Milliyetçiliğin Ayaklar Altına Alınması

[@Emilio Santos]

Milliyetçiliği ayaklar altına alırmış… vay padişahıma bak sen. Bu da dansöz gibi, bahşişe doğru döne döne gidiyor. Bir zamanlar milliyetçi söylemleri vardı, şimdi tü kaka oldu milliyetçiler. Aldığı milliyetçi oylarla işi bitti sanırım.

Efendim, benim bu milliyetçilik, ulusçuluk, ümmetçilik, Kürtçülük tartışmalarından beynim sulandı. Fena halde gerildim ve küfür filan ettim. Hatta bol bol ettim. Hatta şu an bile bir yığın saydırdım, neyse ki siz duymadınız.

Parlamentoda Kürtler hiç temsil edilmemiş, BDP ve öncesindeki isimleriyle meclise girmiş teröristler Kürt halkının sözcüsüymüş gibi algılanıyor ya, orada benim şalter atıyor arkadaş. AKP’nin Kürt milletvekili sayısı bu partinin milletvekillerinden en az 3 kat fazla. CHP içinde de aynı şekilde, Kürt halkının gururu milletvekilleri var. Bu eskiden beri böyleydi. Demirel de, Çiller de, Özal da, Menderes ve başkaları da Güney Doğu’nun oy potansiyeline yönelik hamleler yapmıştır ve aralarından Cumhurbaşkanı olmuş Kürt siyasetçiler bu ülkenin içinden yetişmiştir. Hiçbir hak ihlali yaşamadan, demokrasinin gereği olarak geldikleri noktalarda ülke için hayırlı, hayırsız bir sürü icraatları olmuştur.

Bugün bakıyoruz, Kürt halkının sözcüsü Apo olmuş, iletenleri BDPli uşaklar, işbirlikçileri AKP. Muhalefet zaten yok. Milliyetçiliği ayaklar altına alırmış. Alır da ha, şaka filan yapmıyor.

Şöyle birkaç yıl öncesine gidelim. DSP-MHP-ANAP ortaklığı döneminde PKK’nın gücünü tamamen yitirdiğini, liderlerinin tutuklanması ile artık dağılma noktasına geldiklerini hatırlayalım. Her yıl giderek azalan şehit sayısına bakmamız yeterli. Son yıllarda 10, 7, 4 gibi hatırlanacak şehit sayısı AKP iktidarı ile birlikte 100’lerin üzerine çıkmadı mı? PKK yeniden güçlenip, siyasi uzantısını meclise sokmadı mı? Ne oldu o arada da, bunlar yeniden söz sahibi oldu? İşbirliğine hazırım diyen Apo yeniden güçlü bir sembole dönüştü? Büyük Ortadoğu Projesi…

Somali ne oldu? Myanmar denen ülkede Müslümanlar katledildi deniyordu, son durum nedir? Analar ağlamasın diyordunuz, anaların ağıtı bitti mi?

Madem Müslümanların ölümüne, ezilmelerine üzülüyorsunuz, Amerika’ya kapılarınızı açıp bir milyon Irak Müslümanını neden öldürttünüz? Urumçi’de, Kerkük’te işkence edilen, öldürülen Türkler Müslümandan sayılmıyor mu? Tebriz’de depremde hayatını kaybeden binlerce Müslüman Türk’e hiç ağladınız mı? Hıristiyan Ermeniler’in katlettiği Hocalı Müslümanları için Myanmar dalaveresinde iki fotoğrafa bakıp da akıttığınız sel gibi gözyaşınızın bir damlasını akıttınız mı?

Bunlar zaten Türk adından korkuyorlar, elbette milliyetçiliği ayaklar altına alırlar. Kürt faşisti partiyle kol kola gezmeleri de bu yüzden. Amaç belli. Yeni Anayasa paketi Apo’yu kurtarır, böylelikle eyalet sistemine geçilir. Hünkarımız da Başkan olur. Amerika da yemez, yanında yatar. Türk adından kime ne zaten?..

İşte o öyle olmaz Başbakan. Tarihte de gördük, senin gibilerin sonu hep hüsran olmuştur. Bu memleketi milliyetçilikle kazandık. Bağımsızlığımızı milliyetçiliğimize borçluyuz. 17 devlet kurmuş bir milletin milliyetçiliğini ayaklar altına alamazsın. 18.yi senin üzerine kurarız!

[@ReaL]

Birçok milliyetçilik çeşidi var.

Başbakan da hepsini kastederek "tüm milliyetçiliği ayaklar altına aldık" derken, Atatürk milliyetçiliğine de gizli kapaklı dem vuruyor.

Birkaç soru sormuşsun, yanıtlarını da vermişsin.. Doğru da vermişsin..

Ellerine sağlık, teşekkürler.. Bazı unuttuğum hususları da hatırlamış oldum.

[@Emilio Santos]

Saatin geç olması ve hastalığım sebebiyle konuyla ilgili fikrimi tam aktaramadım ve hatta bazı yanlış yazımları düzeltmek zorunda kaldım. Gerçi bu kadarı da yeter.

Senin de ağzına sağlık ağabey.

