Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Gezelim & Görelim > Dünyadan Tarihi Yerler ve Mekanlar

Dünyadan Tarihi Yerler ve Mekanlar Dünyanın önemli tarihi yer ve mekanları


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 13.11.2011, 00:51   #11
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi






Portekiz
Fotoğraf: Özcan Yüksek




Belem Kulesi, Portekiz’in baskenti Lizbon’un bir bölgesi olan Belem’de yer alıyor. Kule, Hindistan denizyolunu bulan Vasco de Gama’nın anısına 16. yüzyılın baslarında insa edildi. Beyaz renkli bu gösterisli yapının görevi Tajo Nehri’nin girisini ve Lizbon Limanı’nı korumaktı. Belem Kulesi gotik “Manuel” tarzıyla yapılmıs en ünlü eserlerden biriydi ve Portekiz’in kesifl er çagının sembolüydü. Kule, yakınında bulunan ve yine Vasco de Gama için yapılan Jeronimos Manastırı’yla birlikte 1983 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alındı. Belem Kulesi, askeri mimar Francisco de Arruda tarafından yapılmıstı. Arruda daha önce Fas’ta Portekiz için kaleler yapmıs ve mimari ufkunu genisletmisti.







Bu yüzden eserleri Kuzey Afrika’dan da izler tasıyordu. Belem Kulesi, 1840’lı yıllarda Kral Ikinci Ferdinand tarafından onarıldı ve yapıya yeni dekoratif unsurlar eklendi. Portekiz, 1910 yılında da burayı ulusal anıt ilan etti. Jeronimos Manastırı da 16. yüzyılın basında yapılmıstı. Günümüzde gotik akımın Portekiz’deki en güzel örneklerinden biri kabul edilen Jeronimos Manastırı, gösterisli cephesi, genis iç mekanları, heykelleriyle görkemli bir mimarlık anıtı. Küçük Belem bölgesi bu degerlerin yanı sıra genis bir halk sanatı koleksiyonunun bulundugu bir müzeye sahip. Ayrıca Belem, Atlı Araba Müzesi'ne de ev sahipligi yapıyor.














Rusya
Fotoğraf: Ahmet Özyurt




Çar Birinci Petro’nun emriyle 1703’te kurulan ve adını ondan alan Petersburg, kısa sürede Avrupa’nın en önemli kentleri arasına girdi. Baltık Denizi kıyısındaki Petersburg, devrimin ardından 1918’de baskentin Moskova’ya tasınmasına kadar saraylar, müzeler, kütüphaneler, sanat eserleriyle bezendi. Çarlıgın gücünü gösterecek dev bir eser olarak tasarlandı. Günümüzde Rusya’nın ikinci büyük metropolü Petersburg, yaklasık dört milyon nüfusa sahip; önemli bir liman, canlı bir ticaret ve kültür merkezi.









Petro’nun amacı, Batı Avrupa’dakilerle yarısacak bir kent yaratmaktı. Neva Nehri’nin agzındaki kent, sellerden de korunmak amacıyla kanalarla ve onları asan köprülerle süslendi. Donanma Sarayı, Aniçkov Köprüsü, Kazan Katedrali, Saray Meydanı, Dostoyevski ve diger Rus yazarlarının eserlerinde sıkça adı geçen Nevski Caddesi Petersburg’un en gösterisli köseleri arasında. Aziz Isak Katedrali ise 100 kilogramlık saf altın kubbesiyle dikkat çekiyor. Petersburg’daki Hermitaj dünyanın en büyük müze ve sanat galerilerinden. Binlerce odaya sahip Hermitaj, en büyügü eski Kıslık Saray olan toplam bes binaya yayılıyor, müzede dünya sanat tarihinin önemli eserleri sergileniyor. Rusya Müzesi’nde ise 12. ve 16. yüzyıllardan kalma ikonlarla portreler yer alıyor. Kent 1924’ten sonra Leningrad adını aldı, 1991’de ise Petersburg adına geri dönüldü.








