06.08.2018, 18:43 | #61 |
Çevrimdışı
|
Cevap: İslam Öncesi Arap Yarımadası
Merhaba,
Taberî; M. İbn Kâb el- Kurazî, Ebu’I-Âliye, Saîd İbn Cübeyr, İbn Abbas, Dahhâk, İbn Şihab’dan özeti şu olan bir kıssa nakleder. (Tefsiru’t-Taberî, 27/186-189): Resûlullah, kavminin yüz çevirdiğini görünce bu ona çok ağır geldi. Allah’tan kavmi ile kendisini birbirlerine yaklaştıracak bir şey inmesini temenni etti. Cenab-ı Allah Necm suresini indirdi. O da okudu. Bu esnada şeytan gönlünden geçirip de kavmine getirmek istediği şeyi onun lisanına atıverdi: “Bunlar yüce kuğu kuşları (tanrıçalar)dır ve elbette onların şefaatleri umulur.” Kureyşliler bunu işitince sevindiler ve onu dinlemek üzere yaklaştılar. Mü’minler de Rab Teâlâ’dan gelen şeyi tasdik ettiler, Peygamber’i bir hata veya vehimden ötürü itham etmediler. O, sureyi bitirince secde etti. Onun secde ettiğini gören mü’minler de onun getirdiğini tasdik ederek secde ettiler. Mescitteki müşrikler de secde ettiler. Velîd ibn Muğîre hariç herkes secde etti. Secde haberi, Habeşistan’a hicret etmiş Müslümanlar’a da ulaştı. Bir kısmı orada kalıp, bir kısmı Mekke’ye hareket etti. Bu rivayet de gerçek değil, değil mi...? Ama bu rivayet mihenk alınarak " Şeytan Ayetleri " kitabını yazmıştır Salman Rüşdü ve ölüm fermanı çıkmıştır hakkında... Yahu şu elin Arab'ı yok mu....Her halta burnunu sokmuş, herşeyi kaman çorman etmiş...Yok bir de 3-5 milyonluk kentte olsa bunlar anlayacağım, bir elin parmaklarını geçmez, bugünkü bir köy nüfusunda cereyan eden konular.... Ama işte salla birşeyler tutar belki...Eeeee tutmuş da bayağı bir... RECM İle ilgili rivayet...: Aişe (r.a.) şöyle demiştir: “Andolsun ki recmetme ayeti ve yetişkin kişiyi on defa emzirme ayeti indi. Andolsun ki bu ayetler tahtımın (karyolamın) altında bir yaprakta idi. Rasûlullah (s.a.v.) vefat edip biz O’nun ölümü ile meşgul olunca, evde beslenen evcil bir hayvan (koyun veya keçi) girip o yaprağı yedi.” [İbn Mâce, Nikâh, 36, Hadis no: 1944; Ahmed bin Hanbel, Müsned, 5/131, 132, 183, 6/269] İleride bazı kişiler çıkacak ve recm cezasını Kuran’da bulmuyoruz diye recmi inkar edeceklerdir. İşte bu kişiler okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkacaklardır. Eğer halkın “Ömer, Kuran’a ilave yapıyor” demesinden korkmasam, bu recm ayetini Kuran’a yazardım. Buhari 93/21; Müslim Hudud 8/143;, Ebu Davud 41/1 Anladığım kadarıyla bunlar da UYDURMA...Peki niçin uydurmuşlar ve uydurma oldukları ne zaman anlaşılmış...? Uydurma oldukları anlaşılana dek geçen sürede recm olanların suçu neydi...? Sağlıcakla kalınız... |
20.08.2018, 14:56 | #62 |
Çevrimdışı
|
Cevap: İslam Öncesi Arap Yarımadası
Din, özellikle geri ve ekonomik düzeyleri aşağı da olan toplumların bir nevi uyuşturucusu gibidir. İktidar sahipleri de ne zaman başları sıkışsa bu uyuşturucuyu enjekte ederler ve toplumsal bir anomi yaşatırlar. Bunu biraz şöyle açıklamak isterim.
