Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Kültür | Sanat | Edebiyat > Türk Edebiyatı


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 21.11.2013, 02:53   #1
Çevrimdışı
Psişik Tırtıl
Gerçek Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Geçmişten Günümüze Mizah Dergileri - Karikatür Tarihi







Karikatür Türkiye'de batı etkisi altında gelişmiş sanatlar arasındadır. Ama bize özgü sanatlar arasında karikatürün özelliklerini taşıyan yaratı alanları da bulunmaktadır. Sözgelimi, minyatürde çizimin önemli bir yeri vardır. Bazı minyatürlerde oldukça abartılmış figürlere rastlanır. Karagöz oyununda kullanılan figürler de fazlasıyla kendine özgü, abartılmış çizgilerle gülünç tipler çizerler. Karikatürün en önemli öğesi olan gülmece ise cok eskiçağlardan beri Anadolu insanının kullandığı bir dişavurum biçimidir. Hitit kabartmaları incelendiğinde, işlevi eğlencelerde insanları güldürmek olduğu anlaşılan kişileri canlandıran kabartmalara rastlanır. Nasreddin Hoca ve Bektaşi fikaraları ise daha yakın çağlardan örneklerdir. Ortaoyunu gibi gösteri sanatları özgün ve abartılı tiplerle gülmeceyi kullanan anlatım araclarıdır. Bütün bu birikimler Türkiye'de karikatüre hazır bir ortam yaratmıştır diyebiliriz. Osmanlı döneminde ilk karikatür 1867'de yayımlanmıştır. 1870'te Teodor Kasap'ın yayımladığı Diyojen ise ilk Türk gülmece dergisidir. Bu dergiyi başkaları izlemekle birlikte, ilk karikatürlerin yayımlanmasından sonra uzunca bir süre karikatürsüz bir dönem yaşandı. II. Abdülhamid'in baskıcı yönetimi gazete ve dergilerin çıkmasını engellemiş, çıkabilenlerde de eleştiri amaçlı gülmeceye izin verilmemiştir.

Bu dönemde Türk karikatürü Türkiye dışında yayımlanan gazete ve dergilerde yer alarak sürdü. 1908'de II. Meşrutiyet'ten hemen sonra bu tür yerli yayınlar yeniden çoğaldı, bu da karikatürde bir canlanmaya neden oldu.
İlk dönem Türk karikatürünün özelliklerinden biri çizimlerin resim gibi oluşudur. Başka bir deyişle, karikatürler gerçekçi çizimler üstüne kuruluydu. Abartıyı sağlamak için düzenleme ve çizim özelliklerine önem veriliyor, gülmece daha çok yazıya dayanıyordu. Altyazılarda açıklamalar, karşılıklı konuşmalar yer aliyor, ayrıca çizimde gösterilen figürlerin üstüne de kim ya da ne oldukları yazılarak açıklanıyordu.

Türkler'in dışındakı Osmanlı uyrukları batılılasma hareketine önemli katkıda bulunmuşlardır. Özellikle Ermeni kökenli sanatçılar, tiyatro ve mimarlık alanında olduğu gibi, karikatür alanında da batı etkilerine açık çalişmalarıyla tanınırlar. İlk dönem karikatürcüleri, arasında Nişan Berberyan, Santr, Opçandassis'in yanı sıra Ali Fuat Bey gibi adlar vardır. Bu dönemde pek çok karikatür de imzasız olarak yayımlanmıştır. II. Meşrutiyet'i izleyen dönemde ise Sedat Nuri İleri, Scarselli, A. Rigopulos, Mehmed Baha, Halit Naci, Münir Osman yer alir. Dönemin en önde gelen sanatçısı ise Cemil Cem'dir.

Klasik Karikatür dönemi


Türk karikatürünün ikinci dönemi cumhuriyetin kurulmasını izleyen yıllarda ortaya çıkmıştır. 1928′de yeni Türk alfabesinin benimsenmesi okuryazar sayısını çoğalttığı gibi basın yayın alanında da önemli bir canlanmaya yol açtı. Bu değişme ve gelişmeleri izleyen yıllarda karikatürün günlük gazetelerin ayrılmaz bir parçası olmuş ve klasik Türk karikatürünün en büyük ustaları yetişmiştir.






