Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk, Yapı Kredi Yayınları'na geri döndü.

Türk edebiyatına Sessiz Ev, Beyaz Kale, Kar, Benim Adım Kırmızı, Cevdet Bey ve Oğulları, Kara Kitap gibi önemli başyapıtlar kazandıran, 2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülü alan Orhan Pamuk, Yapı Kredi Yayınları’nda.

Orhan Pamuk’un daha önce 2003 yılında Yapı Kredi Yayınları’ndan İstanbul, Hatıralar ve Şehir adında bir kitabı çıkmıştı. Pamuk’un çocukluğunu ve gençliğini geçirdiği, hatıralarının değişmez mekanı İstanbul’u anlattığı İstanbul, Hatıralar ve Şehir kitabı büyük ilgi görmüş, kırktan fazla dile çevrilmişti.

YENİ KİTAP 2014 YILINDA
Temmuz ayında tekrar baskı kitapları yayımlanmaya başlayacak olan Pamuk’un Ağustos ayında Yapı Kredi Yayınları’nın Doğan Kardeş dizisinden Seçmeler adında yeni ve özgün bir kitabı yayımlanacak. Seçmeler, yazarın eski kitaplarından, hiç yayımlanmamış yazı ve anlatılarından, kendi seçtiği metin ve hikayelerden oluşuyor. Sonbahar aylarında ise yazarın Kara Kitap romanına kılavuz niteliğindeki kitabı Kara Kitap’a Giriş yayımlanacak.

Yazarın 2014 yılının ilk aylarında çıkarılması planlanan yeni kitabı Kafamda Bir Tuhaflık için de hazırlıklar sürüyor.

1982 yılında yayımlanan ilk romanı Cevdet Bey ve Oğulları ile Orhan Kemal ve Milliyet Roman Ödülleri’ne, Sessiz Ev’in Fransızca çevirisiyle Prix de la Découverte Européene’i’ne (1991), 1998’de yayımlanan Benim Adım Kırmızı ile Fransa’da Prix du Meilleur Livre étranger, İtalya’da Grinzane Cavour (2002) ve İrlanda’da International Impac-Dublin’e (2003) ve 1990 yılında yayımlanan Kara Kitap’ın Fransızca çevirisiyle Prix France Culture gibi ödüllere layık görülen, 2005 yılında Almanya’nın kültür alanındaki en seçkin ödülü olarak kabul edilen Barış Ödülü’nü alan, kitapları 60 dile çevrilen Nobelli yazar Orhan Pamuk’un kitapları bütün dünyada on iki milyon sattı.

Kaynak

__________________

Okumam ben bu adamın kitaplarını, Nobel ödülünü nasıl aldı bilir misiniz ? Türkler Ermeniler e soykırım yaptı dediği için aldı o ödülü. Kısacası yazarlığının kalitesine bakmam, kişiliğine bakarım.

Benim için hem kişiliği hem de yazarlığı ilgilendirir çünkü ben de bir yazarım aynı zamanda ama bu adamı okudun mu sorusuna gelirsek ben bu adamı okumadım..O yüzden yorum yapamam teşekkür ederim yorumlarınıza...

__________________

İmge'nin yorumuna katılıyorum. Bir yazarın kitaplarını okumadan karakterini anlamanın da pek mümkün olmadığını düşünüyorum. Bu yüzden okunmalı.

__________________

Benim yazarlık ve kişilik kalitesi ile kastetiğim bu adamdır. Her yazar başkalarına yalakalık yapmak adına ülkesine yamuk yapar anlamında demedim.

Her yazarın bir kişiliği vardır; bu adamın ki beş para etmez benim gözümde.

Güzel kitapları olsa, kaç yazar ...

__________________

Bir kitap delisi olarak; kitaplarda kendini bulabilen, hayal gücümle satırları yaşayabilen, kelimelerin güçleriyle ve kitabın konusuyla kendimi bambaşka bir alemlerde bulabilen ben, sizlerin de ne demek istediğinizi anlıyorum.

Bu adamdan önce benzer olan bir konu; ne kadar önceden sevmiş olsam da, tek bir hareketi ile Ahmet Kaya' yı dinlemeyi bıraktım. Şarkılarının çoğu güzel miydi ? Evet ! Hala da bazılarına güzel gelmeye devam ediyordur ama bana gelmiyor artık. Çünkü onun gerçek yüzünü gördüm ben ve bu da bütün sıcaklığımı, beğenimi öldürdü.

Yılmaz Erdoğan için de aynı. Ki, ne bayılırdım gülmekten rollerine.

Ama gerçek yüzlerini görünce, elimde olmadan vatan hainleri olarak görmeye başladım.

Bize misafir gelmişti bir keresinde, tv de onun programının olduğunu söylediği, annem de açtı kanalı. İzlediler. Ama kalkıp da bu adam pkk ya yardım ediyor, bilmem ne bilmem ne ... diye açıklama yapmadım. Çünkü düşünce benim düşüncem, başkaları seviyor diye, eleştirmedim hiç. Çünkü kimi insanlar ne olduğunu bilse bile ya da vakit geçirmek için izler ya da mimikleri, ne bileyim özellikle yaptığı bir hareketini, v.b. sevebilir. Ben kalkıp da anlatırsam gerçek yüzünü '' haa, öyle mi ? '' der geçer gider, izlemeye devam eder, ben de boşuna nefes harcamış olurum.

O yüzden, karışmam kimsenin hayran olduğu yazara veya sanatçıya. Hayranlık olmayıp sizler gibi sadece okumayı seçenlere de birşey diyemem. Sizin kendi tercihiniz. Renkler ve zevkler tartışılmaz demiş atalarımız mı ne Kim dediyse artık, haklı da demiş. Çünkü konuşmaya kalkarsak muhabbet olarak tartışmaya çok konu girmeye başlar

Lisedeyken bir akrabımızdan '' benim adım kırmızı '' kitabını almıştım ama yaşım oldu 35, hala da okumak nasip olmadı Sanırım bundan sonra da olmayacak.

Ben; Halide Edip' lerime, Necati Cumalı'larıma, Reşat Nuri Güntekin' lerime, ..... devam edeyim en iyisi

Soykırım yaptı düşüncesini savundu diye edebiyat ödülü aldığı görüşünde değilim efendim.
Bir adamın soykırım yaptı demesi ile edebiyat ödülü alması anlamsız geliyor aklıma sığdıramıyorum.
Adamların görüşlerine paralel bir görüşü savunup o ödülü alması Camus gibi bir çok ünlü yazarın aldığı ödülü yerlere atmaktan başka bişey değil kanımca.

Evet konuşmaya başlarsak fikir çatışmaları yaratacağız her iki insan gibi.
Yaşar Kemalimiz , Tanpınarımız, Bilge Karasuyumuz ve daha nicesiyle herkese edebiyatlı ömürler.

__________________

Türkiye aleyhine kim ne dolap çevirirse, Avrupa ülkelerinin anında sahiplendiğini ve bu insanları değişik yollarla desteklediğini defalarca gördük.

__________________

Okumaya başladığım her iki kitabına da 50. sayfasına kadar zor dayandım. Bunaltıcı ve gereksiz detaylara iniyor. Uzattıkça uzatıyor.

Bunun yanısıra, şu kadar kürt bu kadar ermeni katlettik demesiyle iyice sıfıra indi benim için.

Ülkeni kötüle, nankörlük yap Nobel'i kap..


Bu adam yazarsa Dostoyevski ne, Sabahattin Ali ne diyesi geliyor insanın.