Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Bir Yudum İnsan > Sosyal Bilimler > Yaşamıyla İz Bırakanlar


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 12.01.2013, 17:55   #1
Çevrimdışı
Balböceği
Yeni Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Bir Tutkunun Hikayesi



-Şefik Karagüzel-


Kahvenin dip tarafında kıran kırana pişti oynandığı bağırtılardan belliydi. "Uçan Karadeniz'li 'Şefik Karagüzel dirseklerini masaya dayamış, kendi kendine aynı soruyu defalarca tekrarlıyordu:


"Ben neden geldiğim buralara? 45 yıl oldu. Hmm?.."

Sonra sorunun cevabını veriyordu:

"Göçmen kuşları hiç seyrettin mi? Ben çok seyrettim. Hele leylekleri. Taa... Afrika'nın bir ucundan Avrupa'nın öteki ucuna kadar uçarlar. İşte gerçek göç bu. Hem de uçarak göçmek. Hem uçmak, hem de göç etmek dayanılmaz bir tutkuydu bende. Çünkü çocukluğumdan beri pilot olup uçmayı istiyordum. Leyleklere özeniyordum. Bu nedenle geldim buralara"

İlk denemesinde gençlik yıllarında Zonguldak'ta helikopter yapmakla başladı. Sanat okulu mezunu olduğu için aklı makinelere eriyordu. Uzun süre çalıştı ve helikopteri yaptı. Bir tepenin üzerinden ilk uçuşunu yapacaktı. Gaz verdi. Otomobil motoruyla çalıştırılan ve helikoptere benzeyen araç, uçacağına, tekerlekleri üzerinde hareket etti. Hızla bayır aşağı indi ve karşı ki okulun damına yuvarlandı. Ufak tefek sıyrıklarla olayı atlatan Karagüzel'i zararı ödeyen babası azarlardı:

"Bu memlekette yaya kaldırımında dahi doğru yürümesini bilmeyenler var. Uçmak senin neyine. Sen ne halt edip de uçmaya çalışıyorsun."

Babasının engellemesine rağmen Şefik vazgeçmedi. Karadeniz'in Tonya'sından yollara düştü. Almanya'ya geldi. İlle de uçacak. Dizgin tanımaz, fren tutmaz bir tutkuydu bu.

"Uçağı Düştü"

Almanya'ya gelişinin birinci yılı biterken pilot okuluna yazıldı. Okula kabarık faturalar ödüyordu. Ödedikçe de daha fazla çalışıyordu. "Avrupalının, insanı çalışmaya zorlayan kamçısı bu olmalı. Adamın tutkusunu, özlemini yakalayıp fabrikaya sokuyor. Tutkuları iş gücünün mazotu, benzini yapıyorlar" diye düşünüyordu.

Sonunda başardı. Uçuş saatleri doldu ve brövesini aldı. Artık tek başına uçabilecekti. Bir, iki uçuş olaysız geçti. Üçüncü uçuşta kimine göre motor arızasından kimine göre de pilot hatası yüzünden uçak rüzgarın önünde kağıt parçası gibi savruluyordu. Olmadı. Öğrendiği her çareyi denedi kurtaramadı uçağı.

"Kullandığın uçak düşerken ne hissettin?"

"Artık bu iş bitti ölüyorum deyip dualar okumaya başladım. Uçak havaalanının yakınındaki yeni sürülmüş bir tarlaya inişle düşüş arasındaki az hazarla kondu. Ohh.. kurtulmuştum. Sağımı solumu elledim. Kırık, çıkık yoktu. Olacak şey değildi ama çok korktum.

Ambulans, itfaiye geldi. Karadenizli pilotu hastaneye kaldırdılar. İki kişilik bir odaya koydular. Yanındaki yatakta attan düşen ve vücudunda kırıklar bulunan bir hasta yatıyordu. Ekip değişti. Gece hemşiresi iki hastadan birinin uçakla düştüğünü biliyordu. Röntgen filmlerine baktı.

