Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Spor Dünyası > Futbol | Diğer Futbol Kulüpleri > Fenerbahçe

Fenerbahçe Ne Mutlu Seni Sevene


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 26.01.2009, 07:43   #1
Çevrimdışı
uur
Tam Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart 100 Yıllık Şanlı Tarihiyle Fenerbahçe

  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz uur'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 26.01.2009, 07:43   #2
Çevrimdışı
uur
Tam Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 100 Yıllık Şanlı Tarihiyle Fenerbahçe



Kulüp Kurucuları: Nurizade Ziya Songülen Bey, Osmanlı Bankası memurlarından Ayetullah Bey, Bahriye Mektebi talebesi Necip Okaner Bey, Basra Valisi Hasan Bey`in oğlu Hasan Sami Kocameme Bey, Hindli namıyla anılan Asaf Başpınar Bey

Kurulduğu Yer: Moda'da Beşbıyık Sokağı 3 numaralı evin alt katı

1894 yılından itibaren, İzmir'den İstanbul'un Kadıköy yakasına yerleşen Lafontaine, Whittall gibi İngiliz ailelerinin fertleri arasında oynanmaya başlanan futbol, çevrenin Türk gençlerince büyük bir merak, heyecan ve gıpta ile seyrediliyordu. Ne var ki, onların böyle bir sporu yapmak şöyle dursun, adını dahi anmalarına olanak yoktu.
Çünkü Padişah II. Abdülhamid'in amansız baskı rejimine göre değil onbir gencin, ikisinin bile bir araya gelmesi saltanat için son derece sakıncalıydı.

Ancak 1907 yılına gelindiğinde Türk gençlerinden Ziya (Songülen), Ayetullah ve Necip (Okaner) gizli de olsa bir futbol kulübü kurmaya karar verdiler. Semtlerinin adı olan Fenerbahçe'yi isim, Fenerbahçe Burnu'ndaki feneri de amblem olarak seçtiler. Kıskançlık ve asaletin timsali Sarı-Lacivert ise takımın renkleri olarak belirlendi.



1908 Meşrutiyeti'nin ilanına kadar çalışmalarını gizlice yürütmek zorunda kalan Fenerbahçe, bu tarihten sonra yürürlüğe giren Cemiyetler Kanunu'yla tescil edildi ve başarıdan başarıya koşacak olan bir büyük camia, Türk sporundaki seçkin yerini almış oldu.




Atatürk ve Fenerbahçe: Büyük kurtarıcı 3 Mayıs 1918 günü Kulübümüzü ziyaret etti ve hatıra defterine Kulübü ve üyelerini öven satırlar yazdı.

Atatürk, 10 Ağustos 1928 günü, 3-3 berabere biten Gazi kupası maçından sonra üçü Galatasaraylı ve ikisi Fenerbahçeli olan beş kişinin önünde (Kulüp başkanı Necmettin Sadak, Ruşen Eşref ve Mustafa Necati olarak 3’ü Galatasaraylı, Sabri Toprak ve Vasif Çınar olarak 2’side Fenerbahçelidir) aynen şunları söyledi:
"Burada üçe üçüz...Çünkü ben de Fenerbahçeliyim ! "

Bu arada, 5 Haziran 1932'de Kulübümüzün Kuşdili'ndeki binasi yanınca, ilk bağış yine büyük kurtarıcımız Atatürk'ten geldi. Bu önemli olay, kulübümüzün tarihinde gerçekten apayrı bir yere sahiptir ve bizi sonsuza kadar mutlu kılacaktır.



Atatürkün imzaladığı hatıra defterimiz: "Fenerbahçe Kulübünün her tarafa mazhar-ı takdir olmus bulunan asari mesaisini işitmiş ve bu Kulübü ziyaret ve erbab-ı himmeti tebrik etmeyi vazife edinmiştim. Bu vazifenin ifasi ancak bugün müyesser olabilmiştir. Takdirat ve tebrikatımı buraya kayd ile mübahiyim." 3.5.1918 ..... ORDU KUMANDANI Mustafa Kemal Atatürk

FENERBAHÇE spor kulübünün ilk tüzüğü

Fenerbahçe Spor Kulübü’nün kuruluş amacı tüzüğün ikinci maddesinde yer alan “Fenerbahçe Spor Kulübü’nün kuruluş amacı; vatan gençlerini, vatanın korunmasına ve askeri seferberliklere hazırlamaktır” yazısında gözükmektedir. Dr. Sertaç Kayserilioğlu tarafından yapılan araştırmalarda görülmüştür ki; yurdumuzda kurulmuş ilk kulüplerimiz içinde kuruluş amaçlarında; “vatanın korunması” maddesini ilke olarak kuruluş tüzüğüne almış olan tek spor kulübü, Fenerbahçe Spor Kulübü olmuştur.




1329/1913 senesinde Osmanlıca olarak eski Türkçe harflerle basılmış olan ve toplam 35 maddeden oluşmuş kuruluş tüzüğünün, ikinci ve üçüncü maddelerinin orijinal hali ile günümüz Türkçe’sine sadeleştirilerek çevirisi şöyledir;

Madde 2: Kulübün takip ettiği maksat ve gaye ; memlekette terbiye terbiye-i bedeniye ve fikriyenin tamimine çalışmak ve şübbân-ı vatanı mübâreze-i hayata ve meşâkk ve esfâr-ı askeriyeye alıştırmaktır.(Kulübün takip ettiği amaç ve gaye; memlekette bedeni ve fikri terbiyenin yayılmasına çalışmak ve vatan gençlerini; vatanın korunmasına, zorluklara ve askeri seferberliklere alıştırmaktır.)

Madde 3: Kulüp bilhassa askeri idmanlar icrası ve milli oyunların tamim ve ıslahı esbabına teşebbüs edecek ve küdâhte tecrübeleri icrasına müsait pavyonlar tesis ve küşâdına çalışacaktır. (Kulüp, özellikle askeri beden eğitimlerin yapımı ve milli oyunların yaygınlaştırılması ve disiplinli bir halde geliştirilmesiyle uğraşacak, ve kaybolan tecrübelerin kazanılmasına uygun “amatör şubeler” kurulması ve açılmasına çalışacaktır.)

İşte ; 1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşımız süresince, Fenerbahçe Kulübü’nü gerek cephelerde ve gerekse de cephelere silah aktarmada hep ön saflarda tutmuş olan içgüdü bu maddelerde gizlidir.
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz uur'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 26.01.2009, 07:44   #3
Çevrimdışı
uur
Tam Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart

Şampiyon Kadrolar ve Yıllar


1959



Fenerbahçe bu sezon oynadığı 16 maçın 13'ünü kazandı, 33 gol atıp 8 gol yedi. Son iki final maçında ise Galatasaray'ı 0-1 ve 4-0'la geçip şampiyon oldu.

