Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Kültür | Sanat | Edebiyat > Türk Edebiyatı > Türk Edebiyatı Ustaları


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 20.11.2009, 14:08   #1
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Karacaoğlan (1606 - 1679 (1689)

Karacaoğlan

(1606 - 1679 veya 1689)








Türk halk şairi. Etkileyici bir dil ve duygu evreni kurduğu şiirleriyle Türk halk şiiri geleneğinde çığır açmıştır.

1606' doğduğu, 1679'da ya da 1689'da öldüğü sanılmaktadır. Yaşamı üstüne kesin bilgi yoktur. Bugüne değin yapılan inceleme ve araştırmalara göre 17.yy'da yaşamıştır. Nereli olduğu üstüne değişik görüşler öne sürülmüştür. Bazıları Kozan Dağı yakınındaki Bahçe ilçesinin Varsak (Farsak) köyünde doğduğunu söylerler. Bazıları da Osmaniye ili Düziçi ilçesinin Farsak köyünde doğduğunu söylerler. Gaziantep'in Barak Türkmenleri de, Kilis'in Musabeyli bucağında yaşayan Çavuşlu Türkmenleri de onu kendi aşiretlerinden sayarlar. Bir başka söylentiye göre Kozan'a bağlı Feke ilçesinin Gökçe köyündendir. Batı Anadolu'da yaşayan Karakeçili aşireti onu kendinden sayar. Mersin'in Silifke, Mut, Gülnar ilçelerinin köylerinde, o yöreden olduğu ileri sürülür. Bir menkıbeye göre de Belgradlı olduğu söylenir. Bu kaynaklardan ve şiirlerinden edinilen bilgilerden çıkarılan, onun Çukurova'da doğup, yörenin Türkmen aşiretleri arasında yaşadığıdır.

Adı bazı kaynaklarda Simayil, kendi şiirlerinden bazısında ise Halil ve Hasan olarak geçer. Akşehirli Hoca Hamdi Efendi'nin anılarına göre Karacaoğlan yetim büyüdü. Çirkin bir kızla evlendirilmek, babası gibi ömür boyu askere alınmak korkusu ve o sıralarda Çukurova'da derebeyi olan Kazanoğulları ile arasının açılması sonucu genç yaşta gurbete çıktı. İki kız kardeşini de yanında götürdüğünü, Bursa'ya, hatta İstanbul'a gittiğini belirten şiirleri vardır. Yine bu şiirlerinden anlaşıldığına göre, Bursa'da ev bark sahibi oldu, evlat acısı gördü. Anadolu'nun çeşitli illerini gezdiği, Rumeli'ye geçtiği, Mısır ve Trablus'a gittiği de sanılıyor. Yaşamının büyük bir bölümünü Çukurova, Maraş, Gaziantep yörelerinde geçirdi.

Doğum yeri gibi, ölüm yeri de kesin olarak bilinmemektedir. Şiirlerinden, çok uzun yaşadığı anlaşılmaktadır. Hoca Hamdi Efendi'nin anılarına göre Maraş'taki Cezel Yaylası'nda doksan altı yaşında ölmüştür. En son bulgulara göre ise mezarının İçel'in Mut ilçesinin Çukur köyündeki Karacaoğlan Tepesi denilen yerde olduğu sanılmaktadır.



Karacaoğlan Osmanlı Devleti'nin iktisadi bunalımlar ve iç karışıklıklar içinde bulunduğu bir çağda yaşamıştır. Şiirinin kaynağını, doğup büyüdüğü göçebe toplumunun gelenekleri ve içinde yaşadığı, yurt edindiği doğa oluşturur. Güneydoğu Anadolu, Çukurova, Toroslar ve Gavurdağları yörelerinde yaşayan Türkmen aşiretlerinin yaşayış, duyuş ve düşünüş özellikleri, onun kişiliği ile birleşerek âşık edebiyatına yepyeni bir söyleyiş getirir. Anadolu halkının 17.yy'da çektiği acılar, göçebe yaşantısının yoklukları, çileleri, çaresizlikleri, şiirinde yer almaz.

