20.10.2014, 10:07
|
#1
|
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
|
Vicdanlar Yaralı! | Tokmak
Savcılığın takipsizlik kararına saygı duymuyorum, hiç inanmadım çünkü!”
Bu cümle bana gelen çok sayıdaki mesajın özeti…
AKP ’li bakanlar ve çocuklarıyla ilgili yolsuzluk dosyasının kapatılmasına birçok AKP’li bile (sevindi ama) kararın haklılığına inanmadı!
Olaylar o kadar netti ki, şüphelilerin mutlaka adaletin önüne çıkmaları gerekiyordu.
Vicdan sahibi herkes takipsizlik kararı için “Yazık!” dedi.
Dinleme kayıtları, rüşvet pazarlıklarının bantları, para sayma makineleri, ayakkabı kutusundan çıkan milyonlar, evlerdeki para dolu gizli kasalar, Bakan’ın kolundaki 700 bin liralık saat, alelacele sıfırlama operasyonuna rağmen oğlanın elinde kalan 30 milyon Euro’-cuk!
Daha ne olsun?
Tartışmaya yer bırakmayacak kadar çok belge, kayıt ve kanıt vardı…
Yolsuzluk ve rüşvet iddiaları için bunlar delil değilse, başka ne delil olabilir ki?
Ayrıca, her şey normal ise, dönemin Başbakanı, hükümetin dört bakanını neden görevden almıştı?
Savcılığın “Suçlamaları temizleme bürosu” gibi çalıştığını söyleyen tanınmış hukukçu Turgut Kazan “Meclis’te Soruşturma Komisyonu kurulmuşken takipsizlik kararı verilemez. Hukuksuzluktur bu!” diyor.
Haklı ama ülkede hukuk-mukuk kaldı mı ki? Artık, yolsuzluklar meşru sayılıyor!
Ülkemizin geldiği nokta şu:
Yandaşlar suçlarını dağdan aşırır,
Yoksullar düz ovada yolunu şaşırır!
Sözcü
__________________
“Gittin mi büyük gideceksin!
Ayrılık bile gurur duyacak seninle..”
|
|
|