Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
|
Erdoğan Endişe Kaynağı
09.12.2015
ERDOĞAN ENDİŞE KAYNAĞI
AB komisyonu 1988 yılından bu tarafa ilerleme raporları hazırlar, bu raporlar ile AB'ye üyelik ve uyum için istenilen hukuki, idari, sosyal, konularda yapılmayanları sıralar, en çok üzerinde durduğu, yargı bağımsızlığı, insan hak ve hürriyetleri, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü, kadın hakları, çocuk hakları, işçi hakları,, bireysel ve kurumsal haklar ki, bu kavramlar toplamı, temel insan hakları" olarak vurgulanır.
13 yıllık AKP döneminde tüm dünyada ve AB normlarında temel insan hakları olarak geçen haklar, ülkemiz Türkiye'de bir türlü hayata geçirilmez. İşte 1 Kasım seçimlerinden önce açıklanması beklenen AB 2015 raporu seçimlerden sonra açıklanarak deklare edilmiş, tüm dünya basınında olduğu gibi Türkiye basınının bazılarında da yer almış bulunmaktadır.
2015 yılı AB gerileme raporunda ana başlık olarak AKP'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan, endişe kaynağı olarak vurgulanmaktadır. İç politkamızın siyasi ve ekonomik aktörlerinin dinamik ve aktif olanları da zeten Erdoğan'ı her konuda bizatihi istikrarsızlığın, sonu gelmez kaos ortamlarının yaratılmasında endişe kaynağı olarak görmektedir.
Bir ülkenin kendi vatandaşları tarafından seçilen bir insan, hem içerde hem dışarda ülkesi ve vatandaşları için endişe kaynağı olur mu? Olurmuş ki AB, 2015 gerileme raporunda Tayyip Erdoğan'ı uygulamaları ile endişe kaynağı olarak nitelendiren bir gerileme raporu hazırlayıp dünyaya deklare ediyor..
Tarihi süreç içinde dünya uluslarından bazılarının içinden çıkan, çoğu ülkesini çok sevdiğini söyleyen, ama siyasi, mali, dini, ırki egolarına gem vuramayan, adı sol sağ olsun, gelişleri darbe ve dahi sandıkla olsun, gelenlerin çoğu egolarına ve ihtiraslarına yenik düştüklerinden, sağlıklı düşünme becerilerini yitirmiş, sağlıklı ve basiretli düşünenlerin fikirlerinden kibirleri nedeni ile istifade edememişlerdir. Lider vasfı ile gelenler, yanlış ve bilinçsiz politika sav ve uygulamalarının sonucu, sadece kendi halklarına değil dünya savaşları, bölge savaşları gibi savaşlarda tüm uluslara kan kusturmuş, kan dökülmesine sebep olmuşluklarının yanında dünyada milyonlarca insanın ölmesine sebep olmuşlardır. Bu insanlar çoğu kez çokları tarafından alkışlarla oylarla takbih edilmişlerdir. Tıpkı ülkemizde Erdoğan'a yapılanlar gibi!
Türkiye'de Erdoğan 13 yıllık iktidarı döneminde Irak, Suriye, Libya, Mısır, İsrail, Fas Cezair, İran, Rusya ile olan siyasi, askeri, sosyal, ve ticaret konularında tüm yanlışları üst üstüne yapmış, köprüler atılmış dostluklar bitmiş, 13 yıldır uyguladıkları politikalar ile sadece köprüleri atmakla kalmamış milyonlarca insanın bölgede ölmesine, Müslüman olan insanların yerlerinden yurtlarından olmasına neden olmuşlardır.
4 yıldır sürdükleri Suriye politikası ortadoğuyu neredeyse 3. dünya savaşı çıkaracak hale getirmiştir. Denizlerde savaş gemileri havada savaş uçakları cirit atmaktadır.
Günümüz dünyası ve Türkiye! Suçlunun, uğursuzun, kanunsuzun, iş bilmezin, yeteneksizlerin, ülkenin başının belaya sokulmasına sebep olanların alkışlandığı, oylarla teşyi edildiği bir ülke... Tıpkı Almanya'da bir dönem meydanlara toplanan milyonların hay hitler diye bağırdığı selama durduğu sandıkla gelmiş, darbeye dönüşmüş faşist bir liderin eller kırılıncaya kadar alkışlandığı duruma dönmüştür.
Demek ki insanlar artık kimi alkışladığını kime oy verdiğini iyi bilmeli! Diyoruz ama, gerek ülkemiz Türkiye'de gerekse dünyada, dünya savaşlarından bu tarafa, 18-19 asır derebeyliklerinden bu tarafa değişen bir şey olmamış gibi.
2015 gerileme raporunda endişe kaynağı olarak nitelenen ve seçimle gelmiş olan Erdoğan, kendine göre doğru, iç ve dış kamuoyuna göre yanlış ve kabul görmez uygulamaları, tutum ve davranışları, siyaseti ile endişe kaynağı görülmekte, gösterilmektedir. Her tutum ve davranışının temel insan hakları kavramına aykırı olduğu vurgulanır, iç ve dış kamuoyuna deklare edilirse, başlıklar halinde yapılanlar ve yapılmayanlar 2015 yılı AB gerileme raporu adı altında tüm dünyaya duyurulur, endişe kaynağı olarak nitelenenler amaçlarına varmak için bunları tınlamazsa, faşizmden çokca söz edilir, özgür olmayan basın var denir, eleştiri ve düşünce özgürlüğü kıstlı diyenler haklı çıkar ve haklıdırlarda.
İçeride adı havuz medyası olarak anılan yandaşlar gürûhunun oluşturduğu güya basın çala kalem yazıp çiziyor her gün yandaşlığını belirleyen methiyeler ile endişe kaynağı olarak deklare edilenlere alkış tutuyorsa, bu duruma bakarak Türkiye'de basın özgürdür demek kendini aldatmakla eş değerdir. Bir dönem Hitler Almanya'sı böyleydi, Mussolini İtalya'sı böyle idi. Mussolini ve Hitler o zaman ülkeleri ve dünya için endişe kaynağı idi bu gün Erdoğan Türkiye ve bölgemiz hatta Avrupa için bile endişe kaynağı!
Mustafa AKTEN
|