|
Serbest Kürsü Her konuda tartışma açılan konular burada |
|
Seçenekler |
28.08.2016, 00:56 | #1 |
Çevrimdışı
|
Suriye Bataklığına Ülkemiz Nasıl Saplandı
Suriye bataklığına ülkemiz nasıl saplandı. Gördüğüm şudur ki, ABD, İsrail ve AB bizim Suriye ile savaşa girmemiz için can atıyor... Suriye ile olası bir savaşa girdiğimiz taktirde: Suriye bataklığında yıllarca boğulur kalırız... Topraklarımızı koruyamaz, iç kargaşayı önleyemeyiz... Ekonomimiz çöker... Dost sandıklarımız bizleri yolda bırakır, hatta arkadan bir tekmede kendileri vururlar... Ülkemiz aldığı bu yarayla kolay kolay bir daha düzlüğe çıkamaz... Suriye batağına girmek kolay da çıkmak kolay mı? Aylardır bu konunun uzmanları yaptıkları açıklamalarda bunun Türkiye’ye çok pahalıya mal olacağını söylediler. Yapılan tartışmalarda böyle bir riskin büyüklüğünü masaya yatırdılar. İç ve dış düşmanların bu konuda Türkiye’ye tuzak kurduğunu, bizi Suriye batağına sürüklemek için planlar yapıldığını söylediler. Döndük, dolaştık yine aynı konuda aynı noktalara geldik. İç sorunlarımız giderek çoğalıyor. PKK’dan sonra şimdi de IŞİD ile sıkıntılarımız başladı. Suriye batağına girdiğimiz anda iç karışıklıkların tavan yapabileceği, çatışmaların boyutunun büyüyeceği ve kısa zamanda Suriye’ye dönebileceğimizin uyarıları yapılıyor. PKK’nın büyük kentlerde bile silahlandığı, örgütlendiği, IŞİD’ın katliama dönebilecek eylemlerini artırabileceği, ekonomimizin dibe vurabileceği konuşuluyor. Bu nedenle “Suriye batağı Türkiye’yi boğar” deniliyor. Gelişmelere baktığımızda da bu batağa doğru sürüklendiğimizi görmekteyiz. Bizi yönetenler, siyasi çıkarları uğruna Türkiye’yi savaşa,dolayısıyla batağa sokmaya çalışıyorlarsa bunun çok daha büyük faturasının olabileceğini de görmeliyiz. En başından başlayalım: 2000'li yılların başında ABD'nin Irak'a girme planı Türkiye'ye takılmıştı. İşbaşındaki koalisyon hükümeti, ABD'nin beklentilerine cevap vermediği gibi, bölgenin bir kan gölüne dönmesini de istemiyordu ve buna göre tavır alıyordu. O hükümeti oluşturan DSP'nin içinden nasıl bölündüğünü, MHP'yi dışarıda bırakacak hükümet senaryolarının hayata geçirilmesi için ne tür tezgahlar kurulduğunu o dönemi yaşayanlar hatırlayacaklardır. Sonrasında bir seçim yapıldı ve gökten zembille inen ve bir menfaat ortaklığı olan AKP, tek başına iktidara geldi. İlk işi ABD'nin bütün beklentilerini karşılamak oldu. Her ne kadar, AKP yönetiminin bütün gayretlerine rağmen, 1 Mart tezkeresi meclisten geçmese de, Türk toprakları tamamen ABD'nin hizmetine açıldı ve Müslüman kanı akmaya başladı. Bu sırada AKP'nin ABD'ye "bunları halının altına süpürmeyin, kullanın" diye takdim edildiği ortaya çıktı. Sonrası malum. Irak parçalandı. Bölgede zaten çok sıkıntılı olan istikrar, hepten yok edildi. Başta PKK olmak üzere bölgedeki terör örgütleri bu ortamdan faydalandı. Yeniden toparlandı, saldırdı ve Türkiye büyük bir terör belasıyla karşı karşıya kaldı. Bütün bu gelişmelere paralel olarak ABD, bölgede asıl projeyi hayata geçirmek için düğmeye bastı. Adına Büyük Ortadoğu Projesi denilen bu büyük yıkımın Eşbaşkanlığını, hem de övünerek AKP üstlendi. "Arap Baharı" safsatalarıyla Ortadoğu bir ucundan diğer ucuna kan gölüne döndü.