Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türkiye ve Dünyadan Haberler > Ülkemiz ve Dünya Gündemi > Serbest Kürsü

Serbest Kürsü Her konuda tartışma açılan konular burada


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 12.09.2021, 13:27   #1
Çevrimdışı
Ben kimim
Yasaklı Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Diyanet kaldırılması gereken bir kurumdur.

Diyanet kaldırılması gereken bir kurumdur.



Normal” koşullarda seçimi kazanarak iktidarını sürdürmenin artık mümkün olmadığını gören tek adam yönetimi; tarikatlar, cemaatler ve son yıllarda hayli güçlenen selefi güçlerin tam desteğini almayı amaçlamaktadır. “Ayasofya’nın cami yapılması” ve “İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılarak” bu çevrelere mesaj verilmişti. Şimdi de Diyanet İşleri Başkanı Erbaş üstünden, “Önünüz şeriat düzenine kadar açık, Yeter ki siz benim iktidarım için harekete geçin” mesajı verilmek istenmektedir.

Diyanet İşleri Başkanının devlet protokolünde 30-40 sıra birden öne çekilmesi, her vesile ile Cumhurbaşkanının hemen yanında sahneye çıkarılması, kılıçlı hutbe gösterileri, çoklu hukuk özlemine göndermeler… iktidarın, devleti dinileştirmesinin adımları olarak ilerlemektedir.

Tek adam yönetiminin geldiği yerde açıkça görülmektedir ki, önümüzdeki “erken” ya da “zamanında” bir seçime giderken; din-din devleti (şeriat) tartışması açıp, şeriat isteyen odakların sırtını sıvazlamayı, radikal dinci, ırkçı-milliyetçi odakları harekete geçirerek kendilerine oy vermeyecek kesimleri sindirmek için siyasi ortamı terörize etmeyi, tabii sandık oyunlarını da ihmal etmeden 2015 kasımında olduğu gibi seçimi zor ve hile de dahil her yolla kazanmayı amaçlamaktadır.

laikliğin, devletin bütün dinler, mezhepler, inanç kesimleri karşısında eşit mesafede olması değil, bütün dinler ve inanç kesimleri karşısında ilgisiz olmasıdır. Devletin dinle-inançla ilgisi, bir inanç grubunun diğer inanç kesimleri üstünde hegemonya kurmak istemesi, onlara dayatmalar yapmasına müdahale ederek inanç özgürlüğünü tavizsiz bir biçimde korumaktan ibarettir. Bu yüzden gerçek bir laiklik yoksa gerçek bir demokrasi de yoktur!

Bu açıdan Erdoğan, ”Devletin dini adalettir“ derken İslami, şeriat hukukunun sözünü ettiği bir adaletten söz etmektedir. Dolayısıyla Erdoğan, “Devletin dini adalettir” derken dinden bağımsız bir adaletten değil İslami bir adaletten söz etmekte, gerçekte “Devletin dini İslam’dır” demektedir.

30 Ağustos Zafer Bayramı’nda Saray’daki törende Erbaş’ın protokolde 51’inci sıradan 9’uncu sıraya çıkarılması, 1 Eylül’de, Adli Yıl Açılış Töreni’ne Erbaş’ın duasının damga vurması, Erbaş’ın adını koymadan ama herkesin açıkça anlayacağı biçimde şeriat düzeni istemesi,

Erdoğan hukuktan, özgürlüklerden, insan haklarından, söz ederken, insanlığın ilerleme mücadelesi içinde bu kavramların kazandığı içerikten söz etmiyor.
Tersine Erdoğan (ve ideologları), tek adam yönetiminin özgürlük, hukuk, insan hakları, eşitlik, kardeşlik, güvenlik. gibi kavramları kendi zihniyeti doğrultusunda yeniden içeriklendirip kullanmaktadır.





Aslında bizde de gelinen yer çok farklı değil. Henüz açıkça “şeriat” ve “ulema” dan söz edilmiyor ama Erdoğan, Adalet Bakanı, İletişim Başkanı, yerine göre öteki sözcüleri hak-hukuk, insan hakları, özgürlükler. derken mangalda kül bırakmayan ama uygulamaya gelince bütün bu değerleri ayaklar altına almaktan çekinmeyen bir tutum alıyorlar.

Bizde de Diyanet İşleri Başkanlığı, “baş aşağı” duran sakat laiklik anlayışının eseridir ve gerçek bir laiklik için de kaldırılması gereken bir kurumdur.

Bu yüzdendir ki gerçek laik devletlerde Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir kurum yoktur.

Nereden baksak halklar, en çok da kadınlar için ibretlik dersler sunan tarihsel bir süreç yaşanıyor Afganistan’da. Yine, yeniden! Şeriat-işgal-şeriat döngüsünde yeni bir şeriat epizodundayız. “Biz” diyoruz çünkü Taliban ile aynı kafada olduğunu açıkça ilan eden bir Tek Adam yönetimi tarafından yönetiliyoruz.

