Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türkiye ve Dünyadan Haberler > Ülkemiz ve Dünya Gündemi > Serbest Kürsü

Serbest Kürsü Her konuda tartışma açılan konular burada


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 22.06.2013, 22:34   #1
Çevrimdışı
Damon
Ne Mutlu Türk'üm Diyene
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Hasdal'daki Dz.Kur.Alb. Barbaros Büyüksağnak'tan mektup var!

Facebooktaki #TürkOrdusuEsirEdilemez etkiliğindeki diğer kişilere bakarken, bu mektuba denk geldim ve burnumun direği sızlaya sızlaya okudum. Sizlerle de paylaşmak istedim.













Bir davada sanık durumuna sokulan kişi, en azından, iddia edilen suç tarihinde iddia edilen suçun işlendiği yerde olmalıdır, değil mi? 2002 seçimlerinden önce İtalya’da görevlendirilip Org. Çetin Doğan emekli olduktan sonra yurda döndüğümü kanıtlayan resmi belgelerin varlığı bile diğer masum arkadaşlarımla birlikte 18 yıl ağır hapis cezası almamı engelleyemedi. Olsun, hiç önemli değil! Yaşanan tüm bu hukuksuzluklar karşısında bile diyorum ki;

Özel yetkilerle donatılmış bir mahkeme heyeti tarafından, üzerimize yüklenen suçun işleniş biçimi, işlendiği yer ve zaman (!), suç konusunun önem ve değeri de dikkate alınarak 18 yıl hapis cezası verildi diye, yargılama sürecindeki olumsuz tutum ve davranışlarımız (!) nedeniyle cezamdan 1/6 oranında indirim yapılmasına takdiren yer olmadığına hükmedildi diye, ayrıca hapiste bulunduğum süre boyunca babalık ve kocalık sıfatının verdiği hakları kullanmaktan mahrum edildim diye, siz benim;

Vatanıma, milletime ve bayrağıma karşı duyduğum içten sevgiyi, saygıyı ve gönülden bağlılığı azaltacağımı; dünya görüşümü, insanlara ve doğaya karşı hissettiğim duyguları değiştireceğimi mi sandınız?

Beşiktaş Barbaros İlkokulu’nda bana okumayı yazmayı öğreten çok değerli Hamiyet öğretmenimi, ilk arkadaşlarımı, yıllar sonra hayatımın iftiralarla karartılacağı Beşiktaş Adliyesi’ne dönüştürülecek binaya komşu olan okul bahçemizde koşup oynadığım günleri, ilk çocukluk heyecanlarını hatıralarımdan sileceğimi, doğduğum, büyüdüğüm Beşiktaş’a olan sevgimi azaltacağımı mı zannettiniz?

14 yaşından tutuklanana kadar gururla giydiğim siyah-beyaz Bahriyeli üniformamı, Deniz Lisesi ve Deniz Harp Okulu’nda yaşadığım o güzel öğrencilik günlerini, kazandığım Atatürk, Vatan ve Denizcilik sevgisini, değerli öğretmenlerimi, sınıf arkadaşlarımı, zor günlerde de hep yanımda gördüğüm dostlarımla tanışmamı, alt ve üst sınıftaki arkadaşlarımı, Heybeliada Çam Limanı’nda yaptığımız maçları, Alman Koyu’nda denize girişimizi, adanın etrafında koştuğumuz günleri, vapurla hafta sonu izine çıkışlarımızı unutacağımı mı sandınız?

Denizde yıllarca tecrübe kazandıktan sonra TCG Muavenet Komutanı Yüzbaşı Ahmet Saffet’in koltuğuna oturma ayrıcalığına ve yüzlerce değerli subay, astsubay, uzman erbaş ve vatan evladını tanıma ve onlarla birlikte görev yapma şansına sahip olduğumu, ülkemizin menfaatleri uğruna aylarca, gece gündüz demeden yaptığımız seyirleri, fırtınalı havaları, ardından sakinleşen denizi, ufukta güneşin doğuşunu, batışını, ziyaret ettiğimiz limanları ve en sonunda salimen eve dönüşlerde hissettiğimiz gurur ve mutluluğu zihnimden çıkarıp atacağımı mı düşündünüz?