"Bu olamaz Attan düşende bu kadar kırık olmaz. Bu olsa, olsa uçaktan düşen hastaya ait." deyip karyolanın ayak uçlarına asılı dosyaları değiştirdi. Gece ekibi de bu dosyalara bakıp hemen işe koyuldu ve Şefik Karagüzel'in vücudunu alçıladı. Attan düşüp kolunu bacağını kıran ve feryat eden hastaya bir şey yapılmadı.

"Yahu ben sağlamım. Beni alçıya almayın" diyen Şefik Karagüzel'in sesiyle, attan düşen hastanın "Beni alçıya alın" feryatları biri birine karışıp odada acayip bir koro oluşturuyordu.

Tonya'dan bu yana hayat serüveninde yaşadığı bu en zorlu macerayı atlatmayı ancak bir gün sonra başardı. Ertesi günü alçıları çıkarılıp taburcu edildi"

"Bu olaydan sonra uçak tutkun azaldı mı?"

"Hayır azalmadı. Pilotluğa bir süre ara verdim. Ama bu sefer de uçak yapmayı kafama koymuştum. Gece uyku tutmuyordu. Karar verip eski bir garaj kiraladım. Başladım uçak yapmaya. Büyük bölümünü tamamladım. Adını 'Bobcat' (Yaban kedisi) koydum. Ancak param bitince proje yarıda kaldı. Çünkü teknik donanım için para lazımdı. Şimdi eski bir uçak aldım. Onu tamir ediyorum. Kışı böyle geçireceğim"

"Neydi projen?"

Yaptığım uçakla Türkiye'ye uçup, Tonya üzerinde birkaç tur atacaktım. Böylece Türkiye'de kendimi kanıtlamış olacaktım. sonra da Türkiye'de uçak yapacaktım."

"Türkiye'de girişimlerin oldu mu?"

"Oldu. Ankara'da sanayi bakanlığına başvurdum. Hemşehrim olan milletvekilleriyle görüştüm. 'projen güzel ama sen bu bürokrasiyi aşamazsın' dediler. Dedikleri gibi de oldu."

"Şimdi rahat mısın?"

"Rahat değilim. Türkiye'deki her orman yangınında içim cız ediyor. Eğer benim tasarladığım uçağı ormancılar keşif uçağı olarak kullansalar bu kadar orman yanmaz. Bu uçaklar 20 metrelik tarla ve yoldan kalkar 50 metrelik bir çayıra iner. Petrol boyu hatlarının kontrolünde, ilaçlamada kullanılır. Üstelik kullanması son derece kolaydır."

"Pahalı mı?"

"Çok uzuz. Yaklaşık 50 bin Euro'ya satılabilecek bir uçak. Araba fiyatına. Benzin satfiyatı da, masrafı da otomobilden az. Devlet büyüklerimiz 'evet' desin hemen işe başlar ve Türkiye'de bu uçakları imal ederim."

"Alman devleti senin uçak yapmana müsaade etti mi?"

"Evet. Alman havacılık dairesi yaptığım uçarı kabul ederek uçabilirlik belgesi versi. Burada yapabiliyorum ama, Türkiye'de yapamıyorum. Oysa ki çok iddialıyım ve umutla bekliyorum. Bunları yapmadan ölürsem gözüm açık gider."

Duraladı. Kısa bir aradan sonra son sözlerini söyledi:

"Hollanda'daki uçak müzesinde, 40'lı yıllarda Türkiye'de Nuri Demirağ tarafından yapılmış bir türk uçağı sergileniyor. İşadamı Nuri Demirağ Yeşilköy'de bir uçak fabrikası kurmuş ve pilot okulu açmış. Düşünün, özel sektör o tarihte uçak yapıp Hollanda, Fransa'ya satıyor. Hollanda'ya her gidişiminde bu uçağı inceliyorum. O zamanki tekniğe göre mükemmel yapılmış. Ama sonradan, devletin uçak fabrikasında üretimi durdurup aynı fabrikada düdüklü tencere yapmaya başlamışlar. Hala süren kafa yapısı beni delirtiyor. Üzüntümü, çaresizliğimi anladın mı?"

