|
Yüz ve Vücud Boyama Teknikleri
Karakterin Özelliklerine Uygun Yüz Boyama Teknikleri
Yüz boyama eski çağlardan beri kullanılmaktadır. İlk olarak yüz boyamanın niçin, hangi usullerle, hangi malzemeyle yapıldığı hakkındaki bilgiler, bugün yaşamakta olan ilkel insanların dinsel törenleri sırasında yaptıkları yüz boyamanın incelenmesiyle elde edilmiştir.
İlkel kavimlerde dini ayinlerde yapılan yüz boyamalar, Patagonyalı’ların yüzlerini tebeşire bulaması şeklinde tarihi kaynaklara geçmiştir. Avustralya yerlileri aborjinler ise dini ayinlerine yüzlerini çamura bulayarak, vücutlarını çiçekler ve tüylerle süsleyerek katılmışlardır. Onlar suyla çeşitli kaya pigmentlerini karıştırarak elde ettikleri boyalarla kayalıkları veya ağaç kabuklarını ilkel fırçalar, çubuklar ve parmaklarını kullanarak veya ağızlarına aldıkları boyayı püskürterek boyamışlardır.
Yeni Zelanda Nambassa festivalindeki bir aborjin ve enstrümanı
Kızılderililer ise savaşlarda, dinsel törenlerde veya eğlencelerde yüzlerini kırmızı, siyah ve diğer renklere boyar, kabilelerin büyücüleri ve reisleri ise başlarına ayı, geyik, kurt veya panter postları takarlardı.Mısır’da yapılan kazılarda M.Ö.5000 yıllarında kralların ve rahiplerin yüz ve gözlerini özel boyalarla boyadıklarını gösteren belgeler bulunmaktadır.
Afrika kıtası yerlileri dinsel törenlerde veya avlanma sırasında yüzlerini boyamışlardır.
Türk kavimleri de İslamiyeti kabul etmeden önce Şamanizm dini inançlarına göre dini törenlerde yüzlerini boyamışlardır.
Ortaçağda XIV.yy.da aktörler oyunlarında melekleri, şeytanları ve hayvanları canlandırmak için yüzlerini boyamışlardır. Daha sonraki dönemlerde palyaço rolünü üstlenen aktörler yüzlerini boyamak için un kullanmışlardır. O dönemlerde sahneler mum ve gaz lambalarıyla aydınlatıldığı ve aydınlatmalar yeterli olmadığı için makyaj ve yüz boyamaya gerekli önem verilmemiştir.
Modern çağda sahnelerin aydınlatılması ve fotoğraf sanatının da gelişmesi makyaj ve yüz boyamanın önemini artırdı. Sahne sanatlarıyla uğraşan veya televizyon çekimlerine katılan herkesin artık yüzü boyanmakta veya makyaj yapılmaktadır.
Doğum günlerinde çocukların yüzlerini boyamak çok hoşlarına gider.
Sahne sanatlarıyla uğraşan kişilerin dışında spor müsabakalarında izleyiciler, animasyon gösterileri sunan animatörler, karnaval veya festival, yaş günü gibi eğlencelere katılanlar da yüzlerini boyamaktadırlar. Ayrıca askerler tatbikatları sırasında arazinin rengine uyabilmek için yüzlerini boyalarla veya çamurla boyamaktadırlar.
Spor müsabakalarında taraftarlar tuttuğu takımın bayrak renklerine yüzlerini boyar.
Yüz boyama, canlandırılan kişinin görüntüsüne bürünmek , yüzün görünümünü daha etkili hale getirmek için farlar, kremler ve pudralar kullanılarak yapılan boyamadır. Yüz boyama yüzün görünüşünü, yüze, kaşlara, gözlere, kirpiklere ve dudaklara sürülen bazı özel maddelerle değiştirme tekniği olarak da tanımlanmaktadır. Günümüzde yüz boyama işlemine makyaj, makyajı yapan kişilere de makyöz adı verilmektedir.
Sahne sanatlarında gösterinin ilgi çekici olmasında yüz boyama önemli bir rol oynar.
Yüz boyama yüzdeki ciltle ilgili kusurları örtmektedir (Yara, kesik, yanık, sivilce vb.). Yüzün en etkili ve pürüzsüz görünümünü ortaya çıkarır. Oyuncunun daha çekici, yüz mimiklerinin daha etkili görünmesini ve kendini canlandırdığı karakter gibi hissetmesini sağlar.
