Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türkiye ve Dünyadan Haberler > Ülkemiz ve Dünya Gündemi > Diğer Köşe Yazıları

Diğer Köşe Yazıları Ülkemiz Yazarlarının Ulusal Basında Yazdıkları Köşe Yazıları ve Bizlerin Yorumları


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 01.05.2021, 22:22   #1
Çevrimdışı
OkyanusunKalbi
WoodStock

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart 24 Nisan Neden Önemli Bir de Böyle Okuyun | Feyziye Özberk

24 Nisan neden önemli bir de böyle okuyun



Neden ABD Başkanı böyle bir açıklama yaptı? Neden ülkemizi üstleriyle çevreliyor? Neden PKK’yı destekliyor?

Osmanlı Devleti, kurulduğu ilk günden itibaren Ermeniler, devletin en sadık tebaası olarak görülüyor. Fatih, İstanbul'u fethettikten sonra birçok Ermeni’yi oraya naklediyor ve 1461 yılında Ermeni Patrikliğini kuruyor. Daha sonraki dönemlerde yapılan ıslahat hareketleri çerçevesinde Ermenilerin vatandaşlık hakları kuvvetlendiriliyor.

XIX. yüzyılın sonuna gelindiğinde büyük devletlerin tahriki, Ermeni milliyetçi liderlerinin ve din adamlarının teşvikiyle Osmanlı Devleti'ne karşı düşmanca girişimler başlıyor.

Osmanlı hükümetlerinin zayıflıkları düşmanlığı güçlendiriyor. İstanbul'daki Ermeni Patriği’nin devlete bağlılığı tartışmalı bir duruma geliyor.

Ermeniler, 1869'dan itibaren silahlı mücadeleye yönelik ihtilâl komiteleri kurmaya başlıyor. 93 Harbi’nden (1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı) sonraki gelişmelerde artık ayrı bir Ermenistan'dan bahsedilmeye başlanıyor. 93 Harbi, Ermeni meselesi için bir dönüm noktasıdır. Osmanlı Devleti'nin bu savaşta yenilmesi ve Rus ordusunun İstanbul önlerine kadar gelmesi Ermeni meselesinin ülkeler arası bir soruna dönüştürülmesinin ortamını yaratıyor.

Bu zor durumu fırsat bilen Ermeni Patriği Rus Çar’ından Rusya'nın Doğu Anadolu'da işgal ettiği toprakları Osmanlılara geri vermemesini istiyor. İngiltere, Rusya’nın Ermenileri himaye perdesi altında Doğu Anadolu'da siyasi ve ekonomik üstünlük elde etmesini istemiyor.

İngiltere'nin Doğu Anadolu'da bağımsız bir Ermeni devletinin kurulması için verdiği destek ve teşvik, Ermeni komitacıların faaliyetini artırıyor, yaygınlaştırıyor. İstanbul Ermeni Patrikhanesi önündeki gösterilerin, Kayseri, Yozgat ve Merzifon'daki isyanların, 1894'teki Sason isyanının, 1895'te Babıali’ye yapılan yürüyüşün, 1896'da Galata'daki Osmanlı Bankası'nın basılmasının, 1904'te ikinci Sason isyanının, 1905'te Sultan Hamit'e bomba atılmasının ve nihayet Adana Vakası gibi birçok olayın perde arkasındaki güç, İngiltere'dir.

ERMENİ İSYANLARI ART ARDA PATLAK VERİYOR
İngiltere, Fransa ve Rusya’dan aldıkları destek ve cesaretle Ermeni Komiteleri aşağıda belirtilen isyan kararlarını alıyorlar:

1- Seferberlik emirlerine uymamak, askere gitmemek,
2- Askere gidenlerin de, tek tek veya toplu olarak silah ve cephaneleriyle kaçmaları,

3- Köylerde, kentlerde propaganda yaparak moral bozmak, olaylar çıkararak Türk askerinin ailesini, köyünü korumak için askerlik görevini yapmamasını sağlamak,

4- Askeri nakliyatı aksatmak; asker, erzak ve mühimmat konvoylarına saldırmak,

5- Ruslar sınırı geçtiği zaman isyan ederek, Türk ordusunu arkadan vurmak,

6- Miri silahlarla Türk ordusundan kaçıp gönüllü olarak Rus ordusuna katılmak,

7- Terk edecekleri köylerde kiliseleri, evleri, yiyecekleri yangınlar çıkararak yakmak,

8- Askeri bilgiler taşımak için casusluk yapmak.

Bu esaslara göre hazırlanan eylemler,Birinci Dünya Savaşı öncesi ilan edilen seferberlikten hemen sonra gerçekleştiriliyor. Çok geçmeden Osmanlı topraklarında Ermeni isyanları art arda patlak vermeye başlıyor. Osmanlı Hükümeti, Van isyanının patlak vermesine kadar birtakım küçük tedbirlerle Ermeni komitelerinin faaliyetlerini önlemeye çalışıyor.

