İmamoğlu, ‘İstanbul’ Diyecek | İsmail Saymaz

[@Canan]

İmamoğlu, ‘İstanbul’ Diyecek


İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, yol haritasını salı ya da çarşamba günü yapacağı basın toplantısıyla kamuoyuna açıklıyor.

En çok merak edilen sorunun yanıtını vereyim.

İmamoğlu, “İstanbul'u kaybedemeyiz” diyecek ve yeniden İBB başkanlığına aday olacağının işaretini verecek.

Ancak CHP'de genel başkanlık değişiminin gerekli olduğuna da vurgu yapacak. “Değişim olmazsa yerel seçimde risk doğabilir” görüşünü dillendirecek.

Bu doğrultuda İmamoğlu, ilçe kongrelerinde ağırlığını koyuyor. Dün İstanbul'da yapılan 12 ilçe kongresinde il delegelerinin çoğunluğu değişimcilerden oluştu.

NEDEN İBB?

İmamoğlu'nun değişim tartışması için kurduğu www.iktidaricindegisim.com adlı internet sitesine gelen binlerce yorumda iki ana görüş öne çıkıyor:

Bir: Kılıçdaroğlu, mutlaka bırakmalı.

İki: İstanbul ne olacak?

CHP'lilerde ve muhalif seçmende “Türkiye'yi kurtaramadık, bari İstanbul elimizde kalsın” hissiyatı egemen.

İmamoğlu da kalesi gördüğü İBB'yi kaybetmek istemiyor.

2028 yılında cumhurbaşkanı adayı olacaksa, ki öyle görünüyor, sırtını İstanbul'a vermekten başta bir yolu yok.

Bu bir.

İkincisi şu:

Çeyrek asır sonra alınan İstanbul'u kendi elleriyle AK Parti'ye teslim eden olmak istemiyor. İBB'nin anahtarını Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu'ya vermenin siyasi maliyeti, İstanbul'u seçimde kaybetmekten daha ağır gelebilir.

Üç:

Olur da CHP'nin liderliğine seçilirse koltuğunu bırakacağı AK Parti, İmamoğlu dönemindeki karar ve işlemleri tahrifata uğratarak, aleyhinde kullanacaktır.

ADAY OLURSA KAZANIR

Peki, İmamoğlu aday olursa İBB'yi kazanır mı?

Yakın çalışma ekibi, İmamoğlu'nun kazanacağından kesinlikle emin. Hatta İyi Parti ve HDP'nin aday göstermesinin bile sonucu değiştirmeyeceğine inanıyorlar.

İmamoğlu cephesi şöyle düşünüyor:

“Bütün araştırmalar tek başına girmesi halinde bile İmamoğlu'nun rahatlıkla alacağını gösteriyor. İyi Parti ve HDP'lilerin ağırlıklı bir bölümü kendi adaylarını çıkarsalar da Ekrem Bey'e oy veriyor. Bu yüzden iki partinin aday çıkaracaklarını düşünmüyoruz.”

İmamoğlu'nun ekibinin CHP liderliğine veya İBB başkanlığına aday olma noktasında farklı görüşte olduklarını belirtmem gerekir.

Bir eğilim “Kesinlikle İBB” görüşünü savunurken…

Diğer eğilim de İmamoğlu'nun CHP lideri olmasının İBB dahil olmak üzere birçok belediyenin kazanılmasını sağlayacak heyecanı getireceğine inanıyor. “Onun yaratacağı çekim gücü pek çok şehri etkileyecektir” diyorlar. Yine bu görüştekiler, İmamoğlu'nun ‘yargı darbesi' ile saf dışı edilebileceğini hatırlatıyor.

KILIÇDAROĞLU MEMNUN OLUR

İmamoğlu'nun İBB adayı olması Özgür Özel'in önünü açar. O takdirde Özel, değişimcilerin genel başkan adayı olarak, Kılıçdaroğlu'nun karşısında yarışır.

Ancak Özel'in kazanabilmesi İmamoğlu'nun destek vermesine bağlı. Yoksa Kılıçdaroğlu, kurultaydan zaferle çıkar.

