10.09.2015, 18:38 | #1 |
Çevrimdışı
|
Kısa Keloğlan Masalları
KELOĞLANIN FÜZESİ
Bir varmış, bir yokmuş. Ülkenin birinde Keloğlan yaşarmış. Uzaya meraklıymış. Bir gün bir füze bulmuş. Füzeyle Jüpiter'e gitmiş. Uzayda tur atmış. Sonra dünyaya dönmüş. Masalımız da burada bitmiş. KELOĞLAN VE KORSANLAR Bir Keloğlan varmış. Kayıkla denize açılmış. Korsanlar, kayığı almışlar. Keloğlan'ı denize atmışlar. Keloğlan yüzerek kıyıya çıkmış. Masalımız da burada bitmiş. KELOĞLANIN SARAYLARI Evvel zaman içinde bir Keloğlan yaşarmış. Rüyasında hazine üstünde yattığını görmüş. Evin altını kazıp, hazineyi bulmuş. 365 tane saray yaptırmış. Padişahın kızıyla evlenmiş. Masalımız da burada bitmiş. BEBEK KELOĞLAN Ye bakla at takla. Ye limon denizde somon. Ye kavun derdinle avun. Ye soğan gece yarısı Keloğlan'dır doğan. Ebe oğlan oldu der, sofada dokuz doğuran babaya. Baba koşar evinde on sekiz doğuran dedeye. Baba, oğlum oldu, baba oldum, der. Dede ayağa kalkar, gözün aydın, der. Sen baba oldun, ben dede, der. Sen baba, ben dede, diyerek oynamaya başlar. Bunun üzerine baba, sen dede, ben baba, diyerek oynar. Oynarlar da oynarlar. Sonradan baba geri gelir babası yanında. Babanın babası Keloğlan'ın dedesi, Tatlıya bağlandı torun hevesi. Bebek Keloğlan ağlar da ağlar. Ana, baba, dede kucağına alır, sorun yok. Keloğlan ağlıyor ama gözlerinde yaş yok. Onun amacı dünyaya geldiğini ilan etmektir. Daha doğar doğmaz hoş geldim demektir. Hoş geldin Keloğlan, yeni doğmuş bebek oğlan. Şimdi ağla büyüdüğünde ağlama, ağlatma. Sakın ola zalim olma Kılıcın değil, aklın keskin olsun. Geldiğini görenler korkmasın, gülümsesin Anlattıklarından ders çıkarıp hayatı özümsesin. SON DEĞİRMENCİ KELOĞLAN İLE ARAP Eski zamanlarda bir Keloğlan yaşarmış. Bu Keloğlan tembellikten bıkmış. Arabın biriyle ortak olmuş ve bir değirmen satın almış. Keloğlan kısa zamanda değirmenciliğe alışmış. Gelen buğday, arpa ve mısırı değirmende öğütüp un yapıyor ve para kazanıyormuş. Bazı müşteriler para yerine öğütülen tahılın birazını değirmen hakkı olarak bırakırlarmış. Keloğlan'ın ortağı arap gün boyu geziyor ve akşamüstü gelip hasılatı alıyormuş. Öğütülen tahılı arabasına yükleyip kasabada satıyormuş. Arap giderek zenginleşmiş. Keloğlan ise, fakir kalmış. Aradan aylar geçmiş. Bakmış Keloğlan olacak gibi değil, arap kazancın hepsini alıyor. Araba oyun oynamaya karar vermiş. Arap geldiği zamanlar, bugün müşteri gelmedi, kazanç olmadı diyerek, hasılatı eve götürüp anasına vermiş. Öğütülen tahılı ambara saklamış. Bir yıl sonra arap değirmenden umudunu kesmiş ve Arabistan'a gitmiş. Keloğlan değirmende çok çalışarak zengin olmuş. Padişahın kızıyla evlenerek mutlu olmuş. SON KELOĞLAN İLE KELAYNAK KUŞU Vakti zamanında ülkenin birinde en güzel kel yarışması düzenlenmiş. Çok sayıda kelin katıldığı bu yarışmada Keloğlan ile Kelaynak finale kalmış. Keloğlan