Senegal
Fotoğraf: Zafer Kızılkaya




Senegal’in baskenti Dakar’ın karsısında küçük bir ada Goree. Atlas Okyanusu’ndaki bu kara parçası UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne 1978 yılında katıldı. Adacıgın listeye alınma sebebi, insanlıga tarihin en büyük acılarından birini hatırlatmak. Goree Adası, 15. yüzyıl ile 19. yüzyıl arasında Afrika kıtasındaki en büyük köle ticareti merkezlerinden biriydi. Afrika’nın iç kesimlerden toplanan köleler, kıyılardaki menzil noktalarına getirilir ve buralardan gemilere bindirilerek Amerika’ya götürülürdü. Yaklasık on, on iki milyon Afrikalı kölelestirilip Yenidünya’ya götürüldü. Bu süreçte Afrika genç, verimli, saglıklı nüfusunu kaybetti.








Bir zamanlar kölelerin kapatıldıgı hücrelerden olusan kompleks günümüzde ziyarete açık. Köle evlerinin yanı sıra Portekizli, Hollandalı, Ingiliz ve Fransız köle tüccarlarına ait görkemli evler de aradaki farkın anlasılması için turistlere gösteriliyor. Toplam altı yedi metrekarelik hücrelerde 15, 20 kadar köle duvara karsı boyunları ve elleri zincirli oturuyordu. Kölelerin en degerlisi bakire genç kızlar için de ayrı evler insa edildi. Ancak köle tüccarlarının tecavüzüne ugrayıp hamile kalanlar adada salıveriliyordu. Adada 1999’dan beri her yılın 23 Agustos günü Uluslararası Köle Ticaretinin Kaldırılması ve Hatırlanması kap samında etkinlikler düzenleniyor. Tarihin acı sayfaları hatırlanıyor.





Children - Yanni, Robert Miles, Kitaro, Vangelis, Mike Oldfield
[MEDIA]http://storagestart2.divshare.com/launch.php?f=16154959&s=1a9[/MEDIA]









  Alıntı ile Cevapla
14 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 13.11.2011, 01:22   #12
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi




Sri Lanka
Fotoğraf: Özcan Yüksek



Eski zamandaki ve Binbir Gece Masalları’ndaki adıyla Serendip, simdiki adıyla Sri Lanka, bir önceki adıyla Seylan’da antik bir kent Dambulla. Kentteki magaralar mabedi ve çevresi, adadaki Hint öncesi kültürün izlerini dahi tasır; IÖ 7. yüzyıla kadar gerilere giden bir kültür sunar. Ama magaranın asıl önemi, IÖ 1. yüzyıldan kalma dev Buda heykelleri ve duvarlarındaki dinsel resimlerdir. Kuzeydeki Anuradapura Kralı Valagamba, aynı yüzyılda bu magaralarda 14 yıl sürgün hayatı yasamıstır. Magaralara, 11.-12. ve 18’inci yüzyılda Hindu Tanrılarının resim ve heykelleri de eklenmistir. Yerden 180 metre yükseklikteki dev kayalarda 80 magara tespit edilmistir. Magaraların besinde Buda’nın kimisi 18 metreyi bulan 153 heykeli yer alır. Ayrıca çok sayıda Tanrı, Tanrıça ve Sri Lanka kralının heykeli de vardır.








Diger adı Dambulla Altın Tapınagı olan bu magaralar, 1992’de UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmıstır. Sri Lanka’da çogunlugu olusturan Sinhaliler, Budacı inanca sahiptir, azınlıktaki nüfus Tamiller ise Hindu inancına baglıdır. Magaraların en önemlileri birinci ve ikinci magaralardır. Birincisinin adı Kutsal Kralın Magarası’dır, içinde 14 metre yükseklikte bir Buda heykeli yer alır. Ikincisi, Büyük Krallar Magarası’dır ve en büyük magaradır; içinde 16 oturan, 40 da ayakta Buda heykeli, Tanrı Saman ve Visnu’nun ve bazı Sri Lanka krallarının heykelleri vardır.







