezse yarım kalan kaos işini devam ettirecekti.
6 ay önce;
• Cid’in uzun süreli eşi olan “Hilda” (aynı zamanda büyücüydü) Cid’in zamparalıklarından bıktı ve onu bir bıyıklı bir “oglop”a (böceğe benzer zıplayan bir canlı) dönüştürdü. Daha sonra halen deney aşamasında olan ve buharla çalışan hava gemisi “Hilda Garde”yi de yanında götürdü. Sonra da hava gemisini de çalan Kuja tarafından yakalandı.
Günümüz;
• Cid, Kraliçe Brahne’nin davranışlarının farkına vardı ve Garnet için korku duymaya başladı. Tantalus ekibini Lord Avon’un “I Want To Be Your Canary” adlı oyunu oynuyorlarmış gibi göstererek Garnet’i 16. doğum günü partisinde kaçırıp Lindblum’a getirmeleri için kiraladı (Gerçek Garnet normalde 16 yaşında olacaktı, Sara ise ondan birkaç sene daha büyük.). Sadece ekibin başı olan Baku esas kaçırma amacını biliyordu. Diğer üyeler bunun sıradan bir fidye olayı olduğunu düşünüyordu. Marcus oyunda ana karakter olacak; Blank, oglopları kullanarak seyircilerin dikkatini dağıtacak ve o ile Zidane, Garnet’i kaçıracaklardı. Diğer Tantalus elemanlarının da oyunda rolleri vardı. Oyunun bu versiyonunun işlenişi;
• Kral Leo (Baku), Prens Schneider’a, onu kızı Prenses Cornelia (Ruby) ile evlendireceğine dair söz vermiştir. Fakat Cornelia, soylu biri olmayan, sıradan Marcus’a aşıktır. Marcus’a üç arkadaşı Kral Leo ile olan kavgasında yardımcı olur. Fakat bu dövüş başarısızlıkla sonuçlanır. Blank tarafından oynanan arkadaş, Cornelia’nın Schneider ile evlenmesinin ülke için en iyisi olacağını düşünmeye başlar. Zidane’ı oynayan arkadaş ise bu düşüncesinden ötürü Blank’e kızar ve aralarında bir kavga başlar. Kavga başladıktan sonra Zidane, Blank’i sahne dışına kovaladı.
• Morali bozuk olan Marcus, o gece Cornelia’yı odasında ziyaret eder. Ne yazık ki Kral Leo’nun iki koruması (Benero ve Zenero tarafından oynanmaktaydı) Marcus’u yakalar ve onu kralın yanına götürürler. Leo, Marcus için ölüm cezası verdiğini açıklar.
• Cid ve Tantalus ekibinin bilmediği bir şey vardı. Bu da, Garnet’in tek başına saraydan kaçıp Lindblum’a gitme kararı almış olmasıydı. Ayrıca Vivi de gösteriyi izlemek için oradaydı. Bileti pek güven vermeyen birinden almıştı ve ne yazık ki sahte çıktı.
• Vivi, yolda fare-çocuk “Puck” ile karşılaştı. Puck, Burmecia prensiydi ama kendini sıradan biri gibi göstererek gezmekteydi. Vivi’ye onu bir köle olarak kullanacağını söyledi ve Vivi şaşkın bir halde kabul etti. Puck, bir marangoz tarafından kullanılan merdiveni aldı ve yakınlardaki bir katedrale gitti. Oradan Alexandria çatılarına çıktılar. Çatılarda dolaşarak gösterinin sahnelendiği yere ulaştılar ve gizlice kalabalığın arasına karıştılar.
• Blank ve Zidane’ın sahne dışındaki kavga gösterisi sona erince kaleye girdiler. Kaledeki nöbetçileri uyutup, üniformalarını çaldılar. Kafasına başlık takmış olan Garnet ile karşılaştılar. Onun esas kimliğini öğrenip peşinden kovaladılar. Kraliçe Brahne, kızı Garnet’in nerede olduğunu merak etti ve onu bulması için “Pluto Şövalyeleri” başı olan “Steiner”ı görevlendirdi. Steiner, Garnet’in Zidane tarafından kulelerin birinde kovalanmakta olduğunu gördü. Garnet, kuleden aşağı atladı ve bir kablo yardımıyla Tantalus ekibinin sahne arkasına indi. Zidane onu takip etti. Steiner da takip etme amacıyla aşağı atlamış olsa da ağır zırhı nedeniyle bir duvara çarptı.
• Zidane nihayet Garnet’e ulaştı. Garnet, ona kendisini kaçırmasını istediğini söyledi. Zidane elbette kabul etti. O sırada Steiner ve şövalyelerinden biri ile (ki aslında bu kılık değiştirmiş olan Blank’ti) karşılaştılar. Cinna, Zidane ve Garnet’i bir kapaktan geçirerek kaçmalarını sağladı. Blank önden gitmeye gönüllü oldu ve kapağa sıkışmış numarası yaptı. Böylece kaçmalarına yardımcı oldu.
• Steiner yan kapılardan birinden geçerek onlarla yeniden karşılaştı. Bu sefer Blank ile de yüzleşmekteydi. Kızmış olan Steiner, Blank üzerinde “Armor Break” saldırısı yaptı ve zırhını parçaladı. Blank, zırhının altında bir sürü oglop taşıyordu. Zırhı parçalanınca ogloplar etrafa saçıldı. Oglop fobisi olan Steiner deliye döndü, böylece Garnet ve Tantalus elemanları yeniden kaçtılar.
• Kaçılabilecek tek yer sahneydi. Zidane, Garnet’i sahneye çıkardı. Garnet, Cornelia’yı oynayacaktı. Oyunda ufak değişiklikler oldu. Olanlar;
• Marcus, Leo’nun muhafızları tarafından yakalandığı sırada sahneye Zidane, Garnet ve Steiner geldi. Zidane, Marcus’un arkadaşı rolüne devam etti, Garnet, Cornelia olarak oynuyordu; Steiner ise ne yaptığının farkında olmaksızın Schneider’ı oynuyordu. Zidane ve Marcus korumaları aştılar. Cornelia, Marcus’u kucakladı. Ama bu sevgi gösterisi bile kralı etkilememişti. Marcus, krala saldırdı. Fakat babasını hala sevdiğini göstermek amacıyla Cornelia kendini kılıcın önüne attı. Yaptığı şeyin acısına katlanamayan Marcus kendini bıçakladı. Kral ve Schneider ise prensesin başında durmaktaydı.
