Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türkiye ve Dünyadan Haberler > Ülkemiz ve Dünya Gündemi > Serbest Kürsü

Serbest Kürsü Her konuda tartışma açılan konular burada


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 04.09.2016, 20:53   #1
Çevrimdışı
alamancı
Yasaklı Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Atatürk’e İhanet Edilmeseydi

Atatürk’e İhanet edilmeseydi, Bugün Bu Felaketleri Yaşamazdık…

Atatürk’e nasıl ihanet edildi ve bu günlere gelindi, en başından alalım.

Bugünkü kargaşa, keşmekeş ortamı, darbeler, Atatürk’e yapılan ihanetlerin sonucu ve ürünüdür…

Başımıza gelen felaketlerin nedeni, sağdan ve soldan Atatürk’e yapılan ihanetlerdir…

İlk karşıdevrim hareketi, Atatürk’ün ölümünden hemen sonra, devrimci kadroların yerine reformcu kadroların işbaşına getirilmesi ile başladı…

Mustafa Kemal’in en yakın mücadele ve çalışma arkadaşları olan İçişleri Bakanı Şükrü Kaya’ya ve Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’a yeni hükümette görev verilmedi.

Ama ekonomide, kültürel konularda, siyasette Atatürk’le çatışma içerisine giren Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele, Fethi Okyar, Hüseyin Cahit Yalçın gibi isimler 1939 yılında yapılacak olan CHP seçimlerinde aday gösterildi.

Bu girişimlerin yanında, İzmir Suikastı davasından yargılanan Rauf Orbay, Adnan Adıvar, Kazım Karabekir gibi isimler önemli görevlere getirildi.

Bütün bu çalışmalar, “Eski küskünlükleri, kırgınlıkları kaldırmak, sosyal barışı sağlamak” bahanesine sığınılarak yapılmıştı…

Bu yeni düzenlemeler, Atatürk’ün tam bağımsızlık ilkesinden, millici, devrimci politikasından sapılacağını gösteren ilk sinyallerdi…

Nitekim daha sonraları, 1 Şubat 1949 tarihli genelge ile okullara program dışı din dersleri kondu.

Oysa Mustafa Kemal, “Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür gençler” yetiştirmek amacıyla, 1924 yılında “Tevhid-i Tedrisat”, yani yeni adıyla Öğretim Birliği yasasını kabul etmişti.

Bu yasaya göre eğitim, “mahalle mektepleri”nden, medreselerden, tekke ve tarikatların egemenliğinden kurtarılıp, tek elde toplanacaktı. Milli eğitime bağlanacaktı. Böylece eğitim ve öğretimde birlik sağlanacaktı. Eğitimde, öğretimde birliği sağladığı için adına eski dilde “Tevhid-i Tedrisat” denildi.

Böylece “Dinler, inançlar ''vicdanlara terk edilmiş oldu.'' Devlet, ikiyüzlü bir davranış içerisine girmeden, laiklik ilkesine tam anlamıyla uyarak, din sömürüsüne son vermiş, dinsel alanlardan ve kurumlardan desteğini çekmişti.

Ama “vicdanlara terk edilen dinler, inançlar” 1950’lerden sonra yeniden “vicdan”lardan çıkarılarak siyasetin emrine verildi.

Politikacılar, topluma egemen olabilmek, çıkarlarına hizmet eden bir düzen kurabilmek için ''din silahı''nı kullandılar.

Toplumun bilincine kadercilik, tevekkül, boyun eğme, rıza gösterme gibi mistik değerleri aşıladılar.

Atatürk ve İnönü döneminde, "Takıyye (gizleme) Yöntemi” ile gerici yanlarını saklayan DP'nin önde gelen yöneticileri, çok partili yaşamla birlikte gerçek kimliklerini de ortaya koydular. 1950 seçimlerinden sonra emperyalizmle ve çeşitli tarikat liderleriyle sıkı ilişkiler içerisine girdiler.

Adnan Menderes'in "Siz isterseniz hilafeti bile getirirsiniz" sözleri, o yıllarda Atatürk devrimlerinden ne kadar uzaklaşıldığının bir göstergesiydi.

Atatürk'ün deyişi ile ''Din daima siyaset aracı, menfaat aracı, istibdat aracı yapıldı. Bu hal Osmanlı tarihinde böyle idi, Abbasiler, Emeviler zamanında da böyle idi.''

