Avrupa Parlamentosu Türkiye Hakkında Bu Kararı Niye Aldı?

[@Mustafa Akten]

AVRUPA PARLAMENTOSU TÜRKİYE HAKKINDA BU KARARI NİYE ALDI?

Avrupa Parlamentosu Türkiye hakkında bu kararı niye aldı? Alınan karar şeklen ve hukuki açıdan bakıldığında yaptırım gücüne dönük bir karar olmadığı için bizim bazı aklı evveller tarafından yok hükmünde olarak görülmekte ancak kararın acı sonuçlarının sonraları görüleceğinin farkında değiller!

Kısa bir süreç tahlili bilgi tazeleme açısından; Türkiye AB ilişkileri 31 Temmuz 1959 yılında AET'ye=(Avrupa Ekonomik Toplululuğu) na giriş başvurusu ile başlıyor, 12 Eylül 1963 yılında ortaklık anlaşması imzalanıyor.. Ve 1987 yılında tam üyelk için başvuru yapılıyor, 1999 yılında aday ülke olarak kabul görüyor, 2005 yılında ise AKP hükümetleri ile üyelik müzakereleri başlıyor ve tam 57 yıllık bir süreç!

Bu süreç içinde Türkiye'den çok sonra müracaat eden ülkelerin bazıları bile tam üye kabul edilirken, Türkiye AB kapısında beklemeye devam ediyor! Neden?

Evet AB liğini oluşturan ülkelerin çoğunun vatandaşları İslam dinine mensup değil! Araştırmalarda Türkiye'ye karşı art niyetli yaklaşımları olan ülkelerin varlığı ise bilinen olduğundan, AB'nin anayasası hükmündeki kriterleri, Türkiye ile müktesebat açısından uyumlu olmadığından, bütün ikili ilişkilerde çabuk, sarih, anlaşılır ve kolay yoldan alınarak uygulamaya konulan kararlar hiç görülmedi! Türkiye 57 yıla yaklaşan zamandır AB kapısında bekletilmektedir. Niçin?

AB'nin güçlü ülkelerinden Almanya Başbakanı Angela Merkel bile AP'sunun aldığı karardan sonra, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyelik müzakereleri çerçevesinde yeni başlıkların açılmasına karşı olduğunu söylüyor niçin? Silah Anbargoları var niçin?

Niçinlere cevaben; Türkiye 15 yıldan beri laikliği görmezden gelen, demokrasinin ilkelerinin başında olan hukuk üstünlüğünü görmezden gelip ihlâl eden bir idare tarafından güya idare edilmektedir, diplomasi kültüründen uzak olanların dilleri, söylemleri, uygulamaları uluslararası diplomasi kültür ve geleneklerine dolasıyla AB kültürüne uymamaktadır!

Ayrıca ve kaldıki; Avrupa Birliğnin kuruluş temellerini pekiştiren, ekonomik açıdan Maastricht Kriterleri ve hukuki, demokratik açıdan Kopenhag Kriterleri vardır.. 1995 Madrid toplantısında eklenen bu kriterler maddeleri itibarı ile AB'nin anayasası olarak kabul görmektedir. Türkiye uyum sürecinde demokratik açıdan AB istemlerine uyamamaktadır..

Maastricht kriterleri, AB’ye üye ülkelerin Ekonomik ve Parasal birliğe katılabilmeleri için gerekli şartları,Kopenhag krterleri ise, AB’ye tam üyelik koşullarının esaslarını belirlemektedir. Türkiye bu kriterlere uyan bir ülke değildir, 2005 den bu tarafa istenen uyum yasaları bir türlü çıkarılamamış, Türkiye'de idarede olanlar demokrasinin ve hukuk üstünlüğünün olması için çaba göstermemiş, bilakis anti demokratik uygulamalar ile tepki çekmeye, raporlarla eleştiri almaya devam etmiştir.. İşte Avrupa parlamentosu bu gerekçelerle Türkiye hakkında bu kararı almıştır..

KOPENHAG KRİTERLERİ

22 Haziran 1993 tarihinde yapılan Kopenhag Zirvesi'nde, Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği'nin genişlemesinin merkezi Doğu Avrupa Ülkelerini kapsayacağını kabul etmiş ve aynı zamanda adaylık için başvuruda bulunan ülkelerin tam üyeliğe kabul edilmeden önce karşılaması gereken kriterleri de belirtmiştir. Bu kriterler siyasi, ekonomik ve topluluk mevzuatının benimsenmesi olmak üzere üç grupta toplanmıştır.

SİYASİ KRİTER:
Demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını ve azınlık haklarını güvence altına alan kurumların varlığı.

EKONOMİK KRİTER:
İşleyen ve aynı zamanda Birlik içinde rekabetçi baskılara ve diğer serbest piyasa güçlerine dayanabilecek bir serbest piyasa ekonomisinin varlığı.

TOPLULUK MEVZUATININ BENİMSENMESİ:
Siyasi, ekonomik ve parasal birliğin hedeflerine bağlı kalmak üzere üyelik için gerekli yükümlülükleri yerine getirebilme kapasitesine sahip olmak.

Siyasi Kıstas: Ülkede demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan haklarına ve azınlık haklarına saygıyı teminat altına alan istikrarlı kurumların varlığı!

Ekonomik Kıstas:
1- İstikrarlı piyasa ekonomisinin mevcudiyeti!
2- Başta AB olmak üzere dış dünya rekabetine dayanma kapasitesi!

