Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türk ve Dünya Mutfağı > Yemekler > İçecekler


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 26.06.2011, 02:16   #1
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart İnce Belin Buğusu | Tarladan Sofraya Çayın Öyküsü | Çay

İnce Belin Buğusu | Çay


Türk Usülü İnce Belli Cam Bardakta Çay


Çay, işlenmiş yapraklarının kaynatılmasıyla veya haşlanmasıyla içecek elde edilen bir bitki türüdür. Çay çalısının bilimsel ismi Lat. Camellia sinensisdir. Çay, çalının yapraklarının fermantasyonu, ısıtılması, kurutulması ve bazen diğer meyve veya bitkilerle karıştırılması sonucu elde edilir. Ülkemizde çay, sadece Gürcistan sınırından başlayan ve Fatsa'ya kadar uzanan alan içerisinde yetiştirilmektedir.

Türkiye'de yaygın olarak çay, Doğu Karadeniz bölgesinden toplanan çay yapraklarından yapılan kırmızı renkteki içecek için kullanılır.

Bir Çay Çalısı


Çayları birçok kritere göre sınıflara ayırmak münkün olmakla beraber; üç temel çay çeşidi vardır. Bunlar, siyah çay, yeşil çay ve beyaz çaydır. Bunların dışında, yetiştiği bahçe, yaprak boyutu, işleme yöntemi, fermantasyon yöntemlerine göre de sınıflara ayırmak mümkündür. "Bitki çayı" terimi meyve ve bitkilerin işlenmesi ile elde edilen içecekleri kapsar. Kuşburnu gibi bitki çaylarında gerçekte çay yaprakları yoktur. Bazı bitkilerin aromaları çaylara eklenerek meyve ve bitki aromalı çaylar elde edilmektedir.

Çay; tein, kafein, teofilin ve antioksidanlar için doğal bir kaynaktır. İçinde bulunan mineraller nedeniyle kemik ve diş sağlığına faydalıdır. Ancak neredeyse hiç karbonhidrat, protein ve yağ içermez, Şeker ya da diğer katkılarla tatlandırılır.


  • Dünyada en önde gelen çay üretici ülkeleri şunlardır:

Çay Üreten Ülkeler

Hindistan, Sri Lanka, Çin, Türkiye, Kenya, Endonezya, Malawi, Vietnam.

  • Kelime Kökeni Hakkında
Çay kelimesinin kökeni, anavatanı Çin'e dayanır. Mandarin lehçesindeki ç'a ve Amoy lehçesindeki t'e çayın iki farklı söyleniş şeklidir.

Batı dünyasında çayın ismi iki formu da kullanır. Mandarin formu ilk defa 1559'de Portekizli tüccarlar tarafından kullanılmıştır. Bu tüccarlar sayesinde Mandarin lehçesindeki ç'a Rusça'ya (çai), Farsça'ya (ça), Arapça'ya (şay) ve dilimize girmiştir. Avrupa'da daha sonraları Hollandalı tüccarlar tarafından Amoy lehçesi yaygınlaştırılmıştır. Bu sayede çay Batı dillerinde Amoy lehçesindeki 't'e kelimesinden türeyip, İngilizce'ye (tea), Fransızca'ya (the), İspanyolca'ya (te), Almanca'ya (tee) yerleşmiştir.

Doğu dillerinde ise Mandarin formu daha yaygındır, Hintçe (çay) ve Japonca (cha) bu formu kullanılır. Diğer bir kaynaga göre, çayın ilk yudumlanışı çok eskilere, M.Ö. 2737 yılına, Çin İmparatorluğu'na kadar dayanır. Efsaneye göre Çin’in ilk imparatorlarından Shen Yung , çay bitkisinin tesadüfen sıcak suya düşmesine şahit olur. İmparator, işte bu keşifle birlikte çayın büyüsüne kapılır ve yine efsaneye göre yedi yıl boyunca o bölgede kalarak sürekli çay içer.

  • Tarihçesine Dair


Shen Yung

Çayın ilk yudumlanışı çok eskilere, M.Ö. 2737 yılına, Çin İmparatorluğuna kadar dayanır.

Efsaneye göre Çin’in ilk imparatorlarından Shen Yung , çay bitkisinin tesadüfen sıcak suya düşmesine şahit olur.

İmparator, işte bu keşifle birlikte çayın büyüsüne kapılır ve yine efsaneye göre yedi yıl boyunca o bölgede kalarak sürekli çay içer...

