Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türkiye ve Dünyadan Haberler > Ülkemiz ve Dünya Gündemi > Diğer Köşe Yazıları

Diğer Köşe Yazıları Ülkemiz Yazarlarının Ulusal Basında Yazdıkları Köşe Yazıları ve Bizlerin Yorumları


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 18.03.2014, 10:24   #1
Çevrimdışı
Cansuyu
« Gün Batımı »

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Gelen Sol’dur | Soner Yalçın

Türkiye’deki partinin adı: Adalet ve Kalkınma Partisi.
Mısır’daki Müslüman Kardeşler’in partisinin adı: Hürriyet ve Adalet Partisi.

Fas’taki İslamcı partinin adı: Adalet ve Kalkınma Partisi.


Tunus vs. aynı isim ve aynı “kökten” geliyorlar.


Bunlar; devletin ve siyasetin İslamlaştırılmasından yana; demokrasi’yi aldatma amacıyla dillerinden düşürmeyen; ulusalcılığa karşı, dışa bağımlı, Büyük Ortadoğu Projesi’nin “Ilımlı İslam” partileri…

Hepsi aynı ideolojik hegemonyanın ürünü:
Kumarhane ekonomisi” olarak tanımlanan; sosyal devleti yok eden, tüketimi yücelten, dolar’ı-borsayı tanrılaştıran,neo-liberal Amerikancı-Ilımlı İslamcı partiler.


Tarihi sona yaklaştılar. Bitiyorlar…

CHP’nin bu süreçten çıkaracağı dersler yok mu?


CHP, aynı bağımsızlıkçı kökten gelen, kendisine benzeyen bölgedeki partilerin başına ne geldiğini biliyor mu:

Fas’ı sömürge olmaktan çıkaran İstiklal Partisi…
Tunus’un efsanevi lideri Habib Burgiba’nın bağımsızlıkçı Anayasa (Dustur) Partisi…
Ve Mısır’ın Vafd (Heyet) partisi…


Geçen hafta Türk Ordusu’nun tarihsel sürecini analiz etmeye çalıştım.


Bugün ise Cumhuriyet’i kuran CHP’yi değerlendirmeye çalışacağım.

Şunu baştan yazayım; bu yazdıklarımın yerel seçimle filan hiç ilgisi yok. Ben giden’le değil gelen’le ilgiliyim.

Arıyorum…
CHP’yi Mısır’daki Vafd partisi üzerinden anlatmak istiyorum.


Çünkü: Mısır ile Türkiye tarihinin siyasi, ekonomik ve kültürel benzerliği çok.
Başlıyorum…


Anlatılan senin hikayen

Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın Mısır’daki modernist ıslahatları II. Mahmut döneminde Osmanlı’yı etkiledi.
Reformlar; 19’uncu yüzyılın ikinci yarısında ülke başındaki (Hidiv İsmail ve II. Abdülhamit) yöneticilerin dinsel ağırlıklı uygulamalarıyla kesintiye uğradı.


İki ülke kapitülasyonlara, borçlanmaya ve savaşa yenik düştü. Önce Kahire sonra İstanbul İngiliz işgaline uğradı.

Birinci Dünya Savaşı sonrasında İngiliz egemenliğini sona erdirmek ve Mısır’ı tam bağımsızlığına kavuşturmak amacıyla,Saad Zaglul Paşa liderliğinde 1919’da modernist-ulusalcı parti; Vafd (Heyet) kuruldu.


Bayrağı laikliğin sembolüydü; haç ile hilal birine bağlı gösteriyordu.

Vafd yarım yüzyıllık mücadelesi sonucu, burjuva monarşist bir anayasal demokrasi belirledi. Yıl: 1923’tü. Tam olmasa da seküler bir anayasaydı bu. 1924, 1936 seçimlerini ezici bir üstünlükle kazandı.


İngilizler bundan memnun değildi; Mısır’ın bağımsızlığını istemedi. Söz konusu olan Süveyş Kanalı’ydı.

İngilizler, diktatör Sıddık Paşa ile ittifak yaparak darbe yaptı. Gücünü; Vahabiliğin en gerici versiyonu Selefilik ve Müslüman Kardeşler örgütünden aldı!


İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yapılan seçimi sömürge karşıtı Vafd yine kazandı ve bağımsızlığın önündeki en büyük engel İngiliz-Mısır anlaşmasını yırtıp attı.