Karar aşamasında, en azılı teröristlere ve uyuşturucu kaçakçılarına bile genellikle uygulanan 1/6 indirim bize uygulanmamış olsa bile, üzerlerine atılı suçla hiçbir ilgileri olmamasına rağmen mahkemeye bu kadar saygılı, disiplinli ve dürüstçe davranabilen sanık grubunun bir daha bir araya getirilmesinin imkansız olduğunun farkında olmadığımızı mı sandınız?

Hasdal’a girdikten sonra tanışma ve yakından tanıma şansına eriştiğim çok değerli büyüklerimi, arkadaşlarımı ve vefakâr ailelerini unutacağımı mı zannettiniz?

Ve en önemlisi sevgili eşim ve biricik oğlumun beni kocalıktan ve babalıktan reddedeceklerini, telefonlarıma cevap vermeyeceklerini ve ziyaretime gelmeyeceklerini mi düşündünüz?

Sonuç olarak; ilkokul öğrencisiyken de, 14 yaşında Bahriye subayı adayı iken de, 22 yaşında Donanma’ya yeni çıkmış çakı gibi Teğmen’ken de, 33 yaşında Yüzbaşı rütbesiyle Akademi’de okurken ve İstanbul Üniversitesi’nde yüksek lisans yaparken de, 40 yaşında bir fırkateyne, 44 yaşında bir muhrip filotillasına komuta ederken de, yurt dışında Askeri Ataşelik yaparken de ne hissediyorsam, 21 Eylül 2012 tarihinde verilen karar sonrasında yine aynı duyguları hissediyorum. Benim açımdan hiçbir şey değişmedi! En azından ben öyle hissediyorum. Hem, özgür olmak için insanın mutlaka dışarıda olması gerekmez!

Ya sizler, bu komployu hazırlayanlar, buna destek ve alet olanlar! Daha da vahimi, her şeyi anlayıp bilmesine rağmen hiçbir şey olmamış gibi olup bitene göz yumanlar! Şimdi sizler ne hissediyorsunuz? Başınız benim başım kadar dik durabiliyor mu? Vicdanınız benim vicdanım kadar rahat ve huzurlu mu? Suçsuz yere içerideyken gencecik evlatlarını, yaşlı anne ve babalarını son bir kez daha göremeden kaybedenlerin haberlerini duydukça neler hissediyorsunuz? Kendinizi bir an için bile olsa bizlerin yerine koyabiliyor musunuz? Sizin ahlakınız, vicdanınız var mı?

Bugün; bazılarınız korkaklığınızdan, bazılarınız almış olduğunuz talimatı yerine getirmiş olmanın mutluluğuyla bulunduğunuz yerde veya görevde, bulunduğunuz makamda veya rütbede, hiçbir şey olmamış gibi hayatınızı sürdürüyor olabilirsiniz. Eşiniz ve çocuklarınızla dilediğiniz zaman, dilediğiniz yerde rahat rahat gezip dolaşabiliyor, anne ve babalarınızı, sevdiklerinizi ziyaret ediyor olabilirsiniz. Etrafınızda bulunan kişiler sizi toplum için yararlı, başarılı, normal insanlar gibi görüp takdir ediyor olabilir. Peki yarın; gerçekler, oynanan oyunlar, kurulan tuzaklar bir bir ortaya çıktığında, sizler ne yapacaksınız? Bu milletin yüzüne nasıl bakacaksınız? Bu yaşanan acıların, bir daha geri dönüşü olmayan, akıp giden zamanın, sevdiklerinden ayrı kalışların hesabını nasıl vereceksiniz ?

Sonuçta ne olacak? Ben size ne olacağını söyleyeyim. Asrın iftirası Balyoz Davası’nda sorumluluğu olanlar, bu sahte CD’leri üretip bizlere iftira atan ve özgürlüğümüzü çalanlar ve onları destekleyenler elbet bir gün mahkemede yargılanacak ve yaptıklarının bedelini ödeyecekler. Bundan hiç şüpheniz olmasın!

Dz.Kur.Alb. Barbaros Büyüksağnak









Eşi tarafından bir davasının nasıl geçtiğini gösteren bir yazısı daha var.