Oynayanlar:
Özcan Arkoç, Şükrü Ersoy, Mehmet Çeçik, Seracettin Kırklar, Nedim Günar, Basri Dirimlili, Necdet Çoruh, Akgün Kaçmaz, Osman Göktan, Naci Erdem, Avni Kalkavan, Ergun Öztuna, Can Bartu, Şeref Has, Lefter Küçükandonyadis, Niyazi Tamakan, (Mikro) Mustafa Güven, Yüksel Gündüz, Hüseyin Yazıcı


TEKNİK DİREKTÖR: Ignace Molnar

1960-1961



38 maçın 26'sını kazanan Fenerbahçe, attığı 81 gole karşılık kalesinde 29 gol gördü.

Oynayanlar:
Şükrü Ersoy, Özcan Arkoç, Nedim Günar, İsmail Kurt, Atilla Altaş, Özcan Köksoy, Naci Erdem, Avni Kalkavan, Şeref Has, Osman Göktan, (Mikro) Mustafa Güven, Ergun Öztuna, Can Bartu, Lefter Küçükandonyadis, Yüksel Gündüz, Basri Dilimlili, Akgün Kaçmaz, Hüseyin Yazıcı, Kadri, Necdet Çoruh, Selçuk Hergül, Hilmi Kiremitçi, Bülent, Cahit, Burhan Sargın, Selahattin Torkal

TEKNİK DİREKTÖR: Laszlo Szekelly

1963-1964



Lig'de oynadığı 34 maçın 21'ini kazanan Fenerbahçe, rakip ağları 55 kez havalandırırken kalesinde 14 gol gördü.

Oynayanlar:
Hazım Cantez, Ali Filibeli, Özcan Köksoy, Şükrü Birand, İsmail Kurt (Büyük), Atilla Altaş, Şeref Has, Osman Göktan, Özer Kanra, Yıldırım İper, Ali İhsan Okçuoğlu, Ogün Altıparmak, Şenol Birol, Birol Peker, Ziya Şengül, Aydın Yelken, Yüksel Gündüz, Ergun Öztuna, Selim Soydan, Haldun Yağızer, Nedim Doğan, Cengiz Aslan, Lefter Küçükandonyadis, (Mikro) Mustafa Güven, Hüseyin Yazıcı, Tuncay, İsmail Alemdar (Küçük), Güray, Yıldırım İper, İbrahim

TEKNİK DİREKTÖR:
Miroslav Kokotoviç

1964-1965



Bu sezonda Fenerbahçe icin başarılarla doluydu. Güçlü kadrosuyla yine rakiplerini dize getirip mutlu sona ulaştı. 30 maçın 18'ini kazanırken sadece 1 mağlubiyet alırken, 52 gol atıp sadece 13 gol yedi.

Oynayanlar:
Hazım Cantez, Ali Filibeli, Atilla Altaş, Özcan Köksoy, Şükrü Birand, İsmail Kurt (Büyük), İsmail Alemdar (Küçük), Şeref Has, Osman Göktan, Ziya Şengül, Ercan Aktuna, Hüseyin Yazıcı, Ali İhsan Okçuoğlu, Bülent Buda, Ogün Altıparmak, Yaşar Mumcuoğlu, Şenol Birol, Birol Peker, Nedim Doğan, Selim Soydan, Aydın Yelken, Haldun Yağızer, Şerafettin Turgay, Burhan İpek, Özer Kanra, Yüksel Gündüz, Ergun Öztuna, Yıldırım İper

TEKNİK DİREKTÖR: Oscar Hold


1967-1968



Bu sezon her açıdan çok büyük başarılarla geçti. Türkiye Kupası, Cumhurbaşkanlığı, Balkan Kupası ve Spor-Toto Kupası kazanıldı. Lig Şampiyonluğunda 32 maçın 19'unu kazanan Fenerbahçe, 38 gole karşılık kalesinde sadece 12 gol gördü.

Oynayanlar:
Yavuz Şimşek, Hazım Cantez, Ali Filibeli, Şükrü Birand, Numan Okumuş, Levent Engineri, Ziya Şengül, Ercan Aktuna, Yılmaz Şen, Selim Soydan, Özcan Köksal, Serkan Acar, Ogün Altıparmak, Fuat Saner, Abdullah Çevrim, Nedim Doğan, Can Bartu, Yaşar Mumcuoğlu, Raşit Karasu, Birol Peker, Erdinç Sandalcı, Şeref Has, Özer Kanra, Yakup

TEKNİK DİREKTÖR: Ignace Molnar


1969-1970



Oynadığı 30 maçın 17'sini kazanıp, 31 golle taraftarları coşturan Kanarya, kalesinde ise sadece ve sadece 6 gol gördü.

Oynayanlar:
Ilie Datcu, Yavuz Şimşek, Numan Okumuş, Şükrü Birand, Levent Engineri, Ziya Şengül, Ion Nunweiller, Ercan Aktuna, Yılmaz Şen, Serkan Acar, Ogün Altıparmak, Selim Soydan, Can Bartu, Nedim Doğan, Fuat Saner, Abdullah Çevrim, Yaşar Mumcuoğlu, Zeki, Tacettin Ergünsel, Çetin

TEKNİK DİREKTÖR: Trian Ionescu


1973-1974



Bu yılda Fenerbahçe açısından çok başarılı bir lig oldu. 30 maçın 15'ini kazanıp 2'si kaybedilirken, rakiplere 39 gol atıp 15 gol yedi. Aynı ekiple Türkiye Kupa'sını da kazandı. Cemil Turan 14 golle Gol kralı oldu.

Oynayanlar:
Ilie Datcu, Yavuz Şimşek, Adil Eriç, Yılmaz Şen, Ziya Şengül, Alpaslan Eratlı, Ersoy Sandalcı, Selahattin Karasu, Cemil Turan, Osman Arpacıoglu, Mustafa Kaplakaslan, Önder Mustafaoğlu, Serkan Acar, Niyazi Gülsever, Ender Konca, Şükrü Birand, Ercan Aktuna, Fuat Saner, Kamil Güvenal, İbrahim Kaval, İhsan, İsmet Saral

TEKNİK DİREKTÖR: Waldir Pereria Didi


1974-1975



Didi'nin yönetimindeki Fenerbahçe bu yıl da şampiyon olurken, 30 maçın 15'inde maçı kazanıp, 2'sinde de mağlup olurken, 43 gol atıp 18 gol yedik.

Oynayanlar:
Yavuz Şimşek, Adil Eriç, Timuçin Çuğ, Yılmaz Şen, Ziya Şengül, Alpaslan Eratlı, Ersoy Sandalcı, Erdinç Sandalcı, Selahattin Karasu, Cemil Turan, Osman Arpacıoğlu, Mustafa Kaplakaslan, Niyazi Gülsever, Serkan Acar, Ender Konca, Zafer Atamer, Aydın Çelik, Eyüp Odabaşı, Emin İlhan, Recep

TEKNİK DİREKTÖR: Waldir Pereria Didi



1977-1978



30 maçın 17'sini kazanıp 5 mağlubiyet alan Fenerbahçe, 48 gol atıp 24 gol yedi. Cemil Turan 17 golle Gol kralı oldu.