Bu dönemin karikatürünün en belirgin özelliği çizimdeki değişmedir. Bir önceki dönemin sonlarına doğru başlayan çizimlerdeki yalınlaşma süreci bu dönemde de sürmüştür. Çizimlerde artik en ince ayrıntılardan vazgeçilmiştir. Karikatürün gündelik olması bu ayrıntı düzeyinde çalışmayı olanaksız kılmaktaydı. Dönemin bir başka çizim özelliği de insanların dışındaki varlık ve olguların da karikatür kalıpları içinde çizilmeye başlanmasıdır. Çizim düzeyindeki üçüncü gelişme ise bazısı batıdan alınmış simgelerin ve kalıpların kullanılmasıdır. Örneğin şaşıran birinin şapkası uçar, birinin başının üstünde uçuşan yıldızlar onun canının yanmış olduğunu anlatır. Yazı bu dönemde de gülmeceyi iletmede en önemli öğe olmayı sürdürmüştür. Karikatürler resimlendirilmiş birer fıkra gibidirler. Bir önceki döneme göre bu alanda da bir yalınlaşma gözlenmektedir. Artık olayın hangi ortamda geçtiği, konuşmaların kimler arasında olduğu gibi, çizimin açık seçik gösterdiği şeyler yazıyla açıklanmaz olmuştur. Eskiden olduğu gibi bu dönemde de tümüyle yazısız anlatımların kullanıldığı olmaktadır, ama bunların sayısı çok değildir. Yeni yazıyla yayımlanan ilk karikatür albümlerinin çıkması, ilk karikatür sergilerinin açılması, ilk kadın karikatürcünün yetişmesi yaklaşık 1950′ye kadar süre bu dönem içinde olmuştur.







Dönemin en önemli sanatçısı Cemal Nadir Güler’dir. Bu dönemin özelliği olarak söylenenlerin hepsinde katkısı olan bu sanatçı çizgide sağlam bir anlatım dili kurmuştur. İlk çizgi roman sayılabilecek Amcabey’i yaratmış, onun öykülerini çizgi film biçimine getirmeye çalışarak bu alandaki ilk denemeleri yapmıştır. İlk kadın karikatürcü olan Selma Emiroğlu’nun da öğretmenidir. Cemal Nadir karikatür sanatının sevilmesinin, benimsenmesini sağlamış, genç karikatürcüleri özendirmiştir. Dönemin önde gelen öteki adları arasında Münif Fehim Özarman, Ramiz Gökçe, Ratip Tahir Burak, Kozma Togo, Salih Erimez, Orhan Ural, Necmi Rıza Ayça bulunmaktadır. Bu sanatçılardan birçoğu sonraki dönemlerde de karikatürcülüğü sürdürmüştür.


Çağdaş Karikatür Dönemi


Türk karikatürünün üçüncü dönemi 1950'de başlar. II. Dünya Savaşı'nın bitmesinden sonra Türkiye'nin dış dünyaya açılmasına, siyasal ve ekonomik alanda liberalleşmesine paralel olarak basın-yayın yaşamında gözlenen canlanma ve çeşitlenme karikatüre de yansımış, Türk karikatürü yenilenip çağdaşlaşmaya başlamış, çalışmalarını uluslararası düzeyde kabul ettiren sanatçılar yetişmiştir. Yeni karikatür anlayışının en etkin olduğu dönem 1950-1960 arasıdır. Önde gelen temsilcileri günümüzde de yapıt vermeyi sürdürmekte, ayrıca pek çok genç karikatürcü günümüzde de bu dönemin ustalarının ilkelerini uygulayan yapıtlar vermektedir.

Üçüncü dönemdeki en önemli değişiklik çizimde görülmektedir. Belli bir yalınlaşma sürecinden geçmiş de olsa, ikinci dönem karikatürü anlatımı doğrudan desteklemeyen ayrıntılarla doludur. 1950 kuşağı adıyla da bilinen yeni karikatür neredeyse bir çırpıda denecek kadar hızla kendini bunlardan arındırmış, gereksiz her türlü ayrıntıyı çizimden çıkarmıştır. Çağdaş eğilimlere paralel bu gelişme bir süre sonra karikatürün çizgiyle gülmece yapma sanatı olarak tanımlanmasına yol açmıştır.

Çizgide görülen tutumluluğun benzeri yazıda da görülmektedir. Gülmeceyi ileten yazı artık kendi başına bir fıkra olmaktan çıkmış, çizimi bütünleyen, ancak onunla anlam kazanan bir öğe durumuna gelmiş, yazısız karikatür öne çıkmıştır. Bu anlayışı uygulayan en önemli sanatçılar Turhan Selçuk, Ali Ulvi Ersoy ve Ferruh Doğan olmuşlardır. Nehar Tüblek, Semih Balcıoğlu, Altan Erbulak, Mustafa Eremektar (Mıstık) ve Oğuz Aral da bu dönemin karikatürcüleri arasındadır. Onları Yalçın Çetin, Tonguç Yaşar, Tan Oral ve Tekin Aral izlemişlerdir. Suat Yalaz daha sonra çizgi romana yönelmiştir.