İmamoğlu'nun İBB adaylığı, kuşku yok ki Kılıçdaroğlu'nu memnun edecektir.

Gel gör ki…

Kılıçdaroğlu'nun kurultaydan lider olarak çıkması, kariyerlerini ‘Bay Kemal'e borçlu olan kimi milletvekilleri, belediye başkanları ve ölü dokuya dönmüş parti elitinden gayrı hiç kimseyi heyecanlandırmaz. Bu yapısıyla yerel seçime gidecek olan CHP'nin hezimet yaşaması kaçınılmaz.

Cennetin varlığına inanmak için cehennemi görmek gerekmiyor.

Meral Akşener'in büyük taarruzu

fitili İyi Parti Sözcüsü ve Ankara Milletvekili Kürşad Zorlu yaktı.

Akşener'in Büyük Taarruz'un 101. yıldönümü olan 26 Ağustos'ta Afyon'da yapacağı açıklamayı işaret ederek, “Açıklamaların Türk siyasetinde önemli bir başlangıç olacağını ifade etmek isterim” dedi.

O günden beri Akşener'in ne söyleyeceği merak ediliyor.

Öğrendiğim o ki…

Akşener, 14-28 Mayıs sonrası üzerine ölü toprağı serpilmiş olan muhalif seçmenler için derlenme ve ‘taarruz' çağrısı yapacak. Adres olarak İyi Parti'yi gösterecek.

İyi Parti'nin ‘hür ve müstakil' olduğunu, siyasette üçüncü yolu temsil ettiğini söyleyecek. “AK Parti'ye karşı fakat CHP ile de rakip parti” olduklarını vurgulayacak.

İdeolojik bakımdan köklere dönüş mesajı verecek. Elbette bu, milliyetçi kimliğin öne çıkarılması anlamına geliyor.

Ancak yerel seçimlere değinmeyecek.

İttifaklardan söz etmeyecek.

O bakımdan İstanbul ve Ankara'da adaylara, CHP'nin alacağı tavra bakılacak.

YILMAZ, ZORLU VE ÖZLALE

Diğer taraftan, İyi Parti Başkanlık Divanı'nda ve parlamentoda CHP ve Millet İttifakı ile tüm bağların koparılmasını savunanlar artık yüksek sesle konuşuyor.

Bir milletvekili şunları söylüyor:

“Tabanımız rahatsız ve öze dönüş istiyor.”

Nedir bu öze dönüş?

Şöyle diyor:

“Biz MHP'den Türkiye'yi Araplaşmaya götüren AK Parti'ye yanaşmamak lazım diye ayrıldık. Bu sefer de CHP'nin İnönü'den kalma dogmalarına sarılan bir çizgiye yanaştık. Milletin gözünde CHP'nin payandası görünüyoruz. Seçmenimiz ‘Aman CHP ile biraraya gelmeyin' diyor.”

İyi Partili milletvekili bu kapsama Ankara ve İstanbul'un dahil olduğunu söylüyor. “Değil İstanbul, Saruhanlı'da bile aday göstermezsen CHP'nin ortağı sayılıyorsun” diyor.

O kadar ki…

İstanbul'da Bilge Yılmaz, Ankara'da Kürşat Zorlu ve İzmir'de Ümit Özlale'nin isimlerinin konuşulduğundan söz ediyor.

“Kaybettiren olmakla suçlanırsız “ dedim.

“Hiç umurumuzda değil” diyor.

Ekliyor:

“CHP'liler yüzünden Türkiye'yi kaybettik, belediye kaybetsek ne olur.”

Ben İyi Parti'nin Ankara ve İstanbul'da aday çıkaracağına hiç ihtimal vermiyorum. Öyle olsa bile tabanları, Yavaş ve İmamoğlu'na kendiliğinden yönelecektir.

Ancak İyi Parti, destek verme karşılığında elini yükseltecektir.

Ankara ve İstanbul'a karşılık Adana ve Mersin'i isteyebilirler.

sözcü