Suriye
Fotoğraf: Cüneyt Oğuztüzün




Orta Suriye’de bulunan Palmyra antik kenti, “çölün gelini” olarak da biliniyor. Çölü asan yolcular için önemli bir durak olan kent, yerel geleneklerle Roma ve Iran kültürlerini harmanlamıs ve antik dönemin önemli merkezlerinden biri haline gelmisti. Anıtsal kalıntıları günümüzde de ıssız cografyanın ortasında yükselmeye devam ediyor. Aramcanın konusuldugu Palmyra’nın ilk dönemleri hakkında ayrıntılı bilgi bulunmuyor ama adının eski kaynaklarda geçtigi görülüyor. Önceleri bagımsız bir kent olan Palmyra, IS 1. yüzyılda Roma egemenligine girdi. Sam’ı Fırat’a baglayan yol üzerinde bulundugundan önemini giderek arttırdı; 634 yılında da Müslüman komutan Halid bin Velid tarafından fethedildi. Aramilerin büyük Tanrısı Bol için yapılan tapınak, kentin önemli kalıntıları arasında.









Bu görkemli yapı, tüm Ortadogu’da antik dönemden kalan dini yapı örneklerinin içinde özel bir yere sahip. Palmyra’da agora, senato, tiyatro, dini yapılar ve diger kalıntılar hâlâ görülebiliyor, çölün ortasında bulunması kentin dıs etkilerden korunmasını kolaylastırıyor. Kent ayrıca IÖ 3. yüzyılda gelistirilen Sami kökenli “Palmyra alfabesi”yle de tarihsel açıdan önem tasıyor. Palmyra yazıtları simdiye kadar Mısır’dan Italya’ya kadar birçok ülkede bulundu. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne 1980 yılında giren Palmyra Tadmor olarak da biliniyor.












Şili

Fotoğraf: Ali Murat Atay



Büyük Okyanus’ta yer alan Paskalya Adası küçük ama dünyaca ünlü bir kara parçası. Adadaki dev insan heykellerinin kökenleri uzun süre bilinmezligini korudu. Nihayet bilimsel arastırmalar bunların 10. ve 16. yüzyıllar arasında yapıldıgını ortaya çıkardı. Sili’ye baglı Paskalya Adası, Güney Amerika’nın 3 bin 600 kilometre açıgında bulunuyor. Yerli halk Polinezyalıların adaya 300’lü yıllarda geldigi tahmin ediliyor. Son derece özgün bir sanat anlayısı gelistiren bu topluluk sonraki yüzyıllarda “ahu” adı verilen tas platformlar ve büyüklügü 10 metreyi asan, tonlarca agırlıga sahip insan heykelleri yaptı.








Bunlar adanın volkanik taslarından yontulmustu. Adada ayrıca “rongorongo” adı verilen, ahsap levhalara islenen sematik bir yazı sistemi kullanılıyordu. Hollandalı denizci Jacop Roggeveen, 1722 yılında adaya ayak basan ilk Batılı oldu ve buraya paskalya günü geldiginden kara parçasına bu adı verdi. Ada halkı 19. yüzyılda köle tacirlerinin hedefi oldu ve sayıları önemli ölçüde azaldı. Paskalya Adası’nın yaklasık dört bin kisilik nüfusunun yarıdan fazlasını hâlâ yerliler olusturuyor ama gelenekler büyük ölçüde unutulmus durumda. Sili hükümeti adayı Rapai Nui adıyla milli park statüsüyle koruyor. Rapa Nui, adanın yerli dilindeki adı. Paskalya Adası ayrıca 1995 yılından beri UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alıyor.












