'Kauçuk Gibi Esneyelim ve Dağılmayalım'

Bombalar patlıyor, canlarımız gidiyor, ciğerimiz yanıyor. Gittikçe daha çok umutsuzluğa düşüyoruz! 'Peki ne yapabiliriz?' sorusunu Prof. Dr. Nevzat Tarhan'a sorduk:

Kauçuk gibi olalım; esneyelim ama dağılmayalım...Türkiye, art arda yaşanan terör olaylarıyla sarsılıyor. Geçtiğimiz hafta 44 şehit verdiğimiz Beşiktaş’taki saldırıdan sonra, bugün de güne Kayseri’deki saldırı ile başladık. 13 şehit ve 48 yaralının olduğu saldırı sonrasında yine toplumda isyan sesleri yükseliyor. Herkes ‘yeter’ demekten bıkmış, isyan etmekten yorulmuş durumda. Hiç beklemediğiniz durumlarda ve yerlerde karşımıza çıkarak, terörün en çirkin yüzü ile bizi yıldırmak istiyorlar. Peki yöneticiler ve anne babalar ne yapmalı, toplumsal ve bireysel olarak bu olaylarla nasıl başa çıkabiliriz? Toplum Psikolojisi kitabının yazarı, Üsküdar Üniversitesi Rektörü Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan hepimize ‘Kauçuk gibi olun’ önerisinde bulundu. İşte Tarhan’ın değerlendirmesi:

“KÖTÜ DÜNYA SENDROMU YARATMAK İSTİYORLAR”

“Türkiye’de sürekli saldırılar düzenleyerek, insanların güven duygusunu kırmak, gelecek kaygısı yaratmak ve dehşet duygusunu yaşatmak istiyorlar. Burada ‘kötü dünya sendromu’ denilen durum hedefleniyor. Sosyal psikologların uzun zamandır kullandığı bu sendrom, toplum olarak umut duygusunun çok fazla darbe aldığı durumlarda kullanılıyor.

Bu sendromun 3 belirtisi var:

1. Bazı insanlarda bu sendrom, içine kapanma, sosyal ortamdan kopma şeklinde belirti gösterir
2. Bazı insanlar ise daha da hırçınlaşır ve teröre karşı bir terör yaratarak karşılık vermek ister.
3. Diğer bir grup da bu durumdan bıkar ve ülkeyi terk etmeyi hayal eder ya da imkanı varsa gider.

Teröristlerin istediği ise bu duygu durumlarını ortaya çıkartmaktır. Özellikle gelecek endişesi yaratarak, insanların kişisel ve kültürel yapısına göre bu üç durumdan birinin ortaya çıkmasını sağlarlar.

Bu nedenle ‘Türkiye güvenli bir ülke değil’ duygusunu giderecek çalışmalar yapmak gerekiyor. İnsanlara, durumun kontrol altına alınacağı ve gerçekçi çözümler oluşturulacağı konusunda umut verilmeli. Yöneticilerin buna özen göstermesi gerek.

Özellikle gençler ve çocuklar çok etkileniyor bu olaylardan. Çocuklar, anne babalarının olaylar karşısındaki tavırlarına bakarak, kendilerine onu model alıyorlar. Ebeveynlerin de bu noktada dikkatli olması şart. Daha olumlu bir tavır sergilemeleri gerekiyor. Ancak burada olayı inkar etmemek, olmamış gibi davranmamak da çok önemli. Çünkü inkar etmek, çocuklarda güven duygusunu zedeleyen bir durumdur.

Hepimiz bir gemideyiz. Kaptana ya da diğer mürettebata kızmak yerine geminin tamamını düşünülmeli. Yöneticilerin hataları elbet konuşulmalı ama abartılardan kaçınmalı. Hepimiz zarar görüyoruz çünkü. Zaten bizi parçalamak istiyorlar ve bundan haz alıyorlar. Güçlenerek ve birleşerek bu durumları atlatmamız şart. Gerilim politikalarını azaltmak ve öfkeye öfkeyle karşılık vermek yerine sakin kalmak gerekiyor. Dediğim gibi teröristler en çok gerilmemizi ve parçalanmamızı istiyorlar.

Psikolojide strese karşı 3 davranış modeli vardır:

1- Kimi insan stresi sünger gibi emer ve onunla yaşar
2- Kimileri strese karşı bir teflon gibidir. Daha bencilce yaklaşır. Kendisi yanmaz ama temas edeni yakar
3- Kimisi de kauçuk gibidir. Stresi öğütür, azaltır ve onunla sağlıklı bir şekilde mücadele eder.

