Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türkiye ve Dünyadan Haberler > Ülkemiz ve Dünya Gündemi > Serbest Kürsü

Serbest Kürsü Her konuda tartışma açılan konular burada


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 05.04.2019, 13:41   #1
Çevrimdışı
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart The Economist yazdı: "Ülkeyi İyileştirecek Kişi Artık O Değil Ama Yine de..

The Economist yazdı: "Ülkeyi İyileştirecek Kişi Artık O Değil Ama Yine de..."


The Economist dergisi son sayısında, yerel seçimlerde büyük şehirlerde alınan sonuçların “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı zora soktuğu” yorumunu yaptı.




İngiltere'de yayımlanan haftalık The Economist dergisi son sayısında, yerel seçimlerde büyük şehirlerde alınan sonuçların “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı zora soktuğu” yorumunu yaptı.

Dergiye göre, AKP ile MHP ittifakı ülke genelinde oyların yarısından fazlasını alsa da, "özellikle İstanbul'daki kayıp hem sembolik olarak hem de pratikte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı sıkıntıya düşürebilir."

“31 MART'TAKİ YEREL SEÇİMLERDE SANDIK BUNA KARŞILIK VERDİ”

BBC Türkçe’de yer alan habere göre; Economist'teki makale şöyle:

"Son birkaç yılda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümeti muhalefeti susturdu, yargının kontrolünü eline aldı ve basını etkisiz hale getirdi, Türkiye'de demokrasi adına geriye ne kaldıysa sandığa hapsoldu.
31 Mart'taki yerel seçimlerde sandık buna karşılık verdi. Erdoğan'ın partisi AKP ülke genelinde oyların çoğunluğunu alsa da aralarında ülkenin ekonomi lokomotifi İstanbul ve başkent Ankara'nın da bulunduğu Türkiye'nin en büyük altı şehrinin beşinde yenilgiye uğradı.

Erdoğan'ın canını en çok yakan kayıp ise, büyüdüğü ve 20 yıldan uzun bir süre önce belediye başkanlığını yaptığı İstanbul'da yaşandı. AKP'nin adayı eski Başbakan ve Meclis Başkanı Binali Yıldırım, hükümete yakın iş adamlarının kontrolündeki ve partisinin de durmak bilmeyen seçim aracı haline gelen medyanın ve kendi siyasi geleceği tehlike altındaymışçasına partisinin adayları için seçim turuna çıkan cumhurbaşkanının desteğini aldı.
Rakibi Ekrem İmamoğlu ise talihsiz ve önemsiz meseleleri tartışma haline getiren partisi ile muhalif kaynaklarının bir kısmının desteği ve yalnızca birkaç yıllık ilçe belediye başkanlığı deneyimle yarıştı. Ama az bir farkla galip gelen, nispeten az tanınan İmamoğlu oldu."

“HALA GÜÇLÜ, MECLİSTE ÇOĞUNLUK”

Dergi, İstanbul'da sonuçların açıklanmasıyla yaşanan oy sayımı tartışmalarına da yer verdi. Makalede, Binali Yıldırım'ın önde gitmesiyle “hükümetin sözcüsü resmi haber ajansının oy sayımını durduğu, YSK'nın İmamoğlu'nun 30 binden az farkla sandıktan birinci çıktığını ancak ertesi gün duyurduğu” hatırlatıldı.

AKP ile MHP ittifakının 81 ilin çoğunu aldığı, ittifakın ülke genelinde toplam oylarının %52'yi bulduğunu, AKP'nin de tek başına oyların %44'ünü aldığına da yer veren Economist, Erdoğan'ın “zafer ilan edebildiğine ancak AKP'nin performansın altında kaldığını da kabul ettiğine” dikkat çekti.

Makalede, Erdoğan'ın “ekonomiyi güçlendirmek için bazı önlemler alınacağı” sözüne rağmen seçimin hemen ertesi günü Türk Lirası'nın değer kaybettiği' de var.
Economist’teki yazının devamı şöyle:

"Seçimler Erdoğan için ölümcül bir darbe değil. Türkiye'nin güçlü lideri hala geniş yürütme yetkilerine sahip. Koalisyonu mecliste çoğunlukta. Ama büyük şehirlerdeki kayıplar hem sembolik olarak hem de pratikte partiye zarar veriyor. İstanbul ve Ankara, ülke nüfusunun dörtte birini, GSYİH'nin de %40'ını oluşturuyor. Muhalif belediye başkanları, yalnızca, on yıllar boyunca AKP yönetiminde olan belediyelerdeki patronaj ağını dağıtmakla tehdit etmiyor aynı zamanda yolsuzluk skandallarını bir bir ortaya çıkaracaklarını söylüyorlar."
Dergiye konuşan akademisyen ve köşe yazarı Soli Özel de bu durumun “Erdoğan'ı zayıflatabileceğini” söylüyor.

