Çin medyası Soner Yalçın'ı doğruladı: Erdoğan nereye koşuyor

[@Canan]

Çin medyası Soner Yalçın'ı doğruladı: Erdoğan nereye koşuyor

Çin Halk Cumhuriyeti'nin resmi yayını CGTN Türkiye, cumhuriyetin 100. yıl kutlamalarını ve hükümetin değişen politik görünümünü yazdı. AKP'nin değişen dış politikasının görünümünü gazeteci-yazar Soner Yalçın Sözcü'deki köşesinde ele almıştı. Çin medyasının yorumu, Soner Yalçın'ı doğruladı.

CGTN Türkiye'nin haberi şöyle:

"Milyonlarca Türk vatandaşı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100’üncü yılını kutlamak için düzenlenen etkinliklere katılıyor.

Boğaz üzerinde insansız hava araçları ve havai fişeklerin kullanıldığı bir ışık gösterisi yapılırken, ülkenin dört bir yanındaki meydanlarda Cumhuriyet’in 100 yıldaki başarılarını vurgulayan ve AK Parti'nin hedeflerini anlatan videolar gösteriliyor.

NATO’daki müttefiklerini zaman zaman alarma geçiren politika değişikliklerinin ardından,
Türkiye'nin Washington ve Brüksel ile ilişkilerini yeniden düzenlemeye çalıştığına dair işaretler var.

1952'de NATO'ya katılan Türkiye, ittifakın en büyük ikinci ordusuna sahip. Ancak Türkiye’nin diğer üyelerle ilişkileri, Suriye ve Libya'daki çatışmalardaki rolü de dahil olmak üzere birçok alanda gergin durumda. 2019 yılında Türkiye’nin Rusya'dan S-400 füze sistemini satın alması, F-35 savaş uçağı programından çıkarılmasına neden oldu. Aynı yıl Türk gemileri ile Fransız gemileri Libya açıklarında karşı karşıya geldi.

2020 yazında, Atina ile Ankara arasında sondaj hakları konusunda yaşanan gerilim üzerine
Fransa, Yunanistan'ı desteklemek üzere Doğu Akdeniz'e savaş gemileri gönderdi. İki ülke,
Türkiye'nin Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ'daki harekâtına verdiği destek nedeniyle tekrar gerilim yaşadı.

Türkiye’nin ABD birliklerinin 2019'da çekilmesinin ardından Suriye'nin kuzeyine düzenlediği hava operasyonları, ülkeyi IŞİD ile savaşan YPG güçlerinin yanında küçük bir birlik bulunduran ABD ile çatışma yoluna soktu.

Türkiye, Ukrayna'daki çatışmada da Kiev'i insansız hava araçlarıyla silahlandırdı, tahıl gemilerinin Karadeniz'den güvenli geçişi için müzakerelerde bulundu. Ancak Batı'nın Rusya'ya uyguladığı yaptırımlara katılmayı da reddetti.

NATO üyeleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 17 aylık bir gecikmenin ardından İsveç'in pakta katılım talebinin onaylanmasına dair kararı TBMM'ye sunduğu haberini memnuniyetle karşıladı. AK Parti'nin mayıs ayındaki seçimlerde elde ettiği başarının ardından Erdoğan, üretimi ve ihracata dayalı büyümeyi artırmak için uzun vadeli ucuz borçlanma politikasında değişiklik yapılacağının sinyalini verdi. Erdoğan, Mehmet Şimşek'i yeniden hazine ve maliyenin başına geçirirken, eski Goldman Sachs ekonomisti Hafize Gaye Erkan da Türkiye’nin ilk kadın merkez bankası başkanı oldu. Ekonomi ekibi, haziran ayından bu yana faizleri yüzde 8,5'ten yüzde 35'e çıkardı. Erdoğan da üslubunu değiştirerek artan maliyetleri dizginlemek için "sıkı para politikası" sözü verdi.

