Türkiye Nereye? | Rahmi Turan

[@Gülümsün]

Türkiye nereye?

Eğitim, boş lâflarla, çağ dışı uygulamalarla olmaz, akılla, bilimle, çağdaşlığa ayak uydurmakla olur.
Bizde bu yıldan itibaren uygulanacak eğitim sistemi kalkınmışlığın değil, geri kalmışlığın göstergesidir!
Osmanlı'yı uygar dünyadan koparıp batıran bilim dışı “Medrese eğitimi” idi. Şimdi 21'inci Yüzyıl Türkiye'sinde de çağ dışı bir eğitim sisteminde ısrar edilip, ülkemizin çocukları yüz yıl, bin yıl öncesinde yaşatılmak isteniyor!
Bilim toplumu olmadan Batı uygarlığına ulaşmamız mümkün değildir. Demokratik Batı ülkelerinin düzeyine gelmeden de toplum olarak refahı yakalayamayız.

* * *

Oysa ülkemizin eğitimini yönetenler bizi her geçen gün bilimsellikten biraz daha uzaklaştırıyor.
Bilimde ilerlemeden büyüyemeyiz, kalkınamayız.
Ecdadımız Osmanlı'nın yanlışlarını tekrar ederek nereye varabiliriz ki?
O ecdat, vatanımızı 100 yıl önce yabancı devletlere teslim etmişti.
Atatürk ve silah arkadaşlarının muhteşem direnişi, mucizeler yaratarak kazandığı Kurtuluş Savaşı olmasaydı biz bugün bir hiçtik.
Şimdi, Arap hayranı yönetim, yeni öğretim programından Atatürkçülük, Atatürk ilke ve devrimlerini çıkardı. Bugünkü varlığımızın temeli olan Kurtuluş Savaşı da kısa bir bölümle geçiştirildi.

* * *

Yerine ne konuldu?
Ağırlık, 15 Temmuz Darbe girişimine verildi.
Atatürk ve laiklik çıkarıldı, yerine “Cihad” konuldu.
Bilimselliğin yerini din kuralları aldı.
Din elbette ki önemlidir ama hayat dinden ibaret değildir.
Bu yıl, 21'inci Yüzyıl Türkiyesinin okullarında “Şeriat kuralları” öğretilecek ve “Cihad dersleri” verilecek.
Demokrasi öğretimi nerede? O yok!
…Ve Türkiye böyle bir eğitimle ilerleyecek öyle mi?

* * *

Günümüzün siyasileri, Osmanlı'nın batışından da ders almamışlarsa, söyleyecek başka bir lâf kalmıyor.
Uygar Avrupa'nın değil,
ölümün ve ilkelliğin kol gezdiği, kan revan içindeki Ortadoğu'nun yolundayız!
Çağdaş olmayan bu eğitimle, Türkiye'ye, Türk çocuklarına, Türk gençliğine yazık ediyorlar!

* * *

BODRUM İYİ PUAN ALDI

6,6'lık deprem, en çok Bodrumluları korkuttu. Neyse ki ölüm yok, sadece yaralı var!
Tatil beldesini önce deprem vurdu, sonra tsunami dalgaları geldi, buna rağmen ilçede yıkılan bina olmadı. Bu da Bodrum'un sağlam yapısını gösteriyor.
Deprem uzmanları “Bu fay hattında stres boşaldı, artık ciddi bir deprem olmaz, Bodrum rahat etsin” diyor.

* * *

Dursun Atılgan, Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı'dır.
Almanya'nın Köln kentinde yaşayan Dursun Atılgan, işlerinden fırsat bulup hem memleket özlemini gidermek, hem de tatil yapmak için Bodrum'a geldi. Kader bu ya, o korku dolu deprem gecesini, kaldığı Türkbükü'nde bütün heyecanıyla yaşadı.
Dursun Atılgan, Almanya başta olmak üzere dünyanın her yanındaki dernek mensuplarına yolladığı mesajda depremi şöyle anlatıyor:
“Gece yarısı saat 01.30'da müthiş bir sarsıntı ve gürültüyle uyandığımızda, ailece hemen dışarı fırladık. Bir depremle karşı karşıyaydık. Sarsıntılar korkunçtu. Büyük heyecan yaşadık, bütün geceyi dışarıda geçirdik ama yine de halimize şükrediyor ve…
Tanrı bizi çatlaklardan korusun, diyoruz!”
Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Dursun Atılgan, yoğun çalışmaları nedeniyle uzun yıllardan beri ilk defa dinlenmek için Bodrum'a gelmiş ama güzel bir tatil yerine depreme yakalanmıştı.

