Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türk ve Dünya Tarihi > Dünya Tarihi


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 24.07.2023, 12:20   #1
Çevrimiçi
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart İsmet Paşa’nın Dokuz Aylık Mücadelesi: Telgraflardaki Lozan

İsmet Paşa’nın Dokuz Aylık Mücadelesi: Telgraflardaki Lozan

Lozan Anlaşması sürecinde yaşanan sorunlardan biri de haberleşme idi. İsmet Paşa’nın açmazları, Rauf Bey’in istekleri, Gazi’nin arabuluculuk çabaları, suikast ihbarları, geciken veya ulaşmayan bilgiler, hep telgraflarda kendini gösterdi.

İsmet Paşa, “Murahhas efendiler, buyurunuz, imza ediniz…” sözlerini duyar duymaz oturduğu yerden doğruldu. ‘Jacket a taille’ının sol iç cebinden Gazi’nin kendisine bugün için verdiği altın kalemi çıkardı. Karşısında oturan yedi ülkenin delegasyon başkanlarına baktı; derin bir nefes aldı ve imzaladı.

Saat 15.09, günlerden 24 Temmuz’du. Dokuz aylık diplomatik savaşa son noktayı koyan İsmet Paşa, üniversite binası olarak kullanılan Rimini Sarayı’ndan çıkarken basına ilk demecini verdi: “İmtihanı verdik, çıkıyoruz”.

Bu sözler, ilk tur görüşmelerinin sonunda 4 Şubat’ta Lord Curzon’a, “Memleketimi esir edecek bir vesikaya imza koyamam” diyen kişinin, Dışişleri Bakanı İsmet Paşa’nın sözleriydi.

TAM 100 YIL ÖNCE…

Paşa, anlaşmayı bundan tam 100 yıl önce imzaladı. Aynı yılın 24 Ağustos’unda İkinci Meclis, Lozan’ı onayladı. Ancak tartışması o günden beri hiç bitmedi. Lozan, ‘zafer’ mi, ‘hezimet’ mi? Bir taraf bunun kayıtsız şartsız ‘hezimet’ olduğunda birleşirken diğer kesim mutlak bir ‘zafer’ olduğunda ısrar etti…

Aslında Lozan, ne zafer ne de hezimetti. O, Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkmış bir imparatorluğun gövdesini oluşturan ulusun yürüttüğü bağımsızlık mücadelesinin son evresiydi. 12 yıl süren savaşlarda çoğunlukla yenilgilerle perişan olmuş bir halk, kısıtlı silah, uluslararası arenada -Sovyetler’i saymazsak- mutlak yalnızlık… Lozan’da eldekiler bunlardı.

Bu koşullarda yaklaşık dokuz ay süren dönem oldukça kaotik ve bir o kadar da sancılıydı. Siyasi, ekonomik ve coğrafi meselelerin dışında en az onlar kadar yıpratıcı bir başka sorun daha vardı: Haberleşme…

İsmet Paşa’nın açmazları, Rauf Bey’in istekleri, Gazi’nin arabuluculuk çabaları, suikast ihbarları, geciken veya ulaşmayan bilgiler, hep telgraflarda kendini gösterdi. ‘İsmet Paşa Hazretleri’ne’, ‘Heyet-i Vekile Riyaseti’ne’ üst başlıklı telgraflarda…

Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda her köşesi işgal edilmiş, paylaşılmış imparatorluktan bağımsız Cumhuriyet’e giden yolun en önemli köşe taşı, -hatta Cumhuriyet’in tescil ve kuruluş senedi- Lozan Anlaşması’nın ilginç bir cephesi de telgraflardan takibidir.

İZMİR ÖNERİSİ

Ankara Hükümeti barış konferansının İzmir’de yapılmasını önerdi. İletişim güçlüğünü bilen hükümetin bu isteği kabul görmedi ve görüşmeler için Lozan tercih edildi.

