Orjinal Mesaj Sahibi Defective1907 bu kutuplaşma devam ettiği sürece, merkez sağ bir parti Türkiye'de tutmaz... bunu son deneyen Lütfullah Kayalar'dı...Bağımsız bile seçilemedi...

Orjinal Mesaj Sahibi Aristo ''Sağ'' ı çok masum göstermişin maalesef. Sağcılık sağ taban açısından sığlık, mutlu azınlık için ise özel mülkiyet ve her ne pahasına olursa olsun daha da zenginleşmektir. Ayrıca ılımlı sağ, merkez sağ, aşırı sağ gibi sağı tarif eden kavramların hepsinde asıl merkez (!) halka ve vatana ihanettir. Ülkemiz özelinde ''sağa'' bakarsanız ta o asılan Menderes ve ardılları olan Demirel, Özal, Çiller, Yılmaz vd. gibileri hep merkez sağ olarak tanımlanmış ancak bugün merkez sağın tüm seçmen tabanı AKP' de buluşmuştur ki buna Türkeş ve Erbakan' ın partileri de dahildir. AKP ise daha önceki ''merkez sağ'' dediğiniz kesimin tüm özelliklerini zaten fazlasıyla kendisinde toplamıştır. Nedir bu özellikler? 1-) Dindarlık 2-) Sermayedarlık 3-) Çıkarcılık 4-) Amerikancılık 5-) Halk düşmanlığı 6-) Vatana ihanet 7-) Emperyalizmin işbirlikçiliği Ve say say bitmez... Yani Menderes' ten beri merkez sağda gördüğünüz tüm özellikler bugün AKP'de toplanmışsa zaten artık o merkez sağ çoktan AKP olmuştur. Kısaca... Kendimizi kandırmanın artık pek fazla anlamı yok!

Orjinal Mesaj Sahibi Aristo Kısa bir süre önce tüm radikal solu ''sovyetçi'' olarak damgalamıştın ancak en azından Deniz ve Mahirler bazında sana bunun böyle olmadığını anlatmıştım... Dilerim hatırlıyorsundur. Solun tümünü zamanın ''Ülkücü/türkücü'' tavrı ve hala ''komolar Moskova' ya'' mantığıyla toplumun dinci damarlarını kabartarak demagojik bir şekilde eleştirmek (!) kimseyi bir yere vardırmaz ancak bu ülkeyi bu hale getiren o sahtekar dinci ve milliyetçi ambalaja sokulmuş sağının ekmeğine yağ sürer. Biz yıllarca Sovyetler Birliğinin bürokratik bir mekanizmaya dönüşerek kapitalize ilişkilere girdiğini ve giderek kapitalizme geri dönmekte olduğunu söyleyip durmuştuk ama anlayanımız olmamıştı... Diğer yandan KGB ajanlarının mafyalaşması da zaten Sovyetler Birliği' nin sosyalizm yolundan çıkarak sağcılaşmasının doğal bir sonucuydu. Çünkü sağın geliştiği ve egemen olduğu her yerde bir para, din ve milliyetçilik mafyası vardır. Ancak en temel hatayı burda; tam aşağıda yapıyorsun: Bak bu yazdıklarına bugün ''küreselleşme'' diyorlar... Lütfen bana emperyaliztlerin, ezilen ve bağımlı ulusları kandırdıkları argümanlarla gelme... ''Herkes birbirine ekonomik olarak bağlı''ymış! Bak Yunan solu, Yunanistan, AB' ye girdiğinde son derece açık ve gerçeği olduğu gibi yansıtan bir sloganı gündeme sokmuştu: ''Onlar Ortak Biz Pazar'' Evet; birilerinin ortak, birilerinin ise pazar olduğu durumda karşılıklı bir ekonomik ilişkidir... Ancak ben böyle bir ilişkiyi dünyanın hiç bir ezilen ulusuna ve halkına dilemem!

Orjinal Mesaj Sahibi Aristo Şimdi neden Yunan sosyalistlerine ''palavracı'' diyerek yerini neden küresel finans kapitalin yanında alıyorsun ki? Halbuki bundan çıkarman gereken sonuç ''yunan halkının nasıl sağ iktidarlar tarafından emperyalizmin boyunduruğuna sokulduğunu sorgulaman gerekmez miydi? Elbette ki emperyalizmin çarkına sokulan ülke ve toplumlar kolay kolay o bağımlılık ilişkilerinden çıkamazlar. Çünkü sistem diğer ülkelerde de olduğu gibi Yunanistan' da da Yunan ekonomisi ve siyaseti emperyalizmin boyunduruğuna sokmuştur ve bu boyunduruktan kurtulmak hiçte kolay değildir... Elbette yunan sosyalistleri bu boyunduruktan çıkmak ister ancak karşılarında bu boyunduruktan beslenen güçlü bir yapı mevcut. İşte aynı yapı bizim ülkemiz için de geçerli... Türk ekonomisi ve siyaseti emperyalizme öylesine bir şekilde bağlanmış ki, karşında bağımsızlaştığın zaman seni boğmaya hazır o kadar büyük iç ve dışlar var ki, bağımsızlaşabilmek bile devrim olmadan mümkün değil... İşte senin bu bağımlılık ilişkilerinini ve dünya halklarını bu bağımsızlık ilişkilerine sokan sağ kafayı/kafaları sorgulaman gerekiyor... Yaşıma gelince; yazdıklarını bir iltifat olarak kabul ediyorum Mübarek ellerinden hürmetle öptüm Allah ne muradın varsa versin, abi... Her tuttuğun altın olsun... Her baktığın senin olsun...

