Psikopat kişilik genç suçlularda önemli bir suç etkeni olarak görülmektedir, özellikle itiyadı suçlarda daha belirgindir. Psikopatlık kavramı çok eskiye dayanmaktadır ve “antisosyal kişilik” olarak tanımlanmaktadır.

Sosyalleşmemiş ve davranışları kendilerini toplumla sürekli çatışma halinde getiren bireylere, gruplara, topluma sadakat ve vefa duygularından yoksun, bencil, duygusuz, sorumsuz, dürtüleri ile hareket eden, deneyimlerden öğrenme, cezadan ders alma ve suçluluk gibi duygulardan yoksun kişidir. Hep başkalarını suçlar ve kendi davranışlarına haklı özürler bulur.

Ulman ve Krashner “Anormal Davranışa Psikolojik Yaklaşım” adlı eserinde psikopatların on özelliklerini şöyle belirtmektedirler:

a) Toplum kurallarına uygun davranmamak,
b) Sahte bir sevimlilik ve olgunluk,
c) Hukuka aykırı ve alışılmamış biçimde davranma güdüsü,
d) Ufak hileli suçları tekrar tekrar işlemek,
e) Kronik vefasızlık,
f) Yapılmış olan kötü davranışlar nedeni ile bir sıkıntının veya suçluluk duygusunun olmaması,
g) Geçmiş deneyimlerden ders almamak,
h) Yetkililerle sürekli çatışma,
i) Yakın ve anlamlı insanlararası ilişkileri sürdürememe,
j) Zevk almayı ertelemeyi istememe.

__________________

Sevmekten asla vazgeçmeyin. Sevgisiz bir hayat amaçsız, anlamsız olur.

Teşekkürler @alkanaga

__________________
''Türkiye, Atatürk'ü Allah'a borçlusun, geriye kalan her şeyi de Atatürk'e...''

Aşağıda sıralanmış olanlar, gelişmiş veya gelişmekte olan tüm toplumların ergenlik çağında olan insanlarında görülen aykırı gibi görülen davranış biçimleri. Uyumsuzlukları asgariye indirecek, temel eğitimin pedogojik formasyona dayalı bilgiler ile genç nesillere ulaşıldığında, 22 yaşa kadar kemik gelişiminin tamamlanması, iyi bir aile, çevre, okul ve arkadaş iletişimi ile 28 yaşa kadar sağlam karekter kazanımı ile aşağıda uyumsuzluklar olarak sıralanmış olanların çoğu hem ergenlikte hemde yetişkin çağlarda asgariye inmiş olarak görülecektir.

Bunların tümünün başında eğitim gelmektedir. Eğitim derken her konuda eğitim, eğitim, eğitim olduğu unutulmamalıdır. Paylaşım için teşekkürler..

a) Toplum kurallarına uygun davranmamak,
b) Sahte bir sevimlilik ve olgunluk,
c) Hukuka aykırı ve alışılmamış biçimde davranma güdüsü,
d) Ufak hileli suçları tekrar tekrar işlemek,
e) Kronik vefasızlık,
f) Yapılmış olan kötü davranışlar nedeni ile bir sıkıntının veya suçluluk duygusunun olmaması,
g) Geçmiş deneyimlerden ders almamak,
h) Yetkililerle sürekli çatışma,
i) Yakın ve anlamlı insanlararası ilişkileri sürdürememe,
j) Zevk almayı ertelemeyi istememe

__________________

Ergenlikte bu davranışların bir kaçı gözlemlense de,hepsinin bir arada yaşanması patolojiktir diye düşünüyorum.Gözlemlenen bu davranış şekillerinin eğitim,aile hatta destekle en aza indirgenmesi olasıdır.Ülkeizde bunca ailesiz,eğitimden yoksun,sokakta yetişen gençler varken psikopat olunmaması ne mümkün.@Aristo,bu paylaşıma yorum yapacağını ve yorumunun ne olacağını merak ediyordum.)) @Mediter de fikrini yazınca en iyi 3 yorumcunun düşüncelerini okumuş olacağız.)Teşekkürler.

__________________
Bazen önemli olmamalı gidecek olan ya da gelmeyen. Çünkü bazen, başlaman gerekir her şeye yeniden.
Nazım Hikmet Ran.

