Hamburg Şehrinin Tarihi - Gezilecek Yerleri (Almanya)

[@Kartal]

Orjinal Mesaj Sahibi Asena

Ben bilgi verebilirim bu konuda. Plakalardaki harfler sehirin büyüklügünü gösterir. Büyük sehirler tek harfli, orta büyüklükte olanlar iki harfli, kücük sehirler üc harflidir.

Hamburg'un iki harfli plakasi olmasi tamamen farkli nedenden.

Hanse (Hansa latincesi) birlik demektir. 1300-1500 arasinda hanse birligi ( ticaret birligi ) vardi. Hamburg üye illerden biriydi. Zamanla bu birlik dagildi yanilmiyorsam atmisli yillarda son kez toplanmislar. Toplantiya 9 il katilmis.

Seksenden sonra yeniden canlandirmak istiyorlar. Kardes sehirler gibi bir proje

Türkce bu kadar, anlatabildiysem..

Gayet iyi anlattın teşekkürler
Bizimde tartıştığımız, hamburg gibi büyük şehrin tek harf olması gerekirken çift harf olan büyük şehir olması.
Kuyuya bir taş attım bırakalım orada kalsın
Cananı'ın güzel konusunu dağıtmak istemem

[@Tntcool]

Orjinal Mesaj Sahibi Canan

Sevgili Tnt, biraz uzun olacak ama, Hamburgerin tarihini aktarayım.
Alman sitelerinde bulamadım.

Hamburger,

''Hamburgerin tarihi Orta Asya'ya Tatar diye bilinen Türk toplumlarına kadar uzanır. O zamanlar savaşçı Tatar atlıları çiğ et yiyorlardı. Zamanla bu eti eğerlerinin altına koyduklarında, uzun seferlerde atın hareketleri sonucunda bu etin bir şekilde az da olsa piştiğini ve daha kolay çiğnenebilir hale geldiğini keşfettiler.

Yıllar geçtikçe, Asya steplerindeki uzun seferlerinin sonunda bu eti eğerin altından çıkarttıklarında ona tuz, biber ve soğan da ilave ettiler ve sonunda bugünkü bilinen 'Tatar Bifteği' ortaya çıktı.

Almanya'nın Hamburg şehrinden bir tüccar, ticaret amacı ile gittiği Orta Asya'da 19. yüzyılın ortalarında Tatar Bifteği'ni görür ve Almanya'ya getirerek Hamburg Bifteği olarak sunar. Daha sonraları bir aşçı bu eti kızartarak servise sunar ve ona 'Hamburg'a ait' anlamında hamburger adını verir.

Hamburger Almanya'yı iki yolla terk eder. Yine 19. yüzyılda bir fizikçi ve aynı zamanda yemek geliştirme uzmanı olan Dr. J. H. Salisbury hamburgeri İngiltere'ye getirir. Salisbury sağlıklı bir yaşam için günde üç kere, önceden sıcak su ile yıkanmış biftek yenilmesi gerektiğine inanıyordu. Bu şekilde hazırlanan hamburgere İngiltere'de 'Salisbury Bifteği' adı verildi.

Diğer yolla ise, 19. yüzyılın sonlarında Alman göçmenleri ile Amerika'ya gitti. Hamburger etinden yapılan köftelerin ismi burada hamburger olarak yerleşti. Tarihinin hiçbir safhasında hamburgerin içinde domuz eti olmadı. Gerisin geriye Türkiye'ye döndüğünde ise tarihinin atalarımıza dayandığını bilmeyenler geleneksel damak tadımıza uygun olmadığını ileri sürdüler.

Bu arada belirtelim ki, Birinci Dünya Savaşı sonrası ABD'de İngilizce'deki Alman kökenli kelimeleri ayıklamak için yapılan çalışmada, hamburgerin ismi de 'Salisbury Bifteği' olarak değiştirilmeye çalışıldı, ama tutmadı.''

Verdiğin doyurucu bilgi için teşekkürler Canan

Güzel konu, ellerine sağlık...

[@Canan]

Plaka numaralarının, şehirlerin büyüklüğüne göre 1-2-3 rakamlı oluşunu biliyordum da Hamburg'un istisnayı neden bozduğunu bilmiyordum.

Bilgiler için teşekkürler @Asena

[@Cansuyu]

Güzel şehir verdiğin bilgiler için teşekkürler..

[@Canan]

Hamburger Rathaus

Hamburg hükümet konağı (belediye binası) 1886 - 1897 yılları arasında, Bernhard Hanssen, Wilhelm Meerwein, Johannes Grotjan, Wilhelm Hauers, Hugo Stammann, Gustav Zinnow tarafından Neo-Rönesans tarzında inşa edilmiştir. Alanı 7.840 m², Kulesi 112 m yüksekliğinde olup, kentin sembolü haline gelmiştir.

