Başbakan açıklamış;

Uludere'de hayatını kaybedenlerin ailelerine 123 bin TL ödenecekmiş.

Bu paranın halkın ödediği vergilerden değil, ölenlerin vurulması için emri verenlerin, yani hükümetin, yani TSK'dan sorumlu başbakanın cebinden ödenmesi gerekir.

Yitip giden elbette bir candır, ama sonuçta o kişiler de oraya dağ çileği toplamaya gitmemişlerdi. Yapılan bir hatanın yanısıra, yapılan yanlışın da benim sırtımdan özür gibi ödenmesini kabul etmiyorum.


Bu haberde konu olan kişileri de tekrar affetsinler. Acıları var yazık.

Ben tırlatırım yakında. Sanırım. Bu nasıl bir düzen? Muhalefet nerede?

__________________

utanmasalar yakında ülke batsa siz batırdınız sökülün paraları diyecekler.. bu kadar düştükmü ya?

__________________
Never fade away...

En çok sinirlendiğim konulardan biri de bu.
Şehit ailelerine verilen 50 bin lira ama kaçakçılara 125 bin lira insaf yahu.
Yazıda da belirtildiği gibi mümkünse başbakan bunu kendi cebinden karşılasın.
Hem pkknın güzergahında yine pkk için kaçakçılık yap hem de öldürülünce ah vah.
Piknik yapmaya gitmişlerdi sanki oraya.
Yok böyle yüzsüzlük.

Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez,şehitliği de ayağa düşürdüler bunların hepsi oy hesabına dayanıyor,bunlar için iktidarda kalmak için her yol mübahtır.
parası ceplerinden çıkacak değil ya nasıl olsa memur,işçi,emekli ödeyecek.
Bizleri Stalin'nin tavuğu zannediyorlar herhalde.

İşin maddi yönü bir tarafa şimdi bunları bir de şehit sayıyorlar.
Vah..Vah..Vah...
Ne günlere kaldık,gerçek şehitlerin kemikleri sızlayacak.

Yaptiklari hatayi nasil örtbas edeceklerini sasirdilar.

Milyonlar ödense bile giden can geri gelmez. Hamasi nutuklarla kaçakçılara bindirmek bölge hakkında bi haber olmanızdan ötürüdür. 15-20 yaş arası gençler kimi okul harçlığı kimi evini geçindirmek için 40 lira 50 lira para uğruna canlarını tehlikeye atıyorlar. Kanunsuzlukmuş vergi vermemekmiş geçin bunları. Bir kişi öldürürsen katil milyonlarcasını öldürürsen kahhraman olursun sözü gibi memleketi sömüren büyük hırsızları, satılan KİT'leri görmeden çaresiz insanlara sövmek bişey kazandırmaz. Devlet insanına sahip çıkmazsa gider pkk sahip çıkar ve o insanlarda çaresizliğinden ona sığınır. Öldürülen kaçakçılardan hiçbirinin pkk ile alakası yoktu ama ölenlerin kardeşlerinde devlete karşı kin birikti. Sayıp sövmek çok basit, yaftalamakta üzerimize yok ama Uludere'deki provakasyon kimin işidir, istihbaratı kim sağlamıştır açıklayan yok.

Bu ülkeyi pkk bölemez, isterse bin yıl uğraşsın zerre zarar veremez ama insanlarımızın içine kin ve nefret tohumları ekilirse istediğinizi yapın bölünmenin önüne geçilemez.

__________________

Yazınızın kaçakçılık ile ilgili kısımlarına katılıyorum,çünkü ömrümün büyük bir bölümü o bölgede geçti,onları iyi tanıyorum ve nasıl yaşadıklarını çok iyi biliyorum,ancak sebep ne olursa olsun PKK'ya yadım ve yataklık etmek için bahane olamaz.
Burada en büyük hata yine devlettedir,bu hata kaçakçıların yanlışlıkla vurulması değildir,orası bir savaş alanıdır ve savaş alanında bu tür yanlışlıklar olabilir,Kıbrıs çıkartmasında da kendi gemimizi vurup batırmadık mı?
Bu olayların başlangıcına ve sebeplerine gidersek karşımıza Turgut Özal'ın yanlış politikaları çıkar.
Turgut Özal'ın Güneydoğu halkının nasıl geçindiğini ne iş yaptığını araştırmadan bu yönde hiç bir tedbir almadan pat diye getirdiği "Serbest piyasa ekonomisi" 27 senedir Türkiye'nin başına bela olan PKK sorununun tek sebebidir.
Bu karar öncesine kadar bölge halkı kaçakçılık ile geçinirdi,kaçakçılar üç bölüm halinde idi:Büyük kaçakçılar- canlı hayvan kaçakçıları ve sırtçılar.
Büyük kaçakçılar bu karardan etkilenmedi çünkü sermayeleri vardı sadece yöntem değiştirip vurgunculuğa,hortumculuğa,soygunculuğa başlayıp daha zengin oldular.
Canlı hayvan kaçakçıları, Gaziantep Milletvekili olarak TBMM'ye giren Mustafa TAŞAR'ın kardeşi Faruk Taşar'ın başkanlığını yaptığı "Gaziantep canlı hayvan ihracaatçıları birliği" adı altında Gaziantepte toplanarak o zamana kadar yasak olan canlı hayvan ihracaatının serbest bırakılması ile Doğu ve Güneydoğuda ne kadar canlı hayvan varsa resmi olarak Suudi Arabistan,Kuveyt gibi Arap ülkelerine ihraç ettiler,bu gün yurtdışından angut ithal etmemizin başlıca sebebi de budur.
Asıl önemli olan sırtçılara gelince bunlar sabah Suriye'ye gidip akşam sırtlarında bir çuval kaçak eşya ile dönüp 3-5 kuruşa bunları satarak geçimlerini sağlayan ve bundan başka hiçbir geliri ve mesleği olmayan insanlardı,bazen jandarma tarafından vurulsalar da ,mayına basıp ölseler de bu işi yapmaya mecbur olan insanlardı bu işi yapmadıkları taktirde açlıktan ölmeye mahkum kişilerdi,çünkü başka hiçbir güvenceleri yoktu.Devletin bu insanlar için hiç bir tedbir almadan getirdiği serbest piyasa ekonomisi ve bunun sonucunda kaçakçılığın durması bu insanları işsiz ve aç bırakmıştır.Neticede bu insanlar için tek bir seçenek kalmıştır o da PKK'ya katılmak,çocuklarını PKK'ya vermek ve buradan gelecek gelir ile yaşamak ve bunu yaptılar.
Bu gün PKK'nın ortaya çıkıp bu derece güçlenmesinin tek sebebi Turgut Özal'dır.
Ancak tek hatalı Turgut Özal değildir,ondan sonra göreve gelen bütün yöneticiler bu hataları devam ettirmiş,Güneydoğu halkının ekonomik ve sosyal durumunu göz ününe almadan zamam zaman şiddetle zaman zaman da görüşme ve pazarlıkla bu işi çözeceklerini zannetmişlerdir.
Terörü bitirmenin tek çaresinin bölge halkının ekonomik ve sosyal durumunun düzeltildikten sonra hiç bir taviz vermeden ve yabancı devletlerin baskısına boyun eğmeden silahlı mücadele ile yok edilmesi olduğuna inanıyorum.

Her bir kuruşu helal olsun.

__________________