Barzani Türkiye'ye Karşı Harekete Geçti

[@Insanlikarayan]

İçerdeki “cepheleştirme” siyaseti yüzünden göz gözü görmez hale geldi. Oysa Libya’dan Irak’a, Ukrayna’dan Kıbrıs’a, her biri ülkemizi yakından ilgilendiren öyle ciddi gelişmeler var ki!


Bu tablo içinde sivrisinek vızıltısı sayılacak olsa da, AKP iktidarının “dostu” Barzanilerin kuzeni Ethem Barzani’nin ilginç çıkışı ve iddialarına dikkat çekelim.


Geçtiğimiz günlerde “Kürdistan Bölgesi Başkanlığı, Başbakanlık, Irak Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığı ile tüm siyasi partilerin” yanı sıra “Birleşmiş Milletler, BM Güvenlik Konseyi, BM Irak Misyonu, AB üyesi ülkeler, Arap Birliği” başta olmak üzere çeşitli uluslararası kuruluşlar ve sivil toplum örgütlerine bir mektup gönderen Ethem Barzani, öncelikle “Kürdistan bölgesi toprakları içerisinde devam eden askeri operasyonları bitirmesi için Türkiye’ye baskı yapılmasını” istedi.


KIBRIS, İSKENDERUN VE LOZAN'A DİL UZATTI

Mektubunu, “sade ve ilgili bir vatandaş” olarak kaleme aldığını öne süren Barzani, Türkiye’nin Irak’ın kuzeyinde gerçekleştirdiği operasyonlar için “işgâl” ifadesini kullanmakla kalmayıp, şunları ekledi:


“Geçmiş tecrübeler de gösteriyor ki, Türkiye askeri olarak işgâl ettiği bölgelerden hiçbir şekilde geri çekilmiyor. Buna en açık tarihi belgeler, Kıbrıs Adası ve İskenderun’dur...


Tehlike çanlarını çalma vakti geldi ve hepimiz birlikte tereddütsüz bu çanı çalmalıyız... Tüm uluslararası yollara başvurmalı, tavrımızı örgütlemeliyiz. Türkiye devletini; komşuluk, dindaşlık ve bu coğrafyanın birlikte yaşam geçmişi, Kürt ve Türk halkları ile bölgede yaşayan diğer halklar arasındaki barış, bölgenin ve Ortadoğu’nun huzuru için Kürdistan’ın egemenliğine, doğasına, yasal ve anayasal özyönetim iradesine, bölgenin insani, siyasi ve idari prensiplerine saygı duymaya çağırmalıyız.


Sorunlarını, çıkış noktası olan Türkiye ve Kuzey Kürdistan [Güneydoğu’yu kast ediyor] toplumu çerçevesinde çözmeye davet etmeliyiz ki, çözüm de Kürt ve Türk uluslarının karşılıklı uzlaşmasından geçiyor.”

Dahası var; “2023’te Lozan Antlaşması hükümlerinin sona ereceği zor ve belirsiz bir döneme girildiğini” öne sürdü.


Kimdir bu mektubu yazan Ethem Barzani? Öncelikle Mesut Barzani’nin amcasının oğlu. Medreseden yetiştiği için “Şeyh” lakabı da var ve İslâmcı kimliğiyle tanınıyor.



Geçmişte “Barzanistan” Hizbullah’ının liderliğini yaptı. Mesut Barzani ile görüş ayrılığından dolayı bir dönem İran’a yerleşti. Sonrasında Barzani’nin isteğiyle geri döndü. KDP Başkanlık Konseyi üyesi oldu. “Barzanistan”ın bağımsızlığını savunan ve sosyal medyada çok aktif bir isim.


HÜDA-PAR’DAN ZİYARET

Bilindiği gibi, ülkemizde Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR) diye bir parti var ve özetle şunları istiyor:


“Kürtlerin varlığının anayasal olarak tanınıp, Türkler ve Kürtlerin ülkenin asli kurucu halkları olarak kabul edilmesi...


Kürtçenin ikinci resmi dil ve eğitim dili olması...


Vesayetten, ideolojiden ve etnik vurgudan arınmış sivil bir anayasa yapılması...


Anayasanın değiştirilemez nitelikte hiçbir maddesinin olmaması...


Zorunlu askerliğin kaldırılması...

Vicdani reddin tanınması...


Bugüne kadar yapılan zulümlerden dolayı Kürtlerden devlet adına özür dilenip, mağdurlara tazminat ödenmesi...


‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ gibi yazıların silinmesi, 'Bir Türk dünyaya bedeldir' şeklindeki ırkçı söylemlere son verilmesi...


Yerel yönetimlere özerklik...


Suni sınırlarla dört parçaya ayrılan Müslüman Kürtler arasındaki her türlü sınır ve bölünmenin kaldırılması...”

HÜDA-PAR, “Hem laiklik hem de Türklük dayatmalarına tepki olarak vuku bulan Şeyh Said Kıyamı, Dersim ve Ağrı ayaklanmaları büyük bir şiddetle ve katliamlarla bastırılmış, bunlar ve Zilan’daki katliamlarla beraber yüz binlercesi öldürülmüş, yaralanmış ve çok daha fazlası da aç ve çıplak bir halde batıya sürgün edilmişlerdir.