Bence giderek psikopatlaşıyoruz. Benlik ve bencillik o kadar fazla ki, psikopatliğe meyilli olanı çabucak psikopata çeviriyor. Psikopat kişilik bozukluğu, empati yokluğu ve bununla ilişkili olarak başkalarının haklarına tecavüz, tekrarlayan suçlar, pişmanlık duymama ve suçun sonuçlarından ders çıkarmama, yüzeyel ve gerçeklikten uzak her türlü manipülatif davranışlar,dürtüselliğin eşlik ettiği iritabilite ve dikkat çekici düzeyde sorumsuz yaşam tarzı ile tarif edilmetedir.DSM-4 'e (Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı) göre Antisosyal kişilik bozukluğu, DSM-IV tanı ölçütleri(Psikiyatr'ların el kitabı):

A. Aşağıdakilerden en az üçünün olması ile belirli, 15 yaşından beri süregelen, başkalarının haklarını saymama, başkalarının haklarına saldırma örüntüsü.

1. Tutuklanması için zemin hazırlayan tekrarlayıcı eylemlerde bulunma, yasalara ve toplumsal kurallara ayak uyduramama.
2. Sürekli yalan söyleme, takma isim kullanma, kişisel çıkar ve zevki için başkalarını atlatma.
3. Dürtüsellik ve gelecek için tasarılar yapamama.
4. Yineleyen kavgalar veya saldırılarla belirli sinirlilik ve saldırganlık.
5. Kendi ve başkalarının güvenliği konusunda umursamazlık
6. Bir işi sürekli götürememe, mali yükümlülüklerini yerine getirememe ile belirli sürekli sorumsuzluk.
7. Başkalarına zarar verme, kötü davranma veya bir şey çalma durumuna karşı ilgisizlik veya bunlara kendine göre mantıklı açıklamalar getirme, vicdan azabı çekmeme.

B. Kişi en az 18 yaşındadır.

C. 15 yaşından önce başlayan davranım bozukluğunun kanıtları vardır.

D. Antisosyal davranış sadece şizofreni veya manik epizodun gidişi sırasında ortaya çıkmayabilir.

DSM-5'e (Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı veya Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı) göre Psikopat ya da antisosyal kişilik bozuklukluğunun tanısı 18 yaşından sonra konabilmekte ve bu olgularda 15 yaşından önce davranım bozukluluğunun olduğunun kanıtlanması gerekmektedir (APA 2013).DMS-5 Mayıs 2015 yılında yayınlanmıştır.

Tarihsel açıdan bakıldığında, nörogörüntüleme çalışmaları bize antisosyal kişilikbozukluğunun organik bir mental bozukluk olduğunu göstermiştir (A. Yıldırım,Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches in Psychiatry 2015; 7(1)8-108 doi: 10.5455/cap.20140607062145 ).

__________________

Sevmekten asla vazgeçmeyin. Sevgisiz bir hayat amaçsız, anlamsız olur.

Psikopati ve suç ilişkisini inceleyen bir çalışmanın sonuçları aktarılmış sanıyorum. Bu çalışmanın sonuçlarını mı tartışıyoruz, yoksa antisosyal kişiliğin ileride yaratacağı sorunlar konusunda fikir mi beyan ediyoruz? Psikolojinin sosyolojiye etkisi , ya da sosyolojik olayların yaratacağı psikolojik / psikiyatrik sorunlar da gündeme getirilmeli , ancak böyle hassas konular, konunun uzmanları tarafından değerlendirilmeli, sonuçları açıklanmalı. Yapılabilecekler arasında, yukarda sözü edilen belirtileri gösteren kişi yakın çevremizde ise, konunun uzmanına yönlendirmek ve onun sağaltımına bırakmaktır.
Her başı ağrıyana MR çektirmek ne kadar hatalı ve uygunsuzsa, her morali bozuk ya da öfkeli kişiyi psikopat/ psikolojik sorunlu diye adlandırmak da aynı derecede yanlıştır. Hele de bu can sıkkınlığını sadece dinleyerek, kişisel kazanım ( maddi/ manevi) sağlayanlar oldukça, kişiler arası iletişimi sıcak tutarak, iyi özellikleri öne çıkararak bir çok rahatsızlığı , çok derinleşmeden önleyebiliriz, o kişilerin çıkar tuzaklarına düşmekten koruyabiliriz.

__________________

Kişiler gibi toplumlarda travma yaşayabilirler.. Yaşayacakları idari, sosyal, siyasal, ekonomik dengelerin verdiği bozukluk travma yaşanmasına neden olabilir. Bu durumda olanların içinden toplumsal kurallara aykırı davranış bozuklukları tezahür edebilir. Baskıcı rejimlerde suskunluğu sağlama adına, kişileri etkisiz kılma adına beyin yıkama toplu metotları uygulanır, adına toplama kampıda denir temerküz kamplarıda denir.. Demokratik düzen içindeki rejimler ise sosyal travmaya uğramış olanları toplu rehabilitasyon merkezlerinde tedavi ederler ama, dikta ve demokrasi her halükârda kanımca ayrılığını belli eder..

