Aşı Olanlara İyi Haber!

[@OkyanusunKalbi]

Aşı Olanlara İyi Haber!

ABD'nin haber ajansı Associated Press açıkladığı bilgiye göre mayıs ayında koronaya yakalanan 2 doz aşısını vurulan hastalardan sadece yüzde 0,1'i hastaneye kaldırıldı. Ölenlerin yüzde 99'dan fazlası ise aşı olmayanlar..

İşte aşının önemini birkez daha kanıtlayan sonuç..

Haberin Devamı İçin Tıklayın..

[@Arthur]

Kimisi aşı olmayın diyor kimisi aşı olun diyor.
Bugün bir arkadaşımda , kalbe zarar veriyormuş aşı dedi.
Ne yapacağımızı şaşırdık artık.

[@Ehli_Rey]

Biontchin
birinci dozu oldum, dün ikinci dozun günü idi
söylentilerden, yan etkilerinden çekindim olmadım,
çok kararsızım, bilemiyorum

[@OkyanusunKalbi]

Kalbe zarar verecek diye aşı olmazsın. Bir hafta sonra korona olup kalbinde kalıcı hasar kalır. Korona olup ölümle mi pençeleşmek yoksa aşı olmak mı? Tercih sizin.

Aşıların ileride yapabilecek yan etkilerinden bahsedilince herkes aşı olmaktan korkuyor. Korona olunca ileride başka hastalıklara sebep olacağını bilmiyorlarmış gibi aşı olmaktan korkuyorlar.

[@Heliosaga]

Orjinal Mesaj Sahibi Ehli_Rey

Biontchin
birinci dozu oldum, dün ikinci dozun günü idi
söylentilerden, yan etkilerinden çekindim olmadım,
çok kararsızım, bilemiyorum

Eğer ciddi bir kronik rahatsızlığınız varsa aşıyı kar-zarar hesabı mantığıyla hareket ederek olumlu bakın. Çok düşük ihtimalde olsa korunabilirsiniz.



Eğer hiçbir rahatsızlığınız yoksa ve yaşınız da çok ileride değilse olası varyantlara karşı basit önlemlerle korunmak daha iyi.

[@Rosebud]

Orjinal Mesaj Sahibi OkyanusunKalbi

Kalbe zarar verecek diye aşı olmazsın. Bir hafta sonra korona olup kalbinde kalıcı hasar kalır. Korona olup ölümle mi pençeleşmek yoksa aşı olmak mı? Tercih sizin.

Aşıların ileride yapabilecek yan etkilerinden bahsedilince herkes aşı olmaktan korkuyor. Korona olunca ileride başka hastalıklara sebep olacağını bilmiyorlarmış gibi aşı olmaktan korkuyorlar.

Günümüzde bir bilişim dünyasında yaşamamıza rağmen aslında en bilgisiz dönemini yaşıyor dünya çünkü hal böyle olunca bilgi kirliliği de giriyor işin içine, toplumumuz da maalesef bilgiye ulaşmak yerine kulağına gelen çatlak sesleri önemsemek gibi bir kolaycılığa düşerek bunları kabullenip benimsediği yetmiyormuş gibi içselleştiriyor işte o anda da kendi kendisini gerçek bilgiye kilitlemiş oluyor ve kısır bir döngüye giriyor, sağlık konusu kişilerin kulaktan dolma bilgilerle kendi kendine karar vereceği bir konu değil aksi olsaydı hastalandığımızda doktora gitmezdik,
Şimdi diyorlar ki virüsün mutasyona uğramasının sebebi aşıdır...
Neresinden tutsanız elinizde kalıyor, sanki insanoğlunun aşı macerası Covid ile başlamış gibi... Kiimse demiyor ki o zaman çiçek aşısı çiçek hastalığını nasıl bitirdi! Ya da veba veya kolera, saymakla bitmez...
Sadede gelirsek dediğin gibi pıhtı riski de, miyokardi ya da perikardi gibi riskler de olası bir covid hastalığının getireceği söz konusu riskler yanında çok küçük kalıyor, üstelik aşı ile oluşabilecek risk geçici ama hastalığın bırakacağı kalıcı oluyor, tabii insanlar kendilerini yukarıda söylediğim gibi kilitleyip konuyu içselleştirdiklerinde bilimsel verilere de şüpheyle yaklaşmaya başlıyor ve git gide mayalanarak büyüyor.
Ben alttan alttan yaratılan bütün bu aşı karşıtlığının altında birilerinin bir takım ticari amaçlarının yattığını düşünmeye başladım, mesela yine eşe dosta yaptırılacak olası milli bir aşıya alan açmak gibi çünkü bu karşıtlık dikkat edilirse bir takım malum medyadan pompalanıyor ve yine o cenahta karşılık buluyor.

