Eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “eşcinsellerin virüs yaydığını” söyleyerek LGBTİ+ları hedef gösteren Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın ‘cuma hutbesini’ eleştirerek, “Bizim bu tür musibetleri belirli bir günah grubuna bağlamamız haşa Allah adına konuşmamız anlamına gelir, bu doğru değil” dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın geçen hafta cuma namazında okuduğu hutbedeki nikâhsız birlikte yaşama eşcinsellikle ilgili sözleri tartışma yaratmıştı. Hutbede, “İslam zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lûtîliği, Eşcinselliği lanetliyor. Nedir bunun hikmeti. Hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesidir, bunun hikmeti. Yılda yüz binlerce insan gayri meşru ve nikahsız hayatın islamî literatürdeki ismi zina olan bu büyük haramın sebep olduğu Hiv virüsüne maruz kalıyor”

“KÜRSEL SİYASETİN GÜNAHLARI CİNSEL BÜTÜN GÜNAHLARDAN DAHA BÜYÜKTÜR”

Tartışmaya, katıldığı bir televizyon programında açıklamalarda bulunan eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez de katıldı. Görmez, “Bizim bu tür musibetleri belirli bir günah grubuna bağlamamız haşa Allah adına konuşmamız anlamına gelir, bu doğru değil. Çünkü Küresel siyasetin günahları cinsel bütün günahlardan daha büyüktür” ifadelerini kullandı.Görmez sözlerinin devamında şunları kaydetti:

“Ayet ve ibret kavramını yeniden hatırlatalım. Küresel siyasetin günahları cinsel günahlardan çok daha büyüktür. O küresel günahlar Irak’ı bombaladı, bir milyon insanı öldürdü. Biz gusubetin sebeplerini izah ederken asla belirli bir gruba belirli bir günaha, belirli bir şahsa yöneltmemiz lazım. Bütün bunların bir ayet olduğunun ve herkesin kendisine düşen hissesini alarak yeni bir dünyayı kurmakla mükellef olduğunu, bize hitap ediyor ey insan sen kainatın hakimi değilsin. Tabiatı imar edin. Ey insan insanın değerini bilin. Ben zaten hutbede böyle bir ima da görmedim. Ama yorumların bir kısmı böyle bir suçlama yöneltti bu da doğru değil.”

“BİZİM GÜNAH-I KEBAİR LİSTEMİZ DEĞİŞTİ”

Görmez sözlerini “Bizim günah-ı kebair listemiz değişti. Büyük günahlar artık değişti. Tohumun genini değiştirmek, gıdayla oynamak, kimyasal silah geliştirmek, bütün kainatı ifsat etmek, bunlar bizim kitaplarımızda günah-ı kebair arasında geçmiyor diye bizim oraya sıkışmamamız lazım. Bizim günah-ı kebair’leri Kur’an’ı Sünneti dikkate alarak güncellememiz gerekiyor”

ANKARA BAROSU’NA TEPKİ

Görmez, “Ben Diyanet İşleri Başkanı’nın yanındayım. Ankara Barosu’nun açıklaması İslamı ve İslamın çağlar üstü hükümlerini çağ dışılıkla itham eden, imalarda bulunan hakikaten çok kötü bir bir açıklama. Ben inanıyorum ki o arkadaşlar da pişmandırlar. Bir görüş beyan etmek ayrı bir şeydir ama bir milletin iman değerlerini hafife almak başka bir şeydir. Her türlü kınanmayı hak eden bir metin” diye de ekledi.

“O HUTBEDE LUTİLİK KELİMESİ GEÇMİŞSE ÇIKARILMASI LAZIM”

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın hutbesinin İslamın evrensel ilkesini anlattığını söyleyen Görmez, “Açın 12 Eylül’den sonra okunan hutbelerde bile 3 tane zinaya karşı hutbe var. Bu arada onu da ifade edeyim insan fıtratına aykırı bu hareketin peygamberle anılmasını da ben yanlış bulurum. O hutbede ‘Lutilik’ kelimesi geçmişse çıkarılması lazım. Lut Peygambere saygılı olmamız lazım” ifadelerini kullandı.

ABC

__________________

Merhaba,

Lutilik diye bir söylem, direkt Lut peygamberi hedef almıyor belki ancak Sodom ve Gomorra kavmine aynı zamanda " Lut Kavmi " de dendiği için Lut ismi geçmekte diye düşünüyorum...Ali Erbaş'ın hutbesi akıllara zarar....Mehmet Görmez bunu hafifletmeye çalışmış, ama o zaman da şu soru akla gelir...: Kendi aranızda görüş birliği sağlayamıyor musunuz...?

Hiçbir zaman görüş birliği sağlanamayacaktır inanç konusunda...

Sağlıcakla kalınız...

__________________
Kötülüğün galip gelmesi için iyi insanların bir şey yapmaması kafidir...
Edmund BURKE

Acizane bendenizin meselenin özüne bakış açısı, bir defa diyanet işleri başkanlığı, mevcut iktidarın din sarmalı ile karışık siyasi sözcülüğüne dönüşmüş kurumu olması, tabir caiz ise adı konmayan bir padişahlığın Şeyhülislamlığına dönüşmüş olmasıdır...

Nikah ise, bize göre ulvi ve kutsi hiç bir değeri olmayan, birlikteliklerde dünyaya gelecek çocukların nesebinin resmileştirilmesine yarayan bir kültürel seramoniden başka bir şey değildir...

Lûti'lik ise sadece bir bakış açısıdır, yaşam biçimi olarak değerlendirilemez, bu değer yargısı hangi kıstaslara göre? Kur'an ve İslami yazıtlara göre...
Aslında bu konu, bu gün dinler üzerine otorite olmuş, akademisyenlerin söz söyleme konusudur...

__________________

Bitane sarıklı vardı, o da eşcinseldi. Onu savunuyordunuz, cenazesine bile gitmiştiniz.