  Alıntı ile Cevapla
11 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 13.11.2011, 01:45   #13
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi








Tunus
Fotoğraf: Özcan Yüksek



Kartaca, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne 1979 yılında girdi. Günümüzde Tunus sınırları içinde yer alan Kartaca’nın, IÖ 9. yüzyılda Fenikelilerce kuruldugu tahmin ediliyor. Akdeniz kıyılarında, savunulması kolay bir yarımada üzerinde bulunan kent deniz ticareti sayesinde kısa sürede zenginlesti. Roma’yla IÖ 2. ve 3. yüzyıllarda üç kere savasan Kartaca sonunda yenildi ve tamamen yıkıldı. Bir süre bos kalan kent IÖ 29 yılında yine Romalılarca koloni haline getirildi ve Afrika eyaletinin merkezi yapıldı. Tekrar insa edilen ve Akdeniz’de yıldızı yükselen Kartaca, imparatorlugun en önemli üçüncü kenti oldu. Modern Tunus kentinin bir dıs mahallesi olan Kartaca, yeni yapılarla iç içe geçmis durumda. Bu yüzden günümüze fazla sayıda eser kalmıs degil. Yine de Caesar (Sezar) zamanında nüfusu 700 bine kadar yükselen kentin ihtisamını günümüze tasıyan kalıntılar bulmak mümkün.







Antonin Kaplıcaları, Roma’da türünün en büyük örneklerinden biriydi; aynı zamanda karısık bir suyolu sistemine sahipti. Antik konutlar, yeraltı sarnıçları, tapınaklar, tiyatro Kartaca’nın diger kalıntıları arasında. Birsa Tepesi’ndeki müze de kentin arkeolojik geçmisi hakkında fi kir veriyor. Kartaca 705 yılında Arapların eline geçti ve yeni kurulan Tunus kentinin gölgesinde kaldı. Kentteki daha yeni tarihli yapıların en dikkat çekici olanı Fransızların yerel mimari üslupla yaptıgı St. Louis Katedrali.











Türkiye

Fotoğraf: Hakan Öge



Kara ve denizden surlarla çevrili, 1440 hektarlık tarihi yarımada, “sur içi” olarak da tanımlanır. Yerlesik ilk insan topluluklarına iliskin buluntulara, Yenikapı mevkiinde hâlâ devam eden kazılarda ulasıldı. Neolitik döneme (IÖ 6300 ile 5800) tarihlenen bu yerlesim, denizin bugünkü seviyesinin 6.3 metre altında. Bu önemli kesif, yarımadanın zaman içinde fiziki olarak da degistigini gösteriyor. Yarımadayı bir kent devleti yapan topluluk, Komutan Byzas öncülügünde birinci tepeye yerlesen Megaralılar.








Yaklasık IÖ 660’ta kurdukları Byzantion, iki denizi birbirine baglayan suyolu üzerinde bulunmanın ticari ve askeri avantajını kullanarak büyüdü. Kent IÖ 146’da Roma Imparatorlugu’na baglandı; birinci yüzyılda 70 hektara ulastı. Roma Imparatoru Septimus Severus (193-211) yönetiminde yerlesim, yarımadanın ikinci tepesine de yayıldı. Imparator Constantinus 324’te yerlesimi tüm Roma’nın baskenti ilan etti ve ona kendi ismini verdi. Tarihi kentin son sınırını Bizans Imparatoru II. Teodosius’un (408-450) yaptırdıgı surlar çizdi. Yarımada, 1453’teki fetihten sonra bu kez Osmanlı tahtını agırladı ve merkez olma özelligini korudu. Bu dönemde de Osmanlı sanatının basyapıtlarıyla süslendi. Kültürlerin bulustugu Istanbul, UNESCO’nun listesine 1985’te girdi. Listede Türkiye'den sekiz yer daha bulunuyor: Göreme Milli Parkı, Divrigi Ulu Camii, Hattusa, Nemrut Dagı, Pamukkale, Ksanhos-Letoon, Safranbolu, Troia.