20 yaşında genç bir kadın düşünün; Afgansa şeriatçı bir örgütle emperyalist işgal arasındaki savaştan başka bir şey görmedi. Türkiyeli ise siyasal islamın giderek faşistleşen iktidarından, AKP iktidarından başka bir şey görmedi. İşte bu ortaklıktır bizi “biz” yapan, kaderimizi ve geleceğimizi birbirimize bağlayan. Afganistan’da şeriat-işgal-şeriat döngüsünün kırılması, hem Taliban gericiliğinin hem de emperyalist müdaheleciliğin yenilmesi ile her gün artan kadın cinayetlerini ve şiddeti tolere edilebilir bulan, çocuk istismarının evlilik yoluyla meşru olabileceğini, evlenirse aklanabileceğini düşünen Türkiye’deki siyasal islamın yenilmesi bu ortak mücadeleden geçiyor.




Talibanın kontrolündeki şehirlerden kaçıp kurtulanların anlattıkları bu örgütün yönetimi altında yaşamanın nasıl bir şey olduğu hakkında önemli ipuçları veriyor. Çoğu sığınmacı dış dünya ile tek iletişim kanalının radyolar olduğunu söylüyor. Haftanın belli günlerinde elektrik verildiğini düşünürsek bu iletişimin ne kadar kısıtlı olduğunu anlayabiliriz. Müzik dinlemek, kitap okumak, cep telefonu kullanmanın yasak olduğunu belirtiyorlar. Her yasak gibi gizlice yapılıyor tüm bunlar. Yakalandığında ise infaz edilmekten herhangi bir uzvunun kesilmesine kadar çeşitleniyor cezalar.

Kadınlar için burkalarını çıkarmak zaten yasak. Nefes almak için hafif araladıklarında dahi kırbaçlanıyorlar. Taliban kontrol ettiği bölgelerde kız çocuklarını kaçırıyor; savaş ganimeti olarak ‘talib’lere veriyor. Toplu tecavüzler sonrası hamile kalan genç kızlar ailelerine geri bırakılıyor.

İlk bakışta bir kapitalist toplum, modernizm eleştirisi gibi görünüyorsa da bu tutum tıpkı IŞİD, el Kaide, Taliban gibi, günün sorunlarını kapitalizmi ileriye doğru aşarak değil; geriye doğru, Orta Çağ değerlerine dönerek, insanlığın 500 yıl önce ulaştığı “yurttaş olma”çizgisinden “kul olma”çizgisine çekiyor. Ve gençliği “kul olma”bilincine dönmeye çağırıyor.

20 yıllık AKP iktidarının, “Dindar nesiller yetiştirme” amacı ve “Fikri olarak iktidar olamama”başarısızlığından çıkarılan ders, amaçla ilgili değil ama amaca giden yolda geriye doğru sıçramak için eldeki gerici güçleri yeterince kullanmadıkları biçimindedir

Bu yüzden de cemaatler, tarikatlar, selefi odaklar desteklenerek siyaseti terörize etmenin güçleri olarak devreye sokulurken Diyanetin, tarikatların cemaatlerin, selefi organizasyonların MEB’in partnerleri olarak daha etkin biçimde devreye sokulması, gençliğin “kul olma”ya ikna edilmesi için bu dinci-gerici odaklara okulların kapısının sonuna kadar açılmasına meşruiyet saymaya çalışmaktadırlar.

Bugüne kadar Erbaş’ın çeşitli vesilelerle laiklik karşıtı açıklamaları oldu. Ayasofya’nın açılışının hemen arkasından, bir gösteriye dönüştürülen cuma namazında (24 Temmuz 2020), Erbaş’ın, hutbe okuduğu minbere bir şeyhülislam edasıyla kılıç kuşanıp çıkması.




Erbaş’a yönelik eleştiriler sert ama, şu da bir gerçek ki Erdoğan, kendisine şunu yap, şunu söyle demeden bırakalım laiklik karşıtlığı üstünden açıklamalar yapmayı sıcak siyasete müdahale etmeyi, nefes bile alamaz.

Yani, Erbaş’ın ne söylediğine değil onu sahneye sürüp “Şunları yap, şunları söyle” diyenin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Erbaş üstünden yaptığı girişimdeki amaçlarına bakmak gerekir.

Elbetteki Erbaş bütün söylediklerini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın icazetiyle yapmaktadır. Dolayısıyla arkasında Erdoğan’ın desteği ve AKP'nin noteri Bahçeli'nin onayı vardır.
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Ben kimim'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
diyanet, gereken, kaldırılması, kurumdur


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 15:29.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.