Oynayanlar:
Radmilo Ivançeviç, Fuat Güngör, Niyazi Gülsever, Onur Kayador, Cem Pamiroğlu, Emin İlhan, Yenal Kaçıra, Zafer Göncüler, Önder Mustafaoğlu, Radomir Antiç, Coşkun Demirbakan, Aydın Çelik, Bahri Kaya, Cemil Turan, Tuna Güneysu, Alpaslan Eratlı, Şevki Şenlen, Engin Verel, Serkan Acar, İsmail Kurşun, Halil Poçar, Naci, İbrahim

TEKNİK DİREKTÖR: Tomislav Kaloperoviç


1982-1983



Stankoviç yönetimindeki Fenerbahçe Lig ve Federasyon Kupası'nı müzesine ***ürdü bu sezon. 34 maçın 18'ini kazanıp 3'ünü kaybeden Fenerbahçe 43 gole karşılık 20 gol yedi. Selçuk Yula 19 golle Gol kralı oldu.

Oynayanlar:
Yaşar Duran, Nurettin Yıldız, Erdoğan Arıca, Onur Kayador, Alpaslan Eratlı, Cem Pamiroğlu, Müjdat Yetkiner, Özcan Kızıltan, Osman Denizci, Mehmet Hacıoğlu, Arif Kocabıyık, Sedat Karaoğlu, Önder Çakar, Selçuk Yula, Bahtiyar Yorulmaz, İbrahim Begoviç, Fahruddin Zeyneloviç, Hasan Yıldızeli, Sertaç

TEKNİK DİREKTÖR: Branko Stankoviç
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz uur'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 26.01.2009, 07:47   #4
Çevrimdışı
uur
Tam Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 100 Yıllık Şanlı Tarihiyle Fenerbahçe

1984-1985



Bu yıl lig'de büyük bir çekişme yaşandı. 34 maçın 18'ini kazanıp 2'sini kaybeden Fenerbahçe 65 gol atarken 25 golü de kalesinde gördü. Beşiktaş da 50 puan toplamasına rağmen averajı sadece +30 olduğundan dolayı 2. Olabildi.

Oynayanlar:
Yaşar Duran, Nurettin Yıldız, İsmail Kartal, Cem Pamiroğlu, Abdülkerim Durmaz, Müjdat Yetkiner, Erdoğan Arıca, Önder Çakar, Engin Verel, Dusan Pesiç, Sedat Karaoğlu, Hüseyin Çakıroğlu, İlyas Tüfekçi, Şenol Çorlu, Sbrenko Repçiç, Birol Altın, Tuğrul Duru, Selçuk Yula, Onur Kayador, Arif Kocabıyık, Hasan Özdemir, Turgay Aksu

TEKNİK DİREKTÖR: Todor Veselinoviç


1988-1989



Fenerbahçe 103 gollük rekorlarla dolu bir şampiyonluk yaşadı. Rıdvan, Aykut, Oğuz ve diğerleriyle bütün futbolcular Veselinoviç yönetiminde büyük başarılara imza atıldı. 36 maçın 29'u galibiyetle kapanırken, sadece 1 yenilgi aldı. Rakip filelere tam tamına 103 gol atan Fenerbahçe 27 gol yedi. Aykut 29 golle de Gol Kralı oldu.

Oynayanlar:
Toni Schumacher, Can Barhan, Murat, İsmail Kartal, Nezihi Tosuncuk, Müjdat Yetkiner, Şenol Ustaömeroğlu (Küçük), Turhan Sofuoğlu, Oğuz Çetin, Hakan Tecimer, Serdar Şenkaya, Erdi Demir, Rıdvan Dilmen, Hasan Vezir, Aykut Kocaman, Taygun Erdem, Ergin Parlar, Şenol Çorlu (Büyük), Sedat Karaoğlu, Bilal Güven, Durmuş Ali Çolak, Önder Çakar, Orhan Kapucu

TEKNİK DİREKTÖR: Todor Veselinoviç



1995-1996



Bu sezon da çok çekişmeli geçti. Ligin son haftasına kadar Fenerbahçe ile Trabzonspor arasında geçen mücadelede şampiyonluk 32. Haftada Trabzonspor'u evinde 2-1'lik sonuçla deviren Fenerbahçe şampiyonluk ipini göğüsledi. 34 maçın 26'sında galip gelen Fenerbahçe sadece 2 yenilgi aldı. Fenerbahçe 68 gol atıp kalemizde ise sadece 19 gol görürken, 6 derbi maçında sadece 1 kez yenildi.

Oynayanlar:
Engin İpekoğlu, Rüştü Reçber, Murat Şahin, Uche Alozia Okechukwu, Jes Högh, Emre Aşık, Tarık Daşgün, Aygün Taşkıran, Bülent Uygun, Serkan Rençber, Halil İbrahim Kara, Erol Bulut, Tayfun Korkut, Saffet Akbaş, Kemalettin Şentürk, İlker Yağcıoğlu, Oğuz Çetin, Aykut Kocaman, Dalian Atkinson, Elvir Boliç

TEKNİK DİREKTÖR: Carlos Alberto Parreira


2000-2001



Ligin son haftasına kadar Fenerbahçe ile Galatasaray arasında geçen bir şampiyonluk mücadelesi oldu. Bu sezon Fenerbahçe kendi sahasında oynadığı tüm maçları kazandı. Aynı zamanda tarihinde ilk defa bir Türk teknik direktör ile şampiyonluk sevinci yaşadı.. 34 maçın 24'ünde galip gelen Fenerbahçe 6 yenilgi aldı, 4 defada berabere kaldı. Fenerbahçe 82 gol atıp kalesinde 39 gol gördü.

Oynayanlar:
Rüştü Reçber, Oğuz Dağlaroğlu, Recep Biler, Mustafa Doğan, Zoran Mirkoviç, Mirko Mirkoviç, Nikola Lazetiç, Uche Alozia Okechukwu, Abdullah Ercan, Ogün Temizkanoğlu (Kaptan), Haim Michael Revivo, Yusuf Şimşek, Samuel Johnson, Ali Mehmet Güneş, Celil Sağır, John Leshiba Mosheou, Ömer Karabacak, Serkan Özsoy, Bernt Kennet Andersson, Milan Rapaiç, Niyazi Serhat Akın, Elvir Baliç, Semih Şentürk, Erhan Uyaroğlu

TEKNİK DİREKTÖR: Mustafa Denizli


2003-2004



Ligin 33. Haftasına kadar Fenerbahçe ile Trabzonspor arasında geçen bir şampiyonluk mücadelesi oldu. Fenerbahçe 3 yıl aradan sonra tekrar şampiyonluğu kazanarak 3.yıldızı takmaya hak kazandı. 34 maçın 23'ünde galip gelen Fenerbahçe 4 yenilgi aldı, 7 defada berabere kaldı. Fenerbahçe 82 gol atıp kalesinde 41 gol gördü.