Çayın Avrupa’da ilk söz edilişi ise binlerce yıl sonra, 1559 yılında gerçekleşir. 1606 yılı ise çayın Avrupa’yla tanıştığı yıl olarak tarihe geçer. 1635 yılından sonra, Hollanda ve Fransa, Avrupa’da çay tüketimine öncülük eden ülkeler olurlar.

İlk demlik örneklerinin Çin’den Avrupa’ya ulaşması ise 1650 ’li yıllarda gerçekleşir.
Çayın Amerika’ya ulaştıran ise Peter Stuyvesant ’tır. Bugün New York olarak anılan New Amsterdam ’a yerleşen Hollandalı koloniler, Amerika’nın ilk çay tiryakileri olarak tarihe geçerler. Çaya bilimsel adının yani Camelia sinensis ’in verilişi ise 1753 yılına rastlar. 1800’lü yıllarda, Avrupa ve Amerika’da yavaş yavaş çay endüstrisi boy göstermeye başlar.
Thomas Lipton’un ilk dükkânı da 1871 yılında, İngiltere / Glasgow ’da hizmete girer. 1890 yılına gelindiğinde Thomas Lipton, Seylan ’da ilk çay tarlasını satın alır. Hindistan’dan getirilen çay tohumları 1903 yılından itibaren Kenya ’da yeşermeye başlar.

Amerika’da, sıcak havalarda çay satmakta zorlanan Richard Blechynden , çayı soğuk halde sunmayı akıl eder. Amerika kökenli Ice Tea kavramı da işte bu tesadüfle doğar. Poşet çayın keşfi ise 1908 yılında gerçekleşir.

Üst sınıflara hitap eden pahalı bir içecek olmaktan uzaklaşarak gitgide herkes tarafından tüketilen bir içecek haline gelen çay, çeşitli yeniliklerle birlikte gelişmeye devam eder.


Japon Çay Töreni


Günümüzde ise, bir yıl içinde dünyada tüketilen Lipton sıcak çaylarıyla tam 3 bin 660 adet olimpik yüzme havuzu doldurmak mümkün. Dünyada en çok çay tüketen ülkeler arasında Türkiye’nin de yer aldığının da unutmadan altını çizelim. 1900’lü yıllara kadar çayı tanımayan ve tam bir ’kahve tiryakisi’ olan ülkemizde bugün çay, sudan sonra en sık tüketilen içecek haline gelmiş durumdadır.Türkiyede en çok çay üretilen il Rize'dir.
__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
18 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 28.06.2011, 22:48   #2
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İnce Belin Buğusu | Tarladan Sofraya Çayın Öyküsü | Çay

Çay Tohumu Gelişim Periyodu








































































__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
17 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 30.06.2011, 21:08   #3
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İnce Belin Buğusu | Tarladan Sofraya Çayın Öyküsü | Çay

Çayın Türkiye Serüveni


Çay, Anadolu’dan binlerce kilometre ötede keşfedilmesine karşın, bu topraklara geldiği andan itibaren kırk yıl hatırlı kahvenin tahtını sarsmış; en koyu muhabbetlerin “vazgeçilmez”i olmuş.



  • Çay Osmanlı’yla Ne Zaman Tanıştı?


Çayın Osmanlı’ya gelişi 19. yy sonlarını buluyor. Tarih yazarı Murat Bardakçı’ya göre bu tanışma, İstanbul’daki bazı dükkânların az miktarda çay ithal etmeye başlamasıyla olmuş. Çaya olan düşkünlüğü ile bilinen Hacı Mehmed İzzet Efendi’nin “Çay Risalesi” kitabı ise 1879’da İstanbul’da basılmış.

Osmanlı’da çay yetiştirmeye yönelik bilinen ilk ciddi girişim Sultan II. Abdülhamid dönemine rastlıyor. 1892’de yayınlanan “Coğrafyayı Sınai ve Ticari” adlı kitapta, dönemin Ticaret Nazırı Esbak–ı İsmail Paşa’nın aracılığı ile Çin’den getirilen çay fidanları ve tohumlarının Bursa’da ekildiği anlatılıyor ancak ekolojik koşulların uygun olmaması nedeniyle sonuç alınamadığı belirtiliyor.

Başbakanlık Osmanlı Arşivleri’nde daha sonra bulunan ve Osmanlı’da çay tarımına ilişkin ilk arşiv belgesi olarak kabul edilen belgede ise, tohumların Japonya’dan getirtildiği yazıyor.


