"Kozmik Oda" nın Sırları | Saygı Öztürk

[@Redwine]

Genelkurmay Başkanlığı Ankara Bölge Başkanlığı Seferberlik Tetkik Kurulu’nda, 20 oda aranacaktı. Aramanın çabuk yapılabilmesi için Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili, 4 savcı ile birlikte gitti. Askerler “Giremezsiniz” diyor, savcılar, “Canım bir bakıp çıkacağız. Ne var bunda” diyordu. Yasa maddeleri hatırlatılıyor, bu odada ancak hakimin araştırma yapabileceği belirtiliyordu.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi (şimdi Yargıtay üyesi) Kadir Kayan geldi. “Kozmik Oda”nın birinde planlar, diğerinde ise bilgisayar bulunuyordu. Bilgisayar odasına geçildiğinde, hakimin bilgisayar kullanamadığı anlaşıldı. TÜBİTAK’ta çalışan Barış Erdoğan ile bir yüzbaşı geldi. Aslında herkes herkesi izliyordu. Kimsenin kimseye güveninin olmadığı bir ortamdı.



Not: Yazının devamını okumak için, aşağıdaki linki tıklayınız.


- - - - Sözcü - - - -

[@CadII]

Yazının devamını okuyacaktım ama linki göremiyorum

[@CadII]

Orjinal Mesaj Sahibi Aristo

TSK, 1990' lı yıllarda NATO ve ABD ile arası bozulduğunda, Genelkurmay içine çöreklenmiş Gladyo' yu tasfiye etmiş, TSK' nın ülke için en hayati faaliyetleri de ABD için bir sır olmuştu.

Ancak ABD içimize yeşillenerek (!) girdi. Cemaat ve AKP kılığında girdi.

Bülent Arınç denen vatansevmeze karşı yapılacağı iddia edilen uyduruk bir suikast planı ile Kozmik Oda' ya girdi hain İslamcılar... Ve oradaki bütün bilgiler şu anda kesinlikle CİA' nın elindedir.

Ancak o hainlere Kozmik Oda' ya girme izni veren İlker Başbuğ' da büyük bir ihanete imza attı.

Koyulttuğum cümle yüzeysel bir yaklaşım olmuş. Bu davaları yakından takip eden biri olarak, bir çift söz söylemek hakkımdır zannımca.

Herhangi bir olayı yargılarken, o dönemi ve şartlarını çok iyi bilmek gerekir. Çok yönlü irdelemek, doğru yorumlamak için olmazsa olmazdır. O günlere dönersek, şu anda paralel yapı sözünü sözcük dağarcığımıza yerleştirenlerle, bu yapı içinde yer alanların aynı yatakta orgazmın doruklarına ulaşmış olduğunu hatırlamak zor değil. Erk, bütün yayın organlarıyla, yaptığı icraat ve söylemlerle, halkın büyük kısmını TSK' ya düşman etti. Adeta, halkın içinden çıkan Dünya' nın en sağlam ordusuna savaş açtı. Anlayacağınız, TSK tek başına kaldı. Üstelik darbe zihniyetini çoktan aşmış bir orduydu o günün ordusu. Düşünsenize, her yerde bırakın insanların evlerinin aranması, tutuklanması, tüm ailenin hayatlarıyla oynanması, artık, insanların evlerine gizli kameralar yerleştiriliyor, ergenlik çağındaki kızlarının görüntüleri kaydediliyor, ülkenin en iyi çalışan beyinlerinden olan, TSK.' nın göz bebeği babalarına, istifa etmezse, kızlarının ev içindeki görüntülerinin dağıtılacağı tehditleri savruluyordu.

Dünya' nın hiç bir yerinde, hiç bir ülke insanı, ordusuna karşı bu denli acımasız olmaz, onu sahiplenir. Kendi içinden çıkmıştır ve ülkenin teminatıdır çünkü. Hele de bizim ordumuz. Var mıdır Dünya' da eşi benzeri?
Kişisel çıkarlar, siyasi çıkarlar için darmadağın ettiler.

O dönemin Gen.Kur. başkanı itiraz etseydi ne olacaktı? Daha da beter olacak, ekmeklerine yağ sürülecekti. Kaldı ki; İlker Başbuğ kapıları açmadan, dönemin başbakanına, "Kozmik odadaki hangi bilgiyi istiyorsanız sizi bilgilendirelim" dedi. Ama başbakan açılmasını istedi.