Lozan’la Ankara arasında iletişim sağlanması için yalnızca iki seçenek vardı: Biri İngilizler’in elinde olan ‘Eastern hattı’, diğeri Fransızlar’ın kontrol ettiği ‘Köstence hattı’. Akdeniz üzerinden Asya’ya giden Eastern hattı daha yeniydi. Romanya’nın Köstence kentinden geçen diğer hat ise karadan gitmesine karşın daha eski ve köhneydi. Türk tarafı kısa bir dönem Köstence’yi kullansa da çoğunlukla haberleşmeyi Eastern hattından sağladı. Ancak şifrelerin İngilizler tarafından ele geçirilmesinden ve gönderilen telgrafların çözülmesinden hep endişe duyuldu…

İLETİŞİM SORUNU

17 Aralık 1922’de Lozan’daki ‘Heyeti Murahhasa Riyaseti’ne’ gönderilen ‘çok gizli’ ibareli ‘Tel No: 124’, Gazi Mustafa Kemal’in imzasını taşıyor ve şu satırları içeriyordu:

“Şifrelerimizden birinin İngilizlerce elde edildiği veya hallolunduğu hakkında bir haber alındığı Dersaadet’te Refet Paşa tarafından bildirilmiştir. Yeni şifre ekte gönderilmiştir.”

Lozan’dan ise İsmet Paşa’nın 6 Ocak 1923’te ‘Heyeti Vekile Riyaseti’ne gönderdiği ‘Tel No: 190’ iletişim zorluğunu dile getiriyordu:

“Köstence yoluyla yollanan telgraflar hem geç geliyor, hem çözülemiyor. Telgrafların yine Eastern kablosuyla gönderilmesini rica ederim.”

Yine Heyet’i Vekile Riyaseti’ne İsmet Paşa’nın 29 Mayıs 1923 tarihinde gönderdiği telgrafta şu satırlar yer alıyordu:

“Fransız gazeteleri Karaağaç’a karşılık Yunan tazminatından feragat edebileceğimiz hakkında hükümetle yaptığımız görüşmelerden bahsettiler. Bunun nasıl olduğunu tahmin edemiyoruz. Şifrelerimizi çözmeyi başarmaları mümkündür. 61 numaralı şifreyle arz ettiğim gibi her hafta değiştirilmek üzere bir şifre parola listesinin düzenlenip gönderilmesini rica ederim.”

YENİ ŞİFRELER YOLDA…

Yeni şifre yollanır; ancak sorunlar hiçbir zaman giderilemez: 20 Haziran 1923’te Başbakan Rauf Bey’in ‘İsmet Paşa Hazretleri’ne telgrafı şöyledir:

“Tedkik ettim. Burada hata yoktur.Telgrafları yolda karıştırıyorlar. Dikkat ediyoruz. Açılmadığı Bildirilen Telgrafname tekrar edildi. Parolası 87878’dir. Hüseyin Rauf”

Eksik telgraflar, ulaşmayanlar, gecikenler, yanlış veya noksan basılan sözcükler. Bazen birkaç saat bazen bütün bir gece boyunca telgraf başında, Lozan’dan veya Ankara’dan gelecek haberlerin beklenmesi, hem Başvekil’i hem de Dışişleri Bakanı’nı gerginleştirdi. Rauf Bey, İsmet Paşa’yı kendi başına buyruk davranmakla; Paşa da Başvekil’i, yanıtları geciktirmekle suçladı. Ancak sorumlu, çoğunlukla telgraf hatlarıydı. Taraflar, tam 50 kez telgrafların bir kez daha tellenmesini rica ettiler:

“28 Kasım 1922; İsmet Paşa Hazretleri’ne, Tel No:34

Hangi telgrafları aldığınızı ve aradaki eksik telgrafların başka yere mi adres edildiğini bildirmenizi rica ederim. Rauf”

Güçlükler yalnızca telgraf trafiğinden kaynaklanmıyordu. Daha ilk günden İngiltere Dışışleri Bakanı ve Heyet Başkanı Lord Curzon niyetlerini ortaya koymuştu.