[@OkyanusunKalbi]

Orjinal Mesaj Sahibi Rosebud

Günümüzde bir bilişim dünyasında yaşamamıza rağmen aslında en bilgisiz dönemini yaşıyor dünya çünkü hal böyle olunca bilgi kirliliği de giriyor işin içine, toplumumuz da maalesef bilgiye ulaşmak yerine kulağına gelen çatlak sesleri önemsemek gibi bir kolaycılığa düşerek bunları kabullenip benimsediği yetmiyormuş gibi içselleştiriyor işte o anda da kendi kendisini gerçek bilgiye kilitlemiş oluyor ve kısır bir döngüye giriyor, sağlık konusu kişilerin kulaktan dolma bilgilerle kendi kendine karar vereceği bir konu değil aksi olsaydı hastalandığımızda doktora gitmezdik,
Şimdi diyorlar ki virüsün mutasyona uğramasının sebebi aşıdır...
Neresinden tutsanız elinizde kalıyor, sanki insanoğlunun aşı macerası Covid ile başlamış gibi... Kiimse demiyor ki o zaman çiçek aşısı çiçek hastalığını nasıl bitirdi! Ya da veba veya kolera, saymakla bitmez...
Sadede gelirsek dediğin gibi pıhtı riski de, miyokardi ya da perikardi gibi riskler de olası bir covid hastalığının getireceği söz konusu riskler yanında çok küçük kalıyor, üstelik aşı ile oluşabilecek risk geçici ama hastalığın bırakacağı kalıcı oluyor, tabii insanlar kendilerini yukarıda söylediğim gibi kilitleyip konuyu içselleştirdiklerinde bilimsel verilere de şüpheyle yaklaşmaya başlıyor ve git gide mayalanarak büyüyor.
Ben alttan alttan yaratılan bütün bu aşı karşıtlığının altında birilerinin bir takım ticari amaçlarının yattığını düşünmeye başladım, mesela yine eşe dosta yaptırılacak olası milli bir aşıya alan açmak gibi çünkü bu karşıtlık dikkat edilirse bir takım malum medyadan pompalanıyor ve yine o cenahta karşılık buluyor.

Teyzemin kızının eşi ergenlik döneminde kabakulak geçirmiş, ailesi aşı karşıtı olduğu için karma aşılarını yaptırmamış.
Evlendikten sonra çocuk isteyince doktora gidiyorlar, doktor teyze kızına eşini de çağırmasını söylüyor.
Eşine geçirdiği hastalıkları soruyor kabakulak hastalığını kaç yaşında geçirdiğini soruyor. Ergenliğinde geçirdiğini ve aşılı olmadığını söyleyince kısırlığının o hastalığı ergenlikte geçirdiği için üremesini engellediğini söylüyor doktor.
Tabii bu konu bizler için önemsiz görülebilir ama teyze kızı çocuk sahibi olamadığı için köy yerinde çok dışlandı, kusurlu diye hor görüldü. Eşi zamanında aşısını vurulsaydı böyle birşey de yaşanmayacaktı.