Oynayanlar:
Volkan Demirel, Recep Biler, Robert Enke, Ümit Özat (Kaptan), Fatih Akyel (2.Kaptan), Fabio Luciano, Stjepan Tomas, İsmail Güldüren, Mahmut Hanefi Erdoğdu, Ivailo Rumenov Petkov, Servet Çetin, Mehmet Alper Akıcı, Ali Mehmet Güneş, Niyazi Serhat Akın, Selçuk Şahin, Mehmet Yozgatlı, Yusuf Şimşek, Erhan Albayrak, Hakan Bayraktar, Kemal Aslan, Marco Aurelio Brito Dos Prazeres, Tuncay Şanlı, Serhi Rebrov, Olcan Adın, Petrus Ferdinandus Johannes Van Hooijdonk, Márcio Ferreira Nobre, Semih Şentürk

TEKNİK DİREKTÖR: Christoph Daum


2004-2005



Ligin 33. Haftasına Fenerbahçe, ezeli rakibi Galatasaray'ın 4 puan önünde lider olarak girdi. 33.haftada Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda karşılaşan ezeli rakiplerin maçından1-0 galip ayrılan Fenerbahçe Türkiye Süper Ligi'ndeki 16. şampiyonluğunu ilan etti. Böylece 1959'daki ilk şampiyonluktan 46 yıl sonra Galatasaray'ı yendiği bir maçta, şampiyonluk turu atma imkanı oldu. 34 maçın 26'sında galip gelen Fenerbahçe 6 yenilgi aldı, 2 defada berabere kaldı. Fenerbahçe 77 gol atıp kalesinde 24 gol gördü.

Oynayanlar:
Rüştü Reçber, Volkan Demirel, Recep Biler, Önder Turacı, Fabio Luciano, Servet Çetin, Fabiano Lima Rodriquez, Mahmut Hanefi Erdoğdu, Deniz Barış, Ümit Özat (Kaptan), Fatih Akyel, Serkan Balcı, Alexsandro De Souza, Selçuk Şahin, Kemal Aslan, Mehmet Yozgatlı, Marco Aurelio Brito Dos Prazeres, Taylan Işıldar, Gürhan Gürsoy, Tuncay Şanlı (3.Kaptan), Murat Hacıoğlu, Petrus Ferdinandus Johannes Van Hooijdonk (2.Kaptan), Niyazi Serhat Akın, Semih Şentürk, Márcio Ferreira Nobre, Nicolas Sebastien Anelka

TEKNİK DİREKTÖR: Christoph Daum


2006-2007



Beşiktaş ve Galatasaray’la girdiği yarışın sonunda Birinci Süper Lig’de 2006-2007 sezonunun bitimine 2 hafta kala şampiyonluğunu ilan etti ve 100. Kuruluş yıl dönümünde tarihindeki 17. şampiyonluğa erişmiş oldu. Ligde en çok şampiyon olan takım durumuna gelen Fenerbahçe, son 4 sezondaki 3 şampiyonluğun sahibi oldu. 34 maçın 20'sinde galip gelen Fenerbahçe 4 yenilgi aldı, 10 defada berabere kaldı. Fenerbahçe 65 gol atıp kalesinde 31 gol gördü.Alex De Souza attığı 19 gol ile süper ligin gol kralı oldu.

Oynayanlar
: Rüştü Reçber, Volkan Demirel, Serdar Kulbilge, Önder Turacı, Can Arat, Kerim Zengin, Diego Alfredo Lugano Moreno, Eduardo Luiz Abonizio de Souza, Deniz Barış, Ümit Özat (Kaptan), Serkan Balcı, Alexsandro De Souza, Selçuk Şahin, Kemal Aslan, Mehmet Yozgatlı, Mehmet Aurelio, Stephen Appiah, Olcan Adın, Uğur Boral, Tümer Metin, Tuncay Şanlı (2.Kaptan), Semih Şentürk, Mateja Kežman, Deivid De Souza


TEKNİK DİREKTÖR: Arthur Antunes Coimbra “Zico”



AVRUPA’DA 100. YILINDA ŞAMPİYONLUK ELDE EDEN 13. TAKIM

Fenerbahçe, 100. Kuruluş yılını kutladığı 2006-2007 sezonunda elde ettiği şampiyonlukla, Avrupa’da 100. Yılında şampiyon olan 13. Takım oldu. Sarı-lacivertliler, Türkiye’de de Beşiktaş’ın ardından 100. Yılında şampiyon olan 2. Ekip oldu. Avrupa futbolunda 100′ün üzerinde takım 100. Yılını geride bırakırken,Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin de aralarında bulunduğu 13 takım, 100. Yılında şampiyonluk elde etti.

Avrupa’da 100. Yılında şampiyon olan takımlar şöyle:

Celtic (İskoçya) 1888
FC Porto (Portekiz) 1893
AC Sparta Prag (Çek Cumhuriyeti) 1893
Kopenhag (Danimarka) 1893
IFK Göteborg (İsveç) 1894
FC Juventus (İtalya) 1897
FC Barcelona (İspanya) 1899
AC Milan (İtalya) 1899
FC Bayern Münih (Almanya) 1900
SS Lazio Roma (İtalya) 1900
Beşiktaş (Türkiye) 1903
FC Chelsea (İngiltere) 1905
Fenerbahçe (Türkiye) 1907
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz uur'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 26.01.2009, 07:48   #5
Çevrimdışı
uur
Tam Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 100 Yıllık Şanlı Tarihiyle Fenerbahçe

Logomuzun Tarihi





Bugün yüzbinlerce göğsü süsleyen "Fenerbahçe Kulüp Rozeti" 1910 yılında, kulübümüzün 33 numaralı azası ve devrinin "Penaltı Kralı" olarak bilinen sol açık Topuz Hikmet tarafından çizildi, Tevfik Haccar (Tasçı) tarafından Almanya'da yapıldı.

Beş renkten oluşan rozette "Fenerbahçe Spor Kulübü 1907" yazısını taşıyan beyaz çerçeve; temizlik ve açık yürekliliğin, kırmızı; sevgi ve bağlılığın ifadesi olup bayrağımızı sembolize eder. Ortada bulunan kalp şeklindeki sarı; Fenerbahçe'ye duyulan gıpta ve kıskançlığı, lacivert ise soyluluğu tasvir eder. Bu iki renk arasından yükselen palamut dalı ise, Fenerbahçeliliğin kudret ve kuvvetinin ifadesidir. Yeşil renk ise yükselen bu kudret için başarının mukadder oluşunu gösterir.