İsmet Paşa, 21 Kasım 1922’de Bakanlar Kurulu’na gönderdiği telgrafta şunları kaydediyordu: “Bugün konferanstan sonra Lord Curzon’la görüştüm… Türkler için en ehemmiyetli meselenin hangisi olduğunu sordu. Meselelerin hepsi aynı derecede önemli olup ancak tam bağımsızlığın en önemlisi olduğunu söyledim. Yunanlılara karşı zaferimize diyecek olmadığını fakat müttefiklere karşı muzaffer olmadığımızı söyledi.”

MADDELERİN ONAYI

Lozan görüşmelerinin sonunda yolları tamamiyle ayrılacak iki eski asker, o günlerde Birinci Meclis’teki muhalefete karşı birlikte hareket ediyorlardı. Ancak yine de İsmet Paşa, Başbakan Rauf Bey’den görüş almadan hiçbir maddeye onay vermedi.

Heyet, Lozan’a giderken yanında 14 maddelik kısa bir talimat da götürdü. Bakanlar Kurulu talimatta, iki konuda asla taviz vermeyin, gerekirse görüşmeleri kesin diyordu: ‘Kapitülasyonlar’ ve ‘Ermeni Sorunu’nda Türk görüşünün kabul edilmemesi halinde Ankara, savaşı göze almıştı. Nitekim en büyük tartışmalar bu iki konuda yaşandı.

Ermeni sorunu gibi kapitülasyonlar da birinci tur görüşmelerinde en sert tartışmalara sahne oldu. Anlaşmayı yokuşa süren Lord Curzon olarak gözükse de özellikle Fransızlar, kazanılmış haklarını kaybetmek istemiyorlardı. Ama bu durum Ankara’nın sabrını taşırdı:

28 Ocak 1923’te Lozan’daki İsmet Paşa’ya Başbakan Rauf Bey’den şu telgraf geldi: “Türk milletini soymayı amaçlayan yabancı şirketler barışı engellemeye çalışıyor. Müttefiklerin bize karşı ortak cephesini kırmak gerekir. Görevinizin sona erdiğini açıklayarak Ankara’ya dönmeniz uygun olur. Hüseyin Rauf”

LORD CURZON SALDIRIYOR

31 Ocak’ta yapılan son görüşmede Curzon, “Anlaşmayı imza ediniz” tehditini savurur. İsmet Paşa 4 gün süre ister. Müddet dolmuştur. Son akşam, otelin bütün ışıkları söner, bir tek onun odasından ışık sızmaktadır. Sabaha kadar çalışan Paşa, Curzon’la yaptığı görüşmeden çıkarken gazeteciler etrafını sarar, ‘Ne oldu paşam?’ Yanıt her zamanki gibi kısadır: ‘Hiç esaret altına girmeyi kabul etmedik’…

Dört gün sonra, 5 Şubat 1923’te de Paşa, İcra Vekilleri Riyaseti’ne şu telgrafı yollar: “Vaziyet şudur. Tüm arazi meselesini ve İngilizler’le sorunlarımızı hallettiğimiz halde İtalyan ve özellikle Fransızlar’ın ilgili olduğu ekonomik sorunlardan dolayı Türkiye’yi tahammül edilemez ekonomik çıkmazlara sürüklemelerini kabul etmediğimiz için konferansa ara verilmiştir.”

İKİNCİ TUR GÖRÜŞMELER

Önce Curzon sonra Barrere ve Garroni Lozan’dan ayrıldılar. Kenti son terk eden İsmet Paşa, ikinci tur görüşmeler için Lozan’a ilk gelen isim oldu. Pazarlıklar 3 ay sürdü ve Temmuz ortalarında anlaşma imza aşamasına geldi. Ancak Paşa’nın Ankara’dan beklediği yanıt gecikti.