Bu dönemde yapılan zulüm ve vahşet akıl almaz boyutlara ulaşmıştır” iddiasında da bulunuyor.


Bu partinin, Ethem Barzani ile ilişkisine gelirsek; Haziran 2019’da çeşitli ziyaretlerde bulunmak üzere Irak’ın kuzeyine giden HÜDA-PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, o vakitler KDP Süleymaniye Bölge Sorumlusu olan Şeyh Ethem Barzani’yle de görüştü.


Görüşmede İshak Sağlam, sorunların ancak İslâm’la çözülebileceğini söyledi. Ethem Barzani de “Kürt milletinin sorunu çözülmezse, Ortadoğu’ya huzur ve barış gelmez” derken, HÜDA-PAR için, “Omuzlarınızda ağır bir yük ve sorumluluk vardır” ifadelerini kullandı.


HÜDA-PAR NELER İSTİYOR

Buradan HÜDA-PAR ve AKP ilişkisine geçelim.


24 Haziran 2018’deki Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimi öncesinde Erdoğan, dönemin HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ile görüştü. Yaklaşık 1 saat süren görüşmeden sonra herhangi bir açıklama yapılmadı, ama Başkanlık sistemini savunan HÜDA-PAR, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ı destekleme kararı aldı.


İki parti arasındaki irtibat bununla sınırlı kalmadı, Erdoğan 16 Aralık 2020’de Genel Başkanı İshak Sağlam’la birlikte Genel Başkan Vekili Zekeriya Yapıcıoğlu ve Genel Sekreter Şehzade Demir’i kabul etti.


Bu görüşmeden sonra bazı basın organlarına açıklamalar yapan Zekeriya Yapıcıoğlu, şunları anlattı:


“Kürt meselesi ile ilgili görüşlerimizi ve bu konuda adım atılması gerektiğini aktardık. Faydalı bir görüşme oldu...


Cumhurbaşkanı da bazı sorunlar olduğunu kabul ediyor, ama bunun ‘Kürt meselesi’ olarak isimlendirilmesi noktasında kendisiyle ayrışıyoruz...


İsimlendirmeye çok takılmıyoruz önemli olan meselenin çözülmesidir...


Ana dilde eğitim herkesin hakkıdır.


Sadece Kürtçe değil, hangi dili konuşan vatandaşlar var ise kendi anadillerinde eğitim talep ediyorlarsa, mutlaka devlet temin etmek zorundadır.


Anayasa’da bunun önünde engel var, bu engel kalkmalıdır. Kürtçe ikinci resmi dil olmalıdır.


Şu anki Anayasa’ya göre bu mümkün değildir, ama bunun da önünün açılmasını talep ediyoruz.”

HÜDA-PAR’ın önceki gün yapılan 4. Olağan Büyük Kongresi’nde İshak Sağlam’ın aday olmayıp, Genel Başkanlığa Yapıcıoğlu’nun seçildiğini kaydettikten sonra soralım:


Bir yanda; AKP’nin “2023 hedefi”, vatandaş kuru soğana muhtaç olmuşken yeni anayasa ısrarı, dini ajandanın hızlandırılması ve Atatürk’e yönelik saldırıların artması…


Öte yanda; Barzani’nin kuzeninin, uluslararası kuruluşları Türkiye’ye “baskı” yapmaya çağırması, Kıbrıs ve İskenderun’u diline dolayıp “Lozan hükümlerinin 2023’te sona ereceğinden” söz etmesi…
Sadece tesadüf müdür?

Müyesser Yıldız

Odatv.com

[@Insanlikarayan]

Sayin sayin daha, Ihanetlerinizin tüm ayrintilarini ögrenmemiz bizimde Hak´imiz!.

[@Bursalı68]

Merhaba,

Herşeyi yapar yüz verirsen...Rahmetli Ecevit'in " benin Onbaşımla bile muhatap olamaz " denen adamı kalkar da " adam yerine " koyarlarsa bunların olması kaçınılmazdır.

Sağlıcakla kalınız...

[@Banemin]

Adamlar anayasa değişikliği ve istek listesi adı altında özetle "memleketin yarısını verin" diyor ve reizzle pazarlık içerisinde.

İyi ki bALIK değiliz. Baş koksa da kokmayanların ve kokmamak için direnenlerin sayısı artıyor...

[@Rosebud]

Bahçeli ve Tayyip'in, anlam verilemez bir şekilde sanki bütün sorunumuz anayasaymış gibi ''Anayasa mutlaka değişmelidir'' çıkışı yaptığı bir dönemde Barzani'nin piyasaya çıkıp Anayasal bir takım haklar talep etmesini tesadüf bulanlar varsa en hafif tabiriyle saftır...
Hükümet tarafından durup dururken dillendirilen anayasa taleplerini eşbaşkanlık kapsamında değerlendirmek gerekiyor.
Adamlar resmen bunlarla birebir ilişki halindeyken CHP'nin insan hakları, hak, hukuk ve adalet kapsamındaki eşitlikçi söylemlerini PKK ile işbirliği olarak anlamak ve öyle anlaşılması için çaba sarfetmek olsa olsa el altından yürüttükleri kendi kirli ilişkilerinin cambaza bak taktiği ile üstünün örtülmesi çabasıdır.