SOMA`DAN DERS ALMADIK.

İŞ CİNAYETLERİ DEVAM EDİYOR.

28 Ekim 2014 Salı günü saat 12:15 sıralarında özel sektöre ait Karaman/Ermenek‘te IR : 617-1260 ruhsat nolu sahada takriben 778 kotunda yapılan çalışmalar sırasında sahanın mücavirinde bulunan ve daha önce çalışılmış, eski imalatlara yaklaşılması nedeniyle, eski imalatta bulunan tahminen 10.000 metreküp suyun aniden ocak içerisindeki çalışma alanlarına dolması sonucu ocakta bulunan 18 maden emekçisi su altında kalmıştır.

Odamız uzman heyeti tarafından sahada gerçekleştirilen incelemeler sonucu yapılan tespitler aşağıda belirtilmektedir;

-Olayın meydana geldiği ocakta, özel sektör tarafından rodövans yöntemi ile üretim yapılmaktadır.

-Ocakta 3 vardiya halinde çalışma yapılmakta olup, kaza anında ocakta bulunan 26 işçiden 8 işçi kendi imkânları ile dışarı çıkmış olup, ocak içerisinde 18 işçi mahsur kalmıştır.

-Ocakta çalışan işçiler genellikle çevre köylerden sağlanmakta, sendikasız ve düşük ücretlerle çalıştırılmaktadır.

-Kaza, 778 kotunda yapılan çalışmalar sırasında 08.00 - 16.00 vardiyasında saat 12.15 civarında meydana gelmiştir.

-Kazanın meydana geldiği sahada, 3 ayrı firma tarafından aynı anda rodövans yöntemi ile üretim yapılmaktadır.

-Geçmiş yıllarda ocağın mücavir alanında üretim yapılmış ve eski imalat olarak adlandırılan bu üretim alanlarında biriken sular ocak içerisine deşarj olmuştur.

-Şu andaki su seviyesi ocakta mahsur kalan işçilerin bulunduğu seviyenin üzerindedir.

Odamız tarafından yapılan tespitler göstermektedir ki;

• Havza madenciliği yapılmadığı için, ocaklarda yapılan üretimle mücavir alanlarda daha önceki yıllarda yapılan imalatların birbirini nasıl etkileyebileceği bilinmeden planlama ve üretim gerçekleştirilmektedir. Ermenek‘te meydana gelen kaza da havza madenciliği yapılmamasının bir sonucudur. Havza madenciliği, bir havzada bulunan madenlerin, bütüncül bakış açısı ile planlanması ve üretilmesi anlamına gelmektedir. Aynı havzada farklı firmaların, değişik ya da aynı zamanda yaptıkları planlama ve üretimi birbirlerinden bağımsız, habersiz, birbirlerini olumsuz etkileyebilecek şekilde yerine getirilmesi politikası sürdükçe Soma‘da, Elbistan‘da ve son olarak Ermenek‘te yaşanan facialar gelecekte de yaşanabilecektir.

• Madencilik faaliyetlerine ilişkin tüm bilgiler, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB)/Maden İşleri Genel Müdürlüğünde (MİGEM) toplanmakta ve tüm izinler MİGEM tarafından verilmektedir. MİGEM ruhsat verirken havza madenciliğini göz önünde bulundurmamakta, bu da planlama ve işletmede parçalı durum doğurmaktadır. Bunun sonucunda aynı sahadaki işletmelerden kaynaklanacak gaz ve su baskınları gibi tehlikeler bilinememekte, önlem alamamaktadır. Bu kazanın en önemli nedenini bu durum oluşturmaktadır. Sektörde uygulanan rodövans ve taşeronlaştırma uygulamaları da parçalı üretim mantığı ile yürütüldüğü için kazanın başka bir diğer önemli nedenidir. Dolayısı ile kazanın ve kaybedilen canların en büyük sorumluluğu MİGEM‘e aittir.

• Ülkemiz, iş kazalarında dünyada üst sıralarda yer almaktadır. Maden kazaları son yıllarda belirgin olarak artmaktadır. Odamız kayıtlarına göre; 2008 yılında 43 maden çalışanı iş kazası sonucu yaşamını yitirmişken, 2009 yılında bu sayı 92‘ye çıkmıştır. 2010 yılında 105 işçi, 2011 yılında 77 işçi, 2012 yılında 61 işçi maden kazalarında yaşamını yitirmiştir. 2014 yılında maden sektöründe iş kazaları sonucu 400 civarında insan hayatını kaybetmiştir.

