Buda Başlıksız Olsun

[@Mustafa Akten]

BUDA BAŞLIKSIZ OLSUN


Mili vicdan yara almıştır. Milli hasletler yara almıştır. Aklını, kalemini, servetini, milli ve manevi değer yargılarını, kiraya verenler, ipotek edenler, aşağıda âcizane yapacağım nitelemeye uygun politika ve politikacı yaratılmasına omuz vermişlerdir. Düzenlerinin ve rahat yaşamlarının sürebilmesini bu anlayışa bağlayanlar, Türk milleti fertlerinden sayılabilir mi?



Siyaseten aldatanların adı siyasetçi değil politikacıydı, Menderes döneminden beri sigara paketinin üzerine halkın dileklerini yazar, paket bitince atar, dilek, temenni niyaz ve beklentiler çöpe giderdi. Bu tip politikacı yalancı idi, düzenbaz idi, hilebaz idi, çıkarcı idi, Türk milleti nezdinde riyakâr, madrabaz sahtekâr idi. Ulvi, milli manevi ve dini değerleri siyaset ile harman edenlerin riyakârlıkları sahtekârlıkları bilinirdi, Türk toplumu içinde isimleri dinci politikacı hatta üfürükçü idi. Türk milleti bu tip politikacılara asla güven duymazdı, yan gözle bakmayan aldatılmışların yanında bunlara hep yan gözle baktı, kuşku ile baktı hatta korku ile baktı. Nitekim 12 yıldır korkulanlar başa geldi, siyaseten iktidar olan politikacıların hünerlerini gün be gün takip ettik içimiz cız dedi, içi cız demeyenlere anlatmaktan tabir caiz ise dillerimizde tüy bitti ama bir arpa boyu yol alamadık.



Şöyle bir bakınız! Nitelendirmesini yaptığım politikacı türünden hangi dönem daha çok görüldü? Şüphesiz herkesin 12 yıldır diyeceğini şimdiden görür gibiyim. Ahlak ve namus düşkünlüğü cinsel organlara endeksli ise, giyim kuşam nişane ve ölçü ise, tek tip kıyafetler ve örtünme belli bir siyasetin üniforması olmuş ise, hukuk ile aldatmak, milli değer yargılarını yok saymak, yok etmeye çalışmak namussuzluk ve ahlaksızlık sayılmıyor sa, işte orada kirli siyaset, kirli politika ve kirli politikacı var demektir. Örnek görmek isteyenler Türkiye’nin son 12 yılına bakabilmelidir.



12 yıldır biz bu yola baş koyduk diyen politikacıları hatırlayınız! Acaba kefenlerine cep diktirdiler mi? Hemen şairin mısraları saniyen aklımıza geliyor “yiyin efendiler yiyin, aksırıncaya kadar tıksırıncaya kadar yiyin” E yiyecekler tabi milletin bilmem neresine koyanlara yedirecekler, gerektiğinde komisyon alacaklar, uygun komisyon verilmediğinde oğula nasıl olsa kucağımıza düşecekler diyecekler. İşte bu zihniyetin yaban eli, yaban dili, milli birliğe milli dirliğe, hukuk üstünlüğüne kelimenin tam anlamı ile kanun hâkimiyetine nifak, niza, uyumsuzluk, uygunsuzluk, uymamazlık sokarak, hukuku Akp ve üstünlerinin hukuku, kanunlar ise ister uyarım ister uymam diyenlerin kanunu oldu. Milletimiz dedikleri oydaşları cennet hayali ve vaadi ile cehennem korkusunun arasında mekik dokur oldular;


“40 Huri 40 Nuri!”


Düşündük taşındık bu yazıya hangi başlığı atmak lazım dedik, buda başlıksız olsun dedik ve yazıya son noktayı koyduk.

Sürç-i lisan ettik ise affola

16.10.2014
Mustafa AKTEN

[@Mislina]

Kefenin cebi yok