Kelaynak'ın güzel olduğuna inanıyormuş. Yarışmayı onun kazanacağını sanıyormuş ama buraya gelirken anasının, birinci olmadan, ödülü almadan sakın gelme. Seni eve koymam bilmiş ol, demesini de hiç unutmamış. Ne yapıp edip yarışmayı kazanmalıymış. Keloğlan ile Kelaynak geceyi geçirecekleri handa odalarına çekilmişler. Daha sonra Keloğlan Kelaynak'ın odasına gitmiş. Bakmış Kelaynak aynanın karşısına geçmiş kel kafasını kaşıyor. Keloğlan, sen güzelsin, sen benden güzelsin, sen en güzelsin, diyerek Kelaynak'ı övmeye başlamış. Bunun üzerine Kelaynak şişinmiş, kabarmış. Sonunda ayna çatlamış, Kelaynak patlamış. Kelaynak'tan kurtulan Keloğlan gidip odasına yatmış. Ertesi gün rakibi gelmediği için birinci seçilen Keloğlan yüz akçe ödülü alıp evinin yolunu tutmuş. SON KELOĞLAN DAĞLAR PADİŞAHI Bir varmış, bir yokmuş. Bir Keloğlan varmış. Bu Keloğlan zamanla büyüyüp gelişmiş. 20 yaşına girmiş. Mert, yiğit biriymiş ama çalışmayı sevmez, boş gezenin boş kalfası misali koca boyuyla gezer dururmuş. Garip anacığı çalış, para kazan dedikçe, para benim neyime, deyme ana keyfime, yazık olur emeğime, et doldur tabağıma, dermiş. Günlerden bir gün Keloğlan iftiraya uğramış, kolculara yakalanmamak için, dağlara kaçmış. O yörenin beyi, Keloğlan'ı altınlarımı çaldı diye suçlarmış. Beyin baskısından yıllardır bıkıp usanan köylüler, Keloğlan'a ekmek, yemek götürerek onun dağları mesken tutmasını sağlamışlar. Bir iki derken, tarlalarda karın tokluğuna çalışmak istemeyen on köylü Keloğlan'ın çevresinde saf tutmuş. Keloğlan gücüne güç katmış ve bir gün adamlarıyla düze inerek beyi sindirip korkutmuş. Tarlalarda ırgatlık yapan köylüler, Keloğlan'ın yanına gelerek, sen çok yaşa emi Keloğlan diye bağırmışlar. Kolcular, Keloğlan'ın etrafını sarınca araya girerek Keloğlan'ı dağa kaçırmışlar. Olanlardan haberdar olan o ülkenin padişahı tebdil kıyafet gelerek köylülerle konuşmuş, Keloğlan'la tanışmış. Onun iftiraya uğradığını anlamış. Sonradan kimliğini açıklamış ve Keloğlan'ı sarayına davet etmiş. Sarayda padişahın dünya güzeli kızını gören Keloğlan kıza aşık olmuş. Kız da ününü duyduğu Keloğlan'ı görür görmez sevmiş. Sonraki bir gün Keloğlan anasıyla gelerek padişahtan kızını istemiş. Padişah kızını Keloğlan'a vermiş. Düğün günü bey bir kenarda eğlenceleri izlerken, onun baskısından kurtulmuş olan köylüler oynamışlar, eğlenmişler. Yıllar sonra bile çocuklarına, torunlarına Keloğlan Dağlar Padişahı diyerek anılarını anlatmışlar. SON Serdar Yıldırım |
Serdar Yıldırım'in Mesajına Teşekkür Etti |
10.09.2015, 20:37 | #2 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Kısa Keloğlan Masalları
Hep sonu mutlulukla biten masallar ne güzel. Güzeldi,keyifle okudum ve güldüm. Teşekkürler. |
Çengelli İğne'in Mesajına Teşekkür Etti |
18.10.2018, 16:44 | #3 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Kısa Keloğlan Masalları