• Ülkemizde her yıl, 1.500 emekçinin can kaybına yol açan iş kazaları yaşanmaktadır. Madencilik sektörü de dahil, işçi sağlığı iş güvenliğine ilişkin kararlar tek başına Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) tarafından alınmaktadır. ÇSGB, İSG‘ye ilişkin kararların alınmasında, üniversiteler, sendikalar, kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütlerinin (TTB, TMMOB) görüşlerine başvurmamakta, iletilen görüşleri de dikkate almamaktadır. Tüm kuralları tek başına belirleyen, uygulamasını izleyen ÇSGB yıllardır artan iş kazalarının ve can kayıplarının diğer sorumlusudur.

Bu değerlendirmeler ışığında görüş ve önerilerimiz aşağıda sunulmuştur:

• Rodövans ve taşeronlaşma uygulamaları acilen iptal edilmelidir.

• Madenlerimiz; kamu yararı öncelikli olarak, mühendislik bilim ve tekniğine, ölçek ekonomisine ve havza madenciliğine uygun olarak planlanmalı ve işletilmelidir.

• Ucuz işgücüne dayalı ve örgütlenmeyi engelleyen çalışma anlayışı terk edilmelidir.

• İSG‘ye ilişkin kararların alınmasında, üniversiteler, sendikalar, kamu kurumu niteliğindeki meslek odalarının (TTB, TMMOB) görüşlerini alınmalı, ulusal düzeyde karar alma mekanizmasında çoğunluğu emek örgütlerinin oluşturduğu bir yapı oluşturulmalıdır.

• Bundan önce olduğu gibi "gerekenler yapılacaktır" gerekçesinin arkasına sığınılmadan gerçek sorumlular belirlenmeli, maden mühendisleri, teknik nezaretçi ve diğer çalışanlar günah keçisi olarak seçilmemelidir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

TMMOB

MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI

YÖNETİM KURULU

29 Ekim 2014, Ermenek

__________________

Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı yarın güzel bir fırça yesin de aklı başına gelsin.

__________________

Odaya yıllardır baskı yapılıyor. En son 2011 seçimlerinden önce çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler(KHK) ile bazı odaların yetkileri alındı.
Geçen yıl çıkarılan Torba Yasa ile de mali denetim gibi bazı yönlerden bakanlığa bağlandı. Ancak TMMOB gücünü örgütlülüğünden aldığı için hükümet tamamiyle ele geçiremedi.

Oda, bugüne kadar emekten yana tavır gösterdi. Bu yüzden hep hedef tahtasında.

__________________

Baslikta Is Cinayeti denilmis.
Burada Is Cinayetinden acaba ne kadar bahsedilebilinir´ki?.

2012 Senesinde, yeni Maden Yasalarinin cikacagindan haberim vardi.
O zamanlar aklimdan birsey geciyordu.
Cevremde söyle bakindigimda, sadece Hava Parasi olarak 50.000€ gerektigini, bu durumu Ankarada Takip eden Ceteler oldugunun kanisina varmistim.

Cetelere Para yedirecegime, Hayat Kadinlarinla Paralari yemege karar verdim.
Tarih ne kadar Hakli oldugumu gösteriyor.

Burada Is Katliamlari degil, Soy Kirimindan bahsetmek lazim!.
Ceteler tarafindan köylülerin Topraklarini Gasp edip, bunlari Madenlere tikip, Erzurumdaki 1918/9 Ermenilerin Katliamlari gibi, Madenlerde Türkler Katledilmekte!.

Bu Son Katliamda bile, Orada yatan Su birikintilerinden haberleri vardi.
Yeniden buna karsilik önlem alinmadan, Katliam yapildi.

Burada Gezi Parki olaylarinda yaralanip, Komada yatan Kardesimiz simdi aklima geldi.

Sonunda artik elektronik Cihazlari, Cocugun 14 ila 16 Kiloya Düsmesinden sonra kapatildiginda, AKP´liler, Oylari Manipüle amacli O tarihte Cocugu öldürdüklerini, Cihazlari kapattiklarini ortaya atmislardi.