Korona yerine kızamık veya kabakulak salgını şimdi yaşanıyor olsaydı, aşı karşıtları çocukken vurulduğumuz o aşılara da karşı olurlardı.
O zamanlar 2 yılı aşkın salgınlar da olmamış aşılar daha kısa sürede bulunmuş ve uygulanmış. Okullarda don atlet aşı vurulduğum günleri unutmuyorum.
Bilişim dünyasında yaşıyor olmamız dezavantaj şimdi, çatlak seslere çabuk kanıyorlar.

[@Tura]

Zaten birinciyi vurulmuşsun. İkincisi neden korkutuyor.

[@OkyanusunKalbi]

Delta varyantı ile ilgili korkutan örnek: Aşı olmayan herkese bulaştı

Dünya kamuoyu corona virüsünün mutasyona uğramış versiyonu olan Delta varyantıyla mücadele ederken, Avustralya'da yaşanan bir örnek aşı olmanın ne kadar büyük bir savunma mekanizması oluşturduğunu gözler önüne serdi.

Yaklaşık 4 milyon insanı öldüren corona virüsünün mutasyona uğramış versiyonu Delta varyantı korku salmaya devam ediyor. Bilim insanları geliştirilen Covid-19 aşılarının Delta varyantına karşı etkisini incelemeye devam ederken, Avustralya’da aşı olmanın önemini tekrar gözler önüne seren bir örnek yaşandı.

Avustralya’da geçen hafta gerçekleşen ve 30 kişinin katıldığı bir doğum günü partisinde, bir kişinin corona virüsü olması neredeyse bütün davetlileri hasta etti. Avustralya’nın New South Wales eyaletinde görevli sağlık bakanı Brad Hazzard yaptığı açıklamada, “Partiye katılanlardan biri corona virüsü hastasıydı ve ‘süper bulaştırıcıydı’. Dolayısıyla etkinliğe katılan 30 kişiden 24’üne Delta varyantı bulaştı” dedi.

BİRİ TEK DOZ AŞI OLMUŞTU
Fakat etkinliğe katılanlardan sadece 6 kişiye virüs bulaşmadığını söyleyen Hazzard, bu kişilerin corona virüsü aşısı olduğunu duyurdu. ABC’ye konuşan Hazzard, “Size aşı olmanın ne kadar önemli olduğunu vurgulamak istiyorum, etkinliğe katılan ve hastalık bulaşan 24 kişi aşı olmamıştı. Aşı olan kişiler ise sağlıklı” dedi.

Hastalık bulaşmayanlardan birinin yaşlı bir birey olduğunu söyleyen Hazzard, hastalıktan korunan bir diğer kişinin ise tek doz aşı olduğunu dile getirdi.

Kaynak

[@Heliosaga]

bu başlık ve benzerleri altında son 1.5 yıldır onlarca yazı yazmışımdır. hepsinde de amacım insanları bir nebze olsun bilgilendirmek ve bu içinde bulunduğumuz histerik yaşam şeklinin geleceğimizi mahvediyor, geri dönüşü mümkün olmayacak hasarlar bırakıyor olduğunu gösterebilmekti. her ne kadar yazdıklarım nedeniyle bazılarını çok sinirlendirdiysem de, biliyorum ki bu süreçte birçok insana da yardımım dokundu. bu da benim için bu yazıları yazmaya devam etmekteki en önemli motivasyon kaynağı oldu.

yılın bu zamanlarında çok yoğun çalıştığım için yazmaya pek zaman ayıramasam da pandemi ile ilgili gelişmeleri istisnasız her gün takip etmeye devam ettim. gelinen nokta gösteriyor ki ilk günden beri neyi öngördüysem hepsi tek tek yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. siz bir noktada dur demedikçe de yaşanmaya devam edecek. belki de kritik eşiği çoktan aştık, kim bilir. korku ile halka her şeyi yaptırabileceklerini gördüler nasıl olsa. bu saatten sonra özlemini duyduğunuz dünya'yı kimse size altın tepside sunmaz. artık kaybettiğiniz şey için savaşmak zorundasınız ve tabi bunun için ilk olarak yaratılan bu korku ortamından sıyrılmanız gerekiyor. aradan geçen onca zamandan sonra, istisnasız her türlü beyanatı hatalı çıkan kurum, kuruluş ve sözde uzmana karşı nasıl hala güven duygusu besleyebiliyorsunuz, anlamakta zorlanıyorum. "önümüzdeki 2 hafta, pandemi sürecinde çok kritik!" cümlesini duymaktan mideniz bulanmadı mı?