Hatta gelen savcıya açılmadı oda. Mahkeme kararıyla ancak bir hakime açılabileceği söylendi. Kanun böyleydi çünkü. O karar var ya, anında çıktı. Bunlar önemli ayrıntılardır. Tarihin, ve dahi hiç kimsenin göz ardı etmemesi gerekir.

Bundan sonra yargılanması gerekenler, oradan çıkanların devlet sırrı niteliğinde olmasına rağmen, neden Tübitağa gönderildiğidir? Tübitak' ta bu bilgilerin imajının alınmış olup olmadığıdır, alındaysa, kaç tane alınmıştır, kimler almıştır ve nerelerdedir? Tutanak tutulmuş mudur?

Kişisel kanaatim odur ki; çok kısa sürede, bu işin içinde olan gizli servislerin eline geçmiş olma ihtimali çok yüksektir. Çünkü amaç zaten budur. Veee bu gerçekten çok iç acıtıcıdır.

Haaa bu davaları yakından takip ediyordum dedim ya. Herkesin tüm televizyon kanallarından askere kin ve nefret kustuğu süreçte, kafam benim de karışmıştı. Ama kısa sürede ayıldım. Bunun toplumda bir algı yaratma operasyonu olduğunu anlamak hiç de uzun sürmedi. Kafam çalışıyor
Ondan sonra da hiç bir programı izlemedim. Etrafıma da izlemeyin bu vatan hainlerini diye telkinde bulundum.

Dileğim, koskoca bir ordunun, o orduya mensup olanların ve onların ailelerinin geleceğiyle oynayan nokta nokta gazetecilerin, nokta nokta siyasilerin ve bu oyunun içinde olan herkesin, adil bir şekilde yargılanmaları. Dikkat edin "adil" diyorum. Aynı haksızlıkların, onlara bile yapılmasını istemem. Çünkü ülkem hep birilerinin kendi aralarındaki hesaplaşmaları yüzünden yol alamıyor. Ve bu bir kısır döngü.

Ama özellikle yargılanmasını istediğim, o gün olmadan ölürsem gözüm açık gideceğim biri var. Her gece kanal kanal gezip, dudağına sürdüğü kırmızı rujla seksi dudaklarını gözümüzün içine sokan, üstelik yamuk bir şekilde gülümseyerek, etkisini ikiye katlayan o kadın. Onun parasını kim veriyor merak ediyorum. Yargılanırken, bu da sorulsun...

[@Serkan]

Ülkemin üzerinde oynanan oyunlar bitmiyor.
Ben şuna dikkat çekmek istiyorum.
Matematikte paralel in tanımına bakın.

İki doğrunun
Peki paralel bir yapı varsa nerede diğer doğrusu!!! Nerde.
Tsk ya yapılan zulüm gözler önünde iken ajitasyon larla milletimin gözünü boyadılar.
İstedikleri tüm bilgileri aldılar.
Bilgiler yakın tarihte gün yüzüne başka bir operasyona malzeme yaparlar.
Mobil Sürüm ile Gönderildi

[@Serkan]

Paralel - Vikipedi
Mobil Sürüm ile Gönderildi

[@ReaL]

Kozmik odaya girme konusu Halk TV de İlker Başbuğ'un kendisine soruldu. Enine boyuna geniş bir açıklama yaptı. "Kozmik odaya girilmesi istenildiğinde, bu konuyu enine boyuna en ince detaylarına kadar düşünerek karar verdim" dediydi.

İzin verse bir türlü, vermese bir türlü. İzin vermeseydi ne olurdu? Ortalık yıkılırdı, üstelik, "İşte bakın, neler var ki girilmesine izin verilmiyor, demek ki var birşeyler", diyerek olmadık iftiralar da atılabilinirdi.

Tatbikat planları değiştirilmiş, deşifre olmuş vs vs. olsun, yenisi yapılır.

Benim aklıma takılan tek şey var.

Varsayalım, bir hükümet başa geldi. Bu hükümet, türlü seçim hileleri ile başa gelmiş olsun. Yargı vs vs. tüm kurumları ele geçirip, demokrasiyi yok edip, Cumhuriyeti yıkıp, yerine bağnaz, gerici bir toplum haline getirilmiş bir Türkiye'nin bu gidişatına kim dur diyecek?