Ülkeler parçalandı. AKP, herkesten önce koştu ve her yıkıma tam destek verdi. Bununla da yetinmedi, milyonlarca Müslümanın kanını akıtan ABD askerlerinin ülkelerine sağ-salim dönmeleri için dua ettiğini dünyaya duyurdu. Bölge halklarının oynanan oyunu fark etmesi ve direnmesiyle birlikte BOP sekteye uğradı. Arap baharı kışa döndü. Ancak ne ABD'ne de Eşbaşkanlar vazgeçti. ABD taktik değiştirdi. Bütün dünya AKP'nin Suriye'nin içinden çıkılmaz bir bataklığa dönüşmesi ve daha çok kan akması için herkesten önce nasıl koştuğunu ve özel bir görev üstlendiğini ibretle izledi. Bu gelişmelere paralel olarak birden bire IŞİD denilen bir bela ortaya çıktı. Güya Müslüman görünüp, doğrudan Müslümanları hedef alan bu kanlı örgütün aslında BOP'un (b) planı olduğu çok geçmeden anlaşıldı. ABD kanlı planını IŞİD'i bahane ederek sürdürdü ve kaldığı yerden devam etti. Aynı şekilde AKP'nin de vaziyet aldığını ibretle izledik. AKP'nin yaptıklarının onda birini yapan bütün partiler bırakın siyasette kalmayı, tarihten silinirken, böyle bir sicile rağmen AKP üç defa arka arakaya tek başına iktidar oldu. Suriye bataklığının IŞİD üzerinden daha da derinleştiği ve Türkiye'ye çok ciddi bedeller ödettiği bir zamanda, hiç hesapta olmayan bir şekilde Rusya devreye girdi. Bölgede payına düşeni alabilmek için bütün dengeleri alt-üst etti. AKP'ye açık şekilde, "burada artık biz varız" mesajı verildi. ABD'nin AKP'yi bir kenara bırakarak PYD ve PKK üzerinden hesaplar yaptığını ibretle izledik. Bu sırada yapılan Türkiye'deki seçimde AKP tek başına iktidarı kaybetti. Ancak, çok geçmeden ABD'nin PYD ve PKK ile bir yere varılamayacağı ve yaptığı bütün yatırımların boşa gittiği anlaşıldı. İlk günden itibaren Türkiye'ye sataşmayan, saldırmayan ve uzak duran, IŞİD birden bire saldırıya geçti. Bombalar patladı ve Türkiye IŞİD terörünün hedefi haline geldi. Eş zamanlı olarak Türkiye bir çıkmaza sokularak yeniden bir seçime sürüklendi ve AKP, hiç kimsenin anlamadığı, izah edemediği bir şekilde yine tek başına iktidar oldu. Ülkenin yığınla sorunu var. Bölücü ihanet azmış durumda. Ekonomi imdat sinyalleri veriyor. İşsizlik, yoksulluk, yolsuzluk tavan yapmış. Millet gergin ve sıkıntılı. Yeniden tek başına iktidar olan AKP bütün bu sorunları bir kenara bıraktı, BOP yolunda üzerine düşeni yerine getirmek için seferber oldu. Bugüne kadar her şeyin önüne geçirilen ve en tehlikeli düşman ilan edilen Esad çoktan unutuldu. IŞİD tehdidi ve tehlikesi her şeyin önüne geçti, daha doğrusu geçirildi. AKP, ABD uzun süredir aradığı kara gücü olmayı kabul etti ve hızlı bir şekilde Suriye'ye karadan müdahale için hazırlıklarını sürdürüyor. IŞİD'i yok etme bahanesiyle sonu belirsiz bir maceraya sürüklenip, büyük ve derin bir bataklığın tam ortasında kendimizi bulmak üzereyiz. Dikkatlerden kaçan, bizim daha önceki yazılarımızda defalarca altını çizdiğimiz bir durumu, tekrar hatırlatmanın tam zamanıdır. Hesabı ABD yapıyor. Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 22 Müslüman ülkenin sınırlarını değiştirecek BOP'lu projeyi ABD geliştiriyor. Ama şu vahamete bakınız ki, bu hesabı tutturmak, bu projeyi hayata geçirmek yine Müslümanlara düşüyor. Akan, Müslüman kanı. Ölen, Müslüman. Öldüren, Müslüman. Parçalanan, darmadağın olan, kaçan, Hristiyan dünya tarafından istenmediği halde, açık denizlerde toplu halde boğulan yine Müslüman. Şimdi geldik, en can alıcı soruya. Bölgedeki Müslüman dünyasında bu kadar kan, bu kadar vahşet, bu kadar yıkım yaşanırken, yine bölgede bulunmasına rağmen, bütün bu gelişmelerin dışında kalan, rahatlayan, bütün katliamlarının üzerini örten, işgallerini unutturan ve yeni imkanlar bulan ülke kim? Cevabını daha dün, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry verdi: " Zaman değişebilir ama bir şeyi kesin olarak biliyoruz. Amerika'nın İsrail'in hayallerine ve güvenliğine olan desteği hiçbir zaman değişmeyecek." AKP'nin kime ve neye hizmet ettiğini, gücünü nereden aldığını hala anlamayan var mı? Bugün PKK ve IŞİD ile bir savaş halimiz varsa öncelikle bu örgütleri büyüten, bu noktalara getirenler,derhal bir olağanüstü seçim kararı alıp,en kısa zamanda yapılacak seçimde topyekun AKP olarak seçime girmeyip ve bu günkü AKP kadrosundan hiç bir milletvekili de başka partilerden aday olmadan iktidarı halkın seçeceği diğer partilerden birine teslim etmeli ve iktidara gelecek yeni parti tarafından AKP'nin yanlış kararları ve kanunları ortadan kaldırılarak 2002 yılındaki Türkiye'ye geri dönmek lazımdır. Yeni kurulacak hükümetin öncelikle yapacağı iş Esad’ın devrilmesinde destek, sınırda güvenlik bölgenin oluşturulması ve uçuşa yasak bölge,gibi bizim için hiç bir faydası olmayacak boş lafları bırakıp hazır aramız düzelmişken Rusya'nın aracılığı ile Esat ile bir barış antlaşması yapıp,Rusya-Suriye (Esat) ve Türkiye tarafından oluşturulacak üçlü bir kaolizasyon ile Amerika'ya rağmen Suriyedeki bütün teröristleri yok edip Suriye topraklarını savaştan önceki sınırları ile Esat'a teslim ederek Suriyeden çok bize zararı olan sınırımızdaki bu pisliği ortadan kaldırması lazımdır. Şimdiye kadar yaptıkları gibi,bu AKP kadrosu yine hatalarının bedelini bu millete, bu devlete ödettirerek pişkin pişkin koltuklarında oturup bir kuruşunu dahi hak etmedikleri dolgun maaşlarını almaya, yandaş medya ile memleketi günlük güneşlik göstererek rant peşinden koşmaya devam edeceklerdir. Ancak iktidarları hep yanlışlıklarla dolu olan AKP'liler eğer derhal iktidardan çekilmezlerse hayatlarının en büyük yanlışını yapmış olacaklardır,çünkü bu gemi batarsa içinde kendileri de olacaktır. |
3 Üyemiz alamancı'in Mesajına Teşekkür Etti. |
28.08.2016, 01:10 | #2 | |
Çevrimdışı
|
Cevap: Suriye Bataklığına Ülkemiz Nasıl Saplandı
Alıntı:
__________________
-Gurbet Ellerde Aldatılamadı- Türkiyede yasamasa bile!. |
|
Insanlikarayan'in Mesajına Teşekkür Etti |
24.01.2018, 15:22 | #3 | |
Çevrimdışı
|
Cevap: Suriye Bataklığına Ülkemiz Nasıl Saplandı
Alıntı:
|
|
Kel ali'in Mesajına Teşekkür Etti |
Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz |
Etiketler |
bataklığına, nasıl, saplandı, suriye, ülkemiz |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
|
|
Önemli Uyarı | |
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz. |