Bu dönemde Türk karikatürcüleri yurtdışındaki yarşmalarda ödüller kazanmış, yapıtları yabancı gazete ve dergilerde yayımlanmış, karikatürleri albümlere, müzelere alınmıştır. Türkiye'de de ulusal ve uluslararası yarışmalar düzenlenmeye başlanmıştır. Karikatürcülerin çizgi roman, canlandırma sineması diye de anılan çizgi film, kitap resimleme, afiş gibi sanat alanlarında da çalışmalar yapmışlardır. Karikatürün ne olduğu ve ne olması gerektiğine ilişkin ilk kurumsal çalışmalara da gene bu dönemde rastlanır.


Türk karikatürü 1960'tan sonra bir duraklama dönemine girdi. Sanatçıların anlatım açısından yenilikler getirmeyişinin yanı sıra okuyucu ve izleyici de karikatüre daha az ilgi göstermeye başladı. Gazete ve dergiler yalnız yurtdışından alınan karikatürleri ve adını duyurmuş Türk sanatçılarının yapıtlarını yayımlıyor, genç sanatçıların çalışmalarına fazla şans tanımıyordu. Duraklamaya neden olan etkenlerden biri karikatürün giderek soyut bir grafik sanat düzeyine gelmesi, anlatımını karmaşık simgeler ve çizim teknikleriyle iletir olmasıdır. Karikatür çizgiyle gülmece yapma sanatıdır düşüncesi yerini, karikatür güldürmez düşundürür düşüncesine bıraktı, gülmecesi sınırlı bu yaklaşım da geniş izleyici kitlesi tarafından benimsenmedi. Konu ya da anlatım yolu bulamayan karikatürcüler güncel olayları resimlemekten ileri geçemeyen yapıtlar üretir oldular. Bu dönemin sonlarında, 1969'da Semih Balcıoğlu, Turhan Selçuk ve Ferit Öngören'le birlikte Karikatürcüler Derneği'ni kurdu.


Yeni Karikatür Dönemi


1970'lerin başında karikatür bir kendini yenileme sürecine girdi, böylece de günümüze kadar süren dördüncü ve sonuncu dönem başlamış oldu. Bu dönemde karikatür büyük yaygınlık kaznarak pek çok kişi, özellikle de gençler için bir anlatım, bir dışavurum aracı oldu. 1975'te de İstanbul'da, Tepebaşı'nda Türkiye'nin ilk Karikatür Müzesi kuruldu.

Dönemin özelliklerinden biri soyut anlatımlarından uzaklaşmak olmuştur. Bir başka çizim özelliği de karikatürün çizgi romana özgü anlatım tekniklerinden yararlanmaya başlamasıdır. Altyazılar ortadan kalkarak, sözlerin konuşma balonları içine alınması, çizgi romana özgü ünlem, sözcük ve işaretlerin karikatürde de kullanılması, daha devingen, canlı, çarpıcı çizimlerin araştırılması, yazarı ile çizeri ayrı ortak yapımların çoğalması karikatüre yeni bir soluk kazandırmış, karikatürün yeniden yaygın bir anlatım aracı olarak kullanılmasını sağlamıştır.





Dönemin gülmece açısından özelliği yazıdan kaçınmaması, dahası yüzyıllardır kullanılan bazı sözlü gülmece özelliklerine dayanarak bunu karikatüre aktarmasıdır. Ayrıca gülmece açısından bir başka önemli adım daha atmış, bilinmeyen üçüncü kişilere yönelik iğnelemeler yerine doğrudan sokaktaki insanı konu alan bir gülmeceye yönelinmiştir. Yazında gülmece yazarı Aziz Nesin'le başlayan, Türk insanının kendi kendisinin alaya alan gülmece yaklaşımının karikatüre katılması da bu sanata yeni bir canlılık veren en önemli etkenlerden biridir. Bu dönemin önde gelen adı, 1950 kuşağının en genç karikatürcülerinden biri olan Oğuz Aral'dır. Onun yönetimini üstlendiği Gırgır adlı gülmece dergisi yeni anlayışa öncülük etmiş, pek çok genç sanatçının yetişmesini sağlamıştır. 1971'den beri çıkan ve adı 1989'da Oğuz Aral'ın yarattığı bir çizgi roman kahramanı olan Avni'ye dönüştürülen bu dergi görülmedik bir başarı kazanarak, bütün dünyada yayımlanan üçüncü büyük gülmece dergisi durumuna gelmiştir. Dönemin öteki karikatürcüleri arasında Hasan Kaçan, Behiç Pek, Latif Demirci gibi adlar vardır. Engin Ergönültaş, Can Barslan, Mehmet Çağçağ, Tuncay Akgün de aynı anlayışı sürdürmüşlerdir. Yeni anlayışa ayak uydurabilen, Oğuz Aral'ın kardeşi Tekin Aral bir yandan başarılı portre karikatürleriyle tanınırken bir yandan da Türkiye'nin büyük gülmece dergilerinden Fırt'ı yönetmektedir. Kemal Aratan, Serhat Gürpınar, Yavuz Taran ise bir sonraki çizer kuşağının temsilcileridir. Bu dönemde kadın çizerlerin de sayısı çoğalmıştır. En başarılı olanlarından biri Çılgın Bediş adlı çizgi romanın yaratıcısı Özden Ögrük'tür. Bu arada bu dönemde karikatürcülüğünün yanı sıra mizah yazarlığı yapan isimler de görülür. Cihan Demirci, Aziz Yavuzdoğan, Gani Müjde ve Metin Üstündağ gibi isimler hem çizer hem de yazar olarak diğer mizahçılardan ayrılırlar.