Topuz Hikmet rozetimizin hikayesini şöyle anlatır:

"Kulübümüzün rengi sarı-beyazdan, sarı-laciverte çevrildikten sonra bu yeni renklerimizle bezenmiş bir rozet yaptırılması işi bahis mevzuu oldu. Arkadaşlarım bu rozetin çizilmesini bana bıraktılar. İlk önce bayrağımızın renkleri kırmızı ile beyazı bir araya getirdim. Sonra kırmızı üzerine bir kalp şekli çizerek bunu sarı-laciverte boyadım ve üzerine de metanet, kuvvet ve sağlamlığın ifadesi olan meşe dalını resmettim. Beyaz kısma da kulübümüzün ismini ve tesis tarihini yazdım. Rozetimizi çizerken, ona şu manayı vermeye çalıştım; Kalpten gelen bir bağımlılıkla bu kulübe hizmet etmek. Çizdiğim şekil arkadaşlar tarafından beğenildi ve yeni rozetlerimiz o tarihlerde Almanya'da bulunan arkadaşımız Tevfik Haccar'ın delaletiyle orada yaptırıldı. Yeni harflerin kabulünden sonra aynı şekilde muhafaza edildi. Sadece Fenerbahçe Spor Kulübü 1907 yazısı yeni harflerle tebdil olundu."
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz uur'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 26.01.2009, 07:49   #6
Çevrimdışı
uur
Tam Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 100 Yıllık Şanlı Tarihiyle Fenerbahçe

Gol Krallarımız

Ogün Altıparmak 1970 – 1971 (16 Gol)
Osman Arpacıoğlu 1972 - 1973 (16 Gol)
Cemil Turan 1973 – 1974 (14 Gol)
Cemil Turan 1975 - 1976 (17 Gol)
Cemil Turan 1977 - 1978 (17 Gol)
Selçuk Yula 1981 - 1982 (16 Gol)
Selçuk Yula 1982 - 1983 (19 Gol)
Aykut Kocaman 1988 - 1989 (29 Gol)
Aykut Kocaman 1991 - 1992 (25 Gol)
Tanju Çolak 1992 - 1993 (27 Gol)
Bülent Uygun 1993 - 1994 (22 Gol)
Aykut Kocaman 1994 - 1995 (27 Gol)
Alex De Souza 2006 – 2007 (19 Gol)
Semih Şentürk 2007 – 2008 (17 Gol)


  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz uur'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 26.01.2009, 07:50   #7
Çevrimdışı
uur
Tam Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 100 Yıllık Şanlı Tarihiyle Fenerbahçe

Şükrü Saraçoğlu Stadı ve Mazisi




Fenerbahçe Şükrü Saracoglu Stadı, yurdumuzun ilk nizami futbol sahasıdır. İlk olarak Union Club adı altında 1908 yılında faaliyete geçmiştir. Bu tarihten önce de alan Papazın Çayırı ismiyle bilinir ve burada futbol karşılaşmaları yapılırdı. Yılların Papazın Çayırı'nın, bir futbol stadyumu olması, bir tesadüf eseri gerçekleşmiştir.

Papazın Çayırı 1908 yılı temmuzunda, Şehremini Operatör Cemil Bey'in (Cemil Topuzlu), hürriyet kahramanlarına yardım amacıyla verdiği davetin konuklarından ve yurdumuzda futbolu ilk oynayan ailelerden Reji Whittall'in, gençliğin spora ve özellikle futbola olan istek ve ilgisi doğrultusunda bir futbol sahası yapılması gerekliliği yönündeki konuşmasının ertesi günü bu kişiler, Fenerbahçe Başkanı Ziya Bey (Ziya Songülen), birkaç İngiliz ve maruf Rıfat Bey'le bir toplantı yaparak, saha için en uygun yerin, hazineye ait olan bu çayır olduğuna karar verdiler.

1933 Fenerbahçe Stadı Başkatip Cevat aracılığıyla konu, Osmanlı Sultanı II. Abdülhamit'e ***ürüldü. Teklifi önce kabul etmeyen sultan daha sonra yıllığı 30 altın kira karşılığında Union Club ile 20 yıllık bir sözleşme yapılmasına karar verdi. 3.000 altına mal olan, çayırın tahta perdeyle çevrilmesi ve bir lokal inşaatı sonrasında saha, futbol karşılaşmalarını izleyen kışa kadar hazır hale getirildi.

Ancak futbola olan ilginin azlığı, kiranın karşılanamamasına neden oluyordu. Saha 1909 yılında bir yıllığına Fenerbahçe Kulübü'ne kiralandı. Birinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesi üzerine İngilizler düşman konumuna geçtiler. Dolayısıyla Union Club ile ilgilenmediler. Türk hissedarların da dağılması üzerine sahipsiz kalan Union Club'a, 1915 yılında Kara Kemal tarafindan el konuldu ve ismi İttihat Spor Kulübü olarak değiştirildi.

Basri Bay isimli bir kişinin işletmeciliğine bırakılan, yeni ismiyle İttihat Spor Sahası, İstanbul'un işgal devri ortalarına kadar tüm sportif faaliyetlerin yeri oldu. 1922 yılında sahanın işletmesi, Basri Bey'in vekili olan Emin Bey'e geçti. Bu kişi de bilinmeyen bir nedenle sahanın işletmesini, Ali Sami, Cevdet ve Tevfik Bey'lerden oluşan bir heyete bıraktı.

Taksim Stadı'nın inşaatı ile birlikte, kendi haline bırakılan saha, 1929 yılında Fenerbahçe tarafından kiralandı ve 25 Ekim 1929 tarihinde yapılan bir spor bayramı ile tekrar hizmete sunuldu. Aynı gün ismi Fenerbahçe Stadı olarak değiştirildi. Bu tarihten itibaren gelişmeler de başladı.

30 Eylül 1931 tarihinde yapılan inşaatla stadın dışarısıyla ilişkisi kesildi. Yapılan birçok değişiklik sonrasında 13 Mayıs 1932 tarihinde, Vali Muhittin Üstündağ'ın katıldığı törenle, Fenerbahçe Stadı'nın açılışı yapıldı. Fenerbahçe Spor Kulübü'nün Kuşdili'nde bulunan lokalinin yanması sonrasında, kiracısı olduğu stadı satın almaya karar vermesi, bugünlerde maraton tribününün yıkılmaya başlandığı ve kapasitesinin yakın bir gelecekte 62.000 kişiye çıkacağı modern stadyumun temel taşlarını oluşturmuştur. Ülkenin en önemli kulübü olan Fenerbahçe'nin yangın nedeniyle düştüğü bu kötü durum, devlet yöneticilerini de üzmüş ve onları Fenerbahçe'ye yardım etme konusunda ikna etmiştir.

Şükrü Saracoğlu'nun ve Kemal Onan'ın da üstün gayretleriyle, 36.000 metrekarelik bu alan ve içinde bulunan bina, 27 Mayıs 1933 tarihinde, 9.000 TL bedeli 10 ayda ödenmek kaydıyla Fenerbahçe Spor Kulübü'nün malı oldu. Bununla birlikte Fenerbahçe, Türkiye'de stat mülkiyetine sahip ilk kulüp olma özelliğini kazandı. Bu gurur verici unvan aynı zamanda bazı sorumluluklar da getiriyordu beraberinde. Sorumluluklarının bilincinde olan Fenerbahçe, 14 Temmuz 1933 tarihinde yapılan bir eşya piyangosundan elde edilen 17.000 liralık geliri Fenerbahçe Stadı'na harcadı. Aynı yıl törenlerle yapılan açılışta, ikinci başkan Celal Bey şunları söylüyordu:

"Muhterem hanımefendiler, beyefendiler. Üç senedir yeni bir hamlede ve başarılmış yeni bir işle huzurunuza çıkıyoruz. Üç senelik dar ve kısa bir zamana sıkıştırılmış olan bu işler şunlardır; 25 senelik, canlı ve muvaffakiyetli bir hayatın hatıralarını taşıyan eski kulüp binası, kaderin hain ve kötü bir tamahına kurban olarak yandı. Simsiyah bir gecenin sabahı kendimizi simsiyah bir kömür yığını karşısında bulduk. Elimizde Fenerbahçe isminden başka hiç bir sey kalmamıştı. Yangından çok az zaman evvel fakir bir kiracı olarak girdiğimiz bugünkü Fenerbahçe Stadı'na elimizde kalan enkaz ile sığındık. Bu sene Fenerbahçe 26. Yıl dönümünü kutlarken yeni ve büyük bir mazhariyete erdi.