Şiirlerindeki insana dönüklüğünün özünde belirgin olan tema doğa ve aşktır. Ayrılık, gurbet, sıla özlemi, ölüm ise şiirinin bu bütünselliği içinde beliren başka temalardır. Duygulanışlarını gerçekçi biçimde dile getirir. Düşündüklerini açık, anlaşılır bir dille ortaya koyar. Acı, ayrılık, ölüm temalarını işlediği şiirlerinde de bu özelliği göze çarpar. Düşten çok gerçeğe yaslanır. Çıkış noktası yaşanmışlıktır. Ona göre, kişi yaşadığı sürece yaşamdan alabileceklerini almalı, gönlünü dilediğince eğlendirmelidir. Yaşama sevincinin kaynağı güzele, sevgiliye ve doğaya olan tutkunluğudur. Güzelleri, yiğitleri över, dert ortağı bildiği dağlara seslenir. Lirik söyleyişinin özünde, halkının duyuş ve düşünüş özellikleri görülür.

Göçebe yaşamının vazgeçilmez bir parçası olan doğa, onun şirinin başlıca temalarından biridir. Yaşadığı, gezip gördüğü yörelerin doğasını görkemli bir biçimde dile getirir. Dost, kardeş bildiği, sevgilisiyle eş gördüğü, iç içe yaşadığı bu doğa, onun için sadece bir mekan olmaktan ötedir. Şiirinin başka önemli bir teması olan aşkın varoluşu, doğadaki benzetmelerle güzelleşir. Onunla yaşanan sevinç, onun getirdiği acı doğa ile paylaşılır. Sevgili, şiirinde doğanın ayrılmaz bir parçasıdır.

Şiirlerinde yer yer sıla özlemi ve ölüm temasına da rastlanır. Sevdiğinden, ilinden, obasından ayrı düşüşü özlemle dile getirir, yakınır. Ölüm de, ayrılık ve yoksullukla eş tuttuğu bir derttir.



Doğa temasının yanı sıra şirinin asıl odak noktasını oluşturan aşk/sevgili kavramını, âşık şiirinin geleneksel kalıpları dışında bir söyleyişle ele alır. Onun için sevgili, düşlenen, bin bir hayal ile var edilen, ulaşılmazlığın umutsuzluğuyla adına türküler yakılan bir varlık değildir; doğa ve insan ilişkileri içindedir. Onu, yaşamdan ve bu ilişkilerden soyutlamadan verir.

İlk kez onun şiirinde sevgililerin adları söylenir: Elif, Anşa, Zeynep, Hürü, Döndü, Döne, Esma, Emine, Hatice...Karacaoğlan bunların kimine bir pınar başında su doldururken, kimine helkeleri omuzunda suya giderken, kimine de yayık yayıp halı dokurken görüp vurulmuştur. Gönlü bir güzel ile eylenmez, bir kişiye bağlanmaz. Uçarılık, onun duygu dünyasının şiirsel söyleyişine yansıyan en belirgin yanıdır. Erotizm, şiirine sevmek ve sevişmek olgusuyla yansır. Kanlı-canlı sevgili, cinsellik motifleriyle daha da belirginleşir, şiirinde etkileyici bir biçimde yer eder. Onun sevgiye ve kadına bakış açısı, âşık şiirine yenilik getirir ve bu gelenek içinde etkileyici bir özellik taşır. Tanrı kavramı ve din teması şiirinde önemlice bir yer tutmasa bile, bu konudaki yaklaşımıyla da kendi şiir geleneğine yine değişik bir bakış açısı getirmiş ve sonraki kuşaklar üzerinde etkileyici yönlendirici olmuştur.

Karacaoğlan yaşadığı çağda yetişmiş başka saz şairlerinin tersine, dil ve ölçü bakımından Divan Edebiyatı'nın etkisinden uzak kalmıştır. Güneydoğu Anadolu insanının o çağdaki günlük konuşma diliyle yazmıştır. Kullandığı Arapça ve Farsça sözcüklerin sayısı azdır. Yöresel sözcükleri ise yoğun bir biçimde kullanır. Deyimler ve benzetmelerle halk şiirinde kendine özgü bir şiir evreni kurmuştur. Bu da onun şiirine ayrı bir renk katar. Bu sözcüklerin bir çoğunu halk dilinde yaşayan biçimiyle, söylenişlerini bozarak ya da anlamlarını değiştirerek kullanır.