pseudo science adını verdikleri bir kavram var. bilimin dilini kullanarak gerçek olmayan veya gerçekliği kanıtlanmamış olayları bilimsel gerçekler gibi sunmaya deniyor. bu süreçte bu yöntem o kadar çok kullanıldı ki, insanlar bu sayede söylenenleri hap gibi yutup, aksini söyleyenlere ise geri kafalı muamelesi yapmakta beis görmediler. nasıl ki bir yalan çok sık tekrar edilince kulağa gerçek gibi gelmeye başlıyorsa pseudo science da aynı etkiyi yapıyor. örneğin pandeminin başında eve getirdiği eşyaları kapıda, balkonda bekleten, sonrasında da sirkeli suyla yıkayan insanlar vardı. belki siz de o kişilerden biriydiniz. ne oldu da bundan vazgeçtiniz? pandeminin başında çok önemli olduğuna inandığınız bu uygulama nasıl oldu da hayatınızdan çıktı? pandemi süresince buna benzer onlarca farklı pseudo science uygulaması ortaya atıldı. bir kısmı hala da devam ettiriliyor. her neyse, bugün aşı adayları (ruhsatsız ürünlere aşı diyemeyeceğim kusura bakmayın) ile ilgili bir şeyler yazmak istedim aslında. maske faşistliğinin bir üst seviyesi yaşanmaya başladı şimdi de. mevcut covid aşı adayları üzerinden insanlara yaptırımlar getirilmeye, mahalle baskısı yaratılmaya başlandı bile. vakaların tekrar artışa geçmesiyle beraber bu baskılar ve yaptırımlar da katlanacak gibi gözüküyor. belli ki bu konuda ellerinden geleni ardlarına koymayacaklar ve dünya tarihinin gördüğü en büyük insan deneyine katılmak istemeyenlere hayatı zehir edecekler.

eğer başka bir gezegende yaşamıyorsanız mevcut aşı adaylarının hiçbirinin ruhsat için gerekli çalışmaları bitirmediklerini duymuşsunuzdur. en yakın sürede bitecek olan için verilen tarih 2023 başlangıcıydı yanılmıyorsam. gelin ben size muhtemelen hiç duymadığınız bir başka bilgi vereyim. 2023 yılı içerisinde bitmesi beklenen bu aşı çalışmaları muhtemelen söylenen tarihlerde bit(e)meyecek. neden mi? çünkü placebo (kontrol) grubuna ait deneklerin birçoğu acil kullanım ruhsatı ile milyarlaca insana uygulanan bu aşı adaylarıyla aşılandılar. yani sizin anlayacağınız ortada verileri karşılaştırabileceğiniz bir kontrol grubu kalmadı. ne güzel değil mi? peki nasıl oldu da bu ilaç şirketleri onay almak için canla başla uğraştıkları ürünlerine ait çalışmalarının bozulmasına göz yumdular? cevap çok basit; çünkü artık ruhsat almalarına gerek kalmadı.

şirket sahibi olduğunuzu hayal edin. yeni bir ürün icat ediyorsunuz ve devletlerden bu ürününüzü satmak için izin istiyorsunuz. ancak elinizde izin için gerekli veriler hazır değil. devletler de bu ürüne çok ihtiyaçları olduğunu düşündüğü için size bir güzellik yapıyor ve ürününüzü satmanıza izin veriyorlar. tabi gerçek ruhsatı veremedikleri için sorumluluğu da sizin üzerinizden almış oluyorlar. siz de bu şartlar altında ürününüzü satmaya başlıyorsunuz. satma ki ne satma... milyarlarca satıyorsunuz, hala yetmiyor. dünyanın en zengin insanları listesine birkaç ayda giriyorsunuz, şirketinizin değeri katlanıyor vesaire. bu durumda 2-3 yıl sonra bitirmeyi planladığınız araştırmalarınızın bir önemi kalır mı? ürününüzü satabilmenizin önünde hiçbir engel yokken, olası kötü bir senaryoda da hiçbir sorumluluğunuz kalmamışken, hatta ürünü kullananlar ölüm dahil her türlü yan etkiyi kabul ettiklerini gösteren bir beyanata imza bile atarken neden ruhsat almaya çalışasınız ki?