• Ne yazık ki, seyircilerin (ve de Brahne’nin) tezahüratlarına rağmen oyun, Vivi ve Puck’ın bulunup sahneye kovalanması ile bir felakete dönüştü. Vivi bir ateş büyüsü yaptı ve kazayla Garnet’in başlığının yanmasına neden oldu ve onu ortaya çıkardı. Steiner, Zidane ve Vivi’ye saldırdı. Ancak Tantalus ekibi, Steiner, Garnet, Vivi ve Zidane halen güvertedeyken “Prima Vista” adlı kendi hava gemilerini çalıştırıp harekete geçtiler.
• Kraliçe Brahne, büyük bir bombayı peşlerinden fırlattı. Bomba patlayarak tiyatro gemisine büyük hasar verdi. Prima Vista, yakınlardaki “Evil Forest”a indi(düştü). Kraliçe Brahne, Kuja’nın 3 güçlü Black Waltz’ını (süper güçlü ve süper zeki, kanatlı kara büyücüler) Garnet’i bulup önlerine çıkan diğer her şeyi yok etmeleri için yolladı.
• Herkes düşüşten sağ olarak kurtulmuştu. Ancak Vivi ve Garnet ekipten daha uzak bir yerde yere inmişlerdi. Steiner çabucak onları bulmak için yola koyuldu, Zidane da onu takip etti. Garnet ve Vivi’ye saldıran bir canavar ile karşılaştılar. Garnet canavarın kafes şeklindeki vücudunda hapsolmuştu. Ama çok geç kaldılar. Canavar, Garnet’i oradan götürdü. Başka bir canavar gelerek bu sefer Vivi’yi içine hapsetti. Onu yenmeyi başardılar. Ama canavar ölürken Steiner ve Vivi’ye vücut içinde büyüyen, ölümcül spor maddelerini püskürttü. Zidane, baygın durumdaki Steiner ve Vivi’yi alarak Prima Vista’ya döndü.
• Steiner, Prima Vista’nın depo odasına, Vivi ise yakındaki bir yatak odasına bırakıldı. Blank, maruz kaldıkları virüsü yok eden bir ilaç hazırladı ve içmelerini sağladı (Steiner gönülsüz de olsa içti). Zidane, Garnet’i ormanda arama kararı aldı, ama Baku ona izin vermedi. Zidane sonunda ona Garnet’i aramak için Tantalus’tan çıkmak istediğini söyledi. Baku ona saldırdı, Zidane kendini korudu ve dövüşü kazandı (Daha doğrusu Baku kazanmasına izin verdi.) Baku sonunda ona Garnet’i araması için izin verdi. Zidane, Vivi ve Steiner’ın da Garnet’i aramada yardımcı olmalarını istedi. Gitmeden önce Blank, ona Garnet’i iyileştirmesi için biraz daha ilaç verdi.
• Zidane ayrıldıktan sonra, Baku, Blank’ten Zidane’ı izleyip ona göz kulak olmasını istedi. Blank kabul etti.
• Zidane ve grup Evil Forest’ın merkezine kadar ilerledi ve Garnet’i “Plant Brain” tarafından tutulurken buldu. Yaratığı yok ettiler ve Blank’in ilacını Garnet’e vererek iyileşmesini sağladılar. Ancak geri kalan bütün bitki-yaratıklar onları takip etmeye başladı. Blank tam zamanında gelerek kaçmalarına yardım etti. Ama Blank çok yavaş olduğundan orman tarafından yakalandı. Yaratıklar tarafından yakalanmadan saniyeler önce elindeki dünya haritasını Zidane’a fırlatmayı başardı. Sonrasında bütün orman Blank de dahil olmak üzere tamamen taşa dönüştü.
• Zidane, Vivi, Steiner ve Garnet o geceyi ormanın dışında kamp kurarak geçirdi. Ertesi sabah yine Lindblum’a gitmek için yola çıktılar. Oraya gitmenin tek yolu yakınlardaki “Ice Cavern”den geçmekti. İçeride Vivi, ateş büyüsünü kullanıp, buzdan duvarları eriterek onlara yardım etti. Mağaranın sonunda üç Black Waltz’dan biri ile karşılaştılar. Bütün partiyi uyutmuştu. Zidane uyandı ve “Black Waltz No. 1”nın yanına giderek onunla ve çağırdığı buz yaratığı ile dövüştü. Onu yendikten sonra diğer parti üyeleri de uyandı. Mağaralardan çıktılar. Garnet kendine yeni bir isim bulması gerektiğini düşündü. (Zidane’nın silahından esinlenerek) “Dagger” ismini seçti.
• “Dali” köyüne ulaştılar. Otelde dinlendiler, gecenin ortasında Zidane, Dagger’ın söylediği bir şarkıdan dolayı uyandı. Ertesi gün parti dağıldı. Dagger köy sakinlerinin arasına karışarak daha sıradan konuşmayı öğrenmeye çalıştı. Vivi etrafı keşfe çıkmışken, yerin altından gelen bir Chocobo sesi onu oldukça şaşırttı. Kuja için çalışan birkaç köylü tarafından yakalandı (onun yeraltında üretilen Black Mage lerden biri olduğunu ve oradan kaçtığını düşünmüşlerdi) ve yer altındaki çalışma alanına götürüldü.
• Steiner bilgi toplama çabasındaydı. İlk olarak yakınlardaki gözlem kulesinde yaşayan yaşlı Morrid’in Alexandria’ya gidiş yolunu bilebileceğini söyleyen bardaki kıza yardımcı oldu. Daha sonra oraya giderek Morrid ile konuştu. Ondan, Dali Alexandria arasında gidip gelen bir kargo gemisinin olduğunu öğrendi. Şimdi Steiner’ın yapması gereken tek şey Dagger’ı gemiye bindirmekti.
• Dagger ve Zidane Vivi’yi arıyorlardı. Sonunda yerde bulunan bir delikten onun ağlama seslerini duydular. Yakındaki değirmende bulunan ambar kapağından yeraltındaki çalışma alanına indiler. Vivi’yi kurtardılar. Black Mage lerin üretildiğini gördüler (Henüz aktif olmamışlardı). Vivi, varlığına dair şüphelenmeye başladı. Orada Chocoboların makinelere güç vermesi için kullanıldıklarını da gördüler.
• Birinin geldiğini duydular. Zidane, onları hemen yakındaki makineye sürükledi ve kendisi de onlara katıldı. Bir varile sokuldular ve kargo gemisine götürüldüler. Steiner çoktan oraya varmış, bekliyordu. Variller ona şüpheli gözüktü ve onları incelemeye başladı. Steiner onları incelerken, Zidane tutulduğu varilden kurtuldu ve diğerlerine çıkmalarında yardım etti. Steiner, Zidane’a yalan söyleyerek geminin Lindblum’a gideceğini söyledi. Binmelerinden önce “Black Waltz No. 2” ile karşılaştılar. Onu yenmeyi başardılar.