“KÜRTLERLE BARIŞ SÜRECİ TEHLİKEYE GİRDİ”


Economist, seçim sonuçlarıyla “Kürtlerle barış sürecinin de tehlikeye girdiği” yorumunu yaptı:
"Sonuçlar aynı zamanda Erdoğan'ı, çoğunluğu muhalefetin yanında yer alan Kürt seçmenler ile milliyetçi müttefikleri arasında sıkışan zor bir duruma soktu. PKK ile herhangi bir barış müzakereleri süreci başlatmanın bedeli, AKP için mecliste çoğunluğu kaybetmek olabilir."
Economist'e konuşan Bilgi Üniversitesi'nde görevli akademisyen Emre Erdoğan da “MHP'nin meclisi feshedip ne zaman isterlerse genel seçime gitmeye zorlayabileceği” yorumunu yapıp "Bu da bir Kürt açılımını çok zora sokar" dedi.

ÜLKEYİ İYİLEŞTİRECEK KİŞİ ARTIK O DEĞİL AMA…”

Makale, “ülkede siyasi istikrarı bozabilecek” bir diğer meselenin de “Erdoğan'ın muhaliflere yönelik tehditlerini gerçekleştirme ihtimali olduğu” yorumuyla sonlanıyor:

"Seçimlerden bir gün önce Türkiye'nin İçişleri Bakanı 231 muhalefet adayının terör suçlarından soruşturulduğunu duyurdu. Savcılar, sahte çek iddiasıyla Mansur Yavaş hakkında soruşturma açtı. Bu tip tehditler Türkiye'de hafife alınmaz. Bir önceki yerel seçimlerde, güneydoğuda 102 belediyede HDP seçildi. En az 94'ü görevden alındı veya PKK bağlantılı oldukları şüphesiyle gözaltına alındı ve yerlerine kayyum atandı.

Ama yine de iyimser olmak için nedenler var. Oylar, Türklerin hala seçimlere inancı olduğunu gösterdi. Katılım oranı %85'e ulaştı, bu birçok Avrupa ülkesinden yüksek bir oran. Seçim Kurulu duruşunu korudu, özellikle İstanbul'da. Türkiye'de hala en azından bazı kurumlar doğru düzgün işliyor gibi görünüyor.

Ama yine de kaygılanmak için de önemli gerekçeler var. Seçim kampanyası boyunca Erdoğan muhalefeti teröristlerden talimat almakla suçladı ve HDPlilere Türkiye'de yerleri olmadığını söyledi.
Seçimlerin ertesi sabahı, cumhurbaşkanının yakınlarının kontrolündeki gazeteler İstanbul'da Yıldırım'ın zaferini ilan etti. Bir sonraki gün de muhalefeti sahtekârlık yapmakla suçladılar. Bir gazete darbe yapmakla suçladı. Birçok AKPli sonuçları kabul etti ama bazıları ise ne yapıp edip sonuçları tersine çevirmeye kararlı. Erdoğan ise henüz kararını vermemiş gibi görünüyor. Erdoğan ülkeyi böldü. Ülkeyi iyileştirecek kişi artık o değil ama yine de işleri daha kötüye götürmekten kaçınmak isteyebilir."

Odatv.com

__________________
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 05.04.2019, 16:11   #2
Çevrimdışı
Bursalı68
Yönetici

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: The Economist yazdı: "Ülkeyi İyileştirecek Kişi Artık O Değil Ama Yi

Alıntı:
"Son birkaç yılda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümeti muhalefeti susturdu, yargının kontrolünü eline aldı ve basını etkisiz hale getirdi, Türkiye'de demokrasi adına geriye ne kaldıysa sandığa hapsoldu.
Alıntı:
AKP'nin adayı eski Başbakan ve Meclis Başkanı Binali Yıldırım, hükümete yakın iş adamlarının kontrolündeki ve partisinin de durmak bilmeyen seçim aracı haline gelen medyanın ve kendi siyasi geleceği tehlike altındaymışçasına partisinin adayları için seçim turuna çıkan cumhurbaşkanının desteğini aldı.
Alıntı:
“hükümetin sözcüsü resmi haber ajansının oy sayımını durduğu, YSK'nın İmamoğlu'nun 30 binden az farkla sandıktan birinci çıktığını ancak ertesi gün duyurduğu”
Alıntı:
Muhalif belediye başkanları, yalnızca, on yıllar boyunca AKP yönetiminde olan belediyelerdeki patronaj ağını dağıtmakla tehdit etmiyor aynı zamanda yolsuzluk skandallarını bir bir ortaya çıkaracaklarını söylüyorlar."
Alıntı:
"Sonuçlar aynı zamanda Erdoğan'ı, çoğunluğu muhalefetin yanında yer alan Kürt seçmenler ile milliyetçi müttefikleri arasında sıkışan zor bir duruma soktu. PKK ile herhangi bir barış müzakereleri süreci başlatmanın bedeli, AKP için mecliste çoğunluğu kaybetmek olabilir."
Alıntı:
Makale, “ülkede siyasi istikrarı bozabilecek” bir diğer meselenin de “Erdoğan'ın muhaliflere yönelik tehditlerini gerçekleştirme ihtimali olduğu” yorumuyla sonlanıyor:
Merhaba,

