Yılmaz Özdil: "G.tün Yiyorsa Dene."

[@Canan]

Yılmaz Özdil: "G.tün yiyorsa dene."


Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, Meclis Başkanı İsmail Kahraman'ın "laiklik yeni Anayasa'da olmamalı" sözleriyle başlayan tartışmalara değinerek "G.tün yiyorsa dene" dedi.


Yazısında geçmişten bugüne İsmail Kahraman'ın siyasi hayatını anlatan ve gençlik dönemlerinde katıldıkları eylemlere değinen Özdil, Kahraman'ın ömrü boyunca daima laiklik karşıtı olduğunu belirtti.


"Bu şekilde konuşmasına hayret etmemeli. Sanki ilk defa duyuyormuş gibi, bu şekilde konuşmasına hayret edenlere hayret etmeli." diyen Özdil, yazısını şöyle bitirdi:
"(...)Gizlemedi, saklamadı.
Dün de böyleydi.
Bugün de aynı.
Lafı hiç eğip bükmeden, samimi şekilde diyor ki, Atatürk devrimlerine karşıyım, vakti geldi artık, rejimi değiştirmek istiyorum.
Lafı hiç eğip bükmeden…
Samimi cevap vermek lazım artık.
Götün yiyorsa dene."
Odatv.com

[@ReaL]

Denerler.

Karşı koyacak kurum mu kaldı...

[@Heliosaga]

Yılmaz bey fena sallamış.

Hamurunuzda devrim kelimesi olmadıktan sonra anca trene bakarsınız maalesef.

[@alamancı]

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI

I. Devletin şekli

MADDE 1. – Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

II. Cumhuriyetin nitelikleri

MADDE 2. – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

III. Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti

MADDE 3. – Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.

Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.

Millî marşı “İstiklal Marşı”dır.

Başkenti Ankara’dır.

IV. Değiştirilemeyecek hükümler

MADDE 4. – Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

***

Şeriat anayasası.

1965 yılında yapılan seçimlerde %52.5 oyla iktidara gelen; (DEMİREL HÜKÜMETİ) karşı devrimcilere her türlü olanakları sağlamaya başladı. Tarikatlar yeniden canlanmaya, İmam hatip okulları peş peşe çoğalmaya, Kuran kursları kanser urları gibi köylere kadar yayılmaya başladı.

Aslında bugün ülkemizin en ücra köşelerine kadar yayılmış Ensar Vakfı gibi bir çok vakıf ve derneklerde milyonlarca çocuklara orta çağ karanlığını aratmayacak eğitim verilmektedir.

İslam düşünürü ve tarihçisi İb-ni Haldun (1344-1406) (Mukaddime’sinde) şöyle demektedir.

”Eğer bir toplum bunamışlık ve kocamışlık sürecine girer de o toplumun devleti kurtuluşun çaresini dinsel ögelerde aramaya kalkışırsa, tanrı bile artık böyle bir toplumu, çöküp çözülmekten kurtaramaz.

Türkiye'de bir İslâm Devleti ve hilâfet rejimi kurmak, Türk Milleti'ni dini esaslara dayanan bir hukuk düzenine sokmak isteyen ve bunun için gizli ve açık çalışan mistik hezeyan halindeki bir avuç meczup, ruh hastası veya dini, kazanç metaı haline getirmiş kimseler, saf ve cahil yurttaşın en temiz varlığını, itikadını, imanını geçim vasıtası yapmış olan bezirganlar, o bezirganlar ki, dinin emrettiğini yerine getirmezler, yasak ettiklerini gizli gizli yaparlar ve fakat dindar görünürler, evet bunlar ve bir takım hurafeleri dini esaslar gibi göstermeye kalkan ve bu suretle halkı uyuşturan kökü dışarıdaki yurt düşmanları daima hüsrana uğrayacaklardır.

Günümüzde devletin kilit mevkileri, imam hatip okullarından, Kuran kurslarından,Tarikat yurtlarından yetiştirilen, Komünizmle Mücadele Dernekleri’nde ve İlim Yayma Cemiyetleri’nde ve de Kaz Dağlarında silahlı eğitimle pişirilen tescilli Cumhuriyet ve Atatürk düşmanları militanlar tarafından işgal edilmiştir.

Peki bu tarikat ve kuran kurslarında nasıl bir eğitim veriliyor.

"Ben Muhammed Müslüman ümmetindenim ...Türkiye dinsiz, laik bir memleket haline gelmiştir. Hayatımı, Mustafa Kemal dinsizliği ile savaşa adayacağıma, Türkiye´yi bir din ve şeriat devleti haline getirmek için mücadele edeceğime, Kemal Paşa zamanında çıkarılan dinsiz kanunların tatbikini önleyeceğime...kısa zamanda, ümmet esasına dayanan şeriat devletinin kurulması için devlet idaresinde (Türkiye Cumhuriyeti Devleti) söz sahibi olacak mevkilere gelmek için çalışacağıma, dinim, Allah’ım ve bütün mukaddesatım üzerine yemin ve kasem ederim"

Yukarıdaki yemini Tayyip Erdoğan da etmiştir.