Karacaoğlan, halk şiirinin geleneksel yarım uyak düzenini ve yer yer de redifi kullanmıştır. Hece ölçüsünün 11'li (6+5) ve 8'li (4+4) kalıplarıyla yazmıştır. Bazı şiirlerinde ölçü uygunluğunu sağlamak için hece düşmelerine başvurduğu da görülür. Mecaz ve mazmûnlara çokca başvurması, söyleyişini etkili kılan önemli öğelerdir.

Şiirsel söyleyişinin önemli bir özelliği de, halk şiiri türü olan mani söylemeye yakın oluşudur. Koşmalar, semailer, varsağılar ve türküler şiirleri arasında önemlice yer tutar. Bunların her birinde açık, anlaşılır bir biçimde, içli ve özlü bir söyleyiş birliği kurmuştur.

Pir Sultan Abdal, Âşık Garip, Köroğlu, Öksüz Dede, Kul Mehmet'ten etkilenmiş, şiirleriyle Âşık Ömer, Âşık Hasan, Âşık İsmail, Katibî, Kuloğlu, Gevheri gibi çağdaşı şairleri olduğu kadar 18.yy ve şairlerinden Dadaloğlu, Gündeşlioğlu, Beyoğlu, Deliboran'ı, 19.yy şairlerinden de Bayburtlu Zihni, Dertli, Seyranî, Zileli Talibî, Ruhsatî, Şem'î ve Yeşilabdal'ı etkilemiştir. Daha sonra da gerek Meşrutiyet, gerek Cumhuriyet dönemlerinde, halk edebiyatı geleneğinden yararlanan şairlerden R.T. Bölükbaşı, F.N. Çamlıbel, K.B. Çağlar, A.K. Tecer ve C. Külebi, Karacaoğlan'dan esinlenmişlerdir.

Şiirleri 1920'den beri araştırılan, derlenip yayımlanan Karacaoğlan'ın bugüne değin, yazılı kaynaklara beş yüzün üzerinde şiiri geçmiştir.



Karacaoğlan'ın Mut'taki Mezarı





Ersen ve Dadaşlar - Bir Ayrılık, Bir Yoksulluk, Bir Ölüm


Forum Gerçek Flash Dosyası
__________________
  Alıntı ile Cevapla
17 Üyemiz Smyrna'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 20.11.2009, 14:13   #2
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Karacaoğlan

Eserlerinden Örnekler...


Vara vara vardım ol kara taşa
Hasret ettin beni kavim kardaşa
Sebep ne gözden akan kanlı yaşa
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm

Nice sultanları tahttan indirdi
Nicesinin gül benzini soldurdu
Nicelerin gelmez yola gönderdi
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm

Karac'oğlan der ki kondum göçülmez
Acıdır ecel şerbeti içilmez
Üç derdim var birbirinden seçilmez
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm



Sunayı da deli gönül sunayı
Ben yoluna terk eyledim sılayı
Armağan gönderdim telli turnayı
İner gider bir gözleri sürmeli

Sabahtan uğradım yarin yurduna
Dayanılmaz firkatine derdine
Yıkılası karlı dağın ardına
Aşar gider bir gözleri sürmeli

Ateş yanmayınca duman mı tüter
Ak gerdan üstünde çimen mi biter
Vakti gelmeyince bülbül mü öter
Öter gider bir gözleri sürmeli

Karacaoğlan kapınıza kul gibi
Gönül küsüverse ince kıl gibi
Seherde açılmış gonca gül gibi
Kokar gider bir gözleri sürmeli


Be felek senin elinden
Hem yanarım hem ağlarım
Gece gündüz ağlar gözüm
Başımı döğer ağlarım
Çağırırım gani deyi
Gel ağlatma beni deyi
Kimi görsem seni deyi
Yüzüne sakar ağlarım

Lutfeyle beyim urandır
Gözümün yaşı barandır
Kaygılı gönlüm virandır
Hicrimi çeker ağlarım
Karacaoğlan düştü derde
Gece gündüz yanar narda
Hak kadı olduğu yerde
Kabrimden çıkar ağlarım


Güzel Ne Güzel Olmuşsun,
Görülmeyi Görülmeyi,
Siyah Zülfün Halkalanmış...Aman Aman
Örülmeyi Örülmeyi.