Orjinal Mesaj Sahibi Defective1907 Cem abi nin liberal olduğu izlenimi bende fazlasıyla oluştu... katı bir Atatürkçüyüm kimse kusura bakmasın... katı da devletçiyim...

Sevgili @Defective1907,
Öncelikle ''Devlet'' sözcüğünün bana, öteden beridir ters ve aldatma amaçlı geldiğini belirteyim.
Çünkü, Devlet, vatandaşı güvenve sağlılık içinde, huzura, mutluluğa götüren bir araçtır.(taşıt)
Zaman zaman hükümetler (şoför) değişerek, devlet taşıtı yönetilir.
Devlet kavramının (olumlu veya olumsuz) tüm eylemlerinden o günkü iktidar (Hükümet) sorumludur.
O nedenle yukarıdaki sözünüz;
''devlet istese terörü bitirir ama bitirmiyor benim görüşüm...'' sözünüzü ,
AKP Hükümeti (İktidarı) istese terörü bitirir ama bitirmiyor benim görüşüm...'' olarak değiştirmemiz daha yerinde olur.Evet, yukarıdaki sözünüzde haklısınız,
AKP HÜKÜMETİ İSTESE TERÖRÜ BİTİRİR AMA BİTİRMİYOR.

Konuyu biraz daha açmak gerekirse,
Başta Amerika ve kapitalist batı ülkelerinin (eskiden beri), Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu'sunda bir Kürt Devleti kurma, böylece Türkiye'yibölerek küçültme (zayıflatma) oluşturulacak kendilerine bağımlı bir Kürt Devleti ile bölgeye (Ortadoğu'ya) egemen olma emelleri vardır.
Bunun en somut örneği de, Amerika'nın BOP (Büyük Ortadoğu Projesi'dir)
Bu Projede (açık açık) İran, Irak, Suriye ve Türkiye'den koparılacak topraklar üzerinde Amerika'ya bağımlı bir Kürdistan kurma hayalleri vardır.
Bu amaçla, (Amerika ve yandaş maşaları tarafından) Irak parçalanmış, Irak'ın kuzeyinde (Barzani'ye Kürt bölgesi (devleti) oluşturtulmuştur.
Bu amaçla (Suriye'yi bölebilmek amacıyla) Suriye karıştırılmıştır.
İran Devleti, İran'ı bölmek isteyen (PKK benzeri) PJAK İran ile yıllardır (bizim PKK ile çatıştıımız gibi) çatışmaktadır.
Gerek PKK, gerekse de (İran'ı bölme gayretinde olan) PJAK Barzani ve Amerika yönetiminde olan Kuzey Irak'ta yuvlanmakta, korunmakta ve silahlandırılmaktadır.
Türkiye'de ise, gerek PKK'yı, gerekse de Suriye kolu olan PYD'yi Amerika ve Kapitalist batı desteklemektedir.
O zaman PKK (Bölünme) tehlikesini, terörünü bitirebilmek için, PKK'yı besleyen (Amerika, Barzani ve Avrupa ülkeleri) dış kaynaklara tavır koymak gerekir.
Çünkü asıl bataklık (Türkiye'yi ve bölge ülkelerini bölmek isteyenler) onlardır.
PKK ise, bu ülkelerin bataklığında üreyen sivrisinekler (piyonlardır)
Peki AKP Hükümeti terörü bitirebilir mi?
Bölünmeden terörü bitirebilmek için, bu dış kaynakların PKK'ya desteğini ortadan kaldırmak gerekir.
Peki, bir çok konuşmasında ''Ben BOP eş başkanıyım.'' diyen Tayyip Erdoğan , Amerika'ya karşı durarak, kendi eş başkanı olduğunu söylediği projeye karşı çıkar mı?
Bir taraftan Türkiye'yi böldürmeyeceğini savunurken, diğer taraftan Irak'ı bölmüş olan Barzani ile sarmaş dolaş olur mu?


Sevgili @Aristo ,
Senin , benim gördüğümüz (acı) gerçekleri hala bir çok arkadaşımız farkedemiyor.
Kendini (Atatürk'ün laik, demokratik, çağdaş ve özgürlükçü Cumhuriyet yaşamını) koruyamayan %25 azınlık, başka şeyleri kurtarma hayalleri kuruyor.
AKP'nin bizleri adım adım götürdüğü, çağdışı dini kurallarla yönetilecek sultanlık hevesi, bizler (sizler) için çok daha büyük tehlikedir.
Bu durum şöyle karikatürize edilebilir:
Bir köpek balığı bir adamın bacakları dahil beline kadar ağzına almış, yutmak üzere,
ama adamsa yutulduğunun halen bilincinde değil, uzaktaki ahtapotun bir balığı yutmasını engelleme uğraşıyor.
Bu bir şartlandırmadır. Halkın (bizlerin) dikkatini asıl tehlikeden uzaklaştırmaya yöneliktir.
Atatürkçü tüm vatanseverlerin yapması gereken, Atatürk'ü, devrimlerini, eserlerini yok etmeye gayret eden, bizlerin ve çocuklarımızın yarınlarını karartmaya çalışan zihniyete karşı birlik olmaktır. Dikkatimizin odaklanması gereken yer burasıdır.