KELOĞLAN CENGİZ HAN’IN HAZİNESİ MASALI
Bir varmış, bir yokmuş. Bir Keloğlan varmış. İş bulup çalışmaz, gezer dururmuş. Yolda gördüğü kedileri, köpekleri kovalarmış. Sincaplara taş atar, ördeklerin peşinden bağırır, onların kaçışlarına bakarak eğlenirmiş. Keloğlan bir gün methini çok duyduğu Cengiz Han’ın Hazinesi’ni bulmak üzere yola çıkmış. Eşek sırtında Konya’ya gelmiş. Oradan bir kervana katılarak, İran üzerinden Moğolistan’a gitmiş. Cengiz Han hazinesini bir nehrin altına gömdürmüş. Önce nehrin yatağı değiştirilmiş. Hazine gömülmüş. Sonra nehir eski yatağına döndürülmüş. Keloğlan sormuş, soruşturmuş, hazine hakkında bilgi toplamaya çalışmış ama boşunaymış. Tek bilinen şey, hazinenin bu nehrin altında olduğuymuş. Nehir dediğin de uzunluğuna çok uzun, genişliğine çok genişmiş. Moğollar, yerini bilsek hazineyi biz çıkarırdık, demişler. O yaz hiç olmadık bir olay olmuş. Havalar kurak gittiği için, nehir kurumuş. Bu durum Keloğlan için büyük şans olmuş ama hazinenin yerini bulmak imkansız gibi bir şeymiş. Keloğlan talihine güveniyormuş. Dağlara, tepelere çıkmış, kuru nehir yatağını seyretmiş. Nehir yatağında gezmiş, günlerce yürümüş. Kafasını şu düşünce kurcalıyormuş: Ben Cengiz Han’ın yerinde olsaydım, hazineyi nereye gömerdim? Sonunda dere yatağındaki bir kayanın dibindeki oyuktan çıkan maymunun elinde altın olduğunu görmüş. Oyuğu genişleten Keloğlan önüne çıkan merdivenlerden aşağı inmiş ve demir kapıyı açınca hazine odasına girmiş. Cengiz Han’ın Hazinesi işte buradaymış. Altınlar, elmaslar, zümrütler, yakutlar pek çokmuş. Altından kral taçları bile varmış. Bunlardan birazını yanındaki çuvala doldurmuş, yakındaki şehirden yiyecek, içecek ve yük taşımak için deve satın almış. Birkaç gün sonra Keloğlan girişi kaya parçasıyla kapatmış ve tam 54 deve yükü hazineyle yola çıkmış. Keloğlan hazinenin kalanını orada bırakmış. Şehirdeki develer o kadarmış ve daha deve bulabilse hazinenin hepsini alırmış. Keloğlan aylar sonra köyüne varmış. 54 deve yükü hazineyle gelmesine anası çok sevinmiş. Keloğlan anasına 2 deve yükü hazine hediye etmiş. Keloğlan ertesi gün çevrede ne kadar tarla, bağ, bahçe varsa satın almış ama eski sahiplerinin buraları ekip biçmesine ve ürünleri kullanmasına izin vermiş. Birkaç hafta içinde Anadolu’yu, birkaç sene içinde devletleri, krallıkları, imparatorlukları satın alarak dünyanın sahibi olmuş. Dünya kurulalı beri savaşarak hiçbir hakanın başaramadığı işi, Keloğlan savaşmadan, kan dökmeden başarmış. Geçtiği yerlerde taş üstünde taş, gövde üstünde baş bırakmayan bir dünya imparatorluğu sevdalısı Cengiz Han’ın Hazinesi’yle bunu gerçekleştirmiş. |
Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz |
Etiketler |
keloğlan, kısa, masalları |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|
Önemli Uyarı | |
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz. |