Türkmenistan
Fotoğraf: Fatih Pınar



Ipek Yolu güzergâhında, bir vaha üzerinde kurulan Merv, tarihin en bahtsız sehirlerinden biri. Bugün zengin bir geçmisin izlerini tasıyan kalıntılardan ibaret olan bu sehir, bir dönem Büyük Selçuklu Imparatorlugu’na da baskentlik yapmıstı. Tarihçi Ibn Haldun, bugünkü Türkmenistan’ın güneyinde bulunan Merv için “Güneyinde daglar ve dogusunda çöl vardır” der. Sahname yazarı Firdevsi de sehri Efrasiyab’ın kurdurdugunu söyler. Büyük Iskender tarafından fethedilen sehir daha sonra Partların eline geçmisti ve antikçagın sonuna kadar Sasaniler tarafından yönetilmisti. Sasanilerin son kralı 651’de burada öldürülmüs, Merv Müslüman Arapların eline geçmisti. Selçuklular devrinde büyük gelisme gösteren sehir Cengiz Han’ın demirden yumrugu altında un ufak oldu.








Merv, 1409’da Timurlulardan Sahruh tarafından yeniden kuruldu ama 18. yüzyıl sonunda Buhara emiri, halkı buradan kovdu. Halksız kalan sehir de tarihe karıstı. Merv’de yapılan kazılarda üç ayrı yerlesim tespit edildi ama ortaya henüz çok fazla bir sey çıkarılamadı. Üç yerlesimin en eskisi Gâvurkale’nin kurulusu, Büyük Iskender’in komutanı I. Antiochos’a isnat ediliyor. O devirden sadece sur duvarlarının kalıntıları görülebiliyor. Ikinci yerlesim Sultankale, Selçuklu devrinde muhtesem abidelerle donatılmıs. Simdi o abidelerden sadece Sultan Sencer’in türbesi ve sur duvarları ayakta.













  Alıntı ile Cevapla
14 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 13.11.2011, 02:24   #14
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi




Ürdün
Fotoğraf: Hakan Öge



Ürdün sınırları içerisinde kalan Petra antik kenti, Ortadoğu’daki en önemli tarihi alanlardan biri. Doğu gelenekleriyle Roma mimarisini kaynaştırdığı için dünya tarihinin de en özgün kalıntıları arasında sayılıyor. Kızıldeniz ile Ölü Deniz arasındaki Petra, tarihöncesi çağlardan beri insan yerleşimlerine sahne oldu. Petra, İÖ 4. yüzyıl ve İS 2. yüzyıl arasında eski bir Arap halkı olan Nebatilerin başkentliğini yaptı. Ardından Romalıların eline geçti ve Arabistan eyaletine katıldı. Arap Yarımadası, Mısır ve Suriye arasında önemli bir kavşak noktası olduğu için zenginliğini uzun yıllar korudu. Kent, özellikle kumtaşı kayalara oyulmuş tapınak, tiyatro ve konutlarıyla dikkat çekiyor. Petra’nın bulunduğu vadideki kumtaşlarının renginden dolayı burası “gül kırmızısı kent” olarak da biliniyor.








Kalıntıların en bilinenleri El Hazne adı verilen Nebati tapınağı ve Romalılardan kalan tiyatro. Kentte ayrıca yine kayalara oyulmuş çok sayıda gösterişli mezar bulunuyor. Mühendislikte o dönem için ileri bir seviyede olan Nebatiler kente suyolları ve su depoları da yapmıştı. Deprem ve ekonomik sıkıntılardan dolayı İS 400’lü yıllarda gücünü kaybeden ve zamanla tamamen boşalan Petra, 1812 yılında İsviçreli Johann Burckhardt tarafından bulundu ve Batı dünyasına tanıtıldı. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne 1985’te alınan Petra, geçtiğimiz yıllarda da “Dünyanın Yeni Harikaları” arasında gösterildi.