Sosyoloji ve Psikoloji tüm iç branşları ile ne için vardır?

__________________

“Topluma bir yalancı ve dolandırıcı olarak gösterilmek çoğumuzu yıkabilir ve küçük düşürebilir, ama psikopatın durumu farklıdır. O yine de toplumun gözünün içine bakabilir ve ‘şerefi üzerine’ ateşli sözler verebilir”. (Robert Hare, “Vicdansızlar).
Psikopat için kendi kafasındakiler önemlidir ve duygusal olarak küt olarak yaşarlar. Onlarca İnsanın ölmesi ya da acı çekmesi önemli değildir. Ayrıca, Yochelson ve Samenov, “Suçlu Kişilik” (Criminal Personality) adlı eserinde, suçluların kendilerine özgü özel bir “düşünme model”leri (criminal thinking patterns) olduğunu, bunun kendi içinde tutarlı olmasına rağmen yanlış olduğunu yazmaktadır. Sorumluluk sahibi kişi, yükümlülüklerini bilir, bunları yerine getirir, başkalarını düşünür ve çalışkandır. Diğer uçta bulunan sorumsuz kişi ise yalnızca sorumluluktan kaçmakla kalmaz, başkalarını düşünmez, işten kaçar, toplumun koyduğu yasal sınırlamalara uymaya gerek duymaz. Suçlularında özel “düşünme model”leri vardır ve küçük yaşta oluşmuştur. Sorumsuz kişilik ile birleşince, bu kişinin suç işlemesi kaçınılmazdır. “Düşünme modeli” tamamen silinmedikçe bu kişi zorunlu olarak suç işleyecektir. Suç bunlar için alkolizm gibidir. Tedavisi için uzun süre suçtan uzak kalınmalıdır. psikopat kişilik heyacan arar, kin güder ve Öc alır. Bu suretle tutarsız hareketleri olması normaldir. Fakat toplumun psikopatlaşması ise resmen İnsanlığın İntiharı gibi bir durum dur.

__________________

Sevmekten asla vazgeçmeyin. Sevgisiz bir hayat amaçsız, anlamsız olur.

Us'a, deneyselliğe ve realizme dayanmadığı müddetçe toplumsal olarak akıl dışı bir çok psikopatlık örneği görülebilir. Zira Psikopatlığı besleyen ve kişileri bu duruma sürekleyen sürecin baş aktörü,kışkırtıcılık, engellenme, bencillik ve bu bencilliği besleyen korkular ve inançlardan oluşmaktadır.
Antisosyal kişilerin çocukluktan itibaren iletişim bozukluğu içinde oldukları ve bu iletişim bozukluğuna bağlı olarak algılarının da farklı oldukları görülmüştür.
Örneğin, Psikiyatr hastaları üzerinde yürütülen çalışma, beynin duygu, korku ve saldırganlıkla ilgili olan bölümü ile karar alma süreçlerini yöneten diğer bölümü arasındaki değişken iletişimin psikopatiye neden olabileceğini ileri sürülmüştür
( King's College'dan, Dr. Michael Craig ;2009).
Hatta Dr. Craig şöyle diyor, "Psikopatlardaki bağlantılar, normal insanlarda olduğu kadar iyi inşa edilmiş durumda değil. Dolayısıyla eğer yollarla ilgili bir benzetme kullanacak olursak, ruh hastalarında çok daha fazla çukur görüldüğünü söyleyebiliriz. Ayrıca onların yollarına, psikopat olmayan kişilerinkine kıyasla çok daha az özen gösteriliyor." diyor.
Yani biliyoruz ki her öğrendiğimiz bilgi nöronlar arası bir yol oluşturur ve bu bilgi kullanıldıkça bu bağ kuvvetli olur. Psikopatlarda ise bu yollarda kopukluklar, iletişim bozukluğu var. Bu durum Psikopat kişilerin etrafınıda etkilemektedir. Bu yüzden Antisosyal olan birinin ailesi de terapotik yardım almalıdır.

Kaynaklar

http://www.bbc.com/turkce/haberler/2...chopaths.shtml

ZARA Ayten, Yaşadıkça,İmge kitabevi,1. baskı 2011,Sf 342-343

__________________

Sevmekten asla vazgeçmeyin. Sevgisiz bir hayat amaçsız, anlamsız olur.