• Steiner önden giderek güvenliği sağlama amacıyla gemiye bindi. Ancak gemi ona aldırmayan Black Mageler ile doluydu. Diğer üçü gemi kalkmak üzereyken gemiye binmeyi başardılar. Vivi, Black Mageler ile konuşmaya çalışsa da ona cevap vermediler.
• “Black Waltz No. 3” sürpriz bir saldırı gerçekleştirip kargo gemisinin üstüne uçarak partiyi tehdit etti. Black Waltz, Vivi’yi tehdit edince, şaşırtıcı bir şekilde gemideki diğer Black Mageler onu korumaya çalıştılar. Black Waltz tarafından yok edilip gemiden aşağı atıldılar. Vivi deliye döndü ve Waltz’a saldırdı. Zidane ve Steiner ona yardım etmek için yanına gittiler. Dagger’ı gemiyi Lindblum’a pilotluk etmesi için orada bıraktılar. Waltz’ı yendiler ve onu geminin kenarından attılar.
• “Zorn” ve “Thorn” (Kraliçe Brahne’nin soytarı kılıklı iki yardımcısı) Mist ile güçlendirilmiş motosiklet benzeri hava gemileri ile onları takip ediyorlardı. Black Waltz No. 3 ün onlara doğru gelmesi nedeniyle telaşlanıp araçtan atladılar. Kendisine verilmiş hasardan ötürü deliye dönmüş olan Waltz araca binerek kargo gemisini izlemeye başladı. Kovalamanın ardından kargo gemisi, Lindblum’daki “South Gate”ten geçmeyi başardı. Waltz ise geçide çarparak hem kendi aracına hem de geçide ağır bir şekilde hasar verdi.
• “Lindblum Grand Castle” girişinde, Dagger muhafızlara kolyesini gösterdi. Cid’in şansölyesi Başbakan Artania çağrıldı. Artania onları Cid’in yanına çıkardı (Onun oglop olduğunu görünce herkes çok şaşırdı). Cid onlara Brahne ve Kuja olaylarını anlattı. Herkese o an için dinlenmelerini söyledi. Dagger, ziyaretçi odasına götürüldü ve kendi iyiliği için kaleden ayrılmaması söylendi.
• Zidane bir bara gitti (çünkü kaledeki zengin yemeklerinin ona göre olmadığını düşünüyordu) ve eski bir dostu “Freya” ile karşılaştı. Freya, Av Festivali için şehirdeydi. Bu festival yaratıkların şehrin sokaklarına salınıp ödül için avlanması üzerineydi. Biraz hatıralardan bahsettikten sonra, Zidane, Lindblum’un geri kalanını gezmek için oradan ayrıldı. Pek fazla bir şey değişmemişti. Steiner ve Vivi de şehri araştırıyorlardı. Steiner kayboldu. Vivi ise biraz alışveriş yapmakla meşguldü. Bu sırada ona bedava bir Kupo Nut verildi.
• Zidane, Dagger ile konuşmak üzere kaleye geri döndü. Kalenin üst kısımlarından gelen bir şarkı duydu, ama yukarı çıkmak için yetkisi yoktu. Muhafızı bayıltıp üniformasını çaldı ve yukarı çıktı. Yakındaki teleskoptan bakarken, Dagger ile biraz konuştu. Konuşma sırasında Tantalus, Dagger’ı kaçıracakken onu uyutmak için kullanacağı bitkiden bahsetti. Dagger son zamanlarda uyku konusunda sıkıntı yaşadığını söyleyerek kendisine biraz vermesini istedi. Zidane, Dagger’a biraz bitki vermeyi kabul etti.
• Zidane bir pot kırarak Dagger’ı barda konuştuğu bir kızla karıştırdı ve Dagger’ın kızmasına yol açtı. Onunla arasını düzeltmek için bir anlaşma yaptı. Eğer Av Festivali’ni kazanırsa, Dagger onunla çıkacaktı. Dagger kabul etti. Zidane, Freya ve Vivi, Av için yerlerini aldılar. (Herhangi üçü kazanabilir, bu hikayede önemli bir değişikliğe neden olmasa da kazanılan eşyada farklılıklar olur. Ayrıca Dagger hiçbiriyle çıkmıyor.)
• Festivalden sonra bir asker haberlerle geldi. Burmecia, Brahne tarafından saldırıya uğramaktaydı. Brahne’nin amacı Burmecia’nın sahip olduğu kristal parçasını ele geçirmekti. Freya oraya gitmek için hemen gönüllü oldu. Zidane ve diğerleri de Brahne’nin amacı hakkında daha çok şey öğrenmek için onunla gitmeye karar verdiler. Dagger da katılmak istese de Zidane ona karşı çıktı.
• Vda ziyafetinde, Dagger, Steiner hariç herkesin yemeğine Zidane’dan aldığı uyku ilacını kattı. Kendini kötü hissetse de kararını çoktan vermişti. Steiner ile birlikte Alexandria’ya gidip Brahne ile konuşacak ve aklını başına toplamasını isteyecekti.
• Freya, Zidane’a Burmecia’ya ulaşmak için “Gizamaluke’s Grotto”dan geçmeleri gerektiğini söyledi. İçeride ise Black Mageler ile yeniden Zorn ve Thorn ile karşılaştılar. Eşi Mogmi’nin isteği üzerine, dev gibi bir çanın altından “Moguta” adında bir moogle ı kurtardılar (Vivi’nin almış olduğu Kupo Nut onun dışarı çıkmasını sağlamıştı). En sonunda Gizamaluke ile karşılaştılar. Rahne tarafından beyni yıkanmıştı ve vahşileşmişti. Oradan çıkabilmek için onu yenmek zorunda kaldılar.
• Bu sırada, Steiner Dagger’ı South Gate’ten geçirmeye çalışıyordu. Dagger içi “Gysahl Pickles” dolu bir torbanın içindeydi (muhafızlar torbaya yaklaşmak bile istemiyorlardı). “Summit Station”a ilerlediler. Burada Treno-Alexandria arasında yolcu taşıyan elektronik arabalar vardı.
• Zidane ve diğerleri Burmecia’ya varmışlardı. Binaların yıkılmış olduğunu gördüler. Etrafta oldukça az sayıda kurtulan vardı. Zidane ve Freya onlara yardım etmeye çalıştılar. En sonunda Brahne ve Kuja ile karşılaştılar. Burmecialıların kaçıp saklanmış olabilecekleri gizli Cleyra kolonisi üzerine tartışıyorlardı. Zidane ve Freya onları durdurmak için saldırıya geçtiler ama “Beatrix” tarafından durduruldular ve onunla dövüştüler. Beatrix onları yerde baygın vaziyette bıraktı, Kuja ve Brahne ile oradan uzaklaştı.