neyse geçelim bu deneysel sıvıların etkinlik ve güvenliklerine. ilk başta "aşılar hasta olmayı %90 küsür engelliyorlar (relative risk reduction)" iddiasıyla ortaya çıktılar. ancak gördük ki aşılar hasta olmayı engellemiyordu. şili, bahreyn, seyşeller ve daha onlarcası... absolute risk reduction oranları %1 bile değildi. sonra "hayır, mrna temelli aşılar hasta olmayı engelliyor" dediler ve başarılı örnekler olarak uk ve israil'i sahneye çıkardılar (bu noktada şu bilgiyi de ekleyelim az ve jj gibi vektör bazlı aşılar da bir çeşit mrna aşısıdır). bu ülkelerde de vaka sayıları artışa geçince, "siz olayı anlamamışsınız aşılar hasta olmayı engellemiyor, ölümleri ve hastaneye yatmaları engelliyor" demeye başladılar. şimdi ingiltere'de ölenlerin çoğunu aşılıların oluşturduğu ortaya çıkınca da "3. doz gerekiyor" demeye başladılar.

aylar öncesinden defalarca dedim ki aşılarla sık mutasyona uğrayan respiratory hastalıklar durdurulamaz. dünyada ne bir örneği var, ne de umutlu olmak için bir sebep var. ancak ısrarla aşıya umutlarınızı bağladınız. şimdi de risk grubu bile olmadığınız mevsimsel bir solunum yolu hastalığı için 1 sene dolmadan üçüncü kez aşı kuyruğuna giriyorsunuz. hem de kendinizi nasıl bir risk altına soktuğunuz hakkında en ufak bir fikriniz olmadan. bana kızmayın, eylemlerinizi sorgulayın. çok etkili olduğu söylenen bu aşıların bütün dünya'da her gün ne kadar kişiye uygulandığı en ince ayrıntısına kadar paylaşılırken, covid'e bağlı ölümlerde aşılı/aşısız, yaş, kronik hastalık vesaire gibi çok temel bilgiler neden paylaşılmıyor diye düşündünüz mü hiç? veya neden herkesin aşılanması gerektiğini sorguladınız mı hiç? hastalığı geçirdiğini antikor veya t hücre testleri ile gösteren bir kişinin neden aşılanması gerekiyordu? daha fazla sorunuz varsa sizi şuraya alalım (bkz: #124653209)

bu aşı adaylarının kısa dönem yan etkilerini artık duymayan kalmadı. vaers sistemleri geçtiğimiz 30 yılın tamamından daha fazlasını 1 yıldan daha kısa sürede gördü. cdc bile kalp kası iltihaplanması riskini en sonunda kabul etmek zorunda kaldı. 12-18 yaş arası aşı uygulaması bazı ülkelerde durduruldu. bana diyorlar ki "ama risk çok düşük". öyle mi? benzeri risk analizini kendi yaş grubunuzda covid için yapmış mıydınız? neden konu covid-19 olunca "hastanelik olan dağ gibi komşu çocuğu" örneği ön plana çıktı?