Mendilim Yuğdum Arıttım,
Gülün Dalında Kuruttum,
Adin Ne İdi Unuttum...Aman Aman
Sorulmayı Sorulmayı..

Seğirttim Ardından Yettim,
Eğildim Yüzünden Öptüm,
Adın Bilirdim Unuttum...Aman Aman
Çağırmayı Çağırmayı.

Benim Yarim Bana Küsmüş,
Zülfünü Gerdana Dökmüş,
Muhabbeti Benden Kesmiş...Aman Aman
Sevilmeyi Sevilmeyi.

Çağır Karacaoğlan Çağır,
Taş Düştüğü Yerde Ağır,
Yiğit Sevdiğinden Soğur...Aman Aman
Sarılmayı Sarılmayı.


Gine Dertli Dertli İniliyorsun,
Sarı Durnam Sinem Yaralandı Mı.
Hiç El Değmeden De İniliyorsun.
Sari Durnam Sinem Yaralandı Mı,
Yoksa Ciğerlerin Parelendi Mi.

Yoksa Sana Ya Düzen Mi Düzdüler,
Perdelerin Tel Tel Edip Üzdüler.
Tellerini Sırmadan Mi Süzdüler.
Allı Da Durnam,Telli De Durnam,
Sinem De Yarelendi Mi.
Yoksa Ciğerlerin Parelendi Mi.

Havayı Ey Deli Gönül Havayı
Ay Doğmadan Şavkı Dutmuş Ovayı
Türkmen Kızı Gater Etmiş Mayayı
Çekip Gider Bir Gözleri Sürmeli

Kuru Kütük Yanmayınca Tütermi
Ak Gerdanda Çifte Benler Bitermi
Vakti Gelmeyince Bülbül Ötermi
Ötüp Gider Bir Gözleri Sürmeli

Dere Kenarında Yerler Hurmayı
Kılavuz Ederler Telli Durnayı
Ak Göğsün Üstünde İlik Düğmeyi
Çözüp Gider Bir Gözleri Sürmeli.
Karacoğlan Der Ki Geçti Ne Fayda,
Bir Vefa Kalmadı Ok İle Yayda.


Bugün çay bulandı yarın durulmaz
Yol ver dağlar ben sılama varayım
Karlı dağlar varayım
Zalım dağlar varayım
Muhabbetli yardan gönül ayrılmaz
Yol ver dağlar ben sılama varayım
Karlı dağlar varayım
Zalım dağlar varayım

Gurbet elde efkarım var zarım var
Sılada bekleyen nazlı yarim var
Bizi ayırana intizarım var
Karlı dağlar yaz gele
Zalım dağlar tez gele
Bizi ayırana intizarım var

Oy dağlar
Yol ver dağlar ben sılama gideyim
Karlı dağlar gideyim
Zalım dağlar gideyim

Ezeli de Karacaoğlan ezeli
Döküldü bağların gülü gazeli
Gurbet elde ben nideyim güzeli
Karlı dağlar güzeli
Zalım dağlar güzeli
Gurbet elde ben neyleyim güzeli

Oy dağlar
Yol ver dağlar ben sılama gideyim
Karlı dağlar gideyim
Zalım dağlar gideyim

Beni Kara Diye Yerme,
Mevlam Yaratmış Hor Görme,
Ela Göze Siyah Sürme,
Çekilir Kara Değil Mi?

Her Yoldan Gelir Geçerler,
Aktan Karayı Seçerler,
Ağalar Beyler İçerler,
Kahve De Kara Değil Mi?

Karac’oğlan Der Maşallah,
Birgün Görünür İnşallah,
Kara Donludur Beytullah,
Örtüsü Kara Değil Mi?



Ela Gözlüm Ben Bu Elden Gidersem,
Zülfü Perişanım Kal Melül Melül.
Kerem Et, Aklından Çıkarma Beni,
Ağla Göz Yaşını, Sil Melül Melül.