  • Çay İçen İlk Türk Kimdi?


Tarih kitaplarında Türklerin, Anadolu’ya gelmeden önce Orta Asya’da çayla tanıştıkları yazıyor. Kazan Tatar Türklerinden dil islahatçısı, Abdül’l-Kayyûm Nâsırî, “Fevakihü’l–Cülesâ” adlı eserinde, 12. yy’da Kazakistan’da yaşayan Türk şair Hoca Ahmet Yesevi’nin çayı içen ilk Türk olduğunu anlatıyor. Nâsırî, Hoca Ahmet Yesevi’nin misafir olduğu Türkmen komşunun evinde içtiği sıcak çayın yorgunluğunu giderdiğini ve “Hastalarınıza bundan içirin ki şifa bulsunlar” diye dua ettiğini yazıyor.



  • Çay, Hangi Bölgede Nasıl İçiliyor?



Çay içme tarzları ise yörelere göre değişiyor. Örneğin, Erzurum ve doğusundaki illerde çay, açık renkli ve kaşıksız gelir ve “kıtlama” denen özel bir yöntemle içilir. Kıtlama, Kars ve Erzurum yöresinde üretilen büyük ve sert şekerlere verilen isim. Özel makaslarla, elle ya da ısırılarak koparılan ufak parçalar, dil altına konur ve çay içildikçe, eriyen şeker de tat verir. Eğer misafirseniz, siz “yeter” demedikçe çay sürekli tazelenir. Teşekkür edip, başka istemediğinizi söyleseniz bile mutlaka bir bardak daha ikram edilir. Bunun adı cırıldım yani zor çayıdır. Cırıldım çayını içmemek ise ev sahibine karşı büyük bir hakaret anlamına gelir.



Güneydoğu’da genelde kaçak çayı içilir. Rengi koyu, tadı daha acıdır. Bardaklar da diğer bölgelere göre biraz daha büyük olur. Gümüşhaneliler orta, Trabzonlular ise az şekerli çayı tercih eder. Tokat’ta bardak ufak olsa da mutlaka dudak payı bırakılır. Rizelilere göre ise en güzeli Çaykur’un üretimi yani kendi çaylarıdır.

Hangi biçimde içerse içsin Türklerin ortak tutkusu ise cam bardaktır. Rengini görmek, sıcaklığını hissetmek ve kaşığın cama vurduğunda çıkardığı sesi duymak ister çay içen.

Deniz Gürsoy kitabında, Türkiye’de kullanılan bardakları “İnce belli, Ajda ve lale biçimli” olmak üzere kabaca üçe ayırıyor ve Ajda bardak isminin hikayesini anlatıyor: ”Rivayete göre Paşabahçe bu bardağı imal eder ve Aida serisi olarak reyonlara koyar. Fakat halk Aida’yı görmek istediği gibi yani ‘Ajda’ olarak okur ve bardağın ismi böyle kalır”.



  • Türkler Çay Tüketiminde Dünyada Kaçıncı?


Çayı tutkuyla seven Türkler yılda kişi başına ortalama 2,3 kilogram çay tüketimi ile dünyanın en çok çay içen milletleri listesinde dördüncü sırada yer alıyor. 100 yıl önce kahvesiz yapamayan halkımız bugün ince belli cam bardaklarda çayını içmeden güne başlamıyor.

Her bölgede sevilip içilse de, Türkiye’deki çayın vatanı Doğu Karadeniz Bölgesi. Bugün, Rize başta olmak üzere Trabzon, Artvin, Ordu ve Giresun’da, kimi zaman bin metreye kadar yükselen, 758 bin dekar alanda çay tarımı yapılıyor. Aslında bir Cammellia (Kamelya) türü olan çay bitkisinin bilimsel adı “Camellia sinensis” yani “Çin Çayı”...



Doğu Karadeniz’de yetişen çayın en önemli özelliği, tarımında kimyasal mücadele yapılmaması nedeniyle pestisit (böcek, mantar vs’ye karşı kullanılan kimyasallar) kalıntısı olmaması. Bu ekolojik (organik) tarım için ciddi bir avantaj.

“Dünyada çay bitkisine kar yağan başka bir ülke daha yok” diyor Çayeli Ziraat Odası danışmanı Ali Küçükislamoğlu: “Yüksek tepelerin üzerlerinde yer alan çaylıklar kış aylarında kar altında kalınca bakteriler de yaşama imkânı bulamıyor. Bu nedenle tarım ilacı kullanımına da gerek kalmıyor”.