2 yıldır Hasdal'da tutsak edilen eşim Barbaros Büyüksağnak'tan;


BİR GEREKÇENİN HİKAYESİ

Suç Tarihi: 2002-2003 yılları

Suçun İşlendiği Yer: Ankara

- Soru: “Yaşar Albayım, Balyoz Darbe Planlarında isminiz Ankara koordinatörleri arasında geçiyor. 2002-2003 yıllarında Ankara’da mıydınız?

- Cevap: “Pardon, soruyu bana mı sordunuz? Yaşar’ı hiç kullanmam da birden şaşırdım. Ben o dönemin tamamında Roma’da görevlendirilmiştim, sanırım bir yanlışlık var.”

- Soru: “İyi güzel de Albayım, sizin isminiz Yaşar Barbaros Büyüksağnak değil mi? Size mi güvenelim, elimizdeki çok sağlam CD’lere mi? İsminiz Ankara koordinatörleri arasında geçiyor, ayrıca Ankara’da bir mesaj hazırlamışsınız, iki toplantıya da katılmışsınız. Anlatın bakalım nasıl oluyor tüm bunlar?”

- Cevap: “Mümkün değil. Eşim ve oğlumla birlikte suçladığınız dönemin tamamında Roma’daydım. Ayrıca belirttiğiniz yıllarda Yaşar ön ismi Deniz Kuvvetleri’nde hiç kullanılmıyordu. Bakın tüm diplomalarım, belgelerim, yazışma örnekleri burada, hiçbirinde Yaşar ismi yok! Tabii inanmıyorsanız, Genelkurmay’a, Deniz Kuvvetleri’ne ve Emniyet Pasaport Şube’ye sorabilirsiniz.”

- Genelkurmay’a soru: “Albay doğru mu söylüyor?”

- Genelkurmay (25.04.2011): “Albay Büyüksağnak seçimler yapılmadan önce Roma’ya gidip Çetin Doğan ameliyat olduktan ve emekliye ayrıldıktan sonra Türkiye’ye dönmüştür.”

- “ !? ”

- Deniz Kuvvetleri’ne soru: “ Siz ne diyorsunuz, özellikle bu “Yaşar” konusunda?”

- Deniz Kuvvetleri (22.04.2011): “ Büyüksağnak o yıllarda Binbaşı rütbesindeyken Roma’daydı. Deniz Kuvvetleri Harekat Başkanlığı’nda görevliyken geçici görevle Roma’ya gönderen biziz zaten. Ataması kağıt üstünde Ankara gözükür ama aslında Roma’da görevliydi. Ayrıca Barbaros Albay’ın, Yaşar ön ismi olduğunu biz kurum olarak 2007 yılında öğrendik. Daha önce Yaşar ismi hiçbir yerde kullanılmamıştır. Siz 2002-2003 yıllarını soruyorsunuz. Bir yanlışlık olmasın?”

- “ !? ”

- Emniyet Pasaport Şube’ye soru: “Albay o dönemde gerçekten yurt dışına çıkmış mı?”

- Emniyet (21.06.2011): “Evet. 23 Ekim 2002’de ülkeden ayrılmış, 28 Ağustos 2003’te dönmüş. Arada yurda giriş çıkışı da yok.”

- “ !? ”

- “Bu adam Roma’da galiba ya! Hem de suçladığımız dönemin tamamında! Ama CD’de Ankara’da darbeye katılmış gözüküyor. Peki Ankara’da bir telefon konuşması, bir yere girip çıkarken çekilmiş görüntüsü, kredi kartı kullanımı falan var mı acaba?”

- “Yok! Ama adı CD’de yazmıyor mu canım, bunları araştırıp şimdi hiç boşa zaman geçirmeyelim!”

- “Doğru söylüyorsun, tamamdır o zaman. Peki sıradaki subayı alalım…”

- Savcılığın İddianamesi (06.07.2010): “...şüphelinin ismi CD’de geçtiğinden üzerine atılı suçu işlediği kanaatine varılmıştır. İlgili sevk maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi kamu adına iddia ve talep olunur.”

