Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türkiye ve Dünyadan Haberler > Ülkemiz ve Dünya Gündemi > Serbest Kürsü

Serbest Kürsü Her konuda tartışma açılan konular burada


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 13.09.2021, 05:08   #1
Çevrimdışı
Ben kimim
Yasaklı Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Sosyal medya en bireysel, en toplumsal iletişim alanıdır.

Sosyal medya en bireysel, en toplumsal iletişim alanıdır.

İlk seçimde iktidarı kaybedeceğini gören AKP sosyal medyayı açık-kapalı her türlü hesapla kontrol altına alabileceğini, böylece toplumu istedikleri gibi yönlendirip iktidarını koruyacağını düşündü.

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca:

“Geç kalındı. Dileyen sahte hesap açabiliyor. Yasal düzenleme şart.” dedi.

Meclis Başkanı Mustafa Şentop:

“En büyük tehlike dijital faşizmdir.” dedi

Erbaş:

“Sosyal medyada gençlerin kul olduğunu unutturan bir etkileşim var.” dedi

Dünya dijital çağı bütün yönleriyle yakalamak için çabalıyor, iktidar “milleti iktidara kul yapmak” ve "Tek adam" iktidarını devam ettirmek için çabalıyor.

Sosyal medya en bireysel, en toplumsal iletişim alanıdır.

Bu alan milletindir.

Teknolojiye merakıyla öne çıkan Türk insanı, cep telefonu değiştirmede Avrupa ortalamalarını geçti. Avrupa?da cep telefonları ortalama 2 yıl kullanılırken, Türkiye?de kullanıcılarının %20?si 6 ayda telefonunu değiştiriyor.

İktidarın sosyal medyayı kısıtlayarak iktidarını devam ettirme hayali hiçbir zaman gerçekleşemez, aksine iktidarın daha kısa bir zamanda çökmesini sağlar.

Türk gençliği Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün izinde iktidarın çağdışı projelerine izin vermeyecektir.Türk gençliği hiçbir zaman iktidarın kulu olmamayacaktır.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, en büyük eserim dediği, Türkiye Cumhuriyeti’ni Türk gençliğine emanet etmiştir. Bu Atatürk'ün Türk gençliğine ne kadar önem verdiğinin en önemli göstergesidir. Ülkenin geleceğini oluşturan gençlik kavramı Atatürk'te en güzel anlamını bulmuş en yüce değer yargısına erişmiştir. Büyük önder daha Milli Mücadelenin başından itibaren köhneleşmiş fikirlere milleti geriye götürmek isteyenlere karşı yegane çarenin geçlikte ve genç fikirlerde olduğunu görmüş, çağdaş zihniyetle yetişecek kuşakların , gelecekte eserini daha da geliştireceğini, onu her türlü tehlikeden koruyarak. Ebediyen
yaşatacağını hissetmişti. Bundan dolayı Atatürk "en büyük eserim "dediği cumhuriyeti geçlere emanet etmiş ve Milli Mücadeleyi başlatmak üzere Samsun'a çıktığı 19 mayıs tarihini " Gençlik ve Spor Bayramı " olarak Türk gençliğine armağan etmiştir.

Bir ülkeden laikliği çıkardığınız zaman geriye kalan kabile devletidir. Türkiye’de Siyasal İslam’ın iktidar olduğu 19 yıllık süreçte bu gerçeği yaşıyoruz. Tarikatlar ise altın dönemini yaşadı ve yaşamaya devam ediyor. Hiçbir denetimin olmadığı hatta tarikatların dokunulmaz olduğu bir siyasi iklim bu. Üstelik bütün korunma mekanizmaları AKP eliyle yok edilmiş devletin üzerine akbaba gibi üşüştüler. ‘Askeri vesayet ile, eski Türkiye ile mücadele ediyoruz’ derken aslında devletin büyük gücünü bölüşüyor, içinde yuvalanıyorlardı. ‘Paralel devlet’ deniliyor ancak büyük ölçüde devletin kendisi Fetullahçılar olmuştu. Kalan parçaları Menzilciler, Süleymancılar ve diğer tarikatlar bölüşüyordu. Herkes hangi bakanlığın hangi tarikatta olduğunu konuşur oldu. Tabii devlet ile yetinmediler, milyarlarca dolara sahip holdinglere de dönüştüler. Toplumsal hayatın her alanına yayıldılar. Sonuçta devleti tarikata teslim eden AKP darbe girişimine uğradı. Buna karşın Fetullahçılar’dan boşalan yerlere başka tarikatlar doldurdu. Çünkü farklı türlüsünü yapmak AKP için kendini inkar etmek olur. Laiklik ile savaşan AKP, bu büyük sorunun temelidir.