Iste bu söze karsi simdide, Cumhuriyet Eglencelerini Sabote etme amacli, Bu Katliami yaptiklarini "Ben" öne sürüyorum.

Zira bilinen Tehlikeye önlem alinmaksizin, Madencilerin Ölmesini bile gözler önüne alan AKP´liler Ankarada dolasip, Maden Ruhsatlarini aralarinda Paylasmis durumda.

Burada tabiki 23 Nisanda 1915 diye haykirip, 1Mayista Ermeni Papazinin AKARADA Karsilanmasi,
2Mayista, Zamaninin Cumhurbaskani, Soma Madenini Ziyaret ederek, ne kadar Emniyetli oldugunu yeniden Gündeme getirdikten sonra, Rekor katliam görülmesi.

Ayakkabi Kutularini doldurup, Is emniyetini sifirlayan AKP´lilerin hep Is alanlarinda, Ermeni Papazinla görüsüp, Ermeni acilimini baslattiktan sonra, Is kazalarinin Cogalmasi, O kadarda Tesadüf olmasa?.

__________________
Ne Mutlu Türk'üm Diyebilene!.

Yetkilerinin alındığını biliyorum.

Bazı projelerde Mühendisler Odasının onayından geçmiyor artık. O zamanlar feryat - figan edildi, sonra sindirildi. Neler sindirilmedi ki.. Bu devede tüy gibi kalıyor.

__________________

Ölü seçicilik yapmak yerine o insanların neden AKP'ye oy verdiğine eğilseydiniz daha iyi bir iş yapmış olurdunuz.

Kime oy vereceklerdi? CHP'ye mi?

Siyasetsizliğinizin suçunu, alternatif olamayışınızın suçunu ölen işçilerde aramayın. Ben de aramıyorum. Kimse de aramamalı.

__________________

No Pasaran; iki sorum olacak..

1- CHP nin nesi varmış? (Yaşın itibariyle CHP nin hükümette yer aldığı yılları pek hatırlamıyorsundur da)

2- Çöp toplayarak karnını anca yarım yamalak doyuran bir gariban, hala akp ye oy veriyorsa, bu insanlara ne denilse boş. Bir başkası çıkıyor; rte kolumu istesin, kolumu veririm diyor. Bu gibi insanlara, neyi nasıl anlatacaksın?

* * *

Topluma bu düşünceler iyice yerleştirilde. İnsan yemediği bir yiyecek hakkında tadı ile ilgili yorum yapabilir mi? Bu aynen buna benziyor.

İnsanların algılarıyla oynandı. CHP denilince insanların bir çoğu irkiliyor.

RTÜK de bugün kavga çıkmış. Yandaş bir tv de Cumhuriyet kutlamaları ile ilgili programda konuşan bir insan (İnsan kelimesini yazarken hicap duyuyorum) CHP li yılları kast ederek (Dikkat edin Cumhuriyet Bayramı ile ilgili program) bunlar allahsız, dinsiz, kitapsız....... diye devam eden cümleleri sarfediyor. İlgili tv ye ceza verilmek isteniyor, akp li RTÜK üyeleri karşı çıkıyor vs. vs.

Milletin beynine bunu soktular. Bu izlenimi yıkmak için kara çarşaflıya bile Atatürk rozeti takıldı.. Ramazan aylarında benim inancım tam, demeye başlanıldı..

Oysa kime ne?

__________________

@Aristo , Evet, son gördüğüm Aristo değilsin. Elbette fikirler zamanla değişebilir. Bunu yadırgamıyorum, saygı duyarım.

İşçi sınıfının lümpen olmuş olması bir sonuçtur. Siyasi bir sonuç hem de.
Sonuçlardan yola çıkarak suçlu aramak doğru değildir. Nedenlerden başlamak gerekir. Buna, bu şekilde bakmayı popülizm veya naiflik olarak suçlamanız bu gerçeği değiştirmez.

Kişinin devrimcilikten ne anladığı önemlidir. Ve sizin, işçiyi, AKP'ye oy veren ve oy vermeyen olarak ayırmanız da pek devrimci bir tutum değil zannımca. Sermaye karşıtı veya yandaşı olarak ayırsaydınız size hak verebilirdim.

Hiç kimse durduk yere bir partiye düşman olmaz yada dost olmaz.