• Summit Station’da, Dagger, Marcus ve Cinna ile karşılaştı. Efsanevi “Supersoft” adlı eşyayı arıyorlardı. Bu eşya ne olursa olsun taşa dönüşme işlemini geri çeviriyordu. Blank üzerinde kullanma niyetindeydiler. Marcus Treno’ya onu aramaya giderken, Cinna da Lindblum’a dönüp diğer Tantalus elemanlarına bundan bahsetmeye gidiyordu. Cinna, Lindblum’a giden arabayı sürekli kaçırıyordu. Aslında amacı South Gate Bundt Kekinden yemekti. (Daha sonra Baku tarafından tembelliği yüzünden cezalandırıldı). Dagger onlara yardım önerisinde bulundu. Treno’ya ulaşamadan araç Black Waltz No.3 tarafından durduruldu. Deliye dönmüştü. Dagger, Steiner ve Marcus onu yendiler ve Treno’ya doğru devam ettiler.
• Marcus ve Baku, Supersoft’un Treno’da yaşayan bir baronun elinde olduğunu öğrendiler. Steiner onu çalmaya karşı çıksa da ikisi onu dinlemedi. Şehri gezerken Dagger, Kuja ile açık arttırma evinde yeniden karşılaştı. Kuja, binanın sahibiydi. Kuja da onu gördü ve ondan hoşlandığının farkına vardı.
• Marcus, Baku, Dagger ve Steiner baronun evine zorla girdiler. Fakat baronun Dagger’ın eski öğretmeni “Doktor Tot” olduğu anlaşıldı. Tot onlara yakındaki kuleye gelmelerini söyledi. Tot onlara Supesoft’u verdi ve Alexandria’ya giden gizli bir geçit olan “Gargan Roo”yu gösterdi. Gargant adında böcek benzeri bir yaratık ile Alexandria’ya kadar yer altı tünellerini kullanarak gidebileceklerdi. Yolun ortasında yolu tıkayan büyük bir yılanı yendiler ve yollarını devam ederek Alexandria’ya ulaştılar.
• Oraya ulaştılar ancak Zorn ve Thorn tarafından yakalandılar Dagger, Kraliçe Brahne’ye götürüldü. Steiner ve Marcus ise metal bir kafese kapatıldılar.
• Bu sırada Zidane ve diğerleri Cleyra’ya gidiyorlardı. Cleyra, boğum boğum yükselen bir ağacın en tepesinde etrafı şiddetli kum fırtınası ile çevirili bir yerdi. En üste çıkarak Cleyra’ya ulaştılar. Freya, buraya kaçan Burmecia kralı ile görüşmeye gitti. Zidane ise etrafı gezmeye koyuldu. Ancak bir acil durum nedeniyle çağrıldı. Burmecia’ya yapılan saldırıları öğrenerek Cleyra’ya ulaşan Puck büyük bir yaratık tarafından yakalanmıştı. Zidane onu kurtardı.
• Freya, kum fırtınasının gücünü arttırmak için yapılan büyülü bir dansa katıldı. Ancak dört kristal parçasından biri tarafından güçlendirilmiş olan arp kırıldı ve kum fırtınası durdu.
• Brahne, Dagger’ı özel yer altı odasına götürdü. Zorn ve Thorn, Kuja ve Brahne’nin kullanları için Dagger’ın eidolonlarını ondan aldılar. Dagger yarı komaya girdi.
• Brahne ve Beatrix “Red Rose” hava gemisini alarak Cleyra’ya havadan saldırıyorlardı. Black Mageler ise Zidane ve diğerlerini en yukarıya gitmeye zorluyorlardı. En yukarıda köşeye sıkışmış haldelerken beklenmedik bir anda ortaya çıkan Sir Fratley tarafından kurtarıldılar. Freya, Fratley’nin hafıza kaybı yaşadığını ve hiçbirşey hatırlamadığını öğrendi.
• Beatrix, arptan kristal parçasını alarak uzaklaştı. Zidane ve arkadaşları Beatrix’e yeniden saldırdı ama yine yenildiler. Beatrix ve Black Magelerin Red Rose’a ışınlandığını gördüler. Çabucak teleport baloncuklarına atlayarak onları izlediler. Brahne’nin Odin’i kullandığını görmek için tam zamanında geldiler. Brahne, Odin’i kullanarak Cleyra’yı yok etti. Aynı zamanda Brahne’nin Dagger’ın idam emrini verdiğini duydular. Beatrix, Brahne’nin kararları konusunda ciddi şüpheler duymaya başladı. Zidane ve ekip, teleport baloncuklarını kullanarak Alexandria’ya ışınlandılar ve Dagger’ı kurtarmaya çalışacaklardı.
• Steiner ve Marcus, tututldukları kafesten sallanarak kurtulmayı başardılar. Marcus, Blank’i kurtarmak için ayrıldı. Steiner ise Zidane, Vivi, Freya’nın oraya varışlarını görünce çok şaşırdı. Hemen, Dagger’ın tutulduğu yer altı odasına indiler. Zorn ve Thorn’u yenerek, Dagger’ı beraberlerinde götürdüler. Kalede ise bir kez daha Beatrix ile karşılaştılar. Onu yendiler ve onunla konuşma fırsatları oldu. Beatrix sonunda Brahne’nin hatalı olduğunu kabul etti. Bu sırada Brahne oraya geldi ve Beatrix’e Dagger’ı öldürme emri verdi. Beatrix karşı çıktı. Zorn ve Thorn yeniden ortaya çıktılar ve Beatrix’e saldırması için bir yaratık çağırdılar. Freya orada kalıp Beatrix’e yardım etme kararı aldı.
• Zidane, Steiner, Vivi ve Dagger, Gargan Roo’ya giderlerken, Steiner durup onlardan Beatrix ve Freya’ya yardım etmek için izin istedi. O, yukarı çıkarken, diğerleri aşağıya doğru inmeye devam ettiler. Üçü kalede kısılı kalmışlardı. Ama Marcus ve Blank’in yardımı ile oradan kurtulmayı başardılar.
• Zidane, Vivi ve Dagger gargantı kullandılar. Ama yine büyük yılan benzeri yaratıkla dövüşmek zorunda kaldılar. Yaratık onların peşinden kovaladı. Bu nedenle Treno’da inemediler. “Pinnacle Rocks”ın yakınlarında kaza yaptılar. Dagger, bir eidolon olan “Ramuh” ile karşılaştı. Onun bir hikayesinin parçalarını birleştirdiler. Ramuh, Dagger’ın yaratık çağırma yeteneğini yeniden kazanmasını sağladı ve kendini eidolon olarak kullanamasına izin verdi.