Karikatür günümüz Türkiye'sinde yaygınlık açısından en önde gelen sanat dalı durumuna gelmiştir. Sanatsal yaratıcılık alanı olarak geniş kitleler tarafından ilgiyle izlenmekte ve sevilmektedir. Gülmece dergilerinin sayısı çoğalmış, ayrıca gazete ve dergiler de gülmece ekleri vermeye, amatör çizer köşeleri düzenlemeye başlamişlardır. Büyük kentlerin dışında da sergiler, yarışmalar düzenlenmektedir. Bunlara paralel olarak karikatürün tarihini, kuramını konu alan yazılar, kitaplar yayımlanmaktadır.

( Wikipedia )
__________________
ayakkabı kutusuna,
sakladım
tüm göçebeliğimi
  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz Psişik Tırtıl'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 21.11.2013, 02:58   #2
Çevrimdışı
Psişik Tırtıl
Gerçek Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Geçmişten Günümüze Mizah Dergileri


Türkiye'de Çıkan İlk Mizah Gazetesi



Letâif-i Asâr

Memleketimizde çıkan ilk mizah gazetesi, müstakil bir mizah gazetesi olmayıp "Terakki" isimli gazetenin ilave nüshalarıdır.





1868 de Ali Raşit ve Filip Efendiler "Terakki" isimli gazeteyi kurmuşlardı. Arapça olarak çıkan "Elcevaip" isimli bir gazetedeki yazıyı iktibas ettiği için kapatıldı.


1874 senesine kadar bir kaç defa daha kapatılıp açılan günlük TERAKKİ gazetesi; haftada bir defa kadınlara mahsus ilave sayısı ve bir de yine haftalık bir mizah ilavesi çıkarmıştır. Bu ilave mizah gazetesi ilk türkçe mizah gazetemizdir. Bu mizah gazetemizin ismi "Letaif-i Âsar"dır.

Selim Nüzhet Gerçek "Türk Gazeteciliği" isimli eserinde "Letaif-i Asar" hakkında şunları yazmaktadır:

"İptidaları içinde resim olmadığı gibi, münderecatı da oldukça saçmadır. Muharrirleri öteye beriye yaptıkları tarizler, neyi kastettikleri pekiyi anlaşılmayan sözlerle epeyce bir müddet gazeteyi doldurmaya çalıştılar. Fakat muvaffak olamadıklarını kendileri de anladıklarından gazetenin gerek başlığında, gerek münderecatında değişiklik yapmaya mecbur oldular. Bunu gazete kendi itiraf ediyor : "Vakıa bu ana kadar fena değil idiyse de pek de iyi denecek derecede değildi. Bu defa külahı çıkarılıp günleri tebdil olundu. ve tefevvuku inkar olunmaz bir hale geldi."

Bu tefevvuk kâfi derecede değildi. Gazete bir müddet daha oldukça sönük bir tarzda neşriyatına devam etti. Bir müddet daha sonra ise, Letaif-i Asarın hacmi büyüdü. Tam bir mizah gazetesi şeklini aldı. Ve şaka tarzında esaslı tenkitler yapmağa başladı. En son nüshalarında karikatürler de vardır. Terakki'nin iptidaları "Terakki" sonraları "letaif-i Asar" ismi altında küçük kıtada intişar eden bir mizah serisi daha vardır.

Terakki'nin muharrirleri arasında Hayrüddin imzasıyla yazı yazan Karski isminde bir Lehli vardır. Bu imza sahibinin bütün yazıları hürriyet telkini ile doludur. Ebuzziya Tevfik Bey, Suphi Paşa zade Ayetullah bey, Kemal paşa zade Sait bey ve ismail efendi isminde bir zat da muharrirlik ederlerdi."

Gazetenin tetkik edilen koleksiyonunda, gazete sahibinin Ali Raşit yerine sonradan Mustafa Ragıp olduğu görülmüştür.