Bu belge Trabzon Tire Askeri arşivinde mevcut olup; HugeDomains.com - OyTrabzon.com is for sale (Oy Trabzon) sitesinde Tarhan Taykent tarafından yazılmıştır. Ayrıca (Prof Fehmi Yavuz: Ölüm Duyuruları, Dayanışma Yayınları Ankara.

[@alamancı]

Laiklik,yobazların en temel korkusudur.

Nezle olsalar laiklikten bilirler.

Laiklik Siyasal İslam’ın gündeminde çok uzun yıllardır var.

İktidar, “Bu defteri kapattık” dese de, laiklik konusunu Anayasa üzerinden halletmek istediğinin işaretleri görülüyor.

Anayasa’nın “değiştirilmesi dahi teklif edilemez” ilk 4 maddesi üzerinden laiklikte düzenleme planlanıyor.

Diyorlar ki, “Anayasanın değişmez maddeleri diye bir şey olamaz. Nerede görülmüş böyle bir uygulama?”

Anayasada değişmez ve değiştirilmesi teklif edilemez maddeler olmaz diyenlere, bazı ülkelerin anayasalarını örnek verelim.

Almanya

Federal bir Cumhuriyet olan Almanya’nın anayasasındaki kimi maddelerin değiştirilmesi teklif bile edilemez. Bunlar, 1’nci 20’nci ve 79’ncu maddelerdir. Söz konusu 1 ve 20’nci maddeler özetle insan onuru ve haklarının dokunulmazlığına dikkat çeker. Ayrıca her türlü baskı ve zulme karşı direnme hakkının bulunduğuna işaret eder. İktidarların kaynağının halk olduğunu anımsatır. Federal Almanya Cumhuriyeti’nin demokratik ve sosyal bir federal devlet olduğunu vurgular.

Bu maddelere atıfta bulunan 79. Madde ise federal devlet yapısına ve 1’nci ve 20’nci maddelerdeki ilkelere aykırı anayasa değişikliği yapılamayacağı uyarısında bulunur. Federal Almanya Anayasası’nın başlangıç bölümünde de ‘Alman Ulusu’ ibaresi bulunur.

Romanya

Romanya’da, anayasanın 152’nci maddesi hangi niteliklerin değiştirilemez olduğunu açıklar ve devletin yapısıyla ilgili olarak şöyle der; “Romanya Devleti’nin millî, bağımsız, üniter ve bölünmez niteliği değiştirilemez. Aynı şekilde devletin Cumhuriyetçi hükümet şekline, siyasal çoğulculuğa, yargı bağımsızlığına, resmî dile, ülke bütünlüğüne dair hükümleri değiştirilemez.’

İtalya

İtalyan anayasasının 139’ncu maddesi değiştirilemez niteliklerden bahsetmektedir. Buna göre cumhuriyetin şekli anayasa değişikliğine tabi tutulamaz, değiştirilmesi teklif dahi edilemez.

Yunanistan

Yunanistan’da da, anayasanın değiştirilemez niteliklerini vardır. Bunlar 110 ve 139’ncu maddelerde sıralanmıştır. Buna göre, Yunanistan’da hükümet şekli parlamenter cumhuriyettir. Bu değiştirilemez. Bu madde ayrıca, temel insan haklarından olan din ve vicdan özgürlüğünün dokunulmazlığı, kişi özgürlüğünün dokunulmazlığı, eşitlik, insan varlığının değerine saygı ve onun korunması gibi anayasal hükümlerin de değiştirilemez olduğuna işaret eder.

Norveç

Norveç’te, değişikliklerin söz konusu olması durumunda anayasanın ruhuna dikkat çekilir. Norveç Anayasası’nın 112’nci maddesi konuyla ilgili olarak şöyle der: “Anayasadaki ilkelerle çatışan anayasa değişiklikleri yapılamaz. Sadece, Fransa

anayasanın ruhunu değiştirmeyecek belli hükümler değiştirilebilir.”

Fransız anayasasının 89’ncu maddesi değiştirilemez hükümler içermektir. Bu maddede devletin demokratik, laik, üniter, sosyal, hukuk gibi niteliklere sahip olduğu vurgulanarak, bunların değiştirilemez olduğu vurgulanmaktadır.

Çek Cumhuriyeti

Çek Cumhuriyeti anayasasında ise 9’uncu madde değiştirilmez niteliklere işaret etmektedir. Bu madde, hukuk devletine ve demokratik devlete dikkati çekerek bunların değiştirilemez olduğunu söylemektedir.

Ukrayna

Ukrayna Anayasası’nın 157’nci maddesi, Ukrayna’nın bağımsızlığının ya da toprak bütünlüğünün ihlal edilmesine yol açabilecek anayasa değişikliklerinin yapılamayacağı uyarısında bulunmaktadır. Aynı madde ayrıca insan ve vatandaş haklarının kaldıran ya da sınırlandıran değişikliklerin yapılamayacağını da söylemektedir.

Özetlersek laiklik, samimi Müslümanların İslam’ı yaşama özgürlüğü olduğu gibi, dinimizi siyasette kullanarak sömüren yobazların da yobazlık yapma özgürlüğüdür.

[@nurideniz34]

Popolarını da yırtsalar hepsi lafı gaftır...Teferruattır...