|
Ülkemiz ve Dünya Gündemi Ülkemizde ve Dünyada yaşanan gelişmelere dair haberler |
|
Seçenekler |
21.02.2016, 22:15 | #1 |
Çevrimdışı
|
2014 Yılında Suriyeli Araştırması
Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi-HUGO, Nisan 2011 tarihinden bu yana, ülkelerinde ortaya çıkan çatışma ortamı, ardından iç savaştan kaçarak “açık kapıpolitikası” çerçevesinde Türkiye’ye sığınan ve kendilerine “geçici koruma” sağlanan, Kasım 2014 itibari ile sayıları 1,6 milyonu aşan Suriyelilerin Türkiye’deki toplumsal kabul ve uyumu konusunu ele alan kapsamlı bir araştırma gerçekleştirmiştir. Türkiye’de 3,5 yılda 1,6 milyonu aşan sayıda Suriyeli bulunmaktadır. Bunların sadece % 13’ü 10 ildeki 22 kampta, geri kalan ise Türkiye’nin neredeyse tamamına yayılmış biçimde kamplar dışında yaşamaktadırlar. Türkiye’deki Suriyelilerin % 53’ünden fazlası 18 yaş altındaki çocuk ve gençlerden, % 75’ten fazlası ise özel koruma ihtiyacı içinde bulunan çocuk ve kadınlardan oluşmaktadır. Bu arada Türkiye’de 3,5 yılda doğan Suriyeli bebek sayısının 60 bini aştığı tahmin edilmektedir. Türkiye'ye sığınan Suriyelilerin eğitim durumları da alarm verici nitelikte; Sığınmacılarda okuma yazma payı sadece %10. Kadınlarda oran çok daha düşük. Doç. Dr Murat Erdoğan'a göre, eğitimli olan Suriyeliler ise Türkiye'de kalmıyor, başka devletlere yerleşmeyi tercih ediyorlar. Erdoğan, eğitimli Suriyeliler'in rakamlarının azlığının, olanların da ülkeden ayrılmalarının, ilerde uyum hususunda "köprü rolü yapabilecek" şahısların eksikliğini doğuracağına dikkat çekiyor(kaynak). Türkiye’de 18 ilde gerçekleştirilen kamuoyu araştırmasında ortaya çıkan genel bulgular şu |
27.03.2016, 13:41 | #2 |
Çevrimdışı
|
Cevap: 2014 Yılında Suriyeli Araştırması
Nette haber gezerken bir yazı gördüm. Umarım sizinde hoşunuza gider...
AB’nin mülteci deposu ve sınır muhafızı: Türkiye BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) verilerine göre, 2015 yılı içerisinde Avrupa’ya deniz yoluyla ulaşan 950 bin mültecinin yaklaşık 700 bini, Türkiye’den Yunanistan’a geçerek AB topraklarına adım attı. Havaların sıcak denizin sakin olduğu yaz aylarında, Çanakkale Ayvacık’taki Behramkale sahilinden yola çıkıp Midilli adasına ulaşanların sayısı, kimi zaman günde 10 bin kişiyi aşıyordu. Kuşkusuz sadece Midilli değil, Çeşme’den Sakız adasına, Kuşadası’ndan Sisam’a, Didim’den Leros’a veya Bodrum’dan İstanköy’e gitmek isteyen çok sayıda mülteci, hayatını kaçakçıların insafına emanet etti. 2015’te Türkiye – Yunanistan arasındaki bu yolculuklarda en az 600 mültecinin hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Sadece bu sayılara bakarak bile, Türkiye’nin insan kaçakçılığı trafiğine uzun süre göz yumduğunu söylemek mümkün. Baştan beri misafir olarak kabul ettiği Suriyelilerin burada insanca ve sürdürülebilir bir hayat kurmalarını sağlamak adına çok az şey yapan Türkiye, mültecileri AB ile bir pazarlık konusu yapmayı tercih etti. Nihayet 30 Kasım’da Brüksel’de imzalanan anlaşmayla, AB’nin “sınır muhafızlığı” görevini gönüllü olarak üstlenmiş olduk. Söz konusu anlaşmanın “kirli bir anlaşma” olarak adlandırılmasının sebebi de bu: Türkiye ve AB arasındaki mülteci sorunu müzakerelerinde, tartışılan konunun aslında “insan hayatı” olduğu her iki tarafça da bilerek göz ardı edildi. Her iki taraf da mültecilerin dramını siyasi propaganda malzemesi olarak kullandı. Doğrudan doğruya insan haklarıyla ilgili olan bir mesele, sadece polisiye önlemleri artırarak sınır güvenliğinin sağlanmasına, maliyet hesaplarına ve sayılara indirgendi. Geri kabul anlaşmasını Türkiye kendi kamuoyuna “AB ile vizelerin kaldırılması” olarak, AB de kendi kamuoyuna göçmenlerden “ucuza kurtulma yolu” olarak anlattı. Yıllardır Türkiye’deki insan hakları ve özgürlükler konusunda olumsuz raporlar yazan AB’nin sırf mülteci anlaşması karşılığında eleştirilerini yumuşatmasını hiç kimse unutmadı. Kendi içinde insan haklarına çok duyarlı görünen AB, mültecilerin Türkiye’nin içerisinde yaşadığı ve yaşayacağı insan hakkı ihlallerini pek umursamıyor. Mültecilerin Türkiye’deki yaşam koşullarının iyileştirilmesi ise şu anda ne AB’nin ne de Türkiye’nin birinci önceliği. Melih ÇILGA Kaynak |
27.03.2016, 17:44 | #3 |
Çevrimdışı
|
Cevap: 2014 Yılında Suriyeli Araştırması
Kontrolsüzce ülkeye alınan ve "saldım çayıra mevlam kayıra" şeklinde ülkeye dağılmasına izin verilen bu sığınmacılar ilerleyen zamanlarda başımıza bela olacaktır. Bir kesimi mafyalaşacak, bir kesmi varoşlaşacak ve zaten büyük bir kesmi de AK vatandaş olacaktır.
Mülteciye kucak açmayalım demiyorum ama sınırda kontrollü bir bölgede/kamplarda bu insanlar barındırılabilirdi...
__________________
Ey, iki adımlık yerküre Senin bütün arka bahçelerini gördüm ben! Nilgün MARMARA |
Tntcool'in Mesajına Teşekkür Etti |
Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz |
Etiketler |
2014, araştırması, suriyeli, yılında |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|
Önemli Uyarı | |
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz. |