[@Mustafa Akten]

Demokrasi tüm hat ve detayları ile sulandırılmadan, amaca varmak için araç sayılmadan, insanların, insan gibi yaşayıp, insanca üreteceği, hakkaniyet içinde milli gelirden pay alacağı, vergi salınımında, gelir dağılımının adil olmasında, adil seçim sisteminde, hukukun guguk olmadığı, hukukun üstünlüğüne dayalı, kişilerin, kurumların, erk'ler ayrılığı ilkesi ile birbirlerinden üstün olmadığı, kanun adına kanunsuzluk, hukuk adına hukuksuzluğun yapılmadığı, devlet gelir ve kaynaklarının 5000 aile tarafından sömürülmediği, ayrımsız, herkesin yasalar önünde eşit olduğu, fikir ve düşünce hürriyetinin kısıtlanmadığı, her düşüncesini açıklayanın terörist muamelesi görerek içeri tıkılmadığı, Atatürk ilke ve inkılaplarından sapılmadan, Atatürk'ün öngörüleri sarfı nazar edilmeden, ünüter yapı ve misak-ı milli sınırlar içinde, dili Türkçe, bayrağı Ay Yıldızlı özel kanunla belirtilmiş şekliyle dalgalanan Atatürk milliyetçiliğinin Türk milleti hayatında olmazsa olmazı kabul edilen bir anlayış ve Cumhuriyet kazanımları bizim için demokrasinin tarifidir.

Yaşadığımız tüm açmazlarda yukarda ifade ettiklerimizden sapıldığı, görmezden gelindiği gerçeği vardır.

Cumhuriyet kurulduğundan beri ülkemizde hiç bir zaman Kürt diye bir sorun olmamıştır. Kendini Kürt kökenli vatandaşların temsilcisi sayan adına KÜRTCÜ dediğimiz insanların devlete kalkışma hali yanında ırkçı yaklaşımları Kürt sorunu sayılmıştır. Tabi kendileri ve bu anlayışın sahipleri tarafından.

Dünya ülkelerinden bazılarına, terör konusunda bakmak lazım. Uzakdoğu TAMİL, İngiltere İRA, İspanya ETA, İtalya KIZIL TUGAYLAR, Fransa KORSİKALILAR, bu saydıklarımız hepsi ayrılıkçı ve silahlı terör örgütleri idi. Hepsinin ortak paydası ve bu payda ile gelirleri uyuşturucu, silah, beyaz kadın, insan kaçakçılığı, organ ticareti gibi kanallardan elde edilen paralardır üzerine haraç toplamayı da eklemelisiniz. PKK'da yurt içinde ve dışında tüm gelirini bu şekilde kazanmaktadır.

Hazreti imam Recep Tayyip diyor ki, lütfen silahlarınızı gömün, bizim dışımızdaki ülkelere gitmenize her konuda yardımcı olacağız. Yukarda saydığım devletlerin hiç biri bu şekilde ve anlayışta terör ile mücadele etmemiş terörist ile asla görüşmemişlerdir. Silahlarını teslim ederek kendisi de teslim olanlar kanunlar çerçevesinde yargılanmış ve cezaları verilmiştir.

İmam Rcep Tayyip 2014 yılında Büyükşehir Belediye başkanlıklarının kazanılmasını hayat memat meselesi olarak görmektedir. Seçimlerin kazanılabilmesi için teröristler ilede işbirliği yapılarak geçici de olsa silahların susması ve bunun için istene tüm ödünlerin verileceği taahhüdü vardır. Atatürk milliyetçiliğini, dilini, bayrağını yok etme pahasına bile.

[@Heliosaga]

Demokrasinin varlığına hiçbir zaman inanmadım.. Geçmiş zamanlarda da demokrasi yoktu sadece görünür nitelikteydi..

Şimdilerde ise bu görünür niteliğin görünülemez olması da var.. ve biz bunu yaşıyoruz iliklerimize kadar..

Açıkçası demokrasi bizim için hep bir hayal olarak kalacak..

Milliyetçilik kavramına gelince bugün çoğu insana sorsanız milliyetçiliğin ne anlama geldiğinide bilmez,bilseler bile yanlış bilmektedirler.. ama bu yanlış bilinenler zihinlerde kendiliğinden oluşmadı..

Maalesef akp öncesi uygulanan politikalar bunun sonucuydu.. Gladio tertibinin başta medya olmak üzere diğer devlet kurumlarının gücünü kullanarak insanlara milliyetçiliğin mesajı yanlış bir biçimde aktarıldı..

İç yapılanmadan doğan ülkücülük bu yüzden var.. ve ben ülkücülüğün gerçek Türk amacına hizmet ettiğini kesinlikle düşünmüyorum. Ülke tarihinde oluşan bu yapılanma yüzünden maalesef şu an milliyetçilik yanlış bilinmektedir..

Kısacası zemin zaten hazırdı bunun için.. Kukla yönetim olan akp'ye ise bunu sadece inşa etmekle kaldı...

Eğer bugün Milliyetçilik = Faşistlik denklemi zihinlerde canlanıyorsa bu yüzdendir.. Öbür türlü serbest kaynaklardan araştırıldığında zaten Türk Milliyetçiliğinin ne kadar esnek olduğu görülebilir..

Aynı şekilde Atatürk'ün kendi kurduğu ekibinin araştırarak çıkarttığı "Milliyetçilik" kavramının niteliği ve niceliği yayınlamış olduğu "Nutuk" kitabında da bulunur... İnkilaplarında da kısa özeti mevcuttur zaten..

[@Sevda]

Adam resmen Türklüğe ve Türk Milliyetçiliğine yüzümüze baka baka hakaret ediyorda bir Allah'ın kulu sen kime neye hakaret ediyorsun diye dava açmıyor. Bu söz başlı başına yargı yolu gerektirir. Teröristlerle kanka olmasından bahsetmiyorum bile. Bu resmen vatana millete ihanettir.

İstenilen şekilde yavaş yavaş Türklük kavramı anlayışını ortadan kaldırmaya başladı.

Yazacak çok şey var bu konu üzerine ama Santos bütün duygularıma tercüme olmuş.

Eline sağlık Santos.