Bir toplumun gelişip kalkınabilmesi için özellikle kadınlarının okuma yazma öğrenmesi ve eğitim düzeylerinin arttırılması çok önemlidir. Kadınların eğitimi arttıkça doğurganlık oranı da azalmaktadır. Doğurganlık oranının azalması ise nüfus artış hızı yüksek olan yoksul ülkeler için önemli sosyal faydalar sağlamaktadır. Eğitimsiz ya da yetersiz eğitimli annelerin çocuk sayısı yükselmektedir. Bu durum annenin de sağlığını etkilemekte ve annenin çocuklarını gerektiği gibi yetiştirememesi, çocuk için harcanan paranın azalması, çocukların eğitimine yeterince kaynak sağlanamaması gibi pek çok olumsuzluğa neden olmaktadır. Aşırı doğurganlık, sağlığı hem doğrudan, hem de dolaylı olarak olumsuz etkiler. Ailedeki çocuk sayısı arttıkça çocuk ölümleri artar, çocuklardaki hastalanma oranı yükselir, beslenme durumu ve zeka gelişmesi maalesef geriler. Bu konuya dolaylı olarak etkisine baktığımızda ise, artan nüfus, beslenme, konut durumu, eğitim ve çevre koşulları gibi durumları olumsuz etkiler. Artan nüfus ile beraber daha çok inşaat, daha çok hastane, daha çok yol, vs gibi ihtiyaçlarda artar ve kendinizi devamlı altyapı ,işsizlik, trafik sorunları ile boğuşur bulursunuz. |
alkanaga'in Mesajına Teşekkür Etti |
20.08.2018, 15:07 | #63 |
Çevrimdışı
|
Cevap: İslam Öncesi Arap Yarımadası
Önemli olan nüfusun fazlalığı değil, kaliteli insan sayısıdır. Böylelikle insanlara sunulabilecek imkânların sayısı ve kalitesi de artar. Bir de tabii ki bakabilecek olan insanların (genelde eğitimli kişiler) daha az, bakamayacak olan insanların ise daha çok olması gelir dağılımını daha da kötüleştirmektedir.
Bu durum elbette alınan eğitimin kalitesini ve durumunu da etkilemektedir. Kalitesiz bir eğitimden de kalitesiz insanlar çıkabilmekte ve liyakatsız bir şekilde liyakat gerektiren yerlerde çalışabilmektedirler. Kalifiye olmayan ya da eğitimsiz nüfusuz fazlalığı tarikat ve benzeri yapılar için ise büyük bir fırsattır. Aslında din mevhumu da tam da bu durumlar için kullanılan bir ağrı kesici. İnsanlar hayatın içinde karşılaştıkları olumsuları bu yolla ötelemekte, öbür dünya ya bırakmakta, kendini geliştirmek yerine haline şükretme ve sorgulayıp düşünmekten uzaklaşmaktadır. |
alkanaga'in Mesajına Teşekkür Etti |
22.08.2018, 02:23 | #64 |
Çevrimdışı
|
Cevap: İslam Öncesi Arap Yarımadası
|
alkanaga'in Mesajına Teşekkür Etti |
08.12.2018, 15:54 | #65 |
Çevrimdışı
|
Cevap: İslam Öncesi Arap Yarımadası
BEN-İ KUREYZA GAZVESİ
Hendek Savaşı biter bitmez Muhammed, savaş sırasında Beni kureyza Yahudilerinin putperestlere destek verdiğini ve Cebrail’in emir getirdiğini öne sürer. “Ya Rasulallah silahınızı bıraktınız mı? Ama biz melekler topluluğu henüz silahlarımızı bırakmadık. Allah (cc) Sana, Kurayzaoğulları üzerine yürümeni emir buyuruyor.”Buhari, Meğâzi 30; İbni Kesir, el-Bidaye, 3/134 Müslümanlara ikindi namazını Beni Kureyza’da kılacaklarını bildirerek Kureyza seferini başlatır ve kalelerini kuşatırlar. Resûl-i Ekrem Efendimiz, mücahidlerle Benî Kurayza Yahudilerinin kalelerinin dibine kadar vardı. Oradan Yahudi ileri gelenlerinin isimlerini birer birer zikrederek onlara şöyle seslendi: “Ey Allah’ın gazabına