------------
KAYNAK:
Hiciv Edebiyatı Antolojisi, ist.1955, shf:11/12
__________________
ayakkabı kutusuna,
sakladım
tüm göçebeliğimi
  Alıntı ile Cevapla
9 Üyemiz Psişik Tırtıl'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 21.11.2013, 03:08   #3
Çevrimdışı
Psişik Tırtıl
Gerçek Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Geçmişten Günümüze Mizah Dergileri


Diyojen Mizah Dergisi





Gerçek anlamda ilk Türk mizah dergisi, 23 Aralık 1869'da Teodor Kasap adlı Ermeni kökenli bir vatandaşın, kadroya Namık Kemal'i de alarak çıkardığı Diyojen olmuştur. Dergi adını ikibin yıl önce Sinop'ta doğmuş ünlü filozof Diyojen'den almış ve'Gölge etme başka ihsan istemem' sloganıyla haftada üç gün yayınlanmak üzere çıkarılmıştır.

Türkçe yayımından önce bir süre Fransızca, Rumca çıkan, Ermenice olarak da yayınlanan ve Türkiye'de modern mizahın ilk örneklerinin yayınlandığı dergi; Ali Bey, Ebüzziya Tevfik ve Namık Kemal'in imzasız yazılarına yer verdi.

Yayın yaşamını 1873 yılına kadar sürdürmüş olan Diyojen, 183 sayı çıkmıştır ve üç kez geçici olarak kapatılmıştır. Ancak son sayısı olan 183. sayısında siyasal içerikli mizah yazıları nedeniyle 9 Ocak 1873 tarihinde yönetimce yayımına son verilmiştir.





Tam dört kez kapatılan Diyojen 1870’de İstanbul’lu bir Rum olan Teodor Kasap tarafından kuruldu. Osmanlının ilk mizah gazetesi olarak adlandırılan Diyojen, fıçısında İskender ile konuşmakta olan bir Yunan filozofunu gösteren ilk sayfasındaki resim hariç yaklaşık bir buçuk yıl resimsiz olarak basıldı. İlk mizahi resim 26 Mayıs 1872 tarihinde 121. sayısında yayınlandı. İlk kapatılma nedeni, dördüncü sayıda İran Şahı’nın Bağdat’ı ziyaretini anlatırken etrafındakilerin sayısını abartması üzerinedir. Gazete 1,5 ay kapatılır.

Diyojen’in ikinci kez kapatılmasına ise 14 ve 15. sayılarında yayımladığı fıkralar sebep oldu ve gazete 15 gün süre ile kapatıldı. Diyojen 128. sayısında Namık Kemal tarafından kaleme alınan ve Sadrazam Mahmut Nedim Paşa’yı kediye benzeterek hiciv eden “Kedi Mersiyesi” adlı bir manzume yayımladı. Bu mersiye çok tutuldu ve Çaylak gazetesi 23. sayısında “Diyojen’in Kedisi” başlığı ile aynen yayımladı. Diyojen 132. sayısında Kedi Mersiyesine ek olarak bir de “Köpek Mersiyesi” yayımladı. Bu mersiyeden hükümet rahatsız oldu ve 133. sayıda yayımlanan bir uyarı gönderdi.
Diyojen’in son kapatılması ise 179, 180 ve 182. sayılarında Rus Çarı ve Mısır Hidivi İsmail Paşa ve Rus Başbakanı Gorçakof ile Rus elçisi İgnatiyef’in ağızlarından hayali mektuplar yazması üzerine olmuştur. Bu hayali mektupları Hakayikul Vakayi gazetesi ciddiye alarak “ Devlet ileri gelenleri ağzından sahte mektup yazmak” şeklinde yorumlandı ve eleştirdi. Diyojen’in savunması hükümeti ikna etmedi ve Diyojen tamamen kapatıldı. Kapatılma ilanında “Diyojen gazetesi mizaha mahsus bir gazete olduğunu bahane ederek adab-ı umumiye ve kaide-i hükümetin gösteremeyeceği bir yolda idare-i lisan etmeyi itiyat etmiş ve tashih-i usul etmesi için defatle ihtar ve tenbih ve birkaç kere tatil edilmiş ise de gene mesleğinde ısrar ve 179, 180 ve 182 numrolarında dahi bazı zevat-ı fihamın şan ve haysiyetine dokunacak isnidatı şamil imzalarıyla sahte mektuplar neşretmek faciasına kadar ihtiyar etmiş olduğuna ve bu halile devamı asla caiz olamayacağına binaen 12 Mart 1867 tarihli kararname mucibince işbu tarihten itibaren külliyen fesih ve ilga” edildiği ilan edilmiştir.



Ceza alan ilk yayıncımız Teodor Kasap Kimdir?