Şefik Karagüzel'in Köln'de yaptığı uçakta hafif olması için tahta ve alüminyum motor kullanıyor. Uçak 500 kilo yük taşıyor.



Şefik Karagüzel atölyesinde






__________________
Bu Cehalet yaktı gitti milleti
Gelin buna çare bulalım canlar
Silelim gönülden kini nefreti
Sevgi saygı ile olalım canlar
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Balböceği'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 12.01.2013, 19:48   #2
Çevrimdışı
Tntcool
Kelebek gibi uçar, arı gibi *******...

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Bir Tutkunun Hikayesi

İlginç ve güzel bir hikayeydi... Ellerine sağlık...
__________________
Ey, iki adımlık yerküre
Senin bütün arka bahçelerini gördüm ben!

Nilgün MARMARA
  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz Tntcool'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 12.01.2013, 21:30   #3
Çevrimdışı
LaLe
Ne Mutlu Türküm Diyene

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Bir Tutkunun Hikayesi

Herşeyin temelinde kültür ve eğitim yattığından, Türk uçak sanayisinde ilkleri başarmış olan Nuri Demirağ gibi, ilk otomobilimiz Devrim de cehaletin kurbanı olmuş, tabii bir de siyasetin azizliği gelmiş üstüne.

O zamanlar kendi uçağımızı yapıyoruz ve ülkemize bize sipariş vermeye gelen yabancılar oluyor... Sonra bu şansı kaçırıyoruz.

Keşke daha fazla teşvik edilselerdi, keşke en ufak bir arızada unutulmaya terk edilmeselerdi.

Şefik Karagüzel'de eminim ki Türkiye'den hiçbir zaman beklediği desteği bulamayacak.

Çok güzel bir yazıydı Balböceği, teşekkürler.
  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz LaLe'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 12.01.2013, 21:34   #4
Çevrimiçi
Banemin
» » » Çapulcu « « «

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Bir Tutkunun Hikayesi

Trajikomik bir yaşam öyküsü.

Azmi ve tutkusu birleşince kendi çabalarıyla gerçek anlamda da "uçan" birisi...

Attan düşenle uçaktan düşen kısmında bayağı bir güldüm.

Keşke bu insanlara gereken önem verilse ve bir şekilde imkan sağlansa.

Teşekkürler Balböceği...
__________________
Ben hiç insan kaybetmedim...
Sadece zamanı geldiğinde, vazgeçmeyi bildim...

  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz Banemin'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 13.01.2013, 00:55   #5
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Bir Tutkunun Hikayesi


Ne kadar acı bir durum. Almanlar onay veriyor ama bizde tık yok.

Artık buna ne denir bilemiyorum. Ülkemizdeki ilkleri düşündükçe.

Bizlerin bir yerde söz sahibi olmasını istemiyorlar, her an her yerde dışarıya bağımlı kalmamızı istiyor ve buna da bürokratlarımız göz yumuyor.


Teşekkürler Balböceği.






  Alıntı ile Cevapla
Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 14.01.2013, 10:25   #6
Çevrimdışı
Türkü
...> Ata'm İzindeyiz <...

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Bir Tutkunun Hikayesi

Memleketinde yapması gerekenleri bir başka yerde yapıyor olması umudunu kaybettirmemiş. Tutkusunu öyle gözüküyor ki herşeye rağmen sürdürecek. Dilerim hak ettiği ilgiyi bir an evvel bulur.

Güzel bir azim örneği.

Teşekkürler Balböceği.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
hikayesi, tutkunun, türkiyede, uçak, şefik


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 11:28.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.