uğrayarak maymuna çevrilmiş olanların kardeşleri! Allah sizi hor, hakîr kıldı mı ve belâsını, cezasını üzerinize indirdi mi? Demek siz bana kötü söz söylediniz öyle mi?” Yahudi ileri gelenleri süt dökmüş kediye dönmüşlerdi: “Yâ Ebâ’l-Kasım! Sen, sözünü bilmezlerden değilsin! Musâ’ya indirilmiş olan Tevrat’a yemin ederiz ki, biz sana hiçbir kötü laf sarfetmedik” diyerek söylediklerini inkâr ettiler. (Sîre, 3:245.) Günler geçtikçe Yahudilerin direnme gücü azalır. Şartları görüşmek üzere Muhammed’e elçi gönderirler: Nabbaş, “Yâ Muhammed!” dedi, “Benî Nadir Yahudilerinin teslim olmalarındaki gibi kanımızı dökme, mal ve silahlar senin olsun! Kadınlarımız ve çocuklarımızı alıp memleketinden çıkıp gidelim. Her cins silah hariç olmak üzere, her âile için bir devenin taşıyabileceği gerekli eşyayı götürmemize müsâade et!” Peygamber Efendimiz, “Hayır, bu teklifi kabul edemem” buyurdu. Nabbaş ikinci olarak şu teklifi yaptı: “Öyle ise kanımızı bize bağışla. Sadece kadınlarımızı ve çocuklarımızı alıp gidelim. malları olduğu gibi bırakalım!” Peygamber Efendimiz, “Hayır,” dedi, “kayıtsız, şartsız, benim hükmüme itaat edip teslim olmaktan başka hiçbir çareniz yoktur!” Nabbaş, me’yus ve perişan bir halde, kavminin yanına döndü. Olup bitenleri olduğu gibi anlattı. (Sîre, 3:246) Bu gelişme üzerine Yahudiler iyice tedirgin olurlar. Eskiden Musevi olup da müslümanlığa geçen Ubabe ile görüşmek isterler. Benî Kurayza, Peygamberimiz’den, Evs kabîlesinden Ebû Lübabe’nin istişâre için yanlarına gönderilmesini istediler. Bunun üzerine Ebû Lübabe, gönderildi. Ebû Lübabe, Medîne yahûdîlerinden Müslüman olmuş servet sâhibi bir kimse idi. Peygamberimiz, kendisine kıymet verirdi. Peygamberimiz, Ebû Lübabe’yi gönderirken; “git onlara Allah ve Rasûlü için nasihat et.” buyurdu. Ebû Lübabe, kale kapısından yanlarına vardı. Kureyza yahûdîleri O’na; “Yâ Eba Lübabe! Sen ne dersin? Muhammed bize, “benim hükmüm ile kaleden dışarı çıkın!” dedi” dediler. Ebû Lübabe de onlara nasihat etti. Fakat, bu arada bir eliyle sakalını bir eliyle de boğazını tutarak, “başınızı keser bilmiş olasınız” diye, harbetmelerine işâret etti. (Sîre, 3:247.) Fakat Yahudilerin dayanacak güçleri kalmamıştı. Teslim olmak zorunda kaldılar. Ele geçirilen bu insanların elleri boyunlarına bağlanıyor ve onların akıbeti hakkında Muhammed, daha önce Yahudi olup da sonradan Müslüman olan Sad Bin Muaz’a yetki veriyor. Sad’ın kararı aynen şudur: “Ben, onlar hakkında buluğ çağına eren erkeklerin boyunlarının vurulmasına; malların Müslümanlar arasında taksim edilmesine, çocuklarla kadınların ise esir alınmasına hükmettim.” Peygamber Efendimiz, Hz. Sa’d’ı bu hükmünden dolayı tebrik ve takdir ederek, “Sen, onlar hakkında, Allah Teâlâ’nın yedi kat gökler üzerinde verdiği hükmüne uygun hüküm verdin” buyurdu. (Sîre, 3:251; Tabakât, 3:426; Taberî, 3:56.) İslami kaynaklara göre, (inanılır gibi değil ama) 400 ila 900 arasında bir sayıda Yahudi, eş ve çocuklarının gözü önünde kafaları kesilerek öldürülür. Bunun sonucunda, Medine’nin pazar yerinde hendekler kazılmış, Kurayza’nın adamları gruplar halinde getirilmiş ve boyunları vurulmuştur. (Sîre, 684-700/II, 