Tarikatların devlet eliyle desteklendiği, meşruiyet sağladığı bu siyasi iklim, mahalle mahalle, sokak sokak yayıldı. Bu fırsatı değerlendirmeye hazır yüzlerce kişi vardı. Ağzı biraz laf yapan, Kuran okumayı bile bilmeyen yüzlerce şeyh mahalle aralarında türedi. Hepsi peygamber silsilesinden geldiğini, Gavs’ı Azam yani kainatın yeryüzündeki yöneticisi olduğunu söyleyerek etraflarına insanları topladılar. Özetle laikliği yok edenler, insanları şeyh istismarına teslim ettiler.

Türkiye’de yasalara göre yasak olmasına karşın tarikatların korunduğu bir dönemdeyiz. Tarikatlardaki şeyh ve mürit ilişkisi tamamıyla bir istismar alanıdır. Tarikatların çoğu emeğini sömürerek de insanları istismar ediyor. Bununla çok kapsamlı bir şekilde mücadele edilmesi gerekiyor. Sadece yasaklamakla değil, deşifre ederek insanları bilinçlendirerek topyekün bir mücadele programı geliştirilmeli.

12 Eylül Anayasa referandumunda, görünürde geçici 15. maddenin kaldırılması, arkasında ise AKP’nin yüksek yargıyı ele geçireceği maddeler vardı. AKP’nin askeri vesayetle hesaplaşıyoruz, Türkiye’yi demokratikleştiriyoruz söylemi sol liberal kesimlerde karşılık buldu.

Özelleştirme politikaları, müşterek doğal varlıkların sermayeye peşkeş çekilmesi, gençlerin ve geniş emekçi kesimlerin güvencesizliğe mahkûm edilmesi, toplumsal yaşamın dinsel referanslarla dizayn edilmesine, kadınların ve farklı kimliklerin ötekileştirilmesine, insanların yaşama biçimlerine müdahale edilmesi karşısında gelişen; Tekel Direnişi, HES mücadeleleri, gençlerin ÖDTÜ Ayakta eylemleri ve Gezi Direnişi hegemonya krizini daha da derinleştirdi. Hegemonyasını kaybeden AKP, siyasal İslamcı faşist yüzünü daha açık göstermeye başladı. 15 Temmuz sonrası MHP ile birlikte kurdukları ittifak 12 Eylül’ün Türk İslam ideolojisinin maddileşmiş halidir. 2017 Başkanlık referandumuyla kuvvetler ayrılığının ortadan kaldırıldığı, parlamentonun etkisizleştirildiği tek adam rejimi artık yönetemiyor. Tarikat ve cemaatlere daralmış meşruiyetini kaybetmemek için İslami tonlamayı artırıyor. Hatta devletin dinsel ideolojik aygıtı diyanet sosyal ve siyasal alanı belirliyor. Adli yıl açılışının dua ile yapılması, Diyanet işleri başkanı Ali Erbaş’ın bir haftadır sürekli yaptığı laiklik karşıtı açıklamalar, özellikle sosyal medya üzerinden gençlere kulluk göndermesi, çağdışı bir egemenlik nosyonuna işaret etmektedir.

Atatürk ilkeleri arasında laiklik ilkesi, yaygın anlatımıyla din ile dünya, din ile devlet işlerinin ayrılmasını öngören akılcı bir yöntemdir.

Laiklik, geniş anlamıyla çağdaşlaşmanın doğal bir sonucudur. Din, bireylerin dilediği inancı taşımasıdır. Nasıl bireyleri belli bir inanca zorlamak insan haklarına aykırı ise, devleti de belli bir inancin buyruğu altına sokmak çağdaş devlet anlayışına aykırıdır.

Devlet yönetiminin dinsel kural ve kurumlardan ayrılması, çağdaş Türk toplumunun yüzyıllardır beklediği bir devrim atılımıdır. Yalnızca, basımevinin ülkeye girmesine engel olup üç yüz yıl geciktiren dinsel otoritenin, Türk ulusunun çağdışı kalışındaki olumsuz etkisi bile, din ile devlet işlerinin ayrılması için yeter ve gerek bir koşuldur.

Laiklik ilkesi, kimi gerici çevrelerin yorumladıkları gibi, dinsizlik değildir. Tersine her yurttaşı din ve inancında özgür bırakan temiz ruhlu halkımızı, özellikle köylümüzü, kutsal din duygusunu sömürerek çıkar sağlayan güçlerin baskısından kurtaran laiklik ilkesi, toplumdaki mezhep farklılığından ileri gelen karşıtlık ve çatışmaları da önleyen en etkili ve olumlu bir yöntemdir.

Laiklik, devlet yönetiminde bütün yasaların, kuralların ve yöntemlerin, bilimsel ve teknik bulgularla çağdaş uygarlığın sağladığı verilere ve dünya gereksinmelerine göre yapılması ve uygulanması ilkesidir.
  Alıntı ile Cevapla
Ben kimim'in Mesajına Teşekkür Etti
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
alanıdır, bireysel, iletişim, medya, sosyal, toplumsal


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 06:07.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.