- Mahkemenin Ara Kararı (11.02.2011): “… dosyadaki delil durumu, kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması, delillerin henüz tam olarak toplanılmamış oluşu, sanığın delillere etki yapma ihtimalinin olması, tanıkların henüz dinlenilmemiş oluşu, atılı suçun katalog suçlardan olması, adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı anlaşılmakla sanığın tutuklanmasına…”

- Savcılığın Esasa İlişkin Mütalaası (29.03.2012): “Sanığın suç tarihinde yurt dışında görev yaptığı anlaşılmıştır“

- “ !? ”

- Savcılığın Esasa İlişkin Mütalaası: “…Ancak sanığın isminin CD’de Ankara koordinatörü olarak geçmesi nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Cebren Iskat veya Vazife Görmekten Cebren Men Etmeye Teşebbüs amacıyla kurulmuş yapılanma içerisinde yer aldığı ve üzerine atılı suçu işlediği kanaatine varılmıştır.”

- Hüküm (21.09.2012): “…sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, ancak eylemleri eksik teşebbüs aşamasında kalmış olduğundan cezasından indirim yapılarak 18 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına…”

-Gerekçeli Karar (07.01.2013): “ Sanığın suç tarihinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Başkanlığı’nda görevli olduğu…” (sayfa 1221)

- “ !? ”

- Gerekçeli Karar: “…Ankara Bölgesi koordinatörü olarak görevlendirildiği, Kasım ayında Ankara’da Deniz Kuvvetleri karargahında bir mesaj hazırladığı, Aralık ve Ocak aylarında iki toplantıya katıldığı, bu şekilde sanığın atılı suça iştirak ettiği sonucuna varılmış, mevcut belgeler karşısında savunmasına itibar edilmemiştir…”

“… Sanıklardan bazıları suç tarihlerinde yurt dışında veya açık denizde görevde olduklarını belirtmişler ise de, suç tarihinde teknolojinin ulaştığı aşama, iletişimdeki kolaylıklar dikkate alındığında, aralarında çok kolay bir şekilde belge alışverişinin olabileceği, bazı toplantı tutanaklarında kişi isminin açılmasının muhakkak bu toplantıya fiziken iştirak etmeyi gerektirmeyeceği….” (sayfa 1040)

- Tespit edilen bir telefon görüşmesi, e-mail trafiği veya başka bir şey var mıymış?

- “ !? ”

- Gerekçeli Karar: “…Genelkurmay Başkanlığı tarafından askeri birimlerde asılları bulunduğu belirtilen taranmış belgelerin dijitaller içinde yer alması, delillerin doğruluğu konusunda sanıkların aksi yöndeki savunmalarını bertaraf ederek Mahkemede tam bir kanaat oluşturmuştur” (sayfa 967)

- Mahkemenin isteği üzerine, Albay’ın yurt dışında olduğunu belirten 25 Nisan 2011 tarihli resmi yazı Genelkurmay’dan gelmemiş miydi?”

- “ !? ”

- Savcılık bile Esasa İlişkin Mütalaası’nda, sanığın yurt dışında olduğunu kabul etmişken, mahkeme gerekçeli kararında hala sanığın suç tarihinde Ankara’da görevli olduğunu hangi gerekçeyle yazabiliyor?

- “ !? ”

Asıl Suç Tarihi : 2010-2013yılları - Suçun İşlendiği Yer: Türkiye


  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz Damon'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 22.06.2013, 22:49   #2
Çevrimdışı
LaLe
Ne Mutlu Türküm Diyene

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Hasdal'daki Dz.Kur.Alb. Barbaros Büyüksağnak'tan mektup var!

Asıl suçlular; yargıçlar, savcılar ve hakimler.

Üzerlerinde ne kadar baskı olursa olsun, suçluyu suçsuzu ayırt edecek olan kişilerin, ellerindeki yetkiyi hukuktan anlamayan kişilerin hukuksuzluğuna teslim etmemeleri gerekir.
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz LaLe'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
barbaros, büyüksağnaktan, deniz, dz.kur.alb, dzkuralb, edilen, hasdalda, hasdaldaki, mektup, sanığın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 03:31.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.