Uyum Kıstası:
Siyasi birlik ile ekonomik ve parasal birlik de dahil olmak üzere, AB'nin müktesebatına uyum kapasitesi!
Türkiye'de ekonomik, sosyal, idari ve demokrasi açısından yukarıda zikredilen kıstaslar oluşmuşmudur? Aykırılıklar AB birliği tarafından her yıl raporlalarla ortaya konulmuşmudur? Türkiye yukarıdaki kıstasların neresindedir?

KOPENHAG KRİTERLERİ
Aday ülkeler:
1-Demokrasiyi,
2-Hukukun üstünlüğünü,
3-İnsan Haklarını,
4-Azınlıklara saygı gösterilmesi ve korunmasını,
5-İşleyen bir piyasa ekonomisinin varlığını ve Birlik içinde piyasa güçleri ve rekabetçi baskı ile baş edebilecek kapasiteyi garanti eden kurumların istikrarını sağlamış olmalıdır.
Üyelik, aday ülkenin siyasal, ekonomik ve parasal birliğin hedeflerine katılma da dâhil olmak üzere üyelik yükümlülüğünü üstlenme yeteneğine sahip olmasını da öngörür.
Birliğin, Avrupa'nın entegrasyonu momentumunu muhafaza ederken, yeni üyeleri özümseme kapasitesi de Birlik ve aday ülkeler için önemlidir! Bu maddeleri Türkiye idari, sosyal, demokratik, insan hakları, ve mali açıdan bünyesinde absorbe etmişmidir?

AB kriterlerine uyumsuzlık ve aykırılık örneği sayılacak davranışlar 15 Temmuz silahlı kalkışmasından sonra dahada artmış, Türkiye'nin getirmeye çalışacağı idam cezası AB kriterlerinde kabul görmez, evet meşruiyetini yitirmiş dahi olsa hükümetlere karşı yapılan silahlı kalkışma kabul görmez, 15 Temmuz sonrası ayakta kalmayı başaranlar, muhaliflerini ve her konuda karşıtlarını ber taraf edebilmek ve hapishanelere tıkmak için kalkışmayı Tanrı'nın lütfû sayıp bu bahane ile anti demokratik ve hukuk tanımazlık içindeki davranışları AB kriterlerinde kabul görmez, kalkışma gerekçe ve bahanesi ile Gazetelerin, TV kanallarının kapatılması okulların din ve gerici, yobaz ağırlıklı militan yetiştirme yuvası olan imam hatiplere dönüştürülmesi AB kriterlerinde elbette kabul görmez.

Ey AB, Ey bilmem ne haykırışları, hakarettamiz seslenişleri AB kulakları sağır, gözleri kör değilki duymasın görmesinler.

İlkeleri demokrasi, özgürlük, hukukun üstünlüğü ve insan hakları olan ekonomik kuruluşun parlamentosunun aldığı karara, bu karar bizim için yok hükmündedir diyenler aslında demokrasi, özgürlük, laiklik de bizim için yok hükmünde demektedirler!

AB birliğinin kuruluş felsefesi için Kopenhag kriterleri, Maastric anlaşması, Madrid 1995 toplantılarında eklenenler kuruluşun anayasası konumundadır. Bunların detayları ile incelenmesi AB birliğinin Türkiye'ye üyelik açısından neden geçit vermediği çok daha iyi anlaşılacaktır.

Keşke muhalefet liderinin söylediği gibi Türkiye yüzünü batıya muasır medeniyete dönmüş olsa idi, keşke Türkiye demokrasi, hukuk üstünlüğü, insan hakları konusunda tartışılan bir ülke olmasaydı, keşke 57 yılın sonunda Türkiye AB birliğine girmiş olsaydı, en çok sevinen Türk vatandaşlarının başında şahsım gelirdi ama ne yazık ki heyhat, Tren kalkalı çok oldu.

Ülkenin başına belaları musallat etmeyi adeta marifet ve siyasi galibiyet sayan son derece tehlikeli zihniyetlerin sahibi insanların topllumsal yanılgı ile geldikleri siyasal iktidar var Türkiye'de! Yarın def edilseler dahi ülkeye içerde ve dışarda verdikleri tahribatın tamiratı epey zaman alacaktır.

2.12.2016
Mustafa AKTEN

[@Rosebud]

57 yıllık süreç bizim isteğimiz ve başvurumuzla açılmış bir süreç...
Elbette ki başvurduğunuz mercinin kuralları geçerli olacaktır, bundan daha doğal bir şey olamaz.
Diyelim ki bir üniversitenin hukuk fakültesinde okumak istiyorsunuz, sınavlara girdiniz ama kazanamadınız, buna rağmen elinizi kolunuzu sallayarak fakülteye girerseniz önce sınavları kazan öyle gel derler, nasıl ki ''eeeeyyy devleeet, eeeeyyyy dekaaannn senin kararın yok hükmündedir'' diyerek efelenemezseniz bu da aynısıdır, Avrupa birliğine girmek istiyorsan sınavı geçmek zorundasın geçememişsen kurallar işletilir, istesen de istemesen de, bağırsan da çağırsan da senin için var hükmündedir, çünkü sonucu net bir şekilde ortadadır: Başarısızsın...
Bu, bağırıp çağırarak üstü örtülebilecek bir durum değildir en azından aklı başında olanlar için
Hem niteliği ve kriterleri belli bir topluluğa, bunları bilerek ve isteyerek üyelik başvurusu yapacaksnız hem de sizden o topluluğun kriterlerine uygun davranılması istendiğinde 'eeeeeeyyyy Avrupa birliği' diye efeleneceksiniz, hakaretler edecek, aşağılayacaksınız!..
Bu, sokak çocukluğundan, edep adap yoksunluğundan başka bir şey değil.