Şubat ayında meydana gelen depremler, ülkeyi 34 milyar doların üzerinde bir faturayla karşı karşıya bıraktı. AK Parti, temmuz ayında yeni bir kurumlar vergisi planı duyurdu. Erdoğan, kaybedilen konut stokunun yarısını bir yıl içinde yenileme sözü verdi.

Yüz binlerce kişinin evsiz kalması, hayatta kalanların Ankara ve İstanbul gibi kentlere sürüklenmesi yerel kaynaklar üzerinde baskı yarattı.

Erdoğan, temmuz ayındaki NATO Zirvesi'nde İsveç'in pakta katılımına yönelik destek ile Türkiye'nin dondurulmuş AB üyelik sürecini ilişkilendirdi. 2016'daki askeri darbe girişiminin ardından demokratik gerileme algısı Brüksel'de endişe yaratmıştı. Türkiye aynı zamanda Avrupa Konseyi'nden de Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ın tutukluluklarının sürmesi nedeniyle ihraç edilme tehlikesiyle karşı karşıya.

Türkiye, dünya çapında yeni ekonomik ortaklar arıyor ve geleceğin sektörlerine yatırım yapıyor.
İmalat, tekstil ve inşaat ülke ekonomisinin kilit noktaları olmaya devam ederken, endüstriler hızla büyüyor.

Elektriğe olan talep yılda yaklaşık yüzde 5 artarken, enerjide büyük ölçüde ithalata bağımlı olan ülkede yenilenebilir enerji sektörü hızla ilerliyor. 2018 ile 2021 arasında temiz enerji kullanımı yüzde 20’nin üzerinde arttı. Küresel enerji devleri de Türkiye'nin yenilenebilir enerji sektörüne yatırım yapacağını duyurdu.

Savunma alanındaki gelir 2020 ile 2021 arasında yüzde 40'ın üzerinde arttı. Artışın büyük kısmı, Bayraktar insansız hava araçlarına dünya çapındaki talepten kaynaklandı.

Turizm, özellikle sağlık ve estetik cerrahi sektörlerinde de hızlı bir büyüme görülüyor.
Erdoğan, 2010 yılında ekonomiyi 2023 yılına kadar dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri yapma sözü verdi. GSYİH’nin büyümesine rağmen Türkiye 19'uncu sırada kaldı.
Erdoğan’ın Gazze'deki çatışmaya ilişkin son dönemdeki söylemi Washington ve Brüksel'i sarsarken, İsrail'in vatandaşlarının ve diplomatlarının ülkeden çıkmasına yol açtı.

Erdoğan'ın bir sonraki sınavı, partisinin İstanbul ve Ankara’yı muhaliflerden geri almak istediği
2024'teki yerel seçimler olacak. Kentlerdeki oyları güvence altına almanın anahtarı istikrarlı ekonomik koşullar yaratmak, uzun vadeli müttefiklerle iyi ilişkiler sürdürmek ve dış yatırımları geri kazanmak olacak.

ERDOĞAN KİMLERİN BAŞINI DÖNDÜRDÜ

Çin medyasının bu değerlendirmesinden önce gazeteci-yazar Soner Yalçın'ın kaleme aldığı 'Erdoğan kimilerinin başını döndürdü' başlıklı yazı şöyle:

"Son üç-dört gündür iktidar yanlısı kimi köşe yazarlarını okurken gülümsüyorum. “Farkında değiller” diye düşünüyorum!

Konu, BRICS! (İsmini katılımcı ülkelerin baş harfinden aldı: Brazil, Russia, India, China, South Africa.)

Çok kutuplu küresel sistemi savunan BRICS grubu, Batı merkezli sisteme karşı cazip alternatif oluşturma peşinde…

Topluluk son toplantısını altı gün önce Güney Afrika'nın Johannesburg şehrinde yaptı.