Gazi hazretleri gençliğe ve Fenerbahçe'ye büyük ve kıymet biçilmez bir iltifatta bulundular. Heykellerinin Fenerbahçe Stadı'na dikilmesine müsaade ettiler. Bütün Fenerbahçeliler aczimizle, bu aczi mutlakla buna nasıl teşekkür edeceğimizi bilmiyoruz. Bu heykelle bu saha yıkılmaz ve dağılmaz bir kütle haline gelmiştir. Bu topluluk, bütünlük ve birlik aynı zamanda bütün memleketin bir sembolüdür de. Bu heykel burada azmin ve tesanütün ve disiplinin bir resmi olarak yükseliyor. Bu heykele bakanın kalbi temiz ve yeni bir hamle ile çarpar. Bu heykele bakan bozguncu ve serkeş olamaz bu heykele bakanın kalbi yenilmez ve yenilemez."
İzleyen tarihlerde, 25'er metrelik 2 kapalı tribün 50'şer metreye uzatıldı. Lokal olarak kullanılan binanın çatısı yenilendi. Büfe, soyunma odaları ve duşlar eklendi. Bu sırada ödeme zorluğuna düşülünce, stat gelirlerine maliyece haciz konuldu.

Futbola, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra artan ilgi, İstanbul'a bir büyük stat daha yapılmasını gerektirdi. Bu bağlamda bugün Beşiktas İnönü Stadyumu adındaki Mithat Paşa Stadı'nın yapımına başlandı.

Aynı dönemde Fenerbahçe de kendi stadının büyütülmesi ihtiyacını hissetti. Devletten istenen mali yardıma, stadın mülkiyetinin Fenerbahçe'de olduğu yanıtı geldi. Bir sonuç alınamaması üzerine Fenerbahçe, bir eşya piyangosu daha düzenledi. 300.000 adet olan ve 1 liradan satılan biletler 22 Ekim 1947 tarihinde satışa çıkarıldı. Ancak çeşitli sorunlar yaşandı ve yalnızca 150.000 bilet satılabildi. Buradan elde edilen gelir ise 85.000 lira oldu.

İzleyen günlerde, beton tribünün harcı Vali Lütfü Kırdar tarafından atılmış ve vali, kulübe belediye bütçesinden 50.000 lira yardım vaat etmiştir. Stadın kuzey kısmında 27 basamaklı ve yelpaze şeklindeki ilk beton tribün, Amaç İnşaat Şirketi tarafından 3 ayda tamamlandı. Bu inşaat 70.000 liraya mal oldu. Bu süre içinde yardım sözü, arttırılarak tekrarlanıyordu.

1933 Fenerbahçe Stadı İlk tribünün inşaatı bitiminde, tesisatı kaldırmadan doğu tarafına geçilmek istendi. Ancak kulübün bunun için parası yoktu. Sözü verilen yardımlar istendi ancak sonuçsuz kaldı. Bunun üzerine Fenerbahçe Spor Kulübü, sahayı ipotek ederek Yapı ve Kredi Bankası'ndan 100.000 lira temin etti.

Proje 15 yerine 30 basamaklı bir tribün için değiştirildi. Bu nedenle doğan 70.000 liralık fiyat farkı (130.000 yerine 200.000 lira), belirsiz bir zamanda tahsil edilmek suretiyle Amaç İnşaat Şirketi tarafından üstlenildi.

İnşaat yapılacak kısımdaki 5 basamaklı ahşap tribün söküldü ve 6 Ağustos 1948 tarihinde temel atıldı. İnşaat 6 ay sürdü ve bitirilen tribünlerin açılışı Vali Lütfü Kırdar tarafından 13 Şubat 1949 tarihinde yapıldı.

Yeni Fenerbahçe Stadı 25.000 kapasiteli modern bir stattı ve aynı dönemde Türkiye'deki en yüksek kapasiteli stat olmuştu. Ankara 19 Mayıs Stadı 12.000, Mithat Paşa Stadı ise 15.000 kişilik kapasiteye sahipti. Vaat edilip alınamayan yardımlar, bankaya ve Amaç İnşaat Şirketi'ne olan borçlar, kulüp yöneticilerini kara kara düşündürüyordu. 1950 yılına 180.000 lira borçla girildi. Oysa kulübün bütçesi zaten 160.000 liraydı.

Eski Fenerbahçe Stadı 17 Haziran 1950 tarihinde Fenerbahçe, Milli Küme Şampiyonu sıfatıyla, Türkiye Birincisi Göztepe'yle Başbakanlık Kupası maçı için Ankara'da bulunuyordu. Dönemin genel kaptanı Rüştü Dağlaroğlu, Cumhurbaşkanı Celal Bayar'a, içinde bulundukları mali sıkıntıdan bahsetmiş ve yardım sözü almıştı. Ancak yardım sözü yine havada kaldı. Borç bir türlü ödenemiyordu.

Yapı ve Kredi Bankası'na olan borç 77.000 liraya indirildiğinde, bankanın alacağının tahsili için İstanbul 2. İcra Dairesi'nin 17 Ocak 1951 tarih ve 255 sayılı ihbarnamesiyle, 760.000 lira biçtiği Fenerbahçe Stadı'nı satışa çıkarması, stadın kapısına "satılık" ilanı astırması, yönetim kurulunu çok zor bir durumda bırakmıştı.




1951 yılında Rüştü Dağlaroğlu, Beden Terbiyesi Genel Müdürlügü'ne yaptığı bir başvuruyla, 25.000 lira yardım istedi. Bu isteğini belirten dilekçede, vaat edilip yerine getirilmeyen yardımlardan, Fenerbahçe Stadı'nın Türkiye'nin en büyük stadı olmasından bahsedilmişti. Bu etkili başvuru sonucunda Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü, istenen 25.000 liralık yardımı doğrudan Yapı ve Kredi Bankası'na yatırmış, bankayla kalan borç için anlaşma sağlanmış ve borç 28 Haziran 1952 tarihinde kapatılmıştır.

