Böcü Dayı

Birkaç ay önce 20 küsür gün Yüksekovadaydım..

300-500 örgütlü genç ve çocuk grubuyla bu 20 gün boyunca çatıştık durduk..

Kesinlikle sayıları bu kadardı..

Akşamları veya çatışma bittikten sonra (silahlı çatışma değil, molotof, gaz vs.) vatandaşın arasına girdiğimizde batıda görmediğimiz hürmetide gördük.. Ama doğru ama yalan.. Batı illerimizin çoğundan hürmetin, saygının yada normal insan davranışının zerresini görmediğimizde çok oluyor..

Garip bir ikilem var dikkatimi çeken..

Akşama kadar birbirine gaz sık, molotof ye ..

Herşey sanki bir komut verilmiş gibi hoca akşam ezanını okuyunca bitiyor..

Aynı akşam aynı taş atan kişilerle kimsenin baskısı olmadan otur mesela bir yere, yemeklerini ye/yedir.. hemde helal ettirerek..

Tabi sonradan öğrendik bizi şehir merkezinde oyalarlarken uyuşturucu geçişi yapıyor bazı ağalar, belkide para verip güvenlik güçlerini oyalamak için oralara bırakıyorlar.. Tabi yakalandılar..

Yetiştirenler derken öğretmenler kastediliyorsa, orada öğretmen olunda görün bakalım nasılmış?

İstiklal marşı okunmuyor okullarda.. Kesinlikle okunmuyor..

Bunu derken bütün doğuyu kastetmiyorum, bahsettiğim ilçeden sözediyorum..

Ama şuna inanıyorum..

Bu ellerine üç kuruş verilip sokağa salınan çocuklar güvenlik güçlerini oyalarken kaçakçılık yapanların akıllarında kesinlikle bir Kürt devleti falan yok.. Halkını kandırıyorlar, kazanlarını kaynatıyorlar.Şerefsiz oğlu ********lik yapıyorlar..

Bu kandırmalar, korkutmalar, yıldırmalar olmasın Kürt halkı ayrılığı falan düşünmez.. Ayrılık lafı edenler benim görüşüm Ermeni uşakları, büyük kaçakçılar, bölgenin karışık olmasından rant sağlayanlar, birde gençlik hevesiyle milliyetçilik duyguları törpülenmiş kalabalıklar.. Bu milliyetçilik duygularıda zaten belli bir yaşa kadar sürer, sonra normale döner insan çıkmaz sokak olduğunu anlayınca..

Bütün bunlar olmasın ben iddia ediyorum bizim şimdiki halimizden 5 kat daha insanlar.. Ne zamana kadar, onlarda iyice şehirleşip insanlıklarını kaybedene kadar..

__________________
"Aslında herkes dahidir. Ama siz kalkıp bir balığı, ağaca tırmanma yeteneğine göre yargılarsanız, tüm hayatını aptal olduğuna inanarak geçirecektir."

LaLe

Teşekkürler Böcü, kişisel yaşananlar ve gözlemler daha bir farklı.


Doğuda olan olayların menfaate dayanıyor olduğu zaten bilindik. Yoksa kim ister hergün huzursuzluk olsun, kendi evlatları da kim vurduya gitsin.

İstendikten sonra çözülmeyecek sorunlar değil bunlar.

ReaL

__________________

Böcü Dayı

İyi o zaman bir daha anlatayım..

Van'da çalıştığım dönemde Bruki/Brokan aşiretinden bir ahbabımın cenazesi vardı, taziyeye gittim.. O gün meslek içi bir kursta olduğum için resmiydim.. Tabi ben o kadar kalabalık beklemiyordum, duvarla çevrili kapıdan büyük bir bahçeye girince farkettim kalabalığı, istisnasız hepsi ayağa kalktılar , ceketi olanlar ceketini ilikledi, nasıl mahcup oldum.. Fakat iyikide gelmişim dedim..

Ben kimdim ki?

Burada Peygamber efendimiz (sav)'in bir sözünü kullanacağım..

Kuru ekmek yiyen bir kadının çocuğuydum sonuçta.. (hakkaten öyle)

Daha.. Küçük bir memur hatta yaptığı işle alakalı sevilme ihtimali çok zor bir gruptan memur..

Ama gözlerinde bir hatırlanmışlık, adam yerine konulma sevinci okudum..

İçlerinde benden kat kat adam olanlar varken.. Birden sanki o toplulukta en üste konulduğumu hissettim yüzlerinden..

Hem iyi ki gelmişim dedim, hem kaçmak istedim oradan, yada yer yarılsa da içine girmek gibi birşeyler hissettim..


Amacım sessizce bir başsağlığı dileyip gitmekti..

Anladım ki birazcık insan hesabına koymak bile kardeşliğimizi pekiştirecek.

Ki biz zaten gerçekten kardeşiz..

Başka hiçbir ırkla olmadığımız kadar kardeşiz onlarla..

Birbirimizede en benzeriz..

Ama zaman zaman bende de hasıl olan karşılıklı ırkçı, şoven yaklaşımlar, devletin para vererek onları kazanabileceğini sanması..

Devlet para vererek asla onları kazanamaz..

Başka bir çözüm bulunmalı..

Taş atan çocuklarada başka bir çözüm bulunmalı.. Bizim sosyal hizmetler yurtlarına kaldıysa bu çocuklar yandık ki ne yandık..

Daha değişik bir çözüm bulmalıyız.. Çünkü öyle atış serbest demekle eli kanlı örgüt'e prim tanınmış olur.. Bunlar ne kadın biliyor ne çocuk. Ne vicdan var ne merhamet..

Bak aklıma geldi... Bir benzerlik daha buldum..