Dergi tesbitlerinde 12 den vurmuş...Öncelikle " demokrasi " anlayışının ne hale geldiğinin altını çizmiş...Zaten demokrasiyi " durağa gelince inilecek bir tren " olarak gören anlayışın da " çoğunlukçu demokrasi " zihniyetinde olması kaçınılmazdır...Yani " çoğunluk benim, benim borum öter " anlayışıyla muhalefete, demokrasi=sandık muamelesi çeken bir zihniyettir bu...Ki Hitler de " sandık " ile ilerledi...! Yani demokrasiyi sadece çoğunluk, sadece sandık gören zihniyetten ne bu topraklara ne de dünyaya bir yarar çıkmaz...

Ayrıca son tesbit de son derece önemli ki şahsi düşümcem de bu şekilde...Yani muhalefeti tam anlamıyla bastırabilmek için eğer varsa o bir atımlık barutu da kullanacaktır...Haa bu onu bitirir mi bitirmez mi bilinmez...

Tüm bunlar aslında 17 yılın bilançosuna da bakmayı zorunlu kılıyor...

*Kozmik odanın ifşa olması,

*Yargının iktidarın güdümünde olması,

*Emniyet teşkilatının tamamen iktidarın güdümüne geçmesi(bir yere kadar kabul edilebilir)

*Ergenekon, Balyoz...v.b. gibi davalarla TSK nın dizlerinin üzerine çökertilmesi ve özellikle irticanın TSK nın en derin noktalarına kadar sirayet ettirilmesi ve bunların sonucunda bir çok mağdur yaratılması,

*17-25 Aralık süreciyle birlikte " Fetö " adı altında terörist gurup isimlendirmesi ve bu gurubun içerisinde olduğu varsayılan yargı ve emniyet mensupları içerisinden binlerce mağdur yaratılması,

*Kürt açılımı diye başlayan, tepki çekmemek adına ismi demokratik açılım ve çözüm süreci olarak güncellenen, ancak çeşitli gitti geldilerle bir çok yanlışa da imza atılan ve bunun sonunda kendilerini kandırılmış hisseden bir toplum yaratılması,

*Ülkenin önemli ekonomik kaynaklarının satılması, tam anlamıyla dışa bağımlı hale getirilmesi,

*Ekonominin çökertilmesi ve buna bağlı olarak fazi ve dövizin yükselmesi, doğru orantılı olarak da hayat pahalılığının artması,

*Kendilerine muhalif gözüken kim veya hangi kurum olursa olsun tüm güçleriyle saldırmaları,

Ülkeyi kaçınılmaz sonlara doğru götürmektedir...Ve yukarıda saydıklarıma rağmen halen daha bu kadar yüksek oranda oy alıyor olmalarının çeşitli sebepleri de vardır tabii ki...Ancak en büyük sebebi, halen " çekimser " denen kesimin AKP den vazgeçmemesi olarak yorumlanabilir...Çünkü bu kadar yıl içerisinde bir şekilde çekimser olanlar da işlerini AKP ye yakın kişi veya birimlerle de götürecek düzen kurmuş olabilirler ki düzenlerinin bozulmasını istemezler...

Ancak şu unutulmamalıdır ki eve ekmek götürmek hergün biraz daha zorlaşmaktadır...Ki bunu iktidar da zorlaştırmaktadır...2002 yılındaki söylemlerinde " sosyalist " temele dayalı söylemler kullanmalarına rağmen, gelinen noktada kapitalizmin de ötesinde DİKTA ve SALTANAT rejimine geçiş olmuştur...Bu sonuçlara göre toplum aslında uzun zamandır bölünmüştü ancak şu an tamamen keskin bıçak gibi ikiye bölünmüştür...

Mide aç ise siyaset hikayedir...!

Sağlıcakla kalınız...
__________________
Kötülüğün galip gelmesi için iyi insanların bir şey yapmaması kafidir...
Edmund BURKE
  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz Bursalı68'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
artık, değil, iyileştirecek, kişi, yine, İyileştirecek


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 03:37.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.