Süveyş’in boyunduruğu bitince ne oldu dersiniz; Müslüman Kardeşler terör eylemlerine başladı ve ardından Vafd bir daha yıkıldı.


1952’de iktidara Arap milliyetçisi “Özgür Subaylar” geldi. 2 yıl sonra yönetimi Cemal Abdül Nasır ele geçirdi. Fakat tepeden inmeci yönetim halkla buluşamadı; politik hareketlerin olmaması siyasal boşluğu İslamcı hareketlerin doldurulmasına yol açtı.


Ve 1967 savaşının İsrail’e kaybedilmesi Enver’i tamamen sağa döndürdü. Müslüman Kardeşler’le anlaşmaya gitti. Bunun “mimarı” ABD idi.

Devlet ve siyaset İslamileştirilerek, neoliberalizme ve ABD’ye boyun eğdirildi.

H. Mübarek aynı yoldan gitti; üç alanı siyasal İslamcılara bıraktı: Eğitim, adalet ve medya! (Ne tesadüf Cemaat de Türkiye’de buralara hakim.)

“Ulusalcı” diye Mısır Ordu’su küçültüldü (500 bin), polis (1 milyon 200 bin) çok büyütüldü.

Mısır küresel kapitalizme onay verdi. Müslüman Kardeşler:
Özel mülkiyet İslam’da kutsaldır” dedi.


Tarım reformu talep eden köylülere, sendika isteyen işçilere “şeytan” dedi. “Baş düşman solculardır” dedi.

“Paralel Yapı” Müslüman Kardeşler, en büyük desteği Mısır burjuvazisinden aldı. Bunların Mısır’daki adı; “Yenilikçi Girişimciler”di!

Vafd, 40 yıl sonra 1983’te yeniden siyaset sahnesine çıktı.
Başında “Yeni” vardı: Yeni Vafd…


İşte burası CHP için çok önemli…


Yeni’nin başına gelen

Yeni Vafd da; demokratik laik ulus devletini savunuyordu.
İnsan haklarının tavizsiz savunucusuydu.


Eğitim diyordu, işsizlik diyordu, konut sorunu diyordu, sağlık diyordu.

Peki bunu hangi ekonomik sistemle yapacaktı?
1980’lerden sonra dünyayı “kasıp kavuran” neoliberalizme boyun eğdi.


Bakınız…
“Neo liberalizm” deyip geçmemem lazım. Örneğin, siyaset yapmanın argümanlarını bile değiştirdi.


Açmalıyım…
Neoliberalizm, parayı siyasetin anahtarı haline getirdi. Siyaset herhangi bir mal-meta gibi ambalajlanıp pazarlanır oldu. Öyle ya, sıradan/sade vatandaşın demokratik muhakemesine güvenilemezdi; tepeden yönlendirilmeliydi!


“Başka alternatif yok” sözünün kabul görmesi sağlandı. Bu genel inançsızlık sonucu, insanların siyasete ilgisi kayboldu; seçim sandıklarına bile gitmemeye başladı.

Sonuçta, neoliberal hegemonya demokrasiyi değersizleştirdi.


Siyaset, salt “masabaşı stratejisi” haline dönüşüp halktan kopunca, liberallerin elinde kalan laik Yeni Vafd ne yaptı dersiniz:

Ilımlı İslamcılarla ittifak kurdu!
Müslüman Kardeşler hükümetini destekledi.


Müslüman oyları alabilmek için Yahudi düşmanlığına kadar savruldu.


Futbolcu-şarkıcı gibi popüler dünyanın tanınmış isimlerini aday göstererek oy alma hesabı yaptı.

Bu arada, tüzük ve genel başkan değişiklikleri nedeniyle hep parti içi kavgalarla uğraştı. Ülke yangın yerine döndü; ama Yeni Vafd “bürokratik yapısını” kırıp harekete geçemedi.

Yeni Vafd bölündü.
CHP açısından çıkarılacak ders yok mu?
Çok var.


Neoliberalizm bitti. Yeni bir dünya kuruluyor.
Tarihin sarkacı bir sağa, bir sola gider.
30 yıldır sağdaydı; şimdi sola gelmektedir.


Gelen, sol’dur…
Gelen, özgürlük, eşitlik ve kardeşliktir…



- Sözcü-

Soner Yalçın
__________________
“Gittin mi büyük gideceksin!
Ayrılık bile gurur duyacak seninle..



  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Cansuyu'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
gelen, sol’dur, sol’dur, soner, vafd, yalçın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 07:00.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.