19 Eylül 1982 tarihinde Altay maçıyla açılan stadımızın kapasitesini arttıracak proje, Aziz Yıldırım'ın başkanlığı süresinde yaptırıldı. Bu projeye göre numaralı, maraton ve açık tribünler yıkılarak yeniden yapılacaktı. Yıllardır önlerine gelen sütun nedeniyle maç seyretmekte sıkıntı çekilmekteydi.

Yeni projeye göre stadın tamamının üstü kapatılacak ancak sütun yerine, tribünleri birleştiren yerlere 4 adet kule dikilecek ve çatı bu kuleler üzerine oturtulacaktı. Yapılması planlanan stadyum, bir futbol stadyumu olarak tasarlanmıştı. Üstünün tamamen kapanması ve futbol sahasının etrafındaki koşu pistinin kaldırılması sayesinde akustik düzelecek. 1999-2000 sezonunda inşaat ilk olarak "Yeni Açık" diye adlandırılan, Kurbağalıdere tarafındaki tribünün yıkımıyla başladı.

Bu tribünün yıkılmasından sonra yönetim, yapım için sponsor arayışına girdi. Migros'la yapılan anlaşmaya göre tribün bu firma tarafından yaptırılacak, yapılacak binanın alt katında açılacak mağaza Migros tarafından işletilecek ancak satışlardan belli bir pay da Fenerbahçe Spor Kulübü'ne aktarılacaktı. 1999-2000 sezonunda inşaatı başlayan tribün inşaatı, liglerin tatile girmesiyle hızlandı ve 2000-2001 sezonunda Fenerbahçe'nin evinde oynadığı ilk maç olan İstanbulspor maçına yetiştirildi. Stat kapasitesi bu maçta 30.000 kişiye yükselmişti.

Yeni Fenerbahçe Stadı Aynı sezon içinde diğer tribünün de yıkılma işlemi başladı. Bu sefer sponsor olarak Telsim ile anlaşıldı. Buna göre inşaat mayıs ayına kadar bitirilecek, giriş ve birinci kattaki mağazaların kullanım hakkı 8 yıllığına Telsim'e verilecekti. Bu süre bitiminde ise Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetimi bu binaya taşınacaktı. İnşaat hızlı bir şekilde tamamlanarak 6 Mayıs 2001 tarihinde Galatasaray'la oynanacak lig maçına yetiştirildi. Bu karşılaşmada İstanbul seyirci ve hasılat rekoru kırıldı. Artık stadımız 42.000 kişilik kapasiteye ulaşmıştı.

  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz uur'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 26.01.2009, 07:51   #8
Çevrimdışı
uur
Tam Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 100 Yıllık Şanlı Tarihiyle Fenerbahçe

Kupalarımız

Şampiyonluklar

İstanbul Futbol Ligi
1911-12, 1913-14, 1914-15, 1929-30, 1932-33, 1934-35, 1935-36, 1936-37, 1943-44, 1946-47, 1947-48

İstanbul Profesyonel Ligi
1952-53, 1956-57, 1958-59

Türkiye Futbol Birinci Ligleri
1932-33, 1934-35, 1943-44

Türkiye Profesyonel 1.Lig Şampiyonluğu
1959, 1960-61, 1963-64, 1964-65, 1967-68, 1969-70, 1973-74, 1974-75, 1977-78, 1982-83, 1984-85, 1988-89, 1995-96 , 2000-01, 2003-04 , 2004-05, 2006-07

İstanbul Cuma Ligi
1920-21, 1922-23

İstanbul Amatör Ligi
1914-15

İstanbul Profesyonel Ligi
1952-53, 1956-57, 1958-59

Milli Küme

1936-37, 1939-40, 1942-43, 1944-45, 1945-46, 1949-50

Kupalar

Cumhurbaşkanlığı Kupası Şamp.
1968, 1973, 1975, 1984, 1985, 1990

Basbakanlık Kupası Şampiyonluğu
1945, 1946, 1950, 1973, 1980, 1988, 1992,1998

Federasyon Kupası Şampiyonluğu
1967-68, 1973-74, 1978-79, 1982-83

Balkan Kupası Şampiyonluğu
1966-1967

Süper Kupa
2007

TYSD Kupası
1969, 1973, 1975, 1976, 1978, 1979, 1980, 1982, 1985, 1986, 1994, 1995

Atatürk Kupası
1964, 1998

İstanbul Shieldi
1930, 1934, 1938, 1939

İstanbul Kupası
1944

Donanma Kupası
1982, 1983, 1984, 1985

Spor Toto
1967

  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz uur'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 26.01.2009, 07:52   #9
Çevrimdışı
uur
Tam Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 100 Yıllık Şanlı Tarihiyle Fenerbahçe

General Harrington Kupası



Fenerbahçe'yi bir türlü yenemeyen işgal orduları başkomutanı General Harrington, 2 Ekim 1923'te İstanbul'u ebedi olarak terk etmeden birkaç dakika önce Dolmabahçe rıhtımında yapılan tahliye töreninde T.B.M.M Hükümeti İstanbul Komutanı Selahattin Adil Paşa ile birlikte...


Fenerbahçe’nin işgal kuvvetlerine karşı en büyük zaferlerinden biri de “General Harington Kupası” maçıdır. Maç 29 Haziran 1923 günü, Taksim Stadı’nda çok büyük bir seyirci topluluğu önünde oynanmıştı.


Düşünsenize; bir sabah uyandığınızda hiç tanımadığınız, belki üniformasını daha önce hiç görmediğiniz, başka başka diller konuşan bir sürü silahlı adam köşe başlarını tutmuş, ordunuzun silahlarına el koymuş, kirli çizmeleriyle o kutsal topraklarınızı çiğniyor...


O sabah güneş daha bir donuk asılmış gökyüzüne. İşte İstanbul böyle uyandı bir kasım sabahı. Limni adasının Mondros limanında “Agamemnon” İngiliz zırhlısında Amiral Galthorp ile 30 Ekim 1918 Çarşamba günü imzalanan ünlü “Mondros Mütarekesini” takiben, düşman donanması; sisli ve yağmurlu bir 13 Kasım günü İstanbul’a giriyor ve tarihimizin o acı mütareke dönemi başlıyordu... Bu perişan dönemi, 16 ay sonra emniyet tedbiri bahanesiyle, daha da acı bir olay, İstanbul’un bizzat işgali etti. 18 Mart 1920 Pazartesi sabahı Şehzadebaşı’nda masum Türk erlerini uyurken süngü ile şehit edenler, bu işgalin gerçek amacını, daha ilk sabahında, bütün dünyaya ilan ediyordu...

Yaşanan bu korkunç kargaşanın başlangıcından itibaren Türk gençleri işgal kuvvetleri ile spor, özellikle de futbol sahalarında büyük bir rekabete girişmişti. İşte Fenerbahçe’de, bu her sınıftan düşman birlikleri içinde pek çok tanınmış futbolcusu bulunan, İngiltere ve Fransa liglerinin hemen hemen en ünlü takımlarında forma giymiş futbolculardan oluşan birbirinden güçlü takımlarla maçlar yapmış ve oynadığı 50 maçın 41’ini kazanıp, 4’ünde berabere kalarak işgal altında bezmiş, ezilmiş Türk halkının yüreğinde bir nebze olsun teselli ve umut tohumları yeşertmişti.