• Brahne, ödül avcısı olan “Lani” tarafından ziyaret edildi. Ona Dagger’ı bulacağına ve Vivi’yi öldüreceğine dair söz verdi. Lani’ye, yapacak daha iyi bir şeyi olmayan Amarant yardım ediyordu. Bu iş, Dagger’ın Zidane ile dolaştığını duymasıyla ilgisini çekmeye başladı.
• Zidane, Dagger, Vivi, Lindblum yakınlarındaydı. Red Rose’un oraya saldırdığını görmeleriyle dehşete düştüler. Brahne, Cid’in de kristal parçasını istiyordu. Brahne, Atomos adlı eidolonu çağırdı. Lindblum’a oldukça ciddi zarar verip, Endüstri Bölgesi’ni tamamen yok etti. Alexandrialı askerler Lindblum’u tamamen ele geçirdiler.
• Zidane ve Garnet, Vivi’yi girişte bıraktılar. Kısa süre sonra askerler tarafından yakalandı. Başbakan Artania, Zidane ve Garnet’i kaleye götürdü. Vivi de kaleye götürülmüştü, ama Cid onu tanıyarak bırakılmasını emretti. Üçüne, Black Magelerin yapımının ardında Kuja’nın olduğunu söyledi. Zidane, “Outer Continent”a giderek Kuja’yı kaynaktan vurma kararı aldı. Ne yazık ki, hava gemileri Mist olmadan çalışmamaktaydı. Outer Continent’ta hiç Mist yoktu. Ayrıca, buharla çalışan yeni prototip hava gemisi Hilda Garde II Brahne’nin kontrolündeydi. Yakınlardaki “Qu Marsh”ın Outer Continent’a giden gizli bir geçidi olduğunu söyledi.
• Marsh’ta “Quina” adında kurbağa yemekten hoşlanan garip bir Qu ile karşılaştılar. Ustası Quale, Quina’ya Zidane’nın ekibine katılmasını ve dünyadaki diğer lezzetleri denemesini söyledi. Quina aynı zamanda Fosil Roo’ya açılan gizli geçidi de buldu. İlerlemeden önce büyük metal bir canavar tarafından kovalandılar. Daha sonra Lani ile karşılaştılar ve onu yendiler. Daha sonra karışık bir yoldan gargant aracılığı ile Outer Continent’a ulaştılar. (Quina ile Gizamaluke’s Grotto’ya gitmeden önce de karşılaşılabilir. Daha sonra Cleyra’ya giderken geride kalır ama Marsh’a sonraki gidişinizde tekrar size katılır.)
• Orada gördükleri ilk yerleşim birimi cücelerin köyü olan Conde Petie oldu. Orada, yakındaki Black Mage Köyü’nden gelen bir Black Mage ile karşılaştılar. Onu, yakındaki gizli köyüne kadar takip ettiler. Vivi, diğerlerinin varlığını keşfetmiş oldu. Belirli bir zaman sonra Black Magelerin öylece “durduklarını” öğrenince oldukça şaşırdı. Köyün lideri olan No.288 Vivi ile arkadaş oldu. Vivi ve Zidane, Kuja’nın kuzey doğuda gümüş renkli bir efderha ile uçtuğunu öğrendi. Oraya gitme kararı aldılar.
• Conde Petie’ye döndüklerinde kuzey gitmenin tek yolunun “Sanctuary” (aslında Iifa Tree) adlı yerden geçmek olduğunu öğrendiler. Ancak cüceler sadece evli çiftlerin oradan geçmesine izin veriyorlardı. Dagger, Zidane ile “evlenmeyi” kabul etti, böylece yola devam edeceklerdi (Quina ile Vivi ise ya çıkan karışıklık sırasında oradan geçeceklerdi ya da onlar da evlenecekti). Karışıklık Madain Sari’nin hayatta kalan üyesi “Eiko” tarafından çıkarıldı. Cücelerden yemek çalmıştı ve onlar tarafından kovalanıyordu. Mog adındaki yakın dostu da ona yardımcı oluyordu.
• Bir çalıda asılı kalmış olan Eiko’ya dağ yolunda yetiştiler. Zidane ve diğerleri onu kurtardı. Zidane’a vurulmasının etkisiyle onları kuzeye götürmeyi kabul etti. Ama önce Madain Sari’de durmalarını istedi. Ona eşlik etmeyi kabul ettiler. Zidane, Iifa Tree’yi gördü ve işe yarar bilgiler bulabilmenin umudu içinde oraya gitmeye karar verdi.
• iko (Quina ve diğer moogle’ların da yardımıyla) biraz balık tuttu ve yemek için pişirdi. Eiko yemeği pişirirken onun moogle arkadaşları Zidane ve Dagger’ı yakındaki Eidolon Duvarı’na götürdü (duvarda eidolon resimleri vardı). Dagger onları tanıdık ve garip bir şekilde rahatlatıcı buldu. Yemekten sonra, Eiko onlara Iifa Tree’nin güçlü bir eidolon ile mühürlendiğini ve kilidin açılması için başka bir eidolona ihtiyaç olduğunu söyledi. Onlarla beraber Iifa Tree’nin mührünü açmayı kabul etti ve onlarla birlikte oraya gitti.
• Iifa Tree’ye gittikten sonra Eiko onları içeri aldı. Ağacın köküne kadar bütün yolu geçtiler ve ruhundaki yaratığı yendiler. Yaratığın yenilmesi Mist’in üretiminin durmasına, Mist Continent’ın tamamen temizlenmesine neden oldu. (Bu, çalışmak için Mist’e ihtiyaç duyan hava gemi trafiğini tamamen felç etti.)
• Ağaçtalarken, Lani ve Amarant, Madain Sari’ye girerek Eiko’nun kristal parçasını çaldılar. Eiko ou almaya geldiğinde, Lani onu uyuttu ve onu da kaçırdı. Lani, Eiko’yu yem olarak kullanarak Zidane’dan Dagger’ın madalyonunu vermesini istedi. Verdiği takdirde Eiko’yu serbest bırakacaktı. Ancak, Amarant araya girerek Eiko’yu serbest bıraktı (bu arada Lani’nin korku içinde kaçmasına da neden oldu). Daha sonra Zidane’a bir düello için meydan okudu. Zidane kazandı.
• Samuray stilinde bir savaşçı olan Amarant, Zidane’nın onun hayatını almasının uygun olacağını söyledi ama Zidane reddetti. Amarant şaşırarak, Zidane’nın yaşam tarzı hakkında daha çok şey öğrenmek adına Zidane ile gezmeyi kabul etti. Bu sırada Dagger ve Zidane'ın bot gezisi, Dagger’in doğduğu yer ile ilgili neredeyse bütün hatıralarına (ailesi hariç) yeniden kavuşmasını sağladı. Eiko, başka bir Summoner’ın kurtulmasına sevinerek onlarla beraber Iifa Tree'ye Kuja ile yüzleşmeye gitti.