Fotoğraf: Ertuğrul Balıkçıoğlu




Roma sınırları içinde, bağımsız bir devlet Vatikan. Papalık ile İtalya arasında 11 Şubat 1929’da imzalanan Laterano Antlaşması’yla kuruldu. Roma’nın ortasında, etrafı duvarlarla çevrili Vatikan, barındığı mimari ve sanat başyapıtlarıyla 1984’de UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alındı. Katolikliğin merkezi olmasından dolayı uluslararası arenada söz sahibi. Vatikan’ın devlet başkanı olan papa, aynı zamanda tüm Katoliklerin ruhani lideri. Vatikan’ın girişinde Gian Lorenzo Bernini’nin 1656-1667 yılları arasında düzenlediği, sütunlarla çevrili San Pietro Meydanı bulunuyor. Meydanda bulunan ve kubbesi Michelangelo’nun imzasını taşıyan San Pietro Katedrali her yıl milyonlarca hacının akınına uğruyor. İçindeki en ilgi çekici eser, Michelangelo’nun ölü İsa’yı kucaklayan Meryem’i tasvir ettiği Merhamet (Pieta) heykeli. Vatikan sınırları içerisinde Santo Spirito Hastanesi, Palazzo di Giustizia (Adalet Sarayı), Santa Maria in Traspontina Karmelit Kilisesi gibi birçok kutsal ve tarihi mekân bulunuyor.









Vatikan müzeleri klasik ve Rönesans dönemlerinin en büyük koleksiyonunu barındırıyor. Sistina, Vatikan Sarayı’nın ana şapeli. Bu şapelin yan duvarları Botticelli, Perugino, Signorelli gibi sanatçıların Musa ve İsa’nın hayatından sahneler işlediği fresklerle kaplı. Şapelin asıl ünü Michelangelo’nun başyapıtlarından, İsa’nın gazabına uğrayan ruhları betimlediği “Son Yargı” adını taşıyan freski.











Yemen
Fotoğraf: Sinan Anadol




Yemen’in başkenti San’a, dağların çevrelediği bir ovada, 2 bin 200 metre yükseklikte. Yaklaşık 2 bin 500 yıllık bir tarihi olan kent 7. ve 8. yüzyıllarda İslam’ın en önemli merkezlerinden biri oldu. Nuh Peygamber'in oğlu Sam’ın kurduğuna inanılan kentte birbirinden güzel kerpiç binalar yükseliyor. Eski San’a olarak adlandırılan, 14. yüzyıla dayanan bu yapıların bulunduğu alan UNESCO tarafından 1986 yılında Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alındı. Eski San’a’da 103 cami, 14 hamam ve 6 binden fazla ev bulunuyor. Dar sokaklarda yükselen binalar genellikle altı yedi katlı. Evlerin pencereleri ve kat aralarını belirleyen beyaz çizgiler “nura” adlı özel bir kerpiçle işlenmiş. Bu binaların büyük kısmı kerpiçten yapılmasına rağmen yüzlerce yıl ayakta kalabilmiş. Binaların arasında uzanan taş sokaklar, küçük meydanlara açılıyor. Babü’l-Yemen ve Babü’s-Selam yedi kapılı San’a’nın günümüze ulaşan iki kapısı. Kentin merkezi Tahrir Meydanı.








Osmanlı döneminden kalma birçok hamam Eski San’a’nın doğusunda bulunuyor. Büyük Cami (Cami’ü’l-Kebir) 630 yılında inşa edildi. Yemen’deki ilk İslam eseri kabul ediliyor. Salahaddin ve Mutvekil şehirdeki diğer önemli camiler. Milli Müze’de ülke tarihiyle ilgili eserler sergileniyor. Eski Osmanlı Kalesi hâlâ kışla olarak kullanılıyor. Ülkenin en büyük pazarı Milh Meydanı’nda kuruluyor. Gat Meydanı’nda ise Yemen’de herkesin çiğnediği uyarıcı bir bitki olan “gat” satılıyor.