Çay üreticisinin en büyük müşterisi devlet. Yetişen çayın yaklaşık yüzde 60’ı kamu kuruluşu olan Çaykur tarafından satın alınıyor ve işleniyor. 1984 yılına kadar tarım, üretim, işletme ve satışta tek yetkili kurum olan Çaykur, bugün çay pazarını diğer özel firmalar ile paylaşmak durumunda olsa da üretici, ürününü öncelikle devlete vermeyi tercih ediyor.
Batıda içilen çayların tadı ve demleme süresi, Türk çayından daha farklı. “Demlikten Süzülen Çay” kitabının yazarı Deniz Gürsoy’a göre bunun nedeni kullanılan yaprakların körpeliği: “Batıların içtiği çay yalnızca körpe yapraklardan ve çayın anavatanı olan yerlerde yetişen çaylardan yapıldığı için demini kısa sürede salıverme özelliğine sahip. Bizimkisinde daha alttaki körpe olmayan yapraklar da toplandığı için dem süresi uzuyor. Bir de ülkemizdeki çay tiryakileri çayın buruk tadını genzinde hissetmek istiyor. Dem süresi bu buruk tada erişmek için de uzatılıyor.
  Alıntı ile Cevapla
15 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.07.2011, 15:32   #4
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İnce Belin Buğusu | Tarladan Sofraya Çayın Öyküsü | Çay

Hakikatten insanın canı çekiyor.

Ellerine sağlık Başakça.

Konuya uğrayanlara promosyon olarak çay servisi yok mu?
__________________
  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz Smyrna'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.07.2011, 16:17   #5
Çevrimdışı
Kardelen26
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İnce Belin Buğusu | Tarladan Sofraya Çayın Öyküsü | Çay

Çay servisi yokmuş ben en iyisi gidip kendim alayım bari
Çaysız yapamam ya
Teşekkürler canım
__________________
  Alıntı ile Cevapla
9 Üyemiz Kardelen26'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.07.2011, 17:03   #6
Çevrimdışı
LaLe
Ne Mutlu Türküm Diyene

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İnce Belin Buğusu | Tarladan Sofraya Çayın Öyküsü | Çay

Kahvaltı sofralarımızın, keyif yapmanın, misafire ikramın vazgeçilmez içeceği...

Çayı kış zamanı içmeyi çok severim, yazın evde içenler olmasa aklıma bile gelmez kendim için demlemek. Ekmek ya da simit, yanında peynir çay keyfimin en güzel yanıdır.

Çay tohumlarının gelişme fotoğraflarına hayranlıkla baktım. Çay tohumunu ve nasıl oluştuğunu ilk defa görüyorum.


Bu güzel konuyu hazılarken verdiğin emeklerine çok teşekkürler Başakça.
  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz LaLe'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.07.2011, 18:01   #7
Çevrimdışı
cavidann
Tam Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İnce Belin Buğusu | Tarladan Sofraya Çayın Öyküsü | Çay

Ilk defa duydum , enteresan tesekkurler bilgin icin..
__________________
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz cavidann'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.07.2011, 18:23   #8
Çevrimdışı
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İnce Belin Buğusu | Tarladan Sofraya Çayın Öyküsü | Çay

Öncelikle. ellerine ve emeklerine cook saglik Basakca Cay tohumu, cicekleri cok güzelmis. Bu vesileyle Lipton amcayi da görmüs oldum
Cay, hemen hemen hayatimda yok gibi. Kisirin yaninda, bir de börek cörek yaninda ancak demlenir bizim evde. Ama, poset cay asla
__________________
  Alıntı ile Cevapla
9 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 20.02.2012, 20:38   #9
Çevrimdışı
LaLe
Ne Mutlu Türküm Diyene

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İnce Belin Buğusu | Tarladan Sofraya Çayın Öyküsü | Çay

Fotograflara tekrar baktim da, kolayca demleyip ictigimiz caya, demligimize gelene kadar ne kadar cok emek veriliyor


Tekrar tesekkürler Basakca.
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz LaLe'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 20.02.2012, 20:41   #10
Çevrimdışı
Sevda
Dönersen Islık Çal..

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İnce Belin Buğusu | Tarladan Sofraya Çayın Öyküsü | Çay

Ne büyük emek ve zahmet.
Canım çekti tabii demli bir çay
Teşekkürler.
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Sevda'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
belin, buğusu, çayın, sofraya, tarladan


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 17:05.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.