• Iifa Tree’de Kuja ile karşılaştılar. Kısa bir monologtan sonra, Kuja, Mist’ten oluşturduğu yaratıklarını onların üzerine saldı. Onları yendiler, ancak başka bir şey yapmalarından önce Brahne, Lindblum donanması ile gelerek Kuja’ya saldırdı. Black Magelerini ona karşı kullanmaya çalıştı. Ancak saldırılar Kuja’nın yaratıklarının ilk saldırılarının ardından başarısız oldu. Brahne, “Bahamut”u çağırdı ve Kuja’yı bu şekilde yenmeye çalıştı. Annesine yardım etmek için ısrar eden Dagger, yakınlardaki Leviathan heykelini buldu. Ama Leviathan’ın sadece tsunami benzeri saldırı yapabildiğini fark etti. Brahne’nin bütün kuvvetleri suda olduğu için bu eidolonu ona yardım için kullanamazdı.
• Garland, Bahamut’un saldırısını Invincible ile keserek, gemilere saldırması emrini verdi. Bütün gemiler yok edildi. Ama Brahne, üvey kızından özür dileyebilecek kadar hayatta kalmayı başardı. Zidane ve parti, Brahne’nin kaçış podunu alarak, Brahne’nin gömüldüğü Alexandria’ya geri döndüler.
• Dagger, yeni kraliçe olacaktı. Vivi, Ruby’nin yeni mini tiyatrosunu görmek için ortaya çıktı. Zidane, Freya, Amarant ve Eiko, Dagger’ı ziyaret ettiler. Zidane, kendini onunla konuşamayacak halde buldu. Eiko oradan ayrılmadan önce, Dagger ona kendindeki kristal parçalarından birini verdi. Böylece ikisinde de birer tane oldu. Bir şansı olduğunu hisseden Eiko, Zidane’ı yumuşatmak için harekete geçti. Daha sonra Eiko’dan Zidane (Doktor Tot tarafından) yazılmış bir aşk mektubu pek çk kişinin elinden en sonunda Steiner ve Beatrix’in eline geçti. İkisi de mektubun karşı tarafın yazdığına inanıyordu. Bunların ardından Doktor Tot, Eiko’yu Trenıo’daki evine davet etti.
• Zorn ve Thorn, eski sahiplerini kaybetmiş halde Kuja’ya bağlanmışlardı. Kuja, Hilda Garde I’i Black Mage Köyü’ne götürdü. Black Mageleri yaşamlarını uzatmanın yolunu bildiğini söyleyerek kandırdı ve beraberinde götürdü. Neredeyse hepsi onunla gitti.
• Treno’da, Zidane yakındaki Kart Turnuvası’na katılma kararı aldı. Son rakibi yardımcısı Erin’e komut veren Cid’den başkası değildi. Cid, Treno’da Hilda Garde II buharlı gemisini deniyordu. Aynı zamanda şampiyon ünvanını korumaya çalışıyordu. Turnuvanın sonucu ne olursa olsun Kuja, bu anı kristal parçalarını ellerinde tutan Dagger ve Eiko’yu zorlamak için değerlendirdi. Bahamut’u çağırarak Alexandria’ya saldırttı. Eidolon Alexander’ı çağırmalarını sağlamaya çalışıyordu.
• Cid, Hilda Garde II ile partiyi Alexandria’ya geri götürdü. Steiner ve Beatrix, Kuja tarafından şehre bırakılan Mist yaratıkları ile savaşıyorlardı. Dagger’ın kristal parçası Bahamut’un yarattığı tehdite karşılık vererek Alexander’ın olduğu yere açılan merdivenler oluşturdu. Yukarıdaki hava gemisinde olan Eiko, Dagger’a doğru düşmeye başladı. Dört kristal parçası birbirini etkileyerek, Alexander’ın uyanmasını sağladı. Alexander kanatlarıyla Alexandria’yı korudu. Alexander, Bahamut’u yok etti (veya çağırılma işlemini tersine çevirdi). Ancak Kuja’nın Alexander’ı ele geçirmesinden önce, Garland Invincible’ı kullanarak Alexander’ı tamamen yok etti. Böylece Kuja’nın planlarını da altüst etti. Alexander’ın yok oluşu sırasında, şehrin büyük bir bölümü, Hilda Garde II de onunla birlikte yok oldu. Beatrix saldırıdan sonra bulunamadı. Kuja, Hilda Garde I ile kaçtı. Tantalus ekibi kurtarmak için yeniden ortaya çıktılar. Rıhtımdan bir bot çalıp Zidane, Dagger ve ekibin diğer üyelerini Lindblum’a götürdüler.
• Alexandria’nın yok oluşu ve Dagger’ın bütün eidolonlarının kaçışı ile Kuja, yeni bir plan yaptı. “Mount Gulug”a gidecek ve orada Eiko’nun eidolonlarını çıkartacaktı. Ancak oraya gidebilmek için “Oeilvert”te bulunan “Gulug Taşı”na ihtiyacı vardı. Oeilvert’te bütün büyüsel etkileri önleyen bir koruma bariyeri vardı. Bunun anlamı da Kuja’nın gücünün tamamen etkisi kalacak olmasıydı. Böylece o, Zidane’ın ona gelmesine izin verdi. Amacı onu oraya göndermekti.
• Linblum’da (Freya ve Steiner da gruba yeniden katılmıştı), Dagger yaşanan olaylardan ötürü sesini ve umutlarını tamamen kaybetmişti. Quina, Lindblum’da bulunan Serpent’s Gate kıyısına sürüklenmişti (Zidane daha sonra onu buldu. Quina gruba yeniden katıldı.) Cid, yeni bir buharlı hava gemisi yapmaya çalışıyordu. Ama bir oglop olarak, düşünme kabiliyeti önemli ölçüde azalmıştı. Zidane’dan eski haline dönmesine yardımcı olmasını istedi. Doktor Tot bir iksir fikri bulmuştu. Zidane, Lindblum’da dolaşarak iksirin içerdiği malzemeleri aradı. Ancak iksirin yapabildiği tek şey Cid’i bir kurbağaya dönüştürmek oldu. Son çare olarak, karısı Hilda’yı büyüyü tersine çevirmesi için bulması gerektiğine karar verdi. Zidane, “Blue Narciss” adlı Alexandria’dan çalınan gemiyi kullanarak Cid’i Black Mage Köyü’ne götürdü. Orada bir ipucu bulma amacındaydı. Sonuçta Hilda Garde I’de pek çok Black Mage olduğu görülmüştü.