Nasıl bizde kolayına bir tanınmış aile yada zenginin çocuğu gelmiyorsa al bayrağımıza sarılıp, oralardada tanınmış yada zenginin çocuğu önümüze çıkmıyor taşa sarılıp.. (şiir gibi oldu sonu)

__________________
"Aslında herkes dahidir. Ama siz kalkıp bir balığı, ağaca tırmanma yeteneğine göre yargılarsanız, tüm hayatını aptal olduğuna inanarak geçirecektir."

romulus

Bu çocukların aile yapıları üç aşağı beş yukarı belli. Çocuklara ceza vermek yerine aileleri cezalandırılabilir. Örneğin; ailesine kamu hizmeti cezası verilebilir, taş atan bir çocuğun ailesinin devletten aldığı yardımların bir kısmını yada tümünü kesebilirsiniz v.s. Ne demişler; açlık sofuluğu bozar.

Bu taşlardan çok yiyen birisi olarak çocuklara çok ağır cezalar verilmesine pek taraftar değilim. Tabiki dediğim gibi ÇOCUKLARA!

Kimlikte 15 yaşında görünüp, aslında 20 yaşında bir erişkin fiziğine sahip olan üçkağıtçılara değil. 15 yaşından sonra tam ceza, 12-15 arası nispeten daha düşük ceza, 12 altına cezasızlık fakat bunlara ek olarak ailesine yukarıda bahsettiğim gibi cezalar verilmesi bence en doğrusu olacaktır.

__________________
Forum Gerçek Türkiyeli'nin Resmi Forumu

LaLe

ReaL

__________________

Banemin

Böcü anlattıkların yaşadıklarından yola çıkıldığı için çok daha etkileyici.

Ama satır aralarında öyle doğru yorumlarda bulunmuşsun ki sana tüm kalbimle katılıyorum.

Ekilmeye çalışılan düşmanlık ve ayrımcılık tohumları yüreklerde yeşermemeli. Bu iki taraf içinde böyle olmalı.

Bunu sağlaması gereken en büyük otorite olan devlete çok iş düşüyor. işte olayda bu noktada zaten kangrene dönüşmekte.

Bu basiretsiz yöneticilerden çekmeye devam ediyoruz hala. Halkı için değil, haltları için çalışanlar güruhu o meclisten temizlenmediği sürece, o bölgenin karışıklığından rant sağlayanların gırtlaklarına basılmadığı sürece daha çok canlarımız yanmaya devam edecek.

Real senin yazdıklarında da katıldığım nokta burası...

Bende aynı senin gibi düşünüyorum bu noktada. Sadece Dünyaya geldiği coğrafya veya ekonomik şartlar nedeniyle dışlanan, eğitimde, sağlıkta, iş sahaları yaratılmasında geri bırakılan, günümüzde bile hala aşiret ağalarına veya toprak ağalarına köle edilen bir neslin taştan başka sarılacak bir dalı kalmamışsa bu o çocukların değil, onlara bunu reva gören devlet büyüklerinin!!! suçudur.

Çocukları yargılamayı düşünenlerin ve bunun için kanun bile çıkarmış olanların kaleminin kırılacağı (bu mecazi anlamdadır) günlerin özlemi içindeyim...

__________________
Ben hiç insan kaybetmedim...
Sadece zamanı geldiğinde, vazgeçmeyi bildim...

Böcü Dayı

Kimi güney bahçelerinin ulu dut ağaçları olur; zamanında bir orduya yeter...Ne toplayan, ne yiyen, ne de kaynatan vardır.


Bununla birlikte kesmezler, ilişmezler.Bu ulu ağaçlar, asmalara çardak olarak, diledikleri gibi büyürler; boy verir, dal verir, gölge verirler.

Dut ağacında üzüm yiyebilirsiniz..."Duta asma çubuğu aşılanmış" diyebilirsiniz.

Ağaçlara su yürüdüğü mevsim,ikisinin de yaralarından damlayan bazen yerde,bazen yere düşmeden birbirine karışmış;asmayla dut kan kardeşi olmuştur.

Hangisinin yemişi dut, hangisin üzüm...Bilemezsiniz..Ve kuşların gagasında iki tat birbirine karışır, bir tat olur.

Sonbahar gelince yerde yapraklar, birlikte sararırlar; birlikte doğanlar birlikte ölmenin zevkine de ererler.

Dut, gövdesine sımsıkı sarılan asmadan memnundur ve asma bir canlı çardağa sarıldığını bilir; mesuttur. Böylece yaşarlar...Dut bahtiyar,asma bahtiyar...

Ne birinde büyüklük, ne ötekinde asalet iddiası vardır. Bir uyuşma, bir anlaşma örneği olarak kalacaklardır.

Asma, kolları kesilmedikçe duttan ayrılmaz...Ve duttan kesilecek bir dal, asmadan parçalar götürür.

Biz aynı toprağın,aynı köklerin çocukları,bir dutla bir asma kadar olamaz mıyız?
Arif Nihat Asya

__________________
"Aslında herkes dahidir. Ama siz kalkıp bir balığı, ağaca tırmanma yeteneğine göre yargılarsanız, tüm hayatını aptal olduğuna inanarak geçirecektir."

Kardelen26

Teşekkürler arkadaşlar hepinizin yorumları çok doğru
Taş atan çocukları cezalandırmak yerine, bu çocukları taş atmaya teşvik eden odakları kökten kesmeli ama nasıl, bu basiretsiz yöneticilermi bulacak çözümleri, hiç inanmıyorum ve çözüm bulunamadıkça da arkası gelecek ve hiç bitmeyecek maalesef
Hani bir laf vardır;et kemikten ayrılırmı misali(öylemiydi ya)biz ve onlar ayrı toplum değiliz, aynı toplumuz ve başka yaşayacağımız ülkemiz yok

__________________