Daha sonraları, 1980 darbesiyle üstü örtülü bir Atatürk düşmanlığı dönemi başladı. “Büyük Atatürk, Yüce Atatürk...” diye diye, Atatürk'ün cumhuriyet kurumlarını birer birer yok ettiler.

Dinci eğitim, laik eğitimin yerini aldı. Okullara zorunlu din dersleri konuldu. Tarikatlar, tekkeler yerden biter gibi çoğaldı. Nakşibendilik Çankaya'ya değin tırmandı.

Çağdışı akımlar ve düşünceler bilimin önüne geçti. Bu alanda o kadar ileriye gidildi ki, "Kadavraya don giydirilmesi”ni savunan, karşı cinsi muayene etmek istemeyen doktorlar bile çıktı.

1991 yılında Turgut Özal Hıyanet-i Vataniye Kanunu kaldırdı. Bakın o kanunda ne deniliyordu:

"Dini ve dini mukaddesatı siyasi gayelere esas almak veya alet etmek amacıyla cemiyetler kurmak, bu cemiyetlere girmek, dini kullanarak devletin şeklini değiştirmek ve bozmak, fesat ve nifak sokmak, gerek tek tek ve gerek toplu olarak, sözlü veya yazılı veya fiili bir şekilde nutuk söylemek veyahut yayın suretiyle harekette bulunmak vatan hainliği sayılır…"'

Şeriatçılar, demokrasiyi ve siyasal partileri, bir din devleti kurmak için kullanılması gereken araçlar olarak görüyorlardı. Bir İslamcı "mevcut düzenin olanaklarından sonuna kadar yararlanmasını" bilmeliydi. Bu konudaki görüşlerini Şevki Yılmaz şöyle açıklıyordu:

"Türkiye'de Müslümanları selamete çıkarmanın, hürriyete kavuşturmanın yolu, mevcut düzeni kullanmaktan geçer. Müslüman, bulunduğu mekânda, mevkide ve zamanda davası için düzeni kullanabilmelidir..." (Şevki Yılmaz, Taraf Dergisi, 1993)

Recep Tayyip Erdoğan da düzenin kullanılmasından yanaydı. Şunları söylüyordu:

“Demokrasi bizim için bir amaç değil, araçtır. Amacımıza ulaşana kadar demokrasiye bağlıyız.

Demokrasi bizim için bir tramvaydır. İstediğimiz durağa gelince ineriz…”

Fethullah Gülen bir söyleşisinde takıyye konusundaki görüşlerini şöyle belirtiyordu:

"Taktik ve stratejiler söylenmez. Söylendiği an onun bir taktik olma hüviyeti ortadan kalkar. Stratejiler sadece tatbik edilir." ( Şemseddin Nuri, Küçük Dünyam)

Elbette takıyyeyi en iyi uygulayan tarikat liderlerinin başında Fethullah Gülen geliyordu.

O, Nurculuğun 'ılımlı İslam' kanadının temsilcisiydi. Cumhuriyetin kuruluş yıllarında İngilizlerin desteklediği Said Nursi, Kemalizm için nasıl bir tehlike idiyse, günümüzde de Amerikalıların desteklediği Fethullah Gülen aynı tehlikeyi sürdürmekteydi ve bu tehlike gelip, sonunda DARBEYE dönüştü…

Rüzgâr eken AKP iktidarı fırtına biçmişti…

Atatürk ilkelerine, devrimlerine, laik eğitime bağlı kalınsaydı… Atatürk’e ihanet edilmeseydi, ne Fethullah Gülen cemaati, ne darbe olurdu, ne de kan dökülürdü…

Ne demişti o büyük adam:

"Efendiler ve ey millet biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ülkesi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat uygarlık tarikatıdır…"

Atatürk’ten sonra gelen çıkarcı politikacılar, uygarlık tarikatı yerine dinci tarikatları koydukları için, 15 Temmuz FETÖ darbesi yaşandı bu güzel ülkede…

  Alıntı ile Cevapla
alamancı'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 04.09.2016, 20:53   #2
Çevrimdışı
alamancı
Yasaklı Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Atatürk’e İhanet edilmeseydi

14 yıllık AKP iktidarının Atatürk, Cumhuriyet, laiklik düşmanlığı meyvelerini vermeye başladı…