• Sadece No. 288 ve iki başka Black Mage orada kalmışlardı (diğer ikisi yeni doğmuş olan chocobo yavrusu ile ilgileniyorlardı). No. 288, Vivi’ye Kuja’nın çöldeki gizli kalesinin yerini söyledi. Vivi ve Zidane oraya gidip Kuja’yı ana merkezden vurmaları gerektiği kararını verdi.
• Kuja, bütün partiyi daha onlar bir şey yapamadan yakaladı. Kuja, Zidane’a Hilda Garde I’i kullanarak (Zorn ve Thorn gözetiminde) Oeilvert’e gitmesini ve oradan Gulug Taşı’nı almasını söyledi. Aksi takdirde arkadaşları hayatlarını kaybedecekti. Zidane kabul etmek zorunda kaldı.
• Zidane, Oeilvert’ten taşı aldı ve oradayken Terra hakkında daha çok şey öğrendi. Bunlar olurken, kurbağa Cid hücresinden kaçmayı başarmıştı. Diğerlerini de kurtardı. Kuja’nın labirente benzer yerinde ilerleyerek iç merkezine ulaşmayı başardılar.
• Zidane da yeni ulaşmıştı ve merkeze yalnız girmek zorunda bırakılmıştı. Kuja, Zidane herhangi bir şey yapamadan büyü kullanarak taşı ondan aldı. Diğerleri onu kurtarmaya geldiler. Ama Eiko, Zorn ve Thorn tarafından kaçırıldı. Kuja ise diğerleri saldırıya geçemeden ortadan kayboldu.
• Zidane, Mount Gulug’a gidip Eiko’yu kurtaracaktı. Oraya ulaşmak için “Esto Gaza” köyünden geçmeleri gerekiyordu. Sönmüş bir yanardağın içinde, Zorn ve Thorn’un, Eiko’nun eidolonlarını çıkarmaya çalıştıklarını gördüler. Ancak, Eiko 16 yaşın altında olduğu için (ve Mog tarafından korunduğundan) bu çıkartma işlemi gerçekleşmedi, ona sadece acı verdi. Arkadaşı Mog, Trance durumuna geçerek bir eidolon olduğunu açığa çıkardı. Mog (diğer adıyla Madeen) Zorn ve Thorn’u yere serdi. Kuja, Madeen’in Trance’i karşılığında oldukça şaşırdı ve yeni bir silah bulduğu ihtimalini düşündü. Kuja, Hilda Garde I ile oradan ayrılarak Terra’ya gitti. Invincible’ın toplamış olduğu ruhları kullanarak yapay bir Trance yaratmak ve onu kullanarak Garland’ı yok etmek istiyordu.
• Zorn ve Thorn birleşip tek bir yaratık haline geldiler ama Zidane tarafından yenildiler. Hilda’nın yakındaki bir odada tutulduğunu keşfettiler. Kendisini kurtardıkları için onlara teşekkür eden Hilda, Lindblum’a döndüklerinde Cid’i eski haline dönüştürdü. Hilda onlara “Ipsen’s Castle” adlı “Forgotten Continent”ta bulunan ters yüz bir kaleden bahsetti. Bu kale “Shimmering Island” yolu ile Terra’ya gitmenin anahtarını taşıyordu. Cid, eski düşünme kabiliyetine yeniden kavuştuğundan hemen Hilda Garde III’ün yapımını tamamladı ve onu kullarak partinin oraya gitmesini sağladı.
• Onlar yola çıkmadan önce Dagger ortadan kayboldu. Steiner ve Tantalus ekibi her yerde onu aradı. Zidane da aramaya katılarak Alexandria’ya yöneldi. Kuja’nın Alexandria’ya olan saldırısından kurtulmuş olan Beatrix ile karşılaşınca oldukça şaşırdı. Beatrix ona Dagger’ın büyük ihtimalle Brahne’nin mezarında olduğunu söyledi. Zidane, onu orada, sesi eski haline dönmüş şekilde buldu. Dagger, geçmişle olan bağlarını geride bıraktığını sembolize etmek istercesine saçlarını kesti ve Zidane’a katıldı.
• Grup, Ipsen’ın harap haldeki kalesine gitti. Amarant, partiden ayrılarak, Zidane ile kalenin sonuna ilk ulaşacağına dair bahse girdi. Parti, garip kale içinde ilerleyerek Amarant ve dört Elemental Ayna’yı aradı. Amarant onlarla dalga geçerek oradan ayrıldı. Dört ayna dünya etrafında bulunan dört özel tapınağa yerleştirilecek şekilde dizayn edilmişti. Ancak, onları kullanmadan önce Zidane, Amarant’ın kalenin dışına çıkmamış olduğunu fark etti. Amarant’ı bulmak için kaleye geri döndü. Onu yaralanmış bir halde buldu ve kurtardı. Amarant bir kez daha Zidane’ın davranışı konusunda şaşırmıştı.
• Sekiz parti üyesi, her bir tapınağa ikişer kişi düşecek şekilde ayrılmaya karar verdi. Eiko ve Dagger, “Water Shrine”a; Freya ve Amarant, “Fire Shrine”a; Steiner ve Vivi, “Wind Shrine”a; Zidane ve Quina ise “Earth Shrine”a gitti. Tapınakları koruyan dört muhafızı yendiler ve her bir aynayı kendi tapınağına yerleştirdiler. Esto Gaza yakınlarındaki Shimmering Adası ortaya çıkmaya ve Terra için bir geçit oluşturmaya başladı.
• Hilda Garde III, Shimmering Adası’nın içine çekildi. Zidane orada, onu yeniden Terra’ya davet eden Garland ile karşılaştı. “Mikoto” partiye Genomeların şehri “Bran Bal”a kadar rehberlik etti. Girişte, Garland’ın ruh emici gemisi Invincible’ı gördüler. Dagger, Madain Sari’ye yapılanları hatırlayıp bayıldı. Diğerleri onu şehre götürdüler. Zidane, herkesin ona benzemesi karşısında şaşkına döndü. Ancak hiçbiri kişilik sahibi değildi.
• Mikoto, Zidane ile karşılaşarak, onun özel bir Genome olduğunu ve Garland’ın onunla konuşmak istediğini söyledi. Şaşırmış bir halde, Zidane onu “Pandemonium”a, Garland’ın kalesine kadar izlemeyi kabul etti. Bir süre sonra Eiko, Vivi, Quina ve Amarant Zidane’ı aramaya başladı. Mikoto onlara Zidane’ın Garland ile görüşmeye gittiğini söyledi.