Teodor Kasap ( 1835-1905 ) 1835 Kayseri doğumlu Rum kökenli Osmanlı gazeteci ve yazardır. Teodor Kasap ilk Türkçe mizah dergisi Diyojen'i yayımlamıştır.


Gazeteci, yazar. Babasının ölümünden sonra İstanbul’a gitti. Çıraklık yaparak Kuruçeşme Rum Okulu’nda öğrenimini sürdürdü. Bir Fransız subayının yardımıyla Fransa’ya gitti (1856). Paris’te öğrenim gördü. İstanbul’a dönünce gazeteciliğe başladı, ilk Türk mizah gazetesi Diyojen’i çıkardı (1870-1873).

Âli Bey, Recaizade Ekrem ve Namık kemal’in yazılarıyla gazete, dönemin ilgiyle izlenen muhalefet organlarından biri oldu. Diyojen kapatılınca Çıngıraklı tatar, o da kapatılınca hayal ve İstikbal adlı gazeteleri çıkardı. Yazılarından ötürü hapse mahkûm edildi (1877), Avrupa’ya kaçtı. Birkaç yıl sonra bağışlandı, ölümüne değin mabeyn kütüphanecisi olarak sarayda görevlendirildi.

Tanzimat dönemindeki tiyatro çalışmalarını destekledi, Türk tiyatrosunun yerli kaynaklardan yararlanması gerektiğini savundu. Pinti hamit (1875), İşkilli Memo (1874), Para Mesleği (1875) adlı Moliére uyarlamaları yanında Lükresya Borçiya adlı bir oyunu vardır. Alexandre Dumas Pére’den Monte-Kristo (1871) çevirisi de ilk roman çevirilerindendir.
__________________
ayakkabı kutusuna,
sakladım
tüm göçebeliğimi
  Alıntı ile Cevapla
9 Üyemiz Psişik Tırtıl'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 21.11.2013, 03:27   #4
Çevrimdışı
Psişik Tırtıl
Gerçek Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Geçmişten Günümüze Mizah Dergileri

Diyojen Mizah Dergisin'den;





Uzun kulaklı çizilen bu şahıs İstanbul’da Ermeni harfli Türkçe yayınlanan “Manzume-i Efkar” gazetesinin sahibi Garabet Panasyan'dır. Uzun kulaklı çizilmesinin sebebi jurnalci olarak bilinmesindendir.




Mahmut Nedim Paşa Kabinesi’ni eleştiren ve Mithat Paşa Kabinesi’ni öven karikatür

**

(Diyojen'de yayınlanan ve Sadrazam Mahmud Nedim Paşa'yı yeren hicviye)
Hırrenâme

Kedimin her gece böbrekle dolardı sepeti
Yok idi Ni'metinin râhatının hiç adedi
Çeşmi şehlâ nigehi fârik iken nik ü bedi
Sardı etrafını bin dürlü adular
Kedimi gaflet ile fare-i idbâr yedi
Buna yandı yüreğim âh kedi vâh kedi
Keyfi gelse bıyığın oynatarak mırlar iken
Kızdırırsan yüzüne atlayarak hırlar iken
Kuyruğu geçse ele dırlanarak hırlar iken
Sofrada her kedinin def'ini hazırlar iken
Kedimi gaflet ile fare-i idbâr yedi
Buna yandı yüreğim âh kedi vâh kedi
Keseyi kapsa dökerdi yere hep pâreleri
Ciğere işler idi tırnağının yâreleri
Koşturur oynar idi kukla gibi fareleri
Deliğe sokmaz idi bir gün o âvâreleri
Kedimi gaflet ile fare-i idbâr yedi
Buna yandı yüreğim âh kedi vâh kedi
Ürperir tüyleri bir kerre deyince mırnav
Korkudan başlar idi lerzişe bakkal ile manav
Saldırırdı âdeme bulmaz ise başka bir av
Yüzünü görse köpekler diyemezken hav hav
Kedimi gaflet ile fare-i idbâr yedi
Buna yandı yüreğim âh kedi vâh kedi
Sokulunca yatağa kovmak ile gitmez idi
Okşamakla tokadı tekmeyi farketmez idi
Yiyecek görse gözü mırlaması bitmez idi
Kedimi gaflet ile fare-i idbâr yedi
Buna yandı yüreğim âh kedi vâh kedi
__________________
ayakkabı kutusuna,
sakladım
tüm göçebeliğimi
  Alıntı ile Cevapla
9 Üyemiz Psişik Tırtıl'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 21.11.2013, 03:38   #5
Çevrimdışı
Psişik Tırtıl
Gerçek Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Geçmişten Günümüze Mizah Dergileri

Hayal Mizah Dergisi

30 Ekim 1873 yılında Teodor Kasap tarafından çıkarılmaya başlanan mizah dergisidir.

Dergide; Ali Fuat bey, Nişan G. Berberyan, Santr gibi adlar bulunuyordu.