TEBESSÜM

GÜNEŞ YALNIZ DİRİLERİ ISITIR!

Büyük usta Oktay Rifat'tan umutları yeşerten, yüzleri
güldüren, insana yaşama sevinci veren şiir:
“Boğazından lıkır lıkır geçen,
Şu suyun kıymetini bil.
Nedir ki bu mavilik deme,
Pencereden görebildiğin kadar
Göğün kıymetini bil.
Kıymetini bil çiçek açmış bademin,
Güneşli odanın, çamurlu sokağın,
Beyazın, siyahın, yeşilin,
Pembenin kıymetini bil.
Dirilik öyle bir şey yürekte,
Sevinçle çırpınır,
Kavak yelleri eser insanın başında,
İnsanoğlu kızar, öfkelenir, savaşır,
Halk için girişilen savaşta,
O korkulu sevincin,
Öfkenin kıymetini bil.
Bil ki bu, budur işte!
Güneş yalnız dirileri ısıtır,
Güneşin kıymetini bil.”

GÜNÜN SÖZÜ

Gerçek demokrasi sağlık gibidir. Kaybedilmeden önce değeri anlaşılmaz

[@Rosebud]

Biraz önce haberlerde izledim, bir yere bir vali atanııyor adam koltuğuna tekbir ve Allahüekber nidalarıyla oturuyor.
Açıkça Türkiye'yi IŞİD ele geçirmiş.
Dine ödün verile verile bu hale geldik.
Geçmiş olsun.

[@Insanlikarayan]

Orjinal Mesaj Sahibi Tuco

*** Davutoğlu “IŞİD mensupları” diyor ve “terörist” sıfatını kullanmıyordu. MİT TIR’ları IŞİD ve benzeri örgütlere silah yardımı götürüyordu. “Türkmenlere insani yardım” gerçek değildi. Zaten “insani yardım” olsa gizlenmez ve Kızılay’la ulaştırılırdı.. 2) Konya-Adana hattında yakalanan roket parçaları, sarin gazı yapımında kullanılabilecek kimyasallar belgelidir. 2*) Yaralanan IŞİD komutanlarının Hatay ve Kilis hastanelerinde tedavi edildiğinin fotğrafları vardır. Bosna’dan Afganistan’a kadar dünyanın pek çok yerinden IŞİD ve benzeri örgütler içerisinde Esad’a karşı savaşmak için gelen teröristler, AKP hükümetinin sağladığı imkânlarla Suriye’ye geçti. Ellerinde silahlarla sınırı geçip, sabah geri dönen teröristlerin görüntüleri internette bolca vardır. ABD’li senatör Richard Black açık açık CIA’nın Libya’dan Türkiye’ye silah sevk ettiğini, MİT’in de bu silahları Türkiye’den Suriye’ye taşıdığını belirtmektedir. (Örneğin İskenderun Limanı’na terörist ve silah boşaltan Al Antisar gemisi). Black, her ay 250 İslamcı militanın CIA tarafından Türkiye’de eğitildiğini söylemektedir. IŞİD, ele geçirdiği Suriye’nin Rakka şehrindeki petrolü, Türkiye’de satmaktadır. IŞİD’in doğduğu şartlar AKP-IŞİD ilişkisine dair daha pek çok kanıt var ancak yerimiz yok. Biz bu ilişkinin siyasi boyutuna odaklanalım: İŞİD, 2006’da ABD’nin Irak’ı işgali koşullarında ortaya çıktı ve büyüdü. IŞİD, Erdoğan hükümetinin Esad’ı devirme hedefinin bir parçası olarak Suriye’ye geçti ve büyüdü. Kılıçdaroğlu 4 Ekim’de, IŞİD’in İstanbul ve Gaziantep’te militan toplamak için ofisler tuttuğunu öne sürdü. 10 Ekim’de, Konya müftüsü dört dün önce kentten 100 kişinin IŞİD’e katıldığını söyledi. Bir AKP Meclisi üyesi (Selim Yağmur), Facebook sayfasından şunları yazdı: 1*)”İŞİD iyi ki varsın… Allah kurşununu azaltmasın.” Erdoğan, ABD’nin Ilımlı İslam projesinin bir aracı olarak 2002’de iktidar yapılmıştır. Bu nedenle de çok övündüğü gibi “ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanı” olmuştur. Böylece Hikmetyar’ın dizinin dibinde başlayan siyasi yolculuğu, Esad karşıtı cephede IŞİD’le buluşmasına kadar sürmüştür.

1*)

Az daha birde, Laurel ve Hardy diye cektimde, Laurel ve Hardy´le gülüsmüstük.

2*)

Arsiv unutmaz.