Elvan Çiçekleri Takma Başına,
Kudret Kalemini Çekme Kaşına,
Beni Ağlatırsan Doyma Yaşına,
Ağla Göz Yasini, Sil Melül Melül

Yeter Ey Sevdiğim Sen Seni Düzet
Karaları Bağla,Beyazı Çöz At
O Nazik Ellerin Bir Daha Uzat
Ayrılık Şerbetin Ver Melül Melül

Karac’oğlan Der Ki Ölüp Ölünce
Bende Güzel Sevdim Kendi Halimce
Varıp Gurbet Ele Vasıl Olunca
Dostlardan Haberim Al Melül Melül



Üryan geldim gene üryan giderim
Ölmemeye elde fermanım mı var
Azrail gelmiş de can talep eyler
Benim can vermeye dermanım mı var

Dirilirler dirilirler gelirler
Huzur-ı mahşerde divan dururlar
Harami var diye korku verirler
Benim ipek yüklü kervanım mı var

Er isen erliğin meydana getir
Kadir Mevlâ'm noksanımı sen yetir
Bana derler gam yükünü sen götür
Benim yük götürür dermanım mı var

Karac'oğlan der ki ismim öğerler
Ağı oldu yediğimiz şekerler
Güzel sever diye isnad ederler
Benim Hakk'dan özge sevdiğim mi var



Elâ Gözlerini Sevdiğim Dilber,
Göster Cemalini Görmeye Geldim,
Şeftalini Derde Derman Dediler,
Gerçek Mi Sevdiğim Sormaya Geldim.

Gündüz Hayallerim, Gece Düşlerim,
Uyandıkça Ağlamaya Başlarım,
Sevdiğim, Üstünde Uçan Kuşların,
Tutup Kanatlarından Kırmaya Geldim.

Senin Aşıkların Gülmez Dediler,
Ağlayıp Yaşını Silmez Dediler ,
Seni Biraz Saran Ölmez Dediler,
Gerçek Mi Sevdiğim Sormağa Geldim.

Mail Oldum Senin İnce Beline,
Canim Kurban Olsun Tatlı Diline,
Aşık Olup Senin Hüsnü Bağına,
Kırmızı Gülleri Dermeye Geldim.

Karac'oğlan Der Ki Gönül Doğrusu,
Gökte Melek, Yerde Huma Yavrusu,
Ben Sana Söyledim, Sözün Doğrusu,
Soyunup Koynuna Girmeğe Geldim.


Madem Dilber Meylin Yoğidi Bende,
Ezelinden İkrar Vermeye-Yidin.
Muhabbettir Güzelliğin Nişanı,
Uğrun Uğrun Bakıp Gülmeye-Yidin.

Siyah Saçlarını Eylersin Perde,
Beni Sen Uğrattın Bu Zalim Derde,
Ben Kendi Halimde Gezdiğim Yerde,
Çağırıp Yadigâr Vermeye-Yidin.

Karacaoğlan Der Ki Ey Mahı Mestim,
Kasla Göz Eylersin Bana Mi Kastin.
Severler Güzeli Darılma Dostum,
Darıldıysan Güzel Olmaya-Yidin.


Nedendir de suna boylum nedendir
Bu geceki benim uyumadığım uyumadığım
Yaman derler ayrılığın derdine
Ayrılık derdine doyamadığım doyamadığım

Dostun bahçasına bir hoyrat girmiş
Gülünü dererken dalını kırmış
Şurda bir kötünün koluna girmiş
Şu benim öpmeye kıyamadığım

Kömür gözlüm der ki sevdim sakındım
İndim has bahçeye güller sokundum
Bilmiyorum nerelerine dokundum
Belli bir haberin alamadığım

Karacaoğlan der ki yandım ben öldüm
Her deliliği ben kendimde buldum
Dolanıp da kavil yerine geldim
Kavil yerlerinde bulamadığım



Güzel Ne Güzel Olmuşsun,
Görülmeyi Görülmeyi,
Siyah Zülfün Halkalanmış
Örülmeyi Örülmeyi.

Mendilim Yuğdum Arıttım,
Gülün Dalında Kuruttum,
Adin Ne İdi Unuttum.
Sorulmayı Sorulmayı.

Seğirttim Ardından Yettim,
Eğildim Yüzünden Öptüm,
Adın Bilirdim Unuttum.
Çağırmayı Çağırmayı.

