Tekil Mesaj gösterimi
Eski 25.11.2016, 18:50   #3
Çevrimdışı
Redwine
"Her Şey Güzel Oldu"

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Fantastik ve Sürrealist Ressamlarımız | Eserleri

Teoman Südor
(1943 – )



Resimlerinde sonsuz uzay boşluğunda, sınırlandırılmış mekanlarla, mekansal derinliği veren Teoman Südor, konusal olarak efsanelerden, mitolojiden ve doğanın gizeminden etkilendiğini söylüyor. ‘‘Resimsel alanda iki büyük derdim var, derinlik ve ışık’’ diyen Südor sözlerine şöyle devam ediyor: ‘‘Resim yaparken konuyu seçmiyorum, hayal ediyorum. Benim dünyam bu. Ben buna resmin içinde yaşam diyorum. Resmi yaparken kendi içimde ne hissettiğim önemli. Varolan dünya üç boyutlu ama ben bunun dört boyutlu olduğunu söylüyorum. En, boy ve derinliğin yanı sıra zaman çok önemli kavram.’’ Hayallerini gerçekleştirdiği Akademi’nin bir başka anlamı da var Südor için, orası aynı zamanda hayatının aşkı ressam Gülseren Südor’u bulduğu yerdir. Bedri Rahmi’nin atölyesinden mezun olan Südor çifti, hocalarının öğrettiklerini belleklerine kazıdıklarını, ama hocalarının sanatsal takipçisi olmadıklarını, kendi özgün işlerini üretme yolunu seçtiklerini söylüyor.










Habip Aydoğdu
(1952 – )



Habip Aydoğdu, uzay boşluğu içinde doğanın ve figürlerin parçalanmış formlarını, fantastik yaratıklara dönüştürdüğü lekesel soyutlamalarını, 1980 sonlarında, kuş başlı, insan gövdeli, mitolojik yaratıklar, 1990’larda uzay boşluğunda asılı fantastik figür ve biçimler, aniden ortaya çıkan panik yüz ifadeleri, hırçın fırça vuruşları, renk lekeleri, deformasyon ile güçlü dramatik anlatımları ortaya koymuştur. Habip kırmızısı tabiri de onun tablolarındaki yoğun ve derin kırmızıdan çıkmıştır. Aydoğdu şöyle diyor: “Ürettiğim resimlerin ruhuna ve yaşananlara da bu renk çok iyi uyuyordu. Sonra bu bilinçaltımda devam etti, kırmızı baskın bir renk olmaya başladı. Bana çok yakıştığına ve bugünün ruhunu çok iyi verdiğine hala inanıyorum. Garip bir renk, aşkı da içeriyor, isyanı da… Eskiden “Üstüme kaldı galiba” diyordum ama artık ben de onunla bütünleştim. Resimlerimin çoğu için kaos resmi yapıyor deniliyor, bunda gerçeklik payı var. Bir kaos yaşıyoruz, ne olduğumuz belli değil.”








Ergin İnan
(1943 – )



Ergin İnan, fantastik gerçekçi resimlerinde çok boyutlu, çok anlamlı ve çok görüntülü varlıkların sürekliliği ekolojik, biyolojik ve tinsel bağlamda ele alınmakta, evrensel imgelerin yanı sıra kültürel imgeler de kullanmaktadır. Kaligrafi, dinsel kitap sayfaları, eski mezar taşlarını anımsatan yazılı yüzeyler, portreler, yüzler, sözler, eller ve böcekler, yeni ve özgün bir anlatım biçimi içinde bu resimlerde yer almaktadır. Kullanılan imgelerin hiçbirisi yeni, bilinmeyen ve yaratılmış imgeler değildir. İnan’ın insan figürleri, kelebek, sürüngen, gözyaşı damlası, yaprak gibi imgeler ve yazıyla bütünleştirdiği kompozisyonları, felsefe oluşturacak bir temel üzerinde betimleniyor, ikonografik ve kültürel imgeler arasında kurulan görsel, simgesel ve mistik ilişkileri yansıtıyor. Ergin İnan “Benim resmim ya da düşüncem hep gönülde olanı çizmektir. Kim ki gönlüne gider, orada ellerin dokunamadığı, gözlerin göremediği resimleri görür, insanla kucaklaşır” diyen İnan, gerçeküstü ve fantastik yapıtlarında Asya, Avrupa ve Anadolu kültürlerinden edindiği birikimini özgün bir yorumla irdeliyor.








Ekrem Kahraman
(1948 – )



1971’de İstanbul Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü’nü bitirdi. 1980’li yılların ortalarına kadar yaptığı resimlerde, Çukurova peyzajını renkli bir şiirsellik içinde yansıttı. Geniş gökler altında pamuk tarlalarının yer aldığı bu dönem çalışmalarını, aynı kompozisyon şeması saklı tutularak, doğa görüntüsünün soyut plastik elemanlarla derinliğe doğru çekildiği, imgesel bir espas dokusunun ön plana çıktığı daha fantastik resimler izledi. Ekrem Kahraman resimlerinde gökyüzünün düşsel yorumları ve simgesel nesnelerle, sonsuz mekan duygusunu yaratır.









Mazhar Toğrul
(1951 – )



1974 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Lisans diplomasını aldı. 1988 yılında Pulsarlarda Kutupsal Elektron Jeti teorik fizik tezi, ABD Princeton Üniversitesi arşivine alındı. 1990-1992 yılları arasında İtalya, İspanya, Fransa, İngiltere, Hollanda, Almanya, Brezilya ve ABD’de müzelerde etütler yaptı. 1992-1997 yıllarında post-empresyonist ve 1998-1999 yıllarında soyut dışavurumcu resimler yaptı. İlk kişisel sergisini 2000 yılında açtı. Aynı yıl iki şiir kitabı yayınlandı. 2001 yılında Erol Deneç Atölyesi’nde fantastik resim denemeleri yaptı. Bu dönemde fantastik resme vermiş olduğu örnekler İtalya ve Türkiye’deki kişisel koleksiyonlarda yer aldı. 2001 yılından itibaren sürrealist resimde yoğunlaştı. Özellikle Max Ernst ve Tanguy etkisinde klasik sürrealist çalışmalar yaptı.




__________________
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Redwine'in Mesajına Teşekkür Etti.