Kim en çok çalışır, propaganda eder ve örgütlerse onun borusu daha çok öter. Elbette AKP'nin arkasında sermaye desteği olduğunu, gericilik gibi bir misyonu olduğunu da hesaba katarak...

Hani öyle bir anlatıyorsunuz ki, gören de Karaman/Ermenek'de yıllarca siyasi çalışmalar yaptınız, mücadele verdiniz de o işçiler size sırt çevirdi...

Yok öyle birşey!

Bir örgütteki kimsenin davranışı ile örgütsüz olan bir kimsenin davranışını kıyaslamak da doğru değildir. Öteki hainliktir ama buna hain değil, lümpen denir. Lümpen kavramı Marx'a aittir. Sınıf bilinci olmayan, kendi çıkarına-hesabına bakan ve sınıfına karşı yabancı olan kişiye denir.

Siyaseti oy vermek ve meclisin dört duvarı arasına sıkıştırmaktan çıkardığınız zaman belki bunları tekrar konuşabiliriz.

-----------------------------

@ReaL

1 - CHP'nin nesi var? Evet, buna ben cevap vermeyeyim. Emine Ülker Tarhan bugün verdi :

Yaşım ile ilgili konuya gelince... Tayyip'de sizin söylediğiniz kavramı kullanıyor bazen...

''Mesela bakın, çok ilginçtir 1920 lerde de ....'' diye...

''1970 lerde de Ecevit şunu yaptı'' gibi argümanlar dışında birşey varsa anlatın, can kulağıyla dinlerim...

2- Karaman/Ermenek'de yaşananlar sadece Karaman/Ermenek'de yaşananlar değildir. Orada yaşananlar Türkiye'nin mevcut gerçeğidir.

Bugün oradaki insanların üzerinde piyasa baskısı var, gericilik var, geleceksizlik korkusu var... Neden 301 madencinin öldüğü ocağa aynı ocakta çalışmış ve belkide yaralı olarak çıkmış işçiler geri çalışmaya gidiyor diye düşünüz mü hiç? Mecburlar çalışmaya da ondan.

Türkiye'de siyaseten alternatifsizlik var!

Halk CHP'den irkiliyor. Ben bile irkiliyorum!
Ne yapacağı ne edeceği, sağı solu belli olmayan söylemlerle kime ne güven verebilir?
Ülkede koskoca Gezi olayları olmuş, ''Devrimci Kemal'', bu direnişten Ekmeleddin, Mansur Yavaş, Sarıgül sonucunu çıkartıyor ve bunları halka dayatıyor.
Cemaatler bu ülkenin gerçeğidir, cemaatlere saygılıyız diyerek gericileri meşrulaştırıyor.
Deniz Feneri davasında ''elimizde dosyalar var, ama siyasi partilerin kapatılmasına karşı olduğumuz için göstermiyoruz'' diyerek AKP'nin suçunu gizlediğini itiraf ediyor.
Gezi direnişinde pasif bir görüntü çizerek AKP'ye can simidi oluyor.
Suriye'ye tezkereyi farklı şekilde meşrulaştırıyor.
Kemalizmin temel ilkesi olan Bağımsızlığın karşısında NATO'culukla, AB'cilikle duruyor.
Kamuculuk deseniz, kendi partisindeki sol unsurları tasfiye etti ve liberal adamlarla yola devam ediyor.
AKP'nin verdiği sadakaya, bilmem şu kadar maaş vereceğiz diye sadaka ile cevap veriyor.
Cumhuriyet ile alakası olmayan bir ''Cumhuriyet'' , halktan kopuk bir ''Halk'' , fikir kulübüne dönmüş, her kafadan farklı bir sesin çıktığı bir ''Parti''... Bu, bugünkü Cumhuriyet Halk Partisi'dir.

Bunun yanı sıra kendini solda olarak tanımlayan kim olursa olsun, halka tepeden bakmayı bırakmalı, ''aptal'', ''cahil'' gibi ithamları söylemekten vazgeçmelidir.

Eğer bu düzen değişecekse de, değiştirecek olan ancak ve ancak bu halktır.

__________________

Yürek elvermese de beyin itiraz ediyor ve Hayyam' a bir selam göndermek istiyor;

Celladına aşık olmuşsa bir millet,
İster ezan ister çan dinlet.
İtiraz etmiyorsa sürü gibi illet,
Müstehaktır ona her türlü zillet.

Ömer Hayyam

__________________

H.