Yunanistan
Fotoğraf: Ferda Çağlayan




Doğal bir yükselti üzerinde bulunan Atina Akropolisi'ndeki (yukarı şehir) yerleşimin geçmişi tarihöncesine uzanırken Miken döneminde önemli bir yer halini alır ve bu dönemde Akropolis surlarla çevrilir. Bugün akropolde yükselen eşsiz yapılar ise Pers Savaşı'nın ardından, İÖ 5. yüzyılda Perikles'in başlattığı imar faaliyetleri ile gerçekleşir. Akropolis, heykeltıraş Phidias'ın yönetiminde Iktinos, Mnesikles ve Kallikrates gibi ustaların elinden çıkma yapılarla yeniden inşa edilir. Bu yapılar arasında en göz alıcısı Parthenon olarak bilinen Pallas Athena Parthenos Tapınağı'dır.









Bu yapı Perslere karşı kazanılan zaferin anısına inşa edilir ve daha sonra Attika-Delos Deniz Birliği'nin hazinesi olarak kullanılır. Akroplis'teki ikinci büyük yapı ise Erekhtheion'dur (İÖ 421-405). İsmini mitolojik Antik Yunan Kralı Erechtheus'tan alan, Tanrılar ve mitolojik kahramanlara adanan yapının dış cephesini karyatidler (kadın biçimli sütunlar) süsler. Diğer bir göz alıcı yapı ise Nike Tapınağı'dır. Akroplis'in en eski İon uslubunda inşa edilen bu tapınağında, yazar Pausanias'a göre Nike'nin ahşap kült heykeli bulunmaktadır. Akropolis'in bir diğer ünlü yapısı ise Propyleion'dur (anıtsal kapı). Bu kapının savunma amacı taşımadığı, daha çok kutsanmış akropole girişin ancak uygun kişiler tarafından yapılacağını simgelediğine inanılır. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne 1986'da alınan Atina Akropolisi'nde restorasyon çalışmaları devam ediyor.






  Alıntı ile Cevapla
15 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 13.11.2011, 21:16   #15
Çevrimdışı
LaLe
Ne Mutlu Türküm Diyene

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi

Hepsi de tarih dolu, hepsi de yaşanmışlıklarıyla bizlere miras kalmış.

UNESCO sayesinde ülkemizde de değer verilen tarihi eserler korunup, gelecek nesillere tarihten bir dönem sunması çok güzel.


Yine güzel bir konu hazırlamışsın Başakça, ellerine ve emeğine sağlık
  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz LaLe'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 14.11.2011, 15:00   #16
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi

Konuyu yeni gördüm, bak bak bitmiyor.. Ne diyeyim, süper bir konu...

Maşallahın var Başakça.. Aman nazar değmesin..

Dikkatimi çeken bir durum da, hemen hemen her yerin detaylarının sitede var olması...

Güzel bir derleme olmuş, ellerine sağlık, teşekkürler Başakca..
__________________



Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız..
* * *
  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 14.11.2011, 15:07   #17
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi

Tek kelimeyle harika olmuş Başakça.

Dünya üzerindeki bunca güzel yeri bir yerde toplayıp bizlere sunduğun için teşekkürler.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
9 Üyemiz Smyrna'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 14.11.2011, 15:31   #18
Çevrimiçi
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi

Çook güzel. Özen ve çok emekle hazırlanılmış bir konu daha. Ellerine kollarına sağlık Başakça
__________________
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 14.11.2011, 20:45   #19
Çevrimdışı
Duayen
Huysuz ve Tatlı Kadın

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi

Sabrına ve emeğine helal olsun diyorum Başakça

Konu çok uzun olduğu için daha geniş bir zamanda içime sine sine okumak istiyorum
__________________
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Duayen'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 21.11.2011, 19:58   #20
Çevrimdışı
Mathematician
Kroniköğrencideğilartık:D
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi

Bu 40 görkemli hazine arasında Türkiye'den de bir yerlerin olması mutluluk verici.

Hazine gibi bir konu olmuş. Emeğine sağlık Başakça.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Mathematician'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
görkemli, hazinesi, insanlığın, İnsanlığın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 15:05.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.