şimdi gelelim bu aşı adaylarının orta ve uzun dönem etkilerine. bu konuya girince hemen "covid'in uzun dönem etkilerini biliyor muyuz sanki?" sorusu geliyor. evet, covid'in uzun dönem etkilerini bilmiyoruz belki ama covid-19 hastalığına neden olan sars-cov-2 virüsünün ait olduğu corona virüs ailesinden benzeri diğer virüslerin uzun dönem etkilerini gayet iyi biliyoruz. peki siz 30 yıldır tek bir aşı için bile onay alamamış mrna teknolojisi ile üretilen bu aşı adaylarının uzun dönem etkilerini biliyor musunuz? covid-19 konusunda bu kadar büyük endişe yaşarken, mucize olmadığı ortaya çıkan aşı adayları hakkında kafanızın rahatlığına şaşırmamak elde değil.

her neyse aşılananlar için artık söyleyebileceğim pek bir şey kalmadı. hatanın neresinden dönseniz kardır. umarım uzun dönemde hiçbir rahatsızlık yaşamazsınız. lafım artık aşılanmamış olanlara; heyecan peşinde değilseniz en azından acele etmeyin. bekleyin. 1,5 yıldır bu şartlar altında yaşayabildiniz. aşı adayları bir yere kaçmıyor. nasıl ki astra zeneca aşılarının uygulaması birçok ülkede belli yaş grupları veya tümü için durdurulduysa önümüzdeki günlerde diğer aşılar için de benzeri kararların alınmayacağını kimse söyleyemez. geri dönüşü olmayan bir konuda bu kadar acele etmenin hiçbir mantıklı sebebi yok. covid-19'a bağlı riskler 40 yaşın altı için yok denecek kadar azken, aşı adaylarının neden olabileceği yan etkiler gençlerde daha yüksektir. orta ve uzun vadede aşı adaylarının neden olabileceği en önemli sorunlar olarak da antibody-dependent enhanced (ade), kanser ve prion disease ciddi ciddi konuşulmaya başlandı. bunlar hayatınızı alt üst edebilecek risklerdir. lütfen acele etmeyin. "iş yerim zorluyor", "yurtdışına çıkamıyorum", "ailem, arkadaşlarım baskı yapıyor" demeyin. hiçbiri sağlığınızdan daha önemli değil. gerekiyorsa belli bir süre hukuki mücadele verilecek ve bu adaletsizliklere direnmek zorunda kalacağız. hiç kimse etkinliği ve güvenliği gösterilmemiş bir aşı deneyine katılmaya zorunda bırakılamaz. düşünce ve beden özgürlüğümüzü korumak için en azından bu kadarını yapabilmeliyiz.

son olarak yazı ile ilgili olan kaynakları da aşağıya ekliyorum. kusura bakmayın, kaynakları bu sefer tek tek yerlerine yerleştiremedim. hepsini incelemenizi tavsiye ederim. sorunuz olursa da, elimden geldiğince yardımcı olamaya çalışırım.

https://www.nature.com/articles/s41577-020-0321-6
https://www.medrxiv.org/…1101/2021.03.07.21253098v2
http://robert-gorter.info/…ines-risk-prion-disease/
https://mobile.twitter.com/…tus/1409091944853250048
https://www.thelancet.com/…5247(21)00069-0/fulltext
http://youtu.be/e4grP1718Ps
https://t.co/lMrAOXVKfb?amp=1
http://www.youtube.com/watch?v=tIaul0U83d0
https://www.msn.com/…get-active-vaccine/ar-bb1cb18n
https://www.mdpi.com/2076-393X/9/7/693/htm
https://www.algora.com/…anently-alter-dna-after-all
https://dailyexpose.co.uk/…nce-is-breaking-records/
https://thecoloradoherald.com/…ots-fall-ill-or-die/
https://twitter.com/…tatus/1407759258549166084?s=20
http://youtu.be/xC7_pRidnZ0
http://youtu.be/E7H9WxnBI_k
http://www.cirp.org/library/ethics/nuremberg/
https://ourworldindata.org/…country=gbr~isr~prt~esp
https://ourworldindata.org/…country=gbr~isr~prt~esp
https://ourworldindata.org/…country=gbr~isr~prt~esp

Yazı ekşiden.. Bana ait değil ama benim şu durumda düşüncelerimi pekiştiren çok güzel bir yazıdır bu.. Biz bunu anlatmaya çalışıyoruz.