Bir çığ gibi artan Kuran kursları, imam hatip okulları, vakıf, cemaat dershaneleri donuk yüzlü, emir eri, gülmeyen, birbirinin benzeri robotlar yetiştiriyor artık…

Milli eğitim, düşman üretiyor…

Atatürk Cumhuriyeti düşmanı…

Şimdi de hasat mevsimi geldi…

Ürünler toplanmaya başlandı…

Uygarlık, bilim, fen düşmanları bir veba gibi sardı dört bir yanımızı…

Üniversitelerde, liselerde, sağlık kuruluşlarında, yargıda türban…

Sokaklar Arabistan…

Çarşaflılar, sakallılar, takkeliler yürüyor dört bir yandan…

Şeriata doğru…

Dinci AKP iktidarı bilime, aydınlığa, akla dayanan tüm liseleri, üniversiteleri medreseleştirmek, imam hatipleştirmek amacında…

Onlar umudun, güzelliğin, sevginin düşmanları…

Onlar, Atatürk Cumhuriyetini düşman bir ülke gibi görüyorlar çünkü…

Fethedilmesi gereken bir ülke…

Kurtuluş Savaşı, milliyetçilik, tam bağımsızlıkla ilgili ne varsa ona savaş açtılar…

Atatürk’e Savaş açtılar…

Bizi yobaz, ilkel Arap ülkelerinden ayıran uygar, gelişmiş ne varsa ona savaş açtılar…

“Görevini kötüye kullanmak” nedeniyle iki ayrı davadan 10 ay ceza alan Bolu Milli Eğitim Müdürü “10’uncu Yıl Marşı”nı yasaklamış…

Haddini kat kat aşarak…

Arkasındaki destekçilerine güveniyor herhalde…

Yakında milliyetçiliği, Çanakkale savaşlarını, Türk adını, İstiklal marşını da yasaklarlarsa hiç şaşmayalım…

AKP, Cumhuriyeti, Atatürk’ü yıkmak için 14 yıl ne kadar aktif çalıştıysa, karşısındaki güçler de o kadar pasif davrandılar ve bu günlere geldik…

Gün geçmiyor ki bir Atatürk büstü parçalanmasın…

Gün geçmiyor ki okul, resmi kurum önündeki çöplüklerden Atatürk posterleri toplanmasın…

Gün geçmiyor ki çember, top sakallılar Atatürk’e Küfretmesin…

Atatürk’e savaş açtılar…

Peki, neden yaptılar bunu?

O kadar hırsız, uğursuz, tecavüzcü, “milletin orasına koyan” dururken, yobazlar, Atatürk’ü neden hedef tahtasına yatırdılar?

Çünkü kendilerinde olan her türlü melanet, pislik Mustafa Kemal’de yok…

Tecavüz, yalan, dolan, hırsızlık, uğursuzluk, yolsuzluk onun yanından bile geçmemiş…

Atatürk milliyetçi, onlar ümmetçi…

Onun bu güzel, onurlu niteliklerini kabullenemiyorlar…

Atatürk vatansever, onlar vatan haini… Bir zamanlar ülkeyi bölmek için PKK ile bile müzakereler yaptılar…

Atatürk yurdunu işgal edenlere karşı çıkmış, bağımsızlık savaşı vermiş, düşmanları denize dökmüş… Ama onların ataları, dedeleri işgalcilerle işbirliği yapmış, yurdunu emperyalistlere teslim etmek için elinden gelen, gelmeyen her şeyi kirli çamaşırlar gibi ortaya dökmüş…

Onlar, Fatih’in İstanbul’u 1453 yılında fethetmesini kutlarlar, ama bu güzel kentimizi haçlı ordularının işgalinden 2. Kez, Gazi’nin kurtarmasını kutlamazlar… Ona ve Kuvayi Milliye askerlerine düşmanlık beslerler…

Peki, bu durumda, Mustafa Kemal’i tarihten silmek için can atan bu yobaza sormak gerekmez mi?

Atatürk, İstanbul’u ve tüm Türkiye’yi ırz düşmanı haçlı ordularının elinden almasaydı, onlar başımızda iktidar olarak kalsaydı, kendisini bugün hangi adla çağıracaktık?

Babası kim olacaktı?
  Alıntı ile Cevapla
alamancı'in Mesajına Teşekkür Etti
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
atatürk’e, edilmeseydi, ihanet, İhanet


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 08:26.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.