İnsanlara tavsiyem kauçuk modelini benimsemeleri… Toplum olarak kauçuk gibi olalım; esneyelim ama dağılmayalım”

__________________

Kötü dünya sendromu; uydur uydur yaz.... Kötü dünya sendromu denilen şey birilerine yaşatılır. Sen pahalılıkla enflasyonla boğuş, dolar alsın başını gitsin, maaş zamları vs. çöpe gitsin, hergün patlama ve terör haberleriyle karşılaş, televizyonlarda haberler Suriye, Irak savaş vs. üzerine olsun genelde, ardından tacize uğrayan, yaralı ya da yanan çocuk görüntüleri ile karşılaş, kendi çocuklarının okul derdi, eğitim derdi, gelecek derdi ha bire çabala, sokağa çıktığında genellikle asık suratlı insanlarla karşılaş. Kimsenin kimseye güvenmediği, milletin gırtlağa kadar borç içinde olduğu gerçeğiyle bir çok kez yüzleş, okumanın para etmediği, işsizlerin fink attığı bir yerde bir çok kişinin torpil arayışlarını ya da yakarışlarını işit ve sonra kötü dünya sendromu yaşıyor muşuz..
Hadi oradan Nevzat Efendi, 2005 yılında hastalarından 2000tl ayak bastı parasıyla kim ne kadar söğüşledin, NT kitap evlerinde boy boy kitapların vardı, bu işten senin sendromun kıyak olabilir ama toplum gerçeğini değiştirmiyor bu. Sen git yine tarikatçı ya da cemaatçi müşterilerine anlat bunları..
Günümüzde kafan rahat edecekse, ya çok cahil olacaksın, ya da dağ başına kaçıp her şeyden uzaklaşacaksın. Düşünen ve sorgulayan insan maalesef sordukça düşünüyor ve kurguluyor...
Düşünmüyorsan zaten sorun yok. Zira insan düşünen bir hayvandır. Sen düşünceyi kaldır geriye hayvanlık kalır..

__________________

Sevmekten asla vazgeçmeyin. Sevgisiz bir hayat amaçsız, anlamsız olur.

Önlenemezmiydi????.

Millet ve Insan olarak, Sorunlulugumuzu elimize almazsak, Hz. Cocuk Bademledi diye, bizlerede Cocuk Bademlemeyi dayaticaklar!.

Ara sira Türkiyede bulundugum zamanlar, basimdan bazi seyler gecmis, burada bazi aciklamaklarda bulunmustum.

Rabbena Hep Bana Mentalite Türkiyede Mebcut olduguna, cogu kez taniklik yaptim.

Atatürk gibi bir Lider aranacagina, Her birimiz Atatürkün Namusu ve Serefine sahip ve Laik cikmaya calissak, Kökünden Problemler cözülür!.

Burada Dogu Anadoluyu PKK Kucagina degil, Kardeslerimize sahip cikip, Son sinirlarimizi kuvvetlendirilircesine hareket etmekte yarar var.

Is Kazalari, Trafik Kazalari, Müteahit kazalari diye siraya dizilirken, Son büyük Depremlerde, Yikilian Evlere karsi, Deprem Vergileri cikartilmisti.

Secim Propagandasinda kullanilan, Maden Iscilerinin Haklari dagitilirken, Can Kurtaran Odalari yapilmayip, Canli Canli Kavurma gibi yanmalari göze alindi.

Buda yetmedi, gercekler ortaya cikmamasi icin, Küllü Sular Madenlere sevkedilip, kuruduktan sonra, Metrelerce Betonlasmis Küllerle üstü örtüldü.

Trafik Kazalari.

Cok interesan, Polisin olmadigi, Gec Saatlerde Kirmizida durmayi bilmeyen Söförlerden olusmus, Cezalarin Caydiri tarafi gözükmezken, Trafik Kazalarinin azalmasindan hayel etmek, Cocuk Tecavüzcü Kulüplerinin olmadigindan sanmak gibi.

Simdiye kadar Is kazalari, Terör olaylari derken, Teröristlerle Gerdege girenleri destekleyip, Yandaslarin Firmalarinda olan Emniyet eksikligine göz yumanlari sorgulamak lazim.

Bulundugum ortamdada, Vatandaslarin Mekanlarina Tamirat nedeni gittigimde, Acimasizca Gercekleri yüzlerine vuruyorum.

Aglamaya kalkiniyorlar isler iyi gitmiyor diye.

Mercedes sürmesini, daha dogrusu, gösteris olarak kapinin önüne park etmesini biliyorlar ama!.


Bu tabloya karsi, Birisinin canina maal olabilecek ihmali, gözden görmeden edemem.

5´inci ayda terk ettigim Firma sahibide, tutarimi elestirmeye kalkti.

Internetten Kanunlari indirip, Yazciyla kiyada gecip, Imzalattiktan sonra susu verdiler.

Kanunen Is Emniyetleri bir düzene getirilmis, Emniyeti kusursuz ayakta tutabilmek icin, Parayi ve Zamani ayirmasi Kanunen ayarlanmistir.

Anliyacagin, Kontrole gidenler Kavurma icin oralara gidip, Damga vuracaklarina, ara sira denetlenip, tutanak tutulsa, bazi ********ler Damgalarini kaybederken, Bazi Cocuklarimizda Babalarini, Ekmegi evine kazananlari kaybetmezdi.

Insaatten, basina Harc düstügünü söylemistin.

Oldugum cevrede böyle bir durumun, Insaatin durdurulmasinla sonuclanirdi.
Polisi cagirip, tutanak tutturdunmu?.

__________________
Ne Mutlu Türk'üm Diyebilene!.