- Animasyon Tekniklerinin Önemi
Animasyon, okul öncesi dönemdeki çocukların hayal gücünü, yaratıcılığını, sanatsal duyarlılığını, estetik duygusunu ve zihinsel becerilerini geliştiren bir eğitim yöntemi olarak düşünülebilir. Eğitimde animasyonun kullanılması çocuğun kendisini başkalarının yerine koyarak çok yönlü düşünme becerisini geliştirmesine, öğrenmede aktif rol almasına, kendi duygu ve düşüncelerini ifade edebilmesine yardımcı olur.
Animasyon etkinliklerinde çocuk hem eğlenir hem de bazı beceriler kazanır.
Animasyon etkinlikleri sanatsal özellikler içerir. Çocukları güldürürken düşündürür, ince mesajlar verir. Animasyon etkinlikleri doğum günlerinde, tatil köylerinde çocuklara ve ailelerine yönelik olarak sünnet törenlerinde, mağazalarda, çocuk restoranlarında, klüp ve yuvalarda uygulanmaktadır. Bu etkinlikler yüz boyama, kukla gösterileri, resim çalışmaları, yoğurma malzemeleri kullanılarak yapılan çalışmalar, kum oyunları, müzikli danslar, doğaçlama-drama çalışmaları, baskı çalışmaları (sünger, ip,patates, yaprak vb.), kâğıt-karton işleri (katlamalar, yırtma-yapıştırma, kesme-yapıştırma, süslemeler), maske yapımı gibi etkinliklerden oluşabilir.
Animasyon etkinliklerinde çocukları eğlendirmek tek amaç değildir. Eğlenceli, hoşa giden bir ortamda çocukların gelişimsel kazanımlar elde etmeleri sağlanmadıkça animasyonun öneminden söz edilemez. Animasyon etkinliklerinde hoşa giden bir ortamda, eğlenirken bazı beceriler ve kavramlar kazanmaları için okul öncesi çocukların eğitiminde önerilen tüm tekniklerden yararlanmak mümkün olmaktadır.
- Öğrenme transferi yaklaşımı
Çocuklar için uygulanacak animasyon etkinliklerinde basitten zora doğru ilkesine göre öğrenme sağlanmalıdır. Başarılı yaşantılar sağlanarak öğrenmeye başlanmalı, bu şekilde başarısız yaşantıların gelişmesi önlenmelidir. Çocuğun öğrenmiş olduğu bilgileri yeni deneyimlere transfer etmesi için kuralları ve genellemeleri geliştirmesinde yardımcı olunmalıdır.
Çocuk merkezli olan ve animasyon etkinliklerinde kullanılabilecek bir diğer teknik de aktif öğrenme yöntemidir. Oyun oynarken, doğaçlama yaparken, yeni fikirler üretirken ve rol oynarken çocukların aktif katılımı gerekmektedir. Çocuklar bu teknikle izlemekten çok pratik yapma, alternatif durumları değerlendirme, risk alma ve sorumluluklarının farkına varma gibi kazanımlar elde ederler.
- İş birlikçi öğrenme yöntemi
Okul öncesi animasyon etkinliklerinde uygulanabilecek tekniklerden biri de iş birlikçi öğrenme yöntemidir. İş birliğine dayalı öğrenme, birlikte çalışma sırasında farklı yeteneklerde olan çocuklar birbirlerine yardımcı olarak öğrenirler. Gruptaki çocuklar birbirlerini etkileyerek öğrenmeye güdülenirler. Çocuklar bu teknikle dünyayı diğer çocukların bakış açısından görmeye başlar ve empati becerisini geliştirirler.
Çocuğun istenen davranışının pekiştirilmesi, istenmeyen davranışlarının söndürülmesi esasına dayanmaktadır. Bu sayede çocukların arzu edilen, istendik davranışları pekiştirilir, olumsuz davranışları ise kendisine ve çevreye zarar vermediği sürece görmezden gelinir.
Aynı yaştaki çocukların eşleştirilerek, çocuğun beceri kazanmasında model ve öğretici olarak rol almasını gerektirir. Ayrıca öğretici olarak modelin dikkatle seçilmesi ve bu yöntemin belli zaman sınırları dâhilinde uygulanması yararlı olacaktır.
- Çoklu duyuya dayalı öğretim tekniği
Görme, işitme, dokunma, koklama ve tat alma duyularının iki ya da daha fazlasının bir becerinin öğretiminde bir arada kullanılmasıdır. Özellikle görme ve işitme duyusu ikilisinin diğer duyularla desteklenmesi öğretimin etkinliğini artırmaktadır.
Kaynak
|