Fenerbahçe’nin işgal kuvvetlerine karşı en büyük zaferlerinden biri de “General Harington Kupası” maçıdır. İşgal Orduları Başkomutanlığı, Fenerbahçe kulübüne karşı özel bir kin duymaktaydı. Çünkü Fenerbahçe takımı yalnız işgal kuvvetlerine mensup takımları peş peşe yenerek halkın milli duygularını şahlandırmakla kalmıyor, aynı zamanda düşman açısından “hayli zararlı” faaliyetlerde de bulunuyordu.

İstanbul işgal altındayken Fenerbahçeliler, Kurbağalıdere kenarında kulüp binasının önündeki iskeleye yanaşan motorlarla Anadolu’ya silah kaçırmaktaydılar. Fenerbahçe kulübünün kayıkhanesi bir silah ve cephane deposu haline getirilmişti. Geceleri gizlice bu kayıkhanenin önündeki ahşap iskeleye yanaşan motorlar buradan yüklenip, gizlice Moda koyuna açılıyor, oradan İzmit’e geçerek Anadolu’ya silah ve cephane ***ürüyorlardı. Fenerbahçe kulübünün bu “zararlı(!) faaliyeti” İşgal Orduları Başkomutanlığı tarafından haber alınmış, ancak bunun farkına varan Fenerbahçeliler kayıkhaneyi derhal boşaltarak cephaneyi çevredeki üye ve sporcu evlerine taşımışlardı. Kulübü basan işgal kuvvetleri birlikleri ortada delil bulamamışlardı. Ancak yine de Başkomutanlık tarafından Fenerbahçe kulübüne süngülü bir müfreze bırakılmış ve Fenerbahçe kulüp binası haftalarca işgal altında tutulmuştu.

Tüm çabalara rağmen bir şey elde edememiş olmak, işgal ordularının İngiliz Başkomutanı General Harrington’u oldukça öfkelendirmekteydi. Fenerbahçe’ye; hiç olmazsa futbol sahasında acı bir darbe indirebilmek için elinden geleni yapmaktan geri kalmamıştı. Başkomutan Harrington amacına ulaşabilmek için ortaya altın madalyalar konulmuş bir turnuva düzenlenmiş ve turnuva sonunda üç takım ön plana çıkmıştı: Irish Guards, Grenadiers Guards ve Goldstream Guards...

Bu üç takımın en seçkin elemanları sıkı bir çalışmaya tabi tutulmuştu. Bu arada Cebelitarık ve Mısır’daki İngiliz askeri kuvvetlerinden, hepsi de profesyonel birer futbolcu olan dört önemli oyuncu getirtmiş ve adeta bir “İngiltere Milli Takımı” oluşturmuştu. Hedef o kadar büyüktü ki, ortaya konan bir metreye yakın, gümüş işlemeli kupa Başkomutan “General Harrington” adını taşıyordu. “Goldstream Guards” adı altında oluşan bu takım özel şekilde kampa alınarak sıkı bir çalışmaya tabi tutulmuştu. Ve bundan sonra General Harrington tarafından İstanbul gazetelerine şöyle bir ilan verilmişti:

“Gardler Muhteliti Türk kulüplerine meydan okuyor. Galibine, Başkumandanın adını taşıyan büyük bir kupa verilecek bu maça Türk kulüpleri diledikleri gibi takviye de alabilirler.”

Fenerbahçeliler bu meydan okumanın direkt olarak kendilerini hedef aldığını hemen anlamışlardı. Ve yine gazeteler aracılığı ile hemen gereken cevabı vermişlerdi:

“Fenerbahçe Kulübü yalnız kendi kadrosuyla bu maçı şartsız olarak kabul eder.”

İstanbul’da büyük bir heyecan uyandıran bu maç 29 Haziran 1923 günü, Taksim Stadı’nda çok büyük bir seyirci topluluğu önünde oynanmıştı. Bu maçı izlemek üzere “Iron Duck Zırhlısı” ile özel olarak gelen Malta Valisi Lord Plummer’de İşgal Orduları Başkomutanı General Harrington’la birlikte şeref köşesindeki yerini almıştı. Şeref köşesinin önündeki masanın üzerinde de maçın galibine verilecek olan “General Harrington Kupası” duruyordu.

Fenerbahçe bu tarihi maça, hiç gol yemeden İstanbul şampiyonluğunu kazanan şu ünlü kadrosuyla çıktı:
Şekip Kulaksızoğlu- Hasan Kamil Sporel, Cafer Çağatay- Kadri, İsmet, Fahir- Sabih, Alaeddin Baydar, Zeki Rıza Sporel, Ömer Tanyeri, Bedri Gürsoy.


General Harrington Kupası maçında Fenerbahçe'yi zafere ulaştıran o inanılmaz golde Zeki Rıza'nın şutu İngiliz ağlarını havalandırmak üzere. (29 Haziran 1923)

Büyük bir çekişme içinde başlayan ve hep aynı çekişmeyle geçen maçın ilk yarısını 1-0 yenik kapatan Fenerbahçe, ikinci yarıda coşmuş ve klasik futbolunu ortaya koymaya başlamıştı. 60. Dakikada Zeki Rıza’nın golüyle beraberliği yakalayan Sarı-Lacivertli takım bundan sonra daha da açılmıştı. 74. Dakikada yine Zeki Rıza (Sporel) çok sert bir şutla Fenerbahçe’yi galip duruma yükseltmiş ve bundan sonra oyunda Sarı-Lacivertli takımın baskısı daha da artmıştı ve Fenerbahçe, güçlü rakibini eze eze yenmişti bu tarihi maçta. Maçtan sonra işgal orduları Başkomutanı General Harrington, adını taşıyan bu büyük gümüş kupayı Fenerbahçe takımı kaptanı Hasan Kamil Sporel’e verirken Taksim Stadı’nda fesler havada uçuşuyor ve yer yerinden oynuyordu adeta.

Fenerbahçeli futbolcular, ellerinde General Harrington Kupası olduğu halde seyircilerin omuzları üzerinde stattan çıkarılmışlar ve Beyoğlu caddelerinde, büyük sevgi gösterileri arasında dolaştırılmışlardı.

Bu galibiyet, milli bir zafer etkisi uyandırmıştı. Nitekim maç gecesi Lozan Konferansı’nda bulunan Türk Heyetine de bu galibiyet haberi ulaştığında heyet başkanı İsmet Paşa tarafından Fenerbahçe kulübüne; “Heyetimiz namına hepinizi meserretle tebrik eder, gözlerinizden öperim.” diye bir kutlama telgrafı gönderilmişti.
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz uur'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 26.01.2009, 07:52   #10
Çevrimdışı
uur
Tam Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 100 Yıllık Şanlı Tarihiyle Fenerbahçe

Başkanlarımız



  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz uur'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
fenerbahçe, tarihiyle, yıllık, şanlı


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 08:33.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.