Şimdiye kadar BRICS'e üyelik için 22 ülke resmi başvuruda bulundu ve bu toplantıda Arjantin, Birleşik Arap Emirlikleri, Etiyopya, İran, Mısır ve Suudi Arabistan'ın topluluğa davet edilmesine karar verildi. Altı yeni üyenin 1 Ocak 2024'ten itibaren topluluğa üye olmasıyla, BRICS üye sayısı gelecek yıl itibarıyla 11'e yükselecek…

Soru, Türkiye niye üye kabul edilmedi? Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve İran'ın üye olmasıyla Ortadoğu, BRICS'te en geniş temsiliyete sahip bölge haline gelirken potansiyel üye konumundaki Türkiye niçin tercih edilmedi?

Ya da:

Türkiye, BRICS'ten yönünü yine Batı'ya mı çevirdi?

Açayım:

★★★

Türkiye, 2013 yılında (FETÖ eliyle) Rusya uçağı düşürülünce, gerilmiş siyasi ilişkileri yumuşatmak için BRICS'e tam üye olmak için çaba içine girdi.

Hatırlayınız süreci; PKK açılımının son bulması, FETÖ darbesinin başarısız olması ve sol liberal kamburdan kurtulma süreciyle AKP/Erdoğan'ın ilişkileri hem ABD hem de AB ile hayli gerildi.

Erdoğan'ın, 2018 yılında yine Johannesburg'daki BRICS zirvesine katılması Türkiye'nin yeni dönemdeki arayışları açısından önemli görüldü. Öyle ki:

Son beş yılda Erdoğan BRICS konusunda hep istekli göründü. Hele 2022 yılında Putin'in Türkiye'yi BRICS'e katılmaya davet etmesiyle ilişki doruğa çıktı. Peki:

2023 seçimi ardından AKP/Erdoğan yine eski dış politikaya dönüş mü yaptı? Seçimden sonra Erdoğan'ın dış politika üzerine ettiği sözlere bakarsanız ne demek istediğimi anlarsınız!

Keza:

BRICS zirvesi öncesini anımsatmak isterim; son dönemde pek ortada gözükmeyen Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Türkiye'ye ziyaret etti. Türkiye'nin BRICS'e katılma arzusunun farkında olduğunu belirtti.

Soru, bu ziyaret aslında Türkiye'nin BRICS üyeliğine kabul edilmesinin ön görüşmesi miydi? AKP/Erdoğan olumsuz yanıt mı verdi?

Bir örnek üzerinden yine açayım:

★★★

BRICS'ın iki önemli kuruluşu var:

Yeni Kalkınma Bankası/NDB ve Durumsal Rezerv Düzenlemesi/CRA…

Proje finansmanında NDB, Dünya Bankası ve CRA ise uluslararası döviz rezervleri zayıflayan ve kısa süreli ödemeler dengesi krizi yaşayan ülkelere likidite sağlamak için IMF gibi görev yapıyor…

AKP/Erdoğan, finans krizi yaşarken BRICS zirvesine katılıp NDB ve CRA'dan talepte bulunmazken, altı yıl sonra ilk kez IMF'nin gelecek ay Ankara'ya gelmesini nasıl yorumlamak lazım?

Bakınız:

BRICS son zirve toplantısının ana konusu ortak para birimi oldu. Çünkü başta Çin ve Rusya olmak üzere Amerikan dolarının hegemonyası kırmak istiyorlar. Şimdilik bu talep tam kabul görmeyip üyeler arasında yerel para birimleriyle ticaret fikri ağır bassa da ileride hedefin ne olacağı belli…

Bunu hatırlatmamın sebebi, AKP/Erdoğan dolar saltanatını yıkma amaçlı gruba artık soğuk mu? Resmi üye olmak istememesinin nedeni, ülke dümenini yine Batı hegemonyasına çevirmesi mi?

İşte…

İktidara yakın kimi kalemlerin BRICS övgüsü dizmesini bu sebeple gülümseyerek okuyorum: Erdoğan'ın dönüşleri bu arkadaşların başını döndürdü!"

https://www.odatv4.com/guncel/cin-me...uyor-120009084