Benim Yarim Bana Küsmüş,
Zülfünü Gerdana Dökmüş,
Muhabbeti Benden Kesmiş.
Sevilmeyi Sevilmeyi.

Çağır Karacaoğlan Çağır,
Taş Düştüğü Yerde Ağır,
Yiğit Sevdiğinden Soğur.
Sarılmayı Sarılmayı


__________________
  Alıntı ile Cevapla
Eski 20.11.2009, 14:42   #3
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Karacaoğlan

Ellerine sağlık, teşekkürler Smyrna...
__________________



Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız..
* * *
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 20.11.2009, 18:02   #4
Çevrimdışı
**EMEL**
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Karacaoğlan

Büyük Ozan Karacaoğlan ...

Harika bir seçim olmuş Smyrna teşekkürler eline sağlık
__________________
Hayat dediğiniz 1 çay
İnsan ise sadece 1 şeker
Karıştırdıkça hayattan tat aldığını sanırsın
Oysaki;
Hayatın seni erittiğini çay bitince anlarsın..




  Alıntı ile Cevapla
6 Üyemiz **EMEL**'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 20.11.2009, 18:48   #5
Çevrimdışı
LaLe
Ne Mutlu Türküm Diyene

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Karacaoğlan

Karacaoğlan derki;


yürü bire yalan dünya
Sana konan göçer bir gün
İnsan bir ekine misal
Seni eken biçer bir gün..




Ellerine sağlık Smyrna, teşekkürler paylaşımın için.
  Alıntı ile Cevapla
9 Üyemiz LaLe'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 20.11.2009, 19:10   #6
Çevrimdışı
OkyanusunKalbi
WoodStock

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Karacaoğlan

Karacaoğlanın eserlerini çogu sanatcımız seslendiriyor...Unutulmayan, ders veren sözleri olan, eserleri mevcut...
Teşekkürler canım...
  Alıntı ile Cevapla
6 Üyemiz OkyanusunKalbi'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 11.11.2010, 21:06   #7
Çevrimdışı
Nazlı
Süper Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Karacaoğlan

Teşekkürler ,lisedeyken pek bir merak salmıştım
__________________
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Nazlı'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 23.09.2013, 20:02   #8
Çevrimdışı
Dilaver
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Karacaoğlan

Konu açmak için Karacaoğlan'ın hayatını didik didik etmiştim net üzerinde.. Meğer konusu varmış, sadece araştırma yapmakla kaldım bu kez

Yine de sizlerle, bana ilginç gelen bazı noktaları paylaşmak isterim.

Karacaoğlan'ın tam 31 şiiri, Ala gözlerini sevdiğim dilber mısrası ile başlıyor. Hepsi de farklı şiirler. Bu şiirlerinin hepsinde
Smyrna'nın konuda belirttiği gibi, farklı güzellere (isimleri yazmıyor bu şiirlerde ama belli farklı oldukları) hitap var..

Şiirlerinde bazen üstü kapalı bazen direkt ama azıcık erotizm var..

Benim izlenimim tam bir çapkın-kazanova..


Döneminin ünlü şairlerinden Gevheri'yi ;

Ala gözlerini sevdiğim dilber
Salınıp geldiğin yollar övünsün
Ne güzel yaratmış seni yaradan
İnce belin saran kollar övünsün

Bir melek nesli mi vardır soyunda
Hak nazarın kaldı selvi boyunda
O günlerde bahar bayram ayında
Sana gölge olan dallar övünsün

Gevheri yarının gülleri aktır
Var yürü yüzüne perdeler döktür
Bilemem sevdiğim akranım yoktur
Zülfüne dokunan yeller övünsün (GEVHERİ)

şiirini yazdıracak (6+5) kadar etkilemiştir. Bence bu etkileşimden öte Gevheri'nin kıskançlığından kaynaklanıyor.. Tam 31 şiiri Ala gözlerini sevdiğim dilber mısrası ile yazan Karacaoğlan'a ''bunu yapmak çok ta zor değil'' mesajını vermek istemiş kanımca.. Eee sanatçılar her devirde kıskanırlar birbirlerini

Benim en çok beğendiğim Karacaoğlan şiirleri;


Ala gözlerini sevdiğim dilber,
Göster cemalini, görmeye geldim.
Şeftalin derdime derman dediler,
Gerçek mi sevdiğim? Sormaya geldim.