Başvekil ile Dışişleri Bakanı arasındaki sürtüşme de artık su yüzüne çıkmıştı. Dara düşen İsmet Paşa devreye Gazi’yi soktu ve 18 Temmuz 1923’te ‘Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri’ne hitaben, aşağıdaki satırları telledi:

“Eğer hükümet kabul ettiğimiz şeylerin reddinde katiyen ısrarlıysa bunu biz yapamayız. Düşüne düşüne benim bulduğum yol İstanbul’daki komiserlere tebligat yapıp imza yetkimizi bizden almasını istemektir. Bu halde gerçi bizim için dünya küresi üzerinde görülmemiş bir skandal olur. Fakat vatanımızın şahsi menfaati kişisel düşüncelerin üzerinde olduğundan hükümet kanaatını uygular. Yaptıklarımızın muhasebesi millete ve tarihe kalmıştır. İsmet”

GAZİ’NİN ARABULUCULUĞU

Gazi Mustafa Kemal, İsmet Paşa’ya yanıtını hemen ertesi gün gönderir: “18 Temmuz tarihli telgrafnamenizi aldım. Hiç kimseden tereddüd yoktur. İhraz eylediğiniz muvaffakiyeti en harr ve samimi duygularımla tebrik etmek için vaz’-ı imza olduğunun işarına muntazırız kardeşim.

Mustafa Kemal”

Daha sonra Çankaya’da bir davette, ‘Lozan’dan Ankara’ya neredeyse cenazem gelecekti’ diyecek olan İsmet Paşa, son aylarda Rauf Bey’le girdiği mücadeleyi artık kazanmıştı. 20 Temmuz 1923 günü, Gazi’ye o bilinen ünlü telgrafı çekti:

“Mustafa Kemal Hazretleri’ne Tel No: 338
Her dar zamanda hızır gibi yetişirsin. Dört beş gündür çektiğim azabı tasavvur et. Büyük işler yapmış ve yaptırmış adamsın. Sana bağlılığım bir kat daha artmıştır. Gözlerinden öperim sevgili kardeşim, aziz şefim. İsmet”

Musul konusunda kuşkuları bulunan Başbakan Rauf Bey de sonunda “imzalansın” iznini verdi. Ancak Gazi’nin devreye girmesiyle bu onayı vermek zorunda kalan Rauf Bey, Paşa’nın dönüşünü beklemeyecek ve Sivas’a seçim bölgesine gidecekti.

24 Temmuz’da Lozan’da imzalanan metin bir bakıma Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş senediydi. Anlaşma, bugünden bakıldığında kolay elde edilmiş görünse de, hem dış hem de iç dengeler açısından çalkantılı ve karışık bir dönemde, ‘masanın karşı tarafındakilerin kontrol ettiği telgraf hatlarından gelen izinle’ imzalanacak kadar zor bir dönemde yapılmıştı.

KUTU
Ordu her an hazır

23 Aralık 1922’de İsmet Paşa’nın Heyet-i Vekile Riyaseti’ne gönderdiği ‘Tel No: 130’da, şu satırlara rastlarız: “Azınlıklar tali komisyonunda fevkalede zorluk çıkardılar. Cemiyet-i Akvam tarafından bir elçi atanması meselesini bir başka şekil altına sokmak istediler. Ermeni kadın ve çocuklarının iadesi meselesini tekrar mevzu bahis ettiler. Gayrimüslimlerin askerlikten istisnaları için türlü türlü şekiller düşündüler. Hepsini reddettik.”

Aynı gün Başbakan Rauf Bey’in İsmet Paşa’ya cevaben gönderdiği çok özel telgraf mesajındaki açıklama, netti: “Vaziyet hakkındaki 23 tarihli telgrafınız üzerine durum, İzmir’de Fevzi, Rumeli çevresinde Refet Paşa’larla İstanbul’da Adnan Bey’e bildirildi… Kahraman ordumuz her ihtimale karşı hazırdır.”

Bu yazı Temmuz 2000 sayı 2 Popüler Tarih dergisi’nde yayınlandı. 100. yıl nedeniyle sadece tarih güncellendi.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
Canan'in Mesajına Teşekkür Etti
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
aylık, dokuz, lozan, mücadelesi, paşanın, telgraflardaki, İsmet


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 21:09.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.