233-54.) “Ayşe (Hz.) nin aktardığına göre, bu kesim işi sabahtan akşama kadar sürmüş. Erkekler idam edilirken, Yahudi kadınlar ve çocuklar da buna feryat edip saçlarını başlarını yolmuşlar.” (Vakıdi, Meğazi, 2/512-517) Muhammed, Yahudileri teslim aldıktan sonra bir yerde toplayıp kendilerine, “Ey domuz ve maymun kardeşleri! Yediniz mi! İşte haliniz; görün bakalım” diyerek hakaret ediyor. Onlar da buna karşı, “Ey Muhammed, biz senden bunu beklemezdik, neden böyle haksızlık yapıyorsun?” şeklinde yanıt veriyorlardı (Bu kısım pek çok İslami Kaynakta yer alır örnek olarak, Taberi, Ahzap Tefsiri, ayet 26-27) Muhammed, bu Yahudilerin karıları ve kızlarından 16 tanesini özel olarak ayırıyor ve bunlardan Reyhane’yi kendine seçip geriye kalan 15 tanesini de diğer önemli dostlarına dağıtıyor. (Bu önemli dostların kim olduğu neden belli değil?) Bir Yahudi: “Artık her şeyimize el koydunuz, hiç olmazsa gözlerimizin önünde namusumuza el uzatmayın” diyor. Fakat, Muhammed bunu dinlemiyor.(Vakıdi, Meğazi, 2/250) Muhammed, ihtiyaç fazlası kadın ve erkek çocukların bir bölümünü, Sad bin Zeyd’e teslim edip onları satmak için Necd bölgesine, bir kısmını da şam tarafına gönderiyor. Müslümanlardan Muhammed bin Mesleme: “Beni Kureyza Savaşı’nda kadınlar bölüşülürken bana üç tane düştü; hepsini de sattım” diyor.(Diyarbekir Tarihi Hamis,1/499 ve Vakıdi age 2/523-25) Bu katliamdan sonra Medine’de Yahudi kalmıyor. Şehir tamamen müslüman oluyor. Ama müslümanların Yahudi düşmanlığı bitmiyor: Ebû Hüreyre (ra) bildirmiştir: “Resûl-i Ekrem Efendimiz Aleyhissalâtu Vesselâm şöyle buyurdu: ‘Müslümanlarla Yahudiler harb etmedikçe kıyâmet kopmayacaktır. O harpte Müslümanlar (gâlip gelerek) Yahudileri öldürecekler. Öyle ki, Yahudi, taşın ve ağacın arkasına saklanacak da, taş veya ağaç; ‘Ey Müslüman, Ey Allah’ın kulu, şu arkamdaki Yahudi’dir, gel de onu öldür!’ diye haber verecektir. Sadece Garkad ağacı müstesna, çünkü o, Yahudilerin ağaçlarındandır.”(Müslim, Fiten, 82). |
16.07.2019, 23:14 | #66 |
Çevrimdışı
|
Cevap: İslam Öncesi Arap Yarımadası
Ha bre İmam hatip liseleri, açılıyor. 61 İlde İmam hatip sayısı Anadolu lisesi sayısını geçmesine rağmen ülkemizde deizm ve ateizme doğru özellikle gençlerde bir kaçış var. Kısaca biraz sorgulayan ve araştıran beyinler okuma yazmayı yeni öğrenmiş bir çocuk gibi yeni şeyler keşfediyorlar...
http://www.youtube.com/watch?v=XS_r1IpwEq0 Şimdi bir bakalım kelimelere; Ateizm:Tanrı tanımayan Agnostizm: Tanrının var olup olmadığı bilinemez, ayrıca ilgilenmiyorum da Deizm: Tanrı vardır ama gerisi hikayedir. Dinler vs.. Panteizm: Tanrı evrendir. Panenteizm: Tanrı evrendeki herşeyin özündedir. Kısaca Tanrı’nın alemde, alemin ise Tanrı’da olduğunu iddia eder. |
alkanaga'in Mesajına Teşekkür Etti |
27.10.2019, 14:42 | #67 |
Çevrimdışı
|
Cevap: İslam Öncesi Arap Yarımadası
MUHAMMED İNSANLIĞA NE KAZANDIRDI?
|
alkanaga'in Mesajına Teşekkür Etti |
Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz |
Etiketler |
arap, islam, Öncesi, yarımadası, İslam |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|
Önemli Uyarı | |
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz. |