Van'ın düşmesi ve Rus ordusunun Doğu illerine yürümesi sırasında; özellikle öncülük eden Ermeni gönüllü intikam alayları tarafından Müslüman halk merhametsizce öldürülünce Hükümet, Ermeni Patrikliğine, Ermeni milletvekillerine, komite reislerine, “Ordu; vatan savunmasıyla uğraşırken isyanlara, saldırılara, cinayetlere devam edildiği takdirde şiddetli tedbirler alacağını” bildiriyor.Bu uyarıların, isyanlarda ve Müslüman vatandaşların katledilmelerinde bir azalma meydana getirmediği görülüyor.

Dâhiliye Nazırı Talât Bey, Ermenilerin çıkarttıkları olay ve katliamlara seferberlik ilânından itibaren dokuz ay tahammül ettikten sonra, bu konuda daha kalıcı tedbirler almak zorunda kalıyor. 24 Nisan 1915 tarihinde vilayetlere ve mutasarrıflıklara gizli bir tamim yolluyor. Bu tamimde; Ermeni komite merkezlerinin kapatılması, evrakına el konulması ve komite elebaşlarının tutuklanması isteniyor.

2345 kişi tutuklanıyor. Ermenilerin her yıl katliam günü olarak andıkları 24 Nisan, bu tutuklamaların gerçekleştiği gündür.

Türk Ordusu, Çanakkale’de ve diğer cephelerde bir ölüm-kalım mücadelesi veriyor. Ordu bu nedenle cephe gerisinde meydana gelen olayları önleyemiyor. Başkumandan vekili Enver Paşa, bu duruma bir çare bulmak amacıyla 2 Mayıs 1915 tarihli bir yazı ile Dâhiliye Nazırı Talât Bey’e sorunun çözümüne yönelik düşüncesini iletiyor:

"Van Gölü çevresinde ve Van ilince özellikle bilinen belli yerlerdeki Ermeniler, ayaklanma ve ihtilâl için sürekli bir ocak durumundadırlar. Bu halkın oradan kaldırılarak isyan yuvasının dağıtılması düşüncesindeyim."

TEHCİR KARARININ ALINMASI
Bu yazı ile Enver Paşa, Ermenilerin isyan çıkaramayacak şekilde dağıtılmalarını istiyor. Busürgün işlemi yalnızca isyan ve karışıklık çıkarılan bölgelerdeki Ermenilere uygulanacaktır. Amaç: yaşananları görerek gelecekte olabilecek daha büyük acıların, zararların önüne geçmek.

Devletin görevi tam da bu değil midir? Vatanının, yurttaşlarının geleceğini koruma altına alacak tedbirleri almak.

Talât Bey, Dâhiliye Nazırı olarak durumun acilliğini görüyor. Ermeni tehcirini başlatıyor. Önce Van, Bitlis ve Erzurum havalisinde bulunan Ermenilerin savaş alanı dışına çıkarılmalarını, adı geçen il valilerinden 3. ve 4. Ordu komutanlarıyla işbirliği yaparak derhal icraata geçilmesini istiyor.

Talât Bey'in Sadarete yaptığı başvurudan bir gün sonra (27 Mayıs 1915), "Vakt-i seferde icraat-ı hükümete karşı gelenler için cihet-i askeriyece ittihaz olunacak tedabir hakkında Kanûn-ı muvakkat" çıkarılıyor ve yürürlüğe konuluyor. Bu başvuru, 30 Mayıs 1915'te Meclis-i Vükelâda müzakere edilerek kabul ediliyor.

MİLLİ ERMENİ HEYETİ REİSİNİN İTİRAFI VE DİĞER AÇIKLAMALAR
Ermeni sorununu izlemekle görevlendirilen Milli Ermeni Heyeti Reisi BogosNubar'ın, 30 Kasım 1918 tarihinde Fransa Dışişleri Bakanı Pichon ve diğer Avrupalı devletlerin dışişleri bakanlarına yaptığı başvuru, gerçeğin itirafı niteliğindedir. BogosNubar özetle şöyle yazıyor:

“Tarafınızdan da bilindiği gibi Ermeniler harbin başından beri savaşa katılmışlardır. Çünkü Ermeniler İtilaf devletlerine (yani İngiltere, Fransa ve Rusya) karşı olan sarsılmaz bağlılıkları nedeniyle ağır özveriler ve devamlı ıstıraplarla karşılaşarak bütün cephelerde İtilaf devletlerinin yanında savaşmışlardır.”