"Karagöz" tiplemesi Türk basınına ilk kez Hayal ile girdi. İşlenen konular Karagöz-Hacivat konuşmalarıyla, o zamanki deyimle "muhavereleri" ile verildi.

1877 yılında yayınlanan Nişan Berberyan tarafından çizilmiş aşağıdaki Karagöz-Hacivat karikatürü hem derginin kapatılmasına hem de Teodor Kasab’ın üç yıl hapse girmesine yol açtı.






1877’DE “HAYAL”DE YAYINLANAN,TEODOR KASAP’IN 3 YIL HAPİS CEZASI ALDIĞI KARİKATÜR… KARİKATÜRÜN ALT YAZISI ŞÖYLE:

- Nedir bu hal Karagöz?
- Kanun dairesinde serbesti, Hacivat!
__________________
ayakkabı kutusuna,
sakladım
tüm göçebeliğimi
  Alıntı ile Cevapla
9 Üyemiz Psişik Tırtıl'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 21.11.2013, 03:55   #6
Çevrimdışı
Psişik Tırtıl
Gerçek Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Geçmişten Günümüze Mizah Dergileri

Çıngıraklı Tatar Güldürü Dergisi


Çıngıraklı tatar, 1870 yılında çıkmaya başlayan Diyojen dergisinin 183. sayıda bitmesine müteakip, 1873 yılında çıkmaya başlayan yayındır (29 sayı). Cumartesi ve perşembeleri olmak üzere haftada iki gün çıktı. Yazılan imzasız olan derginin karikatürlerini Opçanadassis çizgi. Diyojen, Âli Bey, Recaizade Ekrem ve Namık kemal’in yazılarıyla dönemin ilgiyle izlenen muhalefet organlarından biri oldu. Diyojen kapatılınca Teodor Kasap Namık Kemal'le birlikte Çıngıraklı tatar'ı çıkardı. Tatar o dönem postacılara verilen isimdir. Teodor Kasap takip ve tacize dayanamadığı noktada onu kapatıp Hayal'i ardından Karagöz'ü ve Kahkaha'yı çıkardı. Yazılarından ötürü hapse mahkûm edildi (1877), Avrupa’ya kaçtı. Birkaç yıl sonra bağışlandı, ölümüne değin mabeyn kütüphanecisi olarak sarayda görevlendirildi. Tanzimat dönemindeki tiyatro çalışmalarını destekledi


Dergide yayımlanmış bazı karikatürler



Biraz yeşillik görmek için yazın köye göç etmek adetten imiş( Çıngıraklı Tatar, sayı 1, 1873)



Alt yazısı:
-Olmaz binmeli.
-Hayır inmeli. Anlamıyor musunuz?
-Canım anladım hem ineceğim, hem bineceğim hani ileri gitmeyecek miyiz ya!


-Avrupa Kıskacında Osmanlı İmparatorluğu,
Çıngıraklı Tatar, 1873, K. Opçanadassis.



*Çeviker bu karikatürü “ilerleme, özgürlük, eşitlik, adalet” temalarını işleyen Osmanlı toplumunun terakkisi (ilerlemesi, gelişmesi) kapsamı içinde yorumluyor. Çeviker karikatürün yayınlandığı dönemin özelliğini <başka karikatürlerle de örnekleyerek> “…Toplumun yenileşmesi, gelişmesi ve ilerlemesi için köklü çabaların verildiği yıllardır” tümcesi ile özetliyor. Koloğlu ise bu karikatürü “…Avrupa devletlerinin Osmanlı çağdaşlaşma girişimlerini frenleme gayretleri” tümcesi ile yorumluyor.


Çımacı ve Kayıkçı




Çımacı:
-Baba yorulma al ipi bağla.
Kayıkçı:
-Eyvallah evlâdım başka vakit, bugün işim aceledir.


Teodor Kasap’ın çıkardığı “Çıngıraklı Tatar” adlı derginin 26. sayısından bir karikatür…
__________________
ayakkabı kutusuna,
sakladım
tüm göçebeliğimi
  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz Psişik Tırtıl'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 21.11.2013, 08:07   #7
Çevrimdışı
Inatci
» İsyankar Zır Deli «

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Geçmişten Günümüze Mizah Dergileri

Çok güzel bir paylaşım olmuş bu Psişik Tırtıl, hepsini okuyamadım ama en kısa zamanda tamamlayacağım,ellerine sağlık.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
6 Üyemiz Inatci'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 21.11.2013, 14:20   #8
Çevrimdışı
SuLTaN
Fosforlu

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Geçmişten Günümüze Mizah Dergileri

Tanzimat Dönemi, ülkemiz basını için epey büyük adımların atıldığı çok sesli bir dönem olmuş. Bugüne kadar da hemen her sahada çok güzel gelişim göstermişiz bir de yasaklar olmasa kim bilir neler yapılacak.