Gündüz hayallerim, gece düşlerim,
Uyandıkça ağlamaya başlarım.
Sevdiğim üstünde uçan kuşların,
Tutup kanatların kırmaya geldim.

Senin aşıkların gülmez dediler,
Ağlayıp yaşını silmez dediler.
Seni bir kez saran ölmez dediler,
Gerçek mi efendim? Sarmaya geldim.

Senin işin yiyip içmek dediler,
Yaran ile konup göçmek dediler,
Göğsün cennet, koynun uçmak dediler,
Hak nasip ederse görmeye geldim.

Mayıl oldum senin ince beline,
Canım kurban olsun tatlı diline.
Âşık olup senin hüsnün bağına,
Kırmızı güllerin dermeye geldim.

Karac'oğlan der ki: İşim doğrusu,
Gökte melek, yerde hüma yavrusu.
Söyleyim ben sana sözün doğrusu,
Soyunup koynuna girmeye geldim.


Bak şimdi ben de etkilendim KARACAOĞLAN'dan, forumda ki kullanıcı adımı Karacaoğlan olarak değiştirsem mi?


Ala gözlerini sevdiğim dilber,
Söyle güzellerin mahı isen de.
İndirirler seni yüksek havadan,
Gözleri dumanlı kuğu isen de.

Kız: Oğlan senin bu sözüne küserim,
Alırım zülfün teline asarım.
Küffar kalesinde ben de hisarım,
Gelemem üstüne Ali isen de.

Karacaoğlan: Gürzünen vurur, kız kalen yıkarım,
Yıkarım da kemiklerin sökerim.
Üstüne de yüksek köprü kurarım,
Geçerim Tuna'nın seli isen de.

Kız: Oğlan, seni babam duyar öldürür,
Beğden evvel padişaha bildirir.
En sonunda yapracağın soldurur,
Mevlâ'nın sevgili kulu isen de.

Karacaoğlan: Binerim atıma ben de aşarım,
Aşarım da karlı dağlar eşerim.
Ahtım olsun, seni alır, boşarım,
On iki padişah kızı isen de.

Kız: Oğlan, seni çaldırmışım kaleme,
Dayanamam firkatime, belama.
Rüsvay etme beni halka, âleme,
Sarılalım oğlan deli isen de.

Karac'oğlan der ki: Nasıl beğ imiş?
Üst yanımız karlı karlı dağ imiş.
Yokladım öteni, öten yoğ imiş,
Kız alamam seni, hörü isen de.

Konu için teşekkürler Smyrna


__________________

Tanrılar, erkeklerin ''balıkta'' geçirdiği zamanı ömründen saymaz. (Babil Atasözü)
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Dilaver'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 20.02.2014, 18:20   #9
Çevrimdışı
Redwine
"Her Şey Güzel Oldu"

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Karacaoğlan







Deli gonul gezer gezer gelirsin
Arı gibi her çicekten alırsın
Nerde güzel görsen orda kalırsın
Ben senin derdini çekemem gönül

Santur mu istersin saz mı istersin
Ördek mi istersin kaz mı istersin
Tomurcuk memeli kız mı istersin
Ben senin derdini çekemem gönül

Çıkıp yücelere bakmak istersin
Coşkun sular gibi akmak istersin
Her güzelle yatıp kalkmak istersin
Ben senin derdini çekemem gönül

Karac'oğlan der ki okuyam yazam
Keleş değilim ki kervanlar bozam
Giyinem kuşanam bir hosça gezem
Ben senin derdini çekemem gön
ül


Karacaoğlan
__________________
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Redwine'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 24.08.2014, 21:40   #10
Çevrimdışı
Sami
Düz Adam

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Karacaoğlan (1606 - 1679 (1689)

Karac'oğlan der ki, Bakın geline

Ömrümün yarısı gitti talana.



.

Şair burada, evlenmeyi düşünen bekar erkekler için uyarıda bulunmuş.

.
  Alıntı ile Cevapla
Sami'in Mesajına Teşekkür Etti
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
ala gözlerini, halk şairi, karacaoğlan, karacaoğlan hayatı, karacaoğlan şiirleri, sevdiğim dilber


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 11:23.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.