Fransız din adamı Mgr. Touchet, 1916 yılı Şubat ayında Oeuvred'Orient kurumunda verdiği konferansta, bir din adamına yakışan dürüstlükle konuşuyor: “1915 yılı başında 500.000 Ermeni'nin öldüğü tahmin edilmişti. Bu sayı bize göre çok abartılmıştır. Ancak bu miktarı bugün doğru olarak tespit etme imkânımız da yoktur. Ancak şüphe etmeden söyleyebiliriz ki, I. Dünya Savaşı’nda Doğu Anadolu'da Türk-Rus sınırında, karşılıklı ateşler arasında bir ölüm kalım savaşı yapılırken Ermeniler orada sıkışmışlar ve bölgede çok acıklı olaylar cereyan etmiştir.

Ancak bu girişimlerin başlangıcı Ermeni ihtilâlcilerin Müslümanları öldürmeleriyle başlamıştır.
Bu işin ayrıntılarını bilmiyoruz. Ermenilerin yayımladıkları bilgilere de güvenmeye imkân yok. Ermeni çetelerinin evlerinde bulunan Rus silah ve bombaları bu işin iç yüzünü açıkça göstermektedir.” .

YAŞANAN VATAN SAVUNMASIDIR
Türkler için yaşananlar bir vatan savunmasıdır.

Bir Ermeni yazar Leo, sorunun özüne, yani açık gerçeğin en can alıcı noktasına dikkat çekiyor: "Taşnaksutyun, Rus süngülerine dayanan, mahalli ve bölgesel olmayan isyanlar çıkarıyor, İttihat ve Terakki de isyanların savaş alanında cereyan etmesinden istifade ederek devletin kendi varlığını savunması, hakkını kullanıyor. Bu öyle bir haktır ki, en medeni bir devlet bile bundan vazgeçemez."

21 Aralık 1915'te Berlin'de yayınlanan Ermeni Sorunu adlı bir kitapta yazar, Ermenilerin gayet rahat yaşadıklarını, buna karşın Türklere nankörlük yaparak açıkça Ruslara yardım ettiklerini belirttikten sonra şöyle devam ediyor: "Hiçbir zaman Ermeni katliamı olmamıştır. Türkler şiddetli önlemler almışlardır. Hatta göç ettirilenler arasında masum kişiler de bulunabilir; fakat bundan dolayı Osmanlı hükümeti suçlanamaz. Zira devlet çıkarı önde gelir. (…) Burada suç: İngilizlerle, Rusların ve bizzat Ermenilerindir."

ERMENİSTAN’IN İLK BAŞBAKANININ AÇIKLAMASI
Ermenistan’ın ilk Başbakanı Ohannes Kaçaznuni de benzer biçimde İngiltere'nin denizden denize büyük Ermenistan vaadine kandıklarını söylüyor. Tehcirin etkili ve zorunlu bir çözüm olduğu gerçeğini çarpıcı bir anlatımla kabul ediyor:

“1915 yaz ve sonbaharı döneminde Türkiye Ermenileri tehcire (zorunlu göçe) tabi tutuldular, kitlesel sürgünler ve baskınlar gerçekleştirildi. Bütün bunlar Ermeni meselesine ölümcül bir darbe vurdu. (…) Türkler ne yaptıklarını biliyorlardı ve pişmanlık duymalarını gerektirecek bir husus bulunmamaktadır; sonradan da anlaşılacağı üzere bu yöntem Türkiye’de Ermeni meselesinin temelli çözümü açısından en kesin ve en uygun yöntemdi.”

1915 Ermeni Olayları konusunda pek çok tarihçi, yazar, devlet adamı, politikacı çok şey yazdı ve söyledi. İstenmeyen acı olaylar yaşandı. Ama yaşanan bir soykırım değildi. Soykırım hukuki olarak tanımı yapılmış bir suçtur. Bu konuda ancak yetkili mahkemeler karar verebilir. Nitekim alınmış böyle bir mahkeme kararı yoktur. ABD Başkanı da dâhil olmak üzere hiçbir politikacı ya da politik kurum bu konuda karar veremez. Yetkisizdir.

En önemlisi: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ******** kararı ile “Ermeni Olaylarının Yahudi Soykırımı Sınıflaması İçinde” olmadığını hukuki zeminde karara bağladı. AİHM kararıyla, “Ermeni soykırımı” iddiasının uluslararası hukuktaki temeli tamamen ortadan kaldırılmış oldu.

Neden ABD Başkanı böyle bir açıklama yaptı? Neden ülkemizi üstleriyle çevreliyor? Neden PKK’yı destekliyor? Bu sorular çoğaltılabilir. Yanıtı ülke olarak birliğimizi, askeri, ekonomik gücümüzü ve başta Rusya olmak üzere dostlarımızı artırarak biz vereceğiz.

Feyziye Özberk

Odatv.com

  Alıntı ile Cevapla
OkyanusunKalbi'in Mesajına Teşekkür Etti
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
böyle, feyziye, neden, nisan, okuyun, Önemli, Özberk


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 21:19.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.