Çok güzel bir konu olmuş Tırtıl, ellerine sağlık.
__________________
"Dostlar bizi hatırlasın..."
  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz SuLTaN'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 21.11.2013, 14:37   #9
Çevrimdışı
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Geçmişten Günümüze Mizah Dergileri

Karikatür sanatı nelerden, nelere, nerelerden, nerelere gelmiş..

Bu güzel konu için teşekkürler Psişik Tırtıl..
__________________
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 21.11.2013, 18:15   #10
Çevrimdışı
Psişik Tırtıl
Gerçek Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Geçmişten Günümüze Mizah Dergileri

Tanzimat dönemindeki diğer mizah yayınları şöyle sıralanabilir:

*Asır gazetesi tarafından verilen mizah ilavesi (1870)
*Teodor Kasap tarafından çıkarılan Hayal (1871), Çıngıraklı Tatar (1872)

*Zaharya Beykozluyan tarafından çıkarılan Latife(1871)
*Antuvan Efendi’nin çıkardığı Kamer
*Medeniyet gazetesinin ilavesi Şariveri Medeniyet(1873)
*Mihaliki Efendi’nin çıkardığı Şafak (1874)
*Basiretçi Ali Efendi’nin çıkardığı Kahkaha (1874)
*Tevfik Bey’in çıkardığı Geveze (1875), Meddah (1875)
*Mehmet Tevfik Bey tarafından çıkarılan Çaylak (1876) bunlara örnek olarak gösterilebilir

Tüm bu bilgilerden hareketle denilebilir ki, 1870–1876 yılları arası yazılı mizahın ortaya çıktığı bir süreçtir. Mevcut bilgilere göre, 1870–77 arası 20 Osmanlıca mizah dergisi yayınlanmış ancak 8 Mayıs 187’de Heyet -i Mebusan mizah dergilerine yasak koymuştur . Bu dergiler içerik olarak önceleri yalnızca eğlence amacı taşımakla birlikte zamanla mizahi kimliklerini bulmaya başlamış yayınlar olarak siyasi ve toplumsal hayatın işlenmesine ve eleştirel bir tutumla ele alınmasına zemin hazırlamıştır (Yazıcı, 2011: 1299-1313). Ancak belirtmek gerekir ki, bu mizah dergilerinin bir kısmında ciddi gazetelerde görülebilecek yazılar da yayınlanmıştır. Hatta bazı mizah dergileri sayfalarının üçte birini ciddi yazılara ayırmış, mizahla ciddiyeti bir arada sunmaya çalışmıştır.

Yüzyılın sonlarına doğru ortaya çıkan Jön Türk hareketi ile mizah ve karikatür artık sürgün dönemine girmiştir. Jön Türk hareketi, mizah basınını özellikle de karikatürü güçlü bir silah olarak görmüş ve bunu ustaca kullanmıştır. Yurtdışında sürgünde olan muhalif karikatürcüler buralarda örgütlenen İttihat ve Terakki’nin politikalarına da destek vermişler ve Abdülhamit aleyhine çıkan onlarca gazete ve dergide aktif olarak görev almışlardır. Bu yayınların en önemlileri ;

Dolap (Falkestone, 1900),
Hayal (Londra, 1895),
Beberuhi (Cenevre, 1898),
Pinti (Kahire, 1889)
Hamidiye (Londra, 1898),
Bebe Ruhi (Cenevre, 1898),
Davul (Paris-1900),

Lak Lak (Kahire,1907) ; Mehmed Fazlı’nın önce Kahire’de 5 sayı, sonra İstanbul’da 17 sayı yayınlanmış, el yazısı şapograf dergisidir. Dergi ayda iki defa neşr olunurdu





Tokmak (Cenevre, 1901): Jön Türkler tarafından Abdülhamid’e muhalif olarak İsviçre’de çıkarılan mizah dergisidir. Tokmak dergisinin çıkış yazısında şöyledir: “Tokmak'tan bir alay dili, bir mizah dili beklemek boş bir bekleyiştir. Onun dilini saygıdeğer bir edebiyatçının 'hüngür hüngür gülmek' deyimi pek açık bir biçimde açıklar.”





(II. Meşrutiyet Dönemi Mizah Basını ve İçeriklerinden Seçilmiş Örnekler/Salih Seyhan)
__________________
ayakkabı kutusuna,
sakladım
tüm göçebeliğimi
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Psişik Tırtıl'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
dergileri, geçmişten, günümüze, karikatür, mizah, mizah dergileri, tarihi


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 10:32.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.