• Garland, Zidane’a gerçek kimliğini ve kaderinin ne olduğunu söyledi. Zidane, “ölüm meleği” olma kaderini reddetti ve Garland’a saldırdı. Garland, Zidane’ın ruhunu emerek onu orada bıraktı. Artık onun da diğer Genomelar gibi boş bir kabuktan başka bir şey olmadığını düşünüyordu.
• Garland, Zidane’ın boş bir vücut olduğunu düşünürken, anıları Zidane’ı terk etmedi. Arkadaşlarının söyledikleri geri dönerek, onu canlandırmaya çalıştı. İlk başta onu sadece şaşırtıp kızdırdı. Zidane’ın arkadaşları onu kurtarmak için oraya varmışlardı, ama Zidane kendi düşünceleri içinde kaybolmuştu. Kızgın, yaralı ve sersemlemiş bir biçimde olan Zidane, arkadaşlarının bu karmaşa içinde kalmayıhak etmediklerini düşündü. Onlardan kurtulmaya çalışsa da, onlar ona sıkıca tutundular ve ona saldıran yaratıktan onu korudular. Sonunda Zidane’ı aptallığından kurtardılar. Zidane onların dostluğunu bir kez daha kabul etti.
• Parti üyeleri, Pandemonium içinde ilerleyerek Garland’ı buldular. Garland bir ejderha çağırdı, onu yendiler. Daha sonra Garland’ın arkasından gittiler. Onu yaraladılar. Ama o sırada Kuja, Invincible ile ortaya çıkmaya karar verdi. Zidane ve partiye saldırdı. Sonra, ciddi bir şekilde yaralanmanın sonunda Invincible’ın taşıdığı ruhları kullanarak Trance’e geçti.
• Kuja, Garland’ı yakındaki bir yamaçtan aşağı bıraktı. Ama daha sonra Garland’ın sesi ona ulaştı ve ona Zidane olgunlaştıktan sonra ölmesi için tasarlandığını söyledi. Bunun üzerine Kuja, dünya üzerindeki herşeyi kendisiyle birlikte yok etmeye karar verdi. Büyük bir büyüsel güç ile Terra’yı yok etti. Eiko, Invincible’ın orada beklemekte olduğunu gördü. Zidane’a, onun içinde kaçabileceklerini söyledi. Zidane, önce Bran Bal’a dönerek Genomeları kurtardı. Dagger da onunla beraber geldi. Parti ve Genomelar Terra tamamen yıkılmadan önce son anda oradan kaçmayı başardılar.
• Bütün dünyanın Mist ile kaplı olduğunu gördüler. Kuja, Iifa Tree’ye giderek bir şekilde “Memoria”ya açılan geçidi açmayı başarmıştı. Memoria, yaşayan herkesin anıları ile dolu olan bir dünyaydı. Ayrıca, “Crystal World”e açılan bir geçit görevi de üstlenmekteydi. İçeride, bütün gerçekliğin başlangıcı ve sonu olan Kristal bulunmaktaydı. Kuja, Kristal’i yok etmeyi amaçlıyordu.
• Zidane, Genomeları Black Mage Köyü’ne bıraktı. Black Mageler ile iyi anlaşıyor gibi görünüyorlardı. Zidane, Lindblum’a giderek Cid ile görüştü. Cid ona şans diledi. Zidane daha sonra Iifa Tree’ye yöneldi.
• Zidane’ın gemisi düzinelerce gmüş renkli ejderha tarafından saldırıya uğradı. Alexandria ve Lindblum hava kuvvetleri (Mist’in varlığı ile yeniden çalışmaya başlamışlardı) yardımıyla onların arasında sıyrıldı ve Memoria’ya girdi. Garland, ona Memoria’da rehberlik etti. Bütün anı ve evrenin tek bir kaynağı olduğunu, onun da Kristal olduğunu söyledi. Sonunda Crystal World’e ulaştılar ve orada Trance halindeki Kuja ile karşılaştılar. Kuja onlara Kristal’i ve onunla birlikte her şeyi yok etme arzunusu söyledi.
• Kuja’yı yenmeyi başardılar ama “Necron” ile karşılaştılar. Yok edilişin vücut bulmuş hali olan Necron, her şeyin hiçbirşeye dönüşmesi arzusuna inanan, bu nedenle Kuja’nın Kristal’i yok etme arzusunu destekleyen bir varlıktı. Zidane ve parti, Necron’a saldırdı ve onu yenmeyi başardı.
• Iifa Tree kendini yok etmeden önce, Kuja partiyi oradan dışarıya ışınladı. En sonunda bir yaşama nedeni olduğuna karar vermişti. (Red Rose gemisinde, General Beatrix ile birlikte olan) Mikoto, Zidane’ı hissetti ve Hilda Garde III’te olan Cid ile iletişime geçti. Parti, onları beklemekte olan hava gemisi ile oradan kaçtı. Ancak Zidane, geri dönüp Kuja’yı kurtarmaya karar verdi. Iifa Tree patlamadan hemen önce onu bulmayı başardı.
• [Büyük ihtimalle, Zidane hayatta kalma isteği nedeniyle Trance’e geçti ve oradan kaçabildi.]
Kısa Bir Süre Sonra;
• Vivi’nin kendisine benzeyen bir sürü çocuğu oldu. [Vivi’nin ölüp ölmediği gerçekte bilinmese de öldüğü tahmin edilmekte.]
• Freya ve Fratley yeniden bir araya geldiler. Fratley, hala Freya ile olan geçmişini tam olarak hatırlamasa da, Freya onunla birlikte olduğu için mutluydu.
• Amarant, Lani ile arkadaş olarak yeniden birleşti.
• Beatrix, Alexandria’yı temelli olarak terk etme kararı aldı. Steiner onun bu amacını öğrendi ve bunu yapmaması için onu ikna etmeye çalıştı. Sonunda ona olan aşkını itiraf etti.
• Cid ve Hilda, Eiko’yu çoğunlukla onun isteği üzerine evlat edindiler.
• Tantalus, başka bir “I Want To Be Your Canary” şovu hazırladı. Bütün parti elemanları ve Vivi’nin çocukları, Alexandria’ya şovu izlemek için geri döndüler.Aşkını ilan eder.
  Alıntı ile Cevapla
'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 16.01.2010, 13:54   #8
Outlaws
Ziyaretçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Final Fantasy Hikayesi




  Alıntı ile Cevapla
'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 17.01.2010, 07:16   #9
Çevrimiçi
OkyanusunKalbi
WoodStock

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Final Fantasy Hikayesi

Ben Tekken hikayesini istiyorum...
  Alıntı ile Cevapla
Eski 17.01.2010, 10:34   #10
Outlaws
Ziyaretçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Final Fantasy Hikayesi

hemen efendim
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
fantasy


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 14:01.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.