Almanya'da tarihselciliğin tamamen korunmuş birkaç örneklerinden biridir.Üç bıçaklı granit ve kumtaşı bina 112 metre yüksekliğindeki merkezi kule ile bir 111 metre genişliğinde cephesi vardır. Çatı bakır kaplıdır. Cephesinde İtalyan ve Kuzey Alman Rönesans elemanlarının mükemmel kombinasyonu vardır.

1284 yılında çıkan bir yangında tüm evler ve muhtemelen de belediye binası tahrip edildi. Sadece kileri kalmıştı. Burası Konsey mahzeni ve şarap depolama yeri olarak kullanıldı. 1842 yılında yeniden inşa edilerek ilaveler yapıldı. Halen Hükümet binası olarak kullanılmaktadır.
Kaynak

[@ReaL]

Halen hükümet konağı olarak kullanılan bina, yangında hasar görmesine rağmen, muhteşem yapılmış.

Ellerine sağlık, teşekkürler Canan..

[@Canan]

St. Michael's Church

Hamburg’da şehrin en ünlü kilisesi. Bu kilise şehrin simgesidir. Aynı zamanda beş Lutheran ana kilisesinden biri. Kilise Başmelek Michael’e adanmış. Kilisenin kapısının üzerinde duran büyük bronz bir heykel başmeleği şeytanı altederken gösteriyor. 132 metrelik yüksek kulesi bakırla kaplanmış ve bu kule, Elbe Nehri’nde seyreden tekneler için önemli bir referans noktası olmuş.

Bugün görülen kilise binası aslında üçüncüsü. İlk bina 1669 yılında tamamlanmış ve şehrin ilk kilisesi olmuş. 1750 yılında binaya bir yıldırım düşmüş ve kilise yıkılmış. 1786 yılında aynı yerde yeni bir kilise yapılmış. Bu, günümüzde görülen, kilisedir. İlk yapılan kilise esas alınarak dünyanın dokuz yerine aynısı yapılmış. Kilise yirminci yüzyılda iki kere restore edilmiş. Birincisi 1906 yılında yandığı zaman; ikinci ise, İkinci Dünya Savaşı’ndaki bombalamalardan sonra. İçinde 2500 oturma yeri var. Kuleye çıkış için bir asansör bulunuyor. Tepeden şehir ve liman manzarası mükemmel. Her gün üflemeli çalgı etkinliği de yapılıyor burada.

[@Canan]

St. Nicholas Church

Şehrin en önemli beş kilisesinden bir diğeri. İkinci Dünya Savaşı sırasında bombardımandan oldukça zarar görmüş. Bu kilise 1874 yılında yapılmış ve o tarihte dünyanın en yüksek binasıymış. Bugün de şehrin ikinci en yüksek binası olma özelliğini koruyor. Yapılırken denizcilerin koruyucu azizi Nicholas adına yapılmış. Kiliseye 1517 yılında bir kule eklenmiş. Ancak, 1589 yılında bu kule yanmış. Bir daha yapılan kule, bu defa 1644 yılında çökmüş.

Erdenengel

Bugün görülen kule ise, 122 metre yükseklikte. Savaşta bombardıman sırasında kilise hasar görmüş ama bu kule ayakta kalmış. Bugün St. Nicholas Kilisesi savaş karşıtı bir anıt gibi duruyor. Bu kuleye camdan yapılmış bir asansör ile çıkılıyor. Yukarıdan görülen şehir manzarası ise büyüleyici.

St. Nikolai Kirche im Bau, um - (1868)

Brennende Hauptkirche St. Nikolai (5. Mai 1842) - Yangında

Bombalanmadan sonra kuledeki hasar

Sonraki - Önceki

Barbara Haeger. Weiblicher Engel

Friedensgebet (Barış için dua)

Pruefung

St. Catherine’s Churc

Bu da bir protestan kilisesi. Kilisenin kulesi 13. yüzyıldan kalma. Şehrin iyi korunmuş ikinci eski binası. Elbe Nehri üzerinde, tarihi limanın karşısındaki bir ada üzerinde yer alıyor. Ortaçağ’da şehrin güney sınırında bulunuyormuş. Denizcilerin kilisesi olarak görev yapıyormuş.

[@Gülümsün]

Tertermiz düzenli tam bir avrupa kenti. Gördüğüm kadarıyla bize göre değişik yemek tatları var. Ayrıca, gotik mimarisine bayıldım doğrusu. Teşekkürler ...

[@Duayen]

Çok uzun yıllar önce gitmiştim. Kısa zamanda epeyce yerini görme şansım oldu. Gerçekten büyüleyici bir şehir. Yemekleri hariç, Alman mutfağını sevemedim. Orada kaldığım sürece, İtalyan mutfağı, Meksika mutfağı, Yunan mutfağı, Fransız mutfağı hepsini denedim güzeldi, ama bir tek Alman mutfağını; balıkları hariç, sevemedim..

Yine detaylı ve güzel bir konu hazırlamışsın arkadaşım ellerine sağlık.